New Doctor Who revealed: BBC News Review

The BBC names the next Doctor Who.

BBC bir sonraki Doctor Who'yu seçti.

This is News Review from BBC Learning English and I'm Rob.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesi ve ben Rob.

And joining me to talk about this story is Roy. Hello Roy.

Ve bu hikaye hakkında konuşmak için bana katılan Roy. Merhaba Roy.

Hello Rob and hello everybody.

Merhaba Rob ve herkese merhaba.

If you would like to test yourself on the vocabulary around this story,

Kendinizi bu hikayenin etrafındaki kelimeler konusunda test etmek isterseniz,

all you need to do is head to our website

yapmanız gereken tek şey

bbclearningenglish.com to take a quiz.

bir test yapmak için web sitemiz bbclearningenglish.com'a gitmek.

But now, let's hear more about this story from this BBC News report:

Ama şimdi, bu hikaye hakkında daha fazlasını BBC Haber raporundan dinleyelim:

So, Doctor Who is a popular long-running science-fiction drama

Doctor Who, BBC tarafından yapılmış, uzun süredir devam eden popüler bir bilim kurgu dramasıdır

made by the BBC.

.

Now, the BBC has announced the next actor to play Doctor Who,

BBC,

also known as the Time Lord.

Zaman Lordu olarak da bilinen Doctor Who'yu oynayacak bir sonraki aktörü duyurdu.

That will be Ncuti Gatwa.

Bu Ncuti Gatwa olacak.

Ncuti Gatwa will be taking over from Jodie Whittaker

Ncuti Gatwa, Jodie Whittaker'dan görevi devralacak

and be the fourteenth time-travelling Doctor.

ve zamanda yolculuk yapan on dördüncü Doktor olacak.

Yeah, it's an interesting story and you've picked three words and phrases

Evet, ilginç bir hikaye ve bu hikayeyle ilgili haber başlıklarından üç kelime ve kelime öbeği seçtiniz

from the news headlines about this story.

.

What are they please, Roy?

Lütfen, Roy?

We have 'under wraps', 'irrepressible' and 'bows out'.

'Gizliyiz', 'önlenemez' ve 'boyun eğiyoruz' var.

That's 'under wraps', 'irrepressible' and 'bows out'.

Bu 'gizli', 'önlenemez' ve 'boyun eğiyor'.

OK. Let's pick that first phrase from your first headline please.

TAMAM. İlk başlığınızdan ilk cümleyi seçelim lütfen.

OK. So, our first headline is from the BBC and it reads:

TAMAM. Yani, ilk başlığımız BBC'den ve şöyle yazıyor:

'Under wraps' — secret.

'Gizli' - gizli.

OK. So, this is a two-word expression.

TAMAM. Yani, bu iki kelimelik bir ifadedir.

First word is 'under' — U-N-D-E-R.

İlk kelime 'altında' - U-N-D-E-R.

Second word is 'wraps' — W-R-A-P-S.

İkinci kelime "sarma" - W-R-A-P-S.

And it basically means that something is a secret.

Ve temelde bir şeyin sır olduğu anlamına gelir.

And breaking that phrase down, 'under' means to be below things:

Ve bu tabiri özetlemek gerekirse, 'altında' şeylerin altında olmak demektir:

'under things' is... is when it's... yeah, beneath something.

'şeylerin altında'... evet, bir şeyin altında olduğu zamandır.

We sometimes use 'under' as a prefix —

Bazen önek olarak 'altta' kullanırız -

so we might say 'underfunded' or 'under-resourced', for example —

bu nedenle, örneğin 'yetersiz finanse edilmiş' veya 'yetersiz kaynaklı' diyebiliriz -

but here we're not using 'under' as a prefix, are we?

ancak burada bir önek olarak 'altında' kullanmıyoruz, değil mi?

No, we're not. Now, if you take that idea of 'under' being...

