Review of 2021: BBC News Review

We're almost at the end of 2021,

2021'in neredeyse sonuna geldik, bu

so now's a good time to look back

yüzden şimdi

at some of the news stories we've discussed here on BBC News Review.

BBC News Review'da tartıştığımız bazı haberlere dönüp bakmanın tam zamanı.

Hello, I'm Rob and joining me to look back on 2021 is Roy. Hello Roy.

Merhaba, ben Rob ve 2021'e bakmak için bana katılan Roy. Merhaba Roy.

Hello Rob and hello everybody.

Merhaba Rob ve herkese merhaba.

Yes, absolutely. It's been an incredibly busy year,

Evet kesinlikle. İnanılmaz derecede yoğun bir yıl oldu,

but also it's been a very, very difficult year for many families

ama aynı zamanda gezegendeki birçok aile

and people around the planet, especially with the Covid pandemic,

ve insan için, özellikle de Covid salgını nedeniyle çok, çok zor bir yıl oldu,

but 2022 – it's almost here,

ancak 2022 - neredeyse geldi,

so let's hope that next year will be a much, much better year

bu yüzden umalım ki gelecek yıl çok, birçok insan için çok daha iyi bir yıl

for many people out there.

.

Yeah, let's hope so.

Evet, öyle umalım.

But, as you say, this year we discussed things such as the Covid pandemic,

Ama sizin de dediğiniz gibi bu yıl Covid salgını gibi konuları tartıştık,

we've discussed royal news, we've talked about sports and the Olympics,

kraliyet haberlerini tartıştık, spor ve olimpiyatları konuştuk,

we've talked about political stories as well

siyasi hikayeleri de konuştuk

and we've talked about drinking wine in space, haven't we?

ve içkiyi konuştuk. uzayda şarap, değil mi?

Yes, we have. I've never tried it, but it does sound intriguing.

Evet, biz sahibiz. Hiç denemedim ama kulağa ilginç geliyor.

Apparently it tastes better if you do it up in space, but who knows?

Görünüşe göre uzayda yaparsan daha lezzetli oluyor ama kim bilir?

OK. Well, anyway, we've picked three of our most popular stories from this year

TAMAM. Her neyse, bu yılki en popüler üç hikayemizi seçtik

and we're starting with some royal news.

ve bazı kraliyet haberleriyle başlıyoruz.

Yes. So, this one was about an interview with Oprah Winfrey,

Evet. Bu, Oprah Winfrey ile yapılan bir röportaj hakkındaydı

and Meghan Markle spoke about her life with the British royal family

ve Meghan Markle, İngiliz kraliyet ailesiyle olan hayatından

and how she found it very difficult.

ve bunu ne kadar zor bulduğundan bahsetti.

Now, Neil and Catherine talked about this and brought us

Şimdi, Neil ve Catherine bundan bahsettiler ve bize

the word 'bombshell'.

'bomba' kelimesini getirdiler. Ne

Let's have a look at what they said:

dediklerine bir bakalım:

And we're now with Sky News, here in the UK – the headline:

Ve şimdi burada, Birleşik Krallık'ta Sky News ile birlikteyiz - başlık: '

'Bombshell' – describes a shocking event or piece of news.

Bomba' - şok edici bir olayı veya haberi anlatıyor.

Yes, it's all one word: B-O-M-B-S-H-E-L-L – 'bombshell'.

Evet, hepsi tek kelime: B-O-M-B-S-H-E-L-L – 'bomba'.

It's a military term.

Askeri bir terimdir.

Neil, you know what a 'bomb' is, don't you?

Neil, 'bomba'nın ne olduğunu biliyorsun, değil mi?

Yes, a 'bomb' is a device that explodes in order to destroy things,

Evet, bir 'bomba',

like buildings or military hardware – those type of things.

binalar veya askeri teçhizat gibi şeyleri yok etmek için patlayan bir cihazdır - bu tür şeyler.

Yes, and a 'bombshell' – excuse me – is the casing around the bomb so –

Evet ve bir 'bomba' - afedersiniz - bombanın etrafındaki kasadır, yani -

'bomb' or 'bombshell'.

'bomba' veya 'bomba'.

And yes, a 'bombshell' will destroy everything.

Ve evet, bir 'bomba' her şeyi mahvedecek.

It's a shocking, life-changing, momentous event.

