10 Words with Interesting Origins (Etymology) | English Vocabulary Lesson

(light pop music)

açılış jeneriği

- Hello everyone and welcome back to English with Lucy.

Herkese merhaba, Lucy ile İngilizce'ye hoşgeldiniz!

Today I've got a video about a brand new subject.

Bugün yepyeni bir konu ile ilgili video çekiyorum

I'm going to talk to you about etymology.

''Etimoloji'' (kökenbilim) hakkında konuşacağım

So etymology is the history of a word

Etimoloji; kelimenin tarihi,

and then its historical development

aynı zamanda tarihsel gelişimini

over time of its meaning.

ifade etmektedir.

It's basically like the timeline of a word.

Temelde bir kelimenin zaman tüneli gibidir.

So you see where it originated from.

Yani, kelimenin kökeninin nereden geldiğini görebilirsiniz.

And then you can see how it evolved

ve aynı zamanda kelimenin nasıl evrildiğini,

and changed over time.

ve zamanla değiştiğini görebilirsiniz.

It's something really, really interesting.

Burada gerçekten ama gerçekten ilginç bir şey var.

Often when I learn a new word,

Genellikle, yeni bir kelime öğrendiğimde

I'll definitely look up its etymology

o kelimenin etimolojisini araştırırım.

to see which language it originates from,

Kelimenin köken olarak hangi dilden geldiğini,

how it used to be used,

daha önce nasıl kullanıldığını görmek için.

it's something a bit nerdy that I do.

Bu yaptığım şey biraz modası geçmiş,

It's something that I get a lot of joy from.

ama oldukça zevk aldığım bir şey.

Let me know if you get any joy from doing stuff like that.

Eğer siz de bu tarz şeylerden zevk alıyorsanız beni haberdar edin.

I just like words.

Ben sadece kelimeleri seviyorum.

So today, I've picked ten words with really interesting

Bugün oldukça ilginç kökenleri olan on kelime seçtim.

origins and I'm going to chat about them with you.

ve sizlerle bunun hakkında konuşacağım

In the hope that it will inspire you to study

Umarım bu video, kelimelerin kökenleri ile ilgili çalışmalarınızda

a little bit more about the origin of words.

sizlere ilham kaynağı olur.

And also, at the very least,

ya da hiç olmazsa,

help you improve your english.

İngilizcenizi geliştirmenize yardımcı olur.

Let's get started.

Hadi başlayalım!

So, number one, is sandwich.

Pekala, ilk sırada ''Sandviç'' var

So a sandwich, food between two slices of bread.

Sandviç; iki parça ekmekten oluşan bir yiyecek.

It's the most common lunch time food in England.

İngiltere'de en yaygın öğle vakti yiyeceği.

Fun fact though, I don't really like bread.

Bu gerçeğe karşın, ben ekmekten pek hoşlanmıyorum.

The reason that I don't like it,

Hoşlanmamamın sebebi

I just don't see the point in it.

sadece bunda bir amaç görememem.

I feel like sandwiches,

Ben ekmeğin, sandviç içine koyulan

the bread dilutes the flavour of the filling so yeah,

malzemelerin lezzetini azalttığını düşünüyorum

just give me the filling.

Bu yüzden bana sadece iç malzemeyi verin

Yeah.

evet

So sandwich, sandwiches actually get their name

Aslında sandviç, sandviçler

from a man called John Montague

adını 4. Sandwich Kontu olan

who was the fourth earl of Sandwich.

John Montague adında bir adamdan almaktadır.

So he was an 18th century aristocrat

Montague bir 18. yüzyıl aristokratıydı

and he used to like to eat his meals

ve öğünlerini oyun masasında

at the game tables.

yemekten hoşlandırdı.

He liked to play games like cards.

Montague, kart oyunları gibi oyunlardan hoşlanır,

And he didn't want to get all the pieces

ve kartların yağlı parmakları ile

and cards dirty with his greasy fingers,

kirlenmesini istemezdi.

so he used to ask for beef between two slices of bread.

bu yüzden eti iki parça ekmek arasında isterdi.

And it caught on with his friends.

ve bu Montague'nin arkadaşları arasında popüler oldu

They used to say, you know,

ve bilirsin, şöyle diyorlardı;

I'll have what Sandwich is having.

''Sandwich'inkinden alacağım

I'll have a Duke of Sandwich.

bir 'Sandwich Dükü' (Dukası) alacağım

And in the end it got shortened down to just a sandwich

ve sonunda sadece 'sandviç' olarak kısaltıldı

and it's the food that we know and love today.

ve Sandviç bugün bildiğimiz ve sevdiğimiz yiyecek

Or most of us know and love.

