Lessons from My Father’s Final Days | Laurel Braitman | TED

54,907 views ・ 2024-07-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sena Feyza Guzel Gözden geçirme: Eren Gokce
00:04
You could say I had an unconventional childhood for a couple reasons.
0
4000
5464
Bazı sebeplerden alışılmadık bir çocukluğum olduğunu söyleyebiliriz.
00:10
I was born to Jewish
1
10465
2377
Güney Kaliforniya kırsalında Yahudi
00:12
avocado and citrus growers in rural Southern California.
2
12884
3379
avokado ve narenciye yetiştiricilerinin çocuğu olarak doğdum.
00:16
My dad was a surgeon at our local hospital,
3
16263
2836
Babamız yerel hastanemizde cerrahtı
00:19
and my mom ran the ranch
4
19140
2545
ve annem meyvelerimizi ticari amaçlı
00:21
where we sold our fruit commercially and they rescued donkeys.
5
21726
5464
sattığımız çiftliği işletiyordu ve eşekleri kurtarıyorlardı.
00:27
My early childhood was so beautiful,
6
27190
4880
Çocukluğumun ilk zamanları çok güzel,
00:32
strange and very privileged.
7
32070
3712
tuhaf ve çok ayrıcalıklıydı.
00:35
And you could say that I really had nothing to worry about
8
35824
3962
Endişelenecek bir şeyim olmadığını söyleyebilirsiniz
00:39
until I did.
9
39828
1334
ta ki bir ana kadar.
00:42
When I was three and my dad was 42,
10
42581
2585
Ben 3 babam 42 yaşındayken
00:45
he was diagnosed with metastatic bone cancer
11
45166
3337
ona metastatik kemik kanseri teşhisi kondu
00:48
and he was told he had six months to live.
12
48503
2920
ve altı ay ömrü olduğu söylendi.
00:51
He had his right leg amputated and he went in for chemo and radiation,
13
51798
5172
Sağ bacağı kesildi ve kemoterapi ve radyasyon aldı
00:57
which in the early 1980s for bone cancer was especially brutal.
14
57012
5005
ki kemik kanseri açısından 1980'lerin başı oldukça çaresiz bir zamandı.
01:02
And then, miraculously, he didn't die.
15
62809
2753
Ve sonra, mucizevi bir şekilde, ölmedi.
01:05
First we got a year, then we got two,
16
65895
2753
Önce beraber bir yılımız, sonra iki,
01:08
then we got five and then we got seven.
17
68690
3211
sonra beş ve sonra yedi yılımız oldu.
01:12
And then when I was 11,
18
72652
2878
Ve sonra ben 11 yaşındayken
01:15
the cancer came back and stayed for good.
19
75572
4379
kanser geri geldi ve temelli kaldı.
01:21
We lived between scans, like, that's how our time was meted out.
20
81870
5630
Taramalar arasında sanki zamanımız bitip tükeniyordu.
01:27
And we lived with the constant ticking clock of mortality.
21
87876
5630
Ve ölümün saatinin kesintisiz geri sayımlarıyla yaşıyorduk.
01:34
We all have a clock like this.
22
94758
1918
Hepimizin böyle bir saati vardır.
01:36
It's just in my family,
23
96676
1502
Ama benim ailemde
01:38
we could hear ours all the time.
24
98219
2128
her zaman bizimkini duyabiliyorduk.
01:42
More often than not, one of his scans turned up something.
25
102140
3378
Çoğu zaman, tarama alanlarından bir şey ortaya çıkardı.
01:45
Back tumor here, a neck tumor there,
26
105852
3086
Sırt tümörü burada, boyun tümörü orada
01:48
his other knee.
27
108938
1377
diğer dizi.
01:50
And then he would go in for treatment and then he would come back to us.
28
110357
3670
Tedavi için gider ve sonra bize geri dönerdi.
01:54
It was a little bit like a sinister version of “The Giving Tree,”
29
114027
4046
Biraz “The Giving Tree”nin uğursuz bir versiyonuna benziyordu,
01:58
only he was trading body parts for time with us.
30
118114
3546
ama o bizimle geçireceği zaman için vücut parçalarını takas ediyordu.
02:03
And then, as I mentioned, when I was 11,
31
123119
2795
Ve sonra, bahsettiğim gibi, 11 yaşında,
02:05
really he found out this was going to kill him and quickly.
