Tonga: Volcano and tsunami hit: BBC News Review

There are reports of major damage in the Pacific island of Tonga,

after a huge volcanic eruption and widespread tsunami.

Büyük bir volkanik patlama ve yaygın tsunaminin ardından Pasifik adası Tonga'da büyük hasar olduğuna dair raporlar var.

This is BBC News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten BBC News Review.

I'm Rob and joining me to talk about this story is Roy.

Ben Rob ve bu hikaye hakkında konuşmak için bana katılan Roy.

Hello Roy.

Merhaba Roy.

Hello Rob and hello everybody.

Merhaba Rob ve herkese merhaba.

If you would like to test yourself on the vocabulary around this story,

Kendinizi bu hikayenin etrafındaki kelimeler konusunda test etmek isterseniz,

all you need to do is head to our website

yapmanız gereken tek şey

bbclearningenglish.com to take a quiz.

bir test yapmak için web sitemiz bbclearningenglish.com'a gitmek.

But now, let's hear more about this story from this BBC News report:

Ama şimdi, bu hikaye hakkında daha fazlasını BBC Haber raporundan dinleyelim:

So, a massive volcanic eruption and tsunami hit Tonga,

Büyük bir volkanik patlama ve tsunami, Pasifik Okyanusu'ndaki

an island nation in the Pacific Ocean.

bir ada ülkesi olan Tonga'yı vurdu . Şu

At the moment, due to this event,

anda bu olay nedeniyle

it has been difficult to get news from Tonga.

Tonga'dan haber almak zorlaştı.

New Zealand has sent a plane to look at the level of damage,

Yeni Zelanda, hasarın seviyesine bakmak için bir uçak gönderdi

and aid agencies and charities are planning to try and help,

ve yardım kuruluşları ve hayır kurumları, çok

for fear that a number of people are without shelter and water.

sayıda insanın barınaksız ve susuz kalması korkusuyla yardım etmeyi planlıyor.

And we have three words and expressions from the news headlines

Ve

to help us talk about this story.

bu hikaye hakkında konuşmamıza yardımcı olacak haber başlıklarından üç kelimemiz ve ifademiz var.

What are they please, Roy?

Lütfen, Roy?

Yes, we do. We have 'cut off', 'step up' and 'go dark'.

Evet yaparız. 'Kesildi', 'adım atıldı' ve 'karanlığa' gittik.

That's 'cut off', 'step up' and 'go dark'.

Bu 'kes', 'adım at' ve 'karanlığa git'.

OK. Could we have a look at the first news headline please, Roy?

TAMAM. İlk haber başlığına bir göz atabilir miyiz lütfen, Roy?

OK. So, our first news headline is from the Independent and it reads:

TAMAM. Yani, ilk haber başlığımız Independent'tan ve şöyle yazıyor:

That's 'cut off' — isolated; unable to be contacted.

Bu 'kesilmiş' - izole edilmiş; iletişime geçilemiyor.

Yes. So, 'cut off' is usually seen as a phrasal verb, which is separable.

Evet. Bu nedenle, 'kesmek' genellikle ayrılabilir bir deyimsel fiil olarak görülür.

First word: 'cut' — C-U-T. Second word: 'off' — O-F-F.

İlk kelime: "kes" — C-U-T. İkinci kelime: 'kapalı' - O-F-F.

And, as I said, it's separable so you can 'cut somebody or something off'

Ve dediğim gibi, ayrılabilir, böylece 'birini veya bir şeyi kesebilirsin'

or you can 'cut off' something or somebody.

veya bir şeyi veya birini 'kesebilirsin'.

And it means to... to be out of contact or to stop contact.

Ve bu... temastan çıkmak veya teması kesmek anlamına gelir.

OK. Now, I'm familiar with those two words.

TAMAM. Şimdi, bu iki kelimeye aşinayım.

We know what a 'cut' is.

'Kesmenin' ne olduğunu biliyoruz.

