Learn English - 4 ways to understand what you hear

(singing)

Hi, James from EngVid. That's a mighty nice ear!

Merhaba, EngVid'den James. Bu muazzam hoş bir kulak!

Today, I want to teach a lesson on listening skills. About a year ago I did a lesson on

Bugün dinleme becerilerine dair bir ders vermek istiyorum. Yaklaşık bir yıl önce dinleme becerileri üzerine

listening skills, and I promised in that one to give you a system that you

ders yaptım ve ben size evde kullanıp geliştirebileceğiniz bir sistem vereceğime

could use to improve at home, and then I decided I wanted to make it better than that.

söz verdim.Sonra ben bundan daha iyisini yapmak istediğime karar verdim..

I want you to get instant skills, so today's lesson, "Instant Advanced

Sizin anlık becerileri almanızı istiyorum. Bu yüzden bugünün dersi,

"Anında Gelişmiş Dinleme Becerileri'' Peki, bunu nasıl yapıyorsunuz? Çünkü "anlık(instant)" demek

Listening Skills". Well, how do you do that? Because, "instant" means

immediately, and you're probably thinking I've been practicing for months,

''hemen(immediately)'' demektir ve muhtemelen şöyle düşünüyorsunuz;''Ben aylardır pratik yapıyorum

or years and I still have trouble. We're going to fix that today,

ya da yıllardır ve benim hala sorunum var. Bunu bugün düzelteceğiz.

if you follow the four steps.

Eğer dört adımı takip ederseniz.

The first thing we want to talk about is this: "Don't think, just listen."

Konuşmak istediğimiz ilk şey : "Düşünme, sadece dinle."

Now just imagine this, blah, blah, blah, blah, blah, blah, boo-boo, blah,

Şimdi sadece bunu hayal et, falan, falan, filan, blah, blah, blah, boo-boo, blah,

blah, blah boo-boo blah, blah; crazy right? Well, people do this all the

falan, falan boo-boo blah, falan; çılgınca doğru mu? Eh, İnsanlar bunu

time, even when they speak their own language. What I'm talking about is

kendi dillerini konuştuklarında bile her zaman yaparlar. Benim bahsettiğim şey;

they are thinking while someone else is speaking.

birisi konuşurken onlar düşünüyorlar.

And that's the problem, because if you have one voice going and then

sorun burada başlar, çünkü bir konuşanın sesi var bir de

another voice is going, what you're actually doing is carrying on two

diğeri kendi iç sesin, böylelikle aslında iki konuşma ortaya çıkıyor

conversations -- and you get confused. So I often tell students "Don't do

ve aklın karışıyor. Bu yüzden sık sık öğrencilere "Yapma" derim.

that. Don't think." For some people not thinking is kind of easy.

Düşünme. "Bazı insanlar için düşünmemek kolay değil.

But this is special thinking. I'm saying, "Don't try to understand what

Ama bu özel bir fikir. Diyorum ki, "Ne dediklerini anlamaya çalışma.''

they're saying." Now if you go to the first video you go "Well, that's the

Eğer şimdi ilk videoya giderseniz

"Eh, bu söylediğin şeyin tersi?!" Evet bu farklı.

opposite of what you said." This is different. In advanced skills you

Gelişmiş becerilerin farkını anlatacak olursak; "woof (hav)" Bunun bir köpek olduğunu biliyorsun.

might notice if I go, "woof" you know that's a dog. You don't sit there

Orada oturup düşünmüyorsun "Bu bir köpek mi, sincap mı ya da tavuk mu yoksa inek mi? ”

and think "Is that a dog, or a squirrel, or a chicken or a cow?" You know

Bu bir köpek.

it's a dog.

