Ronnie’s #1 Tip for Teachers

Hello, there, everyone out in wherever you are.

Merhaba, oradaki herkes, nerede olursanız olun.

My name's Ronnie, and this might be the first time you're ever watching me.

Benim adım Ronnie ve bu beni ilk izleyişin olabilir.

Hello.

Merhaba.

Or the 42nd time, or you just watch me all the time.

Ya da 42. kez, ya da sürekli beni izliyorsun.

Hi.

MERHABA.

How's it going?

Nasıl gidiyor?

Hmm.

But I'm an English teacher, and through my years - 25 years - oh, am I that old?

Hmm.

Ama ben bir İngilizce öğretmeniyim ve yıllarım boyunca - 25 yıl - o kadar yaşlı mıyım?

Of teaching, I've come across a lot of teachers, not metal English teachers, but my personal

Öğretmenlik konusunda, pek çok öğretmenle karşılaştım, metal İngilizcesi öğretmenleri değil, ama kişisel

teachers that they're just not really good.

öğretmenlerim gerçekten iyi değiller.

Nah, they're okay people, you know.

Hayır, onlar iyi insanlar, biliyorsun.

They don't have anything against them, they look good, they don't smell bad, take showers,

Onlara karşı bir şeyleri yok, iyi görünüyorlar, kötü kokmuyorlar, duş alıyorlar

but they're just...

ama sadece...

They're lacking something, some magic about how to teach people.

Bir şeyleri eksikler, insanlara nasıl öğreteceklerine dair biraz sihir. Demek istediğim

I mean, really, honestly, anyone can be a teacher if you go to school and go to university

, gerçekten, dürüst olmak gerekirse, okula gidip üniversiteye gidip

and get your teaching degree, like, "Whoa, graduation, I'm a teacher, yeah!"

öğretmenlik derecenizi alırsanız, "Vay, mezuniyet, ben öğretmenim, evet!" Ben

I didn't do that.

yapmadım.

Nope.

Hayır.

I learned teaching through my experience, through - oh my god, so many mistakes I made.

Öğretmeyi deneyimlerim aracılığıyla öğrendim - aman tanrım, yaptığım birçok hata. Yaptığım

I don't even want to go into the mistakes I made, but I want to share this with you

hatalara girmek bile istemiyorum ama bunu sizinle paylaşmak istiyorum

because I've taken English teaching courses that I had to take - god, they're such a waste

çünkü almam gereken İngilizce öğretmenliği kursları aldım - tanrım, çok

of time - and it all comes down to you, and your ability to communicate with your classroom,

zaman kaybı - ve hepsi bu Sınıfınızla iletişim kurma beceriniz,

your ability to be a nice person, a warm person, someone that the students want to learn from.

iyi bir insan, sıcak bir insan, öğrencilerin öğrenmek isteyeceği biri olma beceriniz size bağlıdır.

Yeah.

And so, to do this, I wrote a book, and I know that's crazy because I hate reading.

Evet.

Bunu yapmak için bir kitap yazdım ve bunun çılgınca olduğunu biliyorum çünkü okumaktan nefret ediyorum.

I hate it.

Nefret ettim.

I hate reading, but I did write a book, and I want to share with you one excerpt from

Okumaktan nefret ederim ama bir kitap yazdım ve öğretme yolunuzda size yardımcı olacağını umduğum kitabımdan bir alıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum

my book that I hope helps you in your path of teaching.

.

Maybe you've been doing this for a while and you're just like, "Oh my god, I want to read

Belki bunu bir süredir yapıyorsun ve "Aman Tanrım,

something funny." Buy my book.

komik bir şeyler okumak istiyorum" diyorsun. kitabımı satın al

Or if you're new at teaching, or new to teaching, and you're like, "I don't know where to start."

Veya öğretmenlikte yeniyseniz veya öğretmenlikte yeniyseniz ve "Nereden başlayacağımı bilmiyorum" diyorsanız.

Yeah?

Evet?

Buy my book.

kitabımı satın al

So, just buy it, and it's funny.

Yani, sadece satın alın ve komik.

I've got some cool stories you can...

Bazı harika hikayelerim var...

