How To Speak Fluently In English About Almost Anything

I think we're actually live this time I'm Drew  Badger the founder of englishanyone.com and  

Sanırım bu sefer gerçekten canlı yayındayız, ben englishanyone.com'un kurucusu Drew  Badger ve

welcome to another live video here on YouTube  and we'll see if we get this working should be  

YouTube'daki başka bir canlı videoya hoş geldiniz ve bunu çalıştırıp yapamayacağımızı göreceğiz

coming through clearly all right making sure  we're okay uh so I'll give people a moment  

net bir şekilde gelmeli, pekala  emin olduğumuzdan  tamam o zaman insanlara gelmeleri için biraz zaman tanıyacağım

to come in we should be live and working right  now but the reason I wanted to make this video  

şu anda canlı çalışıyor ve çalışıyor olmamız gerekiyor ancak bu videoyu yapmak istememin nedeni

is because I get really one question actually I  get a lot of questions but I get one particular  

gerçekten bir soru almamdır aslında birçok soru alıyorum ama belirli bir soru alıyorum

question over and over and over again from  students and this is how can I actually  

öğrencilerden tekrar tekrar soru ve işte bu, dün bir araya toplanmış [Kahkahalar]

speak fluently about many different kinds  of things well huddle [Laughter] yesterday

pek çok farklı türde şey hakkında aslında nasıl akıcı bir şekilde konuşabilirim [Gülüşmeler ]

uh so a lot of people again they can understand  a lot of English but they have trouble expressing  

yani birçok insan yine çok fazla İngilizce anlayabilir ancak kendilerini ifade etmekte zorlanırlar

themselves and especially if the topic is new  or unfamiliar or something uh then they have  

ve özellikle konu yeni veya tanıdık değilse veya başka bir şeyse

trouble being able to speak so I wanted to talk  about this because in a video I did a couple of  

konuşmakta sorun yaşıyorlar, bu yüzden bunun hakkında konuşmak istedim çünkü bir videoda birkaç

I think what was that last week I did on Instagram  I'd spoke with a few Learners and one of them in  

sanırım geçen hafta Instagram'da yaptığım şey neydi S birkaç Öğrenci ile dürttü ve özellikle bir tanesi,

particular was talking about how she's reading  lots of books and taking time to improve her  

nasıl çok sayıda kitap okuduğundan ve İngilizcesini geliştirmek için zaman ayırdığından bahsediyordu,

English but she doesn't feel like she's actually  becoming more fluent and so fluency again just to  

ancak aslında daha akıcı hale geldiğini ve sırf

make this very clear for people this is how  well you can communicate it's not how much  

bunu daha net hale getirmek için tekrar akıcı hale geldiğini hissetmiyor. insanlar ne kadar iyi iletişim kurabildiğiniz, ne kadar

you know and we know this because often little  children like you know four five six year old  

bildiğiniz değil ve biz bunu biliyoruz çünkü genellikle sizin gibi küçük çocuklar dört beş altı yaşındaki

kids native English speaking kids can communicate  better than many adult English Learners and so  

çocukların anadili İngilizce olan çocukların çoğu İngilizce Öğrenen yetişkinden daha iyi iletişim kurabildiğini bilir ve bu nedenle

the the goal is not to just try to learn more  and more and spend more time learning what you  

amaç gitgide daha fazla öğrenmeye çalışmak ve gerçekte ne yapmanız gerektiğini öğrenmek için daha fazla zaman harcamak

really should be doing is actually focusing  on vocabulary because this is how people get  

aslında kelime dağarcığına odaklanmaktır çünkü insanlar bu şekilde

fluent it's how you got fluent in your native  language it's how you develop Mastery in anything  

akıcı hale gelir ana dilinizde bu şekilde akıcı hale gelirsiniz herhangi bir konuda Ustalığı bu şekilde geliştirirsiniz

uh so I had a couple of notes actually uh there  are quite a few things I want to talk about

yani ben birkaç not aldım aslında uh hakkında konuşmak istediğim epeyce şey var

[Laughter]  

[Gülüşmeler]

all right so we got let's see here hopefully  muted issue hopefully the hopefully the uh the  

pekala o yüzden burada görelim umarım  sessize alınmış konu umarım umuttur Neyse ki

volume is loud enough to let's see uh welcome  from Germany nice to see everybody I want to be  

ses yeterince yüksek görelim Almanya'dan hoşgeldiniz herkesi görmek güzel hızlı olmak istiyorum bu konuda

quick go through a couple of different examples  about this just to make the point about how you  

birkaç farklı örnek üzerinden geçin sadece

can actually speak fluently about almost anything  uh but also just to let you know this is not like  

neredeyse her şey hakkında gerçekten akıcı bir şekilde nasıl konuşabileceğinizi anlatmak için ama ayrıca bunun

an instantaneous process uh but it really actually  does happen quite quickly if you start doing the  

anlık bir süreç gibi olmadığını bilmenizi isterim ama aslında  doğru şeyi yapmaya başlarsanız bu gerçekten oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşir

right thing so that's what we'll talk about in  this video uh so I wanted to talk about this  

yani bu videoda bundan bahsedeceğiz uh bu yüzden bunun hakkında tekrar konuşmak istedim

again I mentioned the learner at the beginning  uh but also just because I really want to show  

başlangıçta öğrenciden bahsetmiştim ama aynı zamanda gerçekten

how natives are learning and remind you about  how you learned your native language so I had  

yerlilerin                        nasıl öğrendiğinizi  hatırlatmak istediğim için

my uh actually before I do that let me give you  a quick a quick example of something uh just to  

aslında bunu yapmadan önce size hızlı bir örnek vereyim uh sadece

kind of contrast these two ways of learning  so the typical uh we'll just call this the uh  

bu iki öğrenme biçimini karşılaştırmak için yani tipik ah, buna

the ESL approach so this is English as a second  language and then we have the efl approach  

ESL yaklaşımı diyeceğiz, yani bu İngilizce ikinci dil olarak ve sonra onun yerine efl yaklaşımımız var

over here which is learning English as a first  language and what most people do is they spend  

İngilizce'yi ilk dil olarak öğrenmektir ve çoğu insanın yaptığı şey, mümkün olduğu

a lot of time trying to learn as much vocabulary  as possible so imagine each one of these is a new  

kadar çok kelime öğrenmek için   çok zaman harcamak bu nedenle bunların her birinin yeni bir   deyim olduğunu hayal edin, bu

phrase so if you spend today trying to learn 10  new phrases or 10 new words or whatever the efl  

nedenle bugünü 10 yeni deyim öğrenmeye harcarsanız veya 10 yeni kelime veya efl   yaklaşımı ne olursa olsun,

approach really you're trying to focus on one  thing and and learn it very deeply okay this is  

gerçekten bir şeye odaklanmaya çalışıyorsunuz ve onu çok derinlemesine öğreniyorsunuz, tamam bu

basically the simplest contrast between these  things so children they will often be learning  

temelde bunlar arasındaki en basit zıtlıktır, bu nedenle çocuklar sıklıkla öğreniyor olacaklar

something like a child will watch the same movie  you know a hundred times so they're they're just  

bir çocuk aynı şeyi izleyecek film yüz kez bildiğiniz için

naturally getting lots and lots of review while uh  most English Learners are trying to just and again  

doğal olarak çok sayıda eleştiri alıyorlar, uh çoğu İngilizce Öğrenen kişi bunu tekrar tekrar yapmaya çalışıyor

this is it's not really the fault of Learners  part of it is your brain just trying to get you to  

bu gerçekten Öğrencinin hatası değil bunun bir kısmı sizin beyninizin sadece

learn new things and part of it is teachers that  are really not spending enough time focusing on  

yeni şeyler öğrenmenizi   sağlar ve bunun bir kısmı, gerçekten  şeylere odaklanmak için yeterince zaman harcamayan öğretmenlerdir

things and so they will learn something new and  they will learn another new thing and then they  

ve böylece yeni bir şey öğrenirler ve yeni bir şey daha öğrenirler ve sonra   unuturlar

will forget other things that uh that they thought  they knew so before I talk about uh exactly what  

tam olarak ne

you should be doing and give you some examples  of this uh I thought it would be interesting to  

yapmanız gerektiği hakkında konuşmadan ve size bunun bazı örneklerini vermeden önce, bildiklerini sandıkları diğer şeyler

just use a brick example to get you all thinking  about something very simple like a brick so just  

bir tuğla gibi yani sadece

imagine I have a brick right here I want you to  write down in the comments right now just think  

hayal edin tam burada bir tuğlam var yorumlara hemen yazmanızı istiyorum sadece

of how many different ways you can use a brick  all right so very simple object you could do the  

bir tuğlayı kaç farklı şekilde kullanabileceğinizi düşünün pekala çok basit bir nesne

same thing with a marker or you know an eraser or  something like that but how many different things  

aynı şeyi bir keçeli kalemle de yapabilirsiniz ya da bir silgi ya da onun gibi bir şey biliyorsun ama bir tuğlayla kaç farklı şey

could you do with a brick all right this will help  you get thinking more like a native speaker about  

yapabilirsin?

vocabulary because what we want to do is get  you focusing on something rather than trying  

to you know we we look at one way a brick could be  used and then we go to some other object all right  

Bildiğiniz gibi, bir tuğlanın kullanılabileceği bir yola bakıyoruz ve sonra başka bir nesneye geçiyoruz, pekala   bu yüzden

so Arc just popping in look at that keep up  the good work here we go uh so yeah everyone  

Arc hemen buna bir göz atıyor, iyi işlere devam edin, işte başlıyoruz, yani evet, herkes

take your take your time and uh and give me just  any kind of use you can put it right in the chat  

fikrinizi alın zamanını ve uh ve bana herhangi bir kullanım ver onu sohbete koyabilirsin

how could you use a brick all right just think  try to try to be a little bit of creative you  

bir tuğlayı nasıl kullanabilirsin pekala düşün biraz yaratıcı olmayı dene

can think about this as a creativity uh  let's say you could build something okay  

bunu bir yaratıcılık olarak düşünebilirsin uh hadi bir şey inşa edebileceğini söyle tamam

so even if we have only one brick I mean  obviously if we have many bricks we could  

yani sadece bir tuğlamız olsa bile  demek istediğim çok fazla tuğlamız varsa

probably build a wall but yeah we could build  something we could make something that's true  

muhtemelen bir duvar inşa edebiliriz ama evet bir şey inşa edebiliriz  doğru olan bir şey yapabiliriz

it could be the like the first piece uh  of a wall uh we could throw it for sure  

bu ilk parça gibi olabilir uh bir duvar uh kesinlikle atabiliriz   onu

you could use it as a weapon if you wanted to  throw it as something yeah it could be a bridge  

bir şey  olarak atmak isterseniz  silah olarak kullanabilirsiniz  evet bu bir köprü olabilir   evet

yeah maybe like even a bridge a small bridge for a  mouse or something like that so if we put I don't  

belki bir köprü gibi hatta fare için küçük bir köprü veya onun gibi bir şey yani eğer koyarsak

know something under here and then we have our  brick like that it could be a little bridge over  

Bunun altında   bir şey bilmiyorum ve sonra bizim tuğlamız var bu bir   biraz suyun üzerinde küçük bir köprü olabilir,

some some water something like that so we could  probably think of I don't know 30 40 different  

bunun gibi bir şey böylece muhtemelen bilmiyorum 30 40 farklı

uses as a supporter sure so you could put  something on top of it you could sit on it that's  

bir destekçi olarak düşünebiliriz. üstüne bir şey koyabilirsiniz üzerine oturabilirdiniz bu

right you could use it as a chair very good so  we could also so again we could put things on top  

doğru onu bir sandalye olarak kullanabilirsiniz çok iyi bu yüzden biz de yine üstüne bir şeyler koyabiliriz

of it or we could put the brick on other things  like using it as a paper weight a paperweight so  

veya tuğlayı başka şeyler üzerine koyabiliriz örneğin bir kağıt ağırlığı bir kağıt ağırlığı olarak kullanmak gibi

things maybe if it's a windy day we put the  brick on paper to stop it from blowing away  

belki bir şeyler rüzgarlı bir günse tuğlayı uçup gitmesini engellemek için kağıda koyarız

I don't know maybe we throw it in some water to  make a loud Splash just to hear the sound of that  

Bilmiyorum belki sırf sesini duymak için yüksek bir Sıçrama yapmak için biraz suya atarız

all right I don't want to spend too much time in  the video going over all the different ways you  

tamam harcamak istemiyorum videoda bir tuğlayı kullanabileceğiniz tüm farklı yolların üzerinden çok fazla zaman geçiyor

could use a brick but the point is if you think  a little bit about it you spend just a little  

ama önemli olan nokta şu ki, bunun hakkında biraz düşünürseniz,

bit of time thinking you can probably think  of some pretty creative uses for a brick okay  

muhtemelen bir tuğla için oldukça yaratıcı kullanımlar düşünebileceğinizi düşünerek biraz zaman harcamış olursunuz. tamam

and then we also have maybe there we could have  different kinds of bricks you could have like a  

ve sonra belki orada farklı türde tuğlalarımız olabilir  bir   Lego tuğlası gibi olabilirsin, biliyorsun

Lego brick where you're you know you got your  little pieces in there you're connecting it to  

küçük parçalarını orada bir

something or it could be uh maybe made out  of plastic or something a different kind of  

şeye bağlıyorsun   ya da uh belki yapılmış olabilir plastik veya başka bir tür

brick or it could be a different color maybe  you just use it as a decoration or something  

tuğla veya ben t farklı bir renk olabilir belki onu sadece bir dekorasyon veya başka bir şey olarak kullanıyorsunuz

all right so why am I bringing up this example  uh the point of this is really just to show you  

pekala o zaman neden bu örneği gündeme getiriyorum uh bunun amacı gerçekten sadece

the difference between what Learners are doing  so what teachers are usually doing in classes  

Öğrencilerin yaptıkları  ile öğretmenlerin genellikle yaptıkları arasındaki farkı göstermek derslerde

and what natives are doing all right so I was  walking uh walking my older daughter Arya to  

ve yerliler ne yapıyor pekala, bu yüzden bugün büyük kızım Arya   okula yürüyerek gidiyordum

school today and uh while we were walking  she said dad what does harsh mean harsh

ve uh, biz yürürken baba sert ne demek sert

word harsh all right let's see do you think pay  attention at native English math can help you  

kelime sert dedi tamam bakalım ana dili İngilizce'ye dikkat etmeyi düşünüyor musunuz matematik size

with pronunciation yes if you obviously  if you're if you're watching what people  

telaffuz konusunda yardımcı olabilir, evet, tabii ki, eğer insanların ne

do but listening is more important and it's  better to listen to like 10 different people  

yaptığını izliyorsanız, ancak dinlemek daha önemlidir ve mantıklıysa, bir kişinin ağzını izlemeye çalışmaktansa 10 farklı kişinin konuşmasını dinlemek   daha iyidir

speaking than to try to watch one person's  mouth if that makes sense so Arya my older  

bu yüzden büyük

daughter asks what does harsh mean uh and  I said oh where did you hear that and she  

kızım Arya sert ne demek diye sorar ve  ah bunu nereden duydun dedim ve

said oh I was watching a show boss baby  maybe you've heard of this show boss baby

o   bir şov izliyordum patron bebeğim belki bu şovu duymuşsundur patron bebek bu

so there are actually a lot of complicated words  and expressions it's really a show for adults but  

yüzden var dedi aslında pek çok karmaşık kelime ve ifadeler bu gerçekten yetişkinlere yönelik bir şov ama

because it's a cartoon kids like to watch it but  she's learning lots of interesting vocabulary and  

çünkü bu bir çizgi film çocuklar izlemeyi seviyor ama çok sayıda ilginç kelime öğreniyor ve   bu

so one of the words that she learned was harsh  so she's asked what's harsh mean and so I said  

nedenle öğrendiği kelimelerden biri sertti  bu yüzden ona sertliğin ne anlama geldiği soruldu ve böylece Dedim

okay where did you hear that you're watching  Boss baby what's happening in the scene or in  

tamam nereden duydun patron bebek izlediğini sahnede veya

the show when you hear something or someone use  the word harsh so I I think uh like one character  

dizide neler oluyor bir şey duyduğunda veya biri sert kelimesini kullandığında yani sanırım uh bir karakter gibi

and these are I don't know babies or whatever  I I didn't I didn't see the show but but just  

ve bunlar bilmiyorum bebekler veya her neyse, yapmadım şovu görmedim ama sadece

listening to her talk about it so one character  uh is is kind of like yelling at yelling at this  

onun hakkında konuşmasını dinlemek yani bir karakter bu

other character maybe we'll give him like an angry  face uh and the other character says like don't be  

diğer karaktere bağırmak için bağırmak gibi bir şey belki ona kızgın bir surat veririz uh ve diğer karakter "bu

be so harsh so this is one example  of this so don't be so harsh  

kadar sert olma" diyor, yani bu bunun bir örneği, bu yüzden bu kadar sert olma,

so what's happening here is okay if we we  imagine the scene we can think about one  

yani burada olan şey tamam, eğer bir

character as being angry at another character  uh and they're saying some some harsh words

karakterin başka bir karaktere kızgın olduğunu düşünebileceğimiz sahneyi hayal edersek, uh ve diyorlar bazı sert sözler

some harsh words to the other character and you  can start to understand what harsh means or kind  

diğer karaktere biraz sert sözler söyleyin ve sertliğin ne anlama geldiğini veya türünü anlamaya başlayabilirsiniz.

of one one example of what harsh means but after  she she kind of understood this it's like okay  

it's maybe kind of something maybe a little bit  mean or something difficult or something hard  

biraz kaba veya zor bir şey veya zor bir şey

hard to hard to deal with something hard to accept  something that's harsh like that but I didn't stop  

başa çıkmak için zordan zora zor bir şey kabul etmesi zor bir şey bunun gibi sert bir şey ama

here as we're walking to school I start giving  her more examples of harsh and so you might have  

burada durmadım   okula yürürken ona daha fazla sert örnek vermeye başlıyorum ve bu yüzden

we'll just put some more examples up here and  I'll just leave this so we might have some harsh

buraya birkaç örnek daha koyacağız ve  Bunu burada bırakacağım, böylece biraz sert

foreign harsh weather now if you think about it  okay we understand this meaning of harsh then if  

yabancı sert havamız olabilir, şimdi düşünürseniz tamam, sert kelimesinin bu anlamını anlıyoruz, o zaman

we have harsh weather do you think that's like  good Pleasant weather or maybe not good Pleasant  

sert havamız varsa sizce bu şöyle bir şey mi iyi Güzel hava veya belki iyi değil Güzel

weather and a child can imagine oh wow that looks  like there will be some harsh harsh weather today  

hava ve bir çocuk vay canına bugün biraz sert sert hava olacak   gibi görünüyor   kar

there's a snowstorm and lots of wind so that's  what we mean by harsh weather harsh weather all  

fırtınası ve çok rüzgar var, bu nedenle sert havadan kastettiğimiz bu r sert hava pekala,

right so you might have a harsh storm or we could  have a harsh season again we're still talking  

sert bir fırtınanız olabilir veya yine sert bir mevsim geçirebiliriz.

about similar kinds of things here but again the  point is that we don't stop with just one example  

of something we really want to make sure that you  can understand that vocabulary very well so when  

bu kelime dağarcığını çok iyi anladığınızdan emin olmak istiyorum bu nedenle

I'm teaching my own kids we spend time with the  vocabulary yeah so bad weather again harsh weather  

kendi çocuklarıma öğretirken  kelime ile zaman harcıyoruz evet çok kötü hava yine sert hava

the same kind of thing and you understand it from  the situation from the context rather than trying  

aynı türden şeyler ve siz bunu bağlamdan ziyade durumdan anlıyorsunuz

to get a definition or a translation of the word  so this is why I asked my daughter like when did  

kelimenin bir tanımını veya çevirisini bulmaya çalışmaktansa bu yüzden kızıma ne zaman

you hear that what situation what's happening to  those characters when they say that because I want  

duydun diye sordum bunu söylediklerinde o karakterlere ne durumda olduğunu çünkü yeni

her to be thinking about that when she's learning  new things again it's going to be much easier for  

öğrenirken bunu düşünmesini istiyorum bazı şeyleri yine

her to understand new vocabulary this way so we  got harsh weather uh harsh storm harsh conditions

bu şekilde yeni kelimeleri anlaması çok daha kolay olacak, bu nedenle sert havamız var uh sert fırtına sert koşullar

all these things they mean something that's  difficult or it's going to be bad and again  

tüm bunların anlamı zor olan bir şey veya bu g kötü olmak ve yine   zaten

we already have the example of harsh words  someone might use some harsh language maybe  

sert sözler örneğine sahibiz birisi sert bir dil kullanabilir belki

they're cursing at someone they're angry  at someone does this make sense is it is it  

birisine küfrediyor birisine kızıyorlar  bu mantıklı mı

starting to be a little bit more clear what harsh  means you've probably heard this word before but  

ne olduğu biraz daha netleşmeye başlıyor sert muhtemelen bu kelimeyi daha önce duymuş olduğunuz anlamına gelir, ancak

have you heard all these different uses of  it maybe maybe not but this is usually what  

tüm bu farklı kullanımlarını duydunuz mu belki duymayabilirsiniz ama bu genellikle

natives are doing so they don't learn like I I'm  actually very efficient about how I teach my kids  

yerlilerin yaptığı şeydir, böylece ben ben  ben kendime nasıl öğrettiğim konusunda çok verimliyim gibi öğrenmezler çocuklar

because I understand how they should be learning  but usually what children do is they will hear  

çünkü nasıl öğrenmeleri gerektiğini anlıyorum ama genellikle çocukların yaptığı şey

maybe one example of something and then it could  be weeks or months later they hear another one  

bir şeyin örneğini duymaktır ve ardından haftalar veya aylar sonra başka bir tane duyabilirler

and they make that connection so I want to help  my kids make that connection as fast as possible  

ve bu bağlantıyı kurarlar, bu yüzden çocuklarıma bunu yapmasına yardım etmek istiyorum mümkün olduğunca hızlı bağlantı

like look at that here's something harsh here's  another thing that's harsh these are all different  

şuna bakın burada sert bir şey var  burada sert olan başka bir şey bunların hepsi farklı

harsh examples so they understand very well  what it means okay so this is just one example  

sert örnekler yani ne anlama geldiğini çok iyi anlıyorlar tamam yani bu sadece bir örnek

but I wanted to give some more especially kind of  higher level things but uh remember just because  

ama ben bazı daha özel yüksek seviyeli şeyler vermek istenmiştir, ancak

the the vocabulary looks simple you might have a  word like harsh and it seems like a short simple  

kelime dağarcığı basit göründüğü için, sert gibi bir kelimeniz olabilir ve kısa, basit bir kelime gibi görünebilir,

word uh like okay that's not an advanced word but  again in in a real conversation would you be able  

tamam gibi, bu gelişmiş bir kelime değil, yine  gerçek anlamda konuşmada

to use harsh in these different ways would that  vocabulary come to your mind automatically if  

sertliği bu farklı şekillerde kullanabilecek misin bu kelime dağarcığı otomatik olarak aklına gelir mi

you learn this way it does so if you can think wow  like harsh uh and and now because I have this word  

bu şekilde öğrenirsen öyle olur vay vay sert gibi düşünebiliyorsan uh ve şimdi çünkü bende bu kelime var

and because I know it so well I've gone deep into  the vocabulary we're going to focus on something  

ve onu çok iyi bildiğim için kelime dağarcığının derinliklerine indim,

rather than trying to learn a bunch of different  things so remember the traditional ESL approach we  

bir sürü farklı şey öğrenmeye çalışmak yerine bir şeye odaklanacağız, bu nedenle geleneksel ESL yaklaşımını hatırlayın,

have a lesson I try to teach you 10 or 20 words or  something but we're not going to go very deeply or  

bir dersimiz var size 10 veya 20 kelime falan öğretmeye çalışıyorum ama biz çok derine inmeyecek veya

spend much time on them and then next week There's  No review of any of that vocabulary so you learn  

onlar üzerinde fazla zaman harcamayacaksın ve sonra gelecek hafta Bu kelimelerin hiçbirinin gözden geçirilmesi yok, bu nedenle

a few things and then you don't spend time  reviewing them but with the efl approach we  

birkaç şey öğreniyorsunuz ve sonra onları incelemek için  zaman harcamazsınız, ancak efl yaklaşımıyla e

really want to take something and go deep into  that vocabulary so we learned the word harsh  

gerçekten bir şeyi alıp o kelime dağarcığının derinliklerine inmek istiyoruz, bu yüzden sert kelimesini öğrendik

and then we want to hear lots of different  examples of how the word might be used and  

ve ardından kelimenin nasıl kullanılabileceğine dair birçok farklı  örnek duymak istiyoruz ve

it's all of these examples that really make you  fluent in that vocabulary all right now here's the  

sizi bu kelime dağarcığında gerçekten akıcı yapan tüm bu örneklerdir. tam şimdi

amazing part about this now that you do this with  one word you can use this word when you're talking  

bunun   harika yanı, bunu tek bir kelimeyle yaptığınıza göre  bu kelimeyi   beni

about other things like don't judge me so harshly  so people are being critical they are criticizing  

bu kadar sert bir şekilde yargılama  gibi başka şeylerden bahsederken kullanabilirsiniz, bu yüzden insanlar eleştiriyor,

you hey like you know this is a bad presentation  or something like wow don't don't be so harsh  

sizi eleştiriyor, hey, bildiğiniz gibi bu kötü bir sunum veya vay canına bu kadar sert olma

please give me some kind helpful feedback okay so  again it's another example of like harsh feedback  

lütfen bana yararlı bir geri bildirim verin tamam yani yine sert geri bildirim

harsh words harsh language and this is just one  example okay so when I'm teaching my kids this  

sert sözler sert dil gibi başka bir örnek ve bu yalnızca bir örnek tamam öyleyse ben' Çocuklarıma bunu öğretiyorum

is what I'm trying to do I don't want to give  them a definition of the word I want to help  

yapmaya çalıştığım şey bu onlara kelimenin bir tanımını vermek istemiyorum birçok farklı şeyi

them understand really what it means by covering  lots of different things does this make sense let  

ele alarak bunun gerçekten ne anlama geldiğini anlamalarına yardımcı olmak istiyorum bu mantıklı mı

me know in the comments if this is like yeah  so rough another idea and these are all kind  

bana bildirin yorumlarda bu evet çok kaba başka bir fikir ve bunların hepsi

of similar because often words don't have maybe  one definition or the definition might be broad  

benzer çünkü çoğu zaman kelimelerin belki bir tanımı yoktur veya tanım geniş olabilir   bu

so it could cover many different things but in  this way my daughter Arya now understands ah okay  

nedenle birçok farklı şeyi kapsayabilir ama bu şekilde  şimdi kızım Arya anlıyor ah tamam

harsh means something difficult wow that test was  really harsh well that was a difficult a difficult  

sert zor bir şey anlamına geliyor vay bu test gerçekten sertti pekala bu zor bir zor

thing okay so the point here is uh if you want to  be able to speak fluently about almost anything  

