Father and Son: Crime Drama - Episode 1

How many hours did you get? Three - altogether. Christ!

Kaç saat aldın Üç - tamamen. Tanrım!

It's like you're in Guantanamo. You've got - is that sick in your hair?

Guantanamo'da gibisin. Senin - saçın hasta mı?

Probably! Where?

Muhtemelen! Nerede?

Well, I'll take the lead on this, shall I? Lucy Phelps...

Pekala, bu konuda liderliği ben üstleneceğim, değil mi? Lucy Phelps...

38 years old, reporting a missing husband.

38 yaşında, kocasının kayıp olduğunu bildiriyor.

She's a lawyer and time waster, but she's a pal of the Chief

O bir avukat ve zaman öldürücü ama Baş Müfettişin bir arkadaşı

Superintendent so... ready? It's still there by the way.

yani... hazır mısın? Bu arada hala orada.

Look, I know how this works - it's too soon.

Bak, bunun nasıl çalıştığını biliyorum - çok erken.

He's probably gone off somewhere and forgotten to

Muhtemelen bir yere gitti ve

to tell me. Come back tomorrow. Blah, blah, blah.

bana söylemeyi unuttu. yarın geri gel bla, bla, bla.

Jamie... Something's happened. He never behaves like this.

Jamie... Bir şey oldu. Asla böyle davranmaz.

He's obsessed with his phone.

Telefonuna takıntılı.

He always has it charged. He never turns it off.

Her zaman şarj ediyor. Asla kapatmaz.

And his businesses. He simply wouldn't just.

Ve işleri. Sadece yapmazdı.

Mrs Phelps... Ms... It's Ms Phelps. Ms Phelps.

Bayan Phelps... Bayan... Ben Bayan Phelps. Bayan Phelps.

I appreciate you're very worried. I'm sure you...

Çok endişeli olmanı anlıyorum. Eminim siz...

I'm afraid you're not.... It's simply not the way we work.

Korkarım ki değilsiniz... Bizim çalışma şeklimiz bu değil.

If we spent all our time looking for wayward husbands...

Tüm zamanımızı dikbaşlı kocalar arayarak geçirseydik...

He's not wayward.

O dik başlı değil.

You're not listening. The vast majority of cases like this end in...

dinlemiyorsun Bunun gibi vakaların büyük çoğunluğu...

Nothing. I know. This is not one of those cases.

Hiçbir şeyle sonuçlanıyor. Biliyorum. Bu o durumlardan biri değil.

Why don't you tell us what's happened?

Neden bize ne olduğunu söylemiyorsun?

Jamie left for work this morning at eight o'clock -

Jamie her zamanki gibi bu sabah saat sekizde işe gitmek için ayrıldı

as usual. He took our son Pip to nursery. As usual

. Oğlumuz Pip'i kreşe götürdü. Her zamanki gibi

and went to work. He has an office down on the seafront,

ve işe gitti. Deniz kıyısında bir ofisi var,

he's an accountant. He set it up two years ago.

o bir muhasebeci. İki yıl önce kurdu.

According to his PA he ran in at quarter to nine,

PA'sına göre dokuza çeyrek kala koşarak

took something from his office and then left again.

ofisinden bir şey almış ve sonra tekrar ayrılmış.

I've tried calling. His phone goes straight to voicemail.

Aramayı denedim. Telefonu doğrudan sesli mesaja gider.

He had three meetings this morning with important clients

Bu sabah önemli müşterilerle üç görüşmesi oldu

and he's blown them off. He's not at home,

ve onları boşa çıkardı. Evde değil,

he's not at work, his friends haven't seen him.

işte değil, arkadaşları onu görmemiş.

I've tried calling hospitals.

Hastaneleri aramayı denedim.

I know what you think and I'm trying not to panic, but I am concerned.

Ne düşündüğünü biliyorum ve paniğe kapılmamaya çalışıyorum ama endişeliyim.

How old's your son Ms Phelps?

Oğlunuz Bayan Phelps kaç yaşında?

He's four. He goes to Saint Saviour's on Bridge Street.

O dört yaşında. Bridge Caddesi'ndeki Saint Saviour's'a gidiyor.

And how are things at home between the two of you?

Ve ikiniz arasında evde durumlar nasıl ?

Fine. Good.

İyi. İyi.

I'm trying to think if there's anything last night.

Dün gece bir şey olup olmadığını düşünmeye çalışıyorum.

Pip was just... we had fish pie, put Pip to bed. Watched an episode

Pip sadece... balıklı turta yedik, Pip'i yatırdık. The Crown'ın bir bölümünü izledikten

of The Crown, then fell asleep in front of Question Time.

sonra Question Time'ın önünde uyuyakaldı.

Jamie had had a bit of work, sent a couple of emails, but that's normal.

Jamie'nin biraz işi vardı, birkaç e-posta göndermişti ama bu normaldi. Sabah

He made us all porridge in the morning.

hepimize yulaf lapası yaptı .

Can you remember the last thing. he said to you this morning?

Son şeyi hatırlayabilir misin? sana bu sabah mı dedi?

What shall we have for tea? I think.

Çay için ne içelim? Bence.

Four's a fun age. Is Pip your only child?

Dört eğlenceli bir yaş. Pip senin tek çocuğun mu?

Yes, we planned on having more, but, look,

Evet, daha fazlasını yapmayı planlamıştık ama bak,

I've written down all of Jamie's movements that I know about.

Jamie'nin bildiğim tüm hareketlerini yazdım.

Here's his car registration and the name and

İşte arabasının ruhsatı ve

contact details of Juliet, his PA.

asistanı Juliet'in adı ve iletişim bilgileri. Bilmemiz gereken

Any money troubles

herhangi bir para sorunu var mı

we should know about? Starting your own business is quite an undertaking.

? Kendi işinizi kurmak oldukça zahmetli bir iştir.

No, genuinely nothing. Everything's been going.

Hayır, gerçekten hiçbir şey. Her şey gidiyor.

amazingly. He's found this new niche being an accountant for people in the

inanılmaz

media - comedians, news anchors, celebrity chefs, that kind of thing.

Komedyenler, haber spikerleri, ünlü şefler, bu tür şeyler gibi medyadaki insanlar için bir muhasebeci olarak bu yeni nişi buldu.

He's discreet. People like him, recommend him to each other.

O sağduyulu. Onu sevenler, birbirlerine tavsiye ederler. İşte

Here he is - specialist accountant to the media industry. He's hot,

burada - medya endüstrisinde uzman muhasebeci. Ateşli,

probably having an affair. Why do you think she's wearing gym gear?

muhtemelen bir ilişkisi var. Neden jimnastik kıyafetleri giydiğini düşünüyorsun?

She's not supposed to be at work? She's posh isn't she.

İşte olması gerekmiyor mu? Havalı, değil mi?

Ms Phelps. Pip's gone.

Bayan Phelps. Pip gitti.

I just called the nursery to check. Jamie never dropped him off.

Kontrol etmek için kreşi aradım. Jamie onu asla bırakmadı.