What's the difference? American & British English? 🇺🇸🇬🇧

Hello! I'm Emma from mmmEnglish!

Merhaba! Ben mmmEnglish'den Emma!

My students are always asking me:

Öğrencilerim bana hep şunu soruyor:

What's the difference

between British English and American English?

İngiliz İngilizcesi ile Amerikan İngilizcesi arasındaki fark nedir?

Which one's the best?

Hangisi en iyisi?

Which one should I learn?

Hangisini öğrenmeliyim?

It's really confusing!

Gerçekten kafa karıştırıcı!

In my last lesson I talked about which type of English

Son dersimde hangi tür İngilizce

you should learn.

öğrenmeniz gerektiğinden bahsetmiştim.

You can watch that right here if you missed it.

Kaçırdıysanız hemen buradan izleyebilirsiniz.

But in this lesson

Ancak bu derste,

we are going to look at the main differences

between standard British English

standart İngiliz İngilizcesi

and standard American English.

ile standart Amerikan İngilizcesi arasındaki temel farklara bakacağız.

While it's incorrect to say that one type of English

Bir İngilizce türünün

is better than the other

diğerinden daha iyi olduğunu

or that one is more correct than the other,

veya birinin diğerinden daha doğru olduğunu söylemek yanlış olsa da,

it is important to be aware of the differences

between British and American English.

İngiliz ve Amerikan İngilizcesi arasındaki farkların farkında olmak önemlidir.

And focus on the type of English that is most

Ve sana en uygun İngilizce türüne odaklan

relevant for you.

.

And that is what this lesson is all about.

Ve bu ders bununla ilgili. İngiliz ve Amerikan İngilizcesi

The main areas that you'll notice differences between

arasındaki farkları fark edeceğiniz ana alanlar, aksan

British and American English are

accent, obviously, spelling, vocabulary

, açıkça imla, kelime bilgisi

and some areas of grammar including use of

ve edatların kullanımı

prepositions and use of collective nouns.

ve toplu isimlerin kullanımı da dahil olmak üzere bazı gramer alanlarıdır.

Now if you are studying for an English exam,

Şimdi, bir İngilizce sınavına çalışıyorsanız,

applying for or studying at an English University

bir İngiliz Üniversitesine başvuruyorsanız veya okuyorsanız

or using English professionally for your job

veya İngilizceyi işiniz için profesyonel olarak kullanıyorsanız,

then this lesson is especially important for you!

o zaman bu ders sizin için özellikle önemlidir!

Usually in all of these situations,

Genellikle bu durumların hepsinde

you need to pay attention to spelling and grammar rules

imla ve dilbilgisi kurallarına dikkat etmeniz gerekir

because it can affect your score or even your reputation.

çünkü bunlar puanınızı ve hatta itibarınızı etkileyebilir.

Okay so let's talk about some of these differences.

Tamam, bu farklılıkların bazılarından bahsedelim.

Starting with accent.

Aksanla başlayarak.

It's probably the most obvious difference.

Muhtemelen en bariz fark bu.

But the difference is not as simple as British

Ama fark, İngiliz

and American accents, right?

ve Amerikan aksanı kadar basit değil, değil mi?

Regional accents

in both of these countries can differ dramatically.

Bu ülkelerin her ikisindeki bölgesel aksanlar önemli ölçüde farklılık gösterebilir.

Someone from South London sounds very different

Güney Londra'dan biri, İskoçya'dan birinden çok farklı geliyor

than someone from Scotland.

.

And both sound very different from the Queen of England.

Ve ikisi de kulağa İngiltere Kraliçesi'nden çok farklı geliyor.

And it's the same in America,

Ve Amerika'da da aynı,

the accent can vary significantly

aksan

depending on where you are in the country.

ülkenin neresinde olduğunuza bağlı olarak önemli ölçüde değişebilir.

That said, if we compare standard British English

Bununla birlikte, standart İngiliz İngilizcesi

and standard American English accents,

ile standart Amerikan İngilizcesi aksanlarını karşılaştırırsak,

there are a few clear differences.

birkaç açık fark vardır.

There are differences in the way

that vowels are pronounced.

Sesli harflerin telaffuzunda farklılıklar vardır.

Hot.

Hot.

Sıcak.

Sıcak.

Okay so we would say hot. Hot.

Tamam, sıcak diyebiliriz. Sıcak.

Ant.

Karınca.

We say ant.

karınca diyoruz.

Ant. Ant.

Karınca. Karınca.

Leisure. Leisure. Leisure.