32
125955
3713
gerçekten bunun onu öldüreceğini ve çabuk olacağını anladı.
02:09
And that's when he decided
33
129709
2670
Ve o zaman kardeşime ve bana
02:12
that he was going to teach my brother and I
34
132420
2169
o olmadan hayatta kalmak için
02:14
all the skills we would need to know to survive without him.
35
134589
3545
bilmemiz gereken tüm becerileri öğretmeye karar verdi.
02:18
And so while other kids were having play dates after school
36
138927
3545
Ve böylece diğer çocuklar okuldan sonra oyun randevuları yaparken
02:22
and riding their bikes,
37
142514
1501
ve bisikletlerini sürerken,
02:24
my brother and I were in my dad's version of survival school.
38
144057
3629
kardeşim ve ben babamın hayatta kalma okulu versiyonundaydık.
02:28
And we were learning all kinds of things:
39
148645
3503
Ve her türlü şeyi öğreniyorduk:
02:32
how to squish a man's eyeballs out if I was ever attacked.
40
152148
2878
Saldırıya uğrarsam bir adamın gözlerini nasıl oyacağımı.
02:35
(Laughter)
41
155026
2670
(Kahkahalar)
02:38
All about the Dewey decimal system,
42
158196
2127
Dewey ondalık sistemi hakkında her şeyi,
02:40
I don't know why.
43
160365
1209
nedenini bilmiyorum.
02:41
(Laughter)
44
161616
1335
(Kahkahalar)
02:42
The role of nitrogen in soil health.
45
162951
2878
Azotun toprak sağlığındaki rolü.
02:46
Member nations of the United Nations,
46
166329
2002
Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler
02:48
and so much more.
47
168373
1335
ve çok daha fazlası.
02:50
He was also doing a lot of things to be present for us after he died.
48
170583
3838
Ayrıca öldükten sonra bizim için var olmak amacıyla da birçok şey yapıyordu.
02:54
So things like becoming a beekeeper
49
174462
2169
Arıcı olmak gibi
02:56
and putting away enough honey that he knew wouldn't spoil
50
176673
3545
ve onlarca yıl sahip olalım diye bozulmayacağını bildiği kadar balı
03:00
so that we would have it for decades.
51
180260
1960
bir kenara koymak gibi şeyler.
03:03
Or planting trees around the ranch
52
183096
2711
Ya da çiftliğin etrafına o gittikten sonra
03:05
that would shade and feed us after he was gone.
53
185849
4546
bizi gölgeleyecek ve besleyecek ağaçlar dikmek.
03:10
Or even though I was only 12 at this point,
54
190895
3504
Ya da o noktada sadece 12 yaşında olmama rağmen
03:14
he started a coop of doves and put my brother in charge
55
194399
3420
bir güvercin kümesi kurdu ve kardeşimi,
03:17
so that he would let them go at my wedding someday.
56
197861
3503
bir gün düğünümde serbest bırakması için sorumlu tuttu.
03:21
Throughout it all,
57
201656
1210
O süre zarfında onun,
03:22
I knew he was suffering and often in terrible pain,
58
202907
3337
her ne kadar hakkında konuşmaktan hoşlanmasa da,
03:26
even though he really did not like to talk about it.
59
206244
3212
ızdırap çektiğini ve acı içinde olduğunu biliyordum.
03:30
And he always used to say
60
210999
3587
Ve her zaman ben, kardeşim
03:34
that when he couldn't enjoy life with me, my brother and my mom, he would die.
61
214586
5172
ve annemle hayatın tadını çıkarmazsa öleceğini söylerdi.
03:40
And I took this at face value until one afternoon when I was 16.
62
220675
5380
Ve 16 yaşımda bir öğleden sonrasına kadar bu kıymeti gördüm.
03:46
I went into their medicine cabinet looking for something
63
226639
2711
Bir şey aramak için ecza dolabına girdim
03:49
and I found an unmarked pill bottle with dosage instructions.
64
229392
5005
ve dozaj talimatları içeren işaretsiz bir hap şişesi buldum.
03:54
And I just knew.
65
234439
1251
Ve sadece biliyordum.
03:56
It was a terminal prescription.
66
236316
2085
Ölümcül bir reçeteydi.
03:58
It was right-to-die medication before it was legal.
67
238943
3546
Yasal olmayan ölme hakkı ilacıydı.
04:02
I wasn't mad.