şeydi tamam yani buradaki nokta uh  hemen hemen her şey hakkında akıcı bir şekilde konuşabilmek istiyorsanız

the the you actually should do the opposite of  what most people think so the English as a second  

aslında yaptığınızın tam tersini yapmalısınız çoğu insan ikinci bir dil olarak İngilizce

language approach says uh if we try to learn all  these different vocabulary words let's say we have  

yaklaşımının şöyle der: ah, tüm bu farklı kelime kelimelerini öğrenmeye çalışırsak, hadi

like a thousand thousand word vocabulary uh and  if we if we try to learn a whole bunch of words  

bin kelimelik kelime dağarcığımız olduğunu varsayalım ve bir sürü kelime öğrenmeye çalışırsak

or try to learn more words than that then we can  talk about anything but what happens is that they  

veya bundan daha fazla kelime öğrenirsek herhangi bir şey hakkında konuşabiliriz ama olan şey şu ki onlar

don't actually know very well the vocabulary and  so they actually can't have conversations about  

aslında kelime dağarcığını çok iyi bilmezler ve bu nedenle aslında

anything they can have a very limited conversation  about some things but the uh the efl approach the  

hiçbir şey hakkında konuşamazlar bazı şeyler hakkında çok sınırlı bir konuşma yapabilirler, ancak efl yaklaşımı

English has a first language approach what we're  doing is really trying to help you understand  

İngilizce'nin birinci dil yaklaşımı vardır, yaptığımız şey gerçekten

something very well and then you can move on to  the next thing so once you feel confident about  

bir şeyi çok iyi anlamanıza  yardımcı olmaya çalışmaktır ve ardından bir sonraki şeye geçebilirsiniz. bundan   emin olduğunuzda bir

this then you move on to the next word or phrase  or whatever but because you know this so well now  

sonraki kelimeye veya kelime öbeğine veya başka bir şeye geçersiniz ancak bunu artık çok iyi bildiğiniz için

you can use it when talking about everything you  can use it when talking about relationships or  

her şey hakkında konuşurken kullanabilirsiniz   ilişkiler hakkında konuşurken veya

going to the doctor or whatever you now know that  vocabulary and you can use it when you're talking  

doktora giderken veya her ne yapıyorsanız kullanın artık bu kelime dağarcığını bilin ve hemen

about almost anything okay so the point is not  to know every word the point is to know like  

hemen her şey hakkında konuşurken onu kullanabilirsiniz tamam yani mesele her kelimeyi bilmek değil mesele,

the vocabulary that you have very well and the  better you know it this is how you do it so you're  

sahip olduğunuz kelime dağarcığını çok iyi bilmektir ve onu ne kadar iyi bilirseniz, işte böyle yaparsınız bunu yapın, böylece

getting lots more examples you're really trying  to understand something very well hopefully this  

daha fazla örnek alıyorsunuz gerçekten bir şeyi çok iyi anlamaya çalışıyorsunuz umarım bu

is making sense let me know in the in the comments  if everybody is getting this uh before I move on  

mantıklıdır yorumlarda bana bildirin eğer herkes bunu anlıyorsa uh ben devam etmeden önce

to some additional vocabulary for this all right  yes you could have some harsh parents that's true  

bunun için biraz ek kelime dağarcığı tamam  evet, bazı sert ebeveynleriniz olabilir, bu doğru   ah, hadi

uh let's see Alfonso that's so I just want to know  if it is possible uh so who is fluent in English  

Alfonso'yu görelim, yani sadece bilmek istiyorum bunun mümkün olup olmadığını, yani akıcı İngilizceye sahip olanların

be able to express one's thought on all topics  yeah but do you see how this works so now that  

tüm konularda düşüncelerini ifade edebilmesi evet ama yap bunun nasıl çalıştığını görüyorsunuz, artık

I know the word harsh I understand how I can  apply it in different topics okay so if I  

sert kelimesini biliyorum onu  farklı konularda  nasıl  uygulayabileceğimi anlıyorum tamam yani

just learn the word harsh and a definition maybe  I'm only thinking about harsh weather all right  

sadece sert kelimesini ve bir tanımını öğrenirsem belki sadece sert havayı düşünüyorum tamam

but actually harsh doesn't it doesn't only mean  weather that's not harsh does it mean that it's  

ama aslında sert değil Bu sadece havanın sert olmadığı anlamına gelmez, bunun

meaning like as you look at all these different  examples you can understand that what that means

anlamı şu anlama gelir: tüm bu farklı örneklere baktığınızda bunun ne anlama geldiğini anlayabilirsiniz

eh

eh

yeah me and that kid on there

evet ben ve oradaki o çocuk

yes use your English though  use your English got his own

evet İngilizcenizi kullanın ama İngilizcenizi kullanın onunkini aldım

I was just watching that this morning

tam da bu sabah bunu izliyordum  hanakapa

that's from a Japanese TV show called  hanakapa uh if I'm talking about the same  

adlı bir Japon TV programından. uh eğer aynı şeyden bahsediyorsam

if we're talking about the same thing uh but yes  that's kind of a harsh name over there all right

aynı şeyden bahsediyorsak uh ama evet bu biraz sert bir isim,

all right hopefully this makes sense though uh  so the idea again is to focus on something to  

tamam mı? doğru, umarım bu mantıklıdır, uh yani fikir yine   bir şeyi

understand it very well and that's how you can  use it to talk about lots of different topics  

çok iyi anlamak için  odaklanmaktır ve bu onu pek çok farklı konu hakkında konuşmak için bu şekilde kullanabilirsiniz

so you can use this vocabulary and other things  all right let me give you two more examples uh  

böylece bu kelime dağarcığını ve diğer şeyleri kullanabilirsiniz pekala size vereyim iki örnek daha yani

of something so this is just a single word but I  thought I would also give you uh two other ones  

bu sadece tek bir kelime ama size iki tane daha vermeyi düşündüm

I know Learners love phrasal verbs so  we will talk about that very quickly

Öğrenenlerin öbek fiilleri sevdiğini biliyorum, bu yüzden

phrasal verbs are things that young kids  learn when they're trying to understand uh  

öbek fiillerin küçük çocukların öğrendikleri zaman öğrendikleri şeyler olduğundan hızlıca bahsedeceğiz. uh

more complicated things than just a single verb  like stand we might have stand up or we might  

tek bir fiilden daha karmaşık şeyleri anlamaya çalışıyoruz örneğin ayağa kalkabilirdik veya

have sit down or sit up so again we're not just  we're not just looking at sit because we have sit  

oturabilirdik veya oturabilirdik bu yüzden yine sadece bakmıyoruz sadece otur çünkü oturduk

we might have sit down and we also have to sit  up so sitting down just means to sit down in a  

olabiliriz oturmak zorundayız ve ayrıca oturmak zorundayız bu yüzden oturmak sadece bir sandalyeye oturmak anlamına gelir,

chair but sit up means actually to have correct  posture when you're sitting all right to sit up  

ancak oturmak aslında otururken doğru duruşa sahip olmak anlamına gelir pekâlâ oturmak için

uh but let's just give another example of bring up

uh ama hadi başka bir kaldırma örneği verelim

now usually when kids are learning these things  for the first time they will hear somebody using  

şimdi sen özellikle çocuklar bu şeyleri ilk kez öğrenirken birinin bir

a physical visual example of something so if  I say oh I might bring up like if I bring up  

şeyin fiziksel görsel örneğini kullandığını duyacaklardır, bu nedenle oh dersem,

a marker I'm going to raise something up so if  I'm maybe walking from uh the first floor in  

bir işaret getirirsem bir şeyi yükselteceğim bu yüzden eğer ' belki evimin   birinci katından yürüyorum

my house we're going to draw a house here it's  got two floors in it and here's some stairs so  

buraya bir ev çizeceğiz, içinde  iki kat var ve burada birkaç merdiven var yani

if I walk from here up to the second floor and I'm  carrying something with me I'm bringing up a like  

buradan ikinci kata çıkarsam ve yanımda bir şey taşıyorsam

a thing I might bring up a marker from the first  floor all right to bring something up all right  

Bir şeyi gündeme getiriyorum, birinci kattan bir işaretçi getirebilirim, pekala, bir şeyi gündeme getirmek için, pekala, evet,

yes all right we're getting there we're getting  there very good Nina uh but again this this same  

oraya gidiyoruz, oraya gidiyoruz, çok iyi Nina uh, ama yine bu aynı

idea we begin with something physical that you can  see and this is how kids are able to understand  

fikir biz görebildiğiniz fiziksel bir şeyle başlayın ve bu şekilde çocuklar

the vocabulary without using translations  all right so we're going to physically  

çevirileri kullanmadan kelime dağarcığını anlayabilirler tamam o zaman fiziksel olarak   bir

bring something so pull it from one place to  another to bring it up bring it up all right  

şey getireceğiz, bu yüzden onu bir yerden başka bir yere çekerek gündeme getirin tamam mı?

and so we might have another  thing so we've got another example  

ve böylece başka şeylerimiz olabilir o başka bir örneğimiz daha var

if we imagine a conversation two people are  talking about something so here's one person  

iki kişinin bir şey hakkında konuştuğunu hayal edersek, yani işte bir kişi

and another person talking and the first one  says oh like I had an idea about something uh  

ve başka bir kişi konuşuyor ve ilki ah, sanki bir şey hakkında bir fikrim varmış gibi diyor

and they're they're just introducing that in  the conversation so that person might bring up

ve onlar sadece bunu tanıtıyorlar sohbette o kişinin gündeme getirebilmesi için

bring up a topic so again you're kind of imagining  if it's like inside your head and you you bring it  

bir konuyu gündeme getirin, böylece tekrar hayal edersiniz eğer bu kafanızın içindeyse ve siz onu

up to the to the topic you know bring it up to  the conversation it's a similar idea of carrying  

bildiğiniz konuya getirirseniz  sohbete getirirsiniz bu benzer bir fikirdir

something from one lower level to a higher level  so if you bring up a conversation oh my friend  

bir şeyi daha düşük bir seviyeden daha yüksek bir seviyeye taşımak yani eğer bir sohbet açarsanız ah arkadaşım

just brought that up in the conversation so we're  talking about something and my friend brought up  

bunu sohbette gündeme getirdi yani bir şeyden bahsediyoruz ve arkadaşım gündeme geldi

I don't know some idea about that what we kind  of mean is they're bringing something maybe from  

Bunun ne olduğu hakkında bir fikrim yok demek istediğimiz, belki zihinlerinden veya kafalarının içinden bir şey getiriyorlar

their mind or from the inside of their head  and now they're making it uh obvious okay  

ve şimdi bunu apaçık hale getiriyorlar, tamam

bring up your date yes and so another  example another uh very common one is  

randevunuzu getirin evet ve başka bir örnek başka bir uh çok yaygın olan   gündeme getirmek

like to bring up a child to bring up a child

gibi A çocuk bir çocuk yetiştirecek

so if you bring up a child same kind of idea  on August you're gonna sneeze uh oh no it went  

yani ağustos ayında bir çocuk yetiştirirseniz aynı tür bir fikir hapşıracaksınız uh oh hayır gitti

away maybe it'll come back so if we bring up a  child we can think about that child physically  

belki geri gelir yani bir çocuk yetiştirirsek o çocuğu fiziksel olarak düşünebiliriz

getting bigger over time so they're bringing we're  bringing them up we're trying to raise them up  

zamanla büyüyorlar, bu yüzden yetiştiriyoruz onları yetiştiriyoruz  onları yetiştirmeye çalışıyoruz

trying to help them grow to bring up a child all  right so all of these examples the ESL approach  

büyümelerine yardımcı olmaya çalışıyoruz ve bir çocuk yetiştirmelerine yardımcı olmaya çalışıyoruz pekala  bu nedenle tüm bu örnekler ESL yaklaşımı

would be okay we're going to bring up and then  maybe they would learn one example of something  

sorun olmaz gidiyoruz gündeme getirmek ve sonra belki bir şeyin bir örneğini öğrenirler

but the efl approach is really to help you  understand the vocabulary very well all  

ancak efl yaklaşımı gerçekten kelime dağarcığını çok iyi anlamanıza yardımcı olmak içindir, pekala bu

right does that make sense so the the thing that's  really stopping people from communicating it's not  

mantıklıdır, bu nedenle insanları iletişim kurmaktan  gerçekten alıkoyan şey

their vocabulary again you might have uh like a  child that knows 100 words and an adult that knows  

yine onların kelime dağarcığı değildir. 100 kelime bilen bir çocuk ve

1 000 words but the better Communicator will be  the one who knows that vocabulary really well all  

1000 kelime bilen bir yetişkin gibi ama daha iyi İletişimci bu kelime dağarcığını gerçekten iyi bilen kişi olacaktır, bu

right so me speaking Japanese in the same way like  my my Japanese vocabulary is I don't know how many  

yüzden Japonca kelime dağarcığımla aynı şekilde Japonca konuşuyorum. T

words I know in Japanese I know actually I can't  even count how many words that would be but I have  

Japonca'da kaç kelime bildiğimi biliyorum Aslında biliyorum bunun kaç kelime olacağını sayamıyorum bile ama

no trouble communicating in different situations  about different topics okay so confidence is a key  

farklı durumlarda farklı konularda iletişim kurmakta hiç sorun yaşamıyorum tamam yani güven önemli bir

factor yes confidence is key but confidence comes  from your understanding of vocabulary so you don't  

faktördür evet güven anahtardır ama güven gelir kelime bilginizi anlamanız için

you don't just magically become confident for no  reason you become confident because you think ah  

sebepsiz yere sihirli bir şekilde kendinize güvenmezsiniz çünkü ah

okay now I get it now I really understand what's  happening I really understand the vocabulary  

tamam şimdi anlıyorum ne olduğunu gerçekten anlıyorum. Kelime dağarcığını gerçekten anlıyorum

okay I'll go back take a look at a few  comments and I'll give a final example here uh

tamam geri döneceğim birkaç  yoruma bir göz atın ve burada son bir örnek vereceğim uh

all right Chris says I like your way  of teaching from India glad to hear it  

pekala Chris, Hindistan'dan öğretme yönteminizi beğendiğimi söylüyor bunu duyduğuma sevindim

uh why native people use this like going  doing it's just to be faster so they're  

uh neden yerli insanlar bunu sadece daha hızlı olmak için yapıyormuş gibi kullanıyor, bu yüzden onlar

speaking uh faster English Shihan says where  are you from I'm from the United States uh  

uh daha hızlı İngilizce konuşuyor Shihan nereli olduğunu söylüyor, ben ABD'liyim uh

that makes sense means I heard in lots  of movies yeah so that makes sense

bu mantıklı, birçok filmde duymuştum evet, yani bu mantıklı, mantıklı olmak anlaşılmak

to make sense means to be understood so if I say  oh am I am I being understood do you understand  

demektir, yani eğer dersem oh öyleyim Anlaşılıyorum, ne

what I'm saying I can say does that make sense so  am I am I talking something up yeah bringing up  

dediğimi anlıyor musunuz, söyleyebiliyorum bu mantıklı mı yani ben bir şeyden bahsediyorum evet

a ball so that usually like if you're like  playing basketball or something it's again  

bir topu yukarı kaldırıyorum, böylece genellikle basketbol oynamaktan hoşlanıyorsanız veya başka bir

bringing something like forward down the court  to bring something up all right but again the  

şey yine   öne çıkarmak gibi bir şey bir şeyi gündeme getirmek için sahaya indi tamam ama yine

point is that you're spending more time with fewer  words so it's it's like you're learning less okay  

mesele şu ki, daha az kelimeyle daha fazla zaman harcıyorsunuz, bu yüzden daha az öğreniyorsunuz tamam

I know people are they really want to learn more  and like here's how to have a massive vocabulary  

İnsanların gerçekten daha fazla öğrenmek istediklerini biliyorum ve işte nasıl sahip olunacağı gibi geniş bir kelime dağarcığı

but you don't get there uh for speaking unless  you actually spend time with the vocabulary but  

ama kelime dağarcığıyla gerçekten zaman harcamazsanız konuşmak için oraya varamazsınız ama

it's it's new for your mind as you're learning  these different examples just like we talked  

bu farklı örnekleri tıpkı konuştuğumuz gibi

about with harsh all right so I'm going to teach  a new phrase maybe some people know this already  

sert bir şekilde   öğrendiğinizden zihniniz için yeni, o yüzden gidiyorum yeni bir deyim öğretmek belki bazı insanlar bunu zaten biliyordur

maybe some people do not uh but this is the same  way I would explain it to my own kids and again  

belki bazı insanlar bilmiyor ama bu aynı şekilde kendi çocuklarıma açıklayacağım ve yine

this is important really want to help people  understand it the same way natives do all right  

bu gerçekten önemli insanların onu  aynı şekilde anlamalarına yardımcı olmak istiyorum tifler tamamdır

Zora says uh bring up something that happened in  the past yeah exactly so something in the past  

Zora, uh  geçmişte olan bir şeyi gündeme getirin evet, yani geçmişte olan bir şeyi

you might bring that up as well all right and  as you feel more confident about the vocabulary  

bunu da gündeme getirebilirsiniz, tamam ve kelime dağarcığı konusunda kendinize daha fazla güvendikçe

then you will feel much more comfortable in  a conversation using it all right so we're  

o zaman bir konuşmada çok daha rahat hissedeceksiniz  der peki

going to draw a tree here for this last expression  then I'll take more questions uh if we have them  

bu son ifade için buraya   bir ağaç çizeceğiz sonra daha fazla soru alırım uh eğer varsa   işte

so here's uh my this is supposed to be a tree  I can draw a tree okay and so each one of these  

burada uh benim bunun bir ağaç olması gerekiyor bir ağaç çizebilirim tamam ve böylece her bunlardan biri

things we can call this a branch or a limb this  is a silent bee a limb so a branch of a tree or  

buna dal veya uzuv diyebileceğimiz şeylerden biri bu sessiz bir arının uzuv yani bir ağacın dalı veya

a limb of a tree now if you look at this if I  climb up some of these branches are going to be  

bir ağacın dalı şimdi buna bakarsanız bu dallardan bazılarına tırmanırsam

stronger than others so maybe I will uh I could  if I stand like on a on a very strong Branch up  

diğerlerinden daha güçlü yani belki yapabilirim uh yapabilirim çok güçlü bir Dal üzerinde durursam

here I know I am safe I will be supported  but if I'm out here if I try to stand up  

burada güvendeyim biliyorum destekleneceğim ama buradaysam   burada ayağa kalkmaya çalışırsam   bunun bu olduğunu

out here you think that's that's is that safe or  not safe and again this is the same way I would  

düşünüyorsunuz bu güvenli ya da güvenli değil ve yine bu, ona öğreteceğim yöntemin aynısıdır anlaşılır olduğundan

teach it to my own kids just to make sure it's  understandable so if I'm standing up here on  

emin olmak için kendi çocuklarım bu yüzden burada

a very strong big limb then it will probably be  pretty safe I will not fall from there but if I  

çok güçlü    büyük bir uzvun üzerinde duruyorsam o zaman muhtemelen oldukça güvenli

try to stand out here do you think that would be  safe or not now forgive me if this seems like an  

olacaktır. güvenli ya da değil şimdi bu kolay bir soru gibi görünüyorsa beni affet

easy question but I'm trying to get you to think  like a native as I do this so let me know in the  

ama bunu yaparken bir yerli gibi düşünmeni sağlamaya çalışıyorum bu

comments all right bring down is that possible yes  so that's another example you can bring something  

yüzden yorumlarda bana haber ver bir şeyi

down as well so you bring something up you bring  something down and you'd also learn different  

aşağı da indirebilir, böylece bir şeyi yükseltirsiniz bir şeyi düşürürsünüz ve ayrıca

expressions like uh like another person is uh  maybe you make them feel bad so if I'm depressed  

uh başka bir kişi gibi farklı   ifadeler de öğrenirsiniz.

and I'm talking with my friend like I can bring  him down too I can bring him down to my level

onu da aşağı çekebilirim onu ​​kendi seviyeme indirebilirim

yeah you you can improve your English if you  understand what I'm saying you can you can improve

evet sen İngilizceni geliştirebilirsin eğer ne dediğimi anlarsan İngilizceni geliştirebilirsin pekala geliştirebilirsin

all right so I can't create a sentence  while speaking what should I do so yes  

yani ben konuşurken bir cümle oluşturamam ne yapmalıyım öyle yap evet   asıl

this is the point the point is about getting  lots of input to help you really understand  

mesele bu g  kelime dağarcığını gerçekten anlamanıza yardımcı olacak pek çok girdi

uh the vocabulary so we have the person  up here it's the very strong Branch or  

bu yüzden kişi burada  yukarda, bu çok güçlü Dal veya

strong limb and out here very weak because  uh the person is too heavy maybe they will  

güçlü uzuv ve burası çok zayıf çünkü uh kişi çok ağır belki   düşecekler   düşecek

fall fall down all right so here's where  we get the expression to go out on a limb  

pekala işte burası aşırıya kaçmak ifadesini alıyoruz   bunun

what do you think that means to go out on a live  so to go out on a limb what do you think that  

canlı yayına çıkmak ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz  yani canlı yayına

means try to think about it like a native English  speaker to go out on a limb I'll give you a moment  

çıkmak ne anlama geliyor? uzuv Bunun güvenli değil ne anlama geldiğine dair

to try to give me even a simple explanation  of what that means not safe okay [Music]  

bana basit bir açıklama bile vermeniz için size bir dakika vereceğim.

anyone else just post it right here in  the comments uh is it possible to improve  

my English by listening to something that I  don't even understand uh probably not I would  

Ben bile anlamıyorum, muhtemelen anlamazdım, anlamazsanız bilemem,

not I don't know if you don't if you're just  listening to something you can't understand at  

anlamadığınız bir şeyi dinliyorsanız,

all you're probably wasting your time other than  hearing maybe how the sound of the language is  

muhtemelen duymaktan başka zamanınızı boşa harcıyorsunuzdur belki de nasıl dilin sesi

uh let's see so dangerous

uh bakalım çok tehlikeli

awful very good very good and how to motivate  low Achievers to speak English well you just  

korkunç v çok iyi çok iyi ve düşük Başarılıları iyi İngilizce konuşmaya nasıl motive edersiniz sadece

make the language easy that's it if you make  the language difficult people don't want  

dili kolaylaştırırsanız bu kadar  dili zorlaştırırsanız insanlar

to learn if you make the language easy then  people want to learn it's really that simple  