That's something you can do with...

Bu, makasla yapabileceğiniz bir şey:

with scissors: like 'cut' your hair.

saçınızı 'kesmek' gibi.

And 'off', of course, is the opposite of 'on'.

Ve tabii ki 'kapalı', ' açık'ın zıttıdır.

So, it's — to stop something you turn it 'off'.

Yani, bu - bir şeyi durdurmak için onu 'kapatırsınız'.

Yeah. So, for example, 'cut' is about severing a communication

Evet. Yani, örneğin, 'kes', isterseniz bir iletişimi

or severing contact, if you like.

veya teması kesmekle ilgilidir.

And in the sense of 'cut off', what it means in the headline

Ve 'kesilmiş' anlamında, başlıkta ne anlama geldiği,

is that all communications have been stopped for a period of time.

tüm iletişimlerin bir süreliğine durdurulduğu anlamına gelir.

Now, we also use 'cut off' when we're talking about utilities,

Şimdi,

like electricity or water;

elektrik veya su gibi kamu hizmetlerinden bahsederken 'kesme'yi de kullanıyoruz; bazen

they get 'cut off' sometimes, don't they?

'kesiliyorlar' , değil mi?

Yes, they do. If you don't pay a bill for your internet,

Evet onlar yapar. İnternetiniz için bir fatura ödemezseniz ,

the provider may decide to 'cut you off': to stop your supply.

sağlayıcı 'sizin bağlantınızı kesmeye', yani arzınızı durdurmaya karar verebilir. Bir

Getting back to the, kind of, natural environment,

tür doğal ortama geri dönersek,

we can use the expression 'cut off' when,

'kesilmiş' ifadesini,

maybe, a village gets 'cut off' because the road is blocked with snow;

belki bir köy yol karla kapandığı için 'kesildiğinde' kullanabiliriz;

or if there's a storm, an island might get 'cut off' —

veya bir fırtına varsa, bir ada 'kesilebilir' -

there's no way of getting the ships in because the sea is rough.

deniz dalgalı olduğu için gemileri içeri sokmanın bir yolu yoktur.

That's when we can say somewhere is 'cut off'. Is that right?

İşte o zaman bir yere 'kesildi' diyebiliriz. Bu doğru mu?

Yeah. I mean, in that sense, it's more about, sort of, a lack of access,

Evet. Demek istediğim, bu anlamda, daha çok erişim eksikliği ile ilgili

or again it's that idea of communication — being able to contact somebody —

veya yine bu iletişim fikri - biriyle iletişim kurabilmek -

but a village, in that sense, 'cut off' by the snow

ama bu anlamda bir köy, karla "kesilmiş" demektir.

means that there is no way to get to the village or for people to leave.

köye gitmenin veya insanların gitmesinin bir yolu yok. Dış dünyadan

It's 'cut off', isolated, from the outside world.

'kesilmiş', izole edilmiştir .

Now, there is also a very...

Şimdi, 'cut off'u kullanmanın çok...

another interesting way to use 'cut off'.

başka bir ilginç yolu daha var .

It's when somebody is speaking

Birisi konuşurken

and they're trying to say something like, for example, tell a story

ve örneğin bir hikaye anlatmak gibi bir şey söylemeye çalıştığında

and the other person stops them from speaking —

ve diğer kişi onun konuşmasını durdurduğunda -

Oh yeah! Can I just 'cut you off' there please, Roy?

Oh evet! Seni orada "kesebilir miyim" lütfen, Roy?

Well, you did, didn't you?

Eh, yaptın, değil mi? Hikayelerinden

I don't want to hear one of your stories again, OK?

birini tekrar duymak istemiyorum , tamam mı?

But it's about my dog!

Ama konu köpeğim!

I'm going to 'cut you off' there.

Seni orada 'keseceğim'.

Great example! So, you stopped me from speaking.

Harika örnek! Demek konuşmamı engelledin.

You ended my communication again, if you like.

