COP26: Fossil fuel industry has largest delegation: BBC News Review

COP26 continues this week.

COP26 bu hafta da devam ediyor.

And analysis shared with the BBC has found there are more representatives

BBC ile paylaşılan analizler,

from the fossil fuel industry than from a single country.

fosil yakıt endüstrisinden tek bir ülkeden daha fazla temsilci olduğunu ortaya çıkardı.

This is BBC News Review.

Burası BBC Haber İncelemesi.

I'm Rob and to talk more about this story and the vocabulary,

Ben Rob ve bu hikaye ve kelime dağarcığı hakkında daha fazla konuşmak için

we have Neil. Hello Neil.

Neil'e sahibiz. Merhaba Neil.

Hi Rob and hello everyone.

Merhaba Rob ve herkese merhaba.

If you want to test yourself on the vocabulary you learn in this programme,

Bu programda öğrendiğiniz kelimeler üzerinde kendinizi test etmek isterseniz, bbclearningenglish.com adresindeki web

there is a quiz on our website at bbclearningenglish.com.

sitemizde bir test bulunmaktadır .

Now, let's find out some more about the story from this BBC news report...

Şimdi, bu BBC haber raporunun hikayesi hakkında biraz daha bilgi edinelim...

So, as you've just heard the COP26

Yani, az önce duymuş olduğunuz gibi, İskoçya'nın

climate summit in Glasgow

Glasgow kentinde düzenlenen COP26 iklim zirvesi

in Scotland, continues. It's in its second week now and the organisation,

devam ediyor. Şimdi ikinci haftasında ve

Global Witness, claims that there are more representatives

Global Witness adlı kuruluş, konferansta

from the fossil fuel industries at the conference

fosil yakıt endüstrilerinden

than from any single country.

herhangi bir ülkeden daha fazla temsilci olduğunu iddia ediyor.

Yeah. And we've got three words and expressions we can learn

Evet. Ve

about to talk about this story,

bu hikaye hakkında konuşmak için öğrenebileceğimiz üç kelimemiz ve ifademiz var,

haven't we?

değil mi?

We have Rob. We have 'delegation', 'fossil' and 'swamp'.

Rob'umuz var. Elimizde 'heyet', 'fosil' ve 'bataklık' var.

So that's 'delegation', 'fossil' and 'swamp'.

Yani 'delegasyon', 'fosil' ve 'bataklık'.

And we're going to find out where these words appear in the news headlines.

Ve bu kelimelerin haber başlıklarında nerede geçtiğini öğreneceğiz.

So, what is your first headline

Peki, ilk manşetin nedir

please, Neil?

lütfen, Neil?

OK, well, my first headline comes from the BBC and it is 'COP26,

Pekala, ilk manşetim BBC'den geliyor ve 'COP26,

fossil fuel industry has largest delegation at climate summit'.

fosil yakıt endüstrisi iklim zirvesinde en büyük delegasyona sahip'.

That's 'delegation' - group of people chosen to represent an organisation.

Bu 'delegasyon' - bir kuruluşu temsil etmek üzere seçilen bir grup insan.

That's right.

Bu doğru.

And it's spelt d-e-l-e-g-a-t-i-o-n

Ve heyet, delegelerden oluşan

And a delegation is a group of delegates, is that right?

bir gruptur , öyle değil mi?

That's right, yes.

Bu doğru, evet.

So a delegation is a group of people.

Yani bir delegasyon bir grup insandır.

A delegation - but it's a group of people made up of delegates.

Bir delegasyon - ama delegelerden oluşan bir grup insan.

And delegates are people who are there to represent the interests

Ve delegeler, bir kuruluşun çıkarlarını temsil etmek için orada bulunan kişilerdir

of an organisation. And that organisation could be a company or a country.

. Ve bu organizasyon bir şirket veya ülke olabilir.

Right. Small and big.

Sağ. Küçük ve büyük.

OK, and we tend to say we 'send a delegation' somewhere,

Tamam, bir yere 'heyet gönderelim' deme eğilimindeyiz,

don't we - to do something?

değil mi - bir şeyler yapmak için?