öğrenmek istemez   dili kolaylaştırırsanız o zaman insanlar öğrenmek ister gerçekten bu kadar basit pekala

all right something that's not saved do  you think shadowing is a good way to learn  

kaydedilmemiş bir şey gölgelemenin yeni bir dil öğrenmek için iyi bir yol olduğunu düşünüyor musunuz

a new language uh it's not really the best  use of your time not reliable yeah foreign

uh gerçekten zamanınızı en iyi şekilde kullanmak güvenilir değil evet yabancı

very sloppily here not reliable all right so yes  the idea here to go out on a limb really it means  

çok dikkatsizce burada güvenilir değil tamam yani evet buradaki fikir uzuv gerçekten

to do something risky that's not safe yes it could  put you in a dangerous position all right but you  

güvenli olmayan riskli bir şey yapmak anlamına gelir evet sizi  tehlikeli bir duruma sokabilir, ama

can understand physically how this works so you  can imagine a person again this is the same way  

bunun nasıl çalıştığını fiziksel olarak anlayabilirsiniz, böylece tekrar bir kişiyi hayal edebilirsiniz  bu aynı şekilde

I would teach my own kids I would actually draw  something like this if they say Dad what does it  

Kendi çocuklarıma öğretirim yapardım aslında böyle bir şey çizin, eğer baba

mean to go out on a limb to go out on a limb so I  have to explain what a limb is and talking about  

bir uzvun dışına çıkmak ne anlama geliyor, bu yüzden bir uzvun ne olduğunu açıklamam gerekiyor ve

their their kind of like going out further and  further so they're not just standing here next  

onlardan bahsetmek onların türü daha ileri ve daha ileri gitmek gibi yani burada

to the tree where it's safe they're really going  out and going much much further they're going out  

güvenli olduğu yerde ağacın yanında durmuyorlar gerçekten dışarı çıkıyorlar ve çok daha uzağa gidiyorlar

on a limb all right so you can understand what  this means from the picture all right and that's  

bir dalın üzerinde dışarı çıkıyorlar yani bunun ne anlama geldiğini resimden anlayabilirsiniz pekala ve bu

why people have given some good examples over  here of what it means Okay so we've got something  

yüzden   insanlar bunun ne anlama geldiğine dair  burada  bazı  iyi örnekler verdiler.

that's not safe dangerous not reliable yes there's  probably going to be some issue or something wrong  

that will happen it's risky okay so where do you  think we might use this expression now so we take  

bu ifadeyi şimdi kullanabiliriz, bu yüzden

a physical thing like this we understand what it  means as many Expressions can be understood this  

bunun gibi fiziksel bir şeyi ele alalım, bunun ne anlama geldiğini anlıyoruz, çünkü birçok İfade bu

way when do you think someone might use this  so yes visual visual examples are key if you  

şekilde anlaşılabilir, sizce birisi bunu ne zaman kullanabilir, bu nedenle evet görsel görsel örnekler anahtardır, eğer

can understand them especially if you understand  okay what is a limb so often if you if you begin  

bunları anlıyorsanız, özellikle de anlıyorsanız Pekala, uzuv nedir bu kadar sık, eğer

with trying to teach people an expression like  this if you just translate this whole thing into  

insanlara bunun gibi bir ifadeyi öğretmeye başlarsanız, eğer tüm bunları başka

somebody somebody else's language you're  not really teaching them anything you're  

birisinin diline çevirirseniz, gerçekten siz değilsiniz. onlara her şeyi öğreterek

not actually helping them understand the language  like a native speaker so that's why again in the  

aslında dili anadili gibi anlamalarına yardımcı olmuyorsunuz, bu yüzden yine

English as a first language approach we really  want to help you understand everything so you  

İngilizce'nin birinci dil olarak yaklaşımında gerçekten her şeyi anlamanıza yardımcı olmak istiyoruz, böylece

can really feel confident using it a newbie  does it literally mean a beginner yes like a  

onu kullanırken gerçekten kendinize güvenebilirsiniz, yeni başlayan biri tam anlamıyla yapar acemi anlamına gelir evet

new person who's doing something yeah so an unsafe  situation like what be specific mean a very good  

yeni biri gibi bir şey yapan biri gibi evet yani güvensiz  bir durum gibi belirli bir şey çok iyi anlamına gelir  bu nedenle

so think about uh when you might use this when  might someone go out on a limb all right uh do  

bunu ne zaman kullanabileceğinizi düşünün birisi zor durumda kalabilir tamam mı

you have more videos about minimal pairs actually  uh I don't think I have I have some videos that  

hakkında daha fazla videonuz var minimal çiftler aslında  bunu kapsayan bazı videolarım olduğunu sanmıyorum

cover that but I would recommend if you just if  you want to compare different sounds in that way  

ancak farklı sesleri bu şekilde karşılaştırmak istiyorsanız

uh get Frederick so you can click on the link  in the description below this video but rather  

Frederick'i edinin, böylece aşağıdaki açıklamada bulunan bağlantıya tıklayabilirsiniz  ama

than having a video of that you can actually  go back and test that out oh adiaginkio foreign

bunun bir videosuna sahip olmak yerine, gerçekten geri dönüp bunu test edebilirsiniz oh adiaginkio foreign, birazdan

we're going to go back to that  kind of stuff in a minute all right  

bu tür şeylere geri döneceğiz, pekala

do you have some vids about pronunciation yes  again uh if you if you just search our YouTube  

biraz v var mı Telaffuzla ilgili kimlikler evet tekrar ah, YouTube

channel for pronunciation and also get Frederick  as well that will improve your pronunciation as  

kanalımızda telaffuz için arama yaparsanız ve ayrıca Frederick 'i de bulursanız, bu da telaffuzunuzu geliştirir

well all right so if we imagine this situation  everybody understands this is something risky a  

peki bu durumu hayal edersek herkes bunun riskli bir şey olduğunu anlar, bir

person is doing something maybe they should not  do for themselves so maybe I go out on a limb  

kişi bir şey yapıyor olabilir kendileri için yapmamalılar, bu yüzden belki de riske girerim

uh I'll see if I can fit all  this in here so I went out

uh, tüm bunları  buraya sığdırabilir miyim bir bakacağım, bu yüzden dışarı çıktım ve

so I went out on a limb to help someone so again  I did something risky to help somebody else now  

birine yardım etmek için riske girdim ve yine birine yardım etmek için riskli bir şey yaptım başka şimdi

I'm not actually in a tree uh in the example uh  maybe I went out uh I don't know like I had to  

Örnekte aslında bir ağaçta değilim uh belki dışarı çıktım uh bilmiyorum zorundaymışım gibi

I had to go out and swim in some some shark  infested water so sharks lots of sharks in  

dışarı çıkıp köpekbalıklarının istila ettiği bir suda yüzmem gerekiyordu, bu yüzden köpekbalıkları suda çok sayıda köpekbalığı

the water and I had to go out and try to save  somebody so I went out on a limb to help them  

ve dışarı çıkıp birini kurtarmaya çalışmam gerekti, bu yüzden onlara yardım etmek için riske girdim

or I went out on a limb uh to create a new uh  like try to create a new product at work so it  

veya yeni bir uh  yaratmak için riske girdim işte yeni bir ürün yaratmaya çalışmak gibi bu yüzden bu

was a risky thing to do maybe maybe not many  people will buy the product or something wrong  

riskli bir şeydi belki pek çok kişi ürünü satın almaz veya yanlış bir şey yapar g   başına gelecek

will happen to it it's risky all right to go out  on a limb all right now watch we're going to take  

riskli pekala riske girmek pekala şimdi izle

it to an even higher level but I want to make sure  everybody understands this as it is all right it's  

onu daha da yükseğe taşıyacağız ama herkesin bunu anladığından emin olmak istiyorum çünkü sorun değil bu

just another way of saying to do something  risky to do something dangerous do something  

sadece başka bir riskli bir şey yapmak için tehlikeli bir şey yapmak için

that maybe uh like if I'm if I if I'm talking  about like a friend of mine at work and I say  

bu belki de eğer ben, eğer ben, iş yerindeki bir arkadaşımdan bahsediyorsam ve benim yapmadığım bir şey yapmış olsa

some good things about him even though he maybe  did something I don't know not so good at work or  

bile onun hakkında bazı iyi şeyler söylerim İşimde pek iyi değilim ya da

something like that so I'm going out on a limb to  say something nice about that guy so I could get  

onun gibi bir şey bu yüzden o adam hakkında güzel bir şeyler söylemek için

in trouble for that or I could lose my job or  something all right so I'm going out on a limb  

riske giriyorum ki bu yüzden başım belaya girebilsin ya da işimi kaybedebileyim ya da başka bir şey tamam yani ben riske girmek   pekala

all right yeah so you could you could like  to to talk about like investing in a stock  

evet yani bir hisse senedi   veya başka bir şeye  yatırım yapmak gibi  hakkında konuşmak isteyebilirsiniz, bu

or something so I I went out on a limb to  to try to try doing something like that  

yüzden ben de böyle bir şey   denemek için   bir

to try uh investing in something all right  and so it could mean something that's like  

şeye yatırım yapmayı denemek için riske girdim tamam ve yani aslında tehlikeli gibi bir anlama gelebilir

actually dangerous uh or it just means like a  kind of risk in a in a certain way like this  

ya da sadece li anlamına gelebilir belirli bir şekilde bunun gibi bir tür risk almak

is this session devoted just for teaching  idioms now this is this is one one example  

bu oturum sadece deyim öğretmek için ayrılmış şimdi bu bir örnek

this isn't I mean you really wouldn't call this  an idiom it's really just like and and an idiom  

bu demek istediğim buna gerçekten bir deyim demezdiniz gerçekten tıpkı ve ve bir deyim

is typically something that you can't understand  from the words this is usually like this is to go  

tipik olarak kelimelerden anlayamayacağınız bir şeydir bu genellikle böyledir

out on a limb is a thing that you can usually  understand like natives would understand what  

bir uzvun dışına çıkmak genellikle yerlilerin

that means uh physically in this way but some  things are more difficult to understand uh so  

bunun ne anlama geldiğini anlayacağı gibi anlayabileceğiniz bir şeydir uh fiziksel olarak bu şekilde ama bazı şeyler anlaşılması daha zor yani

some people might call this an idiom but this  is an easier one but the point is I want to  

bazı insanlar buna bir deyim diyebilir ama bu  daha kolay ama önemli olan   önce

show that number one you should be understanding  it and spending more time with it as a native uh  

onu anlamanız ve bir yerli olarak onunla daha fazla zaman geçirmeniz gerektiğini   göstermek istiyorum uh

so in the same way that we don't want to just  get a definition or a translation of the word  

yani aynı şekilde kelimenin sadece  bir tanımını veya çevirisini almak istemiyoruz

we really want to help you understand it like a  native so you feel confident about using it all  

onu bir ana diliniz gibi anlamanıza gerçekten yardımcı olmak istiyoruz, böylece onu  doğru şekilde kullanmak konusunda kendinize güvenebilirsiniz

right and that means you're getting lots and lots  of examples of something you really understand it  

ve bu, pek çok  örnek alıyorsunuz demektir bir şey sen gerçekten anlayın

well and again that's how you become fluent  and and when you become fluent in this like  

iyi ve yine bu şekilde akıcı hale gelirsiniz ve ve bu konuda akıcı hale geldiğinizde

if I know how to use uh to go out on a limb  then I can start talking about that in lots of  

uh'u bir uzuvdan çıkmak için nasıl kullanacağımı bilirsem o zaman bunun hakkında pek çok

different situations so if we take it to an even  higher level let's imagine uh uh we have a kid

farklı durumda konuşmaya başlayabilirim, yani kabul edersek daha da  daha yüksek bir seviyeye, uh uh bir çocuğumuz olduğunu hayal edelim,

so he's got he's got like a hat on  backwards uh actually and I just  

bu yüzden şapkası ters takılmış uh aslında ve az önce

drew a face on his hat put his face  on his face uh he's got some kind of  

şapkasına bir yüz çizdim yüzünü yüzüne koy uh burada bir tür

baggy clothes here uh and he's uh I  don't know some baggy baggy pants and

bol giysi var uh ve o uh, bol bol pantolon bilmiyorum ve gömleğinin üzerinde

he looks like he has a picture of a skateboard  

kaykay resmi var gibi görünüyor   bu çocukla

on a shirt now I might say when I meet  this kid I like I'll go out on a limb like  

tanıştığımda hoşlandığımı söyleyebilirim

I might be going out on a limb but do you  like skateboarding all right so I'm going

Gidiyor olabilirim zor durumdayım ama kaykay yapmayı seviyor musun peki ben gidiyorum

or you could say I'll I'll go out on a limb as an  even even easier way to think about this so I'll  

ya da bunu düşünmenin daha da kolay bir yolu olarak bir dalda çıkacağım diyebilirsin yani ben

go out on a limb

bir dalda çıkacağım

and say

ve

like skateboarding

kaykay gibi söyle,

so I'll go out on a limb and say or I'll go  out on a limb and guess you like skateboarding  

bu yüzden bir dalda dışarı çıkacağım ve diyeceğim veya bir dalda dışarı çıkacağım ve kaykay yapmayı sevdiğini tahmin et

so here I'm using the expression ironically so  there's I'm not actually talking about risk at  

yani buradayım ifadeyi ironik bir şekilde yani aslında riskten

all because like I can look at him and and guess  like it's probably you know like he probably likes  

hiç bahsetmiyorum çünkü ona bakabilirim ve tahmin edersiniz ki muhtemelen biliyorsunuzdur muhtemelen

skateboarding he looks like a skateboarder  has a skateboarding shirt on maybe he's at  

kaykay yapmayı seviyormuş gibi bir kaykaycıya benziyor üzerinde kaykay gömleği var belki de

a skate park and I say oh like I'll go out on  a limb and say you probably like skateboarding  

bir yerdedir kaykay parkı ve oh diyorum, sanki zor durumdayım ve muhtemelen kaykay yapmayı sevdiğinizi söyleyeceğim   pekala, bu yüzden

all right so I'm I'm using the expression in an  ironic way all right and so I if I if I mean it  

ifadeyi ironik bir şekilde kullanıyorum ve bu yüzden eğer gerçekten ciddiysem

in a serious way I might say I'm gonna go out  on a limb but I bet you like Stock Investing  

ciddi bir şekilde riske gireceğimi söyleyebilirim ama bahse girerim Hisse Senedi Yatırımını seviyorsun

so there I'm actually I'm saying something that  like it's not really risky like for my personal  

yani aslında kişisel sağlığım için gerçekten riskli bir şey değilmiş gibi bir şey söylüyorum

health or something but it sounds like a there's  there's no no real reason why it should be true  

ama kulağa bir şey gibi geliyor sadece ona bakmanın doğru olması için gerçek bir neden yok, bu yüzden riske

just looking at him so if I say I'll go out on  a limb I'll go out on a limb and say uh you look  

girerim dersem, riske girerim ve

like you invest in stocks and so it's a funny  thing to look at that and think maybe he does  

hisse senetlerine yatırım yapıyormuş gibi göründüğünüzü söylerim ve bu çok komik buna bakmak ve belki de seviyor

maybe this kid likes investing in stocks but  judging by the way he looks like he doesn't you  

belki bu çocuk hisse senetlerine yatırım yapmayı seviyordur diye düşünmek t Görünüşüne bakılırsa, onun

know he should have like you know maybe uh like  a stock like ticker or something on his shirt and  

gömleğinde bir hisse senedi veya başka bir şey olması gerektiğini bilmiyor musunuz ve

then you know maybe maybe some other things like  that he's got a tie on uh he's carrying I don't  

o zaman bilirsiniz belki de kravatının olması gibi başka şeyler de olabilir.

know a briefcase he's got some charts in his hand  something like that all right so whenever you have  

evrak çantası bilmiyorum elinde bazı çizelgeler var onun gibi bir şey tamam bu yüzden ne zaman

a situation like this where you're you want to use  it in an ironic way you can use it in the same way  

böyle bir durumla karşı karşıya kalırsan ironik bir şekilde kullanmak istersen aynı şekilde kullanabilirsin

all right now I don't expect you to remember all  of this and try to use it confidently today the  

hepsi şu anda sizden bunların hepsini hatırlamanızı ve bugün güvenle kullanmaya çalışmanızı beklemiyorum

point is that if you spend time with vocabulary  and maybe the next day you review this again and  

amaç şu ki, kelime dağarcığıyla zaman geçirirseniz ve belki ertesi gün bunu tekrar gözden geçirirseniz ve

another day you review it again and you hear  it in different ways that's when you start  

başka bir gün tekrar incelerseniz ve duyarsanız farklı şekillerde, o zaman kendine

feeling confident and then you can use that  expression in lots of different ways all right  

güvenmeye başlarsın ve sonra bu ifadeyi pek çok farklı şekilde kullanabilirsin, pekala  haydi bakalım,

let's see so uh Brahim yeah so we have a whole a  whole app about about it covers everything about  

uh Brahim evet, bu konuda koca bir uygulamamız var, ses bilgisi ile ilgili her şeyi kapsar,

phonics just get Frederick it's already done and  waiting for you so you don't need a video about  

sadece Frederick'i edinin, zaten bitti ve w Ses bilgisi hakkında bir videoya ihtiyacınız olmadığı için size sesleniyorum

phonics uh we have a video series on YouTube about  that already uh and yeah just get Frederick by  

uh YouTube'da bununla ilgili bir video serimiz var zaten uh ve evet

clicking on the link in the description below this  video all right so we've covered a few different  

bu videonun altındaki açıklamada bulunan bağlantıya tıklayarak Frederick'i edinin tamamdır, o yüzden birkaç tanesini ele aldık

things in this video and each of them are examples  of how you spend more time learning something so  

bu videoda farklı   şeyler var ve bunların her biri, bir şeyi öğrenmek için nasıl daha fazla zaman harcayacağınızın örnekleridir, yani

you really understand it and then that's how you  can use it in different situations I'll give you  

onu gerçekten anlarsınız ve sonra onu  farklı durumlarda bu şekilde  kullanabilirsiniz  size

an example in Japanese uh so for me like uh a joke  that I learned like something I use all the time  

Japonca bir örnek vereceğim uh yani benim için şöyle uh her zaman kullandığım bir şey gibi öğrendiğim bir şaka   ve

and I have to remember like did I use that joke in  front of this person or I can't say it in front of  

o şakayı bu kişinin önünde mi kullandım yoksa eşimin önünde söyleyemem

my wife because she's already heard me use it so  many times but in different situations I will say

çünkü benim pek çok kez kullandığımı duymuş gibi  hatırlamam gerekiyor ancak farklı durumlarda bahse girerim diyeceğim

I bet

all right so this is just the English translation  of uh the Japanese is like shine waribiki which  

yani bu sadece Japonca'nın İngilizce çevirisi uh shish waribiki gibidir ki bu

is like an employee discount so let's say I see  a friend of mine uh this happened to me a couple  

bir çalışan indirimi gibidir yani bir arkadaşımı gördüğümü varsayalım uh bu birkaç gün içinde başıma geldi

of days ago so this friend of mine is a doctor  and he has he had like a like a cut on his eye  

önce yani bu arkadaş o Eğer benimki bir doktor ve onun gözünde bir tür kesik vardı

uh and I said oh like but it's you know  you don't have to pay for medical bills  

uh ve ben de oh gibi dedim ama biliyorsun tıbbi faturalar için ödeme yapmak zorunda değilsin

like because you're a doctor you know like  I bet I bet you get an employee discount  

çünkü sen bir doktorsun, bilirsin  bahse girerim Bahse girerim çalışan indirimi alırsınız

uh or like a friend of mine another friend of  mine he was uh I think he was like cutting his  

uh veya benim bir arkadaşım gibi başka bir arkadaşım o ıh bence

own kids hair so he's a barber but he's cutting  his own child's hair at home and I was like oh  

kendi çocuklarının saçını kesmek gibiydi yani berber ama evde kendi çocuğunun saçını kesiyor ve ben de ah   gibiydim

like that child gets an employee discount all  right but I can use this because I'm like very  

o çocuk çalışan indirimi alıyor tamam ama bunu kullanabilirim çünkü

confident about this particular expression I  can use that in lots of different situations  

bu belirli ifade konusunda kendimden çok   eminim bunu  pek çok farklı durumda kullanabilir

and pretty much any time I could be speaking  about anything and would would be able to find  

ve hemen hemen her zaman herhangi bir şey hakkında konuşabilirdim ve yapabileceğim

a way to use that all right so I I didn't just  like memorize this I really understood what it  

bunu kullanmanın bir yolunu bul tamam o yüzden bunu ezberlemekten hoşlanmadım gerçekten ne

means and then I can use it in a fluent way in  different situations all right so this video is  

anlama geldiğini anladım ve sonra onu farklı durumlarda akıcı bir şekilde kullanabilirim tamam yani bu video

not about how to learn like one word uh and now  you can speak fluently about everything the point  

tek kelime gibi nasıl öğrenileceğiyle ilgili değil uh ve şimdi her şey hakkında akıcı bir şekilde konuşabilirsiniz önemli olan

is that you will build up very quickly uh the  ability to communicate if you learn in this way  

çok hızlı bir şekilde iletişim kurma yeteneğinizi bu şekilde öğrenirseniz    pekala pekala o yüzden

all right all right so let me go back answer  questions uh it's been about 40 minutes let's  

geri döneyim soruları yanıtla  uh yaklaşık 40 dakika oldu bakalım

see here if I missed anybody yes I went out  on a limb and spent all my money yes so that  

burada kaçırdığım biri var mı evet çıktım bir uzuv ve tüm paramı harcadı evet, böylece

would be like going out on a serious limb right  there and you will learn uh very good Mina also  

ciddi bir uzuvdan çıkmak gibi olurdu ve uh çok iyi Mina'yı da öğreneceksiniz

um you will learn the nuances of expressions like  this as you hear more people use them all right  

um, daha fazla insanın bunları kullandığını duydukça bunun gibi ifadelerin nüanslarını öğreneceksiniz,

so to go out on a limb and you also improve your  understanding of tenses because you're learning  

tamam  yani ve aynı zamanda zaman kiplerine ilişkin anlayışınızı da geliştirirsiniz, çünkü öğreniyorsunuz

like to go out on a limb or she went out on a  limb or she would be going out on a limb that  

aşırıya kaçmayı veya o aşırıya kaçmayı sever, aksi takdirde o

kind of thing as you're hearing these different  examples this is all just naturally varied review  

sizin gibi aşırıya kaçabilirdi bu farklı örnekleri duymak, bunların hepsi doğal olarak çeşitlidir inceleme

uh what does it mean to come out of the woodwork  what does it mean to come out of the woodwork all  

ahşaptan çıkmak ne anlama gelir ahşaptan çıkmak ne anlama gelir

right we'll give one more example Alfonso because  uh that's a good one and that goes along with what  

pekala, bir örnek daha Alfonso vereceğiz çünkü uh bu iyi bir örnek ve bu ne   yaptığımızla birlikte gider

we're talking about here so if we use that last  expression here uh to come out of the woodwork

buradan bahsediyoruz, yani buradaki son  ifadeyi ahşaptan çıkmak için kullanırsak

all right so if we imagine like a piece of you  know wood or something like that the woodwork  

tamam, yani sizin bir parçanız ahşabı veya bunun gibi bir şeyi bildiğimizi hayal edersek, ahşap

usually refers to uh like the pieces of wood  or you might have a door or you know some nice  

genellikle uh, uh ahşap parçaları gibi veya siz bir kapısı olabilir veya bildiğiniz hoş   bir

like design something like that uh I don't want  to move the camera because it's going to mess  

tasarım böyle bir şey uh kamerayı hareket ettirmek istemiyorum çünkü bu videoyu bozacak

up the video but let's say we have like a lovely  piece of I don't know there's like a column with  

ama diyelim ki çok güzel bir parçamız var, bilmiyorum böyle bir şey var mı diğer küçük diğerleriyle sütun

little little other I don't know fancy Spirals  and things like that so this is the woodwork  

süslü Spiraller ve bunun gibi şeyleri bilmiyorum yani bu ahşap işleri

uh in a building or in a room the woodwork and  so we talk about like things are coming out of  

uh bir binada veya bir odadaki ahşap işçiliği ve yani ahşaptan çıkan şeyler hakkında konuşuyoruz

the woodwork imagine if there's like a design of I  don't know like a person or some kind of animal we  

bir tasarım gibi hayal edin Bir insan veya sahip olduğumuz bir tür hayvan gibi bilmiyorum

have I don't know like a a dog or something like  that so if we have pictures of things that are  

Bir köpek veya onun gibi bir şey gibi bilmiyorum yani tahtaya oyulmuş şeylerin resimlerine sahipsek,

carved into the wood so into the woodwork we've  got some lots of interesting designs but suddenly  

böylece ahşap işçiliğine sahip oluruz. pek çok ilginç tasarım var ama birden

all of these things they become real and they  come out of the woodwork and oh now now we've  

tüm bunlar gerçek oluyorlar ve tahtadan çıkıyorlar ve oh şimdi

got like a dog here and another animal and other  things over here so things are coming out of the  

burada bir köpek gibi var ve burada başka bir hayvan ve başka şeyler var yani her şey tahtadan çıkıyor

woodwork it just means like imagine you're  in a room and suddenly you're getting lots of  

bu sadece sizin bir odada olduğunuzu hayal edin ve birdenbire

examples of all these things something like that  so another example might be uh let's say if I'm  

tüm bunlara benzer birçok  örnek alıyorsunuz yani başka bir örnek şu olabilir: eğer

