A Cleaner World Could Start in a Rice Field | Jim Whitaker and Jessica Whitaker Allen | TED

32,052 views ・ 2023-10-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Öykü Vartürk Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:08
Jim Whitaker: I grew up on a family farm.
0
8046
2127
Jim Whitaker: Bir aile çiftliğinde büyüdüm.
00:10
My family's been farming for 130 years in southeast Arkansas,
1
10549
4170
Ailem 130 yıldır güneydoğu Arkansas’ta çiftçilik yapıyor
00:14
and I'm a fifth generation farmer.
2
14761
1835
ve ben beşinci nesil bir çiftçiyim.
00:17
We raise cotton, rice, corn and soybeans,
3
17347
3003
Kardeşim Sam ile birlikte pamuk, pirinç, mısır
00:20
along with my brother Sam,
4
20392
2085
ve soya fasulyesi yetiştiriyoruz
00:22
our extended families
5
22477
1710
ailemiz ve bizi destekleyen harika iş arkadaşlarımız olmasaydı
00:24
and a lot of great coworkers, could not do it without them.
6
24229
3587
bunu başaramazdık.
00:28
So when I was 16 years old,
7
28358
3921
16 yaşındayken bir gün
00:32
I came home from school one day.
8
32320
1544
okuldan eve geldim.
00:33
It was my dad's birthday.
9
33864
1835
O gün babamın doğum günüydü.
00:35
My birthday was three days later.
10
35699
2210
Benim doğum günümse üç gün sonraydı.
00:39
I expected in some type of party event.
11
39286
3253
Bir tür parti görmeyi bekliyordum.
00:42
But my dad had just went through the historic 1980 drought,
12
42914
4463
Ama babam, tarihi 1980 kuraklığını görüp geçirmişti.
00:47
and when I got home that day, my mom was crying,
13
47419
3253
O gün eve geldiğimde annem ağlıyordu.
00:50
my dad was trying to console her,
14
50714
3253
Babam onu teselli etmeye çalışıyordu
00:53
and there's a foreclosure letter on the bar.
15
53967
3795
Sonra, masada bir haciz mektubu gördüm.
00:58
We thought we were going to lose the family farm
16
58763
3045
Nesillerdir sahip olduğumuz aile çiftliğini
01:01
that we had had in our family for generations.
17
61808
3170
kaybedeceğimizi düşünmüştük.
01:07
Luckily, we did not lose the farm,
18
67230
2461
Neyse ki çiftliği kaybetmedik.
01:09
but he still struggled financially.
19
69691
2085
Ama yine de mali açıdan oldukça büyük bir mücadele verdik.
01:11
When I was 22 years old, after a little time in the army,
20
71818
4254
22 yaşındayken orduda geçirdiğim kısa sürenin ardından
01:16
I decided I was going to start farming.
21
76114
2377
çiftçiliğe başlayacağıma karar verdim.
01:19
So my brother and I rented a farm.
22
79159
2043
Kardeşimle bir çiftlik kiraladık.
01:21
My dad couldn't help us, he didn't have the finances.
23
81202
2503
Babamın bize yardım edecek bütçesi yoktu.
01:23
He could not help us get started.
24
83705
2252
Başlamamıza yardım edemedi.
01:25
Farming is very capital-intensive business.
25
85999
2502
Çiftçilik oldukça sermaye yoğun bir iştir.
01:29
And so we got an FHA beginning farmer loan.
26
89002
3211
Böylelikle FKY başlangıç çiftçi kredisi aldık.
01:32
And let me tell you something about renting a farm
27
92255
2419
Size 22 yaşındayken çiftlik kiralamakla ilgili
01:34
when you're 22 years old.
28
94716
1877
bir şey söyleyeyim.
01:37
No one rents you a farm unless no one else wants to rent it.
29
97218
4964
Başka kimse kiralamak istemedikçe kimse size bir çiftlik kiralamaz.