Ya da çoğumuzun bildiği ve sevdiği.

I just know it, don't love it.

Ben sadece biliyorum, sevmiyorum.

Yeah, so there is actually a place

Evet, yani aslında burada,

in the UK called Sandwich,

İngiltere'de kulağa gerçekten garip gelen

which sounds like a really bizarre name,

Sandwich adında bir yer var.

but actually, that's where the food originates from.

ama aslında bu yer, sandviçin kökeni

Okay, the next one I think is really interesting.

Tamam, sanırım sıradaki gerçekten ilginç.

It's the word nice.

''hoş'' kelimesi.

And it comes from Latin to not know

Latincede bilmemek ya da cahillik

or ignorance but then over time it started

anlamına gelen bu kelime, zaman içerisinde

to be used to describe things as agreeable, then delightful.

'münasip' ve 'hoş' gibi anlamlarda kullanılmaya başlandı.

Nowadays we use it mostly as a positive adjective.

Günümüzde biz bu kelimeyi çoğunlukla pozitif bir sıfat olarak kullanıyoruz.

Okay, the next one, muscle.

tamam, sıradaki kelime 'kas' (muscle)

This actually comes from the Latin word mus for mouse.

Aslında bu kelime Latincede fareler için kullanılan 'mus' kelimesinden gelmektedir.

And basically people used to think

ve temelde, insanlar bu kasların

that muscles looked like little mice under your skin.

derinin altındaki küçük farelere benzediğini düşündüler

So that's where the word muscle comes from.

Böylece 'kas' kelimesi ortaya çıkmış oldu.

Okay, the next one, addict.

Tamam, diğer bir kelime, tiryaki (bağımlı)

This actually comes from the Latin word to devote

Bu kelime, 'kendini bir şeye adamak' ya da 'bir şeye teslim olmak'

or to surrender yourself to something

anlamlarına gelen Latince kökenli bir kelimedir.

and it was used for slaves.

Bu kelime köleler için kullanılırdı.

So by saying you're an addict,

Yani 'sen bir bağımlısın' demek

you're saying you're a slave to something.

'sen bir şeyin kölesisin' demektir.

Which is quite accurate really.

ki bu da oldukça doğru.

Okay, the next word, clue.

pekala, sıradaki kelimemiz 'clue' (tüyo anlamına gelmektedir.)

It comes from clew, sounds the same, different spelling.

'clue' aslında 'clew' kelimesinden gelmektedir. Bu iki kelimenin okunuşu aynı fakat anlamları farklı.

Which meant in old English, a ball of thread.

Clew eski İngilizcede iplik yumağı anlamına gelmektedir.

This is because a ball of thread could be used

Çünkü bir iplik yumağı,

to guide somebody out of a maze or a labyrinth.

birine labirentten çıkmak için yol gösterebilirdi.(Yunan mitolojisindeki labirent hikayesi gibi)

So that was a clue.

Yani bu bir ipucu idi

So that is where clue comes from.

Böylece 'clue' yani 'ipucu' kelimesi ortaya çıkmış oldu.

The next one, jargon.

sıradaki kelime 'jargon'

That is a good word, isn't it?

Bu çok iyi bir kelime değil mi?

I love saying jargon.

'Jargon' demeyi seviyorum.

And jargon comes from the old, old French word, jargoun.

'Jargon' kelimesi, çok çok eski bir Fransızca kelime olan 'jargoun' kelimesinden gelmektedir.

Hope I've said that correctly.

Umarım kelimeyi doğru telaffuz ettim

Meaning twittering like birds.

'Jargoun' kuşlar gibi cıvıldamak anlamına gelmektedir.

So basically, when someone's using a lot of jargon,

yani temelde, birisi çok fazla 'jargon' kullandığında

they're twittering like birds,

kuşlar gibi cıvıldamış oluyor. (ne dediği anlaşılmıyor)

it's not really understandable,

Bu gerçekten hiç anlaşılır değil.

and they're saying a load of rubbish.

ve çok fazla işe yaramaz şey söylüyorlar.

Okay, the next one, this could be considered

Pekala, sıradaki düşündürücü olabilir.

a little bit rude, the next one is avocado,

biraz kaba ama sıradaki kelime 'avokado'

and it comes from the Aztec word,

Kökeni bir Aztek kelimesinden gelmekte

wonder if I can say, ahuakatl.

'Ahuakatl' diyebilir miyim acaba?

Ahuakatl.

'Ahuakatl'

You can see the similarity.

Benzerliği görebilirsiniz.

But this basically meant, testicle,

Ama 'Ahuakatl' temelde testis anlamına geliyor

as in the male sex organ.

erkek cinsiyet organı olan.

So, avocados are sort of similar shapes.