When someone's speaking just listen. I'm going to help you with something

Birisi konuştuğunda da sadece dinle. Bilgiyi almanızı kolaylaştıracak

else that will make it easier for you to get the information, even if you

başka bir şeyle size yardımcı olacağım. Düşünmesen bile..

don't think. So just let the information come to you, all right? Now

Öyleyse bilginin size gelmesine izin verin, tamam mı? Şimdi

remember, "Don't think. Just listen." Because you can't understand two

Unutma, "Düşünme. Sadece dinle." Çünkü aynı anda iki konuşmayı bir kerede anlayamıyorsunuz.

conversations at once, that's the one in your head, and the one you're

kafanızın içindekini ve dinlediğiniz kişiyi..

listening to. That's why we usually only let one person speak at a time.

Bu yüzden genellikle sadece bir kişinin konuşmasına izin veriyoruz.

Now what's the second thing? Well now you're sitting there listening.

Şimdi ikinci şey nedir? Peki şimdi orada oturup dinliyorsun.

Here's a problem. If you listen to somebody for about 10 minutes; a long

İşte bir problem daha. Birini yaklaşık 10 dakika boyunca dinlerseniz;

bu uzun yorucu konuşmada yapacağınız ilk şey budur... Ama bu bile değil;

speech, tired is the first thing you're going to get. But that's not even

it; you're going to lose information. It's very difficult to listen to

O bilgiyi kaybedeceksin. Uzun zaman boyunca bir şeyi dinlemek çok zor

something for a long time, and keep getting that information and keeping it

bu bilgiyi almaya devam edip taze tutmak çok zor

fresh, especially if you're not thinking.

özellikle düşünmüyorsanız...

So here's what we're going to do. We're going to break it into "chunks".

İşte yapacağımız şey bu. Onu "parçalara" böleceğiz.

"Chunks" means parts or pieces, so if you have a bigger piece, and you

'' Chunks '' parçalar - yığınlar anlamına gelir yani büyük bir parçanız varsa ve

break off a part it's called a "chunk". How do we break it into chunks?

bir parçayı koparırsanız buna “chunk” denir. Parçalara nasıl ayırabiliriz?

That's the second part of the formula -- ask questions.

Bu ikinci kısmın parçasının formülü - Sorular sorun.

"Engage to be engaged". "Engage" means to take part in or, for some people, get married,

"Etkileşim için katıl". "Engage" katılmak anlamında, bazı insanlar için evlenmek-nişanlanmak anlamına gelir.

right? Whatever, you know the wedding song.

Her neyse, düğün şarkısını bilirsiniz..

Anyway, if you "engage" by asking questions, it brings in your curiosity

Her neyse, eğer sorarak "etkileşim" içinde olursan dikkatini toplar

and it brings in your mind, or your brain to be fresh, to concentrate and

aklını toplar, beyninizi tazeler, konsantre olursunuz

that's what we need. We need you to focus on what you're hearing. Because

İhtiyacımız olan bu. Duyduğun şeye odaklanmana ihtiyacımız var.Çünkü

you are not actually thinking, by asking the question it helps you to take

Aslında düşünmüyorsunuz. Soru sormak

bilgiyi almanıza ve "parçalara" ayırmanıza yardımcı oluyor. Böylece uzun konuşmalara maruz kalmıyorsunuz.

that information and break it into "chunks" so you're not listening to long speeches.

But also by doing that what you're doing is you're allowing yourself well,

Ama aynı zamanda yaptığınız bu şeyle, kendine izin veriyorsun

later on for your brain to take the information, from the questions to

daha sonra beyninizin bilgi alması için, sorularla anlamak için

understand, because the question has to be relevant. "Relevant" means,

çünkü sorunun konuyla alakalı olması gerekiyor.

has something to do with the situation at that time, all right?

(Relevant)"İlgili, konuya uygun'' o zamandaki durumla ilgili bir şey anlamına gelir.

"Is it relevant?" So it will help you with thinking. Why are we doing this?

"İlgili mi?" Bu yüzden düşünmenizde size yardımcı olacaktır. Bunu neden yapıyoruz?