Dilerseniz iletişimimi yine bitirdiniz.

Yeah, I'm going to 'cut you off' again

Evet, yine 'seni keseceğim'

and let's have a summary of that expression:

ve o ifadeyi bir özetleyelim:

Very good.

Çok güzel.

We've talked quite a bit about coronavirus here on News Review.

Burada News Review'da koronavirüs hakkında epeyce konuştuk.

Now, one of the strains that developed last year

Şimdi, geçen yıl gelişen türlerden biri, Birleşik

meant that the UK was 'cut off' —

Krallık'ın 'kesilmesi' anlamına geliyordu - yine

there's that expression again: 'cut off' —

o ifade var : 'kesilmesi' -

because we weren't allowed to travel.

çünkü seyahat etmemize izin verilmedi.

So, how can we watch that video again please, Roy?

O videoyu tekrar nasıl izleriz lütfen Roy? Tek

All you need to do is click the link in the description below.

yapmanız gereken aşağıdaki açıklamadaki linke tıklamak. Hemen

Just down below. Thank you.

aşağıda. Teşekkür ederim.

Right, it's time now to look at our next news headline please.

Pekala, şimdi bir sonraki haber başlığımıza bakmanın zamanı geldi lütfen.

OK. So, the next news headline comes from the Taiwan News and it reads:

TAMAM. Bir sonraki haber başlığı Taiwan News'den geliyor ve şöyle yazıyor:

So, that's 'step up' — increase intensity of something.

Yani, bu 'hızlandırmak' — bir şeyin yoğunluğunu artırmak.

OK. So, it's another phrasal verb: 'step up'.

TAMAM. Yani, başka bir deyimsel fiil: 'adımlamak'.

First word: 'step' — S-T-E-P. Second word: 'up'.

İlk kelime: 'adım' - S-T-E-P. İkinci kelime: 'yukarı'.

And it means to increase the intensity of something:

Ve bir şeyin yoğunluğunu artırmak anlamına gelir:

for example, 'step up' efforts.

örneğin, çabaları 'hızlandırın'.

Quite commonly we say: 'Step up my effort.'

Oldukça sık olarak şöyle deriz: 'Çabamı artırın.'

Or: 'Step up our efforts.'

Veya: "Çabalarımızı artırın."

OK. And also another example, I guess,

TAMAM. Ve ayrıca başka bir örnek, sanırım

  when a situation becomes dangerous,

bir durum tehlikeli hale geldiğinde,

we might 'step up' the security.

güvenliği 'artırabiliriz'.

Yeah, that's correct.

Evet, bu doğru.

So, for example, maybe there's a bomb threat

Örneğin, belki bir bomba tehdidi var

and people are worried,

ve insanlar endişeleniyor,

so they decide to increase the number of security guards:

bu yüzden güvenlik görevlilerinin sayısını artırmaya karar veriyorlar:

they 'step up' security.

güvenliği 'artırıyorlar'.

OK. Now, my boss said the other day that I should 'step up' and take control.

TAMAM. Şimdi, geçen gün patronum 'adım atmam' ve kontrolü ele almam gerektiğini söyledi. Demek

I mean, what does he mean by that?

istediğim, bununla ne demek istiyor?

Well, this is another meaning of the word 'step up'

Pekala, bu 'adım atmak' kelimesinin başka bir anlamıdır

and it basically means to assume responsibility or to...

ve temel olarak sorumluluk üstlenmek veya

to take responsibility.

sorumluluk almak anlamına gelir.

So, for example, he was telling you to take responsibility for the situation.

Yani örneğin, sana durumun sorumluluğunu almanı söylüyordu.

OK. Message understood.

TAMAM. Mesaj anlaşıldı.

And finally, you can have 'a step-up' or 'a big step-up' in your career as well.

Ve son olarak, kariyerinizde de 'bir adım atabilirsiniz' veya 'büyük bir adım atabilirsiniz'.

Yeah, great example.