Yes, you send a delegation somewhere, so that you don't have to send all

Evet, bir yere bir heyet gönderiyorsunuz ki,

of members of the organisation to express their opinion.

teşkilatın tüm üyelerini fikir beyan etmek için göndermek zorunda kalmasın.

It's more efficient to have a small group

of people representing those views and opinions.

Bu görüş ve fikirleri temsil eden küçük bir insan grubuna sahip olmak daha etkilidir.

So those are the delegates and they make up the delegation.

Yani bunlar delegeler ve delegasyonu oluşturuyorlar.

What about the verb form.

Fiil formu ne olacak?

I've heard about 'to delegate' something.

Bir şeyi 'temsil etmek' hakkında bir şey duydum.

That's right, yes, there's a verb 'to delegate', notice the difference

Bu doğru, evet, 'delege etmek' fiili var, telaffuzdaki farka dikkat edin

in pronunciation.

.

It's spelt exactly the same way as delegate - a person - delegate.

Delege - bir kişi - delege ile tamamen aynı şekilde hecelenmiştir.

But the verb is 'to delegate'.

Ancak fiil 'delege etmek'tir.

Delegate. And you delegate work when you give it to somebody else to do on your behalf.

Temsilci. Ve sizin adınıza yapması için bir başkasına verdiğinizde işi delege etmiş olursunuz.

So, for example, this often happens -

Örneğin, bu genellikle olur -

your boss is too busy -

patronunuz çok meşgul -

- says he's too busy or too lazy - and gives you that work to do.

çok meşgul veya çok tembel olduğunu söyler - ve size yapmanız gereken işi verir.

They might say 'I'd like to delegate this work to you'. It means give you

' Bu işi size devretmek istiyorum' diyebilirler.

the responsibility for doing it. And the act of doing that is delegation?  

Bunu yapma sorumluluğunu size vermek demektir. Ve bunu yapma eylemi delegasyon mu?

Yes, so we come back to that word 'delegation' that

Evet, bu yüzden 'delegasyon' kelimesine geri dönüyoruz ki

this is a slightly different meaning. So 'a delegation'

bu biraz farklı bir anlam. Yani başlangıçta duyduğumuz 'delegasyon'

that we heard at the beginning,

,

is that group of people group - group of delegates,

o insan grubu grubudur - delegeler grubudur,

but in this sense that we just talked about

ancak az önce '

from the verb 'to delegate' - that activity is 'delegation'.

delege etmek' fiilinden bahsettiğimiz bu anlamda - bu faaliyet 'delegasyon'dur.

OK, and if my boss was to delegate some work to me

Tamam, eğer patronum bana bazı işleri devredecek olsaydı

and I want some more money for that, would I send a delegation

ve ben bunun için biraz daha para istersem, bunun için

to the boss to demand more money for that?

daha fazla para talep etmesi için patrona bir heyet gönderir miydim ?

No, again that is something that will happen at a higher level.

Hayır, yine, bu daha yüksek bir seviyede olacak bir şeydir.

They would be more organised, more official.

Daha düzenli, daha resmi olacaklardı.

So, if you were really upset about the fact

Bu nedenle, size

you'd been given some extra work to do, you might speak to your trade union,

fazladan bir iş verildiği gerçeği sizi gerçekten üzdüyse , sendikanızla konuşabilirsiniz,

if you were a member of a trade union,

eğer bir sendika üyesiyseniz

and eventually they might organise a delegation,

ve sonunda onlar bir delegasyon düzenleyebilir

or send some delegates to a meeting with your employer.

veya bazılarını gönderebilirler. delegeleri işvereninizle bir toplantıya davet edin.

OK, right, understood!

Tamam, doğru, anlaşıldı!

Thanks for that Neil.

Bunun için teşekkürler Neil.

Let's have a summary of that word.

Bu kelimenin bir özetini yapalım.

If you want to talk more about COP26,

COP26 hakkında daha fazla konuşmak isterseniz,

we have a special one-off video that teaches you some useful vocabulary

size

about the conference and climate change in general.

konferans ve genel olarak iklim değişikliği hakkında bazı faydalı kelimeler öğreten özel bir tek seferlik videomuz var.

Where can people see that video, Neil?

İnsanlar o videoyu nerede görebilir, Neil?

