How to Say & Use English Abbreviations | ASAP * FOMO * BTW * FYI

İngilizce Kısaltmalar Nasıl Söylenir ve Kullanılır | ASAP * FOMO * BTW * FYI

Well hey there I'm Emma from mmmEnglish.

Merhaba, ben mmmEnglish'den Emma.

Today I've got an awesome lesson for you about

Bugün size kısaltmalar hakkında harika bir dersim var

abbreviations.

.

Kind of a tricky word to say, isn't it?

Söylemesi biraz zor bir kelime, değil mi?

Abbreviation.

Kısaltma.

An abbreviation is a small group of letters

Kısaltma,

that represents a larger word or a larger phrase

daha büyük bir kelimeyi veya daha büyük bir cümleyi temsil eden küçük bir harf grubudur

and they're often used in written English

ve genellikle yazılı İngilizcede ve aynı zamanda

but also in spoken English too.

konuşma İngilizcesinde de kullanılır.

All of the ones I'm sharing in this lesson are really

Bu derste paylaştıklarımın hepsi gerçekten

common. They're used by native speakers in

yaygın. Ana dili İngilizce olan kişiler tarafından

formal situations but often

resmi durumlarda kullanılırlar, ancak genellikle gayri

informally as well, in text messages, on internet forums.

resmi olarak, metin mesajlarında ve internet forumlarında da kullanılırlar.

Knowing these abbreviations will make communicating

Bu kısaltmaları bilmek, iletişim kurmanızı

so much easier for you and knowing how to say them

çok kolaylaştıracak ve bunları doğru söylemeyi bilmek,

correctly will help you to be understood as well.

anlaşılmanıza da yardımcı olacaktır.

As usual, I've got a quiz for you at the end of this lesson

Her zaman olduğu gibi, bu dersin sonunda sizin için bir sınavım var,

so stick around, test what you know

bu yüzden devam edin, bildiklerinizi test edin

and put what you learn into practice.

ve öğrendiklerinizi uygulamaya koyun.

FYI.

Bilginize.

For all of you people out there that absolutely

Meydan okumayı kesinlikle seven

love a challenge, I've got a reminder for you

sizler için, Lingoda'daki arkadaşlarımızdan size bir hatırlatmam var

from our friends at Lingoda.

. Bir

The next Lingoda Language Sprint is about to start so

sonraki Lingoda Dil Sprinti başlamak üzere, bu yüzden

this is your chance to enrol and get

kaydolma ve devam ederken

up to a hundred per cent cashback while you're at it.

yüzde yüze varan para iadesi alma şansınız bu.

If you haven't had the chance to register yet then today

Henüz kayıt olma şansınız olmadıysa bugün

is your lucky day.

şanslı gününüz.

The closing dates for registrations have actually been

Kayıtlar için kapanış tarihleri ​​fiilen

extended until the 18th of September.

18 Eylül'e kadar uzatılmıştır.

To get all the details about how the Sprint works

Sprint'in nasıl çalıştığı ve ders ücretlerinizi nasıl yüzde yüz geri ödeyebileceğinizle ilgili tüm ayrıntıları almak için,

and how you can get a one hundred percent refund

on your class fees,

then make sure you check out this video up here

that has all the deets.

tüm ayrıntıları içeren bu videoyu izlediğinizden emin olun.

The details.

Ayrıntılar.

Now of course, if you've been watching my channel

Şimdi tabii ki kanalımı

for a while, you'll know that I'm a Lingoda student too.

bir süredir izliyorsanız benim de bir Lingoda öğrencisi olduğumu bilirsiniz.

I took their ninety-day challenge as a student in Spanish

Bir öğrenci olarak doksan günlük mücadelelerini İspanyolca olarak kabul ettim

and it was awesome.

ve harikaydı.

But as an English teacher, I can also really say that the

Ancak bir İngilizce öğretmeni olarak,

structure of the curriculum and the clear path

müfredat yapısının ve

that Lingoda offers to reach your next CEFR certification

Lingoda'nın bir sonraki CEFR sertifikanıza ulaşmanız için sunduğu net yolun

is also really great.

da gerçekten harika olduğunu söyleyebilirim.

