How To Use English Idioms | 🍕🍎🍳 FOOD IDIOMS 🍰🌭🍒 |

Hello I'm Emma from mmmEnglish and in this video I'm going to show you how to use

Merhaba ben mmmEnglish'den Emma ve bu videoda size en

my favorite English food idioms.

sevdiğim İngilizce yemek deyimlerini nasıl kullanacağınızı göstereceğim.

English idioms are a piece of cake!

İngilizce deyimler çok kolay!

Now if you don't know what English idioms are, they're expressions in

Şimdi, İngilizce deyimlerin ne olduğunu bilmiyorsanız, bunlar

English that are really commonly used or lots of them are really commonly used

İngilizce'de gerçekten yaygın olarak kullanılan ifadelerdir veya birçoğu gerçekten yaygın olarak kullanılmaktadır,

but the individual meaning of each word, each word on their own is different to

ancak her kelimenin bireysel anlamı, her kelimenin kendi başına

the meaning of the expression when all of these words are together. So this

anlamından farklıdır. tüm bu kelimelerin bir arada olduğu ifade. Yani bu

expression means that something is easy or simple to do.

ifade, bir şeyin yapılmasının kolay veya basit olduğu anlamına gelir.

I'm confident I passed the exam, it was a piece of cake!

Sınavı geçtiğime eminim, çocuk oyuncağıydı!

Now there are hundreds and hundreds of English idioms

Şimdi yüzlerce ve yüzlerce İngilizce deyim var,

so trying to learn them all is a pretty overwhelming task, isn't it?

bu yüzden hepsini öğrenmeye çalışmak oldukça ezici bir iş, değil mi?

Even just knowing which ones to focus on, which ones to try and learn and which ones to use!

Hangilerine odaklanılacağını, hangilerinin deneneceğini ve öğrenileceğini ve hangilerinin kullanılacağını bilmek bile!

Some idioms are commonly used and others are not, so my advice to you when

Bazı deyimler yaygın olarak kullanılır ve diğerleri kullanılmaz, bu yüzden deyimleri öğrenirken size tavsiyem,

you're learning idioms is not to use a huge long list of hundreds and hundreds

yüzlerce ve yüzlerce deyimden oluşan devasa uzun bir liste kullanmamanızdır

of idioms. In this lesson I'm going to share with you a few idioms that I use

. Bu derste sizinle neredeyse her gün kullandığım birkaç deyimi paylaşacağım

all the time, almost every day! And all of these idioms are to do with food.

! Ve tüm bu deyimler yemekle ilgilidir.

Ready? Let's try them out!

Hazır? Haydi onları deneyelim!

To put all of your eggs in one basket.

Tüm yumurtalarınızı bir sepete koymak için.

Now this idiom is used to describe when you risk everything at once and it

Şimdi bu deyim, her şeyi aynı anda riske attığınızı anlatmak için kullanılır ve

usually relates to money or opportunity or hopes for the future and it's based

genellikle para, fırsat veya gelecekle ilgili umutlarla ilgilidir ve yumurta dolu

on the idea that if you drop the basket that's full of eggs,

sepeti düşürürseniz

you'll lose everything.

her şeyi kaybedeceğiniz fikrine dayanır.

Perhaps it's a better idea to put your eggs in a few

Belki de yumurtalarınızı birkaç farklı sepete koymak daha iyi bir fikirdir

different baskets, so that if you drop one, you'll still have some others.

, böylece birini düşürürseniz, yine de başka sepetleriniz olur.

For example, while my brother trained to be a professional footballer, he also studied

Örneğin erkek kardeşim profesyonel futbolcu olmak için eğitim alırken aynı zamanda

a degree in engineering because my dad told him not to put all of his eggs in one basket.

mühendislik okudu çünkü babam ona tüm yumurtaları aynı sepete koymamasını söyledi.

Or, my uncle invested all of his savings into a company that went

Ya da amcam tüm birikimini

bankrupt. I don't know why he put all of his eggs in one basket.

iflas eden bir şirkete yatırdı. Neden tüm yumurtalarını aynı sepete koyduğunu bilmiyorum.

To be in a pickle.

Zor durumda olmak.

We use this idiom when we're in a difficult situation or we have a problem!

Zor bir durumda olduğumuzda veya bir sorunumuz olduğunda bu deyimi kullanırız!

And it's often said to be in a bit of a pickle, especially when it's not a

Ve genellikle biraz zor durumda olduğu söylenir , özellikle de

serious problem and you want to make it seem less serious than it really is.

ciddi bir sorun olmadığında ve gerçekten olduğundan daha az ciddi görünmek istediğinizde.

I'm in a bit of a pickle.

Biraz zor durumdayım.

For example,

Örneğin,

We're in a pickle.. We've just locked the keys in the car!

Zor durumdayız.. Az önce arabanın anahtarlarını kilitledik!

Or, I promised to pick up my sister from the airport, but I'm still at

Ya da ablamı hava alanından almaya söz verdim ama hala

work and I can't leave yet! I'm in a bit of a pickle,

işteyim ve henüz gidemem! Biraz zor durumdayım,

can you help?

yardımcı olur musunuz?

To bite off more than one can chew.

Çiğneyebileceğinden fazlasını ısırmak.