You can look at, you can read, and basically I just want to help you because there are

Bakabilirsin, okuyabilirsin ve temelde sadece sana yardım etmek istiyorum çünkü

some tricks, there are some magic to this whole teaching thing.

bazı hileler var, tüm bu öğretme işinde biraz sihir var.

Let me go through Ronnie's teaching tip.

Ronnie'nin öğretim tüyosunu incelememe izin verin.

Trick number one, the mistakes.

Bir numaralı numara, hatalar.

Oh, yes.

Oh evet.

I told you at the beginning of the video I've made loads of them, but this one I'm not focusing

Videonun başında çokça yaptığımı söylemiştim ama bu sefer

on myself.

kendime odaklanmıyorum.

I want to focus on our students because, hey, they're what makes us come to work every day

Öğrencilerimize odaklanmak istiyorum çünkü hey, her gün işe gelmemizi

and put on a clean shirt and teach them.

ve temiz bir gömlek giymemizi ve onlara ders vermemizi sağlayan şey onlar.

If it wasn't for our students, we'd have no job, oh my goodness, we'd be homeless, I wouldn't

Öğrencilerimiz olmasaydı işimiz olmazdı, aman Allah'ım evsiz kalırdık, ekmeğim olmazdı

have food, I wouldn't get to eat cookies every day.

, her gün kurabiye yiyemezdim.

Okay.

Ronnie, back up.

Tamam aşkım.

Ronnie, geri çekil.

Okay?

Back up.

Tamam aşkım?

Destek olmak.

Come forward.

Öne çık.

Let's focus on the students.

Öğrencilere odaklanalım.

So, students are going to make mistakes.

Dolayısıyla öğrenciler hata yapacak.

We make mistakes, but we have to learn how to fix them.

Hatalar yaparız ama bunları nasıl düzelteceğimizi öğrenmemiz gerekir.

Okay?

Tamam aşkım?

So, especially with younger or new...

Yani, özellikle daha genç ya da yeni... Daha

Not younger, but newer students, students that are just beginning to speak English,

genç değil, daha yeni öğrenciler, İngilizce konuşmaya yeni başlayan öğrenciler,

they're going to make loads of mistakes, and what you don't want to do-okay?-is single

bir sürü hata yapacaklar ve senin yapmak istemediğin şey-tamam mı?- tek

students out.

You don't say, "Hey, you said this word wrong."

öğrenciler dışarı.

"Hey, bu kelimeyi yanlış söyledin" demezsin.

Okay?

You're going to say it again.

Tamam aşkım?

Tekrar söyleyeceksin.

Say the word again.

Kelimeyi tekrar söyle.

"No, that was wrong.

"Hayır, bu yanlıştı.

That's terrible.

Bu korkunç. Yine

Are you even listening to me again?"

beni dinliyor musun?"

How do you think that makes the student feel?

Bunun öğrenciye nasıl hissettirdiğini düşünüyorsunuz?

It makes them feel like shit.

Onları [ __ ] gibi hissettiriyor.

If I was that student, I would not come back to your class.

Ben o öğrenci olsaydım, sınıfınıza geri dönmezdim.

Don't make examples out of the student that doesn't know or doesn't make a mistake.

Bilmeyen, hata yapmayan öğrenciden örnek almayın.

"Oh, oh, oh, hey, Kevin, yeah.

"Oh, oh, oh, hey, Kevin, evet.

What's present perfect?"

Şimdiki mükemmel nedir?"

"Oh, Kevin doesn't know present perfect.

"Oh, Kevin şimdiki zamanı bilmiyor.

Ha ha ha."

Don't do that.

Ha ha ha."

Bunu yapma.

Why would you do that to people?

Bunu insanlara neden yapasın ki?

People are in your classroom to learn, to get encouraged, to have confidence when they're

İnsanlar,

speaking this new language.

bu yeni dili konuşurken öğrenmek, cesaretlenmek ve kendilerine güvenmek için sınıfınızdalar.

Don't squish them down.

Onları ezmeyin.

Make them feel better.

Daha iyi hissetmelerini sağlayın.

Make them feel like they want to learn about this stuff.

Onlara bu şeyler hakkında bilgi edinmek istediklerini hissettirin.

I have a teacher, and I'm taking music lessons.

Bir öğretmenim var ve müzik dersi alıyorum.