All Lingoda classes are delivered by native teachers.

Tüm Lingoda sınıfları yerli öğretmenler tarafından verilmektedir.

You can take one-to-one or small group classes

Bire bir veya küçük grup dersleri alabilirsiniz

and all of those classes are available 24/7 so you can

ve bu derslerin tümü 7/24 mevcuttur, böylece

choose the time that best suits your schedule.

programınıza en uygun zamanı seçebilirsiniz.

Lingoda have an awesome blog on their website

Lingoda'nın web sitesinde

with plenty of free learning materials which is

pek çok ücretsiz öğrenme materyali içeren harika bir blogu var,

like most language sites I guess

sanırım çoğu dil sitesi gibi

but what makes the Lingoda blog different is

ama Lingoda blogunu farklı kılan,

that they've posts from their students

öğrencilerinden gönderiler

and interviews with their actual team.

ve gerçek ekipleriyle röportajlar olması.

This helps you to see what's happening behind the

Bu, perde arkasında neler olup bittiğini

scenes and actually

ve aslında sizin ve benim gibi

how committed they are to helping language learners

dil öğrenenlere olabildiğince iyi olmaları için yardım etmeye ne kadar kararlı olduklarını görmenize yardımcı olur

just like you and me

to be as best as they can be.

.

Anyway I will put all the links in the description down

Her neyse, tüm bağlantıları aşağıdaki açıklamaya koyacağım

below. Definitely check them out

. Kesinlikle onları kontrol edin

and let me know if you sign up for the Sprint.

ve Sprint'e kaydolursanız bana bildirin.

So first up let's start with some extremely common

İlk olarak,

everyday abbreviations that you really need to know.

gerçekten bilmeniz gereken bazı son derece yaygın günlük kısaltmalarla başlayalım.

Okay these are essential.

Tamam bunlar olmazsa olmaz.

You've probably seen most of them before, maybe

Muhtemelen çoğunu daha önce, belki

in professional emails or formal invitations,

profesyonel e-postalarda veya resmi davetlerde,

in other types of formal and informal writing.

diğer resmi ve gayri resmi yazı türlerinde görmüşsünüzdür.

You may have even heard some of them spoken.

Hatta bazılarının konuşulduğunu duymuş olabilirsiniz.

If you've been wondering what they mean or how to say

Bunların ne anlama geldiğini veya nasıl söyleneceğini merak ediyorsanız

them, this lesson is exactly what you need.

, bu ders tam da ihtiyacınız olan şey.

So let's start with P.S.

Öyleyse PS ile başlayalım.

Now it comes from the Latin words post scriptum,

Şimdi, sonradan yazılan anlamına gelen Latince post scriptum kelimesinden geliyor,

which means written after so we use

bu yüzden eklemeyi unuttuğunuz

P.S as an afterthought, to add something to a message

bir mesaja bir şey eklemek için sonradan akla gelen bir şey olarak P.S kullanıyoruz

that you've forgotten to include.

.

It's not usually spoken.

Genellikle konuşulmaz.

So back in the day, before computers

Yani eskiden, bilgisayarlardan

and text messages,

ve metin mesajlarından önce,

our grandparents used to write letters right?

dedelerimiz mektup yazardı değil mi?

Traditionally you'd write your letter,

Geleneksel olarak mektubunu yazarsın,

then you'd sign your name at the end

sonra adını imzalarsın

but then you'd realise I forgot to include that.

ama sonra onu eklemeyi unuttuğumu fark edersin.

There's something else I wanted to add.

Eklemek istediğim bir şey daha var.

P.S. Mum said hello and she can't wait to see you!

Not: Annem merhaba dedi ve seni görmek için sabırsızlanıyor! Bir mesajın sonunda

Another abbreviation that you'll often see

sıklıkla göreceğiniz başka bir kısaltma da

at the end of a message is RSVP.

RSVP'dir.

Now it's been around for a long time and it will

Şimdi uzun bir süredir var ve

probably continue to stay around for a long time

muhtemelen uzun bir süre daha ortalıkta kalmaya devam edecek

to come. It's actually a French expression

. Aslında Fransızca bir ifadedir

and it stands for répondez s'il vous plaît

ve

which simply means respond, please.

basitçe yanıt verin, lütfen anlamına gelen répondez s'il vous plaît'in kısaltmasıdır.

