LOOK, WATCH or SEE? | English Grammar and Vocabulary Lesson

(gentle, uplifting music)

(Hafif, canlandırıcı müzik)

- Hello everyone and welcome back to English with Lucy.

Herkese merhaba ve Lucy ile İngilizceye tekrardan hoşgeldiniz.

Today I've got a grammar lesson for you,

Bugün sizler için bir dilbilgisi dersim var,

well, sort of a grammar and vocabulary lesson.

Evet, bir nevi bir gramer ve kelime dersi.

It's all about "watch, look and see,"

Bu ders tamamiyle "bakmak, görmek, seyretmek" fiilleri ile ilgili

three words that seem to be very, very similar.

Çok benzer görünen 3 kelime

They are similar, they're really similar words,

Çok benzer kelimeler, gerçekten çok benzer

but we use them in different situations

ama bunları farklı durumlarda kullanıyoruz

and they cause a lot of my darling students

Ama birçok sevgili öğrencimin zorluk çekmesine ve

a lot of difficulty and a lot of confusion.

kafasının karışmasına sebep oldu.

So, let's get started.

O zaman, başlayalım.

I'm first going to break down, word by word

Kelime kelime gideceğim

and then we're going to compare them

daha sonra anladığınızdan emin olmak için

to make sure that you've really got it in your head.

cümleleri karşılaştıracağız.

I swear down, if people I don't know

Yemin ederim, eğer bilmediğin insanlar

don't stop sending me Skype requests,

bana Skype isteği göndermeyi kesmez ise

I'm going to go bananas.

'çıldıracağım'.

OK, firstly "to look".

Evet, ilk olarak 'bakmak' (fiil).

"Look" can be an exclamation.

''Bak (!)'' ünlem cümlesi olarak kullanılabilir.

In a sentence, we use it with the preposition, "at,"

'bakmak' cümlede ''at'' ile kullanılabilir.

"to look at something".

"Bir şeye bakmak".

When we "look at something",

Bir şeye baktığımızda,

we direct our eyes to the object,

O nesneye gözlerimizi yönlendiririz,

so "I'm looking at you," we've got that movement

O halde ''sana bakıyorum'' dersek, burada bir hareket söz konusu

and then we pay attention to it.

ve buna dikkat çekiyoruz.

So we direct our eyes to something

O halde, gözlerimizi bir şeye dikiyoruz

and pay attention to it,

ve buna dikkat çekiyoruz.

so when "look" has an object, we use "at",

O halde, ''bakmak'' fiili geçen bir cümlede nesne varsa, ''at'' kullanırız.

"look at that dog", for example,

Örneğin, "şu köpeğe bak",

as opposed to "look over there",

'oraya bak' cümlesinin zıttı olarak.

so I can't say, "look the dog", it's, "look at that dog".

O zaman ''köpek(-i) bak'' yerine ''köpek(-e) bak'' demeliyiz.

"To see" means to notice something using our eyes.

''görmek'' bir şeyi gözlerimizi kullanarak fark etmek anlamına gelir.

So this one's more by chance maybe.

Bu biraz daha şans eseri olabilir.

Remember, this verb is irregular,

Hatırlayın, bu fiil düzensizdir,

"see, saw, seen".

''görmek, gördü, görüldü (see-saw-seen).''

I've got a video about common, irregular verbs,

Sık kullanılan düzensiz fiiler hakkında bir videom var,

that you can watch here, if you want more information,

Eğer daha fazla bilgi istiyorsanız burdan izleyebilirsiniz,

irregular verbs, their conjugations

Düzensiz fiiller, bunların çekimleri

and their pronunciations.

ve telaffuzları.

So, "to see something" is to notice something

Yani, "bir şey görmek" gözlerimizi kullanarak

using our eyes,

bir şeyi fark etmektir.

so, "I saw your Mum at the coffee shop",

O halde, ''Kahve dükkanında anneni gördüm.'' dersek,

I noticed her with my eyes.

Bu gözlerimle onu fark ettiğim anlamına gelir.

Now, "watch, to watch", is very similar to "to look",

Şimdi, ''izle/izlemek'', ''bakmak'' fiiline çok benzemektedir,

however, the way we use them, slightly different.

Ancak kullanımı yine de biraz farklıdır.

"To watch" means we look at something

''İzlemek'' bir şeye normalden uzun bir zaman dilimi boyunca

for a longer period of time normally

baktığımız anlamına gelir

and normally the object is moving or changing,

ve bir nesne hareket ediyor veya değişiyordur.

so, "I watch TV", because the TV screen moves.

O halde, ''Televizyon izlerim'' çünkü televizyon ekranında bir hareket söz konusudur.

I wouldn't "look at the TV", the TV,

''Televizyona bakıyorum' dersek, bu izliyoruz manasına gelmez,

if I "looked at the TV", it would just be a brief glance,

Eğer televizyona bakıyorsak, burada kısa bir bakış söz konusudur,

a quick look, but "I watch it," I'm fixated on it.

kısa bir bakış. Fakat ''izliyorum'' dersek, bu gözlerimizi oraya sabitlediğimiz anlamına gelir.

So one of my favourite things to do

Yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri

is to sit in a coffee shop window

bir hahve dükkanında oturup pencereden

and do people watching

insanları izlemek

and "I watch the people go by," because they're moving.

ve ''insanların gidişini izliyorum'', çünkü onlar hareket halindeler.

I don't just "look at them,"

because that would just be a brief, shorter glance,

Ben sadece onlara bakmıyorum

çünkü bu çok kısa olurdu, kısa bir bakış

and maybe they wouldn't be moving,

ve belki de hareket ediyor olmazlardı.