Hayır, değiliz. Şimdi, 'altında' olma fikrini alırsanız...

meaning beneath and then 'wraps' — think about something being 'wrapped up'.

altında anlamına gelir ve sonra 'sarılır' - bir şeyin 'sarılmış' olduğunu düşünün.

Now, something 'wrapped up' — for example, if you're in bed,

Şimdi, 'sarılmış' bir şey - örneğin, yataktaysanız,

you may be 'wrapped up' in the duvet,

yorgana 'sarılmış' olabilirsiniz,

which means you are completely covered in the duvet.

bu da tamamen yorganın içinde olduğunuz anlamına gelir.

And together, 'under wraps' basically means that something is secret.

Ve birlikte, 'gizli', temel olarak bir şeyin gizli olduğu anlamına gelir.

And of course we talk about presents being 'wrapped up'.

Ve tabii ki hediyelerin "paketlenmesinden" bahsediyoruz.

We 'wrap' things up because what's inside, I guess, is a secret, isn't it?

Her şeyi 'sarıyoruz' çünkü içindekiler sanırım bir sır, değil mi?

We don't want people to see it until the day comes for your birthday present.

Doğum günü hediyeniz için gün gelene kadar insanların bunu görmesini istemiyoruz.

So, that's what we're talking about here.

Yani, burada bundan bahsediyoruz.

Well, yeah. I mean, it's that basic idea of something being 'wrapped'

İyi evet. Demek istediğim, bu, bir şeyin 'sarılmış' olması

and then you open it and it's a big surprise,

ve sonra onu açmanız ve bu büyük bir sürpriz olduğu temel fikridir,

but in terms of 'under wraps', the expression,

ancak 'gizli' ifadesi açısından,

we often use it for really big secrets.

bunu genellikle gerçekten büyük sırlar için kullanırız.

So, for example, plans: big plans that are being kept a secret

Örneğin, planlar: gizli tutulan büyük planlar

or big pieces of information.

veya büyük bilgi parçaları.

So, for example, in the headline we're talking about

Örneğin, başlıkta

who is going to play the new Doctor.

yeni Doktor'u kimin oynayacağından bahsediyoruz.

This was a secret for a long time... or for a while —

Bu uzun zamandır bir sırdı... ya da bir süreliğine -

and it was kept 'under wraps'.

ve 'gizli' tutuldu.

And you had a secret the other day and you told me:

Ve geçen gün bir sırrın vardı ve bana

'Don't let the cat out of the bag.' Is that...?

'Kediyi çantadan çıkarma' dedin. Bu mu...?

Shh! Yeah, don't tell anybody!

Şşş! Evet, kimseye söyleme!

So, for example, when we say the expression,

Yani, örneğin,

'Don't let the cat out of the bag,'

'Kediyi çantadan çıkarma' ifadesini söylediğimizde,

we're basically saying reveal a... Don't reveal the secret.

temelde bir şeyi ifşa et diyoruz... Sırrı ifşa etme.

'To let the cat out of the bag' means reveal a secret.

'Kediyi çantadan çıkarmak' bir sırrı açığa çıkarmak demektir.

So, if you're keeping a secret 'under wraps'...

Yani, 'gizli' bir sır saklıyorsanız...

...'don't let the cat out of the bag.' It's a great little idiom.

...'kediyi çantadan çıkarmayın.' Bu harika bir küçük deyim.

OK. I'll remember that. We'll keep it quiet. Shh!

TAMAM. Bunu hatırlayacağım. Sessiz tutacağız. Şşş!

Let's have a summary:

Bir özet geçelim:

We've been talking about secrets

Sırlar hakkında konuşuyorduk

and if you want to learn more expressions about keeping secrets,

ve sır saklamakla ilgili daha fazla ifade öğrenmek istiyorsanız

why not watch our very funny drama The White Elephant?

neden çok komik dramamız The White Elephant'ı izlemiyorsunuz?

Where can we see that, Roy?

Bunu nerede görebiliriz, Roy?