So we use it in English to ask for someone to

Bu yüzden, birinden bir davete yanıt vermesini istemek için İngilizce olarak kullanırız

respond to an invitation.

.

In the past, you would have mostly seen it in

Eskiden daha çok

written invitations but these days you'll see it in

yazılı davetlerde görürdünüz ama şimdilerde

emails, you'll see it in online invitations too.

e-postalarda, online davetlerde de göreceksiniz.

It's really common.

Bu gerçekten yaygın.

If you're invited to a wedding or a party or something

Bir düğüne, partiye veya buna benzer bir şeye davetliyseniz,

like that, then you'll see it written at the bottom.

altta yazılı olarak görürsünüz.

Please RSVP.

Lütfen Katılım Bilgisi Veriniz.

When you see RSVP,

LCV'yi gördüğünüzde

you need to respond, you need to confirm

yanıt vermeniz,

if you're attending the event and if you're not

etkinliğe katılıp katılmadığınızı onaylamanız ve

attending the event, you still have to tell them.

etkinliğe katılamıyorsanız yine de onlara söylemeniz gerekir.

Okay so they're asking for you to respond.

Tamam, yani cevap vermeni istiyorlar.

If someone tells you to do something ASAP,

Birisi size bir şeyi en kısa sürede yapmanızı söylüyorsa,

it means do it as soon as possible.

bu onu mümkün olan en kısa sürede yapın anlamına gelir.

You'll often hear it being used in professional context,

Profesyonel bağlamda kullanıldığını sık sık duyacaksınız,

it's really common in that setting. You might say

bu ortamda gerçekten yaygın.

I'm really sorry for the delay.

Gecikme için gerçekten üzgün olduğumu söyleyebilirsin.

I'll get the report finished ASAP.

En kısa sürede raporu bitireceğim.

So yeah it's used professionally, it's also used

Yani evet, profesyonel olarak kullanılıyor, gayri

informally a lot as well and when it's spoken

resmi olarak da çok kullanılıyor ve konuşulduğu zaman

you may actually hear

the word being pronounced phonetically.

kelimenin fonetik olarak telaffuz edildiğini gerçekten duyabilirsiniz.

ASAP.

EN KISA ZAMANDA.

Can you call me back ASAP?

Beni en kısa sürede geri arayabilir misin?

Or you'll also hear each letter being spoken individually.

Veya her harfin ayrı ayrı söylendiğini de duyacaksınız.

ASAP.

EN KISA ZAMANDA.

Can you call me back ASAP?

Beni en kısa sürede geri arayabilir misin?

Both options are fine right.

Her iki seçenek de gayet iyi.

Have you heard this one

Bunu duydunuz mu

or seen it written in an email before?

veya daha önce bir e-postada yazılı olarak gördünüz mü?

It's also really common to see in a professional context

Ayrıca, özellikle e-posta iletişiminde profesyonel bir bağlamda görmek gerçekten yaygındır,

in email communication especially but actually

ancak aslında

you might hear people say it too out loud.

insanların bunu çok yüksek sesle söylediğini duyabilirsiniz.

It means for your information.

Bilginize anlamına gelir.

So use it when you want to add a little bit of

Bu yüzden, o

extra important information

alright something that you think that person

kişinin

really would want to know.

gerçekten bilmek isteyeceğini düşündüğünüz ekstra önemli bilgileri biraz eklemek istediğinizde kullanın.

FYI the ticket says it starts at 9am

Bilgin olsun, bilet sabah 9'da başladığını söylüyor

but the speakers won't actually be there until 10.

ama konuşmacılar aslında 10'a kadar orada olmayacak.

This one is the abbreviation of the word versus.

Bu, karşı kelimesinin kısaltması.

Versus.

E karşı.

That second syllable is unstressed okay.

Bu ikinci hece vurgusuz tamam. E

Versus.

karşı.

