Life in the modern office - 6 Minute English

Hello. This is 6 Minute English

Merhaba. Bu,

from BBC Learning English.

BBC Learning English'ten 6 Dakikalık İngilizce. Ben

I'm Sam.

Sam.

And I'm Neil. Have you seen my pen, Sam?

Ben de Neil'im. Kalemimi gördün mü, Sam?

It's not on my desk.

Masamda değil.

No, I haven't touched your pen, Neil.

Hayır, kalemine dokunmadım Neil.

... and someone's taken my coffee mug too! Agh, ever

... ve birisi benim kahve kupamı da almış! Ah,

since we started

hot-desking, people in this

ortak çalışmaya başladığımızdan beri, bu ofisteki insanlar ne isterlerse

office think they can do

yapabileceklerini sanıyorlar

whatever they like! Neil doesn't like the new

! Neil,

rule about office

hot-desking, the system

where workers don't have

çalışanların

their own personal desk,

kendi kişisel masalarının olmadığı,

but use any available

ancak mevcut herhangi bir

desk, on a temporary

masayı geçici olarak kullandıkları sistem olan ofiste ortak çalışma ile ilgili yeni kuralı sevmiyor

basis. Maybe he should

. Belki de

look for another job and

başka bir iş aramalı ve sabah

quit the nine-to-five - a

phrase describing jobs

which start at 9am and

9'da başlayıp akşam

end at 5pm, the normal

5'te biten işleri, yani

hours that people in

insanların

offices work from

Monday to Friday.

Pazartesi'den Cuma'ya kadar ofislerde çalıştıkları normal saatleri anlatan dokuzdan beşe işi bırakmalı.

Hmm, maybe I should quit.

Hmm, belki de bırakmalıyım. Pandemi sırasında

I loved working from home

evden çalışmayı sevdim

during the pandemic - no early mornings, no

- sabah erken saatlerde,

crowded trains... and

kalabalık trenler yok... ve

no-one using my pens!

kimse kalemlerimi kullanmıyor!

As the Covid pandemic slows down,

Covid pandemisi yavaşladıkça, giderek

more and more people are returning to

daha fazla insan

work in the office.

ofiste işe dönüyor.

In this programme, we take

Bu programda modern

a look at life in the

ofiste hayata bir göz atıyoruz

modern office. And of

. Ve

course, we'll learn some

elbette, bazı

useful vocabulary as well.

faydalı kelimeler de öğreneceğiz.

But first I have a question for you, Sam.

Ama önce sana bir sorum var, Sam.

As you know, I'm not an

Bildiğiniz gibi ben

office lover. Besides

ofis sevdalısı değilim.

disappearing pens, workers

Kaybolan kalemlerin yanı sıra, çalışanların, hiç bulaşık yıkamayan

have plenty of other

complaints about office

life, from co-workers who

iş arkadaşlarından otoparktaki

never do the washing up,

to fighting over spaces

yer kavgalarına kadar ofis hayatıyla ilgili birçok başka şikayetleri var

in the car park. But

. Ancak Metro gazetesinin

according to a 2021 survey

2021 yılında yaptığı bir ankete göre

by the Metro newspaper,

,

what did British workers

İngiliz işçiler bir ofiste çalışmanın

vote the worst thing

en kötü yanı olarak neyi oyladı

about working in an office?

?

Was it: a) printers not working?  

Şunlar mıydı: a) yazıcılar çalışmıyor mu?

b) people speaking too

b) insanlar çok

loudly? or c) co-workers

yüksek sesle mi konuşuyor? veya c) iş arkadaşlarınız buzdolabında

leaving empty milk cartons

boş süt kutuları mı bırakıyor

in the fridge?

?

Hmm, I see stealing pens isn't on the list, so I'll

Hmm, listede kalem çalmanın olmadığını görüyorum, o yüzden

say a) printers not

diyeceğim ki a) yazıcılar

working. That really

çalışmıyor. Bu

makes me mad!

beni gerçekten çıldırtıyor!

