Biden breaks oil promise: BBC News Review

He said no more oil drilling. Now,

Artık petrol sondajı yok dedi. Şimdi,

Joe Biden breaks his promise.

Joe Biden sözünü bozuyor.

This is News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir .

I'm Neil. And I'm Beth.

Ben Neil. Ben de Beth'im. Bu hikaye hakkında konuşmak için kelime

Make sure you watch to the end to learn vocabulary to talk about this story.

öğrenmek için sonuna kadar izlediğinizden emin olun . Kanalımıza

Don't forget to subscribe to our channel, like this video, and

abone olmayı , bu videoyu beğenmeyi ve web

try the quiz that's on our website. Now, the story.

sitemizdeki testi denemeyi unutmayın. Şimdi, hikaye. Artık

No more drilling on federal lands. Period.

federal topraklarda sondaj yok . Dönem.

That's what Joe Biden promised before he became US President.

Joe Biden'ın ABD Başkanı olmadan önce vaat ettiği buydu.

Now, he's approved a major oil and gas drilling plan in Alaska.

Şimdi, Alaska'da büyük bir petrol ve gaz sondaj planını onayladı.

The release of greenhouse gases

over the 30 year project will be equivalent to adding two million cars

30 yıllık proje boyunca sera gazı salınımı, her yıl yollara iki milyon arabanın eklenmesine eşdeğer olacaktır

to the road every year.

.

You've been looking at the headlines,

Manşetlere bakıyorsun,

Beth. What's the vocabulary?

Beth. Kelime dağarcığı nedir?

We have 'backing', 'stinging',

'Destek', 'batma'

and 'in the face of'. This is News Review from BBC

ve 'karşısında' var. Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir

Learning English.

. İlk

Let's have a look at our first headline.

başlığımıza bir göz atalım .

This is from the New York Times.

Bu New York Times'tan.

So, Joe Biden is backing an oil drilling project in Alaska. The word

Joe Biden, Alaska'da bir petrol sondaj projesini destekliyor.

we're looking at is backing.

Baktığımız kelime destek.

It contains the word 'back'.

'Geri' kelimesini içerir.

This is my back.

Bu benim sırtım.

Is there a connection? There is. Yeah.

Bir bağlantı var mı ? Orada. Evet.

Your back supports your body - that 'back' is a noun.

Sırtınız vücudunuzu destekler - bu ' geri' bir isimdir.

Now here, we're using 'back' as a verb, and it means to support.

Şimdi burada fiil olarak 'geri' kullanıyoruz ve desteklemek anlamına geliyor.

So, Joe Biden is backing this project.

Joe Biden bu projeyi destekliyor.

He is supporting it. It means that he's giving permission to drill,

O destekliyor. Demek ki sondaj izni veriyor,

and even spending money on it.

hatta para harcıyor.

Yeah. That's right.

Evet. Bu doğru.

And, we can see the verb

Ve

'back' in other situations.

diğer durumlarda 'geri' fiilini görebiliriz.

Also, sometimes in the negative.

Ayrıca, bazen olumsuz.

So, environmental activists are not backing this project.

Dolayısıyla çevre aktivistleri bu projeyi desteklemiyor.

They don't support it because it's bad for the environment.

Çevre için kötü olduğu için desteklemiyorlar.

So, here this word

Yani, burada

'backing' appears in a headline.

'destek' kelimesi bir başlıkta geçiyor.

It's quite official.

Oldukça resmi.

It's a serious story, but can we use this word in our everyday English?

Bu ciddi bir hikaye ama bu kelimeyi günlük İngilizcemizde kullanabilir miyiz?

Yeah. We can, so, Neil, for example, if you go for a job interview,

Evet. Neil, örneğin bir iş görüşmesine gidersen,

I might say that I back you.

seni desteklediğimi söyleyebilirim.

It means I support you,

Bu seni desteklediğim anlamına geliyor

and I hope that you will get the job.

ve umarım işi alırsın.

OK. And I can back

TAMAM. Ve en

my favourite tennis player.

sevdiğim tenisçiyi destekleyebilirim.

It means I support them, and it doesn't matter how badly or

Bu onları desteklediğim anlamına geliyor ve ne kadar kötü ya da

well they're playing, I always support them. I back them.

iyi oynarlarsa oynasınlar, onları her zaman destekliyorum. Onları destekliyorum.

Let's look at that again.

Buna tekrar bakalım. Bir

Let's have a look at our next

sonraki başlığımıza bir göz atalım

headline. This is from Fox News:

. Bu Fox News'ten:

So, the Democrats, and that is Joe Biden's own party, have given him

Yani Demokratlar, yani Joe Biden'ın kendi partisi, onu

a stinging rebuke.

sert bir şekilde azarladı.

'Rebuke' is a criticism. The word

'Azarlama' bir eleştiridir.

we're looking at, though, is 'stinging', and it contains the word 'sting'.

Baktığımız kelime "batma" ve içinde "batma" kelimesi var. Eminim

I'm sure you know bees sting.

arı sokmasını biliyorsunuzdur.

Yes. Ouch. If a bee stings you, then

Evet. Ah. Bir arı sizi sokarsa, o zaman

it can be quite painful.

oldukça acı verici olabilir.