68
242530
1293
Kızgın değildim.
04:04
I immediately understood what he had been saying all those years,
69
244115
4296
Bunca yıldır ne söylediğini
04:08
and that he had a plan,
70
248453
1835
ve bir planı olduğunu,
04:10
that there was a level of pain and suffering
71
250288
2377
çekmeyi istemediği bir acı ve ıstırap seviyesi
04:12
that he wasn't willing to experience,
72
252707
2586
olduğunu hemen anladım
04:15
and I didn't say anything to anybody, just put it back and left.
73
255293
3879
ve kimseye bir şey söylemedim, sadece geri koydum ve ayrıldım.
04:20
And then six months later,
74
260256
3712
Ve altı ay sonra,
04:24
we were on the phone
75
264010
1710
telefondaydık
04:25
and we got into a terrible fight.
76
265720
4338
ve korkunç bir kavgaya girdik.
04:30
It was so stupid.
77
270099
1168
Çok aptalcaydı.
04:31
It was about me not wanting to do my college applications,
78
271309
3086
Üniversite başvurularımı yapmak istemememle ilgiliydi,
04:34
and I was so angry
79
274395
1460
çok öfkeliydim
04:35
and I hung up on him
80
275897
1376
ve vedalaşmadan
04:37
without saying goodbye and without saying I loved him.
81
277315
3378
ve onu sevdiğimi söylemeden telefonu kapattım.
04:41
I didn't know it,
82
281778
1168
Bilmiyordum
04:42
but he was about to take his medication.
83
282987
2670
ama ilaçlarını almak üzereydi.
04:46
And I think when it came down to it,
84
286699
1752
Ve bence konu oraya geldiğinde
04:48
saying goodbye to me was just too impossible.
85
288451
2544
veda etmek mümkün değildi.
04:51
By the time I got home, he was unconscious
86
291788
2502
Eve geldiğimde, bilinçsizdi
04:54
and I would never hear his voice again.
87
294332
2878
ve sesini bir daha asla duymayacaktım.
04:59
I dealt with his death
88
299504
1335
Benim için istediği şeyleri
05:00
by doubling down on the things he wanted for me.
89
300880
2461
ikiye katlayarak ölümüyle başa çıktım.
05:04
I chased academic honors like a drug.
90
304759
2711
Uyuşturucu gibi akademik onurları kovaladım.
05:07
I played not one, but two Division I college sports.
91
307512
4921
Bir değil, iki Division I kolej sporu oynadım.
05:13
I wrote a book.
92
313268
1293
Bir kitap yazdım.
05:14
I got my PhD,
93
314602
2920
Doktoramı aldım
05:17
and then in my mid-thirties,
94
317522
3378
ve otuzlu yaşlarımın ortasında tamamen
05:20
I realized I was just completely exhausted.
95
320900
3170
bitkin olduğumu fark ettim.
05:26
I had been living my entire adult life
96
326072
4004
Tüm yetişkin hayatımı
05:30
in a way to prove to myself that I was good,
97
330118
4087
kendime iyi biri olduğumu kanıtlayacak şekilde yaşıyordum,
05:34
because someone who is good is not someone who hangs up
98
334247
3420
çünkü iyi olan bir kimse ölmekte olan babasının yüzüne telefon
05:37
on her dying dad.
99
337709
1543
kapatan biri olamaz.
05:40
I was using achievement
100
340461
2169
Başarıyı
05:42
and all of the shiny things that come along with it,
101
342672
3003
ve onunla birlikte gelen tüm şaşaalı şeyleri, kendi beslediğim
05:45
as a way of anesthetizing my own bad feelings
102
345675
3003
utanç, pişmanlık ve korkuyu bastırmak için
05:48
of shame, regret and fear.
103
348720
3461
kullanıyordum.
05:53
Those feelings were so big,
104
353099
2252
Bu duygular o kadar büyüktü ki,
05:55
I worried that if I let myself feel them for even a minute,
105
355351
2836
bir dakika bile hissetmeye izin verirsem, bir daha asla
05:58
I would never, ever feel anything else again.
106
358229
2586
başka bir şey hissetmeyeceğimden endişelendim.
06:02
But you cannot kill negative feelings,
107
362567
4004
Ancak olumsuz duyguları ne
06:06
sadly, with work and avoidance.
108
366613
3211
yazık ki iş ve kaçınma ile öldüremezsiniz.
