Deep-sea mining - 6 Minute English

Hello. This is 6 Minute English from

Merhaba. Bu, BBC Learning English'ten 6 Dakikalık İngilizce

BBC Learning English. I’m Neil.

. Ben Neil. Ben

And I’m Sam.

de Sam'im.

Here at Six Minute English,

Six Minute English'te,

we often discuss the new inventions

and ideas scientists dream up to

bilim adamlarının

fight climate change – technologies

iklim değişikliğiyle mücadele etmek için hayalini kurdukları yeni buluşları ve fikirleri sık sık tartışıyoruz -

like geo-engineering which could

reduce global warming by

reflecting sunlight back into space.

güneş ışığını uzaya geri yansıtarak küresel ısınmayı azaltabilen jeo-mühendislik gibi teknolojiler.

Often these ideas are controversial

Çoğu zaman bu fikirler tartışmalıdır

because scientists disagree

çünkü bilim adamları

over whether the technology is

teknolojinin mümkün olup olmadığı

possible, and whether, in some

ve bazı durumlarda

cases, it could do

more harm than good.

yarardan çok zarar getirip getiremeyeceği konusunda anlaşamazlar.

In this programme, we’ll be

Bu programda, okyanusun dibinden yumru adı verilen değerli metal yığınlarını toplamak için

finding out about a new idea

yeni bir fikir keşfedeceğiz

to collect lumps of precious metals,

called nodules, from the bottom

of the ocean. The idea, known

.

as deep-sea mining, could

Derin deniz madenciliği olarak bilinen fikir,

provide the metals like copper,

nickel and cobalt which are

needed for the green technology

used in electric car batteries

elektrikli araba pillerinde

and other renewable energy.

ve diğer yenilenebilir enerjilerde kullanılan yeşil teknoloji için gerekli olan bakır, nikel ve kobalt gibi metalleri sağlayabilir.

But could deep-sea mining

Ancak derin deniz madenciliği

actually damage delicate

aslında hassas

ocean eco-systems as well?

okyanus eko-sistemlerine de zarar verebilir mi? Yakında

We’ll be hearing from two experts

iki uzmandan haber alacağız

and learning some new vocabulary

ve yeni kelimeler öğreneceğiz

soon, but first I have a question

, ama önce sana bir sorum var

for you, Sam. Mammals like

Sam.

dolphins and whales represent

Yunuslar ve balinalar gibi memeliler,

a tiny amount of all marine

tüm deniz biyoçeşitliliğinin küçük bir miktarını temsil eder

biodiversity - the thousands of

-

animal species living in the sea.

denizde yaşayan binlerce hayvan türü.

Even all the different types of fish

Tüm farklı balık türleri bile okyanustaki tüm canlıların

combined make up less than 3% of

%3'ünden daha azını oluşturur

all living things in the ocean. So,

. Peki, Unesco oşinograflarının

according to recent estimates by

son tahminlerine göre

Unesco oceanographers, how many

, okyanusta kaç

different marine species have their

farklı deniz türünün

home in the ocean? Is it:

evi var?

a) 70,000?

a) 70.000 mi?

b) 170,000?

b) 170.000?

c) 700,000?

c) 700.000? Denizde yaşayan

I’ll guess there are around 170,000

yaklaşık 170.000 hayvan türü olduğunu tahmin ediyorum

animal species living in the sea.

.

OK, Sam, I’ll reveal the answer at

Tamam Sam, programın sonunda cevabı açıklayacağım

the end of the programme.

.

Deep-sea mining is supported by

Derin deniz madenciliği, elektrikli arabalara güç sağlamak için gerekli olan ham maddeleri, özellikle metalleri sağlayabileceği

some scientists because it could

için bazı bilim adamları tarafından destekleniyor

provide the raw materials,

especially metals, needed to power

electric cars. Amongst them is,

. Bunların arasında

Bramley Murton, a professor of

marine biology at Southampton’s

Southampton

National Oceanographic Centre.

