Ukraine: A turning point?: BBC News Review

Ukraine retakes 6,000 square kilometers

Devlet Başkanı Zelensky, Ukrayna'nın Rus güçlerinden 6 bin kilometrekarelik

of land from Russian forces, says President Zelensky.

araziyi geri aldığını söyledi.

This is News Review, from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten News Review.

I'm Neil. And I'm Sian.

Ben Neil. Ben de Sian'ım.

Make sure you watch to the end to learn vocabulary about today's story.

Bugünün hikayesiyle ilgili kelimeleri öğrenmek için sonuna kadar izlediğinizden emin olun.

And don't forget to subscribe to our channel, like this video

Ve kanalımıza abone olmayı , bu videoyu beğenmeyi

and try the quiz on our website.

ve web sitemizdeki testi denemeyi unutmayın.

Now, the story.

Şimdi, hikaye.

6,000 square kilometres. That's how much land

6.000 kilometrekare.

the Ukrainian president says his soldiers have retaken

Ukrayna cumhurbaşkanı, askerlerinin

from Russian forces.

Rus kuvvetlerinden geri aldığını söylediği bu kadar toprak.

Volodymyr Zelensky's figures can't be confirmed,

Volodymyr Zelensky'nin rakamları doğrulanamıyor,

but Russia has admitted to losing key cities

ancak Rusya ülkenin kuzeydoğu bölgesindeki önemli şehirleri kaybettiğini kabul etti

in the north-eastern region of the country.

.

Russia invaded Ukraine in February

Rusya bu yılın Şubat ayında Ukrayna'yı işgal etti

this year and still holds about a fifth of the country.

ve hala ülkenin yaklaşık beşte birini elinde tutuyor.

You've been looking at the headlines, Sian.

Manşetlere bakıyorsun, Sian.

What's the vocabulary?

Kelime dağarcığı nedir?

OK, we have a 'turning point', 'on the back foot' and 'cement'.

Tamam, bir 'dönüm noktamız', 'arka ayak üzerinde' ve 'beton' var.

This is News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir .

Let's have a look at our first headline. OK. This one is from The Financial Times.

İlk başlığımıza bir göz atalım. TAMAM. Bu The Financial Times'tan.

According to The Financial Times,

The Financial Times'a göre

the war in Ukraine has reached a 'turning point'.

Ukrayna'daki savaş bir 'dönüm noktasına' ulaştı.

And that's the expression we are going to look at - 'turning point'.

Ve bakacağımız ifade bu - 'dönüm noktası'.

Now, the word 'turning' is connected to changes in direction.

Şimdi, 'dönme' kelimesi yön değişikliği ile bağlantılıdır.

Is that sense the same here?

Bu his burada da aynı mı?

It is, so, as is often the case in this programme,

Yani, bu programda sıklıkla olduğu gibi ,

we're talking about metaphorical language.

mecazi dilden bahsediyoruz.

So, literally a turning point is the point in a road where you can stop

Yani kelimenin tam anlamıyla bir dönüm noktası, bir yolda durup

and go in a different direction.

farklı bir yöne gidebileceğiniz noktadır.

So, in this headline, and in common use,

Dolayısıyla, bu başlıkta ve yaygın kullanımda, kelimenin tam anlamıyla

we use it non-literally to talk about situations that are starting to change.

değişmeye başlayan durumlardan bahsetmek için kullanıyoruz.

And the situation that has started to change,

Ve

according to this headline writer,

bu manşet yazarına göre değişmeye başlayan durum,

is that Ukrainian forces are taking land from Russian forces.

Ukrayna kuvvetlerinin Rus kuvvetlerinden toprak almasıdır.

And that's land that Russian forces took when they invaded

Ve bu, Rus kuvvetlerinin

Ukraine earlier in the year.

yılın başlarında Ukrayna'yı işgal ettiklerinde aldıkları topraklar.

But this expression has a wider use.

Ancak bu ifadenin daha geniş bir kullanımı vardır.

It's not only about war, is it? That's right.

