Father and Son: Crime drama - Episode 9

Nikesh, can you hear me? Nikesh?

Nikesh, beni duyabiliyor musun? Nike?

Where are you, Callie? I can barely hear you.

Callie neredesin? Seni zorlukla duyabiliyorum.

I'm at Dreamers Cliffs.

Dreamers Cliffs'teyim.

Nikesh, can you hear me?

Nikesh, beni duyabiliyor musun? Hemen

Just about. What you got?

hemen. Neye sahipsin?

Well, people are taking pictures.

İnsanlar fotoğraf çekiyor.

I've been here for half an hour and it's not busy,

Yarım saattir buradayım ve kalabalık değil

but people take pictures.

ama insanlar fotoğraf çekiyor.

I asked one of them and they said they post them on Instagram.

Bir tanesine sordum ve Instagram'da paylaştıklarını söylediler.

They like the hashtag '#dreamers'.

'#dreamers' hashtag'ini seviyorlar.

I'm on my way back in. I need you to see

Geri dönüyorum.

if any photos from Tuesday have been posted.

Salı gününden herhangi bir fotoğraf yüklenmiş mi diye bakmanı istiyorum.

It might tell us who was in the area.

Bize bölgede kimin olduğunu söyleyebilir. İş

I'm on it.

üstündeyim.

Hey. Did you watch the City game last night?

Hey. Dün gece City maçını izledin mi?

No, I was here. Worth it?

Hayır, buradaydım. Buna değer?

You didn't miss much.

Çok şey kaçırmadın.

I thought you might like to know why I was at the Phelps' this morning.

Bu sabah neden Phelps'te olduğumu bilmek isteyebileceğini düşündüm.

I'm their family liaison.

Ben onların aile irtibat görevlisiyim.

How are they?

Onlar nasıl?

Sad. Angry.

Üzgün. Sinirli.

She's got her sister with her.

Yanında kız kardeşi var.

But, Pip said something funny though.

Ancak, Pip yine de komik bir şey söyledi.

Might be of note... might not.

Dikkat çekici olabilir... olmayabilir.

Yeah.

Evet.

He said, 'Is Daddy finished his meeting yet?'

'Babam toplantısını bitirdi mi ?' dedi.

Well, apparently Jamie promised him ice cream after his meeting,

Görünüşe göre Jamie toplantıdan sonra ona dondurma sözü vermiş

and he hasn't seen him since.

ve o zamandan beri onu görmemiş.

So, he was planning on coming back.

Yani geri dönmeyi planlıyordu.

Listen – cheers, Evan.

Dinle - şerefe, Evan. Yine de

Do you mind not mentioning this to upstairs though – just yet?

bundan üst kata bahsetmemekte bir sakınca var mı - henüz?

We want to see if we can hold on to the case.

Davayı elimizde tutup tutamayacağımızı görmek istiyoruz.

Dear Miss... Nah.

Sevgili Bayan... Hayır.

Hi there, please call DC Nikesh Ready.

Merhaba, lütfen DC Nikesh Ready'yi arayın.

We would like your assistance

in an ongoing investigation.

Devam eden bir soruşturmada yardımınızı istiyoruz.

That new deli is incredible.

Bu yeni şarküteri inanılmaz.

You got anything?

Bir şey var mı?

Sorry, I'd better take this.

Üzgünüm, bunu alsam iyi olur.

I think it could be useful.

Bence faydalı olabilir.

Hi, you alright there?

Merhaba, orada iyi misin?

She was trashed though.

Yine de çöpe atıldı.

Do you remember that skateboard? Oh my days...

O kaykayı hatırlıyor musun? Ah günlerim...

Callie, this is Sarah.

Callie, bu Sarah.

Turns out she was at school with Denise.

Denise ile okulda olduğu ortaya çıktı.

How random is that?

Bu ne kadar rastgele?

Last time we saw each other was at a very messy wedding.

Birbirimizi en son çok dağınık bir düğünde görmüştük.

DS Pritchard. Won't you sit down?

DS Pritchard. oturmaz mısın

DC Ready here tells me you posted several pictures

DC Ready burada,

from Dreamers Cliffs on Tuesday.

Salı günü Dreamers Cliffs'ten birkaç fotoğraf paylaştığınızı söylüyor.

That's right. I was walking the dogs.

Bu doğru. Köpekleri gezdiriyordum.

It's gorgeous up there – light's amazing.

Orası muhteşem - ışık harika.

What time were you there?

Ne zaman oradaydın?

About lunchtime? Oh, I could tell you exactly actually –

Öğle yemeği hakkında? Oh, aslında tam olarak söyleyebilirim - telefonumda

I've got this health and fitness tracker app on my phone.

bu sağlık ve fitness takip uygulaması var.

It'll show when I was walking... climbing the cliffs.

Yürürken... kayalıklara tırmanırken gösterecek. İşte

Ah, here it is. So, I was coming up from the car park

burada. Yani,

at one o'clock –

saat birde otoparktan çıkıyordum -

it's, like, 56 flights of stairs!

yaklaşık 56 kat merdiven!

Did you see any little kids around? A boy on his own, perhaps?

Etrafta hiç küçük çocuk gördünüz mü? Tek başına bir çocuk belki?

No, I don't think so.

Hayır, sanmıyorum.

It was pretty quiet – normally is up there.

Oldukça sessizdi - normalde yukarıdadır.

Oh! But you know who I did see? That bloke.

Ah! Ama kimi gördüm biliyor musun ? O herif.

What bloke, Sarah?

Ne herif, Sarah?

Oh, that bloke from that thing...

Ah, o şeydeki herif...

Oh, I can't remember his name. He's...

Ah, adını hatırlayamıyorum. O...

Ah, I got a selfie!

Ah, bir selfiem var!

Hang on – let me find it.

Bekle - onu bulmama izin ver. Benim

He was funny with my taking it, mind.

almamla komikti , kusura bakmayın.

Made me promise not to post it. Said he values his privacy.

Bunu yayınlamayacağıma dair bana söz verdirdi. Mahremiyetine değer verdiğini söyledi.

He's so much fitter on telly.

Televizyonda çok daha formda.

Umm.. oh, here it is. Have a look.

Umm.. oh, işte burada. Bir göz atın.

Sarah, this is really important.

Sarah, bu gerçekten önemli.

Was he coming down from the cliffs or going up?

Kayalıklardan iniyor muydu yoksa yukarı mı çıkıyordu?

Up, I think...?

Yukarı, sanırım...?

Oh no – down, actually,

Oh hayır - aslında aşağı,

because he told me not to go too close to the edge.

çünkü bana kenara çok yaklaşmamamı söyledi.

Said the cliff was crumbling.

Uçurumun çökmekte olduğunu söyledi.

Thank you. That's been really helpful.

Teşekkür ederim. Bu gerçekten yardımcı oldu.