So when you see this and you want to say it

Yani bunu gördüğünüzde ve

in spoken English, you always say the complete word,

İngilizce konuşurken söylemek istediğinizde, her zaman tam kelimeyi söylüyorsunuz,

you never say VS alright?

asla VS tamam mı demiyorsunuz?

But you will hear some native speakers reduce it down

Ancak bazı anadili İngilizce olanların bunu

to just verse instead of versus.

karşı yerine sadece mısralara indirgediğini duyacaksınız.

So versus is commonly used when two things are

Karşılık genellikle iki şey

put up against each other so you see it a lot in sports

karşı karşıya getirildiğinde kullanılır, bu yüzden bunu sporda çok görürsünüz,

right? When there's two teams playing each other.

değil mi? Karşılıklı oynayan iki takım olduğunda.

Melbourne versus Sydney.

Melbourne, Sidney'e karşı.

So ETA stands for estimated time of arrival

Yani ETA, tahmini varış zamanı anlamına gelir

and it's really commonly used to ask

ve birisinin ne zaman varacağını sormak için gerçekten yaygın olarak kullanılır

what time someone is going to arrive.

.

What's your ETA?

Tahmini varış süreniz nedir?

I'm about 10 minutes away.

Yaklaşık 10 dakika uzaktayım.

Simple right? Really simple question.

Basit değil mi? Gerçekten basit bir soru.

It's also used on schedules, you'll see it written

Tarifelerde de kullanılır, bazen yazıldığını görürsünüz

sometimes, maybe at a train station

, belki bir tren istasyonunda

where it will say the train,

trenin

where it's going to and it might say ETA next to it.

nereye gideceğini söyler ve yanında ETA yazabilir.

Next train from Paris

Paris'ten sonraki tren

ETA eight minutes.

ETA sekiz dakika.

Estimated time of arrival, eight minutes.

Tahmini varış süresi, sekiz dakika. Bu

So it's often used in spoken and written English

nedenle, genellikle sözlü ve yazılı İngilizcede kullanılır,

but when you pronounce it out loud, you

ancak yüksek sesle telaffuz ettiğinizde,

pronounce the three letters ETA.

üç harfli ETA'yı telaffuz edersiniz.

I could call you up over the phone and ask

Seni telefonla arayıp

What's your ETA?

tahmini varış sürenin nedir diye sorabilirim.

Or your boss might call you

Veya patronunuz sizi arayabilir

and say exactly the same thing.

ve tamamen aynı şeyi söyleyebilir.

What time will you arrive here?

Buraya ne zaman geleceksin?

Have you heard or even seen this one used before?

Bunun daha önce kullanıldığını duydunuz mu, hatta gördünüz mü?

You're going to see it a lot online in

Bunu internette

magazines, in books and blogs, that kind of thing.

dergilerde, kitaplarda ve bloglarda, bu tür şeylerde çokça göreceksiniz.

It stands for do it yourself

Kendin yap anlamına gelir

and it is referring to home projects,

ve ev projelerine,

home repairs and crafts,

ev onarımlarına ve el işlerine,

things that you do yourself by hand

instead of buying something that's already been

zaten yapılmış bir şeyi satın almak

made or paying a professional to come and do it for you

veya gelip sizin için yapması için bir profesyonele ödeme yapmak yerine kendi ellerinizle yaptığınız şeylere atıfta bulunur.

So you might see DIY kitchens,

mutfaklar,

DIY flower beds, DIY craft projects.

DIY çiçek tarhları, DIY zanaat projeleri.

What it means is it's simply a project that you do

Bunun anlamı, basitçe evde kendi başınıza yaptığınız bir projedir

at home yourself.

. Bununla

As you've been listening to me talk about it though,

ilgili konuşmamı dinlediğiniz için,

I'm sure you've picked up that the way that we say this

eminim ki bu kelimeyi söyleme şeklimizin

word is by spelling out the letters, DIY.

harfleri heceleyerek olduğunu anlamışsınızdır, DIY.

So are you into DIY projects?

Yani DIY projelerine var mısın?

Maybe you've been working

Belki

on a few things during lockdown.

karantina sırasında birkaç şey üzerinde çalışıyorsunuzdur.