Konu sadece savaş değil, değil mi? Bu doğru.

So, we use it to talk about moments in our life when things start to change

Bu yüzden, hayatımızda her şeyin

in a really important way. We often use it with the verb 'reach'.

gerçekten önemli bir şekilde değişmeye başladığı anlardan bahsetmek için kullanırız. Sıklıkla 'ulaşmak' fiiliyle kullanırız.

So, you 'reach a turning point'.

Yani 'bir dönüm noktasına ulaşırsınız'.

So, Neil. For example.

Yani, Neil. Örneğin.

You have children, right?

Çocuklarınız var, değil mi?

I do. And that was a major turning point in my life.

Evet. Ve bu hayatımda önemli bir dönüm noktasıydı.

Everything changed. The direction of my life changed when I had kids.

Her şey değişti. Çocuklarım olunca hayatımın yönü değişti.

And Neil used 'major' here, which is a common use.

Ve Neil burada yaygın bir kullanım olan 'majör' kelimesini kullandı.

We often use 'major' with 'turning point'.

Sıklıkla 'dönüm noktası' ile 'majör' kullanırız.

OK. Let's have a look at that again.

TAMAM. Buna tekrar bir göz atalım. Bir

Let's have a look at our next headline, please.

sonraki başlığımıza bir göz atalım lütfen.

This one is from Sky News.

Bu Sky News'ten.

The headline is saying that Russia is 'on the back foot',

Manşet, Rusya'nın 'geri adım attığını' söylüyor

and that's an expression that means 'at a disadvantage'

ve bu, 'dezavantajlı'

or 'in a defensive position'.

veya 'savunma pozisyonunda' anlamına gelen bir ifade.

And it comes from sport, doesn't it?

Ve spordan geliyor , değil mi?

That's right.

Bu doğru.

So this expression is from sport, probably

Yani bu ifade spordan, muhtemelen

or possibly cricket and if you're on the back foot,

veya muhtemelen kriketten ve eğer arka ayak üzerindeyseniz,

your position is not ready to attack, your balance is ready to defend

konumunuz hücum etmeye hazır değil, dengeniz savunmaya hazır

and that is the same as the meaning here, isn't it?

ve buradaki anlamla aynı değil mi?

Yes. And so, by saying that Russia is 'on the back foot',

Evet. Ve manşet yazarı, Rusya'nın 'geri adım attığını' söyleyerek,

the headline writer thinks that they are less stable than before.

eskisinden daha az istikrarlı olduklarını düşünüyor.

Now, another version of that expression is 'caught on the back foot'.

Şimdi, bu ifadenin başka bir versiyonu 'arka ayağa yakalandı'.

That's right. And that means someone is not prepared for something.

Bu doğru. Ve bu, birisinin bir şeye hazırlıklı olmadığı anlamına gelir.

Yeah, and there are some other related expressions

Evet, ve

with the word 'balance' this time.

bu sefer 'denge' kelimesiyle ilgili başka ifadeler de var.

So, you can be 'caught off balance' or 'knocked off balance' and again

Yani, 'dengesiz kalabilir' veya 'dengesiz kalabilirsiniz' ve

it's connected to being prepared.

bu yine hazırlıklı olmakla bağlantılıdır. Bu ifadelerin

Have you got some examples of these expressions?

bazı örnekleri var mı ?

Yes, I do, actually.

Evet, aslında istiyorum.

So, when I was younger and not as reliable as I am now,

Yani gençken ve şimdiki kadar güvenilir değilken

I had a job interview and there was lots of traffic.

bir iş görüşmem vardı ve çok fazla trafik vardı.

So, I turned up late for the interview.

Bu yüzden mülakata geç kaldım .

So, the interview started and I was already 'on the back foot'.

Böylece görüşme başladı ve ben çoktan 'geri adım atmıştım'.

Sounds like you were 'caught off balance'.

Sanki 'dengesiz kalmışsın'.

I was and I didn't get the job.

Öyleydim ve işi alamadım.

Oh, dear. Let's have a look at that again.