01:42
(Laughter)
30
102223
3087
(Kahkahalar)
01:45
It was a big piece of land, it was cash rent.
31
105352
2586
Alan baya büyük bir araziydi ve kirayı nakit ödüyorduk.
01:47
I mean, the stakes were set.
32
107938
2585
Demek istediğim, bahisler belirlenmişti.
01:50
We were doomed to fail.
33
110982
2044
Başarısızlığa mahkumduk.
01:53
And we weren't focused on environmental sustainability back then.
34
113360
3211
O zamanlar, çevresel sürdürülebilirliğe odaklanmadık.
01:56
We were focused on economic sustainability.
35
116613
2586
Ekonomik sürdürülebilirliğe önceliği vermiştik.
01:59
How do we make higher yield, how do we use less fertilizer?
36
119199
3545
Nasıl daha yüksek verim elde ederiz, nasıl daha az gübre kullanırız?
02:02
How do we get to the next year and feed our family?
37
122786
3211
Gelecek yılı nasıl getiririz ve ailemizi nasıl geçindiririz?
02:07
And ...
38
127415
1168
Derken
02:09
It happens that economic and environmental sustainability go hand in hand
39
129501
4337
ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğin
02:13
along with social sustainability.
40
133880
1919
sosyal sürdürülebilirlikle başa baş gittiği anladık.
02:15
As we used less fertilizer, used less water,
41
135799
3211
Daha az gübre ve su kullandıkça
02:19
our yields started going up.
42
139052
1668
verimimiz artmaya başladı.
02:20
It was just a great thing.
43
140720
2503
Bu harika bir şeydi.
02:23
So one of the first things we did on our rice fields,
44
143264
3963
Pirinç tarlalarımızda gerçekleştirdiğimiz ilk şeylerden biri olarak
02:27
we adopted a technique that's a little different.
45
147268
2712
biraz farklı bir teknik benimsedik.
02:30
We leveled our fields completely flat.
46
150522
2252
Tarlalarımızı eşit düzeye getirerek tamamen düzleştirdik.
02:32
This is called zero-grade.
47
152816
2043
Buna sıfır derece denir.
02:35
Rice all over the world is grown in a flooded environment.
48
155193
3629
Tüm dünyada pirinç suyla kaplı bir ortamda yetiştirilmektedir.
02:39
Everywhere.
49
159572
1544
Her yerde böyledir bu.
02:41
And most people use the natural contour of the Earth
50
161116
3670
Ve çoğu insan suyu aşağıya akıtmak için Dünya’nın
02:44
to cascade the water down and let the water flow downhill.
51
164828
4212
doğal konturunu kullanır ve suyun yokuş aşağı akmasına izin verir.
02:49
And there are always, we call it continuous flood.
52
169666
3378
Ve her zaman olan, sürekli sel dediğimiz su baskınları...
02:53
They continuously put water on their fields.
53
173044
3754
Tarla alarına sürekli bastırırlar.
02:56
And we leveled ours flat with a perimeter road.
54
176798
3921
Böylece biz alanımızı çevre yolu ile eşitledik.
03:01
And what that perimeter road lets us do is capture rainfall.
55
181511
3879
Çevre yolunun bize katkısı yağışları yakalamak oldu.
03:05
So we actually pump less water, we are able to use less water,
56
185432
4045
Yani aslında daha az su pompalıyoruz, daha az su kullanabiliyoruz.
03:09
we have less runoff, less erosion, less nutrients leaving our field.
57
189477
3629
Böylece daha az yağışa ve erozyona sahibiz, besinden kabımız yok.
Yani biz istemediğimiz sürece hiçbir şey tarladan eksilmiyor.
03:13
Nothing leaves our field unless we want it to.
58
193148
2544
03:15
So I get around farmers
59
195734
3753
Bu yüzden çiftçileri dolaşıyorum,
03:19
and I tell them about potential carbon credits and other things,
60
199529
4463
onlara potansiyel karbon kredilerinden ve diğer şeylerden söz ediyorum.