Bu şok edici, hayat değiştiren, çok önemli bir olay. Bir 'bomba'dan sonra

Nothing will be the same after a 'bombshell'

hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

and that's the idea behind the word in this context.

ve bu bağlamda kelimenin arkasındaki fikir de bu .

A 'bombshell' interview is something that really shocks:

Bir 'bomba' röportajı gerçekten şok edici bir şeydir:

potentially very damaging – devastating even.

potansiyel olarak çok zarar verici, hatta yıkıcıdır.

So, a 'bombshell' is something really, really serious.

Yani, bir 'bomba' gerçekten çok ciddi bir şeydir.

And we're talking about figurative damage here.

Ve burada mecazi hasardan bahsediyoruz.

We're not saying that Harry and Meghan actually used a weapon of any kind.

Harry ve Meghan'ın aslında herhangi bir silah kullandığını söylemiyoruz.

No, no, not unless you count words as a weapon.

Hayır, hayır, eğer kelimeleri bir silah olarak saymazsanız.

Yeah, there's no actual weaponry involved here.

Evet, burada gerçek bir silah yok.

Yeah. In this example, 'bombshell' is an adjective, so we talk...

Evet. Bu örnekte 'bomba' bir sıfattır, o yüzden konuşuyoruz...

we're talking about a 'bombshell' interview.

'bomba' bir röportajdan bahsediyoruz.

We can say a 'bombshell' moment; but it is also often used as a noun

Bir 'bomba' anı diyebiliriz; ancak sıklıkla isim olarak

and with the expression 'to drop a bombshell'.

ve ' bomba atmak' ifadesiyle de kullanılır.

Yes, 'to drop a bombshell'.

Evet, 'bomba atmak için'.

If you 'drop a bombshell', you give very important, unexpected news.

'Bomba atarsan' çok önemli, beklenmedik haberler verirsin.

So, your news – if you 'drop a bombshell',

Yani, haberiniz – eğer 'bomba patlatırsanız',

you're giving shocking and surprising news at the same time.

aynı anda şok edici ve şaşırtıcı haberler veriyorsunuz.

So, for example, if your family have always expected

Örneğin, aileniz her zaman

you maybe to go to university.

üniversiteye gitmenizi bekliyorsa.

You've always said you're going to go to university

Her zaman üniversiteye gideceğini söyledin

and then the day before you're supposed to go to university,

ve sonra üniversiteye gitmen gereken gün önce

you say, 'Actually... I'm not going.'

'Aslında... gitmiyorum' diyorsun.

That would be – you would be 'dropping a bombshell'

Bu – 'bomba patlatıyor' olacaktınız

or you'd be giving some 'bombshell' news.

veya bazı 'bomba' haberler veriyor olacaktınız.

Yeah. And the degree to which this news is shocking is of course relative.

Evet. Ve bu haberin ne kadar şok edici olduğu elbette göreceli. Bir birey için

You know, it might be very important to an individual,

çok önemli olabilir

but not important on an international scale.

ama uluslararası ölçekte önemli olmayabilir.

Yes, of course. Yeah.

Evet elbette. Evet.

You don't have to be leaving a royal family to 'drop a bombshell'.

'Bir bomba atmak' için bir kraliyet ailesinden ayrılıyor olmanıza gerek yok. Kelimenin

It's literally what's important to you and the person

tam anlamıyla, sizin ve

that you're giving this news to.

bu haberi verdiğiniz kişi için önemli olan şey.

OK. Well, let's get a summary:

TAMAM. Pekala, bir özet geçelim:

So, that was the word 'bombshell'.

Demek 'bomba' kelimesi buydu.

Yes, and if you want to test yourself on that piece of vocabulary,

Evet, ve eğer o kelime dağarcığında

or any of the other vocabulary we talk about today,

veya bugün bahsettiğimiz diğer kelimelerden herhangi birinde kendinizi test etmek istiyorsanız ,

all you need to do is head to our website

yapmanız gereken tek şey

bbclearningenglish.com to take a quiz.

bir sınava girmek için bbclearningenglish.com web sitemize gitmek.

OK. And you can learn more about that story, about Meghan and Harry,

TAMAM. Ve bu hikaye hakkında, Meghan ve Harry hakkında daha fazlasını öğrenebilir

and learn more vocabulary as well.

ve daha fazla kelime bilgisi de öğrenebilirsiniz.

So, how can people do that, Roy?