"I watch" and I see what they're doing.

'izliyorum'' ve ne yaptıklarını görüyorum.

However, talk about films, sports matches or concerts,

Ancak, filmlerden, spor maçlarından veya konserlerden konuşuyorsak,

we can also use "see",

''görmek'' fiilini de kullanabiliriz.

so, "I saw Beyonce last year,"

O halde, ''Geçen sene Beyonce'i gördüm''

or "I went to see Chelsea play against Arsenal",

veya ''Chelsea'nin Arsenal'a karşı oynadığı maçı izlemeye gittim''

"I watched the football match",

"Ben futbol maçı izledim",

but "I went to see a specific game".

ama ''Belirli bir maçı izlemeye gitmiştim''.

However, with the television,

Ancak, televizyon ile

we always "watch the television".

Her zaman ''televizyon izlemek' kalıbını kullanırız.

"See" we use more, when we go out

''görmek'' fiilini dışarı çıktığımızda sıklıkla kullanırız

with the intention of "watching something".

''bir şey izlemek'' amacıyla

Cor, it is complicated, isn't it?

Üf! (:D) Çok karışık, değil mi?

Don't worry, we're going to compare them all.

Merak etmeyin, hepsini karşılaştıracağız.

OK, what's my favourite film?

Tamam, en sevdiğim film ne?

I think my favourite film is The Shawshank Redemption.

Sanırım The Shawshank Redemption en sevdiğim film.

Comment below, what's your favourite film?

Yorumlara yazın, sizin favoriniz hangisi?

I'm always looking for good film recommendations.

Sürekli iyi bir film önerisi için araştırıyorum.

So, if I say, "last night,

O halde, ''geçen gece'' dersem,

"I saw The Shawshank Redemption",

"Ben Shawshank Redemption'ı gördüm",

and "last night I watched The Shawshank Redemption",

ve ''Dün gece The Shawshank Redemption'ı izledim.'',

do they mean different things,

Farklı iki cümle gibi mi

or do they mean the same thing?

yoksa aynı iki cümle gibi mi duruyor?

They mean different things.

Farklı iki cümle.

If I say, "I watched it",

Eğer ''izledim'' dersem,

it means, "I was at home watching it".

Bu ''İzlerken evdeydim'' anlamına gelir.

If I say, "I saw it", it means I went out

Eğer, ''Onu gördüm'' dersem, bu dışarı çıktığıma

and I went to the cinema and "I saw it there,"

ve sinemaya gidip onu orada gördüğümü gösterir.

"I watched the film outside of my home",

''Filmi evimden dışarıda bir yerde izledim'',

I travelled with the intention of "seeing it".

''görme'' amacıyla seyahat ettim.

OK, another one, "I watched a man digging a hole",

Pekala, bir tane daha. ''Deliği kazan bir adamı izledim'',

"I saw a man digging a hole".

''Deliği kazan bir adamı gördüm''.

What's the difference here?

Buradaki fark nedir?

It's not about music or film or public performances,

Olay müzik, film veya toplum performansı değil,

so the difference is quite stark,

o halde fark oldukça kesin,

it's quite a strong difference.

oldukça güçlü bir fark var.

If "I watched the man digging the hole",

Eğer ''Deliği kazan bir adamı izledim'' dersem,

it means I sat there and I observed the whole,

Bu orada oturup sürecin bütün

or a large part of the process.

veya büyük bir kısmını gözlemledim anlamına gelir.

If "I saw him digging the hole",

Eğer ''Deliği kazdığını gördüm'' dersem,

it means that I maybe walked down the street

Bu, belki, sokaktan aşağı doğru yürüyorum

and I noticed that there was a man digging a hole.

ve delik kazan bir adam olduğunu fark ediyorum. Bu anlama geliyor.

Right, that's it for today's lesson.

Evet, bugünün dersi bu kadardı.

Your homework is to write three sentences

Ödeviniz, ''bakmak, izlemek ve görmek'' fiillerini doğru bir şekilde kullanarak

using, "look, watch and see" correctly

üç cümle yazmak

and I want you to try and make them as funny as possible,

ve sizden yapabildiğiniz kadar komik cümleler kurmanızı istiyorum,

I want you to try and make me laugh,

beni güldürmeye çalışmayı denemenizi istiyorum

because I love reading your comments

çünkü yorumlarınızı okumaya bayılıyorum

and the funny ones, the really funny ones

ve komik olanlar, gerçekten komik olanlar,

will get a little love heart from me, when I see them.

gördüğümde, benden bir kalp kazanacak.

Oh, don't forget to connect with me

Ah, bütün sosyal medya hesaplarımda

on all of my social media,

beni takibe almayı unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram and my Twitter

Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarım mevcut

and I've also got a PO box now,

ve ayrıca artık PO box hesabım da var.

which means you can send me letters and cards.

Bu da bana mektup ve kartpostal gönderebileceğiniz anlamına geliyor.

I've received a couple of really, really lovely ones

Gerçekten çok ama çok tatlı birkaçını teslim aldım

and I'm replying to them, so I'm really excited

ve cevaplıyorum, o yüzden çok heyecanlıyım

for the people who have written to me to get a response

cevap almak için bana yazan kişilerden dolayı.

and that's it for today.

Ve bugünlük için bu kadar.

I will see you soon for another lesson.

Başka bir derste görüşmek üzere.

(gentle, uplifting music)

(Nazik, canlandırıcı müzik)