06:09
(Laughter)
109
369866
2127
(Kahkahalar)
06:13
And mine came back with a jolt.
110
373161
3336
Ve benimki bir sarsıntı ile geri geldi.
06:16
On the outside, I was successful and thriving,
111
376497
3629
Dışarıdan başarılı ve gelişiyordum
06:20
and on the inside I was anxious,
112
380126
2753
ama içeride endişeliydim,
06:22
terrified and questioning my worth.
113
382879
3086
dehşete kapılıyor ve değerimi sorguluyordum.
06:27
By avoiding all of the negative feelings,
114
387175
3462
Tüm olumsuz duygulardan kaçınarak,
06:30
I was muting the fantastic ones too.
115
390637
2752
müthiş olanları da susturuyordum.
06:33
I was so scared about missing out
116
393973
2544
Neşe, huşu, aşk, merak gibi hayattaki
06:36
and losing more of the best things in life --
117
396559
2711
en iyi şeylerin daha fazlasını kaçırmaktan
06:39
joy, awe, love, wonder --
118
399312
2961
ve kaybetmekten o kadar korkuyordum ki
06:42
that I couldn't even let myself experience them.
119
402273
2670
onları deneyimleyemedim bile.
06:45
I needed to find a new way to be.
120
405485
1877
Yeni bir yol bulmam gerekiyordu.
06:47
I wanted to find a new way to be.
121
407403
2169
Yaşamanın yeni bir yolunu bulmak istedim.
06:50
So I did a bunch of stuff.
122
410531
2795
Bu yüzden bir sürü şey yaptım.
06:54
I interviewed a ton of grief specialists and therapists,
123
414077
5463
Bir sürü keder uzmanı ve terapistle röportaj yaptım
06:59
and I even went out into the wilderness with no food and no tent,
124
419582
5798
ve hatta beni en çok korkutan şeyi yapmak için
07:05
to do the thing that scared me most,
125
425421
2294
yemek ve çadırsız vahşi doğaya gittim;
07:07
which was to be alone with my own thoughts and feelings
126
427757
3212
yani kendi düşüncelerim ve duygularımla yalnız kalmak
07:11
and absolutely nothing to distract me from them.
127
431010
2753
ve dikkatimi onlardan başka bir şeye vermemek için.
07:14
I learned I can go about five days without eating,
128
434514
3003
Yemek yemeden yaklaşık beş gün
07:17
about a week without talking to anyone,
129
437517
2461
kimseyle konuşmadan ve sonsuza dek telefonumu
07:20
and forever without checking my phone.
130
440019
2503
kontrol etmeden bir hafta geçirebileceğimi öğrendim.
07:22
(Laughter)
131
442563
1669
(Kahkahalar)
07:25
But what hit me the hardest
132
445024
1710
Ama beni en çok etkileyen şey,
07:26
was becoming a volunteer
133
446776
2502
çocuklara yönelik bir keder destek
07:29
at a grief support organization for kids.
134
449320
3837
organizasyonunda gönüllü olmaktı.
07:34
So many of them thought they were bad, too.
135
454534
4296
Onların da birçoğu kendilerini kötü görüyordu.
07:38
They'd been out of the room playing when their mom died,
136
458830
3170
Anneleri öldüğünde odanın dışında oynuyorlardı
07:42
or they'd said something in anger to an ill parent that they regretted.
137
462000
4462
ya da hasta bir ebeveyne öfkeyle pişman oldukları bir şey söylemişlerdi.
07:47
And I could so clearly see
138
467255
1793
Ve bu çocukların başına gelen
07:49
that the painful things that had happened to these kids were not their fault.
139
469090
3879
acı verici şeylerin onların suçu olmadığını açıkça görebiliyordum.
07:53
For the first time, I was able to see that that was probably true for me too.
140
473636
4171
İlk defa, bunun muhtemelen benim için de öyle olduğunu görebildim.
07:59
By blaming themselves,
141
479267
1877
Kendilerini suçlayarak,
08:01
the kids were making their losses make sense.
142
481144
3461
çocuklar kayıplarına anlam kazandırıyorlardı.
08:05
Even though it hurt to blame themselves,
143
485356
2503
Kendilerini suçlamak acıtsa da,
08:07
it gave them a reason for the terrible thing that happened,
144
487859
4546
onlara sevdikleri birini sebepsiz yere kaybetmek gibi
08:12
like losing someone they love for no reason at all.
