ADVANCED English Speaking Practice HOW to STICK WITH the HABIT fluency with shadowing and repeating

English speaking practice I don't want  to do it right now I'll do it tomorrow  

İngilizce konuşma alıştırması Bunu şu anda yapmak istemiyorum Yarın yapacağım

no let's do it right now let's do it right  now okay repeat after me every once in a while  

hayır, hemen şimdi yapalım, şimdi yapalım, tamam, benden sonra tekrarla arada bir   arada bir

every once in a while there  Comes A Time when Dave wakes up  

Dave'in Geldiği Bir Zaman Gelir uyanır

and he wants to make a change in his life  and he wants to make a change in his life

ve hayatında bir değişiklik yapmak ister ve hayatında bir değişiklik yapmak ister

sometimes he wants to start exercising

bazen egzersiz yapmaya başlamak

and get into shape get into shape he wants  to get look good get into shape other times  

ve forma girmek ister forma girmek iyi görünmek ister diğer zamanlarda forma girmek

he wants to read more books  or start a meditation practice

okumak ister daha fazla kitap ya da bir meditasyon pratiğine başlayın,

so he decides that he is going  to make this his new habit

bu yüzden bunu yeni alışkanlığı   haline getireceğine karar verir

he's going to make this his new habit that's  

yeni alışkanlığı bu olarak karar verir

his new habit that's what he decided  now the first few days go very well

şimdi ilk birkaç gün çok iyi geçiyor,

as Dave feels motivated and excited about it  

Dave motive olmuş ve heyecanlı hissediyor bununla ilgili

Dave feels motivated and excited about his  new goal his new habit but as more days pass

Dave yeni hedefi , yeni alışkanlığı  konusunda motive ve heyecanlı hissediyor, ancak daha fazla gün geçtikçe

his so-called new habit

sözde yeni alışkanlığı,

so-called that means it's not new anymore  it's becoming old it's so so-called new habit  

yani artık yeni değil eskiyor, sözde yeni alışkanlık

doesn't excite him anymore it doesn't  excite him anymore so Dave says to himself

onu artık heyecanlandırmıyor artık onu heyecanlandırmıyor bu yüzden Dave kendi kendine

it's fine I'll do it tomorrow  I'll do it tomorrow it's fine  

sorun yok yarın yapacağım diyor  Yarın yapacağım sorun yok

then tomorrow rolls around rolls around it  comes tomorrow comes tomorrow rolls around  

sonra yarın dönüyor dönüyor  yarın geliyor yarın dönüyor

and he still doesn't feel like doing it

ve yine içinden yine yapmak gelmiyor

again he says tomorrow

yarın diyor

he keeps or this keeps on happening this  continues to happen this keeps on happening  

devam ediyor veya bu olmaya devam ediyor bu  olmaya devam ediyor bu olmaya devam ediyor

until his desired new habit is nearly forgotten

istediği yeni alışkanlık neredeyse unutulana kadar

nearly his desired new habit is  almost forgotten is nearly forgotten

arzuladığı yeni alışkanlık neredeyse unutuluyor

however Dave isn't alone in his struggles  

ancak Dave mücadelelerinde yalnız değil

he's not alone because we've all been  there we've all been there that's an  

yalnız değil çünkü hepimiz yaşadık orada hepimiz oradaydık bu hepimizin

expression that means we've all experienced  that I've I've been there we've all been there

deneyimlediği anlamına gelen bir ifadedir ben oradaydım hepimiz

at one point in time sometime at one  point in time we've all been there

zamanın bir noktasında oradaydık zamanın bir noktasında hepimiz oradaydık

but why does this happen

ama neden bu oluyor

why is it so hard to follow up on our new habits

yeni alışkanlıklarımızı takip etmek neden bu kadar zor?

