Vegan diet protects men from cancer: BBC News Review

A vegan diet could reduce your chances of getting bowel cancer if you're a man.  

Erkekseniz vegan beslenme bağırsak kanseri olma şansınızı azaltabilir.

This is News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir.

I'm Neil. And I'm Sian.

Ben Neil. Ben de Sian'ım. Bugünün hikayesiyle ilgili kelimeleri

Make sure you watch to the end to learn vocabulary about today's story.

öğrenmek için sonuna kadar izlediğinizden emin olun . Kanalımıza

Don't forget to subscribe to our channel, like this video,

abone olmayı , bu videoyu beğenmeyi

and try the quiz on our website.

ve web sitemizdeki testi denemeyi unutmayın.

Now, the story.

Şimdi, hikaye.

A plant-based diet reduces the risk of developing bowel cancer.

Bitki bazlı bir diyet, bağırsak kanseri gelişme riskini azaltır.

That's according to a new study in the US that found

Bu, ABD'de

that men who eat healthy, plant-based foods are

sağlıklı, bitki bazlı yiyecekler yiyen erkeklerin hastalığa yakalanma

more than twenty percent less likely to develop the disease.

olasılığının yüzde yirmiden fazla daha az olduğunu bulan yeni bir araştırmaya göre . Kadınlar için

There was no reduction in risk

riskte azalma olmamıştır

for women. Scientists say that more research still needs to be done.

. Bilim adamları daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söylüyor.

You've been looking at the headlines, Sian. What's the vocabulary?

Manşetlere bakıyorsun, Sian. Kelime dağarcığı nedir?

OK, so we have 'a catch', 'rich in' and 'going (vegan)'.

Tamam, o zaman 'bir av', 'zengin' ve 'gidiyor (vegan)' var.

This is News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir.

Let's have a look at our first headline.

İlk başlığımıza bir göz atalım.

OK. This is from The Sun.

TAMAM. Bu The Sun'dan.

So the headline is saying that you can change your diet

Başlık, diyetinizi

to a plant-based diet and it reduces your chance of getting bowel cancer.

bitki bazlı bir diyete değiştirebileceğinizi ve bunun bağırsak kanseri olma şansınızı azalttığını söylüyor.

The chances are 'slashed', that means reduced dramatically,

Şanslar 'kesildi', yani dramatik bir şekilde azaldı,

but the word we're looking at is 'catch'.

ama baktığımız kelime 'yakalamak'.

Now I know 'catch'. You 'catch' a ball.

Artık 'yakalamayı' biliyorum. Bir topu 'yakalarsınız'.

You do, but this is 'a catch'.

Yaparsın, ama bu bir 'yakalama'.

So 'a catch' is a hidden problem in something that looks or sounds perfect.

Yani 'tutuş', mükemmel görünen veya kulağa hoş gelen bir şeydeki gizli bir sorundur.

Yeah, and what sounds perfect or good is that you change your

Evet, ve kulağa mükemmel ya da iyi gelen şey, diyetinizi değiştirirseniz

diet and you have a very reduced chance of getting bowel cancer.

ve bağırsak kanseri olma şansınız çok azalırsa.

Yes, it sounds great, but there's 'a catch' - it doesn't help everyone.

Evet, kulağa harika geliyor ama "bir sorun" var - herkese yardımcı olmuyor.

It doesn't help women.

Kadınlara yardımcı olmuyor.

So there's the 'catch' and this is quite an informal word, isn't it?

Yani 'yakalama' var ve bu oldukça gayri resmi bir kelime, değil mi?

That's right, yes. It's an informal way

Bu doğru, evet.

of saying there is an issue or a problem.

Bir sorun veya sorun olduğunu söylemenin resmi olmayan bir yolu.

Yeah. So, for example,

Evet. Örneğin,

I saw a sign outside today that says "free food all day".

bugün dışarıda "tüm gün bedava yemek" yazan bir tabela gördüm.

Yeah, but what's the 'catch'?

Evet, ama 'yakalama' nedir?

OK, there is 'a catch'. You have to give them

Tamam, 'bir sorun' var. Onlara

your contact details and then they email you, they phone you,

iletişim bilgilerinizi vermelisiniz ve sonra size e-posta gönderirler, sizi ararlar,

they send you information in the post.

postayla size bilgi gönderirler.

So, it's not as perfect as it sounds.

Yani, göründüğü kadar mükemmel değil.

There's always 'a catch'.

Her zaman bir 'yakalama' vardır. Aslında ücretsiz olan

Except with BBC Learning English, which is actually free.

BBC Learning English dışında .

There is no 'catch'. OK, let's look at that again.

'Yakalama' yok. Tamam, buna tekrar bakalım. Bir

Let's take a look at our next headline.

sonraki başlığımıza bir göz atalım.

OK. This is from The National.

TAMAM. Bu The National'dan.

We are looking at the word

'rich', which is easy. 'Rich' means a lot of money, right?

Kolay olan 'zengin' kelimesine bakıyoruz. 'Zengin' çok para demek, değil mi?

Yes. If you're 'rich',

Evet. Eğer 'zengin' isen,

you have a lot of money, but we're looking at 'rich in' something.

çok paran var, ama biz 'zengin' bir şeye bakıyoruz.

So, if you're 'rich in' something,

Yani, eğer bir şey açısından "zenginseniz",

it means you have a lot of something.

bu, çok şeye sahip olduğunuz anlamına gelir.

For example, a diet 'rich in' vegetables contains a lot of vegetables. So, not money.