Ah hayatım. Buna tekrar bir göz atalım . Bir

Let's have our next headline, please.

sonraki başlığımız olsun lütfen.

OK. This is from Radio Free Europe / Radio Liberty.

TAMAM. Bu Radio Free Europe / Radio Liberty'den.

And so this headline means that President Zelensky is asking

Ve bu başlık, Başkan Zelensky'nin

for more sanctions, that's measures to hurt the Russian economy. Also arms,

daha fazla yaptırım istediği anlamına geliyor, bu önlemler Rus ekonomisine zarar verecek. Ayrıca silahlar,

that's weapons, to 'cement' the military gains that Ukraine has made recently.

yani silahlar, Ukrayna'nın son zamanlarda elde ettiği askeri kazanımları 'pekiştirmek' için.

We're looking at 'cement'.

'Çimento'ya bakıyoruz.

Now, 'cement', I know what that is.

Şimdi, 'çimento', bunun ne olduğunu biliyorum.

Yeah, it's building material.

Evet, inşaat malzemesi.

So, it's the grey stuff that you use to stick bricks together

Yani,

if you build a house.

bir ev inşa ettiğinizde tuğlaları birbirine yapıştırmak için kullandığınız gri malzeme.

So, it's quite strong stuff.

Yani, oldukça güçlü bir şey.

Yeah. As you said, it's stuff.

Evet. Dediğin gibi, bu bir malzeme.

But here, in this headline,

Ama burada, bu başlıkta,

it's a verb - 'to cement'.

bu bir fiil - 'çimentolamak'.

But it carries the same meaning - to make something stronger.

Ama aynı anlamı taşır - bir şeyi daha güçlü hale getirmek.

What kind of things can we 'cement'?

Ne tür şeyleri 'çimentolayabiliriz'?

OK. So, we talk about 'cementing' an agreement,

TAMAM. Yani, bir anlaşmayı 'sağlamlaştırmak'tan bahsediyoruz

or you can 'cement' a relationship or a friendship,

ya da bir ilişkiyi veya arkadaşlığı 'sağlamlaştırabilirsiniz' ,

but it does sound quite formal.

ama kulağa oldukça resmi geliyor.

So, you can say the president's visit 'cemented' relations

Yani, örneğin cumhurbaşkanının ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkileri 'pekiştirdiğini' söyleyebilirsiniz

between the two countries, for example.

.

Yeah, but I probably wouldn't say "I went for a coffee with Rob and

Evet, ama muhtemelen "Rob'la kahve içmeye gittim ve

it 'cemented' our friendship."

bu, arkadaşlığımızı 'pekiştirdi'' demezdim.

No. No, that doesn't sound right.

Hayýr. Hayýr, bu dođru gelmiyor.

That's too formal here.

Bu çok resmi oldu.

You could just say "we got on well".

"İyi anlaştık" diyebilirsin.

A quick note on pronunciation.

Telaffuz üzerine kısa bir not.

So, with the word 'cement', the verb and the noun, we stress the second syllable.

Yani, 'çimento' kelimesi, fiil ve isim ile ikinci heceyi vurgularız.

So, it's 'cement'.

Yani, 'çimento'.

OK. Let's have a look at that one more time,

TAMAM. Buna bir kez daha bakalım,

so you can 'cement' your knowledge of that word.

böylece o kelime hakkındaki bilginizi 'pekiştirebilirsiniz' . Bir

We've had 'turning point' -

'dönüm noktası' yaşadık -

things start changing from here. 'On the back foot' -

işler buradan itibaren değişmeye başlıyor. "Arka ayak üzerinde" -

at a disadvantage. And 'cement' - make stronger.

dezavantajlı. Ve 'çimento' - daha güçlü hale getirin. Web

Don't forget there's a quiz on our website at bbclearningenglish.com.

sitemizde bbclearningenglish.com adresinde bir sınav olduğunu unutmayın .

Thank you for joining us, and goodbye. Goodbye.

Bize katıldığınız için teşekkür ederiz ve hoşçakalın. Güle güle.