follow up on continue doing

well one of the reasons is that

the new habit we're trying to form

can seem a little overwhelming overwhelming  so we have this mental resistance

mental resistance in the beginning when we're  super motivated it's much easier to do something  

direnci başlangıçta süper motive olduğumuzda bir şeyi yapmak çok daha kolaydır

for example going to the gym for one hour

örneğin bir saat spor salonuna gitmek

doesn't seem that hard

o kadar da zor görünmüyor

because the initial motivation the very  beginning the first initial motivation

çünkü ilk motivasyon en baştaki ilk motivasyon

is a powerful driving force

güçlü bir itici güçtür

but when we're motivated

ama biz olduğumuzda motive olmuş

it's also easy to impose  some super high expectations

bazı süper yüksek beklentiler empoze etmek de kolaydır bu size

impose what does that impose you impose  expectations it means you force them upon yourself  

ne beklentiler empoze eder bu onları kendinize   kendimize zorladığınız anlamına gelir,

ourselves so it's also easy to impose  some super high expectations on ourselves

dolayısıyla kendimize bazı süper yüksek beklentiler  empoze etmek de kolaydır,

so we go to the gym for one hour we start  to think oh I can do this and then you raise  

bu nedenle spor salonuna bir saatliğine gideriz başlarız düşün ah bunu yapabilirim ve sonra

your expectations on yourself we think  okay so I went to the gym for one hour

kendinle ilgili beklentilerini yükseltirsin tamam diye düşünürüz bu yüzden ilk birkaç gün spor salonuna bir saat gittim

the first few days from now on I'll go to  the gym for one full hour every single day

bundan sonra her gün tam bir saat spor salonuna gideceğim

but once that initial motivation

ama bir kez bu ilk motivasyon

Fades away the first motivation  Fades away it goes away  

ilk motivasyonu yok eder Söner kaybolur

after a few days there is now  nothing that's driving us forward

birkaç gün sonra artık bizi ileriye götüren hiçbir şey kalmaz

and we haven't really formed a habit yet you form  a habit right we haven't really formed a habit yet  

ve biz gerçekten bir alışkanlık edinmiş değiliz, ancak siz bir alışkanlık edinmişsiniz, değil mi? henüz bir alışkanlık oluşturdu

a habit is formed after what 30 days maybe  I don't know it's different for different  

bir alışkanlık belki 30 gün sonra oluşur Farklı   alışkanlıklar için farklı olduğunu bilmiyorum

habits but the Habit hasn't been formed  yet that's why when we're unmotivated  

ama Alışkanlık henüz oluşmadı  bu yüzden motive olmadığımızda

we'll probably just skip the gym all together  we will not go at all skip the gym all together

muhtemelen hep birlikte spor salonunu atlayacağız biz spor salonunu hep birlikte atlamayacağım,

as deciding a whole hour to it I'm sorry  as dedicating dedicating a whole hour to it

çünkü bütün bir saatimi spor yapmaya ayırıyorum. Üzgünüm, çünkü bütün bir saati buna ayırmak göz

seems daunting daunting  

korkutucu görünüyor   bu yüzden hadi

so let's look at that again all the way at the  top boom that's why when we're unmotivated we'll  

en üst patlamada buna tekrar bakalım, bu yüzden biz ' Motivasyonumuz yoksa

probably just skip the gym all together as  deciding a whole hour to it seems daunting

muhtemelen hep birlikte spor salonunu atlayacağız, çünkü koca bir saate karar vermek göz korkutucu görünüyor, bütün bir saati

seems like it's just too much to do  a whole hour ah I don't want to do it  

yapmak çok fazla gibi görünüyor, ah yapmak istemiyorum, bu yüzden bizi itmek için

so instead of relying on motivation

motivasyona güvenmek yerine

to push us forward we should focus on  making our new habit an actual habit

bundan sonra yeni alışkanlığımızı gerçek bir alışkanlık haline getirmeye odaklanmalıyız

let me explain what I mean by introducing you  to the two-minute rule when the expectation is

Beklentiniz

to read the whole book

tüm kitabı okumak,

meditate for one hour or Run 10 miles

bir saat meditasyon yapmak veya 10 mil koşmak olduğunda, iki dakika kuralını size tanıtarak ne demek istediğimi açıklamama izin verin,

your habit can be quite hard to start

alışkanlığınız oldukça zor olabilir

most of the tasks that you procrastinate on

ertelediğiniz görevlerin çoğuna başlamak için devam etmek

aren't actually difficult to do

aslında zor değil,

you just avoid starting them

sadece onları başlatmaktan kaçının

because you make them seem difficult

çünkü onları zor gösteriyorsunuz.