Wi-fi is another really, really common one,

Wi-fi, gerçekten, gerçekten yaygın olan başka bir tanesidir,

one that my students often mispronounce

öğrencilerimin sıklıkla "wuffy" diyerek yanlış telaffuz ettikleri,

by saying whiffy which

actually sounds a little bit like a very informal word

aslında kulağa biraz

for kind of smelly, whiffy.

hoş kokulu, whiffy için gayri resmi bir kelime gibi geliyor.

You know I often see non-native English speakers

Biliyorsunuz, otel resepsiyonlarında veya bilgi masalarında sık sık anadili İngilizce olmayan konuşmacılar

asking for wi-fi in hotel receptions

wi-fi isterken görüyorum

or at information desks

and the response or the reaction that they get is

ve aldıkları yanıt veya tepki

kind of confused.

biraz kafa karıştırıcı.

Wi-fi? What is that?

Wifi? Bu nedir?

It's wi-fi.

Wi-fi.

This is my favourite one.

Bu benim favorim.

This abbreviation came from the internet but

Bu kısaltma internetten geldi ama

it's become pretty mainstream now, it's very common

artık oldukça yaygın hale geldi,

even in offline situations.

çevrimdışı durumlarda bile çok yaygın.

It's actually officially been added to the dictionary.

Aslında resmen sözlüğe eklendi.

And it stands for fear of missing out.

Ve bir şeyleri kaçırma korkusu anlamına gelir.

And when we use it, we usually say that we have FOMO

Ve bunu kullandığımızda genellikle bizde FOMO var

or he has FOMO.

ya da onun FOMO'su var deriz.

So think about when you're scrolling through Instagram

Bir düşünün, Instagram'da

or Facebook or Youtube or whatever,

, Facebook'ta veya Youtube'da gezinirken veya her neyse,

you get to see all these amazing things that everyone's

herkesin yaptığı tüm bu harika şeyleri görüyorsunuz

doing, right? People on holidays, on amazing hikes,

, değil mi? Tatillerde, harika yürüyüşlerde,

winning awards, graduating,

ödüller kazanan, mezun olan insanlar,

all of these awesome things.

tüm bu harika şeyler.

And do you ever catch yourself feeling a little sad

Ve kendinizi hiç kaçırdığınız için biraz üzgün

or a little depressed that you're missing out?

veya biraz depresif hissederken yakaladınız mı?

That you're not doing those things?

Bunları yapmadığını mı?

It's the worst thing about social media

Sosyal medyanın en kötü yanı

but that feeling is FOMO.

ama bu duygu FOMO.

It's fear of missing out.

Kaybetme korkusudur.

It's a feeling of missing out, of not having those things

Bu bir şeyleri kaçırma, o şeylere sahip olmama hissi

as well but like I said now it's really used

ama şimdi söylediğim gibi gerçekten

more generally just to talk about that

daha genel olarak sadece

feeling of anxiety when you worry about

missing out on important things or on fun social events.

önemli şeyleri veya eğlenceli sosyal etkinlikleri kaçırmaktan endişe ettiğinizde ortaya çıkan o kaygı duygusundan bahsetmek için kullanılıyor.

I usually say yes to everything

even if I'm tired or I'm feeling lazy because

Yorgun olsam veya tembel hissetsem bile genellikle her şeye evet derim çünkü

I really can't stand having FOMO!

FOMO'ya gerçekten dayanamıyorum!

I hate missing out.

Kaybetmekten nefret ediyorum.

So next up I've got some newer internet

Sırada,

abbreviations that you probably should know

even if you don't use them a lot yourself,

kendiniz çok fazla kullanmasanız bile muhtemelen bilmeniz gereken bazı yeni internet kısaltmaları var,

it's good to be able to recognise them and know

onları tanımak ve

what's going on, right?

neler olup bittiğini bilmek güzel, değil mi?

So you'll see them mostly in informal situations

Yani onları çoğunlukla

on the internet, text messages, on social media,

internette, kısa mesajlarda, sosyal medyada,

that kind of thing.

bu tür şeylerde gayri resmi durumlarda göreceksiniz.

