5 scary English idioms - Learn English Expressions

Today we're doing some scary expressions that we use all the time

Bugün her zaman kullandığımız bazı korkutucu ifadeler yapıyoruz.

If you're scared of skeletons, too bad!

Eğer iskeletlerden korkuyorsanız, çok kötü!

Did you know that there's a scary skeleton

Living inside you right now!?

Şu anda içinizde yaşayan korkunç bir iskelet olduğunu biliyor muydunuz!?

"To have some skeletons in your closet" or "To have a skeleton in your closet"

"Dolabında iskelet bulundurmak" ya da "Dolabında iskelet bulundurmak"

This expression suggests that you have killed someone

Bu ifade, birini öldürdüğünüz

and put the body in your closet

ve cesedini dolabınıza koyduğunuzu ima eder

but now of course a "skeleton in your closet"

ama artık "dolabınızda iskelet olması"

just means you have a very bad hidden secret

sadece bir iskeletiniz olduğu anlamına gelir. çok kötü gizli sır

If anyone found out, it would be very bad for you. It might ruin you!

Biri öğrenirse senin için çok kötü olur. Seni mahvedebilir!

So, typically if you think someone has a very bad secret

Yani, tipik olarak birinin çok kötü bir sırrı olduğunu düşünürseniz,

maybe they killed someone

belki birini öldürdüler,

something they've done is very bad

yaptıkları bir şey çok kötü,

I don't trust this guy

bu adama güvenmiyorum

You might say "Hmm I bet that guy has a few skeletons in his closet!"

"Hmm, bahse girerim bu adamın dolabında birkaç iskelet vardır!" diyebilirsiniz.

It's super interesting how expressions evolve over time

İfadelerin zaman içinde nasıl evrildiği çok ilginç

This expression might sound familiar because it's quite similar to

Bu ifade tanıdık gelebilir çünkü

"To be in the closet"

"Dolabın içinde olmak" ile oldukça benzer "

"To be in the closet" means you're gay but it's kept a secret

Dolabın içinde olmak" eşcinsel olduğun anlamına gelir ama bu bir sır olarak saklanır

You "are IN the closet"

Sen "dolabın içindesin"

and if you tell people for the first time that you're gay

ve İnsanlara ilk kez gey olduğunu söylersen, artık

You're now open about being gay

gey olma konusunda açıksın demektir.

You "come out of the closet"

or more simply, you "come out"

and at that stage you "are out" to "be out"

dışarı"

that's the expression

ifadesi budur

Then, to "out" someone means you reveal someone's secret

O zaman, "dışarı çıkmak", birinin insanların bilmesini istemedikleri bir sırrını ifşa ettiğiniz anlamına gelir,

that they did not want people to know

not necessarily about being gay but something that they didn't want anyone to know

ille de eşcinsel olmakla ilgili değil, kimsenin bilmesini istemedikleri bir şeyi.

So if you tell someone secret to everyone, you "out" them for example

onları "dışlarsınız", örneğin

Allen didn't want anyone to know that he's secretly an alien

Allen kimsenin kendisinin bir uzaylı olduğunu bilmesini istemedi İş

Janet, his co-worker, told everyone in the office that he's actually an alien

arkadaşı Janet, ofisteki herkese kendisinin aslında bir uzaylı olduğunu söyledi

Thanks, Janet!

Teşekkürler, Janet!

"As dead as a dodo"

"Bir dodo kadar ölü"

The dodo has been dead since around 1690 so definitely

Dodo, yaklaşık 1690'dan beri ölüdür, bu nedenle kesinlikle

this animal is not alive anymore

bu hayvan artık canlı değildir.

So when something is no longer an issue it's no longer relevant

Yani bir şey artık sorun olmaktan çıktığında artık geçerli değildir.

Everyone knows this thing is dead

Herkes bu şeyin kelimenin

literally or figuratively

tam anlamıyla veya mecazi

It is "as dead as a dodo"

olarak öldüğünü bilir. bir dodo"

or more fun: "As dead as disco"

ya da daha eğlenceli: "Disko kadar ölü"

for example

örneğin,

Did you kill my husband, like I asked?

sorduğum gibi kocamı öldürdün mü?

Sure did, Ma'am! He's as dead as disco!

Elbette, hanımefendi! Disko kadar ölü!

A bucket list

Yapılacaklar listesi

a bucket list is a list of things you want to do before you die so for example

ölmeden önce yapmak istediğiniz şeylerin bir listesidir, örneğin

swimming with dolphins going skydiving seeing the Grand Canyon these are things

yunuslarla yüzmek, hava dalışı yapmak, Büyük Kanyon'u görmek, bunlar yapılacaklar

that might be on your bucket list

listenizde olabilecek şeylerdir

Let me know in the comments, what is on your bucket list?

Yorumlarda bana bildirin, neler olduğunu yapılacaklar listeniz? Bir

Next one is "the graveyard shift"

sonraki vardiya "mezarlık vardiyası"

Working a graveyard shift

Bir mezarlık vardiyasında çalışmak,

typically means you work the very very LATE shift at work

genellikle işte en geç vardiyada çalıştığınız anlamına gelir,

if you work the

eğer

midnight to 8:00 a.m. shift you are working the graveyard shift

gece yarısından sabah 8:00'e kadar çalışıyorsanız, mezarlık vardiyasında çalışıyorsunuzdur

Have you ever worked the graveyard shift? Do you now work the graveyard shift?