This is one of my favourite ones!

Bu benim favorilerimden biri!

It's when you try to do something that is too difficult for you and you're

Senin için çok zor olan bir şeyi yapmaya çalıştığın ve

not able to do it. Maybe you don't have the skills or you don't have the time to

yapamadığın zamandır. Belki becerileriniz yok ya da

make sure that you can do it.

yapabileceğinizden emin olacak zamanınız yok.

For example,

Örneğin,

He's been working back late every night

this week trying to finish the project. I think he's bitten off more than he can chew.

bu hafta projeyi bitirmek için her gece geç saatlere kadar çalışıyor. Bence çiğneyebileceğinden daha fazla ısırıldı.

Or, I'm so sorry! I haven't got time to meet you for lunch today.

Ya çok üzgünüm! Bugün öğle yemeği için seninle buluşacak vaktim yok. Kız

I'm organising my sister's surprise party and I've bitten off more than I can chew!

kardeşimin sürpriz partisini düzenliyorum ve çiğneyebileceğimden fazlasını ısırdım!

There's so much to do!

Yapılacak çok şey var!

Another good one! To butter someone up.

Başka bir iyi! Birini yağlamak için.

Now this idiom means that you be really nice or friendly to someone

Şimdi bu deyim, birine gerçekten iyi ya da arkadaş canlısı davranıp

so that you can get something from them, you want them to do something for you

ondan bir şey alabilmen, senin için bir şey yapmalarını istediğin

so you're very nice to them, you're buttering them up.

için ona çok iyi davranman, onları yağlaman anlamına gelir.

Have you ever cooked

Hiç

your mum a really nice meal or maybe taken her out for dinner and then asked

annenize gerçekten güzel bir yemek pişirdiğiniz ya da onu akşam yemeğine çıkardığınız ve sonra

her if you could borrow some money?

ona biraz borç para isteyip istemediğinizi sorduğunuz oldu mu? O

Then, you've buttered her up!

halde, onu yağladın!

Here are some more examples,

İşte birkaç örnek daha,

I know that Paul has a spare ticket to the concert

Paul'ün konser için yedek bir bileti olduğunu biliyorum,

perhaps if we butter him up, he might offer it to us!

belki onu yağlarsak, bize teklif edebilir!

Or, he'll have to butter

Ya da Noel'de

his boss up if he wants to take extra leave at Christmas.

fazladan izin almak istiyorsa patronunu yağlamak zorunda kalacak .

In a nutshell.

Kısaca.

Now this idiom is used to show that you're talking about something or

Şimdi bu deyim, bir şey hakkında konuştuğunuzu veya

describing something in a really simple way. You're not using many words, you're

bir şeyi gerçekten basit bir şekilde anlattığınızı göstermek için kullanılır. Çok fazla kelime kullanmıyorsunuz,

trying to be as clear and as simple as possible.

olabildiğince açık ve basit olmaya çalışıyorsunuz .

For example, your friend asked

Örneğin, arkadaşınız size

you about a movie that you saw on the weekend and you answer:

hafta sonu izlediğiniz bir film hakkında soru sordu ve siz cevap verdiniz:

Well... it's a complicated story, but in a nutshell, it's about three astronauts who disappear for

Pekala... bu karmaşık bir hikaye, ama kısacası,

about 30 years before returning to Earth with no memory of anything that had happened!

yaklaşık 30 yıl boyunca ortadan kaybolan ve hiçbir şey olmadan Dünya'ya dönen üç astronot hakkında. olan herhangi bir şeyin hatırası!

Another example, I don't want to explain their whole history but in a

Başka bir örnek, tüm geçmişlerini anlatmak istemiyorum ama

nutshell, they just wanted different things out of life. She wanted travel and

kısacası, hayattan sadece farklı şeyler istediler. Seyahat ve

adventure, he wanted to focus on his career. So in the end they broke up.

macera istiyordu, o da kariyerine odaklanmak istiyordu . Böylece sonunda ayrıldılar.

It's really sad.

Gerçekten üzücü.

So they are my favourite English food idioms!

Yani onlar benim en sevdiğim İngiliz yemek deyimleri!

I hope that you learned a couple of new ones and maybe you were reminded about some that you

Umarım birkaç yeni şey öğrenmişsinizdir ve belki de zaten bildiğiniz bazı şeyler size hatırlatılmıştır

already knew. Do you know any other English food idioms?

. Başka İngiliz yemek deyimleri biliyor musun?

Share them in the comments below, I'd love to hear from you!

Bunları aşağıdaki yorumlarda paylaşın, sizden haber almak isterim!

Remember to subscribe to my channel if

you haven't already so that you can keep up-to-date with all of my new lessons!

Tüm yeni derslerimden haberdar olmak için hala kanalıma abone olmadıysanız abone olmayı unutmayın!

You can also find me on Facebook and check out my

Ayrıca beni Facebook'ta bulabilir ve

website at mmmenglish.com for online courses and other information.

çevrimiçi kurslar ve diğer bilgiler için mmmenglish.com adresindeki web siteme göz atabilirsiniz.

I hope that you enjoyed this lesson and I will see you next time! Bye for now!

Umarım bu dersten keyif almışsınızdır ve bir dahaki sefere görüşürüz! Şimdilik hoşça kal!