Before we keep going here, I

Buraya devam etmeden önce,

just want to take a moment to

get something off my chest, make it really clear

kafamdan bir şeyler atmak için bir dakikanızı ayırmak istiyorum,

that using FOMO and any of the abbreviations

FOMO'yu ve bahsetmek üzere olduğum kısaltmalardan herhangi birini kullanmanın

that I'm about to mention

are not really appropriate in

very formal or professional contexts unless

çok resmi veya profesyonel bağlamlarda gerçekten uygun olmadığını açıkça belirtmek istiyorum.

you consider your colleague to be a really good friend

meslektaşınızı gerçekten iyi bir arkadaş

or something like that

veya buna benzer bir şey olarak görüyorsunuz

because in most formal contexts,

çünkü çoğu resmi bağlamda,

using these abbreviations sends a different message

bu kısaltmaları kullanmak incelikle farklı bir mesaj gönderiyor

subtly, a message like

,

I can't really be bothered

gerçekten rahatsız edilemiyorum

or I don't have enough time for you.

veya sizin için yeterli zamanım yok gibi bir mesaj. Bu kısaltmaları

So I just want you to be careful with

kullanırken dikkatli olmanızı istiyorum

how you're using these abbreviations.

.

Wherever you can

just use the full word or the full expression.

Tam kelimeyi veya tam ifadeyi kullanabileceğiniz her yerde.

Anyway we're going to see what you already know by

Her neyse,

doing a quick little quiz or a little game.

küçük bir sınav veya küçük bir oyun yaparak zaten bildiklerinizi göreceğiz.

So for each abbreviation you'll see on screen,

Ekranda göreceğiniz her kısaltma için,

I'm going to give you three different options for what it

ne anlama gelebileceği konusunda size üç farklı seçenek sunacağım

might mean. I want you to guess the correct answer

. Sizden doğru cevabı tahmin etmenizi istiyorum o

so take a pen and paper out right now,

yüzden hemen bir kalem kağıt alın,

write down your answers, tell me how many you get

cevaplarınızı yazın, kaç tane cevapladığınızı hemen

right down in the comments okay. I want to see

yorumlara yazın tamam mı?

how good you are.

Ne kadar iyi olduğunu görmek istiyorum.

Let's start with this one here.

Buradaki bununla başlayalım.

So does this abbreviation stand for too young,

Peki bu kısaltma çok genç,

thank you

teşekkür ederim

or talked yesterday?

veya dün konuştuk anlamına mı geliyor?

Kind of easy. It does mean thank you

Biraz kolay. Bu, teşekkür ederim anlamına geliyor

and sometimes depending on where you are

ve bazen dünyanın neresinde olduğunuza bağlı olarak

in the world, this will also be written as TQ

, bu aynı zamanda TQ veya TKS olarak da yazılacak

or TKS

but I literally hate this abbreviation, please don't use it.

ama bu kısaltmadan tam anlamıyla nefret ediyorum, lütfen kullanmayın.

If you are actually thankful,

Eğer gerçekten minnettarsan, kelimenin tamamını yazmak için

then just write the extra couple of letters

fazladan birkaç harf yaz,

to write the full word alright? It just shows people

tamam mı? İnsanlara

that you really actually do appreciate them.

onları gerçekten takdir ettiğinizi gösterir.

Alright so does this one mean

Pekala, bu

be right back,

hemen döneceğim anlamına mı geliyor,

burnt really badly or

çok kötü yanmış mı

but really beautiful?

yoksa gerçekten güzel mi?

So this one comes from the early days of internet

Yani bu, internet sohbetinin ilk günlerinden geliyor,

chatting when someone needed to step away from

birisinin bilgisayarından biraz uzaklaşması gerektiğinde

their computer for a little bit,

,

just for a few minutes and they would write BRB

sadece birkaç dakikalığına ve hemen

as in be right back.

arkadaki gibi BRB yazacaklardı.

It's still often used today in text and group chats

Bugün hala özellikle metin ve grup sohbetlerinde sıklıkla kullanılmaktadır,

especially but when spoken it's never really said

ancak konuşulduğu zaman gerçekten

BRB, just say be right back.

BRB denmez, sadece hemen döneceğim deyin.

So this one is super common.