All you need to do to watch that is click the link in the description below.

İzlemek için tek yapmanız gereken aşağıdaki açıklamadaki linke tıklamak.

Shh! Keep it a secret, OK?

Şşş! Bunu bir sır olarak sakla, tamam mı? Bir sonraki başlığınıza

Let's have a look at your next headline please.

bir göz atalım lütfen.

OK. So, our next headline comes from the Guardian and it reads:

TAMAM. Bir sonraki başlığımız Guardian'dan geliyor ve şöyle diyor:

So, that's 'irrepressible' — energetic, lively, uncontrollable.

Yani, bu 'önlenemez' - enerjik, canlı, kontrol edilemez.

OK. So, 'irrepressible' is an adjective

TAMAM. Yani, 'inrepressible' bir sıfattır

and it is spelt: I-R-R-E-P-R-E-S-S-I-B-L-E.

ve şöyle hecelenir: I-R-R-E-P-R-E-S-I-B-L-E.

And it basically means that something is lively, full of energy —

Ve temelde bir şeyin canlı, enerji dolu olduğu anlamına gelir -

it's used to describe... often used to describe a person

tanımlamak için kullanılır... genellikle bir kişiyi tanımlamak için kullanılır

and it sometimes means that they can't be stopped.

ve bazen durdurulamaz anlamına gelir.

OK. Now, I know about the word 'repressible',

TAMAM.

meaning to stop something happening,

Bir şeyin olmasını durdurmak anlamına gelen 'bastırılabilir' kelimesini biliyorum

but here we have a prefix 'ir-', yes?

ama burada 'ir-' öneki var, değil mi?

Yeah, and that 'ir-' means 'not'.

Evet, ve bu 'ir-', 'değil' anlamına geliyor.

So, 'repress' is a verb: it means to stop something.

Yani 'bastırma' bir fiildir: bir şeyi durdurmak anlamına gelir.

'Repressible' is an adjective: it means that it can be stopped.

'Bastırılabilir' bir sıfattır: durdurulabileceği anlamına gelir.

'Irrepressible' means that it cannot be stopped.

'Bastırılamaz', durdurulamayacağı anlamına gelir .

Now, this adjective, when it's used to describe a person,

Şimdi, bu sıfat, bir insanı tarif etmek için kullanıldığında

is often quite positive.

genellikle oldukça olumludur.

So, we say: 'Oh, the person is so full of energy. They're so full of...

Biz de şöyle deriz: 'Ah, kişi çok enerji dolu. O kadar dolular ki... O

They're so lively and they just can't be stopped.'

kadar canlılar ki durdurulamıyorlar.'

Occasionally, it can be used to describe somebody who's being a bit annoying.

Bazen, biraz sinir bozucu olan birini tanımlamak için kullanılabilir.

Maybe they're doing the same thing over and over again,

Belki aynı şeyi tekrar tekrar yapıyorlar

and maybe I could say: 'They are irrepressible.'

ve belki de 'Onlar önlenemez' diyebilirim.

And we can say that you, Roy, are 'irrepressible',

Ve Roy, senin 'bastırılamaz' olduğunu söyleyebiliriz,

in a good way of course...!

elbette iyi bir anlamda...!

Could I say you're 'irrepressibly' cheerful?

Önlenemez derecede neşeli olduğunuzu söyleyebilir miyim?

Is that the same meaning?

Bu aynı anlam mı?

Yeah, if you want! If you want, yeah.

Evet eğer istersen! Eğer istersen, evet.

So, there you used that as an adverb: 'irrepressibly'.

Yani, bunu bir zarf olarak kullandınız: 'önlenemez'.

Now, one thing I want to talk about – this...

Şimdi, bahsetmek istediğim bir şey var – bu... Durdurulamayan birini tanımlamak için

Often we use 'irrepressible' as a positive adjective

genellikle pozitif bir sıfat olarak 'önlenemez' kelimesini kullanırız

to describe somebody who can't be stopped.