I'm in a room and there are a bunch of people  sitting and listening to me talk and I say oh  

ben   bir odadayım ve bir grup insan oturmuş ve konuşmamı dinliyorsa ve ben oh dersem

no I have a problem uh does anyone have uh  I I need like medical help and all of these  

hayır benim bir sorunum var ah kimsede var mı uh Tıbbi yardıma ihtiyacım var ve tüm bu

doctors start coming out of the woodwork  so people I didn't know they were doctors  

doktorlar ahşaptan çıkmaya başlıyor yani insanlar doktor olduklarını bilmiyordum

they're just people sitting in a room and they  all are like Oh I'm a doctor I'm a doctor I'm  

onlar sadece bir odada oturan insanlar ve hepsi benzer Oh, ben bir doktorum, ben bir doktorum, ben

a doctor they're coming out of the woodwork  so it's if you imagine a situation where uh  

bir doktorum, onlar doğaçlama bir şekilde ortaya çıkıyorlar, bu yüzden, uh

something is it just seems like normal and and  every day and you don't really think much about  

bir şeyin normal göründüğü ve ve her gün ve gerçekten yapmadığınız bir durum hayal ederseniz bunun hakkında çok    düşünün

it but suddenly all of these things appear at  the same time so it's like they're coming out  

ama birdenbire tüm bu şeyler aynı  anda  ortaya çıkıyor, yani bu sanki

of the woodwork they're coming out of the woodwork  all right let me know if that if that makes sense

ahşaptan çıkıyorlar ahşaptan çıkıyorlar pekala eğer bu mantıklıysa bana bildirin pekala

all right [Applause] so something that is  typically different from the actual word yes  

[Alkış] yani tipik olarak gerçek evet kelimesinden farklı bir şey

so that's more of an idiom uh so me and you hello  sir uh it is going always I'd like to learn uh a  

yani bu daha çok bir deyim uh yani ben ve sen merhaba  efendim uh her zaman gidiyor biraz   öğrenmek istiyorum uh

bit maybe you mean a bit about phrasal verbs thank  you drew lessons are really valuable for us glad  

belki biraz deyimsel fiiller hakkında demek istediniz teşekkür çizdiğiniz dersler bizim için gerçekten değerli

to hear Alfonso again I'm struggling to express  my expressing my thought in English would you  

Alfonso'yu tekrar duyduğuma sevindim  ifademi ifade etmekte zorlanıyorum İngilizce düşüncem,

mind telling me the secret to overcoming it that's  it this is the whole the whole video is about that  

bana bunun üstesinden gelmenin sırrını söyler misiniz, bu kadar, hepsi bu, tüm video bununla ilgili.

all right so when we're we're talking about how  you become more fluent you become more fluent by  

understanding the vocabulary better okay it's not  about practicing repeating phrases I don't become  

kelime dağarcığı daha iyi tamam mesele tekrar eden cümleleri çalışmak değil

fluent I would not say okay now I want you to  repeat come out of the woodwork come out of the  

akıcı olmuyorum tamam şimdi demem tekrar etmeni istiyorum  tahtadan çık tahtadan çık kelime dağarcığında

woodwork you don't get fluent in the vocabulary  by repeating it you get fluent by hearing lots  

akıcı olmuyorsun tekrarlayarak elde edersin akıcı

more examples of of how it's used so that way  you feel very confident about using it yourself  

nasıl kullanıldığına dair çok   daha fazla örnek işiterek onu kendi başınıza kullanmak konusunda kendinize çok güvenirsiniz

uh I'm a dead loss when it  comes to drawing on the board  

uh iş  tahtaya  çizmeye gelince tam bir kayıptım

yes I could probably draw nicer than this  maybe uh but I'm trying to be quick that's  

evet muhtemelen bundan daha güzel çizebilirim belki uh ama deniyorum çabuk olmak için   bu

why I'm drawing it like that uh bro I think  your drawings are not uh I think your drawings  

yüzden onu böyle çiziyorum uh kardeşim bence çizimlerin değil uh bence senin çizimlerin

are not as mine like not as good yeah maybe  not I bet I go at a limb and guess you like  

benimki kadar iyi değil gibi iyi değil evet belki de bahse girerim biraz ileri giderim ve sanırım

me yes so you could say that like I could go out  a limb and guess you like me let's see let's see

benden hoşlanırsın evet uzvumu uzatabilirmişim gibi diyebilirsin ve benden hoşlandığını tahmin et bakalım görelim evet

yes we um

biz um yani

so just asking if I'm like not not coming  to the park uh but yes drop some vids about  

sadece parka gelmiyor muyum diye soruyorum uh ama evet fonetik hakkında bazı videolar bırak

phonics yes hey there good to hear you you're  getting old says Noel really getting older  

evet hey çok güzel seni duyuyorum yaşlanıyorsun diyor Noel gerçekten yaşlanıyor

but I'm I'm guessing that's what happens as time  goes by yeah we get older hopefully I'm not I'm  

ama sanırım zaman geçtikçe böyle oluyor evet yaşlanıyoruz umarım yaşlanmıyorum ben

still still all right you know I'm not not too  tired all right uh diggis if I'm pronouncing that  

hala iyiyim biliyorsun ben değilim çok yorgun pekala uh diggis, bunu

correctly d d is just say my listening is very  good I can understand most of what they say but  

doğru söylüyorsam d d sadece dinlememin çok  iyi olduğunu söyleyebilirim söylediklerinin çoğuna katlanıyorum ama

when I want to speak it's hard to create sentences  what do you recommend for me for improving my  

konuşmak istediğimde cümle kurmak zor konuşmamı geliştirmem için bana ne önerirsiniz

speaking this is it the the exact thing I'm  talking about in this video is how you get there  

bu videoda bahsettiğim şey tam olarak oraya nasıl gideceğiniz

all right so you get there by uh understanding the  vocabulary better so what's great about this the  

pekala oraya kelime dağarcığını daha iyi anlayarak ulaşırsınız, yani bunun harika yanı

English as a first language approach is you don't  have to go anywhere you don't have to speak with  

İngilizce'nin birinci dil olarak yaklaşımı hiçbir yere gitmek zorunda değilsiniz kimseyle konuşmak zorunda değilsiniz

anyone you just have to get more of this input  all right so just like I'm giving you one example  

sadece bu girdiden daha fazlasını almanız gerekiyor tamam mı yani tıpkı size sert bir örnek   verdiğim gibi,

of harsh you don't stop with one example you get  many examples of harsh and that will help you use  

bir örnekle yetinmeyin birçok  sert örnek alırsınız ve bu,

the word and remember the word so you feel very  confident about using it in your conversations

kelimeyi   kullanmanıza ve kelimeyi hatırlamanıza yardımcı olur, böylece tüm konuşmalarınızda bu kelimeyi kullanma konusunda kendinize çok  güvenirsiniz

all right so yes that is that is the whole the  whole secret here Monday morning live class  

doğru yani evet işte bütün sır bu Pazartesi sabahı canlı ders burada

become a good habit thanks no end uh my pleasure  Hilda your kids are getting a teacher's discount  

iyi bir alışkanlık haline geldi teşekkürler sonu yok uh benim zevkim Hilda senin çocukların öğretmen indirimi alıyor

bam you got it yes my children get an employee  discount my kids get an employee discount so  

bam anladın evet benim çocuklarım çalışan indirimi alıyor benim çocuklarım bir çalışan indirimi yani

that's a perfect usage of that same expression  very good do you think grammar is important in  

bu aynı ifadenin mükemmel bir kullanımı çok iyi sizce dilbilgisi konuşmada önemli mi   evet

speaking yes it's the most important thing  become alive get alive hi sir today is my  

en önemli şey yaşamak canlanmak merhaba efendim bugün

daughter's birthday could you call her name  she'll be very happy I'll tell her her name  

kızımın doğum günü onun adını söyler misiniz çok mutlu olur ben ona adını söyleyeceğim

uh in your live stream her name is Baron if  I'm pronouncing it correctly happy birthday  

canlı yayınınızda adı Baron, eğer doğru telaffuz ediyorsam doğum günün kutlu olsun

all right how to use VOC VOC in context to use  VOC yes you want to learn it in context yes  

pekala VOC bağlam içinde nasıl kullanılır VOC kullanmak için  VOC evet bağlam içinde öğrenmek istiyorsunuz evet   evet

yes all right I'm going to be okay Mina again says  I come out of the woodwork and carved a beautiful  

pekala ben' iyi olacağım Mina yine diyor ki, ben ağaçtan çıkıp güzel bir

tree yeah in that case you would like unless  you are kind of like hiding somewhere like I  

ağaç yonttum, evet bu durumda istersin, tabi bir yere saklanmak istemiyorsan, ben

came out of the woodwork also the the idea and  and this is one of those things you get better  

ahşaptan çıktım, fikir de ve ve bu bir bu tür şeylerden

at understanding the vocabulary as you hear more  examples of it so typically things are coming out  

daha fazla örnek duydukça kelime dağarcığını anlamada daha iyi hale gelirsiniz, bu nedenle tipik olarak, bir şeyin aynı anda

of the woodwork like like lots of examples of  something at the same time all right so if we  

pek çok örneği gibi, pekala, pekala, yani elimizde

have a bunch of things are hidden and they all  appear at the same time they are coming out of  

bir sürü şey varsa gizliler ve hepsi aynı anda ortaya çıkıyorlar ahşaptan çıkıyorlar

the woodwork so it's like they were there all  the time but nobody noticed them all right so  

yani sanki her zaman oradalarmış gibi ama kimse onları farketmedi yani

in my example about having many doctors in a  room uh they're all coming out of the woodwork  

benim örneğimde bir odada birçok doktor olmasıyla ilgili uh hepsi dışarı çıkıyor

so it wouldn't be just like we wouldn't really  talk about one thing coming out of the woodwork  

yani ahşaptan çıkan tek bir şey hakkında gerçekten konuşmuyormuşuz gibi olmaz

it's usually like I mean imagine uh like something  in woodwork it would be like you know some  

bu genellikle demek istediğim, uh ahşap işçiliğindeki bir şey gibi,

patterns of something we would have many examples  of that so it would be more than one thing  

birçok şeye sahip olacağımız bir şeyin bazı kalıplarını biliyormuşsunuz gibi olur bunun örnekleri bu yüzden birden fazla şey olurdu

uh let's see yourself to more  listening and speaking yes let's see

uh hadi kendinizi daha fazla dinleyip konuşarak görelim evet bakalım evet

yeah you got food poisoning oh my goodness great  job hi everyone from Turkey greetings from Morocco  

gıda zehirlenmesi geçirdiniz aman tanrım harika işi Türkiye'den herkese merhaba Fas'tan selamlar

let's see if we got anybody else greetings  from Mexico yes we got people from all over  

bakalım başka kimse var mı Meksika'dan selamlar  evet her

the place nice to see everybody and it's  Tsubasa there all right does this make sense  

yerden insanlarımız var herkesi görmek güzel ve Tsubasa orada pekala bu mantıklı mı

does everybody understand what I'm getting at  here what it what is the point of my message  

herkes burada ne demek istediğimi anlıyor mu mesajımın amacı ne

today I want to make sure everybody understands  what I'm talking about and yes uh and then happy  

evet herkesin neden bahsettiğimi anladığından emin olmak istiyorum ve evet ve sonra

birthday to Baron as well what's up us from  Yokohama uh let's see Future Hope a kid asks  

Baron'un doğum günü kutlu olsun ve bize Yokohama'dan ne haber bakalım Gelecek Umut bir çocuk

his dad what's a man that does is a man is  someone who is a responsible and cares for  

babasına sorar bir erkek ne yapar, bir erkektir biridir ailesinden sorumlu ve ilgilenen

his family the kid says I hope one day  I can be a man just like Mom [Laughter]  

çocuk, umarım bir gün annem gibi bir adam olabilirim der [Gülüşmeler]

yes that's something something he would  probably hear in uh in more conversations  

evet bu muhtemelen daha fazla konuşmada duyacağı bir şey

uh in this day and age interestingly all right  to make this very clear and simple for people

bu gün ve yaşta ilginç bir şekilde tamam bunu insanlar için çok açık ve basit hale getirin

I'll just write it up here you get fluent

buraya yazacağım akıcı hale gelirsiniz

you get fluent when you know vocabulary extremely  well extremely well and this can be a very quick  

kelime dağarcığını son derece iyi bildiğinizde akıcı hale gelirsiniz ve bu çok hızlı bir

process so you can learn something and maybe  you understand it right away the first time  

süreç olabilir, böylece bir şeyler öğrenebilir ve belki hemen anlarsınız ilk

you hear it and then you could start using  it in your in your conversations it would be  

duyduğunuzda   ve ardından konuşmalarınızda  kullanmaya başlayabilirsiniz   bunu

very easy to do that uh and so like me as I'm  learning new Japanese this is how it is for me  

yapmak   çok kolay olur uh ve benim gibi yeni Japonca öğrendiğim için bu benim için böyle

for many things some things it takes more  time uh you know to to use that vocabulary  

birçok şey için   m sürer o kelime dağarcığını kullanmayı biliyorsun   tamam

all right but you get fluent when you know  vocabulary extremely well so I notice I don't say  

ama kelime dağarcığını son derece iyi bildiğinde akıcı oluyorsun, bu yüzden

anything here about speaking practice or meeting  native speakers or chat groups or anything like  

burada konuşma pratiği veya ana dili konuşanlar veya sohbet gruplarıyla tanışma veya ne

that you get fluent when you know vocabulary  really well so if you don't feel confident  

zaman akıcı olursan ol   gibi şeyler hakkında hiçbir şey söylemediğimi fark ettim kelime dağarcığı gerçekten iyi biliyorsunuz, bu nedenle

about something it means you don't feel confident  about the usage or the vocabulary or it could be  

bir şey hakkında  kendinize güvenmiyorsanız, bu, kullanım veya kelime  konusunda kendinize güvenmiyorsunuz demektir veya

many different things about that but the point is  you're you're not you don't feel confident enough  

bu konuda   pek çok farklı şey olabilir, ancak asıl mesele sizsiniz  siz değilsiniz

to use it and that's what's really stopping you  from communicating so it's not the amount of words  

onu kullanacak kadar kendinize güvenmeyin ve bu sizi iletişim kurmaktan gerçekten alıkoyan şeydir, bu nedenle konuşmanıza yardımcı olan şey, bildiğiniz kelimelerin miktarı değildir, bu

that you know that helps you speak it's helpful  but only if you know that vocabulary really well  

yararlıdır ancak yalnızca o kelime dağarcığını gerçekten iyi biliyorsanız   bu

so it's much better to learn something you  know a hundred words really well you could  

nedenle, öğreneceğiniz bir şeyi öğrenmek çok daha iyidir 100 kelimeyi gerçekten çok iyi bilirsiniz,

easily have conversations about many different  things and so very quickly if you follow this  

birçok farklı şey hakkında kolayca sohbet edebilirsiniz ve bu yaklaşımı izlerseniz çok hızlı bir şekilde

approach you can get fluent like in days or weeks  and then and then have a good vocabulary that you  

günler veya haftalar içinde akıcı konuşabilirsiniz  ve sonra ve sonra ha

can use to talk about many different things so  if you want to have conversations about lots of  

Pek çok farklı şey hakkında konuşmak için kullanabileceğiniz iyi bir kelime dağarcığınız var, bu nedenle birçok

different things quickly this is how you do it  I know it seems like okay we should we should  

farklı şey hakkında hızlı bir şekilde sohbet etmek istiyorsanız, bu şekilde yapabilirsiniz Tamam gibi göründüğünü biliyorum,

do the ESL way where we're trying to get like  you know a thousand examples in a month it's  

ESL yöntemiyle yapmalıyız. Bir ayda bin örnek biliyormuşsunuz gibi görünmeye çalışıyorsunuz,

not it's better to do like 10 examples in in a  month or something or is really as long as you  

bir ayda 10 örnek falan yapmak daha iyi değil ya da gerçekten

can understand exactly how they are but it should  be vocabulary you know very well oh my goodness

tam olarak nasıl olduklarını anlayabildiğiniz sürece, ama çok iyi bildiğiniz bir kelime dağarcığı olmalı aman tanrım hadi

let's see uh go back to

bakalım başa dön tamam

all right I think I got all those hello I'm late  and I don't have any idea of the topic the topic  

sanırım tüm o selamları aldım geç kaldım ve konu hakkında hiçbir fikrim yok   konu

is how to speak fluently about almost anything and  this is how you do it so you just have to spend  

neredeyse her şey hakkında nasıl akıcı konuşulacağıdır ve bu şekilde yapılır bu yüzden bazı

more time reviewing things and making sure you  really understand them so anybody that's asking  

şeyleri gözden geçirmek ve gerçekten anladığınızdan emin olmak için daha fazla zaman harcamanız gerekiyor bu yüzden kim

how can I speak fluently that's that's how it  is so I mean again when I got in trouble in  

nasıl akıcı konuşabilirim diye soran olursa işte böyle yani havuzda başım belaya girdiğinde

the pool many people came out of the woodwork  to help yeah so you could say like lifeguards  

birçok insan tahtadan çıktı yardım etmek için evet yani sen Cankurtaran   cankurtaran   cankurtaran

lifeguards are coming out of the woodwork like I  didn't notice them before but wow suddenly there  

daha önce fark etmemişim gibi ağaçtan çıkıyorlar ama vay canına   etrafta

are so many people around uh to help me right  now uh hi everyone from the uh USA I pray prep  

bana yardım edecek o kadar çok insan var ki şu anda uh ABD'den herkese merhaba Hazırlık için dua ediyorum

I maybe appreciate appreciate you do your  teacher for your practical lab lessons glad  

belki yaptığınız için minnettarım uygulamalı laboratuvar dersleriniz için öğretmeniniz

to hear greetings from Sri Lanka from Brazil  and my team loses today oh my goodness foreign

Brezilya'dan Sri Lanka'dan selamlar duymaktan memnun ve ekibim bugün kaybediyor aman tanrım yabancı  yeni

could you recommend some American dramas for  

beginning ESL student and  intermediate ESL student uh

başlayan ESL öğrencisi ve orta düzeyde ESL öğrencisi için bazı Amerikan dizileri önerebilir misiniz uh

most most TV shows like that are going to be  more difficult than than kids would be able to  

çoğu TV şovu böyle olacak çocukların anlayabileceğinden   daha zor

understand I would recommend actually watching  kids shows rather than trying to watch like a  

Bir TV dizisi gibi izlemeye çalışmaktansa aslında  çocuk şovlarını izlemenizi tavsiye ederim

TV drama I know it might be more interesting but  you will spend a lot of time trying to understand  

Daha ilginç olabileceğini biliyorum ama  kelimeleri anlamak için çok zaman harcayacaksınız

the vocabulary and there's very little review  in that you have a story and then you go on  

ve çok az kelime var bir hikayeniz olduğunu ve ardından bir

to the next story Sometimes some of the same  vocabulary will be used but often it's not so  

sonraki hikayeye geçtiğiniz için gözden geçirin Bazen aynı kelime dağarcığından bazıları kullanılacaktır ancak çoğu zaman öyle değildir

it's really difficult to review in that way  so I would stay away from that even for like  

gerçektir Bu şekilde gözden geçirmesi zor bu yüzden orta düzeydeki Orta Düzey Öğrenciler için bile bundan uzak dururum

intermediate intermediate Learners it's better  for them to really understand at least like 80  

uh 80 to 90 percent of the vocabulary in a  TV show or a cartoon or whatever or a book uh  

bir TV şovundaki veya çizgi filmdeki kelime dağarcığının en az yüzde 80 uh 80 ila 90'ını gerçekten anlamaları onlar için daha iyidir. kitap uh   bağlam

to make sure that they can learn new things in  context so you don't want to make it like okay  

içinde yeni şeyler öğrenebileceklerinden emin olmak için tamam demek istemezsiniz

you only understand half of it imagine trying  to read a book and you only understand half of  

yalnızca yarısını anlarsınız bir kitap okumaya çalıştığınızı hayal edin ve kelimelerin yalnızca yarısını anlıyorsunuz,

the words that's going to be a very bad learning  experience you won't understand most things and  

bu çok iyi olacak kötü öğrenme deneyimi çoğu şeyi anlamayacaksın ve

you'll have to look in a dictionary and it  just destroys the atmosphere of the book so  

bir sözlüğe bakman gerekecek ve bu kitabın atmosferini mahvediyor, bu yüzden

really you should know 80 to 90 percent because  if you have a sentence with you know five words  

gerçekten yüzde 80 ila 90 bilmelisin çünkü bir cümlen varsa, içinde beş kelime biliyorsun

in it and you know four out of five of those you  can understand that last word pretty easily from  

ve beş kişiden dördünü biliyorsunuz, bu son kelimeyi

from the context of the sentence or the  the context of the paragraph or whatever  

cümle bağlamından veya paragrafın bağlamından veya her neyse, oldukça kolay bir şekilde anlayabilirsiniz.

so I would recommend like uh stuff for kids I  don't know what's what's popular now though for  

şu anda popüler olan şey

for English stuff I actually don't recommend even  boss baby my my own kids should not be watching  

İngilizce şeyler için aslında patron bebeğime bile tavsiye etmiyorum kendi çocuklarım

that show uh just because it's it's it's way too  difficult for them but they're picking up lots  

bu programı izlememeli çünkü onlar için çok  çok  zor ama çok

of uh lots of interesting uh interesting phrases  uh tell us about the story when you got the scar  

çok şey alıyorlar ilginç uh ilginç ifadeler uh bize hikayeyi anlat çenende yara varken

on your chin so I have if you look see here it  might be hard to see but there are two scars  

bu yüzden var buraya bakarsan görmek zor olabilir ama çenemde iki yara var

two scars on my chin I think I told this story  maybe at least in a lesson or in another YouTube  

çenemde iki yara sanırım bu hikayeyi ben anlattım belki en azından bir derste veya başka bir YouTube

video but I can tell it very quickly again that  review is important so the first one came from  

videosunda, ancak tekrar çok hızlı bir şekilde gözden geçirmenin önemli olduğunu söyleyebilirim, bu nedenle ilki

my older sister who was holding me and she was  swinging me around uh like just I think I think  

beni tutan   ablamdan geldi ve o sanırım   beni tutuyormuş gibi  beni etrafında sallıyordu.

holding me by my hands maybe it was holding me by  my feet that seems like a little bit easier for  

ellerimle belki beni ayaklarımdan tutuyordu, bu hikaye için biraz daha kolay gibi görünüyor,

the story but she was just like swinging me around  like this turning around really fast and Swinging  

ama o tam da beni böyle sallıyordu  bu şekilde gerçekten hızlı dönüyordu ve

me uh and she let me go and I went flying and  I hit like a window sill and split my chin open  

beni Sallıyordu uh ve gitmeme izin verdi ve ben uçmaya gittim ve ben pencere gibi vur ll ve çenemi ikiye böldüm

so that's the first Scar the second scar is from  my younger sister so I was climbing out of a pool  

yani bu ilk Yara, ikinci yara küçük kız kardeşime ait, bu yüzden ben bir havuzdan çıkıyordum

and she just like pushed my head back down onto  the pool and I cracked my chin open again I split  

ve başımı havuza geri itti ve çenemi tekrar kırdım, kırdım

it open I split my chin open all right so now I  have two scars one from each sister on my chair  

onu açtım. Çenemi ikiye ayırdım tamam, bu yüzden şimdi sandalyemde her bir kız kardeşten birer tane olmak üzere iki yara izim var

all right so if you're listening carefully you've  learned ah you can say split open like to cut  

pekala, eğer dikkatli dinlerseniz  ah öğrenmişsinizdir yar aç diyebilirsin kesmek gibi

something like that split it open some very good  vocabulary there all right uh me and you even if  

bunun gibi bir şey böl onu biraz çok aç iyi kelime dağarcığı var pekala ben ve sen