Evet, harika bir örnek.

So, for example, maybe you're a worker —

Yani, örneğin, belki bir işçisiniz -

just a, sort of, middle, mid-level worker,

sadece, bir çeşit, orta, orta düzey çalışan,

middle management — I don't know.

orta yönetim - bilmiyorum.

And suddenly you get promoted several levels

Ve aniden

to become the CEO of the company.

şirketin CEO'su olmak için birkaç kademe terfi ettiriliyorsunuz.

It's 'a big step-up' in your career.

Kariyerinizde 'büyük bir adım'.

The step up in that sense is hyphenated and it's a noun,

Bu anlamda adım yukarı tirelenir ve bu bir isimdir,

so the hyphen comes: 'step-up'.

bu nedenle kısa çizgi gelir: 'adım yukarı'.

Great. Thanks for that explanation of 'step up'.

Harika. Bu 'adım adım' açıklaması için teşekkürler.

Let's have a summary:

Bir özet geçelim:

We've made a programme about the active and passive voice.

Aktif ve pasif ses ile ilgili bir program yaptık.

So, Roy, tell us how we can watch it.

Roy, nasıl izleyebileceğimizi söyle bize.

Well, all you need to do is click the link in the description below.

Pekala, tek yapmanız gereken aşağıdaki açıklamadaki bağlantıya tıklamak. Hemen

Just down below. Great.

aşağıda. Harika.

Let's have a look now at your next news headline please.

Şimdi bir sonraki haber başlığınıza bir göz atalım lütfen.

Yes. OK. So, our next headline comes from 9News Australia and it reads:

Evet. TAMAM. Bir sonraki başlığımız 9News Australia'dan geliyor ve şöyle diyor: Bu

That's 'go dark' — stop communications, especially for a long period of time.

'karanlık' - özellikle uzun bir süre için iletişimi durdurun.

Yes. So, this is a two-word expression.

Evet. Yani, bu iki kelimelik bir ifadedir.

First word: 'go' — G-O. Second word: 'dark' — D-A-R-K.

İlk kelime: 'git' - G-O. İkinci kelime: 'karanlık' - D-A-R-K.

And it means to be out of communications or to stop communication.

Ve iletişimin kesilmesi veya iletişimin kesilmesi anlamına gelir.

OK. And I've heard this expression used quite a bit in spy movies

TAMAM. Ve bu ifadenin casus filmlerinde

when, you know, spies 'go dark'.

, bilirsiniz, casuslar 'kararınca' epeyce kullanıldığını duydum.

Yeah. Great example.

Evet. Harika bir örnek.

So, for example, maybe a spy or a secret agent is on a secret mission

Yani, örneğin, belki bir casus veya gizli ajan gizli bir görevdedir

and we say that they are undercover,

ve biz onların gizli görevde olduklarını, farklı biri gibi davranarak

where they are on this secret mission pretending to be somebody different,

bu gizli görevde olduklarını söyleriz

and then suddenly they are worried

ve sonra

that somebody has discovered that they are a spy,

birdenbire birisinin onları keşfettiğinden endişelenirler. casus oldukları

so they decide to 'go dark',

için 'kararmaya' karar verirler,

which means they stop communications.

bu da iletişimi durdurdukları anlamına gelir.

Effectively they... they disappear.

Etkili bir şekilde onlar... ortadan kayboluyorlar.

Yeah, just to clarify, they're not 'going dark' by turning the lights off.

Evet, açıklığa kavuşturmak için söylüyorum, ışıkları kapatarak "karanlığa gitmiyorlar".

No, no. An interesting expression there

Hayır hayır. İlginç bir tabir var ki,

is when we talk about their secret identity being discovered,

gizli kimliklerinin ortaya çıkmasından bahsederken,

we say they have a cover identity and then we say:

gizli kimlikleri var diyoruz ve sonra

'Their cover has been blown.'

'Gizli kimlikleri açığa çıktı' diyoruz.