OK, Sam. I'll reveal

Tamam, Sam.

the correct answer later in the

Doğru cevabı programın ilerleyen bölümlerinde açıklayacağım

programme. Nowadays most modern

. Günümüzde çoğu modern

offices are open-plan,

ofis, onları

large spaces without internal walls dividing

ayıran iç duvarların olmadığı açık planlı geniş alanlardır

them up. The idea is to

. Fikir,

create a sense of

bir birliktelik duygusu yaratmaktır

togetherness, but many

, ancak birçok

employees prefer having

çalışan kendi alanlarına sahip olmayı tercih eder

their own space, and use

ve kendi kişisel bölgelerini işaretlemek

all types of objects to

için her türlü nesneyi kullanır

mark out their own

personal territory. These

. Bunlar,

could be anything from

family photos and holiday

aile fotoğraflarından ve tatil

souvenirs, to home-made

hediyeliklerinden ev yapımı

cakes and biscuits placed

keklere ve

at the end of a desk to

allow people grab a biscuit

insanların bir bisküvi alıp

and start a conversation.

sohbet başlatmasına izin vermek için bir masanın ucuna yerleştirilmiş bisküvilere kadar her şey olabilir.

Researcher, Harriet Shortt, travelled around Britain

Araştırmacı Harriet Shortt, İngiltere'yi dolaşarak

interviewing office workers

ofis çalışanlarıyla çalışma alanlarını

about the types of objects

they use to decorate and

dekore etmek ve

mark out their workspace.

işaretlemek için kullandıkları nesne türleri hakkında röportaj yaptı.

Here she is telling BBC

Burada BBC

Radio 4 programme,

Radio 4 programı

Thinking Allowed, about

Thinking Allowed'e, karton şeritlere fotoğraf ve kartpostal

one young woman who stuck

yapıştıran genç bir kadından bahsediyor

photos and postcards onto

strips of cardboard: She had created this sort

: Bu tür bir

of montage on this strip

montajı bu

of paper and would roll

kağıt şeridine yapmıştı ve

it up daily - she had

her gün rulo haline getiriyordu -

a little plant as

küçük bir bitkisi vardı.

well - and she would

ayrıca - ve

take it to whatever desk

hangi masada çalışıyorsa oraya götürür

she was working at and

ve

would pin it up to a

bir

set of low-level desk

dizi alçak seviyeli masa

divider... and so there's

bölücüsüne iğnelerdi...

that sense of, however

temporarily they might

be in a particular space

in the office, they

ofis, onlar

still... there's still

hala...

evidence in this research

Bu araştırmada,

that people want to

insanların

feel comfort, and

rahat hissetmek,

settled and have some

yerleşmek ve biraz

sense of familiarity.

aşinalık duygusuna sahip olmak istediklerine dair hala kanıtlar var.

The woman Harriet interviewed used photos

Harriet'in görüştüğü kadın, bir montaj

and postcards to create

oluşturmak için fotoğrafları ve kartpostalları kullandı

a montage - a piece of

-

work made by putting

together several different

items, often in

genellikle

interesting combinations.

ilginç kombinasyonlarda birkaç farklı öğenin bir araya getirilmesiyle yapılan bir çalışma.

Her photo montage

Fotoğraf montajı ona iş dışında

reminded her of the

people and places she

sevdiği insanları ve yerleri hatırlattı

loved outside of work. For Harriet this shows

. Harriet'e göre bu,

that people want

insanların

workspaces to have a

çalışma alanlarının bir

sense of familiarity - the

aşinalık duygusuna sahip olmasını istediğini gösteriyor -

feeling of knowing

something so well that

bir şeyi o kadar iyi biliyor olma hissi ki,

you feel comfortable

kendinizi rahat

and relaxed. Harriet also interviewed

ve gevşemiş hissedeceksiniz. Harriet ayrıca güzellik

hairdressers working in

salonlarında çalışan kuaförlerle işyerlerinde

beauty salons about the

marks and stains found

bulunan izler ve lekeler hakkında görüştü

in their workplace. Here

. Burada

she tells BBC Radio 4's,

BBC Radio 4,

Thinking Allowed, about

Thinking Allowed'e bir kuaför salonunun zeminindeki

a strangely shaped mark

garip şekilli bir işaretten bahsediyor

on the floor of

one hair salon:

: Sandalyenin arkasına kadar uzanan

A sort of half-moon scuff mark

bir tür yarım ay şeklindeki çizik

that goes right round the

back of the chair - so literally,

- kelimenin tam anlamıyla,

she's worn out the floor. It's exactly

zemini yıpratmış. Tam olarak

where a hairdresser would

bir kuaförün günün

tread for many, many hours

birçok saatinde yürüdüğü yer

of the day. And she took

.

the photograph, and she

Fotoğrafı çekti ve

showed it to me, and she

said, 'This is me. You

bana gösterdi ve '

Bu benim' dedi.

want to know about identity.