I learned one important vocabulary sentence of  your class is good for me yeah again take take  

sınıfınızın önemli bir kelime cümlesini  öğrenmiş olsam bile  benim için iyi

your time there's no rush to try to learn a whole  bunch of things if you if you don't feel confident  

in using them so every day if you could feel like  fluent if you could become fluent in one new word  

bunları her gün kullanma konusunda kendinize güvenin, böylece akıcı hissedebilseydiniz, her gün yeni bir kelime   veya ifadeyi akıcı hale getirebilseydiniz,

or phrase every day you would feel very confident  in a month you would be like wow like now I can  

bir ay içinde kendinize çok güvenirdiniz, vay canına, şimdi

say a whole bunch of things and your improvement  it accelerates over time so it starts getting  

bir sürü şey söyleyebilirim ve gelişiminiz hızlanır zamanla daha

faster you make progress faster as you start  learning that way so I know it seems like wow  

hızlı olmaya başlar, bu şekilde öğrenmeye başladıkça daha hızlı ilerleme kaydedersiniz, bu yüzden vay canına göründüğünü biliyorum

it seems like you're learning a lot if you try  to learn a hundred phrases in one day it seems  

bir günde yüz kelime öbeği öğrenmeye çalışırsanız çok şey öğreniyorsunuz gibi görünüyor

like you're learning a lot but because you will  forget you will forget most of this vocabulary  

çok şey öğreniyorsun ama unutacağın için bu kelime dağarcığının çoğunu unutacaksın

so look you just spent all that time and now you  only remember one thing but you still don't feel  

yani bak tüm o zamanı harcadın ve şimdi tek bir şeyi hatırlıyorsun ama yine de

very confident about it you're thinking okay is  the pronunciation correct is the usage correct or  

bu konuda kendine pek güvenmiyorsun, tamam telaffuzun doğru olduğunu düşünüyorsun kullanım doğru mu veya

maybe the grammar or whatever and so in in these  situations you're really wasting your time it  

belki gramer veya her neyse, bu durumlarda gerçekten zamanınızı boşa harcıyorsunuz

seems like you're learning a lot but if you forget  all the vocabulary you're just wasting your time  

çok şey öğreniyormuşsunuz gibi görünüyor ancak tüm  kelimeleri unutursanız sadece zamanınızı harcıyorsunuz

but here we know we're learning we can actually  feel it and you don't forget the vocabulary  

ama burada biliyoruz öğreniyoruz gerçekten hissedebiliriz ve kelime dağarcığını unutmazsınız

so you hear many different examples like the word  harsh earlier today so maybe today when I come  

bu nedenle bugün erken saatlerde sert kelimesi gibi birçok farklı örnek duyarsınız, bu yüzden belki bugün

back home I will use I will intentionally review  the word harsh with Arya in uh in some natural  

eve döndüğümde kullanacağım sert kelimesini kasıtlı olarak Arya ile gözden geçireceğim uh bazı doğal

ways so I might say yeah it was a I was walking  home and I forgot my sunglasses the sun was really  

yollarla evet diyebilirim, eve yürüyordum ve güneş gözlüklerimi unuttum güneş gerçekten

harsh it's a really harsh sun on my eyes and  then like without her saying anything even if she  

şiddetliydi, gözlerimde gerçekten şiddetli bir güneş ve  o

doesn't say the word she's thinking automatically  like ah like okay another example of harsh okay so  

kelimeyi söylemese bile o hiçbir şey söylemeden sanki otomatik olarak düşünüyor ah gibi tamam başka bir sert örnek tamam yani   yemekten

I was I was like washing my hands after uh after  dinner I was doing the dishes but I used the wrong  

sonra ellerimi yıkamak istiyordum bulaşıkları yıkıyordum ama yanlış

soap it was really harsh on my skin it was really  harsh on my skin and so it was kind of rubbing my  

sabun kullandım cildimde gerçekten sertti cildimde gerçekten sertti ve bu yüzden

rubbing my skin badly and making my skin cracked  so I split some of my skin like split open again  

cildimi kötü bir şekilde ovuşturuyordu ve cildimi çatlatıyordu  bu yüzden cildimin bir kısmını tekrar yarık gibi yarıp açtım

that same split open you see what I'm doing how  I'm reviewing the vocabulary naturally in context

aynı yarık ne yaptığımı görüyorsunuz nasıl kelime dağarcığını bağlam içinde doğal olarak inceliyorum

mm-hmm all right so when you're thinking about  this again if your issue is you understand but  

mm -hmm pekala, bunu tekrar düşündüğünüzde, sorununuz anlıyorsanız ama

you don't speak I talked to another in another  recent video about the three levels of fluency  

konuşmuyorsanız, başka yakın tarihli başka bir videoda akıcılığın üç seviyesi

or the three stages of fluency how it works so  you begin by just being exposed to something  

veya akıcılığın üç aşaması hakkında konuştum, yani sadece fuar olmakla başlayın bir şeye ed

so my younger daughter or my older daughter Arya  hears the word uh like I don't know she hears the  

bu yüzden küçük kızım veya büyük kızım Arya uh kelimesini duyuyor sanki bilmiyorum o

word uh harsh okay so we use that same example  more review so she hears the word harsh in uh  

uh sert kelimesini duyuyor tamam bu yüzden aynı örneği daha fazla kullanıyoruz inceleme bu yüzden sert kelimesini duyuyor uh

in a TV show she's just being exposed to the word  but she doesn't really understand what that means  

bir TV programında uh   sadece kelimeye maruz kalıyor ama bunun ne anlama geldiğini gerçekten anlamıyor

and so she asks me again Dad what does harsh mean  and so now we're moving from exposure to awareness  

ve bu yüzden bana tekrar baba sertliğin ne anlama geldiğini soruyor ve şimdi maruz kalmaktan farkındalığa geçiyoruz

where now she can recognize the word because I've  given her some more examples of it and then when  

şimdi kelimeyi tanıyabileceği çünkü ben verdim  ona birkaç örnek daha ve sonra   ona

she is feeling like finally confident enough  because I've given her enough examples or she  

yeterince örnek verdiğim için kendinden yeterince emin hissettiğinde veya

heard them from other places she heard harsh like  don't be so hard like be kind to people don't be  

bunları başka yerlerden duyduğunda, sert bir şekilde   bu kadar sert olma, insanlara karşı nazik olma, yapma

so harsh don't judge people so harshly or the  weather is Harsh or the sun is harsh after she  

o kadar sert ki insanları bu kadar sert yargılamayın veya tüm bunları duyduktan sonra  hava Sert veya güneş sertse,

hears all those then she will feel very confident  about using that uh in her conversations all right  

bunları konuşmalarında kullanma konusunda kendinden emin olacaktır tamam

the meaning says I've been listening to for more  than uh 10 years wow oh my goodness hopefully  

anlam, daha uzun süredir dinliyorum diyor 10 yıldan fazla vay canına umarım

I've been improving your English in that time  hopefully all right let's see here all right  

İngilizcenizi o zamanlar geliştiriyorum umarım tamam, hadi burada görelim tamam

Noel again hello uh thank you I learned how to  improve my English glad here how's your daughter  

tekrar Noel merhaba uh teşekkür ederim İngilizcemi nasıl geliştireceğimi öğrendim, burada memnunum, kızınız nasıl

yeah both of them are doing well uh maybe I'll get  Noel in a video that's my younger daughter I don't  

evet ikisi de iyi gidiyor uh belki yaparım küçük kızımın bir videosunda Noel'i alın

think she has ever been in a video before thanks  for this wonderful class glad to hear it when I  

Daha önce hiç videoda yer aldığını sanmıyorum bu harika sınıf için teşekkürler bunu duyduğuma sevindim

finish my uh finish my money many friends came out  of the woodworking album yes that's a good example  

paramı bitirdiğimde birçok arkadaşım ağaç işleme albümünden çıktı evet bu bir iyi bir örnek

right there so like people when I I was when I  was broke many people came out of the woodwork  

orada yani insanlar ben olduğum zaman meteliksizken pek çok insan ahşaptan çıktı

so I was not expecting people to help me but when  people heard I had no money they came out of the  

bu yüzden insanların bana yardım etmesini beklemiyordum ama insanlar param olmadığını duyunca

woodwork like people came out of the woodwork  to help me all right good usage and again don't  

ahşaptan çıktılar. ahşap işleri bana yardımcı olmak için pekala iyi kullanım ve yine

feel bad if you don't get something the first  time remember like if I just say the word harsh  

bir şeyi ilk seferinde alamazsan kendini kötü hissetme, hatırla, sanki sadece sert kelimesini söylersem

the word harsh like vocabulary by itself doesn't  mean anything it's only when you're hearing it in  

sert kelime kelime dağarcığı gibi tek başına hiçbir şey ifade etmez, bu yalnızca siz 'tekrar bunu

context connected with some kind of situation  that's why it's important to learn vocabulary  

bir tür durumla bağlantılı bağlamda duymak bu nedenle, kelimeleri bir çeviriyle ilişkilendirmeye çalışmak

in context and really understand it rather  than trying to connect it with a translation  

yerine bağlam içinde   öğrenmek ve gerçekten anlamak önemlidir   tamam,

okay so I hear like harsh weather uh I had like  a really harsh time at school like it was really  

sert hava gibi duyuyorum uh okulda gerçekten zor zamanlar geçirdim gibi gerçekten

like the class was really difficult all right so I  can use lots of different examples of that and as  

ders gerçekten zordu, pekala, bu yüzden bununla ilgili birçok farklı örnek kullanabilirim ve

you get more examples this is where you really  feel strong about that about that vocabulary  

daha fazla örnek aldıkça, bu kelime dağarcığı hakkında gerçekten  güçlü hissettiğiniz nokta   pekala uh uh

all right uh uh let's see here all  right how to watch movies and TV  

burada bakalım tamam nasıl yapılır

shows to increase listening and speaking uh  again the the best thing to do is really to  

dinlemeyi ve konuşmayı artırmak için film ve TV şovları izleyin uh tekrar yapılacak en iyi şey gerçekten   bir

to focus on something I would not I  mean I know like people want to watch  

şeye odaklanmak yani yani insanların TV şovları izlemek istediğini biliyorum.

TV shows let me let me draw this and make  an even like easier way of explaining this

bunu açıklamanın daha kolay yolu

all right so this is hopefully this will make  sense to people you hear me using this expression  

pekala yani bu umarım bu insanlara mantıklı gelir bu ifadeyi tekrar tekrar kullandığımı duyarsınız

again and again hopefully this is understandable  uh this is our English student right here so  

umarım bu anlaşılırdır uh bu bizim İngilizcemiz öğrenci burada yani

someone who wants to learn the language uh  the goal over here uh let's say the goal  

dili öğrenmek isteyen biri uh buradaki amaç diyelim ki amaç

is to understand the TV shows uh and conversations  or whatever and so what people think they do we're  

TV şovlarını ve konuşmaları veya her neyse anlamak ve böylece insanlar ne yaptığını düşünüyorlar biz

going to put a line here there's an e uh SL so  English as a second language uh they're trying to  

buraya bir çizgi koyacağız e uh SL yani İkinci dil olarak İngilizce uh onlar

go directly here they're trying to go directly uh  to this vocabulary uh and so in the ESL approach  

doğrudan buraya gitmeye çalışıyorlar uh  doğrudan bu kelime dağarcığına gitmeye çalışıyorlar uh ve ESL yaklaşımında

we go directly let me let me draw a different line  here make this a little bit easier to understand

doğrudan gidiyoruz burada farklı bir çizgi çekmeme izin verin burada bunu yapın anlaşılması biraz daha kolay,

so this is so we're going to contrast these two  methods here trying to get to this trying to get  

bu yüzden bu iki yöntemi karşılaştıracağız, buna ulaşmaya çalışıyoruz,

to this goal over here so to enjoy conversations  movies TV shows or you know all of that kind of  

buradaki bu hedefe ulaşmaya çalışıyoruz, böylece sohbetlerin, filmlerin, TV şovlarının keyfini çıkarmak veya tüm bu tür

stuff just regular everyday life and they want to  go there but because they try to go directly they  

şeyleri bilirsiniz düzenli günlük hayat ve oraya gitmek isterler, ancak doğrudan gitmeye çalıştıkları için

never reach this it's like this this just it's  what they what they think they're doing is like  

buna asla ulaşamazlar, sadece onlar yaptıklarını zannettikleri

they're getting to the goal but what's really  happening is they're kind of they're going like  

hedefe ulaştıklarını düşünürler, ancak gerçekte olan şey onlar 'onlar gibi'

around in a circle like this so it looks like  they're they're making progress but but really  

bunun gibi   bir daire içinde dolaşıyorlar, bu yüzden ilerleme kaydediyor gibi görünüyorlar ama aslında

they're just learning more vocabulary but not  actually becoming fluent in that vocabulary  

sadece daha fazla kelime öğreniyorlar ama aslında  bu kelime dağarcığında akıcı hale gelmiyorlar

okay and so it's for the efl approach so English  as a first language what's happening is like  

tamam ve bu yüzden efl yaklaşımı için yani İngilizce  bir ana dilde olan şey şuna benzer   kelime

you're you're kind of taking like a slow a slow  step each day as you build up your vocabulary  

dağarcığınızı oluştururken her gün bir tür yavaş yavaş  adım atıyorsunuz

and you really become fluent in that so it seems  like this is like the faster way it seems like  

ve bu konuda gerçekten akıcı hale geliyorsunuz, bu nedenle bu göründüğünden daha hızlı gibi görünüyor

it's faster uh but the problem is you're moving  faster because you keep getting like all this new  

daha hızlı uh ama sorun şu ki daha hızlı ilerliyorsun çünkü tüm bu yeni kelime dağarcığı gibi olmaya devam ediyorsun

vocabulary but you're not actually fluent in it  all right so you can keep you just go faster and  

ama aslında akıcı değilsin bu yüzden sadece daha hızlı,   daha

faster and faster but aren't actually getting  closer to the goal but in the English as a and  

hızlı ve daha hızlı ilerlemene devam edebiliyorsun ama aslında alamıyorsun amaca daha yakın ama İngilizcede ve

this is the same thing natives are doing here they  spend more time learning things and and over time  

bu, yerlilerin burada yaptığı şeyin aynısıdır  bir şeyler öğrenmek için daha fazla zaman harcarlar ve ve zamanla

this like it accelerates and gets much faster and  this is how you get to to understanding TV shows  

bu sanki hızlanır ve çok daha hızlı hale gelir ve TV şovlarını bu şekilde anlamaya başlarsınız

and music and movies and having conversations that  kind of thing it's because they spend a lot of  

ve müzik ve filmler ve sohbet etmek bu tür şeyler çünkü

time really understanding vocabulary very well  so at first it seems like a slow process so if  

kelime dağarcığını gerçekten çok iyi anlamak için çok fazla zaman harcıyorlar bu yüzden ilk başta yavaş bir süreç gibi görünüyor yani ilk

we imagine like on day one uh so the English as a  second language person has learned or I mean they  

günkü gibi hayal edersek uh ikinci dil olarak İngilizce öğrendi ya da demek

had a class about let's say like 10 words but the  efl approach was only just one okay on the on day  

istediğim   10 kelime gibi bir sınıfları vardı ama efl yaklaşımı yalnızca birdi tamam ilk gün   iki tane

two they learned like 10 more and on day two over  here it's you know they're on the second word or  

daha 10 tane daha öğrendiler ve ikinci günde burada  ikinci kelimede olduklarını biliyorsunuz veya

phrase so it seems like the efl approach is is  moving more slowly all right but the problem is  

deyim yani efl yaklaşımı daha yavaş ilerliyor gibi görünüyor pekala ama sorun şu ki   bu yaklaşımı

they're they're never going to get over here by  doing this approach it's only going to have them  

yaparak buraya asla ulaşamayacaklar, bu

just go faster and faster as they try to learn  more vocabulary the traditional way but they  

sadece onların   denerken daha hızlı ve daha hızlı gitmelerini sağlayacak geleneksel yolla daha fazla kelime öğrenmek için kullanılır, ancak bu

don't actually become fluent in that so they never  reach this okay so the only way to get this is to  

konuda akıcı hale gelmezler, bu yüzden asla bu tamama ulaşmazlar, bu yüzden bunu elde etmenin tek yolu,

become fluent in individual words and phrases if  you don't become fluent here and here and here  

burada ve burada akıcı olmazsan tek tek kelime ve deyimlerde akıcı olmaktır. Burada

then of course you will not be able to do this but  if you get fluent in this word and you get fluent  

o zaman tabii ki bunu yapamayacaksın ama bu kelimede akıcı olursan ve

in this word and fluent in this word and this word  then of course you will have great conversations  

bu kelimede akıcı olursan ve bu kelimede ve bu kelimede akıcı olursan o zaman tabii ki harika sohbetler yapacaksın

okay as I as I often say like people think about  getting fluent in English or in Japanese or in  

tamam benim sık sık söylediğim gibi insanlar İngilizce'de veya Japonca'da veya

French or in German or whatever the language  is so they think about and they talk about  

Fransızca veya Almanca'da veya hangi dil olursa olsun akıcı olmayı düşünürler ve

getting fluent in a language when what's really  happening is you're getting fluent in vocabulary  

bir dilde akıcı olmak hakkında konuşurlar, oysa gerçekte olan kelime dağarcığında akıcı hale gelirsiniz

you get fluent in a grammar point and you really  understand pronunciation but you get all that like  

akıcı hale gelirsiniz bir gramer noktası ve telaffuzu gerçekten anlıyorsunuz, ancak tüm bunları

one thing at a time and this is why like even  some ESL students like they will be fluent in  

her seferinde   tek bir şey olarak anlıyorsunuz ve bu nedenle bazı ESL öğrencileri bile

some things but not others so they can have a  conversation or speak maybe about work because  

bazı   şeylerde akıcı olacakken   diğerlerinde akıcı olmayacak gibi böylece bir konuşabilir veya belki iş hakkında konuşabilirler çünkü

they've talked about those things so many times  so this is not about trying to watch a particular  

bu tür şeyler hakkında pek çok kez konuştular yani bu, belirli bir

movie or TV show uh instead of doing that it's  much better to find something you can focus on  

film veya TV şovunu izlemeye çalışmakla ilgili değil, bunu yapmak yerine odaklanabileceğiniz  bir şey bulmak   çok daha iyidir

that's like a shorter easier thing uh like you  know like watching a YouTube video about about  

bu daha kısa, daha kolay bir şey gibi, bildiğiniz gibi, gül yetiştirmek gibi ilgilendiğiniz bir şeyi yapmakla ilgili bir YouTube videosu izlemek gibi, bu

doing something you're interested in like  growing roses or something so I give these  

yüzden bu

examples in this one like we would watch you  know on one day we would watch four or five  

örnekleri bu örnekte veriyorum, sanki bir gün sizi izleyecekmişiz gibi, dört veya dört izleyeceğiz beş

videos just just talking about one topic like  how to how to break uh I don't know how to how  

video  nasıl nasıl kırılacağı gibi tek bir konudan bahsediyorum nasıl

to make bread or something all right so here like  if we're gonna contrast these two examples again  

ekmek   yapacağımı bilmiyorum ya da başka bir şey tamam o yüzden burada bu iki örneği tekrar karşılaştıracaksak

the English as a second language approach is  learning about baking they're learning all this  

ikinci dil olarak İngilizce yaklaşımı gibi pişirme hakkında   öğreniyorlar   unlu

like vocabulary about about baking stuff but  they're not actually getting fluent in being  

mamuller hakkında bu tür kelimeler öğreniyorlar, ancak                                                                             .

able to talk about baking okay so the difference  here is like if you get fluent in uh in each one  

buradaki fark , bu şeylerin her birinde akıcı olmanız gibidir.

of these things then of course you get you get  over here to the goal why wouldn't you you're  

o zaman tabii ki buraya  hedefe ulaşırsın  neden

getting fluent if you get fluent in each of the  pieces then of course you get fluent in the hole  

akıcı olmuyorsun, eğer her parçada  akıcı olursan o zaman tabii ki delikte akıcı olur

all right but I don't know Korean you have to tell  me what that tell me what that means uh hopefully  

tamam ama ben Korece seni bilmiyorum zorunda bunun ne anlama geldiğini söyle bana umarım

this makes sense though so when you're looking  for like a TV show what will happen if you watch  

bu mantıklıdır, bu nedenle bir TV programı gibi  aradığınızda  bir TV programı izlerseniz ne olur

a TV show is you will learn you will get a lot  of vocabulary and then you will not be fluent in  

öğreneceksiniz, çok fazla kelime öğreneceksiniz ve sonra

most of it and so you will be able to understand  but it will not really improve your conversations  

çoğunu akıcı şekilde konuşmayın ve böylece anlayabileceksiniz ancak bu, konuşmalarınızı gerçekten geliştirmeyecektir

you really have to take time and focus on things  and that's why like what we do in fluent for life  

gerçekten zaman ayırmanız ve bazı şeylere odaklanmanız gerekir ve bu nedenle, ömür boyu akıcı olarak yaptığımız şey   tek bir

is we will have one conversation you're focusing  on a single conversation for a month think about  

konuşma yapacağız bir ay boyunca  tek bir sohbete odaklanıyorsunuz

that most people are like well that's crazy you  can't focus on one conversation for a whole month  

çoğu insanın böyle olduğunu düşünün bu delilik  koca bir ay boyunca tek bir sohbete odaklanamıyorsunuz

why not think about the the opposite of that we're  going to try to learn like a whole conversation in  

neden bunun tam tersini düşünmüyorsunuz  biz öğrenmeye çalışacağız bir gün içinde tüm bir konuşma gibi,

one day that seems like the ridiculous thing  to me we're gonna we're gonna try to like go  

bu bana saçma bir şey gibi geliyor,

through a whole TV show in one day really I  would take I mean if you're going to learn  

bir gün içinde tüm bir TV şovunu izlemeye çalışacağız gerçekten kabul ederdim, demek istediğim,

with a TV show at least spend like the whole day  like you know like learning about that all right  

bir ile öğreneceksen TV şovu en azından bütün gün gibi harcamak l bunu öğrenmek gibi biliyorsun tamam   kelime dağarcığını

you need to get the review to really understand  the vocabulary if you can understand everything  

gerçekten anlamak için incelemeye ihtiyacın var eğer her şeyi anlayabiliyorsan

right when you're learning it that's fantastic  most people are not able to do that because  

tam öğrenirken bu harika çoğu insan bunu yapamaz çünkü

the languages isn't understandable or you don't  quite understand a joke or something like that  

diller anlaşılır değildir veya bir şakayı veya buna benzer bir şeyi tam olarak anlamıyorsunuz

so instead of trying to learn a bunch of things  and not really understand them it's much better  

bu nedenle, bir sürü şeyi öğrenmeye çalışmak ve onları gerçekten anlamamak yerine  bir

to focus on something and do that so if you want  to watch a TV show or something really take time  

şeye odaklanmak ve bunu yapmak çok daha iyidir; bu nedenle bir TV şovu veya gerçekten ilgi çekici bir şey izlemek istiyorsanız zaman

like a whole week and just focus on one episode  review it in different ways watch YouTube videos  

bütün bir hafta gibi ve sadece bir bölüme odaklanın farklı şekillerde inceleyin

of people talking about that episode you really  want to get lots of input about that same episode  

o bölüm hakkında konuşan kişilerin YouTube videolarını izleyin   gerçekten aynı bölüm hakkında çok fazla girdi almak istiyorsunuz

all right I got some more good questions over  here all right whom it says you are the best  

pekala, burada başka güzel sorularım var pekala kim senin en iyi   öğretmen olduğunu söylüyor,

teacher you are too kind over there all right  uh let's see how I went to school like a year  

orada çok naziksin, pekala uh, bir yıl önce okula nasıl gittiğimi görelim,

ago unknown how to write or read but knew some  spoken English grammar F me up in my fluency  

nasıl yazılacağını veya okunacağını bilmiyorum ama biraz İngilizce gramer konuşabiliyordum. r Beni akıcı konuşun

uh I'm sorry to hear that but that's typical  yes that's that's basically how most people  

uh, bunu duyduğuma üzüldüm ama bu normal evet temelde çoğu insan böyle

do it but now my comprehension is much better my  classmates know grammar yep thank you I understand  

yapıyor   ama şimdi benim anlayışım çok daha iyi sınıf arkadaşlarım dilbilgisini biliyor evet teşekkür ederim anlıyorum

95 of your speech glad to hear Felix uh yeah and  so again their spoken English was bad and so and  

95 konuşmanızı duyduğuma sevindim Felix uh evet ve yine konuşma İngilizceleri kötüydü ve

I think that's what you mean by bab uh but yes  if you're if you're learning if you if you focus  

bence bab uh ile kastettiğiniz bu ama evet eğer öğreniyorsanız

on the same thing and really Mastery that's  that's why I called originally uh the name of  

aynı şeye odaklanırsanız   ve gerçekten Ustalık bu bu yüzden ben başlangıçta uh olarak adlandırılır

the lesson sets in fluent for life are called  Master English conversation because that was  

hayat için akıcı olan ders setlerine Ana İngilizce konuşması denir çünkü   bu konuda akıcılık

the whole point it was to develop Mastery to  develop fluency about that and so many people  

geliştirmek için Ustalık geliştirmenin tüm amacı buydu ve pek çok kişi   öğrencilerin

will know the rules English as a second language  students will often know the rules about something  

ikinci dil olarak İngilizce kurallarını bilecek bir şeyle ilgili kuralları biliyorlar

but they can't actually apply those rules in real  conversations uh even I've joined the English Club  

ancak bu kuralları gerçek  konuşmalarda uygulayamıyorlar uh ben İngiliz Kulübü'ne katıldım

attended English speaking class but my English  still stuck can you help me with the good method  

