Ozone layer improving: BBC News Review

A good news story about the environment.

Çevre ile ilgili güzel bir haber.

The hole in the ozone layer is getting smaller.

Ozon tabakasındaki delik küçülüyor.

This is News Review from BBC

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir

Learning English. I'm Beth.

. Ben Beth'im.

And I'm Phil. Make sure you watch to the end to learn the vocabulary

Ben de Phil'im.

you need to talk about this topic.

Bu konu hakkında konuşmanız gereken kelimeleri öğrenmek için sonuna kadar izlediğinizden emin olun.

And remember subscribe to our channel, 'like' this video

Ve kanalımıza abone olmayı, bu videoyu "beğenmeyi"

and try the quiz on our website.

ve web sitemizdeki testi yapmayı unutmayın.

Now, today's story.

Şimdi, bugünün hikayesi.

The hole in the ozone layer is getting smaller. Back in the 1980s,

Ozon tabakasındaki delik küçülüyor. 1980'lerde

countries agreed to stop producing the chemicals that damage

ülkeler,

the atmosphere's protective shield.

atmosferin koruyucu kalkanına zarar veren kimyasalların üretimini durdurma konusunda anlaştılar.

The UN now predicts the ozone layer will return to its 1980

BM şimdi ozon tabakasının 2066'da 1980'deki seviyesine döneceğini tahmin ediyor.

level by 2066.

You've been looking at the headlines.

Manşetlere bakıyorsunuz.

What's the vocabulary?

Kelime dağarcığı nedir?

OK, we've got 'on track', 'plugged' and 'chomping'.

Tamam, "yolda", "tıkalı" ve "yemek" var.

This is News Review from BBC Learning English.

Bu, BBC Learning English'ten Haber İncelemesidir . İlk başlığımıza

Let's have a look at our first headline.

bir göz atalım .

Yes, this one is from Sky:

Evet, bu Sky'dan:

Now, 2066 seems a long way off,

Şimdi, 2066 çok uzak görünüyor,

but the Earth's ozone layer should have recovered by then,

ancak Dünya'nın ozon tabakası o zamana kadar düzelmiş olmalıydı,

but we're looking at this expression 'on track'.

ama biz bu 'yolda' ifadesine bakıyoruz.

Now, Phil, what is 'track'?

Phil, 'yol' nedir?

OK, think about a car in a race.

Tamam, yarıştaki bir arabayı düşünün.

The place where it drives -

Sürdüğü yer -

that's a track.

bu bir yol.

And if the car is in a race,

Ve eğer araba bir yarıştaysa,

then there's only one direction

o zaman gittiği tek yön vardır

it goes in and we know where it's going to end up. It's on track.

ve sonunun nereye varacağını biliriz . Yolda.

And if a thing is on track, then

Ve eğer bir şey yolundaysa,

that means it's going to progress as we planned and it's likely to be a success,

bu, planladığımız gibi ilerleyeceği ve muhtemelen başarılı olacağı anlamına gelir,

but it hasn't happened yet.

ancak henüz gerçekleşmedi.

Right. So in this headline, it's saying that if nothing changes,

Sağ. Yani bu manşette, eğer hiçbir şey değişmezse,

if everything carries on the way that it is now, then the Earth's ozone layer -

her şey şu anda olduğu gibi devam ederse , o zaman Dünya'nın ozon tabakası -

this protective shield - will have recovered by 2066.

bu koruyucu kalkan - 2066'da düzelmiş olacak diyor.

But we're not there yet.

Ama henüz o noktaya gelmedik.

Now, this expression 'on track' reminds me of 'on course'. Are they similar?

Şimdi, bu 'yolda' ifadesi bana 'yolda' ifadesini hatırlatıyor. Benzerler mi?

Yes, 'on track' and 'on course' are more or less the same thing.

Evet, "yolda" ve "yolda" aşağı yukarı aynı şeydir.

Actually, I've just been thinking -

Aslında, düşündüm de -

if you're watching this programme,

bu programı izliyorsanız,

you're probably on track or on course to improve your English.

muhtemelen İngilizcenizi geliştirmek için doğru yoldasınız demektir.

That is true.

Bu doğru.

OK, let's look at that again.

Tamam, buna tekrar bakalım. Bir

Let's have our next headline.

sonraki başlığımız olsun.

OK, this one is from Dunya News...

Tamam, bu Dünya Haberlerinden...

So, we are talking about the hole

Yani

in the ozone layer again.

yine ozon tabakasındaki delikten bahsediyoruz.

And this time the word

Ve bu kez

we are looking at is 'plugged'.

baktığımız kelime 'tıkalı'.

Now, I know plug as a noun -

Şimdi, fişi bir isim olarak biliyorum -

it's a thing and I have one in my bath.

bu bir şey ve banyomda bir tane var.