Well this is the "instant" part, believe it or not, because if you can do

Buraya kadar "instant'''(anlık) kısmı,İster inanın ister inanmayın, eğer bunu yapabilirseniz

this right away you will start noticing that you understand 60%-70%-80% of

hemen hemen konuşmaların %60 - %70 - %80'ini anladığınızı fark etmeye başlayacaksınız

conversations, right away. But I did lie a little bit. You need a little

Ama biraz abarttım. Biraz pratiğe ihtiyacınız var.

practice at home to make this work. Because once we do this part, this

siz pratik yaptıkça bahsettiğim kısım

will happen instantly. So let's go over to the board, all right?

(instant) anında gerçekleşecek.. O zaman tahtaya gidelim..

Home practice; yes the dreaded "H-word". I could think of other words like

Ev pratiği; evet korkunç "H-kelimesi". Başka kelimeler gibi düşünebilirim

my ex-girlfriend Helen, but that's another story. Home practice is

eski kız arkadaşım Helen, ama bu başka bir hikaye. Ev pratiği kesinlikle gerekli.

absolutely necessary. And what I mean by this is we're going to do

Ve burada kastettiğim şey, muhtemelen

something else I probably told you not to do. Or most teachers say they

sana yapmamanı söylediğim başka bir şey yapacağız. Ya da çoğu öğretmenin dediği gibi

say "Don't watch movies. They're too difficult, and you have to watch with subtitles."

"Film izlemeyin.Sizi çok zorlar ve altyazıları izlemek zorunda kalıyorsunuz" derler.

Personally I disagree with that. I've taught classes for years, and I

Şahsen ben buna katılmıyorum. Yıllardır ders verdim ve ben

would freak students out -- and "freak them out" means shock them or

Öğrencileri korkuturdum - "onları dumura uğratırım" bu cümle şoke etmek,

surprise them -- where they would come in, I'd put on an English movie,

onları şaşırtmak anlamına gelir. Derse geldiklerinde bir İngiliz filmi koyardım

where the English people were speaking as fast as I am, believe it or not,

benim kadar hızlı konuşan insanların olduğu İngilizce bir film, ister inanın ister inanmayın,

and no subtitles, and they would freak out.

ve altyazı yok, Çıldırırlardı...

Like, "Oh, you're crazy! How do you expect us to learn?" But within one to

"Ah, sen delisin! Bizim nasıl öğrenmemizi bekliyorsun??

two weeks a lot of these students could get 50%, if not 80%. Oh, I lie;

Ancak bir ya da iki hafta içinde öğrencilerin birçoğu %80 değilse %50 olabilir.

50% to 60% of the movie, and in two months, 80%. Some of them even would go

Oh, abartıyorum; %50 ila %60'ı filmi, iki ayda% 80'i altyazısız izlemeye başlardı.

to the theater, and watch the movie in the theater, no subtitles! And

Bazıları sinemaya bile giderdi.! Filmleri sinemada altyazı olmadan seyredin.

there's a reason why I don't like subtitles.

Altyazıları sevmememin bir nedeni var

When I'm speaking to you words are not appearing under my mouth as I speak. (LOL)

Seninle konuştuğumda kelimelerin ağzımda değil ağzımın altında görünüyor olması. (LOL)

This does not happen in reality. So when somebody says to you, you know,

Bu hiç gerçekçi değil. Yani Biri sana söylediğinde, bilirsiniz,

"You need subtitles to understand." Think about it: there are no subtitles!

"Anlamak için altyazılara ihtiyacın var." Bunu düşün: altyazı yok!

So I don't think we should use them, not for advanced skills. If you're

Yani onları kullanmamalıyız. 'Gelişmiş Beceriler' için değil.

doing beginner skills, as I said, watch the first movie. That will help you

Eğer 'Acemi Beceriler'de isen, söylediğim gibi ilk filmi izle.

or the first video.

veya ilk videoyu.

We should look at movies. First thing: no subtitles. The other thing I

Filmlere bakmalıyız. İlk olarak: Altyazı yok. Diğer şeye gelince

want you to do is take a chunk. We used that word before. Like two

Yapmanı istediğim bir parça almak. Bu kelimeyi daha önce kullandık..

or three sentences, maybe five, between two people. No more than five and

İki veya üç cümle belki beş. En fazla beş ve iki kişi arasında beşten fazla değil

you play that same chunk over and over again.

tekrar tekrar aynı parçayı oynuyorsunuz.