.

Sometimes, as a negative, we can use the word 'uncontrollable',

Bazen olumsuz olarak 'kontrol edilemez' kelimesini kullanabiliriz,

if they are out of control

eğer kontrolden çıkmışlarsa

and you can't stop that person. You can't manage them.

ve o kişiyi durduramıyorsanız. Onları yönetemezsin.

So, if you have an employee and they are 'uncontrollable',

Yani, bir çalışanınız varsa ve 'kontrol edilemez' ise,

maybe the manager can't control them or stop them.

yönetici onları kontrol edemiyor veya durduramıyor olabilir.

They are out of control. OK.

Kontrolden çıktılar. TAMAM.

Thanks for that. Let's have a summary:

Bunun için teşekkürler. Bir özet geçelim:

Now, Doctor Who is a fictional doctor,

Şimdi, Doctor Who kurgusal bir doktor

but we've been talking about real doctors

ama gerçek doktorlardan

and what life would be like without them.

ve onlarsız hayatın nasıl olacağından bahsediyoruz.

How can we watch that programme, Roy?

O programı nasıl izleyebiliriz, Roy? Tek

All you need to do is click the link in the description below.

yapmanız gereken aşağıdaki açıklamadaki linke tıklamak.

Yeah, it's just down there. OK.

Evet, hemen aşağıda. TAMAM. Bir sonraki manşetinizden bir

Let's have a look at your next phrase from your next headline please.

sonraki ifadenize bir göz atalım lütfen.

OK. So, our next headline is from The Mirror and it reads:

TAMAM. Bir sonraki başlığımız The Mirror'dan ve şöyle diyor:

That's 'bows out' — stops working after doing a job for a long period of time.

Bu 'boyun eğiyor' - bir işi uzun süre yaptıktan sonra çalışmayı bırakıyor.

OK. So, this is a phrasal verb.

TAMAM. Yani, bu bir deyimsel fiildir.

First word: 'bows' — B-O-W-S.

İlk kelime: 'yaylar' - B-O-W-S.

Second word: 'out' — O-U-T.

İkinci kelime: 'dışarı' - O-U-T.

And it means to stop doing a job or activity,

Ve genellikle uzun bir süre sonra bir işi veya faaliyeti yapmayı bırakmak anlamına gelir

usually after a long period of time.

.

So, if we break down this phrase, first of all we have 'bows'.

Yani, bu tabiri kıracak olursak, her şeyden önce 'yayımız' var.

Now, I know about 'bowing': this is when you bend over to say thank you

Şimdi, 'reveran'ı biliyorum: bu, teşekkür etmek

or to greet someone for the first time, maybe.

ya da birini ilk kez selamlamak için eğildiğiniz zamandır, belki.

If you go to the theatre, often at the end of the performance

Tiyatroya giderseniz, genellikle performansın sonunda

all of the actors come on stage and they give a 'bow'

tüm oyuncular sahneye gelir ve 'selam' verirler

and it's to say thank you and to tell people that the show is over.

ve bu, insanlara gösterinin bittiğini söylemek ve teşekkür etmek içindir.

And now, if we continue with the idea of 'bowing' at the end of a theatre piece,

Ve şimdi, bir tiyatro eserinin sonunda 'reverans' fikriyle devam edersek,

that's a very similar idea to 'bowing out'.

bu 'reverans'a çok benzer bir fikirdir .

To 'bow out' means to end working...

'Bırakmak', çalışmayı bitirmek demektir...

stop working after a long period of time.

uzun bir süre sonra çalışmayı bırakmak.

And you can use it as 'bow out', 'bowed out' or 'bowing out'.

Ve bunu 'boyun eğmek', 'bükmek' veya 'bükmek' olarak kullanabilirsiniz.

So, you might 'bow out' when you retire from a job, for example.

Yani, örneğin bir işten emekli olduğunuzda 'boyun eğebilirsiniz'.