İnsanlar bunu nasıl yapabilir, Roy?

All you need to do is click the link in the description.

Açıklama kısmındaki linke tıklamanız yeterli. Hemen

Just down below.

aşağıda.

Next – no surprises,

Sonra - sürpriz yok,

but we've been talking about climate change this year

ama bu yıl iklim değişikliği hakkında konuşuyorduk

and we had a story, back in August, that we talked about.

ve Ağustos ayında konuştuğumuz bir hikayemiz vardı .

What was it exactly, Roy?

Tam olarak neydi, Roy?

OK. So, this story was called

TAMAM. Dolayısıyla, bu hikayenin adı

'Climate Crisis: Last Chance for Humanity'

'İklim Krizi: İnsanlık için Son Şans' idi

and it was basically the fact that human activity

ve bir BM raporuna göre, temel olarak insan faaliyetinin gezegende

is causing unprecedented and irreversible changes to the planet,

benzeri görülmemiş ve geri dönüşü olmayan değişikliklere neden olduğu gerçeğiydi

according to a UN report.

.

And Catherine and Tom talked about this

Ve Catherine ve Tom bunun hakkında konuştular

and brought us the phrase 'a wake-up call'.

ve bize 'uyandırma çağrısı' ifadesini getirdiler. Şimdi ne

Let's have a look at what they said:

dediklerine bir bakalım:

We're here with the BBC News and the headline:

BBC News ve başlığıyla karşınızdayız:

'A wake-up call' – a shocking event which can cause changes

'Uyandırma çağrısı' – davranış veya tutumda değişikliklere neden olabilecek şok edici bir olay

in behaviour or attitude.

.

Catherine, over to you.

Catherine, sana kalmış.

Yes. Now, we start with 'a'.

Evet. Şimdi 'a' ile başlıyoruz.

Then the second word: 'wake' – W-A-K-E.

Sonra ikinci kelime: 'uyan' – UYANDIR.

Third word is 'up' – U-P –

Üçüncü kelime 'yukarı' - U-P -

but those two words, 'wake' and 'up',

ama bu iki kelime, 'uyandırma' ve 'yukarı', yazdığınızda

are joined with a hyphen when you write them.

bir tire ile birleştirilir .

And the final word is 'call' – C-A-L-L.

Ve son kelime 'arayın' – C-A-L-L.

So, you have 'a wake-up call'.

Yani, 'uyandırma servisiniz' var.

Now, Tom, I'm sure you've had 'a wake-up call' in a hotel,

Tom, eminim hayatının bir döneminde bir otelde 'uyandırma servisi' almışsındır,

haven't you, at some point in your life?

değil mi?

I have, yeah. 'A wake-up call' in a hotel

Evet. Bir otelde 'uyandırma servisi',

is when someone gives you a phone call to wake you up,

birinin sizi uyandırmak

or stop you from sleeping.

veya uyumanızı engellemek için telefon etmesidir.

Yeah, so there's a bit of a shock, isn't it, when you're lying...

Evet, biraz şok var, öyle değil mi, yalan söylediğinde...

you wake up in a strange bed with the phone ringing and you're, like:

yabancı bir yatakta telefon çalarken uyanırsın ve şöyle düşünürsün:

'Where am I? What's happening?'

'Neredeyim ben? Ne oluyor?'

It, sort of, makes you jump a bit, doesn't it?

Bu, seni biraz zıplatıyor, değil mi?

It's... it's alarming, yeah, and you could say it causes 'alarm', yeah.

Bu... endişe verici, evet ve 'alarma' neden olduğunu söyleyebilirsiniz, evet.

Yes, which is why we call it an 'alarm call' sometimes.

Evet, bu yüzden ona bazen 'alarm çağrısı' diyoruz.

So, that's the kind of idea of 'a wake-up call' originally.

Yani, başlangıçta bu tür bir 'uyandırma çağrısı' fikri.

Now, in this context, we're not talking about hotels

Şimdi, bu bağlamda, otellerden

and making you wake up in the morning,

ve sizi sabah uyandırmaktan bahsetmiyoruz,

but we are talking about a shock:

ama bir şoktan bahsediyoruz:

something that, kind of, jolts you into reality

sizi bir nevi gerçeğe sarsacak

and makes you pay attention and take action.

, dikkatinizi vermenizi ve harekete geçmenizi sağlayacak bir şey.