I recommend if you're just beginning, ten times down to a minimum of three

Yeni başlıyorsanız en az üç en fazla on defa tavsiye ederim.

times. When you get really good three times is all you need, and you'll

bilginin çoğunu yakalamak için geçekten sağlam bir üç oyuna (''chunks'') ihtiyacın var...

catch most of the information. Now, by doing this here's what I want you to

Şimdi bunu yaparak istediğim şey, burada..

do. I didn't write it on the board, but now I need you to... "You need to

Ben tahtaya yazmadım. ama şimdi sana ihtiyacım var ... "

listen to me, because I'm going to explain."

beni dinle çünkü Ben açıklayacağım. "

As you play the "chunks", what I want you to do -- or that scene -- is write out

"Chunks" oynarken yapmanı istediğim şey duyduğun her kelimeyi ya da sahneyi yazmak.

every word you hear. Not some, not what you think, but exactly what you

Düşündüğünüz şeyleri değil, tam olarak duyduğunuz şeyleri.

hear. When you finish playing it, either three, or up to ten times, only

Oyunu üç ya da en fazla on kez oynayıp bitirdiğinizde, o zaman

then can you put on the subtitles, yeah?

altyazıları yerleştirebilirsin, tamam mı?

But this is different than what other teachers want you to do. What I'm

Fakat bu, diğer öğretmenlerin yapmanı istediğinden farklı. Senden istediğim şey

asking you to do is put the subtitles on, and compare what you wrote with

altyazıları koymak ve filmde ne söylendiğini senin neler yazdığını karşılaştırmak.

what it says. Good. The reason why is then you can see what you're missing

Güzel.. Evet bunun nedeni neyi nasıl kaçırdığını görebilmek,

and whatever you're missing, you must practice out loud.

kaçırdığın her neyse onu yüksek sesle çalışmalısın.

So if there's a word, "blasphemy" and you've never seen it, of course

Yani bir kelime varsa, "blasphemy''(küfür demek) ve hiç görmedin.

Elbette hiç görmedin ya da daha önce duydun. Ama eğer dediyseniz;"The act was blasphemous."

you've never seen it, or heard it before. But if you said, "The act was

blasphemous." You might know "the". You might know, "act". But,

''The'' yı biliyorsunuz".. ''Act'' Bildiğiniz kelime.. Fakat,

"blasphemous" you don't know. So practice it "blas-phe; blas-phe-ma;

"blasphemous" bilmediğiniz bir kelime. Yani pratik yap "blas-phe; blas-phe-ma; blasphemous"

blasphemous" until you can recognize it.

kelimeyi tanıyana kadar

After you do that with all the missing words, play it again without

Bunu tüm eksik kelimelerle yaptıktan sonra, altyazı olmadan tekrar oynayın.

subtitles. Magic, you will notice instantly you can hear the words. You

Büyü, anında, kelimeleri duyabileceğinizi farkedeceksiniz.

may know what they mean but you'll hear them, and that's extremely

ne demek istediklerini belki bileceksiniz, ama onları kesinlikle duyacaksınız bu çok önemli.

important, because if you can't identify something, you can't ask anyone to

çünkü bir şeyi tanımlayamazsan, kimseden sana açıklamasını isteyemezsin

explain it to you, right? Cool.

Doğru mu? Güzel...

So that's when we can play it with subtitles to help us fill in the gaps.

Demek ki boşlukları doldurmamıza yardımcı olmak için altyazılı olarak oynayabiliyoruz.

"Gap" mean space. I've got a space here but gap means space between two

"Gap" boşluk demektir. Burada bir boşluğum var. İki şey arasındaki boşluk.

things. Now finally once you're finished, and we've done all that work

Şimdi nihayet bitirdikten sonra, tüm bu işi burada hallettik

here, because it's a lot of work, I want you to watch it one more time, but

çünkü çok iş var Bir kez daha izlemeni istiyorum ama

close your eyes.

gözlerini kapat.