Örneğin, sebzelerden 'zengin' bir diyet çok fazla sebze içerir. Yani para değil.

Yes, and we use 'rich in', followed by something that is seen as a good thing,

Evet ve biz "zengin" ifadesini kullanırız ve ardından kötü bir şey değil, iyi bir şey olarak görülen bir şey gelir

not a bad thing. And another example is oranges and lemons.

. Başka bir örnek de portakal ve limondur.

They are 'rich in' Vitamin C - a good thing.

C Vitamini açısından 'zengindirler' - bu iyi bir şeydir.

Yeah, and it doesn't have to just be about food.

Evet ve sadece yemekle ilgili olmak zorunda değil.

So, London is a city that is 'rich in' history and culture.

Yani, Londra tarih ve kültür açısından 'zengin' bir şehirdir.

And we can also use 'rich' as a suffix.

Ayrıca "zengin" eki olarak da kullanabiliriz.

So, we put it at the end of a word with the same meaning.

Bu nedenle, aynı anlama gelen bir kelimenin sonuna koyarız .

So, for example, you can say "I have a vegetable-rich diet"

Yani örneğin "ben sebze ağırlıklı besleniyorum"

or "this is a protein-rich meal".

veya "bu protein açısından zengin bir yemek" diyebilirsiniz.

Yeah, we do have to be careful with the word 'rich' and food, though,

Evet, 'zengin' ve yemek kelimesine dikkat etmeliyiz,

because there is another meaning, which is quite different.

çünkü oldukça farklı olan başka bir anlam daha var .

It's about that kind of food that makes you feel a bit sick.

Bu, sizi biraz hasta hissettiren bu tür yiyeceklerle ilgili.

Yes, if you have food.

Yiyeceğin varsa evet.

that is really buttery or creamy or heavy,

bu gerçekten tereyağlı veya kremsi veya ağır,

then we can describe this food as 'rich', so that chocolate cake was a bit 'rich'.

o zaman bu yemeği 'zengin' olarak tanımlayabiliriz, bu nedenle çikolatalı kek biraz 'zengin' olmuştur. Kendinizi

It makes you feel a bit sick.

biraz hasta hissetmenize neden olur.

Let's take a look at that again.

Buna tekrar bir göz atalım. Bir

Let's take a look at our next headline.

sonraki başlığımıza bir göz atalım.

This one is from the Daily Mail.

Bu Daily Mail'den.

And we are looking at 'going'.

Biz de 'gitmeye' bakıyoruz.

And I know what you think - "I know the word 'go' - it's too simple!"

Ve ne düşündüğünüzü biliyorum - "'Git' kelimesini biliyorum - bu çok basit!"

Yes, but, together with the word 'vegan',

Evet, ancak hayvansal ürünleri yemeyen veya kullanmayan birini tanımlayan 'vegan' kelimesiyle birlikte

which describes someone who doesn't eat or use animal products,

it has a special meaning - 'go vegan'.

özel bir anlamı var - 'vegan ol'.

Yeah, so, it basically means to become vegan.

Evet, yani temelde vegan olmak demektir.

So, you change from someone who uses animal products to someone

Yani, hayvansal ürün kullanan birinden

who doesn't use animal products.

hayvansal ürün kullanmayan birine dönüşürsünüz.

So, here, 'going' means 'becoming' or 'changing'

Yani, burada 'gitmek', 'olmak' ya da 'değişmek' anlamına geliyor

Yeah. And you can say that you 'go vegetarian',

Evet. Ve 'vejetaryen ol',

'go gluten-free', 'go sugar-free'.

'glütensiz git', 'şekersiz git' diyebilirsin.

Exactly, and it doesn't have to just be for food.

Kesinlikle ve sadece yemek için olmak zorunda değil.

So, when fans are watching the World Cup and their team score, they 'go crazy'.

Dolayısıyla taraftarlar Dünya Kupası'nı ve takımlarının skorunu izlerken "çılgına dönüyorlar".

Yeah, I 'went crazy'

Evet,

three times last night when England scored against Sian's team - Wales.

dün gece İngiltere, Sian'ın takımı Galler'e karşı gol attığında üç kez 'çıldırdım'. Dün

I did not 'go crazy' last night.

gece 'delirmedim'.

Is it common, this 'go'?

Bu 'git' yaygın mı?

It's very common. So, we use it with lots of adjectives.

Bu çok yaygın. Bu yüzden onu birçok sıfatla kullanırız.

So, for example, hopefully, our filming today, won't 'go wrong'.

Örneğin, umarım bugünkü çekimlerimiz 'yanlış gitmez'.

No, it won't 'go wrong'

Hayır,

if I stop talking about the Wales-England game.

Galler-İngiltere maçından bahsetmeyi bırakırsam 'ters gitmeyecek'.

Good idea. Let's take a look at that again.

İyi bir fikir. Buna tekrar bir göz atalım.

We've had 'a catch', it sounds perfect,

Bir yakalama yakaladık, kulağa mükemmel geliyor

but there's a hidden problem.

ama gizli bir sorun var.

'Rich in' something, contains a lot of something positive.

'Zengin' bir şey, pek çok olumlu şey içerir.

And 'going (something)', in this case 'vegan', becoming vegan.

Ve '(bir şeye) gitmek', bu durumda 'vegan', vegan olmak. Web

Don't forget there's a quiz on our website

sitemizde bbclearningenglish.com adresinde bir sınav olduğunu unutmayın

at bbclearningenglish.com. Thank you for joining us and goodbye. Goodbye.

. Bize katıldığınız için teşekkür ederiz ve hoşçakalın. Güle güle.