United against food waste - 6 Minute English

Hello. This is 6 Minute

Merhaba. Bu,

English from BBC Learning

BBC Learning English'ten 6 Dakikalık İngilizce

English. I'm Neil.

. Ben Neil.

And I'm Sam.

Ve ben Sam'im.

Does this situation

Bu durum

sound familiar to you,

sana tanıdık geliyor mu

Sam? You reach into the

Sam?

kitchen refrigerator looking

for something to eat, only

Yiyecek bir şeyler aramak için mutfağa uzanırsınız, yalnızca

to find a brown lettuce,

kahverengi bir marul,

a sad-looking cucumber,

hüzünlü görünen bir salatalık

and some two-week old fish,

ve son

all past its use-by date –

kullanma tarihi geçmiş iki haftalık balık bulursunuz - yemek kaplarının

the date printed on the

üzerine basılmış tarih

food containers showing

how long it is safe to eat.

nasıl olduğunu gösterir. uzun süre yemek güvenlidir.

Oh, I'm guilty of wasting food,

Oh, yemeği israf etmekten suçluyum,

Neil – me and many others.

Neil – ben ve diğerleri.

According to the UN,

BM'ye göre

one third of the food we

yetiştirdiğimiz gıdanın üçte biri

grow ends up in the rubbish bin.

çöp kutusuna gidiyor.

And it's not just food

Ve israf edilen sadece gıda değil,

that’s wasted – it's also

aynı zamanda o gıdayı üretmek

the resources used to

için kullanılan kaynaklar,

produce that food, things like

water, land and transport.

su, toprak ve ulaşım gibi şeylerdir.

In this programme, we'll be

Bu programda

talking about food waste.

yemek israfından bahsedeceğiz.

We'll meet the people

trying to stop us from throwing

good food away, and, as usual,

İyi yiyecekleri çöpe atmamızı engellemeye çalışan insanlarla tanışacağız ve her zamanki gibi

we'll be learning some

new vocabulary as well.

yeni kelimeler de öğreneceğiz.

Here in the UK, big supermarkets

Burada Birleşik Krallık'ta büyük süpermarketler,

import food from abroad

for customers to enjoy

müşterilerin

all year round.

tüm yıl boyunca tadını çıkarması için yurtdışından yiyecek ithal ediyor.

Summer fruit like strawberries

Çilek ve mango gibi yaz meyveleri

and mangos are flown

in from tropical countries

tropik ülkelerden getiriliyor

and sold in winter,

ve kışın satılıyor, bu da

increasing carbon emissions

as well as waste.

atığın yanı sıra karbon emisyonunu da artırıyor.

Yes, that's why you hear

Evet, bu nedenle insanları yılın o zamanında kendi bölgelerinde yetişen yiyecekleri almaya ve yemeye teşvik etmek için

the phrase, 'eat local, eat seasonal'

'yerel yiyin, mevsiminde yiyin' ifadesini duyuyorsunuz

to encourage people to

buy and eat food which

has been grown in

their local area,

at that time of year.

.

So, Sam, my question is –

Sam, benim sorum şu:

which of the following foods

Aşağıdaki yiyeceklerden hangisi

can be grown in Britain

Britanya'da

throughout the year? Is it:

yıl boyunca yetiştirilebilir? Bu:

a) strawberries? b) kale? or,

a) çilek mi? b) lahana? veya,

c) rhubarb?

c) ravent?

Hmmm, it’s definitely not

Hmmm, kesinlikle

strawberries 'cos they only

çilek değil çünkü sadece

grow in summer, so I'll say b) kale.

yazın yetişiyorlar, bu yüzden b) lahana diyeceğim.

OK, I'll reveal the answer

Tamam, cevabı

later. We've talked about

sonra açıklayacağım.

supermarkets in Britain,

İngiltere'deki süpermarketlerden bahsettik

but food waste is happening all

ama tüm dünyada gıda israfı yaşanıyor

over the world. In Puerto Rico,

. Porto Riko'da

too, most people shop in

da çoğu insan süpermarketlerden alışveriş yapıyor

supermarkets, making it difficult

, bu da

for farmers to choose what

çiftçilerin ne

to sell, and how much to

satacaklarına ve

charge for their fruit

meyve

and vegetables.

ve sebzeleri için ne kadar ücret alacaklarına karar vermelerini zorlaştırıyor.