Actually, yes, you probably do. A plug is

Aslında, evet, muhtemelen yaparsın. Tıkaç, banyoya veya lavaboya koyduğunuz

the plastic or rubber thing that you put in a bath or in a sink

plastik veya kauçuk şeydir

and it stops the water getting out.

ve suyun dışarı çıkmasını engeller.

That's right but here we are not talking about a hole in the bath -

Bu doğru ama burada banyodaki bir delikten bahsetmiyoruz -

it's a hole in the ozone layer and we are filling it,

bu ozon tabakasındaki bir delik ve biz onu

or plugging it to use the verb, with more ozone - that's a gas.

daha fazla ozonla dolduruyoruz veya tıkayacağız - bu bir gaz.

Now, what other things

Şimdi, başka ne tür şeyler

can we plug, Phil?

ekleyebiliriz, Phil?

Well, we can use it metaphorically.

Bunu mecazi anlamda kullanabiliriz.

We can talk about things we know.

Bildiğimiz şeyler hakkında konuşabiliriz.

And, when you want to find something new out, sometimes that can plug a hole

Ve yeni bir şey bulmak istediğinizde , bazen bu bilginizde bir boşluk tıkayabilir

in your knowledge.

.

That's right. And we also have electrical plugs - now

Bu doğru. Ayrıca elektrik fişlerimiz de var - şimdi

you put these into a hole in the wall - a socket - or into an electronic device.

bunları duvardaki bir deliğe - bir prize - veya bir elektronik cihaza takıyorsunuz.

Yes, and here we use plug to mean

Evet ve burada fişi bağlantı anlamında kullanıyoruz

connect. And, actually

. Ve aslında

if you keep watching us two, we'll keep you plugged in to all the latest news.

ikimizi izlemeye devam edersen, seni en son haberlerle meşgul etmeye devam edeceğiz.

We will. OK, let's look at that again.

Yapacağız. Tamam, buna tekrar bakalım.

Next headline, please.

Bir sonraki başlık lütfen.

OK. This is from ABC news in Australia:

TAMAM. Bu, Avustralya'daki ABC haberlerinden:

Now, I love this word 'chomping'.

Şimdi, bu 'chomping' kelimesini seviyorum. Kulağa

It sounds like what it means. Tell us more.

ne anlama geldiği gibi geliyor. Bize daha fazlasını anlat.

OK. So, if you 'chomp' something,

TAMAM. Bu nedenle, bir şeyi "yemek",

it means you bite it but you bite

onu ısırdığınız anlamına gelir, ancak

it really hard or really enthusiastically,

gerçekten sert veya gerçekten hevesle

and often quite noisily.

ve genellikle oldukça gürültülü bir şekilde ısırırsınız.

Yes, and this headline is using 'chomp' metaphorically,

Evet ve bu başlık, ozon tabakasını yiyip bitiren kimyasallardan bahsetmek için mecazi olarak 'chomp' kullanıyor

to talk about the chemicals that are eating away at the ozone layer.

.

Now, it's quite an unusual use of it, but it definitely grabs your attention.

Şimdi, oldukça alışılmadık bir kullanımı, ama kesinlikle dikkatinizi çekiyor.

So, what's a more usual way of using chomp?

Peki, chomp kullanmanın daha olağan bir yolu nedir ?

Well, think about a dinosaur or a ferocious animal,

Pekala, bir dinozoru veya vahşi bir hayvanı düşünün

and if it bites through something, you could say

ve eğer bir şeyi ısırırsa,

it just chomped right through it.

hemen onu parçaladığını söyleyebilirsiniz.

Yeah. And we can also use it to say that someone is eating a lot.

Evet. Ayrıca birisinin çok yemek yediğini söylemek için de kullanabiliriz.

Now, this morning,

Şimdi, bu sabah,

I was really hungry,

gerçekten açtım,

I had a very big breakfast, but I chomped my way through it.

çok büyük bir kahvaltı yaptım, ama bir lokma yedim.

Yeah, I saw you. I don't think you noticed me -

Evet, seni gördüm. Beni fark ettiğini sanmıyorum - orada

you were just chomping away down there.

sadece çiğniyordun .

Oh. OK! Let's look at that again.

Ah. TAMAM! Buna tekrar bakalım.

We've had 'on track': expected to succeed.

"Yolda" olduk: başarılı olmamız bekleniyor.

We've had 'plugged':

'Tıktık':

There was a hole. Now it's blocked.

Bir delik vardı. Şimdi bloke oldu.

'Chomping': eating something quickly and noisily.

'Chomping': hızlı ve gürültülü bir şekilde bir şeyler yemek. Web sitemiz bbclearningenglish.com'da

Don't forget there's a quiz on our website bbclearningenglish.com

bir sınav olduğunu unutmayın

Thank you for joining us. Bye.

Bize katıldığınız için teşekkür ederiz. Hoşçakal.

See you next time. Bye.

Bir dahaki sefere görüşürüz. Hoşçakal.