OK. So, we're talking about 'wake-up call' again

TAMAM. Dolayısıyla, bu ciddi iklim değişikliği bağlamında yine 'uyandırma çağrısı'ndan bahsediyoruz

in this serious context of climate change.

.

Could you give us an example of when we can use 'wake-up call'

'Uyandırma çağrısı'nı

in a more everyday context?

daha günlük bir bağlamda kullanabileceğimiz durumlara bir örnek verebilir misiniz?

Yes. Well, if you think about those lazy students, Tom.

Evet. O tembel öğrencileri düşünürsen, Tom.

I'm sure you weren't one but, you know, there's always that time

Eminim öyle değildin ama, bilirsin, üniversitede öyle zamanlar olur

at university when you get fed up of working really hard

ki gerçekten çok çalışmaktan sıkılırsın

and the grades slip a bit and there's...

ve notlar biraz düşer ve...

Yeah, I heard... I heard about that time.

Evet, duydum... duydum o zaman.

Never happened to me obviously.

Bana hiç olmadı açıkçası.

Yes... I'm sure, I'm sure.

Evet... Eminim, eminim.

And then one day you get a grade, which is really quite low.

Ve sonra bir gün not alıyorsun ki bu gerçekten oldukça düşük.

It's a D, maybe an E even,

Bu bir D, hatta belki bir E

and you go: 'Oh no... Right, party time's over.

ve şöyle diyorsunuz: 'Oh hayır... Tamam, parti zamanı bitti.

I'm going to have to start working

Çalışmaya başlamak zorunda kalacağım

because if I don't, I'm going to fail this course.'

çünkü eğer yapmazsam bu dersten kalacağım.'

So, that bad grade – that D or that E –

Yani, o kötü not – o D veya o E –

was 'a wake-up call' because it makes you get back to reality, work harder.

“uyandırma çağrısıydı” çünkü gerçekliğe geri dönmenizi, daha çok çalışmanızı sağlar.

So, a serious warning that makes you change your behaviour

Bu nedenle, davranışınızı değiştirmenizi sağlayan ciddi bir uyarı

is 'a wake-up call'.

'uyandırma çağrısıdır'.

So, low grades are 'a wake-up call' to lazy students and of course...

Yani, düşük notlar tembel öğrenciler için 'uyandırma çağrısı' ve tabii ki...

Should be!

Olmalı!

...and of course, anyone watching this is taking ownership of their education

...ve tabii ki, bunu izleyen herkes eğitiminin sahipliğini üstleniyor

and will not need that 'wake-up call'. Great.

ve bu "uyandırma çağrısına" ihtiyacı olmayacak. Harika.

Let's have our summary slide please:

Özet slaydımızı alalım lütfen:

So, that was 'a wake-up call'

Yani, bu bir 'uyandırma çağrısıydı'

and you can watch that full report

ve raporun tamamını izleyebilir

and learn more vocabulary about that subject by going somewhere,

ve bir yere giderek o konu hakkında daha fazla kelime öğrenebilirsin,

but where do people go, Roy?

ama insanlar nereye gidiyor, Roy? Tek

All you need to do is click the link in the description below.

yapmanız gereken aşağıdaki açıklamadaki linke tıklamak.

Down below. Thank you.

Altında. Teşekkür ederim.

Next, we had some big news in September.

Ardından, Eylül ayında bazı büyük haberlerimiz oldu . O

What was it, Roy?

neydi, Roy?

Yes, we had a story that ABBA, the pop superstars of the 1970s,

Evet, 1970'lerin pop süperstarı ABBA'nın

were planning a new album and a digital tour.

yeni bir albüm ve dijital turne planladığına dair bir hikayemiz vardı.

Yeah, exciting news – well, for ABBA fans at least.

Evet, heyecan verici haberler - en azından ABBA hayranları için.

And you and Neil discussed this and brought us the phrase 'damp squib'.

Ve sen ve Neil bunu tartıştınız ve bize 'nemli mum' ifadesini getirdiniz.

So, let's hear what you said:

Peki, ne dediğini duyalım:

OK. Our next headline comes from the UK,

Tamam. Bir sonraki manşetimiz Birleşik Krallık'tan,

from the Telegraph, and it reads:

Telegraph'tan geliyor ve şöyle diyor:

'Damp squib' – something less impressive than expected.

'Nemli mermi' - beklenenden daha az etkileyici bir şey.