I've never played this instrument before.

Bu enstrümanı daha önce hiç çalmadım.

All of a sudden, during our practice, the conductor will stop, point at one person in

Antrenmanımız sırasında kondüktör aniden duracak, arkadaki bir kişiyi işaret edecek

the back-that's me-and say, "Ronnie, you did that wrong.

- bu benim - ve " Ronnie, bunu yanlış yaptın.

Are you listening to me?

Beni dinliyor musun?

What's going on?"

Neler oluyor?"

Why...

Neden...

And he gets angry, and I'm like, "Dude, why are you getting angry?"

O sinirleniyor ve ben de "Dostum, neden sinirleniyorsun?"

Relax.

Rahatlamak.

It's a mistake.

Bu bir hata.

We're practicing.

Pratik yapıyoruz.

If I was a professional at this, if I make a mistake, oh, shit, that's pretty bad.

Bu işte profesyonel olsaydım, bir hata yaparsam, ah, kahretsin, bu oldukça kötü.

But if you're practicing something or you're learning something, please, don't get angry

Ama bir şey uyguluyorsanız veya bir şey öğreniyorsanız, lütfen

or mad at your students.

öğrencilerinize kızmayın veya kızmayın.

Don't say things like, "You aren't listening to me.

"Beni dinlemiyorsun.

Don't yell at them and speak louder."

Onlara bağırma ve daha yüksek sesle konuşma" gibi şeyler söyleme.

Oh, guess what?

Tahmin et ne oldu?

They're listening, but they don't understand.

Dinliyorlar ama anlamıyorlar.

There's a disconnect.

Bir kopukluk var.

It's your job to help them.

Onlara yardım etmek senin görevin.

Don't ask the person who made the mistake to correct it, because obviously they don't

Hatayı yapan kişiden düzeltmesini istemeyin çünkü

know the answer.

cevabı bilmiyorlar.

It's like Ronnie in math class.

Matematik dersindeki Ronnie gibi.

My math teacher would say, "Okay, Ronnie, what's 42 minus 3?"

Matematik öğretmenim "Tamam, Ronnie, 42 eksi 3 kaç eder?" derdi.

"42?"

"42?"

"No, Ronnie, what's 42 minus 3?"

"Hayır, Ronnie, 42 eksi 3 kaç eder?"

"I don't know."

"Bilmiyorum."

"Ronnie, what's the answer?"

"Ronnie, cevap ne?"

"Dude, I don't know the answer.

"Dostum, cevabı bilmiyorum.

As many times as you ask me, I still am not magically going to know the answer, like 38."

Bana ne kadar sorarsan sor, yine sihirli bir şekilde cevabı bilemeyeceğim, 38 gibi."

That's 39.

Bu 39.

The person obviously doesn't know the answer.

Kişi belli ki cevabı bilmiyor.

Don't bother them.

Onları rahatsız etme.

They made a mistake, move on.

Bir hata yaptılar, devam edin.

"Okay.

"Tamam.

Oh, yeah, that's not right.

Ah, evet, bu doğru değil.

Anyone else?

Başka kimse var mı? Cevabı bilen

Does anyone else know the answer?"

başka kimse var mı ?"

Get your students to help each other.

Öğrencilerinizin birbirlerine yardım etmelerini sağlayın.

This is the best technique when you're in a classroom learning environment.

Bu, bir sınıf öğrenme ortamındayken en iyi tekniktir.

What I do is I write all the mistakes on the board.

Yaptığım şey tüm hataları tahtaya yazmak.

When students are speaking, I write down their mistakes.

Öğrenciler konuşurken hatalarını yazarım.

All mistakes, pronunciation mistakes, vocabulary mistakes, doesn't matter, grammar, and I write

Tüm hatalar, telaffuz hataları, kelime hataları, önemli değil, gramer ve

it on the board.

tahtaya yazıyorum.

You know, it's fun.

Bilirsin, bu eğlenceli.

What they do is as a class, maybe in small groups, maybe in partners, maybe individually,

Yaptıkları şey, sınıf olarak, belki küçük gruplar halinde, belki ortaklar halinde, belki bireysel olarak,

they correct the mistakes together.

yanlışları birlikte düzeltirler.

And this is helping them communicate with each other in English.