Yani bu çok yaygın. Bu

Does it mean by the way,

arada,

but then what or

ama sonra ne anlama geliyor ya da

bring the wine?

şarabı getir? Bu

It means by the way

arada,

although maybe C is a good option too.

belki C de iyi bir seçenek olsa da anlamına gelir.

By the way.

Bu arada.

So mostly you see this in text messages

Yani bunu çoğunlukla

when people are writing ideas really quickly

insanlar çok hızlı bir şekilde fikir yazarken metin mesajlarında görürsünüz,

but you might even hear people say this one

ancak

out loud in informal situations, BTW.

BTW'nin gayri resmi durumlarda insanların bunu yüksek sesle söylediğini bile duyabilirsiniz.

BTW, I'm taking a break for 10 minutes. See you soon.

BTW, 10 dakika ara veriyorum. Yakında görüşürüz.

Actually, that just reminded me of BYO.

Aslında bu bana BYO'yu hatırlattı.

I forgot to mention it earlier, it's a really, really

Daha önce bahsetmeyi unuttum,

common one that you'll often see at restaurants

restoranlarda sıkça göreceğiniz gerçekten çok yaygın bir şey

and it means bring your own.

ve kendinizinkini getirin anlamına geliyor.

Usually it's referring to alcoholic drinks. So

Genellikle alkollü içeceklerden bahsediyor. Yani

bring your own wine, bring your own beer

kendi şarabınızı getirin, kendi biranızı getirin

because we don't

çünkü

serve it in the restaurant.

restoranda servis etmiyoruz.

But you know maybe when you're going to

Ama bilirsiniz, belki

a barbecue in a park with friends they might say

arkadaşlarınızla bir parkta mangal yapmaya gittiğinizde,

BYO meat or BYO drinks

BYO et veya BYO içecekler

or that kind of thing, bring your own.

veya bu tür şeyler diyebilirler, kendinizinkini getirin.

Alright this one is very recent, it's new.

Pekala, bu çok yeni, yeni.

Does it mean time for the meeting,

Toplantı zamanı,

too much information or

çok fazla bilgi veya

type more information.

daha fazla bilgi yazın anlamına mı geliyor?

So it stands for too much information.

Yani çok fazla bilgi anlamına gelir.

So let's think about a friend who might

Öyleyse,

tell you a little bit too much information right,

size biraz fazla bilgi verebilecek, çok

too much personal information, too much detail

fazla kişisel bilgi, çok fazla ayrıntı verebilecek bir arkadaş düşünelim,

that's kind of awkward or disgusting.

bu biraz garip veya iğrenç. O

Then you might say

zaman

TMI, I didn't need to hear that!

TMI diyebilirsin, bunu duymaya ihtiyacım yoktu!

Alright another very, very common one,

Pekala, çok, çok yaygın bir tane daha,

the best hamburger,

en iyi hamburger,

this is boring

bu sıkıcı

or to be honest.

ya da dürüst olmak gerekirse.

It's definitely a really useful one to know,

Kesinlikle bilinmesi gereken çok yararlı bir şey, hatta

it's used really frequently even

in some online magazines and blogs and things now

bazı çevrimiçi dergilerde, bloglarda ve diğer şeylerde bile çok sık kullanılıyor

but it means to be honest.

ama dürüst olmak gerekirse.

To be honest, I don't think it's the best burger in town.

Dürüst olmak gerekirse, şehirdeki en iyi burger olduğunu düşünmüyorum.

Again, when it's spoken,

Yine konuşulurken

it's spoken as full words not TBH.

TBH olarak değil tam söz olarak konuşulur.

In my office,

Ofisimde,

it's more obvious

daha açık

or in my opinion.

ya da bence.

Yeah this is in my opinion.

evet bu bence.

The band was great but the food wasn't very good,

Grup harikaydı ama bence yemek çok iyi değildi

in my opinion.

.

Another very new one but an important one to know.

Başka bir çok yeni ama bilinmesi gereken önemli bir tanesi.

In real life,

Gerçek hayatta,

I really like

gerçekten severim

or I rarely lie.

ya da nadiren yalan söylerim.

What do you think?