Yeah. So, this is a very British expression and it's two words.

Evet. Yani, bu çok İngiliz bir ifade ve iki kelime.

The first word is 'damp' – D-A-M-P.

İlk kelime 'nemli' - D-A-M-P.

The second word is 'squib', spelt S-Q-U-I-B –

İkinci kelime 'squib', S-Q-U-I-B olarak yazılıyor -

very important that 'b' there.

orada 'b' olması çok önemli.

And what it means – it describes something. It's a noun...

Ve ne anlama geliyor - bir şeyi anlatıyor. Bu bir isim...

a noun phrase and it describes something that is...

bir isim öbeği ve bir şeyi anlatıyor... o

it's... it's less than it was expected.

... beklenenden daha az.

So, you had high expectations and it didn't reach those expectations.

Yani, yüksek beklentileriniz vardı ve bu beklentilere ulaşamadı.

Yeah. Now, this is a bit of a strange expression because

Evet. Şimdi, bu biraz garip bir ifade çünkü

most people will understand the first part, 'damp', meaning slightly wet

çoğu insan ilk kısım olan 'nemli'yi anlayacaktır, yani hafif ıslak

and we can see how that can be... have a, sort of, negative meaning,

ve bunun nasıl olabileceğini görebiliriz...

but 'squib' – what is a 'squib', Roy?

– 'kabartma' nedir, Roy?

In the past, a 'squib' was used to refer to a small firework.

Geçmişte, küçük bir havai fişekten bahsetmek için bir 'squib' kullanılıyordu.

So, this is going to give an idea.

Yani bu bir fikir verecektir.

So, you're right – that 'damp' word which is obviously still in use:

Yani, haklısın - hala kullanımda olduğu belli olan bu 'nemli' kelime :

it means wet.

ıslak anlamına geliyor.

And the firework... if a wet firework...

Ve havai fişek... eğer ıslak bir havai fişek...

if a firework is wet, it doesn't really...

eğer bir havai fişek ıslaksa,

it doesn't really work. Fireworks are best when they're dry.

gerçekten işe yaramaz. Havai fişekler kuru olduklarında en iyisidir. Pek

So, this is what many people believe is the origin of this expression:

çok insan bu ifadenin kaynağının bu olduğuna inanıyor:

just a wet firework that didn't... didn't go off.

sadece ıslak bir havai fişek... patlamadı.

Yeah. And as we know, fireworks are exciting.

Evet. Ve bildiğimiz gibi, havai fişekler heyecan vericidir.

There's some expectation around how they are going to make you feel.

Sizi nasıl hissettireceklerine dair bazı beklentiler var.

You're going to be excited and full of joy.

Heyecanlı ve neşe dolu olacaksınız.

If it's 'damp', that excitement is gone and that's the key to this meaning.

Eğer 'nemli' ise, o heyecan gitmiş demektir ve bu anlamın anahtarı budur. Bu

It is. So... And we use it quite commonly,

. Yani... Ve

as I say, in British English informally –

dediğim gibi, bunu İngiliz İngilizcesinde gayri resmi olarak oldukça yaygın olarak kullanırız -

to say something is a disappointment.

bir şeyin bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek için.

So, maybe you go to a restaurant and the food isn't very good

Yani, belki bir restorana gidersiniz ve yemekler pek iyi değildir

and you say: 'Humph, that restaurant was a bit of a damp squib.'

ve 'Humph, o restoran biraz nemliydi' dersiniz.

Or a party – a terrible, terrible party.

Ya da bir parti – korkunç, korkunç bir parti.

Can you think of an example of a 'damp squib'?

Bir 'nemli kalamar' örneği düşünebilir misiniz?

Well, Roy, I know... you know,

Roy, biliyorum... biliyorsun,

I don't want to upset you here, because I know you organised it,

seni burada üzmek istemiyorum çünkü bunu sen organize ettiğini biliyorum

but last year's Learning English Christmas party...

ama geçen yılki Learning English Noel partisi...

Well, the Christmas party's usually quite good fun, but this year,

Noel partisi genellikle oldukça eğlencelidir, ama bu yıl

or last year, because we couldn't get together because of Covid,

veya geçen yıl, Covid nedeniyle bir araya gelemediğimiz için

we had to do it virtually and I'm afraid to say

bunu sanal olarak yapmak zorunda kaldık ve korkarım

it was a 'damp squib', Roy.

bunun 'nemli bir mermi' olduğunu söylemek Roy.