Bu da birbirleriyle İngilizce iletişim kurmalarına yardımcı oluyor.

Maybe one person knows the answer.

Belki bir kişi cevabı biliyordur.

Cool.

Serin.

When that person knows the answer, they get rewarded from you, and everyone else is like,

O kişi cevabı bildiğinde, sizden ödül alır ve diğer herkes

"Wow.

"Vay

Good job, Jo.

canına. Aferin Jo.

You knew that answer.

Bu cevabı biliyordun.

Cool."

Harika" der.

Awesome.

If you've got younger kids or children, you can give them prizes.

Mükemmel.

Daha küçük çocuklarınız veya çocuklarınız varsa, onlara ödüller verebilirsiniz.

You can do fun things like quiz time.

Sınav zamanı gibi eğlenceli şeyler yapabilirsiniz.

It's like, "Okay.

"Tamam,

What is the correct pronunciation of the thing that you go to in the summertime and you swim

yazın gittiğin ve

in the ocean?"

okyanusta yüzdüğün şeyin doğru telaffuzu nedir?"

Beach, yeah, beach is the right answer.

Kumsal, evet, kumsal doğru cevap.

You get a point.

Bir puan aldın.

If you encourage people to help each other, your classroom is going to be a much happier

İnsanları birbirlerine yardım etmeye teşvik ederseniz, sınıfınız çok daha mutlu bir

environment.

ortam olacaktır.

And guess what?

Ve tahmin et ne oldu?

Yeah, yeah, yeah.

Check this out.

Evet evet evet.

Şunu kontrol et.

Read the last thing.

Son şeyi oku. Bir

Teaching material for next class.

sonraki ders için öğretim materyali.

As an English as a second language teacher, sometimes we just run out of material.

İkinci dil olarak İngilizce öğretmeni olarak, bazen materyalimiz bitiyor.

We've taught them all the past verbs, the present perfect, present perfect passive,

Onlara tüm geçmiş fiilleri, şimdiki mükemmeli, şimdiki mükemmel pasifi öğrettik

and you're just like, "Oh my god.

ve siz "Aman Tanrım.

What am I going to do?

Ne yapacağım?

What am I going to do with my class?

Sınıfımla ne yapacağım?

I don't know what to do.

Yapmam" diyorsunuz. Ne yapacağımı bilmiyorum.

How did the class start?

Ders nasıl başladı?

Here's the people.

Oh."

İşte insanlar.

Ah."

You've got what your students need to work on right in front of you, right in front of

Öğrencilerinizin üzerinde çalışması gereken şey tam önünüzde, tam

your nose, there.

burnunuzun önünde, orada.

Oh, okay, people are having problems with the "th" sound, so guess what?

Oh, tamam, insanlar "th" sesiyle sorun yaşıyor, tahmin et ne oldu?

Grab some pronunciation material to teach them the "th".

Onlara "th"yi öğretmek için biraz telaffuz materyali alın.

You're never going to run out of material if you focus on your students' mistakes and

Öğrencilerinizin hatalarına ve

how to correct them in a kind way.

onları nazik bir şekilde nasıl düzelteceğinize odaklanırsanız, materyaliniz asla bitmeyecek. Öğrencilerinizi

You want to encourage your students.

teşvik etmek istiyorsunuz .

So if you're interested in becoming a better 

Yani daha iyi bir öğretmen olmakla ilgileniyorsanız

teacher, not being a boring,  mean teacher-okay?-grab

, sıkıcı, kötü bir öğretmen olmamakla -tamam mı?-

my book.

This is my website, englishwithronnie.com.

kitabımı alın.

Bu benim web sitem, englishwithronnie.com.

Head over there, grab the book, read it, you're going to have a laugh, you're going to have

Oraya git, kitabı al, oku, güleceksin, kıkırdayacaksın

a giggle, and you're going to learn a lot.

ve çok şey öğreneceksin.

You're going to see your students are going to have a good time in your class, and they're

Öğrencilerinizin sınıfınızda iyi vakit geçireceğini ve

going to like you.

sizi seveceklerini göreceksiniz.

That's it.

Bu kadar.

I'm out of here.

Thanks for watching.

Ben gidiyorum.

İzlediğiniz için teşekkürler.