İngilizce konuşma sınıfına katıldım ancak İngilizcem hala sıkıştı bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz? yöntem

is that able to approve well yes so everything  I'm talking about in this video is explaining  

onaylayabilmektir evet, bu nedenle bu videoda bahsettiğim her şey

about that remember uh speaking it it I know it  seems like a crazy idea it seems the opposite of  

bunu açıklamaktır  unutmayın uh onu konuşmak  biliyorum çılgınca bir fikir gibi görünüyor

what you should do but speaking is not how you get  fluent all right you get fluent by understanding  

yapmanız gerekenin tam tersi gibi görünüyor ama konuşmak sizin yaptığınız gibi değil akıcı ol pekala

something really well all right so you don't  have to uh like spend time meeting people or  

bir şeyi gerçekten çok iyi anlayarak akıcı olursun yani insanlarla tanışmak ya da

going to I don't know speaking practice event or  or trying to like try to spend any of your time  

bilmiyorum konuşma pratiği etkinliğine gitmek ya da vaktinin hiçbirini harcamayı sevmeye çalışmak zorunda değilsin

doing that it's much better if you and I made a  whole video about this if you go to the YouTube  

Bunu yapmak çok daha iyi, sen ve ben bununla ilgili bir video yapsak, YouTube

channel and look up uh if you only have 15 minutes  a day to learn English do this and the basic idea  

kanalına gidip baksan, İngilizce öğrenmek için günde sadece 15 dakikan varsa bunu yap ve bunun temel fikri

of that is that it's much better to to spend  your time getting lots of examples of something  

bunun çok daha iyi olduğudur zamanınızı bir şeye ilişkin pek çok örnek alarak harcamak

so you really understand it rather than trying  to learn things a traditional way all right so  

böylece bir şeyleri geleneksel bir şekilde  öğrenmeye çalışmak yerine gerçekten anlayacaksınız

ESL is English as a second language I'll just put  this a second some English as a second language  

ESL ikinci dil olarak İngilizce'dir bunu bir saniye  ikinci dil olarak biraz İngilizce

and this is English as a first first language so  we'll just put second up here and first down here  

ve bu birinci dil olarak İngilizce yani buraya ikinciyi ve buraya birinciyi koyacağız

all right so when you're learning English as a  second language it means that you think there's  

pekala yani ikinci dil olarak İngilizce öğrenirken bu,

like a second language so we have to learn it  in a new way rather than learning it uh just  

ikinci bir dil gibi  olduğunu düşündüğünüz anlamına gelir, bu yüzden onu öğrenmemiz gerekir öğrenmek yerine yeni bir şekilde uh tıpkı

as like a language we would learn like our native  language and so the truth is if you learn it like  

bir dil gibi ana dilimiz gibi öğreneceğiz ve bu yüzden gerçek şu ki onu ana dilinizi öğrenir gibi öğrenirseniz

you learn your first language you become fluent  in that language it doesn't matter all right I  

o dilde akıcı hale gelirsiniz önemli değil pekala ben

have another video on the channel that's talking  about uh like the truth about second languages and  

kanalda ikinci diller hakkındaki gerçeklerden ve

why there's no such thing as a second language  all right so for me there is no such thing as a  

neden ikinci dil diye bir şey olmadığından  bahseden başka bir video var pekala benim için ikinci dil diye bir şey yoktur Fransızca, Almanca ve İtalyanca

second language there are different languages like  French and German and Italian uh but how you learn  

gibi farklı diller vardır ah ama onları nasıl öğrendiğin

them is the important thing so if you learn them  like it's a like a second language like you're  

önemli bir şeydir, bu yüzden onları ikinci bir dil gibi öğrenirsen

learning through your native language that's what  will stop you from speaking but if you learn it  

ana dilinle öğreniyormuşsun gibi öğrenirsen bu seni konuşmaktan alıkoyar ama eğer öğrenirsen

as a first language and you understand everything  which is what this is that's how you become fluent  

ana diliniz varsa ve her şeyi anlıyorsanız, bu da budur, bu şekilde

in that vocabulary all right so you don't need  to spend time speaking with people if you only  

o kelime dağarcığında akıcı hale gelirsiniz, tamam, yani insanlarla konuşmak için zaman harcamanıza gerek kalmaz,

have 15 minutes a day just get lots of input you  will automatically feel more fluent because you  

günde yalnızca 15 dakikanız varsa, yalnızca çok sayıda girdi alın, otomatik olarak anlayacaksınız daha akıcı hissedebilirsin çünkü

can you'll feel you will understand the uh the  vocabulary much better and then again your your  

kelime dağarcığını çok daha iyi anlayacağını hissedeceksin ve sonra

improvement accelerates I know that this is like  it looks opposite or whatever but the point is we  

gelişimin hızlanacak

get to the goal faster over here where these uh  most English as a second language Learners they  

bu çoğu  ikinci dil olarak İngilizce öğrenenler

can be trapped in this for years okay so they can  be stuck going around and around just learning  

bunun içinde yıllarca sıkışıp kalabilirler, yani sadece

more words more words more words but they never  get closer to fluency that's why this happens  

daha fazla kelime   daha fazla kelime daha fazla kelime öğrenmek için etrafta dolaşıp sıkışıp kalabilirler ancak akıcılığa asla yaklaşamazlar, bu yüzden bu olur   çünkü

it's because they they're they're if each one of  these words that you learn if you're not fluent  

onlar Öğrendiğiniz bu kelimelerin her biri,

in each of these things then of course you won't  be fluent over here you can't reach that goal but  

bunların her birinde akıcı değilseniz, o zaman elbette burada akıcı olmayacaksınız, o hedefe ulaşamazsınız ama

for here like if I get fluent in one word and then  I get fluent in another word and another word in  

burada mesela bir kelimede akıcı hale geliyorsam ve sonra başka bir kelimede akıcı hale geliyorum ve başka bir kelimede

another word like of course I become fluent okay  all right maybe I'm taking my ex my explanations  

başka bir kelimede tabii ki akıcı hale geliyorum tamam tamam belki eski sevgilimi alıyorum açıklamalarım

are going too long over here uh thanks for doing  class live listen streams helps me a lot glad here  

burada çok uzun uh teşekkürler sınıfta canlı dinleme yayınları yapmak bana çok yardımcı oluyor burada çok mutluyum

I watch English TV shows so much in my child  when my teacher asked me uh can we tell me the  

Çocuğumda o kadar çok İngilizce TV şovu izliyorum ki öğretmenim bana bu satırdaki kuralları söyleyebilir miyiz diye sorduğunda

rules in this line I don't know what that means  I love your way uh instant visual explanation  

bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum Yolunu seviyorum uh anında görsel açıklama

and they work glad here me thanks all right all  right there's that sneeze from half an hour ago  

ve çalışıyorlar burada memnun oldum teşekkürler pekala pekala yarım saat önceki hapşırma var   tamam ben

all right me I've watched it  but I don't know why it happens  

izledim ama neden olduğunu bilmiyorum

I don't know what that's referring to thanks for  the X1 explanation uh is this the same Theory as  

Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum teşekkürler için X1 açıklaması uh bu

Stephen crashing yes uh so he discovered the same  thing I did and before I was born so he he found  

Stephen'ın çökmesiyle aynı Teori mi evet uh bu yüzden benim yaptığım aynı şeyi keşfetti ve ben doğmadan önce bu yüzden

uh that you get fluent by getting comprehensible  input in a low stress environment so meaning that  

sizin düşük stresli bir ortamda anlaşılır girdiler alarak akıcı konuştuğunuzu buldu yani

like if you if you feel nervous if you're in a  classroom and your teacher is like okay stand  

eğer eğer gergin hissediyorsan, eğer y bir sınıftasınız ve öğretmeniniz tamam,

up in front of the class and repeat something then  of course your language learning will be hurt as a  

sınıfın önünde ayağa kalkın ve bir şeyi tekrar edin, o zaman elbette sonuç olarak dil öğreniminiz zarar görecektir bu nedenle

result so what you should be doing is actually not  speaking at all and that's the same thing crash  

yapmanız gereken aslında hiç konuşmamak ve bu aynı şey

and recommends so the same thing I discovered the  way I discovered it was after failing to learn  

different languages for 15 years and then living  in Japan and then I just had a park I just started  

15 yıl boyunca farklı dilleri öğrenmeyi başaramadıktan sonra Japonya'da yaşadıktan sonra yeni bir parkım oldu ve

paying attention to what uh kids were doing and  how they were talking with their parents so you  

çocukların ne yaptıklarına ve nasıl yaptıklarına dikkat etmeye yeni başladım. ebeveynleriyle konuşuyorlardı, bu yüzden

got Japanese kids speaking with their parents  uh and it's like oh look at that like they're  

ebeveynleriyle konuşan Japon çocuklar var ve şuna bakın,

not learning Japanese through English they're  learning Japanese in Japanese it's just the  

Japonca'yı İngilizce yoluyla öğrenmiyorlar Japonca'yı Japonca öğreniyorlar, bu

first language for them so if I learn Japanese as  a first language then I become fluent and that's  

onlar için sadece ilk dil yani ben öğrenirsem Birinci dil olarak Japonca, sonra akıcı hale geliyorum ve

what happened and so it's the same thing that's  why I teach English as a first language rather  

olan bu ve bu yüzden aynı şey bu yüzden İngilizceyi

than teaching it as a second language now I could  probably be more popular on YouTube if I made  

ikinci dil olarak öğretmek yerine birinci dil olarak öğretiyorum. Japonca öğrenenler için Japonca videolar yapsaydım muhtemelen YouTube'da daha popüler olabilirdi

Japanese videos like for Japanese learners but  the problem is it would not help them speak and  

ama sorun şu ki bu onların konuşmasına yardımcı olmayacak ve   bu

so I like again I have to think about that as a as  a teacher like if I just want to get more clicks  

yüzden tekrar seviyorum Bir öğretmen olarak bunu düşünmem gerekiyor, mesela daha fazlasını almak istiyorsam

and more views on my videos there's other things  I could do but it makes it worse for the learning  

videolarımdaki tıklamalar   ve daha fazla izlenme sayısı   ve videolarımda daha fazla izlenme yapabileceğim başka şeyler var ancak bu, öğrenmeyi daha da zorlaştırıyor   bu nedenle,

so I'm always trying to figure out obviously I  would love to have more people watching videos  

her zaman daha   daha fazla kişinin videoları izlemesini    çok isterdim

but I want to make sure people can actually  benefit from them all right uh let's see here

ancak insanların gerçekten  yararlanabileceğinden emin olmaya çalışıyorum onlardan pekala burada bakalım

all right so in my experience I have enhanced my  English by learning words in context to know how  

tamam bu yüzden deneyimlerime göre kelimeleri bir cümlede nasıl kullanacağımı öğrenmek için bağlam içinde İngilizcemi geliştirdim onları geliştirmek

to use them in a phrase I still have a lot to  improve them yeah great work Henry but that's  

için hala çok şey var evet harika iş Henry ama

what you should be doing determination motivation  is really important for learning English yes but  

yapman gereken bu Kararlı olmak motivasyon İngilizce öğrenmek için gerçekten önemlidir, evet ama

the most important thing is making sure you do  the right thing so you can feel very motivated  

en önemli şey  doğru şeyi  yaptığınızdan  emin olmaktır, böylece çok motive olmuş hissedebilirsiniz

and still try to do the ESL approach and like  you're still likely going to fail at doing that  

ve yine de ESL yaklaşımını yapmaya çalışın ve hala öyleymişsiniz gibi Muhtemelen bunu yapmakta başarısız olacağım

rustam says I usually watch YouTube about  homeless people they had interviews and you  

Rustam, YouTube'u genellikle  evsizler hakkında izlediğimi söylüyor, onların röportajları var ve siz

can learn from their experiences and learn  a lot of vocabulary yeah so again if you  

onların deneyimlerinden öğrenebilir ve birçok  kelime öğrenebilirsiniz  evet, tekrar

focus on like if I'm just watching videos  about homeless people or whatever you pick  

odaklanırsanız, sanki sadece evsizlerle ilgili videolar izliyormuşum gibi  insanlar veya ne olursa olsun

a topic and you focus on that of course you're  going to become a much better speaker because  

bir konu seçerseniz ve buna odaklanırsanız tabii ki çok daha iyi bir konuşmacı olacaksınız çünkü

you will understand the language better what  should I do if I don't have anyone to talk  

dili daha iyi anlayacaksınız, yönteminiz olarak öğrenirken konuşacak kimsem yoksa ne yapmalıyım

with while learning as your method yes for this  you the whole point is not to speak with people  

evet bunun için asıl mesele insanlarla konuşmak değil

I know it sounds weird people like well how  do I speak where do I speak like why are you  

insanların kulağa tuhaf geldiğini biliyorum, nasıl konuşurum, nerede

worrying about speaking if you don't really  understand what you're saying then don't talk  

konuşurum? 'konuşma

the point is just to sit and listen until  you feel like wow like I really really  

amaç sadece oturmak ve  vay canına  gerçekten

feel very good all right I'll give you another  another like contrast these examples over here

çok iyi hissediyorum gibi hissedene kadar dinlemek.

again we will contrast the English  as a second language approach versus  

dil yaklaşımına karşı

the English as a first language  approach and what people think  

ilk dil olarak İngilizce yaklaşımı ve insanların ne düşündüklerini

they're doing so in a typical class you  will spend if we uh if we just split up

tipik bir sınıfta geçireceksiniz, eğer ayırırsak, uh

uh like understanding down here we'll put a u for  this and then uh actually that's kind of a bad  

buraya anlamak gibi, bunun için bir u koyacağız ve sonra uh aslında bu biraz kötü

little here this is a bad oh my goodness I can't  even draw a little bracket looking thing all right  

burası bu bir kötü aman tanrım küçük bir köşeli parantez bile çizemiyorum pekâlâ görünüyor

we'll just say uh here here okay and then this one  is like okay all right so in the ESL approach what  

uh burada tamam diyeceğiz ve sonra bu tamam tamam yani ESL yaklaşımında

you're doing is like you spend very little time  trying to understand what you're learning and this  

yaptığınız şey, ne öğrendiğinizi anlamak için çok az zaman harcamak gibi bir şey ve bu

is why teachers are using uh like phrase books and  translations and dictionary definitions and things  

nedenle öğretmenler uh deyim kitapları ve çeviriler ve sözlük tanımları ve

like that explanations about grammar that make  the language more difficult all right so it's very  

dilbilgisi hakkında dili daha zor hale getiren açıklamalar gibi şeyler kullanıyorlar doğru yani

little spent time uh on understanding the rest  of it is like okay now class I want you to speak  

geri kalanını anlamak için çok  az zaman harcandı tamam şimdi sınıf gibi... konuşmanı istiyorum

it doesn't make any sense it's this is a crazy  way to teach languages because number one uh it's  

hiçbir anlam ifade etmiyor bu dil öğretmenin çılgınca bir yolu çünkü bir numaralı uh bu

demotivational all right you don't understand if  you don't understand why would you try to speak  

motive edici onal pekala anlamazsan neden konuşmaya çalışasın ki

now people like okay I gotta now I gotta try to  speak the teacher says okay like here's a here's  

şimdi insanlar " tamam şimdi konuşmalıyım" diyor öğretmen tamam diyor işte burada

a language uh we're going to teach you like I'll  teach you a word like here's uh I don't know a  

bir dil uh sana öğreteceğiz mesela sana bir kelime öğreteceğim mesela uh

Japanese word uh equals this word in English  all right the teacher didn't teach anything  

japonca bir kelime bilmiyorum uh ingilizcede bu kelimeye eşittir pekala öğretmen hiçbir şey öğretmedi

they didn't actually help you understand anything  they're just giving you a definition so this is  

aslında hiçbir şeyi anlamana yardım etmediler sadece sana bir şey veriyorlar tanım yani bu

again uh understanding is like the lesson of that  and so the rest of the time it's it's just up to  

yine uh anlamak şunun dersi gibidir ve bu yüzden geri kalan zamanlarda

the student like hey why don't you speak now now  go out and try to use that but the student is like  

öğrenciye kalmış hey neden şimdi konuşmuyorsun dışarı çıkıp onu kullanmayı dene ama öğrenci

uh I don't understand what I'm saying and there  are lots of reasons why they struggle to speak  

uh Ne dediğimi anlamıyorum ve konuşmakta zorlanmalarının birçok nedeni var

part of it is that the real language that natives  use in real conversations is different from what  

bunun bir kısmı, yerlilerin gerçek konuşmalarda kullandıkları gerçek dilin sınıfta öğrendiklerinden farklı olmasıdır.

they're learning in the classroom all right that's  just one example but the point is this is what it  

bir örnek ama asıl mesele şu ki

looks like for ESL now if this is what it looks  like for ESL for English as a second language what  

böyle görünüyor Şimdi ESL için e, ikinci dil olarak İngilizce için ESL için böyle görünüyorsa,

do you think it looks like for the efl student  what do you think is happening now if you've  

efl öğrencisi için sizce bu nasıl görünüyor Şu anda ne olduğunu düşünüyorsunuz,

been following this video it should probably  be pretty obvious we're going to do the exact  

bu videoyu takip ettiyseniz muhtemelen güzel olmalıdır bariz tam

opposite the exact opposite look at this we're  going to spend most of our time on understanding

tersini yapacağız tam tersi buna bakın zamanımızın çoğunu anlamak için harcayacağız

and then really the fluent speech just comes out  automatically at the end all right so we don't  

ve sonra gerçekten akıcı konuşma sonunda otomatik olarak ortaya çıkıyor pekala bu yüzden yapmıyoruz

we don't want to just like help you understand  a little bit we want to really really help you  

yapmıyoruz anlamanıza yardımcı olmak istiyoruz biraz, gerçekten

understand a lot just like we gave that example  of harsh so the example for ESL we learn a word  

anlamanıza   çok yardımcı olmak istiyoruz, tıpkı bu sert örneğini verdiğimiz gibi, yani ESL örneğinde bir kelime öğreniyoruz

like harsh uh like if we do it in Japanese it's  like kibishi uh to harsh so we're gonna just like  

sert gibi uh gibi Japonca yaparsak bu kibishi gibi uh ila sert yani biz sadece

translate something like that uh and we're not  going to spend much time using it in different  

böyle bir şeyi çevirmek gibi uh ve bunu farklı   örneklerde kullanmak için fazla zaman harcamayacağız

examples so if you learn this like I guarantee  you if you if you're in an English classroom uh  

bu yüzden bunu böyle öğrenirseniz size garanti ederim eğer İngilizce iseniz sınıf uh

the first context that you learn that in is what  you think it is so if you learn harsh weather  

öğrettiğiniz ilk bağlam Bunun ne olduğunu düşünüyorsanız, sert havayı öğrenirseniz

then you will think harsh is only about weather  okay harsh weather so the teacher says harsh  

o zaman sert havanın sadece havayla ilgili olduğunu düşünürsünüz  tamam sert hava bu nedenle öğretmen sert

weather wow a lot of harsh harsh weather today  okay so the student thinks okay harsh must be  

hava vay canına bugün çok sert sert hava tamam öyleyse öğrenci tamam diye düşünür sert olmalı

connected to weather because they only get one  example of that they only think okay harsh it's  

havayla bağlantılıdır çünkü yalnızca tek bir örnek alırlar, yalnızca tamam sert düşündüklerine   evet

like yeah I understand maybe it's kind of bad but  in a real conversation they might hear like harsh  

anlıyorum, belki biraz kötüdür ama gerçek bir konuşmada sert

words and suddenly they're like uh what I thought  it was about weather and like after they learn  

sözler duyabilirler ve birdenbire düşündüğüm şeyle ilgiliymiş gibi davranırlar hava ve benzeri öğrendikten sonra

like no no it's not like harsh doesn't mean  weather it's just talking about something is is  

gibi hayır hayır sert değil hava durumu anlamına gelmez sadece bir şey hakkında konuşmak zordur zor sinir

difficult it's frustrating it's maybe like grading  on you somehow but that's what you get over here  

bozucu olabilir bir şekilde size not vermek gibi olabilir ama burada elde ettiğiniz şey bu

so we're going to learn harsh harsh words  harsh weather harsh uh like harsh environment  

bu yüzden sert öğreneceğiz sert sözler sert hava sert uh, sert ortam gibi

a harsh storm harsh language if you're yelling  or cursing at someone and then by the end it's  

sert bir fırtına sert bir dil, birine bağırıyorsanız  veya küfrediyorsanız ve sonunda

just like ah you know you know harsh very  well boom it just comes out automatically  

tıpkı ah bilirsin, sert çok iyi biliyorsun boom sadece otomatik olarak çıkıyor   pekala,

all right so think about it like again it's  it's the exact opposite of what people would  

tekrar düşünün  bu insanların

be doing in a in a regular classroom but this  is why people struggle to speak over here it's  

normal bir sınıfta yapacaklarının   tam tersi ama bu yüzden  insanlar burada konuşmakta zorlanıyor

because they don't understand what they're talking  about so of course they can't use it fluently all  

çünkü   çünkü ne konuştuklarını anlamıyorlar. hakkında konuşuyorlar yani tabii ki akıcı bir şekilde kullanamıyorlar

right so you don't have to feel bad if like  it's like oh like why why can't I speak it's  

tamam bu yüzden kötü hissetmenize gerek yok eğer mesela ah neden konuşamıyorum neden konuşamıyorum

because you don't understand what you're saying  okay all right hopefully that makes sense I keep  

çünkü ne dediğinizi anlamıyorsunuz tamam pekala umarım bu mantıklıdır

trying to explain this in different ways about  the different ways people are learning but what  

bunu insanların farklı öğrenme yöntemleri hakkında farklı şekillerde açıklamaya çalışıyorum ama

this shows is like the actual speaking part is a  very small part of the language learning process  

bu   asıl konuşma kısmının dil öğrenme sürecinin  çok küçük bir parçası   olduğunu gösteriyor

all right the and that's why and again uh Stephen  crash and discovered the same thing amazing right  

pekala ve bu yüzden ve tekrar uh Stephen çöktü ve aynı şeyi harika bir şekilde keşfetti

like another person discovered the same  thing about this and it's pretty obvious  

tıpkı başka birinin bununla ilgili aynı  şeyi keşfetmesi gibi ve bu oldukça açık

because it's how we all get fluent in our native  language so if you spend your time understanding  

çünkü hepimiz bu şekilde anadilimizde akıcı hale geliriz, bu yüzden zamanınızı harcarsanız anlayın.

something you really feel confident then when  it's time to speak the words just come out  

gerçekten kendine güvendiğin bir şey söyle o zaman konuşma zamanı geldiğinde kelimeler ağzından çıksın

now at this point maybe yeah okay you want to like  practice your I don't know like how your mouth  

şimdi bu noktada belki evet tamam sevmek istersin pratik yap ağzının nasıl

moves or something but if you've heard a hundred  examples of something from different speakers I'm  

hareket ettiğini bilmiyorum falan ama yüzlercesini duyduysan farklı konuşmacılardan bir şeye örnekler Bir

pretty sure you would use something automatically  the first time you had to say it so the goal is  

şeyi ilk kez söylemek zorunda kaldığınızda otomatik olarak kullanacağınızdan oldukça eminim, bu nedenle amaç

not to speak it's not to try to understand and  like and then and then like quickly start speaking  

konuşmak değil, anlamaya çalışmak değil  ve beğenin ve ardından ve ardından beğen hızla konuşmaya başlayın

you want to spend a lot of time you just relax  start getting all that input and this is exactly  

çok fazla zaman harcayın, sadece rahatlayın tüm bu girdileri almaya başlayın ve bu tam olarak

what we do in fluent for life this is why we  structure the program the way it is because we  

hayat boyunca akıcı bir şekilde yaptığımız şeydir, bu nedenle programı bu şekilde yapılandırıyoruz çünkü

really want to help people understand something  the first time you hear it you might not feel  

insanların bir şeyi ilk duyduğunuzda anlamalarına gerçekten yardımcı olmak istiyoruz

very confident about it that's okay we're going  to teach it to you again you're going to hear it  

bu konuda kendinize pek güvenmeyebilirsiniz sorun değil size tekrar öğreteceğiz bunu

again in a different way you're going to hear  a different speaker say it all of these things  

tekrar farklı bir şekilde duyacaksınız farklı bir konuşmacının tüm bunları söylediğini duyacaksınız

and then when you start using it in conversations  you will feel a lot better about it all right but  

ve sonra ne bunu konuşmalarda kullanmaya başladığınızda bu konuda çok daha iyi hissedeceksiniz ama

you don't get there from here speaking is not  what you need it's not more speech all right

buradan oraya gidemezsiniz ihtiyacınız olan şey konuşmak değil, daha fazla konuşma değil pekala

all right

[Music] okay so hopefully that answered that  question for Felix yes so don't look for people  