03:24
and our family was lucky,
61
204034
3336
Ailemiz şanslıydı, 2016 yılında pirinç üzerinde
03:27
we were one of the first ever in the world
62
207412
2127
tasarladığımız bu protokolü kullanarak
03:29
to sell agricultural carbon credits in 2016 to Microsoft using this protocol
63
209581
5672
Microsoft’a tarımsal karbon kredileri satan
03:35
that we've designed on rice.
64
215295
2085
ilk şirketlerden biriydik.
03:37
And I got that --
65
217756
1334
Ve şunu anladım.
03:39
Let me just back up a little bit and tell you how I got that.
66
219132
2878
Konuyu biraz başından ele alarak anlatayım.
03:42
I didn't get that on my own.
67
222010
2294
Tek başıma farkındalığına eriştiğim bir konu değildi.
03:44
I met two very instrumental people.
68
224679
2503
Bana yardımı çok fazla dokunmuş iki insanla tanıştım.
03:47
One was Dr. Merle Anders.
69
227182
1459
Bunlardan ilki Dr. Merle Anders’dı.
03:48
He is the world-renowned greenhouse gas expert,
70
228641
5172
Kendisi dünyaca ünlü bir sera gazı uzmanı
03:53
and he started mentoring me.
71
233855
1710
ve bana rehberlik etmeye başladı.
03:55
The other was a buyer from Mars Foods,
72
235565
2961
Diğeri Mars Foods’tan bir alıcı.
03:58
and we were in a leadership class together.
73
238526
2086
Onunla liderlik derslerini birlikte alıyorduk.
04:00
And we started talking and we started thinking about sustainability.
74
240612
3920
Sonunda konuşmaya başladık ve sürdürülebilirlik üzerine kafa yorduk.
04:04
So that's how my journey started.
75
244574
2961
İşte yolculuğum böyle başladı.
04:08
But you know, when I tell other farmers
76
248453
3045
Bilirsiniz, diğer çiftçilere
04:11
that they could potentially sell carbon credit,
77
251539
2962
karbon kredisi satabileceklerini söylediğimde
04:14
they could help companies reduce their scope 3 emissions,
78
254542
3337
şirketlerin kapsam 3 emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olabileceklerini,
04:17
they could save money,
79
257921
1793
paradan tasarruf edebileceklerini,
04:19
possibly enroll in environmental climate-smart practices
80
259756
4379
muhtemelen hükûmet için çevresel iklim akıllı uygulamalarına
kaydolabileceklerini söylediğimde,
04:24
for the government,
81
264135
1168
04:25
they say, "I'm just trying to get by."
82
265345
2961
“Sadece geçinmeye çalışıyorum.” cevabını alıyorum.
04:29
Farming is a generational business.
83
269099
2085
Çiftçilik nesiller arası bir iştir.
04:31
People have been doing things, passed down father to son, father to son.
84
271184
4880
İnsanlar bir şeylerle uğraşıyor ve babadan oğula aktarıyorlar.
04:36
And you'll see, father to daughter, here in a minute.
85
276106
3336
Ve bir dakika sonra göreceksiniz, babadan kıza da aktarılıyor.
04:39
It's passed down generationally,
86
279943
2794
Nesiller boyu aktarılıyor
04:42
and we only get one chance a year to make a mistake.
87
282737
3045
ve hata yapmak için yılda sadece bir şansımız var.
04:46
So when you tell people about doing things that are outside their norm,
88
286199
4546
Yani insanlara normlarının dışında olan şeyler yapmaktan bahsettiğinizde
04:50
it scares the heck out of them.
89
290787
1918
bu onları çok korkutuyor.
04:52
So I found a different way of talking to them about it.
90
292747
3962
Bu yüzden onlarla bunu konuşmanın farklı bir yolunu buldum.
04:56
I say, "Well, you know, you could save 40 to 50 dollars
91
296751
3212
Şöyle diyorum, “Bilirsin, pompalama maliyetinden
40 ila 50 dolar tasarruf edebilirsin.