It's a burning kind of pain, and it does help to think of that here.

Bu yakıcı bir acı ve bunu burada düşünmek yardımcı oluyor.

So, if something is described as stinging, then it means,

Yani, bir şey batma olarak tanımlanıyorsa,

metaphorically, that it hurts or it's painful.

mecazi olarak bu, acı verici veya acı verici olduğu anlamına gelir.

Yeah. So, in the headline, a 'stinging rebuke' is painful criticism.

Evet. Yani, manşette 'iğrenç bir azarlama' acı bir eleştiridir.

It's designed to hurt Joe Biden.

Joe Biden'ı incitmek için tasarlandı.

That's right. And we can use 'stinging' before other nouns, as well.

Bu doğru. Ve diğer isimlerden önce de 'stinging' kullanabiliriz.

So, yesterday,

Yani dün

my football team lost 7-0.

futbol takımım 7-0 kaybetti.

It was a stinging defeat.

Acı bir yenilgiydi.

I didn't know you were a Leipzig fan.

Leipzig hayranı olduğunu bilmiyordum. En

If your favourite singer leaves your favourite band,

sevdiğiniz şarkıcı en sevdiğiniz gruptan ayrılırsa,

it could be a stinging loss.

büyük bir kayıp olabilir.

The group will never be the same again.

Grup bir daha asla eskisi gibi olmayacak.

Let's look at that again.

Buna tekrar bakalım. Bir

Let's have the next headline, please.

sonraki başlığa geçelim lütfen.

This is from the Financial Times:

Financial Times'tan: '

We're looking at the expression 'in the face of'. In the headline,

Karşısında' ifadesine bakıyoruz. Başlıkta 'karşısında'

it says 'in face of' without 'the' - they drop 'the' in headlines, often,

yazıyor, 'karşısında' yazıyor - manşetlere sık sık 'the' atıyorlar,

but the expression is 'in the face of', and it contains the word 'face'.

ancak ifade 'karşısında' ve 'yüz' kelimesini içeriyor.

We all know what a face is - here is my face.

Hepimiz bir yüzün ne olduğunu biliyoruz - işte benim yüzüm.

What's the sense? Well, thinking of your face does help here.

Anlamı nedir? Yüzünü düşünmek burada yardımcı oluyor.

So, imagine when you have a disagreement with someone, you have to face them,

Öyleyse, biriyle bir anlaşmazlığa düştüğünüzde , onlarla yüzleşmeniz

or confront them.

veya onlarla yüzleşmeniz gerektiğini hayal edin.

And this can be quite difficult. Now, 'in the face of' means

Ve bu oldukça zor olabilir. Şimdi, 'karşısında', bir sorun gibi zor bir şeyle karşılaşsanız

that you do something, even though you meet something difficult,

bile bir şey yaptığınız anlamına gelir

like a problem.

.

Now, Neil. Today, there are strikes.

Şimdi, Neil. Bugün grevler var.

So, it was a bit of a struggle to get to work,

İşe gitmek biraz zor oldu

but we got here in the face of strikes.

ama grevlerle karşı karşıya kaldık.

Yes. And the expression 'in the face of' is followed by a noun - 'strikes'

Evet. Ve ' karşısında' ifadesinin ardından bir isim geliyor - örneğinizde 'vuruşlar'

in your example. In the headline,

. Başlıkta

it talks about the White House acting in the face of criticism.

Beyaz Saray'ın eleştiriler karşısında hareket etmesinden bahsediyor.

So, 'criticism' is the noun

Yani, oradaki isim 'eleştiri'

there, they are going ahead with the project,

,

even though it's difficult.

zor olsa da projeye devam ediyorlar.

Yeah, exactly.

Evet kesinlikle.

And let's think of some other examples,

Ve başka örnekler de düşünelim,

maybe, you're going into an exam, you're feeling quite nervous,

belki bir sınava giriyorsun, oldukça gergin hissediyorsun

but you stay positive in the face of uncertainty.

ama belirsizlik karşısında pozitif kalıyorsun.

Yes, you have to face nerves and uncertainty.

Evet, sinirler ve belirsizlikle yüzleşmelisiniz.

It means you have to confront them, but with trying to be positive.

Bu, onlarla yüzleşmeniz gerektiği anlamına gelir, ancak olumlu olmaya çalışarak.

Let's look at that again.

Buna tekrar bakalım.

We've had 'backing' - 'supporting'. 'Stinging' -

'Destek' - 'destek' aldık. "Bağma" -

'hurtful', and 'in the face of' - 'despite problems'.

"incitici" ve "karşısında" - "sorunlara rağmen".

And we have many, many more programmes  on the topic of the environment for you.

Ve çevre konusunda sizin için çok daha fazla programımız var .

So, to practise your listening, and learn  even more vocabulary, click here now!

Dinleme pratiği yapmak ve daha da fazla kelime öğrenmek için şimdi burayı tıklayın!

And don't forget to click here to subscribe  to our channel and never miss another video.  

Ve kanalımıza  abone olmak için buraya tıklamayı unutmayın ve başka bir videoyu asla kaçırmayın.

Thanks for joining us. Bye. Goodbye.

Bize katıldığınız için teşekkürler. Hoşçakal. Güle güle.