Josefina Arcay is a farmer

Josefina Arcay,

who wanted to make it

easier for customers to

müşterilerin

buy local food. She started

yerel yiyecekleri satın almasını kolaylaştırmak isteyen bir çiftçi. Alışveriş yapanlarla çiftçiler arasında süpermarketler olmadan doğrudan

an online shop to connect

bağlantı kurmak için bir çevrimiçi mağaza kurdu

shoppers with farmers directly,

without the supermarkets.

.

Here Josefina explains her

Josefina burada projesini People Fixing The World

project to Jo Mathys, reporter

for BBC World Service Programme,

, BBC Dünya Hizmeti Programı muhabiri Jo Mathys'e açıklıyor

People Fixing The World.

.

So Josefina, that's the farmer

Josefina,

who we heard earlier growing

daha önce dev avokadoları yetiştirdiğini duyduğumuz çiftçi,

those giant avocados, she

used to have to sell her

crops to these kind of middlemen.

mahsulünü bu tür aracılara satmak zorundaydı.

We had a lot of... I don’t know how you call carreros...

Bir sürü şeyimiz vardı... Carrero'ya nasıl denir bilmiyorum...

it’s just people that have

Sadece

a big truck and they will

büyük bir kamyonu olan insanlar

just come by, and they will say,

gelirler ve '

'What do you have? Ohhh… that's

Senin neyin var? Ohhh… bu

too expensive! Wooh… very expensive!

çok pahalı! Çok pahalı!

I want it half that price'.

Bu fiyatın yarısını istiyorum'. Bu

So I didn't have any way of

yüzden nasıl satış yapacağımı kontrol etmemin bir yolu yoktu

controlling how I was going

to sell - it just depended

- sadece

on these people coming.

bu insanların gelmesine bağlıydı.

And a lot of these carreros

Ve bu carrero'ların birçoğu bir

are kind of commissioned by

nevi süpermarketler tarafından ısmarlanmıştır

the supermarkets. All this leads

. Bütün bunlar

to food waste because it's really

gıda israfına yol açıyor çünkü

hard for farmers, like Josefina,

Josefina gibi çiftçiler için

to predict which crops

hangi ürünleri

they're going to be able to sell.

satabileceklerini tahmin etmek gerçekten zor.

Josefina used to sell her

Josefina,

food to carreros or middlemen –

yiyeceklerini carrerolara veya aracılara satardı; bunlar,

people who buy food

yiyecekleri

directly from the grower,

doğrudan üreticiden satın alan

and make money by selling

ve bunları müşterilere satarak para kazanan kişilerdi

it on to customers. Josefina

. Josefina'nın

had no control over what to sell,

ne satacağı konusunda hiçbir kontrolü yoktu

and a lot of her food went to waste.

ve yiyeceğinin çoğu ziyan oldu.

Usually middlemen are commissioned –

Genellikle aracılar görevlendirilir -

they received a payment from

the supermarkets directly related

süpermarketlerden doğrudan

to the amount they sell.

sattıkları miktarla ilgili bir ödeme alırlar.

But with Josefina's online shop,

Ancak Josefina'nın çevrimiçi mağazasıyla

farmers get a fair price for their food,

çiftçiler yiyecekleri için adil bir fiyat alıyor,

customers get high-quality,

müşteriler yüksek kaliteli,

fresh vegetables, and less

taze sebzeler alıyor ve daha az

food is wasted.

yiyecek israf ediliyor.

Another problem is that

Diğer bir sorun da,

we throw away food after

yiyecekleri

we've bought it. In fact,

satın aldıktan sonra çöpe atmamızdır. Aslında BM,

the UN estimates that

60 percent of food waste

gıda israfının yüzde 60'ının

happens in this way,

bu şekilde meydana geldiğini tahmin ediyor,

often because it's past

çünkü genellikle son

the use-by date and

kullanma tarihi geçmiş ve

might not be safe to eat.

yenmesi güvenli olmayabilir.

But according to green designer,

Ancak çevre dostu tasarımcı

Solveiga Pakstaite, these

Solveiga Pakstaite'ye göre, bu son

use-by dates aren't always accurate,

kullanma tarihleri ​​her zaman doğru olmuyor, bu

something she discussed with

konuyu

BBC World Service's,

BBC World Service'in

People Fixing The World.

People Fixing The World ile tartıştı.