Yep, all they need to do is click on the link below

Evet,

to learn some really crucial expressions such as 'net zero',

'net sıfır'

and 'circular economy'.

ve 'döngüsel ekonomi' gibi çok önemli ifadeleri öğrenmek için aşağıdaki bağlantıya tıklamaları yeterli.

Just click on the link.

Sadece bağlantıya tıklayın.

Down below. Thank you.

Altında. Teşekkür ederim.

OK, what's your next headline please?

Tamam, bir sonraki başlığınız ne lütfen?

The next headline is from the Mail Online and it is 'COP26's

Bir sonraki manşet Mail Online'dan ve 'COP26'nın

largest delegation? The fossil fuel industry!

en büyük delegasyonu mu? Fosil yakıt endüstrisi!

More than five hundred people with links to oil and gas interests

Petrol ve doğal gaz çıkarlarıyla bağlantısı olan beş yüzden fazla kişi

are accredited for summit -

zirve için akredite edildi - Araştırmaya göre

More than from any single country, says study.

herhangi bir ülkeden daha fazla .

That's 'fossil' - made from decayed materials from thousands of years ago.

Bu 'fosil' - binlerce yıl öncesine ait çürümüş malzemelerden yapılmış.

Yeah, that's fossil f-o-s-s-i-l. And we're using this with 'fossil fuels'?

Evet, bu fosil f-o-s-s-i-l. Ve bunu 'fosil yakıtlar' ile mi kullanıyoruz?

That's right. So, in this case

Bu doğru. Yani, bu durumda,

this is actually a fixed expression 'fossil fuel' and the 'fossil' refers

bu aslında sabit bir ifade olan 'fosil yakıt' ve 'fosil',

to the old materials and decaying animals from thousands and thousands

binlerce ve binlerce

of years ago that turn into coal, turn into oil, that we then burn

yıl öncesinden kömüre dönüşen, petrole dönüşen, daha sonra yaktığımız eski malzemeleri ve çürüyen hayvanları ifade eder. sorun olan

and it puts that carbon into the atmosphere which is the problem.

o karbonu atmosfere sokar .

And it relates to a fossil, which is something that I might find

Ve

on a beach for example.

örneğin bir kumsalda bulabileceğim bir şey olan bir fosille ilgili.

It's like, erm, a shape of an old creature in a rock, isn't it?

Kayanın içindeki eski bir yaratığın şekli gibi, değil mi?

That's right.

Bu doğru.

So this word 'fossil' is also often used in a very, sort of, similar,

Yani bu 'fosil' kelimesi de sıklıkla çok, benzer,

similar meaning.

benzer bir anlamda kullanılır.

Those imprints or impressions of animals from thousands and thousands,

Binlerce, binlerce,

millions of years ago, that are inside rocks that have then compressed

milyonlarca yıl öncesine ait,

over many thousands of years.

binlerce yıl boyunca sıkıştırılmış kayaların içindeki hayvanların izleri veya izlenimleri.

That is called 'a fossil'.

Buna "fosil" denir.

Yeah, but the 'fossil' in 'fossil fuels', as I say, are these old creatures

Evet, ama 'fosil yakıtlar'daki 'fosil' dediğim gibi, bu eski canlılar

and plants, but not the actual shape of them, they're the actual decayed thing, aren't they?

ve bitkiler, ama onların gerçek şekli değiller , asıl çürümüşler, değil mi?

That's right. Yeah.

Bu doğru. Evet.

Now, how come

Şimdi, nasıl oldu da

I've heard you being called 'a fossil',

sana "fosil" dendiğini duydum,

because you're not anything to do with the shape of something in a rock, are you?

çünkü sen kayadaki bir şeyin şekliyle hiçbir ilgin yok, değil mi?

And hopefully you can't set fire to me either!

Ve umarım beni de ateşe veremezsin !

Yes,OK, so we're talking about an insult here, Rob.

Evet, tamam, yani burada bir hakaretten bahsediyoruz, Rob.

If you want to say that someone is very old, or has

Birinin çok yaşlı olduğunu veya

very old fashioned ideas about something, you can refer to them as 'a fossil'.

bir şey hakkında çok eski moda fikirleri olduğunu söylemek istiyorsanız, ona 'fosil' diyebilirsiniz.