[Müzik] tamam, umarım bu soruyu  yanıtlamıştır Felix için evet, konuşacak insanlar aramayın

to speak with just spend more time getting input  that's what you need and that [ __ ] that's easy  

sadece görüş almak için daha fazla zaman harcayın ihtiyacınız olan şey bu ve bu [ __ ] bu kolay

right that's all you have to do you can get input  anywhere like YouTube or whatever uh how can I do  

doğru tek yapmanız gereken YouTube gibi herhangi bir yerden girdi alabilirsiniz veya her neyse uh nasıl yapabilirim

to have good speaking and become fluent in  English think in advance yes Muhammad that's  

iyi konuşmak ve İngilizcede akıcı olmak için önceden düşünün evet Muhammed

exactly what I covered in this video watch this  video again very important and I'm explaining this  

bu videoda tam olarak anlattığım şey bu videoyu tekrar izleyin çok önemli ve bunu

in different ways and make sure people understand  that doctor I I move let's say thank you so much  

farklı şekillerde açıklıyorum ve insanların o doktoru anladığından emin olun taşınıyorum hadi teşekkür edelim çok iyisiniz

for your classes my pleasure I've watched tons  of your videos imagine become familiar with your  

dersleriniz için benim için zevk tonlarca videonuzu izledim hayal edin konuşmalarınıza aşina olun

speeches my question is how you evaluate My Level  if I'm able to understand 100 of your lessons  

benim sorum şu 100 dersinizi anlayabilirsem seviyemi nasıl değerlendiriyorsunuz

uh and uh as I talk about in other videos I talk  about um the the seven fluency habits and so you  

uh ve uh Diğer videolarda bahsettiğim yedi akıcılık alışkanlığından bahsediyorum ve böylece

can you can break down your ability to communicate  or your English level uh based on different skills  

iletişim kurma becerinizi veya İngilizce seviyenizi uh farklı becerilere göre ayırabilirsiniz

so your understanding might be strong uh but you  could have really poor speech all right and again  

böylece anlayışınız güçlü olabilir, ancak gerçekten zayıf konuşabilirsiniz pekala ve yine

like because we can look at these as as different  skills so some people like their pronunciation is  

çünkü bunlara farklı  beceriler olarak bakabiliriz, bu nedenle bazı insanlar telaffuzlarının

really good but they don't know many words okay so  we're not we can't really give an overall uh value  

gerçekten iyi olduğunu düşünüyorlar ancak pek fazla kelime bilmiyorlar tamam yani değiliz, genel bir uh değeri   veremeyiz.

of your speech really the the overall fluency is  is judged by your weakest communication skill so  

konuşmanın gerçekten genel akıcılığı en zayıf iletişim becerinize göre değerlendirilir, bu nedenle

if you know a whole bunch of vocabulary but you  don't feel confident using it your confidence  

bir sürü kelime biliyorsanız ancak bunları kullanmaktan  emin değilseniz, özgüveniniz

is limiting you so you need to build that  up first before you start trying to speak  

sizi sınırlar, bu nedenle denemeye başlamadan önce bunu oluşturmanız gerekir konuş

uh can I do that by repeating a movie again and  again um yeah so I I would recommend again a movie  

uh bunu bir filmi tekrar tekrar tekrarlayarak yapabilir miyim um evet bu yüzden tekrar tavsiye ederim bir film

is is really too long I would it's much better  to focus on something short like 15 minutes half  

gerçekten çok uzun 15 dakika gibi kısa bir şeye odaklanmak çok daha iyi olur

an hour at the most uh some movies are going to  be too long and it's going to be too difficult I  

saatte yarım   uh bazı filmler çok uzun olacak ve çok zor olacak Bunu yapmak

would I would focus on a scene from a movie if you  want to do that but really like a very good way uh  

istiyorsanız bir filmden bir sahneye odaklanırdım ama gerçekten çok iyi bir yol uh

even better than just repetition so watching the  same movie again is helpful and you will learn  

tekrardan daha iyi bu yüzden izlemek aynı film yine yardımcı olur ve

things from that and you will notice new things  that you didn't find before like new vocabulary  

bundan  bir şeyler öğreneceksiniz ve daha önce bulamadığınız yeni şeylerin farkına varacaksınız, örneğin yeni kelime

will be coming out of the woodwork be coming  out of the woodwork uh but the interesting thing  

dağarcığı tahtadan çıkacak  ama ilginç olan

is that if instead you watch different content  about the same thing then you will learn a lot  

şu ki   bunun yerine aynı şey hakkında farklı içerikler izlerseniz çok

more much faster so like you watch five different  YouTube videos about I don't know peeling a banana  

daha hızlı öğrenirsiniz yani beş farklı YouTube videosu izler gibi muz soymayı bilmiyorum   bu

even something as simple as that how do we peel  the banana if you watch 10 different people talk  

kadar basit bir şey olsa bile muzu nasıl soyarız izlerseniz 10 farklı kişi

about peeling a banana you will learn a lot  of vocabulary and you will feel very confident  

muz soymaktan bahsediyor   çok kelime  öğrenecek   ve

about that and you will also be able to take that  vocabulary and use it for much more uh than just  

bu konuda kendinize çok   güveneceksiniz ve ayrıca bu kelime dağarcığını alıp muz soymaktan çok daha fazlası için kullanabileceksiniz.

peeling bananas I do need to learn with Google  Translation or images yes Google image search  

s Google Çeviri veya görsellerle öğrenmem gerekiyor evet Google görsel arama

is great uh thank you for your work Drew says uh  slager got uh glad to hear it uh can you recommend  

harika uh çalışmanız için teşekkür ederim Drew diyor ki uh slager bunu duyduğuma sevindim uh

any phrase book or vocabulary books uh I don't  really recommend anything because it's just really  

herhangi bir konuşma kılavuzu veya kelime kitabı önerebilir misiniz uh gerçekten önermiyorum herhangi bir şey çünkü bu gerçekten

finding something that you are interested in and  then focusing on that vocabulary so whatever the  

ilgilendiğiniz bir şeyi bulmak ve sonra o kelime dağarcığına odaklanmak yani

vocabulary is for you for your life whatever you  need to focus on I listen you don't understand  

hayatınız için kelime sizin için ne ise neye odaklanmanız gerekiyorsa dinliyorum

what you say but when I listen to TV shows like  Made in Chelsea is very difficult what should  

ne dediğini anlamıyorsunuz ama ben TV dinlediğimde Made in Chelsea gibi şovlar çok zor ne

I do uh good question Harold so again that's the  same thing like the way I'm speaking is different  

yapmalıyım   Harold'a iyi soru soruyorum yani bu aynı şey gibi benim konuşma tarzım

from the way people speak in real conversations  and most people who are trying to teach the  

insanların gerçek konuşmalarda konuşma şeklinden farklı ve dili öğretmeye çalışan çoğu kişi

language are doing that to make make sure they're  understood so what we do in in fluent for life  

bunu onların anlaşıldığından  emin olmak için yapıyoruz, yani yaptığımız şey ömür boyu akıcı

uh so we start people down here at this level  that can understand like teacher English and  

uh yani burada insanları İngilizce öğretmenleri gibi anlayabilecek  bu seviyede başlatıyoruz ve

then we want to get you up to this level whereas  uh the natives are so it's really difficult for  

sonra sizi ayağa kaldırmak istiyoruz bu seviyeye, oysa yerliler bu yüzden

you to just jump to like from a teacher where you  understand everything to a TV show where you don't  

her şeyi anladığınız bir öğretmenden her şeyi anlamadığınız bir TV şovuna atlamanız gerçekten zor, bu

understand everything so what we do in fluent  for life is we want to take you up in steps like  

yüzden hayat için akıcı bir şekilde yaptığımız şeyi almak istiyoruz bunun gibi adımlarla yükselirsiniz,

that so that you can move from one to real actual  conversational English so that's how you basically  

böylece birinden gerçek, gerçek konuşma İngilizcesine geçebilirsiniz, yani temelde   bunu

have to go uh from one step to the next to do that  all right uh do I need to learn with Google or  

yapmak için bir adımdan diğerine geçmeniz gerekir  pekala uh Google ile öğrenmem gerekiyor mu yoksa

you don't need to learn with Google no the point  you should be learning with things you understand  

istemezsiniz Google ile öğrenmenize gerek yok anladığınız şeylerle öğrenmelisiniz

I'm glad you are so patient with getting the same  questions over and over again Yes again like uh  

Aynı  soruları tekrar tekrar aldığınız için çok sabırlı olmanıza sevindim

uh I I it's some people they learn they get like  the uh aha the I call it the aha moment when they  

aha ben buna aha anı diyorum,

understand how they should be doing something uh  but different people may need different examples  

bir şeyi nasıl yapmaları gerektiğini anladıkları an uh ama farklı insanlar bunun için farklı örneklere ihtiyaç duyabilir   bunun için

for that uh I learned 50 words each week  in my class but can't use even 10 of them  

uh sınıfımda her hafta 50 kelime öğrendim ama 10 tanesini bile kullanamıyorum

yes so that that is again the the whole the  whole point of this is like you know your way  

evet öyle ki yine t o  bütün mesele şu ki, yolunu biliyormuşsun gibi

is working like if you if you're just like I  don't know how to learn what should I be doing  

çalışıyormuşsun gibi, eğer sen nasıl öğreneceğimi bilmiyorum, ne yapmalıyım,

if if you can learn one word and get fluent in  one word uh that's the method you should be using  

eğer bir kelime öğrenip bir kelimede akıcı olursan kelime uh, kullanman gereken yöntem bu

but if you learn something and can't remember  it then don't do that anymore if your goal is  

ama bir şey öğrenirsen ve hatırlayamazsan, o zaman amacın

to speak and to understand and to remember the  vocabulary uh this is it so learning English as a  

konuşmak ve kelime dağarcığını anlamak ve hatırlamaksa, artık bunu yapma

first language rather than learning it as a second  language uh why some words are hard to acquire uh  

ikinci dil olarak öğrenmektense birinci dil uh neden bazı kelimelerin edinilmesi zor

that's a good question it could be the vocabulary  from uh something else you already know uh like I  

talk about this and how to remember any English  word where you're you're trying to make it a new  

uh like a new compartment or new category in your  mind for vocabulary because like let's say I'm  

Kelime dağarcığı için zihninizde yeni bir bölme veya yeni bir kategori yapmaya mı çalışıyorsunuz, çünkü diyelim ki

trying to learn Japanese I already have a word  in my native native language that I know harsh  

Japonca öğrenmeye çalışıyorum Ana dilimde zaten sert bildiğim bir kelimem var.

uh but I have to learn something and fit something  in that for Japanese as well so that's like one  

ama bir şeyler öğrenmem ve uyum sağlamam gerekiyor bunda Japonca için de bir şeyler var, bu

reason why vocabulary is a little bit difficult  there's already something in there so we try  

yüzden kelime dağarcığının biraz zor olmasının bir nedeni gibi, orada zaten bir şeyler var, bu yüzden

to create a new category for that uh and I I've  already covered that in many other videos uh but  

bunun için yeni bir kategori oluşturmaya çalışıyoruz uh ve ben bunu diğer birçok videoda zaten ele aldım uh ama

some of it could be I mean the basic idea is that  you don't spend enough time with the vocabulary  

bazı yani temel fikir şu olabilir, kelime dağarcığıyla yeterince zaman geçirmiyorsun

um but yeah I mean that's for individual  vocabulary there's a couple different  

um ama evet, demek istediğim bu bireysel kelime dağarcığı için birkaç farklı

reasons but usually it's just because you  don't you don't learn it like a native  

neden var ama genellikle bu sadece yapmadığın için öğrenemiyorsun bir yerli gibi

uh I said movies because I like it or maybe could  watch some movies of the same topic yeah so again  

uh filmleri sevdiğim için söyledim veya belki aynı konudaki bazı filmleri izleyebilirim evet yani yine

like you you will you will find like there  is there is a little bit of sacrifice at the  

senin gibi bulacaksın bunun başında biraz fedakarlık var

beginning of this it's like I want to watch movies  remember the ESL way is like I quickly want to get  

bu benim istediğim gibi film izlemek hatırlayın ESL yöntemi,

to the goal of I want to watch movies it's kind of  like a young entrepreneur like let's say like a 18  

film izlemek istiyorum hedefine hızla ulaşmak istiyorum gibidir.

year old kid wants to start a business and their  goal is to make a million dollars they're like  

bir milyon aslan dolarlar gibiler vay canına

wow I really want to have a million dollars uh and  so they try some different things and and within a  

gerçekten bir milyon dolara sahip olmak istiyorum ve bu yüzden bazı farklı şeyler deniyorlar ve bir

month if they don't make a million dollars they're  angry about that and it's like well you know you  

ay içinde bir milyon dolar kazanamazlarsa buna kızıyorlar ve bu sizi iyi tanıyormuşsunuz gibi

should probably spend some more time and learn  and focus on something rather than trying five  

muhtemelen biraz daha fazla zaman ayırmalı ve öğrenmeli ve beş

different kinds of businesses or something like  that everyone knows someone in their life that's  

farklı türde işi denemek veya herkesin hayatında

like okay uh on one day they're like trying  this business and the next day they're trying  

tamam diyen birini tanıdığı gibi bir şey denemek yerine bir şeye odaklanmalı    bir gün bu işi denemek isterler ve ertesi gün onlar'

this business and the next day they're trying  a different thing it's like of course you're  

bu işi deniyorlar ve ertesi gün farklı bir şey deniyorlar, tabii ki siz

not it's the same way kids are you know  like people are learning languages it's  

çocuklar gibi değilsiniz, bilirsiniz insanlar dil öğreniyor gibi

like you spend one day on one word another day  on another word and another day on completely  

bir gün bir kelimeye başka bir gün başka bir kelimeye harcıyorsunuz gibi ve başka bir gün tamamen

different vocabulary of course you're not going to  remember it or become fluent in that so the goal  

farklı bir kelime dağarcığıyla elbette onu hatırlamayacaksınız veya bu konuda akıcı olmayacaksınız, bu nedenle amaç

really is to is to spend more time on stuff  if you enjoy vocabulary or you enjoy movies  

gerçekten kelime dağarcığından hoşlanıyorsanız veya filmlerden

whatever the thing is that's great but sometimes  you need to take a step back from that and and  

hoşlanıyorsanız  herhangi bir şeye daha fazla zaman ayırmaktır   İşin aslı, bu harika ama bazen bundan bir adım geri çekilmeniz ve

focus on something where people might be talking  about it but if you really want to watch a movie  

insanların onun hakkında konuşuyor olabileceği  bir şeye odaklanmanız gerekir, ancak gerçekten bir film izlemek istiyorsanız

uh you can go ahead but just understand it  will probably make the the overall process  

devam edebilirsiniz, ancak bunun muhtemelen daha iyi olacağını anlayın genel süreç

slower but if you do watch a movie then try  to add other things into that like reading the  

daha yavaştır, ancak bir film izlerseniz,

transcript of the movie just listening to the  movie sometime while you're walking around uh  

filmin transkriptini okumak, bir ara dolaşırken filmi dinlemek gibi

or like watching YouTube videos giving reviews  of the movie that kind of thing so that's how  

veya film hakkında incelemeler yapan YouTube videolarını izlemek gibi başka şeyler eklemeye çalışın. bu tür şeyler işte bu şekilde

you're going to get get fluent in that vocabulary  but you will be spending more time doing that  

o kelime dağarcığında akıcı hale geleceksiniz ancak bunu yapmak için daha fazla zaman harcayacaksınız

uh it's good to listen to audio books and put on  the subtitles in English to read uh yes but again  

uh sesli kitaplar dinlemek ve okumak için İngilizce altyazı koymak iyidir evet ama yine

uh like a movie and an audio book like those  are both really long things and it's hard to  

uh beğenin bunun gibi bir film ve bir sesli kitap gerçekten uzun şeylerdir ve

review them because you're not likely to watch  them again or listen to them again but if you  

bunları incelemek zordur çünkü onları tekrar izlemeniz veya tekrar dinlemeniz pek olası değildir.

have a five minute clip of something like a  five minute speech or a five minute you know  

beş dakikalık konuşma veya

conversation between two people you can really  focus on that and then become fluent in that much  

iki kişi arasında beş dakikalık bildiğiniz bir konuşma gerçekten buna odaklanabilir ve ardından çok

faster and if you do that even a few times the  next time you watch a movie you will understand  

daha hızlı bir şekilde akıcı hale gelebilirsiniz ve bunu bir sonraki film izleyişinizde birkaç kez bile olsa daha iyi anlayacaksınız

much more okay so I know the goal is to get movies  but you like don't go directly uh for the movie  

çok daha fazlasını anlayacaksınız tamam öyleyse Amacın film çekmek olduğunu biliyorum ama siz film için doğrudan gitmeyi sevmiyorsunuz

you want to go kind of like in a roundabout  way but it actually gets you there faster  

bir tür dolambaçlı  şekilde gitmek istiyorsunuz ama aslında sizi oraya daha hızlı ulaştırıyor

all right uh I work with many people from India  most of the time it's very hard to understand  

tamam uh Hindistan'dan birçok insanla çalışıyorum çoğu onları anlamanın çok zor olduğu zamanlar

them this may affect my productivity what do  you think I should do uh yeah so that's common  

bu benim üretkenliğimi etkileyebilir sizce ne yapmalıyım uh evet yani bu yaygın

you know people are if I speak with Japanese  people who who know some English some of them  

bilirsiniz insanlar biraz İngilizce bilen Japonlarla konuşursam bazılarının

maybe their pronunciation will not be very good  some of them can speak very well but again yes  

belki telaffuzları pek iyi olmaz iyi bazıları çok iyi konuşabiliyor ama yine evet

it could potentially hurt your progress I would  maybe spend more time talking with them or like  

ilerlemenize potansiyel olarak zarar verebilir belki  onlarla konuşmak için daha fazla zaman harcardım veya

you know an interesting thing you could read  you could where you could an interesting thing  

ilginç bir şey biliyorsunuz ilgilendiğiniz yerde okuyabilirdiniz  Dinlenmek için

you could do is make kind of like a challenge  so if you have a few different people who are  

yapabileceğiniz şey, bir tür meydan okuma yapmaktır bu nedenle, etrafınızda   olan birkaç farklı kişi varsa

around you write down a sentence in English maybe  something you've heard me speak and just say like  

İngilizce bir cümle yazın, belki benim konuştuğumu duyduğunuz bir şey ve şöyle deyin

hey like this is like I'm trying to improve my  listening or something like that like don't make  

hey, bu benim gibiyim dinlememi geliştirmeye çalışıyorum ya da onun gibi bir şey

it about them you make it about yourself and like  I'm trying to like it's like just a kind of thing  

onlar hakkında yapma bunu kendin hakkında yapıyorsun ve ben sevmeye çalışıyorum bu senin için bir tür şeymiş gibi

for you and so if you have like five different  people say that you know or read that thing  

ve bu yüzden beş farklı kişi bunu söylerse o şeyi biliyorsun veya okuyorsun

you will improve your pronunciation or you will  improve your your ability to hear them as well  

telaffuzunu geliştireceksin veya onları duyma yeteneğini de geliştireceksin

oh my goodness run out of time we've already been  going for an hour and a half oh my goodness an  

aman tanrım zamanımız tükeniyor zaten bir buçuk saattir çalışıyoruz aman tanrım bir

hour and a half over here uh uh say how can I  speak better English uh explain that already so  

saat ve bir buçuk burada uh uh nasıl daha iyi İngilizce konuşabilirim deyin uh bunu açıklayın zaten öyle

this whole video go back and watch it I know some  people are coming in late Joe I think your work  

bu videonun tamamı geri dönün ve izleyin bazı insanlar geç geliyor biliyorum Joe Bence çalışma

is really Advanced compared to other teachers I've  found limiting beliefs and the person's motivation  

diğer öğretmenlere kıyasla gerçekten Gelişmiş Sınırlayıcı inançlar buldum ve kişinin anı motivasyon

play a huge role in his learning process how do  you deal with this yes uh so I talk about limiting  

onun öğrenme sürecinde büyük bir rol oynuyor, bununla nasıl başa çıkıyorsunuz evet, yani ben de sınırlayıcı

beliefs as well and I don't know what you mean  about my work being Advanced uh the I'm actually  

inançlardan bahsediyorum ve çalışmamın Gelişmiş olması hakkında ne demek istediğinizi bilmiyorum uh, aslında   tam

trying to do the opposite and really simplify what  most people think they need so Learners again they  

tersini yapmaya çalışıyorum ve çoğu insanın ihtiyaç duyduğunu düşündüğü şeyi gerçekten basitleştirin, böylece Öğrenciler tekrar

will spend a lot of their time trying to get  translations or grammar rules or something like  

çeviriler veya dilbilgisi kuralları veya bunun gibi bir şey elde etmeye çalışarak zamanlarının çoğunu harcayacaklar;

that when it's really just just try to understand  it like a native that's really the whole point and  

the the limiting beliefs that people have uh in  my experience it's more about trying to get them  

insanların sahip olduğu sınırlayıcı inançlar benim deneyimime göre bu daha çok onları

to to learn in a new way so what's interesting  about the English as a second language approach  

yeni bir şekilde öğrenmeye ikna etmeye çalışmakla ilgili yani ikinci dil olarak İngilizce yaklaşımıyla ilgili

for me as a teacher uh is that even though it's  not getting students fluent they will continue to  

bir öğretmen olarak benim için ilginç olan şey, öğrencileri akıcı hale getiremese de

do it and this is like this is like a thing that  I I spent a lot of time thinking about because  

bunu   yapmaya devam edecekler ve bu, üzerinde düşünmek için çok zaman harcadığım bir şey gibi çünkü

if I can solve that problem then I can help a lot  more students so again if you if you continue to  

bu sorunu çözebilirsem, o zaman çok daha fazla öğrenciye yardımcı olabilirim.

do the English as a second language approach and  it's not getting you fluent then the first thing  

İngilizceyi ikinci dil yaklaşımı olarak yapmaya devam edersiniz ve bu sizi akıcı hale getirmez, o zaman ilk şey

is just to stop doing that and then it's easier  to be open to to new ways of learning uh so if  

bunu yapmayı bırakmaktır ve sonra yeni öğrenme yollarına açık olmak daha kolaydır uh yani eğer

like for your whole life you've been told you  need to speak to get fluent and then I say no  

isterseniz tüm hayatınız boyunca Akıcı olmak için konuşmanız gerektiği söylendi ve sonra

no like speaking is actually a very small part of  that uh people are like well that's that's crazy  

hayır diyorum   hayır konuşmak aslında bunun çok küçük bir parçası uh insanlar şöyle ki bu delilik

it's like okay well if you don't believe me that's  fine uh but we know for sure that the English as a  

tamam gibi ama bana inanmıyorsan bu sorun değil ama biz

second language approach is not going to help you  so it's already not helped you for years why would  

ikinci dil olarak İngilizce yaklaşımının size yardımcı olmayacağından eminim bu yüzden yıllardır size yardımcı olmadı neden

you continue doing this and why would you not try  something different and so I recommend to people  

bunu yapmaya devam edesiniz ve neden farklı bir şey denemiyorsunuz ve bu yüzden insanlara tavsiye ediyorum   bu

that's why I try to give examples of how they how  they should be learning in in all of my videos  

yüzden deniyorum tüm videolarımda nasıl öğrenmeleri gerektiğine dair örnekler verin

um like I did earlier but sometimes I'm  talking about you know Theory or what what  

daha önce yaptığım gibi ama bazen bilirsiniz Teori veya

people should be doing as students but this is  it so the the limiting beliefs are more about  

insanların öğrenciler olarak ne   yapmaları gerektiğinden bahsediyorum ama bu  bu nedenle sınırlayıcı inançlar daha fazla karın

um about how they should be learning and what  they think they need so they think they need  

nasıl öğrenmeleri gerektiği ve neye ihtiyaçları olduğunu düşündükleri hakkında

a lot of vocabulary they think they need to  speak a lot when really they just need like  

çok fazla kelime dağarcığına ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar çok konuşmaları gerektiğini düşünüyorlar oysa aslında sadece daha

a smaller vocabulary and less speech so it's  it should be like a really exciting idea for  

küçük bir kelime dağarcığına ve daha az konuşmaya ihtiyaçları var yani bu bir kelime gibi olmalı vay gibi   insanlar için gerçekten heyecan verici bir fikir

people like wow I can learn less and uh and and  I don't have to speak I can actually improve my  

daha az öğrenebiliyorum ve ve konuşmak zorunda değilim  aslında

fluency without speaking yes that's the idea  and it just it just sounds unbelievable to  

konuşmadan   akıcılığımı geliştirebilirim evet fikir ve bu sadece  insanlara inanılmaz geliyor

people because they have been learning the  traditional way for so long uh so when you  