Yani, avokadolarla biraz benzer şekildeler.

Obviously, you can see a sort of resemblance

şekil ve yapı bakımından,

in shape and texture between an avocado

avokado ve testis arasındaki

and a testicle.

benzerliği açıkça görebilirsiniz.

And also, they are considered to be aphrodisiacs,

ve ayrıca her ikisi de cinsel dürtü anlamına gelen

meaning they boost sex drive.

afrodizyak olarak sayılabilir.

So, that is where the word avocado comes from.

işte bu da avokadonun hikayesi

The next one is whisky.

Sıradaki 'viski'

Whisky, that drink that I just cannot seem to like.

Hiçbir zaman seveceğimi zannetmediğim bir içki olan 'viski'

I always accept it when it's offered to me

Her ikram edildiğinde önce kabul ederim.

and I try and look grown up

ve içmeyi denerim

and say yes, on the rocks please.

ve ''evet!'' derim. ''Bol buzlu lütfen!''

And then, ugh, no, can't do it.

ve sonra, ıyy! hayır yapamayacağım!

It tastes like fag butts.

Tadı izmarit gibi!

Fag butts, it tastes like fag butts.

İzmarit! İzmarit gibi!

Fag butts are cigarette ends.

Fag butts sigaranın izmariti demek.

Well whisky, is actually shortened from

Pekala. Viski, Whisky Koyunun kısaltılmış hali

a whisky bay, and that comes from the old English word,

ve aslında eski bir İingilizce kelimeden gelmektedir.

usquebaugh, which is derived from two Gaelic words,

'Usquebaugh' iki Galce kelimeden türetilmiştir.

uisce, meaning water, bethu meaning life.

'uisce' su anlamına, 'bethu' ise hayat anlamına gelir.

So, they're saying that whisky is water of life.

Yani, viskiye 'hayat suyu' diyorlar!

Which I think some would consider to be very accurate.

ki bazıları bunu oldukça doğru buluyor.

Not me, I think it's actually the taker of life.

Ben bulmuyorum. Bence aslında 'hayat alıcı'

The next one is the word vagina.

Sıradaki kelime 'vajina'

Yep, the female organ.

Evet! Kadın organı olan.

And this word is derived from the Latin word

Bu kelime kılıf ya da kılıç kını gibi, bir kılıcı sarabilecek olan şey anlamına gelen

for sheath, or scabbard, the thing that would cover a sword.

Latince bir kelimeden türetilmiş.

And the word gladius, which means sword,

ve 'kılıç' anlamına gelen 'gladius'

is commonly used as to refer

yaygın bir şekilde, erkek cinsiyet organı olan

to the male sex organ, the penis.

penisi ima etmek için kullanılır.

So, the vagina, the sheath, covered the sword, the gladius.

Yani kılıf olan vajina, kılıç olan penisi sarar.

Very interesting.

Gerçekten ilginç.

The next one, oxymoron.

Sıradaki kelime, 'oksimoron'

This comes from the Greek word oxus,

Bu kelime, Yunanca hem keskin hem de kör (körelmiş)

meaning sharp and moros, meaning blunt.

anlamına gelen 'oxus' kelimesinden gelmektedir.

So, sharp blunt, the word itself is an oxymoron.

Yani, keskin kör. Kelimenin kendisi bir oksimoron.

Which I think is awesome.

ki bence bu harika!

Ugh, I love languages.

ahh. Dilleri seviyorum.

Right, that's it for today's lesson.

Pekala. Bugünün dersi bu kadar.

I know it was a little bit different,

Biliyorum, birazcık farklı bir dersti

but I just kind of wanted to share one

fakat etimoloji ve kelimelerin kökenleri gibi

of my passions with you which is etymology

tutkularımdan sadece bir tanesini

and just where words come from.

sizlerle paylaşmak istedim.

I find it really, really interesting and I think it,

Bunu gerçekten ama gerçekten ilginç buluyorum.

if you start to take etymology and the origin

ve düşündüm ki eğer siz de etimolojiyi ya da

and history of words onboard,

kelimelerin kökenini kavramaya başlarsanız

you can really quickly expand your vocabulary

kelime hazinenizi çabucak genişletebilir

and you can learn to speak in a more meaningful way as well.

ve aynı zamanda daha anlamlı bir şekilde konuşmayı öğrenebilirsiniz.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Sosyal medya üzerinden benimle iletişime geçmeyi unutmayın!

I've got my Facebook, Instagram, and my Twitter,

Facebook, İnstagram ve Twitter gibi mecralarda varım.

and I will see you soon for another lesson.

Diğer derste görüşmek üzere.

(kiss)

öpüyorum!

(light funky music)

bitiş jeneriği