Yeah. Yeah, I agree. It was a...

Evet. Evet katılıyorum. Bu bir...

it was a bit of a let-down – not as good as expectations,

biraz hayal kırıklığıydı - beklentiler kadar iyi değildi

but we made the best of a bad situation.

ama kötü bir durumu en iyi şekilde değerlendirdik.

But you can say, yeah, it was a bit of a 'damp squib',

Ama evet, biraz "ıslak bir mermi" diyebilirsiniz,

because the year before everybody was together and hopefully again –

çünkü önceki yıl herkes bir aradaydı ve umarım yine -

I have another opportunity this year,

bu yıl başka bir fırsatım var,

so hopefully my reputation this time will remain intact.

bu yüzden umarım bu seferki itibarım bozulmadan kalır.

Ah... nice use of the word from that previous headline.

Ah... önceki başlıktaki kelimeyi güzel kullanmış .

One other thing to point out about this expression 'damp squib':

Bu 'damp squib' ifadesiyle ilgili olarak belirtilmesi gereken bir şey daha var:

a lot of people get confused

because the word 'squib' is not used in modern English very often

'squib' kelimesi modern İngilizcede çok sık kullanılmadığı

and they think it's 'squid'. What's a 'squid', Roy?

ve bunun 'squid' olduğunu düşündüğü için birçok insanın kafası karışıyor. Kalamar nedir, Roy?

OK. So, yeah, this is absolutely true.

TAMAM. Yani, evet, bu kesinlikle doğru.

Both native speakers of English and non-native speakers

Hem anadili İngilizce olan hem de anadili olmayanlar

regularly get this wrong: they say 'damp squid'.

bunu sıklıkla yanlış anlarlar: 'ıslak kalamar' derler.

A 'squid' is an animal that lives under the water

Bir 'kalamar', suyun altında yaşayan bir hayvandır

and it's kind of like an octopus,

ve bir tür ahtapot gibidir

and it makes sense because a 'squid' would be damp,

ve 'kalamar' nemli olacağı için mantıklıdır,

but that's not the expression.

ancak ifade bu değildir.

We say 'damp squib' with a 'b'.

'b' ile 'nemli kalamar' deriz.

OK. Let's get a summary:

TAMAM. Bir özet bulalım:

'Damp squib' – a great phrase,

'Damp squib' – harika bir cümle,

but hopefully one that doesn't describe your year,

ama umarım sizin yılınızı

or indeed this programme.

veya aslında bu programı tanımlamaz.

Now, Roy, could you recap some of the vocabulary

Şimdi, Roy, bugün duyduğumuz kelimelerin bir kısmını özetler misin

that we've heard about today please?

lütfen?

Of course I can.

Tabiki yapabilirim.

We had 'bombshell' – describes a shocking event or piece of news.

'Bomba' yaşadık – şok edici bir olayı veya haberi anlatıyor. Davranış veya tutumda değişikliklere neden olabilecek

We had 'a wake-up call' – a shocking event which can cause changes

şok edici bir olay olan 'uyandırma çağrısı' aldık

in behaviour or attitude.

.

And we had 'damp squib' – something less impressive than expected.

Ve beklenenden daha az etkileyici bir şey olan 'nemli mermi' vardı .

Thank you. And a reminder that you can test yourself

Teşekkür ederim. Ve

on the vocabulary you've heard today

bugün duyduğunuz sözcükleri

on our website at bbclearningenglish.com.

bbclearningenglish.com adresindeki web sitemizde test edebileceğinizi de hatırlatalım.

Well, we're we're almost out of time,

Pekala, neredeyse zamanımız doldu,

but from the whole of the News Review team –

ancak tüm Haber İnceleme ekibi olarak -

that's me and Neil and Catherine and Tom

bu ben, Neil , Catherine ve Tom

and of course you, Roy – we want to wish you a very happy New Year

ve tabii ki sen, Roy - size çok mutlu bir Yeni Yıl diliyoruz

and of course we'll be back as usual every week in 2022.

ve tabi ki 2022'de her hafta olduğu gibi yine geleceğiz.

So, from me: Happy New Year!

Yani benden: Yeni Yılınız Kutlu Olsun!

Happy New Year everybody!

Herkese mutlu yıllar!