You could say that person is 'a fossil'...

O kişiye 'fosil' diyebilirsiniz...

And also 'a dinosaur' I suppose - that's something from a long time ago.

Ve ayrıca 'dinozor' da sanırım - bu çok uzun zaman öncesine ait bir şey.

Yes, you can also, with a similar meaning, refer to somebody with

Evet, eski moda görüşlere sahip birine de benzer bir anlamla

old-fashioned views as 'a dinosaur'.

'dinozor' diyebilirsiniz.

Yes, that's right.

Evet bu doğru.

Now, both of these are insults, but like with a lot of insults,

Şimdi, bunların ikisi de hakarettir, ancak birçok hakarette olduğu gibi,

it depends on the context in which you use them -

bu onları hangi bağlamda kullandığınıza bağlıdır - arkadaşlar arasındaysa

it can be amusing and friendly

eğlenceli ve arkadaşça olabilir

if it's amongst friends.

.

Yes, which is what it is when I'm calling you 'a fossil' OK!

Evet, ben size ' fosil' dediğimde olan budur, tamam mı?

When you called me 'a fossil'.

Bana 'fosil' dediğinde.

I've been had been around for a while at BBC Learning English, Rob

Bir süredir BBC Learning English'in içindeyim Rob

but I'm not sure I'm, I'm a fossil yet.

ama emin değilim, henüz bir fosilim.

Not prehistoric are you yet!

Henüz tarih öncesi değilsin!

No, that's right. OK, thanks for that.

Hayır, bu doğru. Tamam, bunun için teşekkürler.

Let's have a summary of that word.

Bu kelimenin bir özetini yapalım.

In our Six Minute English programme,

Six Minute English programımızda

we're asking 'is the planet warming up faster?'

' gezegen daha hızlı mı ısınıyor?' diye soruyoruz.

and you can listen to a discussion about this by doing what, Neil?

ve bununla ilgili bir tartışmayı ne yaparak dinleyebilirsin, Neil? Aşağıda bulduğunuz

Just click on the link that you find below.

bağlantıya tıklamanız yeterli .

Yes, have a look down below and click.

Evet, aşağıya bir göz atın ve tıklayın.

Great. OK, let's have a look at your next headline, please.

Harika. Tamam, bir sonraki başlığınıza bir göz atalım lütfen.

Yes, my next headline comes from The Mirror and it reads 'Exclusive! Outrage

Evet, bir sonraki başlığım The Mirror'dan geliyor ve 'Özel!

as fossil fuel and nuclear power firms swamp COP26

Fosil yakıt ve nükleer enerji firmaları COP26'yı

with a thousand lobbyists.'

bin lobiciyle doldururken öfke.'

So that's 'swamp' - overwhelm with large numbers.

Yani bu 'bataklık' - büyük sayılarla dolu.

Yes, it's spelt s-w-a-m-p.

Evet, s-w-a-m-p olarak yazılıyor.

OK, so are we talking about a sort of wet, boggy area where alligators might live?

Tamam, timsahların yaşayabileceği ıslak, bataklık bir alandan mı bahsediyoruz?

No, we're not.

Hayır, değiliz.

Although that is a swamp. In the literal sense a swamp is an area

Bu bir bataklık olmasına rağmen. Kelimenin tam anlamıyla bataklık,

of land that is covered in water, but is not an ocean, it's not a sea

suyla kaplı bir kara alanıdır, ancak okyanus, deniz

or a river. It's an area, low lying area of land, covered in water

veya nehir değildir. Bu bir alan, alçak bir arazi alanı, suyla kaplı

and it's got sort of grass and reads sticking out of it. Typically,

ve bir çeşit çimen var ve içinden çıkıntı yapan yazılar var. Tipik olarak,

as you said, alligators and other such creatures might live in this area.

dediğin gibi, timsahlar ve benzeri diğer canlılar bu bölgede yaşıyor olabilir.

And also an area that gets covered by water, or flooded

Ayrıca suyla kaplanan veya

for example, get 'swamped',

örneğin sular altında kalan bir alan 'bataklık' olur,

doesn't it?

değil mi?