Boş vakit. Boş vakit. Boş vakit.

Leisure.

Boş vakit.

Americans tend to pronounce a flap T

Amerikalılar,

when the letter T is between two vowel sounds.

T harfi iki sesli harf arasında olduğunda bir flep T telaffuz etme eğilimindedir.

Like in these words.

Bu kelimelerdeki gibi.

The flap T is a flatter sound

Flap T

that actually sounds more like a D.

aslında daha çok bir D gibi ses çıkaran daha yassı bir sestir.

Water. Water.

Su. Su.

Bottle. Bottle.

Şişe. Şişe.

Little. Little.

Biraz. Biraz.

Daughter. Daughter.

Kız çocuğu. Kız çocuğu.

Hear that flap T sound?

Flap T sesini duydunuz mu?

Its also very common in my Australian accent as well.

Avustralya aksanımda da çok yaygın.

Standard American English clearly pronounces

Standart Amerikan İngilizcesi,

the R after a vowel sound

where most British English speakers don't.

İngiliz İngilizcesi konuşanların çoğunun yapmadığı bir sesli harften sonra R'yi açıkça telaffuz eder.

So for example,

Örneğin,

car, car.

araba, araba.

Burger, burger.

Burger, burger.

And I just say burger.

Ben de sadece burger diyorum.

Daughter, daughter.

Kızım, kızım. Bu videoda

You can hear some more of those examples

bu örneklerden bazılarını

in this video right here.

tam burada duyabilirsiniz.

Okay so accent is one difference.

Tamam, aksan bir farktır.

But there are some more frustrating differences

Ancak

that can actually get you into trouble, like spelling.

imla gibi, başınızı gerçekten belaya sokabilecek daha sinir bozucu bazı farklılıklar da vardır.

Americans spell English words differently

Amerikalılar İngilizce kelimeleri hepimizden farklı heceliyorlar

to the rest of us.

.

Some of you may actually think that the

Bazılarınız aslında

American spelling is easier.

Amerikan yazımının daha kolay olduğunu düşünebilir.

It was changed only a few hundred years ago

Sadece birkaç yüz yıl önce

from the British way to a new American English way.

İngiliz usulünden yeni bir Amerikan İngiliz usulüne değiştirildi.

And the reason was to make words

Nedeni de kelimelerin

look more phonetic.

daha fonetik görünmesini sağlamaktı.

So words are actually spelt more like they sound.

Yani kelimeler aslında kulağa daha çok benziyor.

It makes a lot of sense right?

Çok mantıklı değil mi?

Words that end in -our in British English

İngiliz İngilizcesinde -our ile biten kelimeler

so think about the words

colour, honour, neighbour.

color, honor, neighbour kelimelerini düşünün.

They simply end in -or in American English.

Basitçe Amerikan İngilizcesinde -veya ile biterler.

In British English verbs that end in an L

İngiliz İngilizcesinde

after a short vowel sound

kısa bir ünlü sesten sonra L ile biten fiiller,

have a double L when -ed or -ing are added.

-ed veya -ing eklendiğinde çift L'ye sahiptir.

Travelled or modelling for example.

Örneğin seyahat etti veya modellik yaptı.

But in American English there is only one L.

Ancak Amerikan İngilizcesinde yalnızca bir L vardır.

Jewellery is another example of this

Mücevherleri daha fonetik hale

though even more changes were made to make jewellery

getirmek için daha da fazla değişiklik yapılmış olsa da, Mücevherat bunun başka bir örneğidir

more phonetic.

.

Words ending in -ise in British English

İngiliz İngilizcesinde -ise ile biten kelimeler

end in -ize in American English.

Amerikan İngilizcesinde -ize ile biter.

Like realise, organise.

Gerçekleştir, organize et gibi.

Words ending in -re in British English

İngiliz İngilizcesinde -re ile biten kelimeler

end in -er in American English, most of the time.

Amerikan İngilizcesinde çoğu zaman -er ile biter.

Like in the word centre.

Kelime merkezinde olduğu gibi.

Words ending in -ence in British English

İngiliz İngilizcesinde -ence ile biten kelimeler,

end in -ense in American English

Amerikan İngilizcesinde

like defence and license.

defans ve lisans gibi -ense ile biter.

You'll also find some small differences with past forms

Ayrıca düzenli fiillerin geçmiş biçimleriyle bazı küçük farklılıklar da bulacaksınız

of regular verbs.

.

