Record oil profits: BBC News Review

Oil companies make record profit - while prices for customers rise.

Petrol şirketleri rekor kar elde ederken, müşteriler için fiyatlar artıyor.

This is News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir .

I'm Neil. And I'm Beth.

Ben Neil. Ben de Beth'im.

Stick with us to the end of the video and you'll learn vocabulary

Videonun sonuna kadar bizimle kalın ve

about making money. Yes, you will.

para kazanmayla ilgili kelimeleri öğreneceksiniz. Evet yapacaksın.

And don't forget - subscribe to our channel, like this video,

Ve unutmayın - kanalımıza abone olun , bu videoyu beğenin

and try the quiz on our website.

ve web sitemizdeki testi deneyin.

Now, today's story.

Şimdi, bugünün hikayesi. Üç ayda

Almost 60 billion dollars in three months.

neredeyse 60 milyar dolar .

That's how much profit

the world's five biggest oil companies made in the last quarter.

Dünyanın en büyük beş petrol şirketinin son çeyrekte yaptığı kar işte bu kadar.

It comes as energy bills for consumers continue to rise to record levels.

Tüketiciler için enerji faturaları rekor seviyelere yükselmeye devam ederken geliyor. Uzmanlar,

The high profits are caused by increasing prices for oil and gas

yüksek karların Ukrayna'daki savaş nedeniyle artan petrol ve gaz fiyatlarından kaynaklandığını

because of the war in Ukraine, experts say.

söylüyor.

You've been looking at the headlines,

Manşetlere bakıyorsun,

Beth. What's the vocabulary?

Beth. Kelime dağarcığı nedir?

We have 'profiteering', 'laughing all the way to the bank' and 'shatter'.

'Vurgunculuk', ' bankaya kadar gülme' ve 'paramparça olma' var.

This is News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir . İlk başlığımıza

Let's have a look at our first headline.

bir göz atalım .

This one comes from The Guardian:

Bu, The Guardian'dan geliyor:

Now, the word

Şimdi,

we are looking at is 'profiteering',

baktığımız kelime 'vurgunculuk'

and there's a big clue

ve

in the first half of that word.

bu kelimenin ilk yarısında büyük bir ipucu var.

Yep. So, the first half of that word is 'profit'.

Evet. Yani, bu kelimenin ilk yarısı 'kâr'.

That's the money that you make when you sell something.

Bir şey sattığınızda kazandığınız para budur.

Yeah. And the word 'profit' itself is fairly neutral.

Evet. Ve 'kâr' kelimesinin kendisi oldukça tarafsızdır. 'Kâr' kelimesinin

There's nothing negative or positive about the word 'profit'.

olumlu ya da olumsuz hiçbir yanı yoktur .

Yeah. That's right.

Evet. Bu doğru.

But 'profiteering' is different.

Ama "vurgu" farklıdır.

So, the activity of 'profiteering'

Dolayısıyla, 'vurgunculuk' faaliyeti

is about unfairly making money,

haksız yere para kazanmakla ilgilidir

and this is often because the people buying have no choice.

ve bunun nedeni genellikle satın alan insanların başka seçeneği olmamasıdır.

Yes. So, people who are critical of the oil companies say that consumers,

Evet. Yani, petrol şirketlerini eleştiren insanlar, tüketicilere,

that's people like me and you, are being treated unfairly.

yani benim ve sizin gibi insanlara haksızlık edildiğini söylüyor.

They don't understand

why these big profits from the oil companies are not passed to consumers

Petrol şirketlerinin bu büyük kârlarının neden tüketicilere yansımadığını

and why the prices keep going up. And in this headline,

ve fiyatların neden sürekli yükseldiğini anlamıyorlar. Bu manşette de

it says the profiteering is 'unfettered'. Now,

vurgunculuğun 'serbest' olduğu yazıyor. Şimdi,

that means 'without limits'.

bu 'sınırsız' anlamına geliyor.

So, the writer thinks there's no control over this profit making.

Yani yazar, bu kar elde etme üzerinde herhangi bir kontrol olmadığını düşünüyor.

Have you got any other examples of 'profiteering'?

Başka 'vurgunculuk' örnekleri var mı?

Yep. So, sometimes lenders are accused of profiteering.

Evet. Bu nedenle, bazen borç verenler vurgunculuk yapmakla suçlanır. Bu

So, people with very little money might be desperate for a loan.

nedenle, çok az parası olan insanlar bir kredi için çaresiz kalabilirler.

But if these people are only offered very high interest rates,

Ancak bu kişilere sadece çok yüksek faiz oranları teklif edilirse,

we might say that the lenders are profiteering.

borç verenlerin vurgunculuk yaptığını söyleyebiliriz.

Let's take a look at that one more time.

Buna bir kez daha bakalım. Bir

Let's have our next headline.

sonraki başlığımız olsun.

This one comes from The Independent:

Bu, The Independent'tan geliyor:

  So 'bumper profits' first.

Yani önce "karları tamponlayın".

'Bumper profits' just means 'really huge profits'.