Well, food makers don't

Gıda üreticileri,

know how people will keep

insanların ürünlerini nasıl saklayacaklarını bilmedikleri

their products, so for instance,

için, örneğin, eve geldiklerinde

they might forget to put

their groceries straight

yiyeceklerini doğrudan

in the fridge when they

buzdolabına koymayı unutabilirler

get home. So what they do

. Yani yaptıkları şey, çok ihtiyatlı

is they calculate the

use-by date using a

bir tahmin kullanarak son kullanma tarihini hesaplamak

very cautious estimate.

.

Food producers and supermarkets...

Gıda üreticileri ve süpermarketler...

they kind of have to calculate

it to the worst-case scenario

bunu en kötü senaryoya göre hesaplamak zorundalar

because they don't know which

çünkü hangi

product is going to get

ürünün

stored at the wrong temperature,

yanlış sıcaklıkta saklanacağını bilmiyorlar,

so they have to blanket apply

bu nedenle

a shorter date to protect consumers.

tüketicileri korumak için daha kısa bir tarih uygulamak zorundalar. .

Supermarkets set cautious use-by dates

Süpermarketler,

for the worst-case scenario –

en kötü durum senaryosu için temkinli son kullanma tarihleri ​​belirler - örneğin bir durumda

the worst case that could possibly

olabilecek en kötü durum

happen in a situation, for example,

, örneğin

someone getting sick and dying

birinin gıda zehirlenmesinden hastalanması ve ölmesi

of food poisoning.

.

In other words,

Başka bir deyişle, son

they blanket apply use-by dates.

kullanım tarihlerini kapsamlı bir şekilde uygularlar.

Here, blanket is an adverb meaning

Burada battaniye, aralarında farklar olsa bile

applied in the same way to everything,

her şeye aynı şekilde uygulanan zarf anlamındadır

even when there are

differences between those things.

.

Doing this protects customers

Bunu yapmak müşterileri

from bad food, but it also

kötü yiyeceklerden korur ama aynı zamanda

means a lot of safe-to-eat food

yemesi güvenli birçok yiyeceğin çöpe atılması anlamına gelir

gets thrown away.

.

Maybe it's best to stick to local,

Belki de yerel, mevsimlik yiyeceklere bağlı kalmak en iyisidir

seasonal food after all.

.

Anyway, Neil, what was the

Neyse, Neil,

answer to your question?

sorunun cevabı neydi?

Right. I asked you which

Sağ. Size

food could be grown in

Britanya'da hangi yiyeceğin

Britain all year round.

tüm yıl boyunca yetiştirilebileceğini sordum.

You said kale, which was...

Lahana dedin ki bu...

the correct answer!

doğru cevaptı!

Unlike strawberries and rhubarb,

Çilek ve raventin aksine

kale grows in all seasons, and

karalahana her mevsim yetişir ve

what's more, it’s good

üstelik size de iyi gelir

for you too! OK, let's

! Tamam, son

recap the vocabulary we've

learned starting with use-by date –

kullanma tarihinden başlayarak öğrendiğimiz kelime dağarcığını özetleyelim -

the date until which

food is safe to eat.

yiyeceğin yenmesi güvenli olduğu tarih.

The slogan eat local,

Yerel yiyin, mevsiminde yiyin sloganı,

eat seasonal encourages

people to buy food which

insanları

has been grown locally

during the current season.

mevcut sezonda yerel olarak yetiştirilen yiyecekleri almaya teşvik eder.

A middleman buys produce

Bir aracı,

directly from the producer,

before selling it on to

customers for a profit.

kar elde etmek için müşterilere satmadan önce ürünü doğrudan üreticiden satın alır.

If he is commissioned,

Görevlendirilirse

he received a payment directly

doğrudan

related to the amount he sells.

sattığı miktarla ilgili bir ödeme aldı. En

The worst-case scenario

kötü durum senaryosu, bir durumda olabilecek

describes the most serious,

en ciddi,

unpleasant thing that

nahoş şeyi tanımlar

could happen in a situation.

.

And finally, the adverb

Ve son olarak zarf

blanket means applied in

zarfı, bu şeyler arasında farklılıklar olsa

the same uniform way to

everything, even when there

bile her şeye aynı şekilde uygulanan anlamına gelir

are differences between

those things. Bye for now!

. Şimdilik hoşça kal!

Bye bye!

Güle güle!