So the past tense of learn in American English is learnt

Yani Amerikan İngilizcesinde öğrenilenin geçmiş zamanı öğrenilir,

but in British English learned or learnt is possible.

ancak İngiliz İngilizcesinde öğrenilen veya öğrenilen mümkündür.

Though the -ed form is more common where I'm from.

Gerçi -ed formu benim geldiğim yerde daha yaygın.

Notice that the pronunciation is the same.

Telaffuzun aynı olduğuna dikkat edin.

The same rule applies for dreamt and burnt.

Aynı kural rüya gören ve yanmış için de geçerlidir.

As an extra hint make sure you're using a spellcheck tool

Ekstra bir ipucu olarak, öğrenmekte olduğunuz İngilizce türüne ayarlanmış bir yazım denetimi aracı kullandığınızdan emin olun

that is set to the type of English that you're learning,

,

so that it's correcting your spelling

böylece yazımınızı

with the right type of English.

doğru İngilizce türüyle düzeltir.

Vocabulary.

Kelime bilgisi. İngiliz ve Amerikan İngilizcesi

The most frustrating difference between

arasındaki en sinir bozucu fark

British and American English is surely vocabulary

kesinlikle kelime dağarcığıdır

- even for native speakers!

- anadili İngilizce olanlar için bile! Sadece farklı olan

There are hundreds of everyday words

yüzlerce günlük kelime var

that are just different.

.

And to make matters worse, Australian English

Ve daha da kötüsü, Avustralya İngilizcesi

Canadian English, New Zealander English

Kanada İngilizcesi, Yeni Zelanda İngilizcesi

South African English,

Güney Afrika İngilizcesi

can also use different words for the same thing.

de aynı şey için farklı kelimeler kullanabilir.

The difference is really obvious in nouns

Fark, isimlerde,

especially food, where each type of English

özellikle de yemekte, her bir İngilizce türünün

has different nouns for the same thing.

aynı şey için farklı isimlere sahip olduğu yerlerde gerçekten barizdir.

So for example the herb coriander

Örneğin, kişniş bitkisine

is called cilantro in America, nothing alike!

Amerika'da kişniş denir, benzeri yok!

And there are heaps of differences just like that.

Ve bunun gibi yığınla fark var.

I made a whole video about it right here.

Bununla ilgili bütün bir videoyu burada yaptım.

These differences in vocabulary are something

Sözcük dağarcığındaki bu farklılıklar,

that even native English speakers

anadili İngilizce olanların bile

have to try and understand too.

denemek ve anlamak zorunda olduğu şeylerdir.

We don't always know exactly

what another English speaker is talking about

because we use different words for the same thing.

Aynı şey için farklı kelimeler kullandığımız için başka bir İngilizce konuşanın ne hakkında konuştuğunu her zaman tam olarak bilemeyiz.

In those situations,

Bu gibi durumlarda,

we usually try to use the context of the sentence

to understand what this new word is.

bu yeni kelimenin ne olduğunu anlamak için genellikle cümlenin bağlamını kullanmaya çalışırız.

And if we still don't know, we just have to ask.

Ve eğer hala bilmiyorsak, sadece sormalıyız.

If you know what type of English you need,

Ne tür bir İngilizceye ihtiyacınız olduğunu biliyorsanız,

then I highly recommend

finding a native English teacher

who can help you to learn and understand

the English vocabulary that is used in that place.

o yerde kullanılan İngilizce kelimeleri öğrenmenize ve anlamanıza yardımcı olabilecek bir anadili İngilizce öğretmeni bulmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Cambly is a really great place for you to do that

Cambly, bunu yapman için gerçekten harika bir yer

because they've got native English teachers from

çünkü İngilizce konuşulan tüm ülkelerden anadili İngilizce olan öğretmenleri var

all English-speaking countries.

.

So if you're travelling to Canada,

Yani Kanada'ya seyahat ediyorsanız,

you can find a Canadian teacher to help you.

size yardımcı olması için Kanadalı bir öğretmen bulabilirsiniz.

If you're applying for a university in the United Kingdom,

Birleşik Krallık'ta bir üniversiteye başvuruyorsanız, sınavlarınızda gerçekten harika sonuçlar almanızı sağlayacak

then find a teacher who uses the accent, the vocabulary

aksanı, kelime dağarcığını ve imla kurallarını kullanan bir öğretmen bulun

and the spelling rules

that will get you really great results in your exams.

. Geldikten sonra

It will just make it so much easier for you

sizin için çok daha kolay hale getirecek

once you arrive.

.