Human beings are really interesting. They have found in science that when

İnsan gerçekten ilginçtir. Bilimde, bir insanın bir duyu organını kaybettiği zaman;

a human loses one sense; hearing, taste, vision, or touch, the other ones

duyma, tatma, görme veya dokunma hislerinden birini, diğerlerinin daha iyi güçlü olduğunu öğrendiler.

get better. When you close your eyes, it allows you to listen better or to

Gözlerini kapattığın zaman, daha iyi dinlemenizi sağlar

focus more, so you can pick up more information. So, to recap, and when we

daha fazla odaklan, böylece daha fazla bilgi alabilirsin. Yani, tekrar etmek için,

say "recap" it means to go over; to give you the important parts; by doing

ve "recap" dediğimiz zaman bunun üzerinden geçmek demektir; size önemli parçaları vermek için;

your home practice I can promise you, when you do this it will be easy.

Ev alıştırması yaparak size söz verebilirim, bunu yaptığınızda kolay olacak.

Now one small little thing, before we forget. Things that most teachers

Şimdi bir küçük küçük şey, unutmadan önce. Çoğu öğretmenin size söylemediği şeyler.

don't tell you. There is actually an order of movies you should watch, or

Gerçekte izleyeceğiniz filmlerin bir sıralaması var,

programs or let's say media, you should watch to get the most out of your

ya da program ya da medya diyelim ,dinlediğinizden en iyi şekilde yararlanmaya dikkat etmelisiniz.

listening.

Number one: start with kids programs! Why? "I love you, you love me, we're

Bir numara: çocuk programları ile başlayın! Niye ya? "Seni seviyorum, sen beni seviyorsun

one big happy family" and then they show you pictures. A big heart, "I

bir büyük mutlu aile "ve sonra onlara resimleri göster. Büyük bir kalp

love you, you love me", and they put it up there. I mean come on; they

"Ben seni seviyorum, sen beni seviyorsun, ve oraya koydular.

make it easy for you to get it and then they explain it! First.

Yani ; Onu almanı kolaylaştırıp sonra da açıklıyorlar! Birinci..

Next -- TV programs, once you're there and you're bored of it, and you're

Sonraki - TV programları, bir kere onları izlerken sıkılıyorsun,

like, "I got it. I got all the basics" because it will be basic language,

"Anladım. Tüm temel ögeleri anladım" diyorsun. Çünkü basit bir dil olacak,

you must learn it anyway. Watch something like "Friends." "No one knows

yine de öğrenmelisin. ''Friends'' gibi bir dizi izleyin. "Kimse seni tanımıyor''

you." Watch "Friends."

"Friends''i İzle.

It's what we call stupid humor. People will and fall over, "Oh, he fell,

O aptalca mizah dediğimiz şey. İnsanlar düşecek, "Oh, o düştü, Chandler düştü.''

Chandler fell." And then you go, "Oh, fall that's what he did. Ahahaha." Stupid

Ve sonra sen; ''Ama nasılda düştü. Ahahaha. Aptal'' diyeceksin.

comedies -- it makes it easy. They don't speak quickly, right? They want the

komediler bunu kolaylaştırır. Hızlı konuşmuyorlar değil mi?

audience to understand. It's very short, 20 minutes maximum.

İzleyicinin anlamasını istiyorlar. Çok kısa, en fazla 20 dakika.

What do we do after that? So, first kids movies, then TV programs, easy

Bundan sonra ne yapabiliriz? Yani, ilk çocuk filmleri, daha sonra TV programları, kolay olanlar.

ones. You want to know what you watch next. Action movies. That's right,

Sonraki ne izleyeceğinizi bilmek istiyorsanız; Aksiyon filmleri. Evet doğru,

action movies. Action movies are made for stupid people. I said it. I

aksiyon filmleri. Aksiyon filmleri aptal insanlar için yapılır. Söyledim gitti.

love action movies, I won't say I'm stupid, but I love action movies.