145
492447
2586
korkunç şey için bir sebep verdi.
08:16
Maybe some of you can relate.
146
496576
2169
Belki bazılarınız ilişki kurabilir.
08:19
Often when we feel difficult things,
147
499871
4963
Çoğu zaman zor şeyler hissettiğimizde
08:24
we blame ourselves
148
504876
1751
kendimizi suçlarız çünkü
08:26
because it's easier than admitting we have no control.
149
506669
3379
kontrolümüz olmadığını kabul etmekten daha kolaydır.
08:31
That's what I had been doing for the 25 years since my dad died.
150
511007
4921
Babamın ölmesinden bu yana 25 yıldır yaptığım şey buydu.
08:36
But just because you feel guilt and shame,
151
516846
4046
Ancak suçluluk ve utanç hissetmen
08:40
does not mean you did something wrong.
152
520892
2836
yanlış bir şey yaptın demek değildir.
08:44
Just because you feel regret
153
524520
2169
Pişman hissetmek, vaktinde mutlaka
08:46
does not necessarily mean you should have acted differently.
154
526689
3295
farklı davranmanız gerektiği anlamına gelmez.
08:50
It sounds very simple and it is very hard to accept.
155
530735
4629
Çok basit görünse de kabullenmesi çok zor.
08:57
But ...
156
537450
1293
Ama...
08:59
Life is nothing
157
539160
2836
Hayat, sizi sınayacak
09:02
except one long sushi conveyor belt of things that are going to test you
158
542038
5547
ve aynı zamanda size öğretecek şeylerden oluşan, uzun bir suşi konveyör bandından
09:07
and teach you at the same time.
159
547627
2544
başka bir şey değildir.
09:10
I know this because first I lost my dad,
160
550880
3629
Bunu biliyorum çünkü önce babamı kaybettim,
09:14
but then we lost our family home to wildfire.
161
554509
3920
ama sonra aile evimizi orman yangınında kaybettik.
09:19
The house and everything in it burned,
162
559972
3003
Ev ve içindeki her şey yandı, babamın yapmak için
09:23
including almost everything that my dad had worked so hard
163
563017
4004
çok çalıştığı ve öldükten sonra bizim için
09:27
to do and leave for us after he died.
164
567063
3712
bıraktığı neredeyse her şey dahil.
09:30
And yet,
165
570775
2002
Yine de,
09:32
in one small wooden shed
166
572819
1876
yangından nasıl kurtulduğunu bilmediğim
09:34
that I do not know how this was spared by the fire,
167
574737
3253
küçük bir ahşap barakada, bir sürü eski tarım ekipmanının arkasında,
09:38
behind a bunch of old farming equipment,
168
578032
3045
babamın balından birkaç adet
09:41
we found a couple five-gallon plastic buckets of my dad's honey.
169
581077
4212
beş galonluk plastik kova bulduk.
09:47
He'd harvested it more than 30 years earlier
170
587416
2837
Onu 30 yıldan fazla bir süre önce hasat etmişti
09:50
and it was still perfect.
171
590253
2252
ve hâlâ mükemmeldi.
09:54
The ancient Egyptians used honey as a sweetener
172
594966
3962
Eski Mısırlılar balı tatlandırıcı ve aynı zamanda
09:58
and also as a natural antibiotic.
173
598928
2586
doğal bir antibiyotik olarak kullandılar.
10:01
On one papyrus, it was written that when the Sun god cried,
174
601931
4963
Bir papirüs üzerinde, Güneş tanrısı ağladığında
10:06
his tears fell to Earth
175
606936
1793
gözyaşlarının Dünya’ya düştüğü
10:08
and became bees that made honey for the people.
176
608729
2962
ve insanlar için bal yapan arılar hâline geldiği yazılmıştır.
10:13
Life from grief.
177
613568
2335
Üzüntüden meydana gelen hayat.
10:16
Pain into sweetness.
178
616612
2253
Acıdan çıkan tatlı.
10:19
Sorrow into medicine.
179
619282
1960
Hüzünden oluşan ilaç.
10:21
Two years after the fire,
180
621784
3796
Yangından iki yıl sonra
10:25
I lost my mom.
181
625621
1669
annemi kaybettim.
10:28
Also to cancer.
182
628916
1168
Yine kansere.
10:30
But quickly this time.
183
630126
1668
Ama bu sefer çabuk.