And you can try a free 15-minute lesson with Cambly

Ve bu videonun hemen altındaki açıklamadaki bağlantıyı kullanarak Cambly ile 15 dakikalık ücretsiz bir dersi deneyebilirsiniz

by using the link in the description just below this video.

.

I've had a chat to a few different teachers there

Orada birkaç farklı öğretmenle sohbet ettim

and they've been super friendly and helpful

ve süper cana yakın ve yardımcı oldular, bu

so I really recommend it!

yüzden gerçekten tavsiye ediyorum!

Now, prepositions are confusing enough

Şimdi, edatlar yeterince kafa karıştırıcı,

without me telling you that sometimes

ben size

American and British English

Amerikan ve İngiliz İngilizcesinin bazen

use prepositions differently.

edatları farklı kullandıklarını söylememe rağmen.

But don't worry.

Ama endişelenme.

Most of them are exactly the same

Çoğu tamamen aynıdır,

but there's just a few that you need to be aware of

ancak farklı kullanıldıkları için bilmeniz gereken birkaç tane vardır

because they're used differently.

. Amerikan İngilizcesinde

"What are you doing on the weekend"

"We are you do you done on theweekend"

is common in American English

yaygınken,

whereas "What are you doing at the weekend"

"What are you do you done at theweekend" Birleşik

is more commonly used in the UK.

Krallık'ta daha yaygın olarak kullanılır.

In Australia we mostly use 'on'.

Avustralya'da çoğunlukla 'on' kullanırız.

When talking about a period in a week,

Bir hafta içinde bir dönemden bahsederken,

'through' is really common in American English.

Amerikan İngilizcesinde 'geçerek' gerçekten yaygın bir kullanımdır.

My brother works Monday through Friday

Erkek kardeşim Pazartesi'den Cuma'ya kadar çalışır,

whereas 'to' is more common in British English

oysa 'to' İngiliz İngilizcesinde

and also Australian English.

ve ayrıca Avustralya İngilizcesinde daha yaygındır.

My brother works Monday to Friday.

Erkek kardeşim pazartesiden cumaya çalışıyor.

These mean exactly the same thing.

Bunlar tamamen aynı anlama geliyor.

The good news is that native English speakers

İyi haber şu ki, hangisini seçerseniz seçin, anadili İngilizce olan kişiler

will understand you no matter what

sizi anlayacaktır

whichever one you choose.

.

So it's not a major problem,

Yani bu büyük bir sorun değil,

it's just something that you need to be aware of.

sadece farkında olmanız gereken bir şey.

When describing something that has recently occurred

Yakın zamanda meydana gelen ve

that affects the present moment,

şimdiki anı etkileyen bir şeyi tarif ederken,

I would use the present perfect, probably.

muhtemelen şimdiki zamanı kullanırdım.

But my American friends would likely use

Ancak Amerikalı arkadaşlarım muhtemelen bunun

the past simple tense instead.

yerine geçmiş zaman kipini kullanırdı.

So let me explain with an example.

Öyleyse bir örnekle açıklayayım. Az önce

If I've just eaten a big meal and someone asked

büyük bir yemek yemişsem ve biri

if I wanted dessert,

tatlı isteyip istemediğimi sorsa,

I'd say "No thanks, I've eaten too much!"

"Hayır teşekkürler, çok yedim!" derdim.

But an American would probably choose

Ancak bir Amerikalı muhtemelen

the past simple and simply say,

geçmişi basit seçer ve

"No thanks, I ate too much!"

"Hayır teşekkürler, çok yedim!"

Someone speaking British English would probably

İngiliz İngilizcesi konuşan biri muhtemelen

choose to use the present perfect tense in this situation

bu durumda şimdiki mükemmel zamanı kullanmayı seçerdi

Collective nouns, which are nouns that refer

to a group of things.

.

Like a group of students is called a class

Bir grup öğrenciye sınıf denildiği gibi

or a group of colleagues working on the same project

veya aynı proje üzerinde çalışan bir grup meslektaş

is a team.

bir ekiptir.

Or a group of cows is called a herd.

Veya bir grup ineğe sürü denir.

A family, an audience, a crowd.

Bir aile, bir seyirci, bir kalabalık.

These are all examples of collective nouns.

Bunların hepsi toplu isimlerin örnekleridir.

And British English and American English

Ve İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi, İngilizce cümlelerde

treat these nouns

bu isimleri farklı şekilde ele alır

differently in English sentences.

.