Kimlik hakkında bilgi edinmek istiyorsunuz.

It represents hard graft'. Harriet interviewed a

Sert aşıyı temsil eder'. Harriet,

hairdresser whose salon

salonun

floor had been worn out -

zemini

damaged by continual use,

sürekli kullanımdan zarar görmüş,

after being walked on

again and again as the

woman cut people's hair.

kadın insanların saçlarını keserken üzerinde defalarca yüründükten sonra yıpranmış bir kuaförle görüştü.

For her, the worn-out

Onun için aşınmış

floor symbolised hard graft,

zemin, sert aşıyı

or hard work. Whatever your job, we all

veya sıkı çalışmayı simgeliyordu. İşiniz ne olursa olsun, hepimiz

spend most of each day

günün çoğunu

at work, so it's

işte geçiriyoruz, bu nedenle

important to have a

workplace that's safe,

güvenli,

comfortable and familiar...

rahat ve tanıdık bir işyerine sahip olmak önemlidir...

where people don't

insanların

steal your pen! Oh, Neil - you sound like

kaleminizi çalmadığı! Oh, Neil -

the office workers in

that newspaper survey. Yes, let's return to my

o gazete anketindeki ofis çalışanları gibi konuşuyorsun. Evet,

question which was:

şu soruma dönelim:

according to a 2021 Metro

2021 Metro

newspaper survey, what

gazetesi anketine göre

is British workers'

İngiliz işçilerin

number one complaint

about working in an office. I guessed it was the

bir ofiste çalışmakla ilgili bir numaralı şikayeti nedir? Yazıcıların çalışmadığını tahmin ettim

printers not working.

.

Was I right? You were wrong, I'm

Haklı mıyım? Korkarım

afraid! In fact, the

yanıldın! Aslında

top complaint was people

en büyük şikayet, insanların

speaking too loudly -

çok yüksek sesle konuşmasıydı - evcil

another of my pet hates! OK, let's recap the

hayvanımın bir başka nefreti! Pekala,

vocabulary from this

programme on the office

nine-to-five - work which

happens during normal Monday

pazartesiden cumaya normal

to Friday office hours. Hot-desking is where office

mesai saatleri içinde gerçekleşen, dokuzdan beşe ofisteki bu programdaki kelimeleri özetleyelim. Hot-desking, ofis

workers do not have their

çalışanlarının

own permanent desk but use

kendi kalıcı masalarının olmadığı, ancak

a different desk each day.

her gün farklı bir masa kullandıkları yerdir.

A montage is made by

putting together different

Farklı

items in interesting combinations.

öğeler ilginç kombinasyonlarda bir araya getirilerek bir montaj yapılır.

A sense of familiarity is

Aşinalık hissi,

a feeling of knowing something

bir şeyi

so well that you feel comfortable and

o kadar iyi bilme hissidir ki,

relaxed around it.

onun etrafında kendinizi rahat ve gevşemiş hissedersiniz.

When something is worn out

Bir şey

from overuse, it's so old or damaged.

aşırı kullanımdan yıprandığında, çok eski veya hasarlıdır.

And finally, hard graft is a slang phrase

Ve son olarak, sert aşı,

meaning hard work.

sıkı çalışma anlamına gelen argo bir deyimdir.

Once more our six minutes are up!

Bir kez daha altı dakikamız doldu! Burada, 6 Dakika İngilizce'de

We hope you'll join us again soon for

more trending topics and

daha fazla trend olan konu ve

useful vocabulary here

kullanışlı kelime dağarcığı için yakında tekrar bize katılacağınızı umuyoruz

at 6 Minute English.

.

But that's

Ama

goodbye for now!

şimdilik veda!

Goodbye!

Güle güle!