çünkü geleneksel olarak öğreniyorlar çok uzun bir yol yani

actually start learning this way you really  don't have many troubles uh with limiting  

gerçekten bu şekilde öğrenmeye başladığınızda, gerçekten sınırlayıcı    inançlarla pek fazla sorununuz olmaz

beliefs because it's just easy to understand  so you can understand the vocabulary and  

çünkü anlaşılması kolaydır böylece kelime dağarcığını anlayabilir ve

you start using it and so you don't have lots of  problems with confidence or other things like that  

onu kullanmaya başlarsınız ve böylece çok şeyiniz kalmaz özgüvenle ilgili problemler veya bunun gibi diğer şeyler

all of those problems come from learning English  as a second language all right yes so try efl so  

tüm bu problemler İngilizce'yi ikinci dil olarak öğrenmekten kaynaklanır  pekala evet, bu yüzden efl yani

again like think about how you learn your native  language that's the exact same thing you're doing  

tekrar deneyin ana dilinizi nasıl öğrendiğinizi düşünün yaş senin yaptığınla aynı şey

all right uh what are your thoughts  on writing yeah writing is a good idea  

pekala uh yazmak hakkındaki düşüncelerin nedir  evet yazmak iyi bir fikir

uh could it support and improve your speech  and skills in any way yes exactly and this is  

uh konuşmanı ve becerilerini herhangi bir şekilde destekleyebilir ve geliştirebilir mi evet tam olarak ve bu

why influence for life people do some writing  writing is good for slowing the language down  

yüzden   insanları yaşam boyu etkilemek için bazı şeyler yapar yazmak yazmak, dili yavaşlatmak için iyidir

so when you really write something out you can  actually feel it like I recommend using uh like  

bu nedenle gerçekten bir şey yazdığınızda gerçekten hissedebilirsiniz  uh

a pen or pencil and paper so you're actually  writing down I can give you let me see here

bir kalem veya kurşun kalem ve kağıt gibi  kullanmanızı tavsiye ederim, böylece gerçekten yazıyorsunuz size verebilirim burada görmeme izin verin

just to show you like I practice what  I preach so this is a look at this so  

sana vaaz ettiğim şeyi uyguladığımı göster, yani bu şuna bir bak yani

this is this is a notebook of mine where I'm  just practicing this writing down kanji and  

bu benim bir defterim, burada sadece bu kanjiyi yazıyorum ve

I've got some uh like examples of uh like  it's kind of hard to read over here but  

uh gibi bazı örneklerim var bu biraz zor burayı okumak ama

just writing down sentences just for  the practice all right uh let's see

sadece alıştırma yapmak için  cümleler yazmak tamam tamam uh hadi bakalım

Drew my name is Diego from Venezuela is teaching  English to a new learner helpful to learn more  

Drew benim adım Venezuela'dan Diego yeni bir öğrenciye İngilizce öğretiyor kendini daha fazla   öğrenmesine yardımcı oluyor

oneself well I don't quite understand the  question is teaching English to a new learner  

iyi sorunun İngilizce öğretmek olduğunu tam olarak anlamadım h yeni bir öğrenciye

helpful to learn more English oneself ah okay  so like if you were teaching other people yeah  

kendi kendine daha fazla İngilizce öğrenmesi için yardımcı olur ah tamam  yani diğer insanlara öğretiyormuşsun gibi evet   bence

I think well if you if you feel very confident  about what you're teaching then yes you will  

iyi eğer öğrettiğin şey hakkında kendine çok güveniyorsan o zaman evet yapacaksın

you will learn more about it I think more of  the uh the the responsibility you feel as a  

bu konuda daha fazla şey öğreneceksin bence bir öğretmen olarak hissettiğin sorumluluktan daha fazlası,

teacher it motivates you to learn more you  know like me if I want to teach something I  

seni daha fazlasını öğrenmeye motive eder benim gibi bilirsin, eğer istediğim bir şeyi öğretmek istiyorsam,

want I want to make sure I understand it very  well uh so that's a good way to do that uh how  

onu çok  iyi anladığımdan emin olmak istiyorum uh, bu yüzden bunu yapmanın iyi bir yolu uh

to understand vocabulary without translating  so that just means you understand something go  

çevirmeden kelime bilgisi nasıl anlaşılır yani bu sadece bir şeyi anladığınız anlamına gelir   geri dönün

back and watch this video again you'll learn more  about how to do that I hate ESL I just follow uh  

ve bu videoyu tekrar izleyin  bunun nasıl yapılacağı hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz ESL'den nefret ediyorum sadece

uh their book every word they want you to use as  they teach you the same meaning I notice native  

kitaplarını takip edin öğrettikleri sırada kullanmanızı istedikleri her kelimeyi sen aynı anlama geliyorsun ana dili

speakers use a lot of rising tone when speaking  can you please expand a bit on that topic it  

konuşanların konuşurken çok fazla yükselen ton kullandığını fark ettim lütfen bu konuyu biraz açar mısınız   bu

would depend really on the situation I don't know  exactly what you're talking about but most of the  

gerçekten duruma göre değişir tam olarak neden bahsettiğinizi bilmiyorum ama çoğu

time it's in a situation and it's better to look  for that pay attention for those kind of things  

zaman bu içinde durum ve buna bakmak daha iyidir bu tür şeylere dikkat edin

why English people invent phrasal verb it makes  English hard now it's they're they're actually  

İngilizler neden öbek fiil icat eder İngilizceyi zorlaştırır, çünkü onlar aslında

inventing phrasal verbs that make the language  easier but you have to think like a native  

dili kolaylaştıran öbek fiiller icat ediyorlar ama yerli gibi düşünmeniz gerekiyor

speaker if go watch my my phrasal verb videos on  my YouTube channel and you will see how easy it is  

konuşmacı, YouTube kanalımdaki deyimsel fiil videolarımı izlerseniz ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz

uh Hassan says when I tried to listen to people  talk I understand most anything but when I try to  

uh Hassan, insanların konuşmalarını dinlemeye çalıştığımda çoğu şeyi anlıyorum ama

talk to people I'm slow in a response most of the  time I say the wrong thing then realize that what  

insanlarla konuşmaya çalıştığımda yavaşlıyorum diyor çoğu zaman yanlış bir şey söylüyorum, sonra

is your suggestion yeah learn English as a first  language that's my answer to basically everybody  

sizin önerinizin ne olduğunu anlayın evet, İngilizceyi ilk dil olarak öğrenin, bu temelde herkese cevabımdır

and and again it's it's it it it's true in many  different ways about listening and speaking and  

ve yine bu, dinleme, konuşma ve   becerilerinizi geliştirme konusunda birçok  farklı şekilde doğrudur

improving your pronunciation all of that uh as  you understand better you will communicate better  

telaffuz bunların hepsi uh daha iyi anladıkça daha iyi iletişim kuracaksınız

Harold says do you have video about how to use  prepositions uh yes you could search the YouTube  

Harold, edatların nasıl kullanılacağıyla ilgili videonuz var mı diyor uh evet YouTube

channel and also in uh fluent for life if you  click on the link in the description below  

kanalını arayabilirsiniz ve ayrıca hayat boyu akıcı aşağıdaki açıklamada bulunan bağlantıya tıklarsanız

this video um it will it will explain more  about that we have whole whole lesson sets  

bu video um, edatlarla ilgili tüm ders setlerimizin   olduğu hakkında daha fazla bilgi verecek mi

on prepositions Adrian says I just watched  the movie and if I hear a new vocabulary I  

Adrian filmi az önce izledim diyor ve yeni bir kelime dağarcığı duyarsam

pause the movie and use the subtitles to see  the word or phrase but only in that case I  

duraklarım filmi izleyin ve kelimeyi veya kelime öbeğini görmek için altyazıları kullanın, ancak yalnızca bu durumda

will use subtitles yeah there's nothing wrong  with using subtitles I think subtitles are good  

altyazıları kullanacağım evet altyazı kullanmanın yanlış bir tarafı yok bence altyazılar iyidir,

as long as you're not translating that if you  can to try to learn it all in English is ideal

tercüme etmediğiniz sürece, eğer yapabilirseniz, öğrenmeye çalışın hepsi İngilizce ideal,

try efl more instead of ESL Drew are you uh you  are should be you are awesome I started from  

ESL Drew yerine efl'i daha fazla deneyin.

scratch glad to hear it uh the batter traditional  English class that they instead of helping you to  

understand they teach you teach you rules so  you need to learn rules as the professional  

bu yüzden  üniversiteye giden profesyonel   olarak kuralları öğrenmeniz gerekir

that goes to the university yes and again like  there's very little that you understand for  

evet ve yine

using it in an actual conversation it actually  it actually hurts your ability to communicate  

onu gerçek bir sohbette kullanmaktan anladığınız çok az şey var aslında aslında  yeteneğinize zarar veriyor t o iletişim

how to start teaching speaking with beginning  Learners uh let's see watch my number one download  

yeni başlayanlarla konuşmayı öğretmeye nasıl başlanır Öğrenenler uh hadi bir numaralı indirmemi izleyelim

Frederick so this is like a full like efl uh  approach so English as a first language it's  

Frederick yani bu tam bir eflu uh yaklaşımı gibi yani İngilizce'yi birinci dil olarak

an app that people can use to teach themselves  the language all in English so they'll learn  

insanların dili tamamen İngilizce olarak kendilerine öğretmek için kullanabilecekleri bir uygulama yani kuralları

vocabulary grammar pronunciation without studying  rules so you can get that by clicking on the link  

incelemeden kelime grameri telaffuzunu öğrenecekler, böylece bu videonun altındaki açıklamadaki bağlantıya tıklayarak bunu elde edebilirsiniz,

in the description below this video but if you'd  like to see videos of me actually doing this so  

ancak bunu gerçekten yaptığım videoları görmek istiyorsanız ana dili İngilizce

teaching English to uh to non-natives all in  English go to the uh the playlist on my channel  

olmayanlara İngilizce öğretiyorum tamamı İngilizce olarak kanalımdaki oynatma listesine gidin   buna

it's called the best beginning English playlist  or something like that but it's a series that goes  

en iyi başlangıç ​​İngilizce oynatma listesi veya buna benzer bir şey denir, ancak bu

from absolute beginner to higher level uh like  phrasal verbs and adverbs and things like that  

tam başlangıç ​​seviyesinden daha yüksek seviyeye giden bir seridir, deyimsel fiiller ve zarflar ve bunun gibi şeyler

I think to communicate you don't need to focus  learning grammar rules as a professional student  

sizinle iletişim kurmayı düşünüyorum profesyonel bir öğrenci olarak gramer kurallarını öğrenmeye odaklanmanıza gerek yok

yes so the the whole idea is that like you want  to understand how to use the vocabulary but you  

evet, yani tüm fikir şu ki, kelime dağarcığını nasıl kullanacağınızı anlamak istiyorsunuz ama

don't need to know like grammatical terms so if  I go to a native speaker and I say can you give  

gibi gramer terimlerini bilmeme gerek yok bu yüzden anadili İngilizce olan birine gidip

me an example of like the past simple and it's  like okay it should like most people would not be  

bana past simple gibi bir örnek verir misin dersem ve bu tamam gibi olmalı çoğu insan

able to do that actually they know noun verb and  adjective maybe adjective most people know noun  

aslında bildiklerini yapamaz isim fiil ve sıfat belki sıfat çoğu insan isim

and verb and that's it all right in their native  language uh uh let's see why are you learning  

ve fiil bilir ve bu onların ana  dilinde tamamdır uh uh haydi bakalım neden

Japanese I think that language is so difficult  yeah I mean again like I don't think about  

Japonca öğreniyorsunuz   Bu dil çok zor  evet demek istediğim

anything as like a second language I don't rank  Languages by their difficulty either uh I talked  

hiçbir şeyi  olarak düşünmediğim gibi ikinci bir dil gibi dilleri de zorluklarına göre sıralamıyorum uh

about this in another video where if you look at  children children learn to speak their language at  

bundan başka bir videoda bahsetmiştim, çocuklara bakarsanız  çocuklar kendi dillerini

basically the same age all over the world whatever  the language is so it that means that there isn't  

temelde aynı yaşta tüm dünyada, dilleri ne olursa olsun konuşmayı öğrenirler, yani öyle ki

like one language it's more difficult than another  it's just how people teach that's that's the whole  

bir dilin diğerinden daha zor olduğu anlamına gelmez, sadece insanların nasıl öğrettiğidir, işte

the whole difference here so I learned Japanese  as a first language just like Japanese kids  

bütün fark bu, bu yüzden Japoncayı ilk dil olarak tıpkı Japon çocuklar gibi öğrendim

learn Japanese as a first language that's same  thing uh so yes I live in Japan that's correct  

lea Japonca ilk dil olarak aynı şey yani evet Japonya'da yaşıyorum bu doğru

uh can I recommend any website for efl uh we'll  just watch watch more videos on my channel because  

efluh için herhangi bir web sitesi önerebilir miyim uh kanalımda daha fazla video izleyeceğiz çünkü

I'm basically the only person who talks about  this uh with lessons specifically for learners  

temelde bundan bahseden tek kişi benim uh özellikle öğrenciler için derslerle

so everybody else is teaching English as a  second language so you will probably not even  

yani diğer herkes İngilizce'yi ikinci dil olarak öğretiyor, bu nedenle muhtemelen fazla bir şey bulamayacaksınız bile

find much we're trying to get more information  on our site right now about that uh just to help  

şu anda sitemizde bununla ilgili  daha fazla bilgi almaya çalışıyoruz uh sadece

people understand English as a first language  but if you watch all of the recent videos on  

insanların İngilizceyi birinci dil olarak anlamalarına yardımcı olmak için ancak   kanalımdaki   son videoları,

my on my even well even older videos on my  channel you will find lots of information  

hatta kanalımdaki daha eski videoları izlerseniz, bununla ilgili birçok bilgi   bulacaksınız,

about it but it's really a very simple process  I think maybe next week I will do a video would  

ancak bu gerçekten çok basit bir işlem Sanırım haftaya bir video yapacağım

that be helpful uh like how to teach English as a  first language would that be helpful let me know  

bu yardımcı olur   İngilizce'yi ana dil olarak nasıl öğreteceğim gibi, bu yardımcı olur mu bana bildirin   um

um I think the best way to improve English is  a more listening more phrases don't focus on  

İngilizceyi geliştirmenin en iyi yolunun daha fazla kelime öbeği dinlemek olduğunu düşünüyorum   dilbilgisine odaklanma

grammar yes again like the point is not to think  about grammar or phrases or whatever because these  

evet tekrar gibi mesele o değil o gramer veya kelime öbekleri veya her neyse onu düşünün çünkü bunların

are all things that naturally come together in the  language so you're if you're learning English as a  

hepsi dilde doğal olarak bir araya gelen şeylerdir, bu nedenle İngilizce'yi

first language then you don't have to worry about  like okay I'm studying grammar rules or something  

birinci dil olarak öğreniyorsanız, o zaman tamam ben dilbilgisi çalışıyorum gibi konularda endişelenmenize gerek yok kurallar veya

like that the point is you just understand  it automatically naturally my students have  

bunun gibi bir şey   mesele şu ki, bunu otomatik olarak anlıyorsunuz  doğal olarak öğrencilerimin

the Translating habit I don't know how to fix  that issue yes uh get send us an email at info  

Çeviri alışkanlığı var   bu sorunu nasıl düzelteceğimi bilmiyorum

at English anyone if you have questions info at  English anyone.com but definitely try Frederick  

.com ama kesinlikle onlarla Frederick'i   deneyin

with them and show them that beginning English  playlist you will see how I'm how I'm teaching  

ve onlara İngilizce oynatma listesinin başında nasıl olduğumu

people that don't know in English uh Judy do  you think it's okay to learn two languages  

İngilizce bilmeyen insanlara nasıl öğrettiğimi göreceksiniz uh Judy iki dil öğrenmenin uygun olduğunu düşünüyor musunuz

or is it better to finish or getting a high  level with one example English and Portuguese  

yoksa daha mı iyi? İngilizce ve Portekizce tek bir örnekle bitirmek veya yüksek bir seviye elde etmek

um I think if you can understand that thing it's  it's the same thing as like learning English and  

um, bence bu şeyi anlıyorsanız, bu İngilizce öğrenmek ve

learning to code for a computer they're both  languages that you're trying to learn and so  

bir bilgisayar için kod yazmayı öğrenmekle aynı şeydir; ikisi de sizin bildiğiniz dillerdir öğrenmeye çalışıyorsunuz ve bu yüzden

if you learn them the differences like um in if  you're trying to learn uh like for for coding  

um gibi farkları öğrenirseniz  öğrenmeye çalışıyorsanız uh kodlama için gibi

or something you would try to learn it I mean I'm  not even going to go into how to teach coding but  

veya öğrenmeye çalışacağınız bir şey, demek istediğim nasıl yapılacağına girmeyeceğim bile kodlamayı öğretin, ancak   bunu

it should work the same way that you're learning  this so you're kind of learning coding as a first  

öğrendiğiniz gibi çalışmalıdır  bu nedenle kodlamayı bir tür birinci dil olarak öğreniyorsunuz, tıpkı kod

language kind of like the ideal way for learning  code is like you have a split screen computer  

öğrenmenin ideal yolu, bölünmüş ekranlı bir bilgisayarınız var gibidir

you type something in and then something changes  on this side of the screen so you can see like  

bir şeyler yazarsınız ve sonra ekranın bu tarafında  bir şey değişir, böylece   bu şeyin yaptığı gibi görebilirsiniz,

this thing does that you know you can see the the  opposite thing there but it works the same way  

orada tam tersi  şeyi görebildiğinizi bilirsiniz, ancak bu aynı şekilde

for learning English all right Felix again I feel  more confident since I focused on your videos like  

İngilizce öğrenmek için   pekala Felix tekrar videolarınıza odaklandığım için kendime daha fazla güveniyorum yaklaşık

one month ago I'm using your method since that  day glad to hear it uh demonio says hello from  

bir ay önce yönteminizi kullanıyorum, o günden beri  bunu duyduğuma sevindim  Brezilya'dan demonio merhaba diyor

Brazil please put translations on Portuguese well  this is just a live video we won't even have uh  

lütfen Portekizce'ye çeviriler yapın bu sadece canlı bir video, uh

uh subtitles for a few days I think but yes if  you I I don't make translations for any of these  

uh birkaç gün altyazımız bile olmayacak sanırım ama evet, eğer sen ben yapmıyorum bu videolardan herhangi biri için çeviriler

videos but uh maybe I could maybe in the future  we will do something all right I'm running out  

ama uh belki yapabilirim belki gelecekte bir şeyler yaparız tamam

of time uh but hopefully people have enjoyed this  video and it looks like people have I recommend  

zamanım daralıyor uh ama umarım insanlar bu videoyu beğenmiştir ve görünüşe göre insanlar geri

you go back and watch it again for the examples I  try to do examples of things when you're learning  

dönüp izlemenizi tavsiye ederim yine örnekler için öğrenirken bazı şeylerden örnekler yapmaya çalışıyorum

um at the beginning how would you approach  unfamiliar sounds unfamiliar sounds  

um başlangıçta tanıdık olmayan seslere nasıl yaklaşırsınız   tanıdık olmayan seslere

uh I don't have time to talk about sound  transitioning but if you want to listen for  

uh ses geçişi hakkında konuşacak vaktim yok ama

different sounds get uh get Frederick just click  on the link in the description so you will find  

farklı sesleri dinlemek istiyorsanız   uh Frederick'i edinin, sadece açıklamadaki bağlantıya tıklayın, böylece

information about fluent for life and uh and  Frederick below below the uh below this video  

yaşam için akıcı ve uh ve  Frederick hakkında bilgileri bu videonun altında bulacaksınız

uh thanks a lot for your time yes uh so send us  an info send us a mail at info English anyone.com  

uh, zaman ayırdığınız için çok teşekkürler evet uh bu yüzden bize bir bilgi gönderin info English anyones.com

if you have any questions but we had another uh we  had some some people some teachers in Vietnam who  

herhangi bir sorunuz varsa, ancak başka bir sorumuz daha  uh Vietnam'da   Frederick kullanan bazı insanlar ve öğretmenlerimiz vardı

are using Frederick and they said that was like  the best thing they had ever tried for teaching  

ve bunun öğretim için şimdiye kadar denedikleri en iyi şey olduğunu söylediler

phonics and pronunciation and things like that  so give it a try last year a company recruiter  

fonetik ve telaffuz ve bunun gibi şeyler  bu yüzden geçen yıl bir şirket işe alım uzmanı

told me or evaluated B2 but honestly I feel like  I'm between B1 that makes me feel hesitant likely  

bana B2'yi söyledi veya değerlendirdi ancak dürüst olmak gerekirse B1 arasındayım gibi hissediyorum ve bu beni tereddütlü hissettiriyor muhtemelen

you're probably good at some things and maybe less  good than others that's how that works uh so I  

muhtemelen bazı şeylerde iyisiniz ve belki daha az iyisiniz diğerlerine göre bu böyle işliyor yani

don't know about the live stream uh yes I want  to say thank you yes I know you are commenting  

canlı yayın hakkında bir şey bilmiyorum uh evet teşekkür etmek istiyorum evet birçok videomuza yorum yaptığınızı biliyorum

on a lot of our videos and I know I don't know if  pawar is that your first name or your last name  

ve pawar'ın sizin olup olmadığınızı bilmiyorum adınız veya soyadınız

uh Power but yes thank you for for spending time  and learning with us and supporting what we do  

uh Güç ama evet bizimle zaman geçirip öğrendiğiniz ve yaptıklarımızı desteklediğiniz için teşekkür ederiz

thank you for the topic uh interesting topic  the way you have shown us have a good day so  

konu için teşekkür ederiz uh ilginç konu bize gösterme şekliniz iyi günler bu yüzden

efl can you repeat teacher I don't hire exactly  what you're explaining Yes again the point is to  

tekrar edebilir misiniz hocam ben tam olarak ne açıkladığınızı işe almayın Evet yine önemli olan

learn English the same way natives do and you can  actually just get lots of input and that will help  

İngilizce'yi ana dili İngilizce olanlarla aynı şekilde öğrenmektir ve aslında  çok sayıda girdi alabilirsiniz ve bu,   çok sayıda kural  öğrenmeye

you become a fluent speaker rather than trying to  learn lots of rules and vocabulary and speak when  

çalışmak yerine akıcı bir konuşmacı olmanıza yardımcı olur ve kelime hazinesi ve ne zaman   konuşun

you don't actually feel confident all right that's  the basic idea but I think maybe next week I will  

aslında kendinize güvenmeyin, temel fikir bu ama sanırım önümüzdeki hafta

do a video um if that would be helpful People for  People do you have intonation videos on YouTube uh  

bir video yapacağım, eğer bu yardımcı olursa İnsanlar için YouTube'da tonlama videolarınız var mı uh

yes you can look for so anything you want to look  for like just search our channel for pronunciation  

evet, istediğiniz her şeyi arayabilirsiniz ara  beğen sadece telaffuz

or intonation or whatever um uh all right but  I think that's it I have to go now that's the  

veya tonlama veya her neyse için kanalımızda arama yap um uh pekala ama sanırım bu kadar artık gitmem gerekiyor

end of the video but again thank you for joining  me I'm glad you all have enjoyed this if you're  

videonun sonu  ama yine de bana katıldığınız için teşekkür ederim.

just getting late uh to the video I recommend you  go back and watch this again or at least you will  

videoya geç kalıyorsun geri dönüp bunu tekrar izlemeni tavsiye ederim yoksa en azından

learn a couple different examples of how this  works but I think maybe next time I will make  

bunun nasıl çalıştığına dair birkaç farklı örnek öğreneceksin ama sanırım bir dahaki sefere

a video specifically about like the principles of  English as a first language so people have that oh  

özellikle bu gibi prensipler hakkında bir video yapacağım İlk dil olarak İngilizce yani insanlar buna sahip oh

no please sir one last question please sir please  Suresh go ahead what you got for me hurry up  

hayır lütfen efendim son bir soru lütfen efendim lütfen Suresh devam edin benim için neyiniz var acele edin

don't type don't tape what do you got here  which English what should we do for for  

yazmayın bantlamayın burada ne var hangi İngilizce için ne yapmalıyız

learning English go back and watch the video  it explains that and it answers your question  

öğrenme E ingilizce geri dönün ve videoyu izleyin bunu açıklıyor ve sorunuzu yanıtlıyor

all right so go back I know you're probably  late to the party over here go back and watch  

pekala o yüzden geri dönün, muhtemelen buradaki partiye geç kaldığınızı biliyorum  geri dönün ve

the video and it will make sure I explain it  a couple different times in different ways  

videoyu  izleyin ve bu, bunu birkaç kez  açıkladığımdan emin olacaktır farklı şekillerde

have a fantastic day and I'll  see you guys in the next video

harika bir gün geçirin ve bir sonraki videoda görüşürüz çocuklar