the idea of the two-minute rule is  

iki dakika kuralının amacı

to trick your brain into thinking  that The Habit you're about to do

beyninizi, yapmak üzere olduğunuz Alışkanlığın

isn't hard the two-minute rule is a is to trick  your oh sorry the idea I'm gonna go back up  

ikisi için de zor olmadığını düşünmesi için kandırmaktır. -dakika kuralı kandırmaktır senin kusura bakma fikrine geri döneceğim

I'm gonna do it again I'm gonna do it again I  have to do it right the idea of the two-minute  

tekrar yapacağım yine yapacağım doğru yapmak zorundayım iki dakika

rule is to trick your brain into thinking  that the Habit you're about to do isn't hard  

kuralının fikri şudur: yapmak üzere olduğunuz Alışkanlığın zor olmadığını düşünmesi için beyninizi kandırın

that's the idea of the two-minute rule okay  now I feel better so what you want to do is

iki dakika kuralının fikri bu tamam şimdi daha iyi hissediyorum, bu yüzden yapmak istediğiniz şey

break that big habit down break down that's that's  a phrasal verb break down to break something down  

bu büyük alışkanlığı kırmak yıkmak bu bir deyimdir fiil yıkmak bir şeyi parçalamak

means to make it into smaller pieces so  you break that big habit down into small  

onu daha küçük parçalara ayırmak anlamına gelir, böylece bu büyük alışkanlığı küçük

two minute uh small two minute version of  it a small two-minute version of The Habit

iki dakikalık uh küçük iki dakikalık versiyonuna  ayırırsınız Alışkanlığın iki dakikalık küçük bir versiyonu,

your goals obviously can't  be completed in two minutes

hedefleriniz kesinlikle tamamlanamaz iki dakika

say it again your goals obviously  can't be completed in two minutes

tekrar söyle hedeflerin belli ki iki dakikada tamamlanamaz

but every habit can be started in that time

ama her alışkanlık c o zaman başlayın

and once you start doing something

ve bir şeyi yapmaya başladıktan sonra

it's much easier to continue with it  

devam etmek çok daha kolaydır

so I encourage you to employ  the two-minute rule yourself  

bu nedenle iki dakika kuralını  kendi başınıza uygulamanızı tavsiye ederim

employ that means to to use it whenever  you are struggling to stick with a habit

bu, bir alışkanlığa bağlı kalmak için mücadele ettiğinizde onu kullanmak anlamına gelir

the most important part of any  new habit is just getting started  

en önemlisi herhangi bir yeni alışkanlığın bir kısmı yeni başlamaktır   tam olarak başlayın

just get started right I always say that  just get started it's not about how well

Her zaman şunu söylerim  yeni başlayın önemli olan ne kadar iyi

or for how long you do it

veya ne kadar süre yaptığınızla ilgili değildir, bunun için

it's about consistent consistently  taking action toward it

tutarlı ve tutarlı bir şekilde harekete geçmekle ilgilidir, hadi

let's say that one again it's about  consistently taking action toward it

bir kez daha söyleyelim sürekli olarak  harekete geçmekle ilgilidir

instead of trying to create

a perfect habit from the start

baştan mükemmel bir alışkanlık yaratmaya çalışmak yerine,

do the easier thing on a consistent basis

tutarlı bir şekilde daha kolay olanı yapın,

that's how you'll make your habit an actual habit

alışkanlığınızı bu şekilde gerçek bir alışkanlık haline getireceksiniz,

remember you can't improve  a habit that doesn't exist

unutmayın, var olmayan bir alışkanlığı geliştiremezsiniz,

just start and the rest will follow

sadece başlayın ve gerisi takip edecek

just get started and the rest will follow  what do you think was that good I hope that  

sadece başlayın ve gerisi takip edecek bu kadar iyi olduğunu düşündüğünüz şey umarım

was a good practice good workout thank you  for practicing with me one little step at  

iyi bir alıştırma olmuştur iyi egzersiz benimle her seferinde küçük bir adım   pratik yaptığınız için teşekkür ederim

a time that's right this was step 2607  on our 10 000 step Journey get all the  

bu doğru bu w adım 2607 olarak, 10.000 adımlık Yolculuğumuzda tüm

steps in practice Paradise English coach  chad.com I'll see you in the next step

adımları uygulayın Paradise English koç  chad.com Bir sonraki adımda görüşürüz