'Tampon kar' sadece 'gerçekten büyük kar' anlamına gelir.

But we're looking at the expression 'laughing all the way to the bank'.

Ama 'bankaya kadar gülmek' ifadesine bakıyoruz.

It's a set expression, and

Bu bir set ifadesi ve

it's very descriptive.

çok açıklayıcı.

Yeah, I mean, clearly, if you're laughing,

Evet, demek istediğim , eğer gülüyorsan,

you're happy, right? Yes, you think so.

mutlusun, değil mi? Evet, öyle düşünüyorsun.

And if you have just made a lot of money,

Ve az önce çok para kazandıysanız

and also you need to take it somewhere safe to store it -

ve ayrıca onu saklamak için güvenli bir yere götürmeniz gerekiyorsa -

probably a bank.

muhtemelen bir banka.

Yep. And nowadays,

Evet. Ve bugünlerde,

you probably wouldn't literally take a huge pile of money

muhtemelen bankaya gülerken büyük bir para yığını almazsınız

while laughing down to the bank.

.

But it's a nice image, isn't it?

Ama güzel bir görüntü değil mi? Bu

It is. But it's not just about making money, is it?

. Ama mesele sadece para kazanmak değil, değil mi?

No, it's not. There's also a sense with this expression that

Hayır değil. Bu ifadede ayrıca

it was very easy to make the money, and because it was so easy -

para kazanmanın çok kolay olduğu ve çok kolay olduğu için -

then perhaps it wasn't fair. As an example, if I sold my car

o zaman belki de adil olmadığı duygusu var. Örnek olarak, arabamı

for much more than it was worth, and the person who bought it

değerinden çok daha fazlasına sattıysam ve onu satın alan kişi bana

didn't ask any questions - didn't ask me for a discount.

herhangi bir soru sormadı - indirim istemedi.

Yep. Then you'd be laughing all the way to the bank.

Evet. O zaman bankaya kadar tüm yol boyunca gülüyor olurdun.

Yep. And I was laughing all the way to the bank.

Evet. Ve bankaya kadar tüm yol boyunca gülüyordum.

Yep. But that didn't happen, right?

Evet. Ama bu olmadı, değil mi?

No. I would never do such a thing.

Hayır. Asla böyle bir şey yapmam.

Let's take another look at that.

Buna bir kez daha göz atalım. Bir

Let's have a look at our next headline, please.

sonraki başlığımıza bir göz atalım lütfen.

This one comes from the Financial Times:

Bu, Financial Times'tan geliyor:

We are looking at 'shatter'.

'Paramparça'ya bakıyoruz.

I know what 'shatter' means, Beth.

Paramparça'nın ne anlama geldiğini biliyorum, Beth.

If you drop a glass on the floor,

Yere bir bardak düşürürseniz

it shatters. If you throw a brick through a window, the

kırılır. Pencereden bir tuğla atarsanız ,

glass shatters. You're right.

cam kırılır. Haklısın.

And when the glass breaks, it shatters into lots of tiny little pieces.

Ve cam kırıldığında, birçok küçük parçaya ayrılır.

So, it's quite dramatic and possibly spectacular.

Yani, oldukça dramatik ve muhtemelen muhteşem.

And that's the sense here.

Ve buradaki anlam bu.

If you break a record in a big way, we can say you shattered the record.

Büyük bir rekor kırarsanız rekoru alt üst ettiniz diyebiliriz.

But it's not just records that you can shatter.

Ama paramparça edebileceğiniz sadece plaklar değil .

No, you can also have your dreams shattered.

Hayır, hayallerini de paramparça edebilirsin.

Now, Neil. Have you ever had your dreams shattered?

Şimdi, Neil. Hiç hayallerin yıkıldı mı?

Well, when I was growing up,

Ben büyürken

I always wanted to play football and cricket for England,

hep İngiltere için futbol ve kriket oynamak istemişimdir

And were your dreams shattered because of injury?

ve senin hayallerin sakatlık yüzünden mi paramparça oldu ?

No. I just realised I wasn't good enough.

Hayýr. Yeterince iyi olmadýđýmý fark ettim .

Oh dear. Well, don't give up.

Ah hayatım. Pes etme.

Let's look at that again.

Buna tekrar bakalım.

We've had 'profiteering' - making a lot of money unfairly.

"Vurgunculuk" yaşadık - haksız yere çok para kazandık.

'Laughing all the way to the bank' - again,

"Bankaya kadar tüm yol boyunca gülmek " - yine,

making a lot of money, but easily.

çok ama kolayca para kazanmak.

Possibly also unfairly

Muhtemelen haksız yere

And 'shatter' - break something dramatically.

Ve 'paramparça' - bir şeyi dramatik bir şekilde kırın. www.bbclearningenglish.com web sitemizdeki

Don't forget to try the quiz on our website

sınavı denemeyi unutmayın

www.bbclearningenglish.com Thank you for joining us,

Bize katıldığınız için teşekkür ederiz

and goodbye. Bye.

ve hoşçakalın. Hoşçakal.