10:32
She chose right-to-die too, which was legal now.
184
632670
3212
O da ölme hakkını seçti, ki bu artık yasaldı.
10:36
And because of the experience we'd had with my dad,
185
636465
2628
Ve babamla yaşadığımız deneyim yüzünden,
10:39
we vowed that this time would be totally different.
186
639093
2753
bu sefer tamamen farklı olacağına söz verdik.
10:42
No one would be left wondering if they messed up
187
642263
2669
Hiç kimse bir şeyleri berbat edip etmediğini veya
10:44
or if she knew how much she meant to them.
188
644974
3212
onlar için kıymetini bilip bilmediğini merak etmeyecekti.
10:48
So we had a living memorial service for her,
189
648978
3795
Bu yüzden onun için hayattayken bir anma töreni yaptık
10:52
and we each took turns telling her how much she meant to us,
190
652773
4380
ve her birimiz sırayla ona, bizim için ne kadar değerli olduğunu söyledik
10:57
and she said the same thing back.
191
657153
2252
ve o da aynı şeyi geri söyledi.
11:00
It was so beautiful
192
660281
2836
Çok güzeldi
11:03
and it also really hurt.
193
663159
2044
ve aynı zamanda gerçekten acı verici.
11:06
I think if you can swing it,
194
666704
2085
Bence bunu kaldırabilirsen,
11:08
everyone deserves the chance to say goodbye.
195
668831
2836
herkes veda etme şansını hak ediyor.
11:14
What I know now,
196
674587
2461
Şimdi bildiğim
11:17
and what I wish I could tell my younger self,
197
677048
3128
ve genç benliğime söyleyebilmeyi dilediğim şey,
11:20
is that you cannot have joy without pain.
198
680176
3462
acı olmadan neşe yaşayamayacağınızdır.
11:24
You cannot have resilience without challenges.
199
684555
3420
Zorluklar olmadan dayanıklılığa sahip olamazsınız.
11:29
Happiness without sadness
200
689393
3170
Üzüntü olmadan mutluluk
11:32
or bravery without fear.
201
692563
2544
veya korkusuz cesaret.
11:36
These things are not opposites.
202
696484
2377
Bu şeyler zıt değildir.
11:39
They are partners.
203
699445
1668
Onlar ortaklar.
11:43
There is no such thing as happily ever after.
204
703699
2253
Sonsuza dek mutlu diye bir şey yoktur.
11:45
I'm sorry.
205
705952
1167
Üzgünüm.
11:48
There is only sadly happy and happily sad.
206
708454
3754
Sadece hüzünlü mutlu ve mutlu hüzünlü var.
11:52
And that's enough.
207
712208
1209
Ve bu kadar yeter.
11:53
It's more than enough, honestly.
208
713459
2211
Dürüst olmak gerekirse, fazlasıyla yeterli.
11:58
I like to think that before we enter this world,
209
718172
6048
Bu dünyaya girmeden önce,
12:04
we are asked to sign a kind of cosmic release form,
210
724262
5088
herhangi birini, bir şeyi ya da bir yeri derinden önemsemenin
12:09
acknowledging the extreme risk it is
211
729392
3211
aşırı riskini kabul ederek bir tür kozmik serbest bırakma formu
12:12
to care deeply about anyone or anything or any place.
212
732645
4838
imzalamamız istendiğini düşünmeyi seviyorum.
12:18
I imagine it goes something like this.
213
738693
2210
Bunun şöyle bir şey olduğunu hayal ediyorum.
12:22
"I hereby acknowledge that in exchange for the chance to live,
214
742196
4254
“Yaşama şansı karşılığında, hem acıyı hem de zevki,
12:26
I must accept both pain and pleasure,
215
746492
4546
hem neşeyi hem de üzüntüyü
12:31
joy and sorrow,
216
751038
1669
çoğu zaman aynı anda
12:32
often at the exact same time."
217
752748
2545
kabul etmem gerektiğini kabul ediyorum.”
12:35
(Laughter)
218
755334
1126
(Kahkahalar)
12:38
This is the ticket price for the chance that is to live.
219
758796
4838
Bu, yaşama şansı için bilet bedeli.
12:44
It's never too late to sign it.
220
764802
2169
İmzalamak için asla geç değildir.
12:47
Thank you.
221
767013
1167
Teşekkür ederim.
12:48
(Applause)
222
768180
5881
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7