In American English, collective nouns are singular

Amerikan İngilizcesinde topluluk isimleri tekildir,

so they're treated in the same way as other

dolayısıyla diğer tekil isimlerle aynı şekilde ele alınırlar

singular nouns are.

.

The team has asked for more resources.

Ekip daha fazla kaynak istedi.

The band is really good!

Grup gerçekten çok iyi!

The class is meeting at the library after lunch.

Öğle yemeğinden sonra sınıf kütüphanede toplanıyor. Sınıfı oluşturan

So even though there are many individuals

pek çok kişi olmasına rağmen

that make up the class, grammatically, they're treated

dilbilgisi açısından

as a single thing, as one.

tek bir şey, tek bir şey gibi ele alınırlar.

In British English, collective nouns can be singular

İngiliz İngilizcesinde topluluk isimleri tekil olabileceği

but they can also be plural nouns as well.

gibi çoğul isimler de olabilir.

So someone using British English could say

Yani İngiliz İngilizcesi kullanan biri

either of these different options.

bu farklı seçeneklerden birini söyleyebilir.

The class is meeting at the library after lunch.

Öğle yemeğinden sonra sınıf kütüphanede toplanıyor.

So referring to the class as a whole.

Yani bir bütün olarak sınıfa atıfta bulunmak.

Or the class are meeting at the library after lunch.

Ya da sınıf, öğle yemeğinden sonra kütüphanede buluşuyor.

And that refers to

Ve bu,

all of the individuals that are part of the class.

sınıfın bir parçası olan tüm bireyleri ifade eder.

The difference is simply about whether the group

Aradaki fark, grubun

is being referred to as a whole, as a single unit,

bir bütün olarak mı, tek bir birim olarak mı

or as a collection of individuals inside the group.

yoksa grup içindeki bireylerin bir koleksiyonu olarak mı adlandırıldığıyla ilgilidir.

Then it's treated as plural.

Sonra çoğul olarak ele alınır.

The team has asked for more resources.

Ekip daha fazla kaynak istedi.

So that's the team as one unit.

Demek tek bir birim olarak ekip bu.

The team have asked for more resources.

Ekip daha fazla kaynak istedi.

The team as a group of individuals

Takım, bireylerden oluşan bir grup

and the meaning is identical.

ve anlam olarak aynıdır.

The band is really good.

Grup gerçekten çok iyi.

Or the band are too tired!

Veya grup çok yorgun!

The individual members of the band are too tired.

Grubun bireysel üyeleri çok yorgun.

While this lesson makes it seem like

Bu ders, Amerikan İngilizcesi ile İngiliz İngilizcesi

there are lots of differences between

arasında pek çok fark varmış gibi görünse de

American and British English,

,

they are really only a tiny, tiny percent of English.

bunlar gerçekten İngilizcenin çok küçük, çok küçük bir yüzdesidir.

With the grammar and prepositions,

Dilbilgisi ve edatlarla,

the differences are less serious and less obvious

farklar daha az ciddi ve daha az belirgindir

because people will still understand you

çünkü insanlar sizi yine de anlayacaktır. Kelime

The vocabulary and the spelling are the two main areas

dağarcığı ve yazım, dikkat etmeniz gereken iki ana alandır

that you need to pay attention to.

.

On the whole, American English and British English

Genel olarak, Amerikan İngilizcesi ve İngiliz İngilizcesi

are mostly very similar,

çoğunlukla birbirine çok benziyor,

we watch each other's TV shows,

birbirimizin TV programlarını izliyoruz,

we read each other's books.

birbirimizin kitaplarını okuyoruz.

We're used to it.

Biz buna alışkınız.

So really,

Yani gerçekten,

the two types of English are not so different at all.

iki tür İngilizce hiç de farklı değil.

If you've got any questions about this lesson

Bu dersle ilgili herhangi bir sorunuz varsa, size geri dönebilmem için

then pop them in the comments box below this video

bu videonun altındaki yorumlar kutusuna sorun

so that I can get back to you.

.

Make sure that you subscribe to my channel

by clicking that red button right there.

Sağdaki kırmızı butona tıklayarak kanalıma abone olmayı unutmayın.

And if you want, you can watch these two lessons

Ve isterseniz,

right here, to learn

more about the differences

between British and American English.

İngiliz ve Amerikan İngilizcesi arasındaki farklar hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu iki dersi buradan izleyebilirsiniz.

Thanks for watching and I'll see you next week.

İzlediğiniz için teşekkürler, haftaya görüşürüz.

Bye for now!

Şimdilik hoşça kal!