Ne düşünüyorsun? Bu

So we use this one to separate real life from things that

yüzden bunu, gerçek hayatı

happen online in movies or on social media

çevrimiçi olarak filmlerde veya sosyal medyada olan şeylerden

and that kind of thing. It means in real life.

ve bu tür şeylerden ayırmak için kullanıyoruz. Gerçek hayatta demektir.

They play video games together online but they've

Birlikte çevrimiçi video oyunları oynuyorlar ama

never met in real life.

gerçek hayatta hiç tanışmadılar.

Again, don't use the letters as the abbreviation

Yine konuşurken kısaltma olarak harfleri kullanmayın

when you speak, when you speak just say the full words.

, konuşurken tam kelimeleri söyleyin.

She's my hero,

O benim kahramanım,

shaking my head

başımı sallıyorum

or somebody might hear.

yoksa birileri duyabilir.

Did you get it? Shaking my head

Onu aldın mı? Başımı sallıyorum

but what does that actually mean?

ama bu aslında ne anlama geliyor?

So in real life, we shake our head right like this

Yani gerçek hayatta, bir şeyi

to show that we disapprove or we can't believe

onaylamadığımızı veya

something right so this is the texting form of this action.

bir şeye doğru inanamayacağımızı göstermek için bu şekilde kafamızı sağa sola sallarız, bu eylemin mesajlaşma şeklidir.

So if you texted me and you said

Yani bana mesaj attıysanız ve az önce

I just dropped my phone in the toilet!

telefonumu tuvalete düşürdüğümü söyleseydiniz!

I could respond with

Shaking my head.

Kafamı sallayarak cevap verebildim.

So how did you go with this little quiz?

Peki bu küçük testi nasıl yaptınız?

Did you know any of them? Some of them?

Onlardan herhangi birini tanıyor muydun? Bazıları?

Maybe you knew most of them or all of them

Belki çoğunu ya da hepsini biliyordunuz ki

in which case, I'm super impressed. I really hope that

bu durumda, çok etkilendim.

this video helps to inspire you to use them or to

Bu videonun, İngilizce'de kullanılan bu farklı kısaltmaları gördüğünüzde, okuduğunuzda veya duyduğunuzda onları kullanmanız veya

feel more comfortable

daha rahat hissetmeniz için size ilham vermesine gerçekten yardımcı olacağını umuyorum

when you see and you read or you hear

these different abbreviations used in English.

.

If there's anything that this lesson has revealed for us,

Bu dersin bizim için ortaya koyduğu bir şey varsa,

it's that English is always changing and evolving.

o da İngilizcenin her zaman değiştiği ve geliştiğidir. Her zaman

There's new ideas, new ways of expressing yourself

yeni fikirler, kendinizi ifade etmenin yeni yolları var

happening all of the time. You'll always be learning

. Her zaman

new ways of expressing yourself

kendini ifade etmenin yeni yollarını öğreneceksin

and hear people expressing themselves differently

ve insanların kendilerini farklı ifade ettiklerini duyacaksın, ben de

and so will I.

It's the same for me, I definitely learned a few new ways

öyle. Benim için de aynı,

to express myself whilst researching for this lesson.

bu ders için araştırma yaparken kesinlikle kendimi ifade etmenin birkaç yeni yolunu öğrendim.

So tell me how did you go down in the comments,

Peki yorumlara nasıl düştün söyle bana,

which ones did you get right or wrong?

hangilerini doğru ya da yanlış buldun? Bu derste eklemediğimi düşündüğünüz

Are there any other abbreviations that

başka kısaltmalar var mı

you can think of that I maybe didn't include in this

lesson or maybe there's some other ones that are

veya belki

used often in your own native language that you think

kendi ana dilinizde sık kullanılan ve

we should be using in English.

İngilizce'de kullanmamız gerektiğini düşündüğünüz başka kısaltmalar da var.

Definitely share those in the comments down below

Bunları kesinlikle aşağıdaki yorumlarda paylaşın

but right now I've got another lesson

ama şu anda tam burada sizi bekleyen başka bir dersim var

right here waiting for you.

.

I'll see you in there!

Orada görüşürüz!