Aksiyon filmlerini seviyorum, Aptal olduğumu söylemeyeceğim ama aksiyon filmlerine bayılıyorum.

Why? Because they always explain any hard words. If there's something

Niye peki? Çünkü her zaman zor kelimeleri açıklarlar. Bir şey varsa

hard, "It will be a catastrophe if this occurs." Someone will run in and

Eğer zor bir şey varsa, "Bu meydana gelirse bir felaket olacak. "Birisi içeri koşar ve

the hero will go, "catastrophe" and the little nerd scientist -- "nerd"

kahraman gelir "catastrophe''(felaket), küçük 'nerd' bilim adamı - "nerd"

means uncool -- will run and go, "Catastrophe! Bad things will happen and

zeki ama ucube anlamına gelir - koşarak gelir "Catastrophe!(Felaket!) Kötü şeyler olacak ve

people will die."

insanlar ölecek.''

And the hero will go, "Oh my gosh, that is bad." So then, suddenly you

Ve kahraman gelir, "Aman Tanrım, bu kötü." Sonra, aniden

understand all the big words, they speak slow enough, so you get

tüm büyük kelimeleri anlıyorsunuz, yeterince yavaş konuşuyorlar,

everything, all right? So now you're intermediate, if you can do action

her şey tamam mı? Yani şimdi sen orta düzey seviyedesin, eğer yapabilirsen aksiyon filmlerini

movies. From there I recommend drama, and then dark comedies. Drama -- they

Oradan da tiyatro ve karanlık komedileri öneriyorum. Dramalar

use big words and because they're intellectual and very smart,

onlar entellektüel ve çok zeki oldukları için büyük laflar ederler.

they won't explain the words to you, because they're saying we're

kelimeleri size açıklamazlar çünkü onlar bizim sofistike(bilgili) olduğumuzu düşünüp

sophisticated, you should understand. And finally, dark comedies are good,

anladığımızı varsayarlar. Ve son olarak, karanlık komediler iyidir,

because they play with the language. They won't be falling all over the

çünkü onlar dil ile oynarlar. Ama aşağı seviyelere düşürmezler

place. They'll use language in a sophisticated way, which means a high

Dili sofistike bir şekilde kullanacaklar, bu da yüksek bir seviye anlamına geliyor,

level, so you really have to understand what you're listening to, and the

bu yüzden dinlediğiniz şeyi gerçekten anlamak zorundasınız.

language you're working with.

çalıştığınız dili.

By the way, this isn't just for English you can use this for any language

Bu arada, bu sadece İngilizce için değil, öğrenmeye çalıştığın her dil için kullanabilirsin,

you're trying to learn, okay? But this especially works with English. So

Ama bu özellikle İngilizce ile çalışır.

if you remember those five types of movies I was telling you about, that

Size bahsettiğim bu beş film türünü hatırlıyorsanız,

you should study in that order, and you follow these rules, you will have

sırayla çalışmanız gerektiğini, ve bu kuralları takip ettiğinizde

absolutely no problem at all learning from movies.

Filmlerden öğrenirken kesinlikle hiç sorun yaşamayacaksınız.

I know this is a long video, but I've got one other thing to help you with.

Bunun uzun bir video olduğunu biliyorum, ama benim size yardımcı olacak başka bir şeyim daha var.

That one other thing is how do you get this information? Do you remember,

Başka bir şey nasıl oluyor? Hatırlıyor musun,

when I said this is going to be instant you still have to go, "Well, James,

bunun anında olacağını söylediğimde Hala gitmek zorundasın "Eh, James,

how am I going to get this information?" Well, I'm going to tell you.

Bu bilgiyi nasıl alacağım? " Ben sana anlatacağım.