Ulusal Oşinografi Merkezi'nde deniz biyolojisi profesörü olan Bramley Murton da var.

Here he outlines the problem to BBC

Burada sorunun ana hatlarını BBC

World Service’s, Science in Action.

World Service'in Science in Action'a veriyor.

As in so many things in life, there's

Hayattaki pek çok şeyde olduğu gibi,

a real kind of paradox or a conundrum.

gerçek bir tür paradoks veya muamma vardır.

The global grid capacity by 2050

2050 yılına kadar küresel şebeke kapasitesinin

will have to increase by three times.

üç kat artması gerekecek.

Electrical car ownership is set to

Elektrikli araba sahipliği

increase by a factor of 25. Solar and

25 kat artacak. Güneş ve

wind generation is going to grow by

rüzgar enerjisi üretimi

a factor of a hundred. All of these

yüz kat artacak. Dekarbonize etmek için

things which we need to do to

yapmamız gereken tüm bu şeyler,

decarbonise are going to require raw

materials and metals in particular.

özellikle hammadde ve metal gerektirecektir.

So, as a society we’re faced with

Dolayısıyla toplum olarak

this conundrum. We

bu muammayla karşı karşıyayız.

need to decarbonise.

Karbonsuzlaştırmamız gerekiyor.

Professor Murton describes the

Profesör Murton

situation using two words. Firstly, he

durumu iki kelime kullanarak anlatıyor. İlk olarak,

calls it a conundrum – a problem

buna muamma diyor -

that is very difficult to solve. He

çözülmesi çok zor bir problem.

also calls it a paradox – a situation

Aynı zamanda buna paradoks diyor -

that seems impossible because

it contains two opposite ideas.

iki zıt fikir içerdiği için imkansız görünen bir durum.

Deep-sea mining could damage

Derin deniz madenciliği okyanusa zarar verebilir

the ocean, but paradoxically

, ancak paradoksal olarak

it might provide rare metals

needed to decarbonise the planet.

gezegeni karbondan arındırmak için gereken nadir metalleri sağlayabilir.

At the heart of the problem is

Sorunun temelinde

that, in the future, green activities

, gelecekte

like driving electric cars and

elektrikli araba kullanmak ve

using solar power is going to

güneş enerjisi kullanmak gibi yeşil faaliyetlerin

increase by a factor of a hundred.

yüz kat artacak olması yatıyor.

If something increases by

Bir şey

a factor of a certain number, it

belli bir sayının katları kadar artarsa,

becomes multiplied that many times.

o kadar çok çarpılır.

But another marine biologist,

Ancak başka bir deniz biyoloğu olan

Helen Scales, isn’t convinced.

Helen Scales ikna olmuş değil.

Here she explains her doubts to

Burada şüphelerini

BBC World Service’s, Science in Action.

BBC World Service'in Science in Action'a açıklıyor.

My concern at this point is that

Bu noktada endişem,

deep-sea mining and deep-sea nodules

derin deniz madenciliği ve özellikle derin deniz nodüllerinin

in particular are being seen as

a silver bullet to solve the climate

iklim krizini çözmek için sihirli bir değnek olarak görülmesi

crisis, and in such a way as well

ve öyle bir şekilde

that I think, that we can hopefully

ki, umarım

rely on life carrying on pretty

hayat taşımaya güvenebileceğimizi düşünüyorum. hemen hemen

much as normal. My concern is

normal olarak. Benim endişem,

that it really will be opening a door

bunun gerçekten bu testlerden

to something much more than

çok daha fazla bir şeye kapı açacağı

those tests – it’s leading down

-

a rather slippery slope I think,

bence

towards this getting permission

bu,

for deep-sea mining to be

derin deniz madenciliğinin

open on a commercial scale.

ticari ölçekte açılması için izin almaya doğru oldukça kaygan bir yokuştan aşağı iniyor.