Yeah, so the verb 'to swamp' means to make an area, a swamp.

Evet, yani 'bataklık yapmak' fiili bir alan, bir bataklık yapmak anlamına gelir.

So, to cover in water, but we use this

Yani, suyla kaplamak ama bunu

like with many expressions, in a figurative way.

pek çok ifadeyle mecazi anlamda kullanırız.

And that's how it's being used here. What this headline is saying

Ve burada böyle kullanılıyor. Bu manşetin söylediği şey,

is that the conference,

konferansın,

the climate conference, has been swamped. That there had been a large number

iklim konferansının boğulduğu. Konferansa

of people from the fossil fuel industry attending the conference.

fosil yakıt endüstrisinden çok sayıda insanın katıldığını söyledi .

They are dominating it.

Ona hakim oluyorlar.

So, its numbers to excess, it's excessive, yes.

Yani sayıları fazla, fazla, evet.

That's right, and we use in a similar way, the word 'flood' in a, in a figurative sense.

Bu doğru ve biz de benzer bir şekilde ' sel' kelimesini mecazi anlamda kullanıyoruz.

If something is flooded,

Bir şey su basmışsa,

we can say that it is overwhelmed,

bunalmış diyebiliriz,

there are too many people from a certain organisation there.

orada belli bir organizasyondan çok fazla insan var.

This is also used to talk about having too much work, isn't it, Rob?

Bu aynı zamanda çok çalışmaktan bahsetmek için de kullanılır , değil mi Rob?

Yeah, you can be certainly swamped with work

Evet, kesinlikle işin içinde boğulabilirsin

and that's why I couldn't make that drink the other night

ve bu yüzden beni davet ettiğin geçen gece o içeceği yapamadım

you invited me to, because I just had too much to do - I was swamped.

, çünkü yapacak çok işim vardı - boğulmuştum. Yapmam gereken

I was overwhelmed with all the amount of work

onca iş yüzünden bunalmıştım

I had to do.

.

Yeah, that's a really good example,

Evet, bu gerçekten iyi bir örnek

though I feel sorry for you, Rob.

ama senin için üzülüyorum Rob.

That's a good example of how to use 'swamp',

Bu, uğraşılacak çok fazla şeye sahip olmak anlamına gelen 'bataklık'ın nasıl kullanılacağına iyi bir örnek

meaning having too much of something to deal with.

. Bara bensiz gittiğinde

Were you swamped with beer maybe,

belki birayla boğulmuş muydun

when you went to the pub without me?

?

I wasn't. I wasn't Rob. I was very sensible.

değildim. Ben Rob değildim. çok mantıklıydım

That's good to hear, that's good to hear.

Bunu duymak güzel, bunu duymak güzel.

OK, let's have a summary of that word.

Tamam, hadi bu kelimenin bir özetini yapalım .

OK, Neil, it's time to recap the vocabulary

Tamam, Neil,

we've discussed today.

bugün tartıştığımız kelimeleri özetlemenin zamanı geldi.

OK. First of all we had 'delegation' -

TAMAM. Her şeyden önce 'delegasyonumuz' vardı -

A group of people chosen to represent an organisation.

Bir kuruluşu temsil etmek üzere seçilmiş bir grup insan. Binlerce yıl öncesinden on yıllık malzemelerden yapılmış anlamına gelen

We have 'fossil', in the expression 'fossil fuel',

'fosil yakıt' ifadesinde 'fosil'

meaning made from decade materials from thousands of years ago, and

ve

'swamp' - overwhelm with large numbers.

çok sayıdaki 'bataklık' var.

OK, and don't forget you can test yourself on your understanding

Pekala, bbclearningenglish.com adresindeki web

of the vocabulary in a quiz on our website at bbclearningenglish.com.

sitemizdeki bir sınavda kelime bilginizi anlama konusunda kendinizi test edebileceğinizi unutmayın .

And don't forget to check us out on social media as well.

Ve bizi sosyal medyadan da kontrol etmeyi unutmayın.

Well, that's all for today on BBC News Review.

BBC News Review'da bugünlük bu kadar.

I'll see you again soon. Bye for now.

Yakında tekrar görüşürüz. Şimdilik hoşça kal.

Bye.

Hoşçakal.