Yeah, absolutely. And there you go: that's that long-period-of-time idea.

Evet kesinlikle. Ve işte başlıyoruz: bu uzun dönemli bir fikir.

So, after a long career maybe — we quite commonly use it in sport as well,

Yani, belki uzun bir kariyerden sonra - bunu sporda da oldukça yaygın olarak kullanırız,

when somebody retires from the sport that they've been playing.

birisi oynadığı spordan emekli olduğunda .

For example, a footballer has been playing for a long time

Örneğin, bir futbolcu uzun süredir oynuyor

and they decide to 'bow out' of football.

ve futboldan 'çekilmeye' karar veriyor.

Quite an informal phrase — would I use it maybe at the end of my working day?

Oldukça gayri resmi bir ifade - belki iş günümün sonunda kullanır mıyım?

I've done a day in the office; do I 'bow out' and go home?

Ofiste bir gün geçirdim; 'boyun eğip' eve mi gideceğim?

No. No, this is for a long period of time, maybe after a long career —

Hayır. Hayır

several years or a long period of time working — you 'bow out'.

.

Now, if you want to say at the end of the day that you...

Şimdi, günün sonunda senin...

you're finished, you can say: 'I'm done. I am done.'

bittiğini söylemek istersen, 'Bitirdim' diyebilirsin. Bitirdim.'

I'm done for the... Or: 'I'm done for the day'.

Şunun için işim bitti... Veya: 'Bugünlük işim bitti'.

Or even, if work is becoming a bit difficult that day,

Hatta, eğer iş o gün biraz zorlaşıyorsa,

you could just say, 'I give up,'

sadece 'Pes ediyorum' diyebilirsiniz

which means, like, you surrender: you can't do it any more.

, yani teslim olursunuz: artık yapamazsınız.

OK. But going back to 'bows out',

TAMAM. Ama 'boyun eğme'ye geri dönersek,

I mean, this is usually your decision to leave: you...

demek istediğim, bu genellikle ayrılma kararınızdır: siz...

you finish your career, for example.

kariyerinizi bitiriyorsunuz, örneğin.

You're not being pushed or sacked: you choose to 'bow out'.

İtilip kovulmuyorsunuz: 'boyun eğmeyi' seçiyorsunuz.

Yeah, you 'bow out' when you want.

Evet, istediğin zaman 'boyun eğiyorsun'.

OK. Got it. Let's have a summary:

TAMAM. Anladım. Bir özet geçelim:

OK. Roy, before we 'bow out',

Tamam. Roy, 'boyun eğmeden' önce, bugün konuştuğumuz

could you recap the vocabulary we've discussed today please.

sözcükleri özetler misin lütfen?

Of course I can. We had 'under wraps' — secret.

Tabiki yapabilirim. 'Gizli' olduk - sır.

We had 'irrepressible' — energetic, lively, uncontrollable.

"Bastırılamaz" - enerjik, canlı, kontrol edilemez olduk.

And we had 'bows out' — stops working after doing a job for a long time.

Ve "eğildik" - uzun süre bir iş yaptıktan sonra çalışmayı bıraktık.

Now, if you want to test your understanding of these words and phrases,

Şimdi, bu kelimeleri ve deyimleri ne kadar anladığınızı test etmek istiyorsanız, web

we have a quiz on our website at bbclearningenglish.com

sitemizde bbclearningenglish.com adresinde bir sınavımız var

and that's a good place to go to for lots of other Learning English resources.

ve bu, diğer birçok İngilizce Öğrenme kaynağı için gitmek için iyi bir yer.

And why not check us out on social media as well?

Ve neden bizi sosyal medyada da kontrol etmiyorsunuz?

Well, we're out of time for today.

Pekala, bugün için zamanımız kalmadı.

Please watch us again on News Review next time. Bye for now.

Lütfen bir dahaki sefere bizi News Review'da tekrar izleyin. Şimdilik hoşça kal.

Bye.

Hoşçakal.