Helen worries that deep-sea mining

Helen, derin deniz madenciliğinin karmaşık bir soruna basit ve anında bir çözüm olan iklim krizine

will be seen as a silver bullet

sihirli bir değnek olarak görüleceğinden endişeleniyor

to the climate crisis – a simple and

instant solution to a complicated

problem. She thinks the tests

.

which have been permitted to assess

the difficulty of mining underwater

Su altında madenciliğin zorluğunu değerlendirmek için izin verilen testlerin,

could open the door to mining on

a large scale which would damage

fragile marine eco-systems

kırılgan deniz ekosistemlerine

beyond repair. If you open the door

tamir edilemeyecek şekilde zarar verecek büyük ölçekte madenciliğe kapı açabileceğini düşünüyor.

to something, you allow something

Bir şeyin kapısını açarsanız, yeni bir şeyin başlamasına izin verir

new to start, or make it possible.

veya mümkün kılarsınız.

Helen thinks starting deep-sea

Helen, derin deniz

mining leads down a slippery

madenciliğine başlamanın kaygan bir

slope – a situation or habit that

yokuşa -durdurulması

is difficult to stop and is likely

zor ve muhtemelen daha da

to get worse and worse. And that

kötüye gidecek bir durum ya da alışkanlık- yol açtığını düşünüyor. Ve bu,

could spell the end for thousands

binlerce

of marine animal and plant species.

deniz hayvanı ve bitki türünün sonu anlamına gelebilir.

Yes, our oceans need protection as

Evet, karamız ve gökyüzümüz kadar okyanuslarımızın da korunmaya ihtiyacı var

much as our land and skies - which

- bu

reminds me of my question, Sam.

bana sorumu hatırlattı Sam.

Yes, you asked how many different

Evet, okyanusta kaç farklı

marine species live in the ocean

deniz türünün yaşadığını sordunuz

and I guessed it was b) 170,000.

ve b) 170.000 olduğunu tahmin ettim.

Which was the wrong answer,

Hangisi yanlış cevaptı,

I’m afraid! There are estimated to

korkarım! Şimdiye kadar sadece 226.000'i tanımlanmış olan

be around 700,000 marine species,

yaklaşık 700.000 deniz türü olduğu tahmin edilmektedir

only about 226,000 of which have

been identified so far. OK, let’s

. Pekala, programdan

recap the vocabulary we’ve

öğrendiğimiz sözcükleri,

learned from the programme,

starting with conundrum – a

problem that’s very difficult to fix.

çözmesi çok zor bir sorun olan muammadan başlayarak özetleyelim.

A paradox describes a situation

Bir paradoks,

that seems impossible because

it contains two opposite ideas.

iki zıt fikir içerdiği için imkansız görünen bir durumu tanımlar.

If something grows by a factor

Bir şey on kat büyürse

of ten, it becomes

,

multiplied ten times.

on misli olur.

The term, a silver bullet, means

Gümüş mermi terimi,

a simple solution to a complicated

karmaşık bir soruna basit bir çözüm anlamına gelir

problem - often a solution

- genellikle

that doesn’t actually exist.

gerçekte var olmayan bir çözüm.

A slippery slope is a situation

Kaygan bir yokuş,

or course of action that is

difficult to stop and is likely

durdurulması zor olan ve muhtemelen daha da

to get worse and worse.

kötüye gidecek olan bir durum veya hareket tarzıdır.

And finally, the idiom to open

Ve son olarak,

the door to something means

bir şeyin kapısını açmak deyimi,

to allow something new to

yeni bir şeyin başlamasına izin vermek

start or to make it possible.

veya mümkün kılmak anlamına gelir.

Once again, our six minutes

Bir kez daha, altı dakikamız

are up. Bye for now!

doldu. Şimdilik hoşça kal!

Goodbye!

Güle güle!