There are about five things you should remember when you're trying to get

Bilgileri almaya çalışırken hatırlamanız gereken yaklaşık beş şey var.

the information. Times -- people often say time; they often say dates,

Zamanlar insanlar genellikle zaman derler; Herhangi bir görüşmede sıklıkla

numbers, names, and addresses in any conversation. "Tom went home at three

tarihler, isimler ve adresler söylerler. "Tom saat üçte evine gitti.

o'clock, and I don't think he's coming back again." So you've got Tom and

ve sanırım tekrar geri dönmeyecek. Yani sende bir Tom var

you've got a time.

ve bir zamanın var.

The other thing that people give is important information, and I'm sure

İnsanların verdiği diğer şey önemli bilgidir ve eminim diyorsunuz

you're saying, "How do I know that it's important information?" Well,

"Önemli bir bilgi olduğunu nasıl bilebilirim?"

you've been taking grammar and I've been speaking pretty quickly, so I know

gramer alıyorsun ve ben oldukça hızlı konuşuyordum, o yüzden biliyorum

you're advanced.

ilerlemişsin

So you already know I'm sure about superlatives and modals of necessity.

Yani zaten biliyorsun eminim üstünlükler ve gereklilikler.

When you hear something like "never", "always", "must", or "should",

"Asla" gibi bir şey duyduğunda, "her zaman", "zorunlu" veya "yapmalı",

someone's telling you, "What I'm about to tell you is very important."

Birisi size söylüyorum, "Ben neysem sana söylemek çok önemli.

Yeah? So keep those in mind.

Evet? O zaman akıllarında tutmak.

Also, when you hear a superlative -- "most or "best" -- it's usually important. If you

Ayrıca, bir üstünlük duyduğunuzda - "çoğu veya "en iyi" - genellikle önemlidir. Eğer sen

can remember those pieces of information, practice trying to find them when

o bilgi parçalarını hatırlayabilir, onları ne zaman bulmaya çalışıyoruz

you're listening to the video, your brain will grab the rest of that

videoyu dinliyorsunuz, beyin bunun geri kalanını ele geçirecek

information and give you complete sentences or ideas of sentences.

bilgi ve tamamlamanızı sağlayın cümle veya cümle fikirleri.

And because you're practicing and I like movies, because they are closest

Ve sen pratik yapıyorsun ve ben filmler gibi, çünkü onlar en yakın

to real life when you are in real life, and you're not trying to think at

gerçek hayatta olduğunuzda gerçek hayata, ve sen düşünmeye çalışmıyorsun

the same time, and you're actually asking questions, or "engaging", you're

aynı zamanda ve aslında sorular sormak veya "ilgi çekici" olmak

going to find that almost instantly, you're understanding conversations.

hemen hemen onu bulmak için gidiyor, konuşmaları anlıyorsun.

Don't believe what I say. Try it. And I can almost guarantee you, you're

Ne dediğime inanma. Dene. Ve Neredeyse garanti edebilirim, sen

going to be surprised at how quickly you learn. Now before I take off

Ne kadar çabuk öğrendiğinize şaşıracaksınız. Şimdi çıkmadan önce

because I know you're listening to me carefully now and this is very

çünkü dinlediğini biliyorum beni şimdi dikkatle ve bu çok

important -- see, it's that "very" -- tells you important information.

önemli - bakın, bu "çok" - size önemli bilgileri anlatır.

You need to go someplace to do the first lesson, keep that one first. And

Bunu yapmak için bir yere gitmelisin İlk ders, önce onu tut. Ve

where would that be? Those of you who've been with me for a while know it's

bu nerede olurdu? Onlar bir süredir benimle birlikte olduğunu biliyorum

www -- that's a funny w -- www.eng as in English; vid as in video, .com ,where I'm

www - bu komik bir w - www.eng gibi İngilizce; Nerede olduğum video, .com, vid

going to be happy to teach you this and other lessons. Mr. E.? I'm out.

size bunu öğretmekten mutluluk duyacağım ve diğer dersler. Bay E.? Ben yokum.

Learn English for free www.engvid.com

İngilizce'yi ücretsiz öğrenin www.engvid.com