To blow somebody's cover, which means to reveal them,

Birinin kimliğini açığa çıkarmak, yani onu ifşa etmek demektir

and that is the reason that they disappear.

ve bu yüzden ortadan kaybolurlar.

They stop communicating.

İletişimi kesiyorlar.

They 'go dark'.

Onlar "karanlığa" giderler.

But we're not talking about spies here, are we?

Ama burada casuslardan bahsetmiyoruz, değil mi?

We're getting back to this news story here.

Burada bu habere geri dönüyoruz.

No, we're not. So, for example,

Hayır, değiliz. Yani, örneğin,

in the case of the headline when we're talking about Tonga 'going dark',

Tonga'nın 'karanlaşması' hakkında konuştuğumuz manşet durumunda, bu

it basically means, because of this situation,

temelde , bu durum nedeniyle

their communications have gone down.

iletişimlerinin kesildiği anlamına gelir.

It means that they're no longer able to communicate.

Bu, artık iletişim kuramadıkları anlamına gelir .

Now, another way that we maybe use 'go dark' is,

Şimdi, 'karanlığa git'i kullanmamızın başka bir yolu da,

for example, a celebrity on social media.

örneğin, sosyal medyadaki bir ünlü. Bir

If they stop using social media for a while,

süreliğine sosyal medyayı kullanmayı bıraksalar

we could say that the celebrity has 'gone dark'.

ünlünün 'karanlığa düştüğünü' söyleyebiliriz.

Or in terms of a company, if they cease or stop activities,

Veya bir şirket açısından, faaliyetleri

or again communication,

veya iletişimi durdurur veya durdururlarsa,

we may say that that company has 'gone dark',

o şirket 'karanlığa gitti' diyebiliriz,

but it's... it's more commonly used to talk about general communication.

ancak bu daha çok genel iletişimden bahsetmek için kullanılır.

Great. Yeah, and of course, at the end the day,

Harika. Evet, ve tabii ki, günün sonunda,

when the sun sets, it 'goes dark', doesn't it?

güneş battığında hava "kararıyor", değil mi?

It does. No more daylight — the end of the day.

öyle Artık gün ışığı yok - günün sonu.

Suddenly the world 'goes dark'.

Aniden dünya 'karanlığa' döner.

OK. Let's have a summary of that expression:

TAMAM. O ifadenin bir özetini yapalım :

It's time now to have a recap of the expressions we've talked about today.

Şimdi bugün bahsettiğimiz ifadeleri özetlemenin zamanı geldi.

Could you tell us what they are please, Roy?

Bize bunların ne olduğunu söyler misin lütfen, Roy?

Yes. We had 'cut off' — isolated; unable to be contacted.

Evet. 'Kesilmiş' - izole edilmiştik; iletişime geçilemiyor.

We had 'step up' — increase intensity of something.

"Adım attık" - bir şeyin yoğunluğunu artırdık.

And we had 'go dark' — stop communications,

Ve "karanlığa" gittik -

especially for a long time.

özellikle uzun bir süre için iletişimi durdurduk.

And don't forget — you can test yourself on this vocabulary

Ve unutmayın — bir sınavın olduğu web sitemize giderek bu kelime dağarcığı konusunda kendinizi test edebilirsiniz

by going to our website, where there's a quiz,

and of course our website is the place to go to

ve elbette web sitemiz

for lots of Learning English resources.

birçok İngilizce Öğrenme kaynağı için gidilecek yerdir.

The address is: bbclearningenglish.com.

Adres: bbclearningenglish.com.

And don't forget — you can check us out on social media as well.

Ve unutmayın — bizi sosyal medyada da kontrol edebilirsiniz.

Well, that's all for today's News Review.

Bugünkü News Review için hepsi bu kadar.

Thank you for watching and see you next time.

İzlediğiniz için teşekkürler ve bir dahaki sefere görüşmek üzere.

Bye bye.

Güle güle.

Bye!

Hoşçakal!