Hiç mezarlık vardiyasında çalıştınız mı? Artık mezarlık vardiyasında mı çalışıyorsun?

This goes nicely with "Saved by the Bell"

Bu, "Saved by the Bell" ile çok iyi gider.

Okay, class today we're doing presentations

Pekala, bugün derste sunum yapıyoruz

Does everyone have their presentation finished?

Herkesin sunumunu bitirdiniz mi?

Timmy, you are next will you please do your presentation for the class

Timmy, sıra sende lütfen sınıf için sunumunu yapar mısın

Okay I'm sorry Timmy we don't have time today

Tamam Üzgünüm Timmy bugün vaktimiz yok yarın

tomorrow you'll do your presentation

sunumunu yapacaksın

Timmy just got Saved by the Bell

Timmy Zil tarafından Kurtuldu

He escaped a difficult situation

Zor bir durumdan kurtuldu

because something interrupted

çünkü bir şey kesintiye uğradı

and in that situation you say you are Saved by the bell!

ve bu durumda zil tarafından Kurtarıldığınızı söylüyorsunuz!

Phew! No more time! Saved by the Bell!

Vay! Zaman yok! Bell tarafından kurtarıldı!

so usually time interrupts like the end of class the end of a meeting something like that

bu yüzden genellikle zaman kesintiye uğrar, dersin sonu gibi, bir toplantının sonu gibi bir şey

One possible origin for this expression comes from the 1500s

Bu ifadenin olası bir kaynağı 1500'lerden geliyor,

apparently people were buried alive quite often they would sometimes find

görünüşe göre insanlar oldukça sık diri diri gömülmüşlerdi, bazen

scratch marks on the lids of coffins which made people think

tabutların kapaklarında insanların

"Oh! Maybe we should check if people are really dead or not!"

" Ah! Belki de insanların gerçekten ölüp ölmediğini kontrol etmeliyiz!"

I mean medicine in the 1500s wasn't exactly amazing and apparently it

Demek istediğim, 1500'lerde tıp tam olarak şaşırtıcı değildi ve görünüşe göre

happened so often that Chopin's last words were

o kadar sık ​​oluyordu ki, Chopin'in son sözleri, Ölü insanların

So they started tying string to the

bileklerine ip bağlamaya başladılar,

wrists of dead people burying them having the string go through the coffin

ipi tabutun

through the ground and up above the grave attached to a bell so if they woke

içinden geçirip yerden ve mezarın yukarısından geçirerek gömmeye başladılar. bir zile bağlı, böylece

up two days later, Romeo and Juliet style, they could ring the bell

iki gün sonra Romeo ve Juliet tarzında uyanırlarsa, zili çalabilirler,

someone could quickly dig them up and save them

biri onları çabucak kazıp kurtarabilir.

Saved by the Bell!

Zil Kurtarıldı!

And of course someone had to be there in the very late hours from about midnight to

Ve tabii ki birinin gece yarısından sabah 8:00'e kadar çok geç saatlerde orada olması gerekiyordu.

8:00 a.m. to watch the graves to listen for bells to save people who had been buried alive

that person was working - you guessed it - the "graveyard shift"

"

It has been argued that this story is bollocks it kind of sounds like bollocks

Bu hikayenin saçmalık olduğu iddia edildi, kulağa saçmalık gibi geliyor

and in fact this expression comes from boxing

ve aslında bu ifade,

When a boxer is fighting, and he's

bir boksör dövüşürken bokstan geliyor ve

almost knocked out but then all of a sudden ding-ding-ding end of the round

neredeyse bayılıyordu ama sonra birdenbire ding-ding-ding raundun sonu

the boxer is saved, literally, by the bell

Boksör kelimenin tam anlamıyla zil tarafından kurtarılır,

this one makes more sense

bu daha mantıklı

The bell above a grave thing just sounds more fun though

Bir mezarın üzerindeki zil kulağa daha eğlenceli geliyor ama

I don't know

bilmiyorum

I prefer to believe the grave one, because it's terrifying

Mezardakine inanmayı tercih ederim, çünkü bu ürkütücü

But I'm not a historian

Ama ben bir tarihçi değilim.

If you're a historian, please tell me what really happened

sen bir tarihçisin, lütfen bana gerçekte ne olduğunu anlat.

Because that, the bell with the grave thing...

Çünkü o, mezarlı çan olayı...

That's just cray cray! (Crazy)

Bu tam bir saçmalık! (Çılgın)

Thanks for watching, I hope that lesson didn't suck!

İzlediğiniz için teşekkürler, umarım o ders berbat olmamıştır!

If you like that lesson and want to see more, definitely click Subscribe then

Bu dersi beğendiyseniz ve daha fazlasını görmek istiyorsanız, kesinlikle Abone Ol'a tıklayın ve ardından

click the bell that means you'll get notifications whenever I upload a new

zile tıklayın, yani ne zaman yeni bir ders yüklesem bildirim alacaksınız,

lesson you'll be the first to see it you can also support these lessons on

onu ilk gören siz olacaksınız, ayrıca bu dersleri

patreon or if you want to see more lessons click here

patreon'dan veya eğer isterseniz destekleyebilirsiniz. daha fazla ders görmek istiyorsanız buraya tıklayın