05:00
on your pumping cost.
92
300004
1669
05:01
You could sell a carbon credit.
93
301714
1544
Karbon kredisi satabilirsiniz.
05:03
You could get paid more by a company for doing the right thing."
94
303258
3253
Doğru şeyi yaptığınız de için bir şirket tarafından ek ödeme alabilirsiniz.”
05:07
This starts to pique their interest.
95
307095
3670
Bu onların ilgisini çekmeye başlıyor.
05:10
Risk mitigation is how we're going to get farmers involved.
96
310807
4796
Risk azaltma, çiftçileri nasıl dahil edeceğimizdir.
05:15
We are a for-profit industry,
97
315895
2211
Biz, kâr amacı gütmeyen bir endüstriyiz
05:18
so they're not going to do anything that they think hurts their yields.
98
318148
3670
bu yüzden mahsullerine zarar verdiğini düşündükleri hiçbir şeyi yapmazlar.
05:22
So Jessica,
99
322235
2377
Jessica üniversitede işletme okudu.
05:24
went to college, got a business degree, a sustainability minor,
100
324654
6215
Sürdürülebilirlik alanında yan dal yaptı.
05:30
went on to get her MBA, emphasis on finance.
101
330869
3253
Finans üzerine işletme yüksek lisansını tamamladı
05:34
Now she's back helping me.
102
334789
2294
şimdiyse bana yardım ediyor.
05:37
Not all the time on the family farm.
103
337917
1752
Her zaman aile çiftliğinde değil.
05:39
She works for Ducks Unlimited,
104
339669
1460
Pirinç endüstrisindeki
05:41
one of the most aggressive conservationists in the rice industry.
105
341129
3754
en agresif koruma uzmanlarından biri olan Ducks Unlimited’ta çalışıyor.
05:44
They are an awesome partner to work with.
106
344883
3003
Onlar harika bir ortaktır.
05:47
She's back working with Ducks Unlimited,
107
347927
2711
Kızım hâlâ Ducks Unlimited ile çalışıyor.
05:50
but she's been helping me with protocols and data collection.
108
350638
3879
Ama bana protokoller ve veri toplama konusunda yardım ediyor.
05:54
One of the things that I wanted to figure out was,
109
354559
2711
Anlamak istediğim şeylerden biri
05:57
number one: What’s important?
110
357312
1877
önemli olanın ne olduğuydu.
05:59
How are we going to quantify it?
111
359230
1710
Bunu nasıl ölçeceğimiz
06:00
And then how are we going to sell that data?
112
360940
2253
ve bu verileri nasıl satacağımız.
06:03
Because everyone here wants to know, "Can we have your data?"
113
363651
3420
Çünkü buradaki herkes şunu merak ediyor
“Verilerinizi alabilir miyiz?”
06:07
No, you can't.
114
367405
1251
Hayır, alamazsınız.
06:08
(Laughter)
115
368656
3546
(Kahkahalar)
06:12
(Applause)
116
372535
1502
(Alkış)
06:14
Anyway, so we're trying to figure out how to quantify that.
117
374078
3337
Her neyse, bunu nasıl ölçebileceğimizi bulmaya çalışıyoruz.
06:17
So we established what is called the Smart Rice protocol.
118
377874
3962
Bu yüzden Akıllı Pirinç Protokolü olarak adlandırılan protokolü çıkardık.
06:21
We partner with a global seed company, RiceTec,
119
381878
2669
Global bir tohum şirketi olan RiceTec ile ortaklık yapıyoruz
06:24
and we have one of the first ever --
120
384589
2377
ve ilklerden birine sahibiz--
06:26
there's a couple more --
121
386966
1293
birkaç tane daha var--
06:28
I promise you it's the most rigorous,
122
388301
1793
sizi temin ederim ki bizimkisi en sıkı olanı
06:30
but we have one of the first ever third-party verified,
123
390094
2878
ilklerden biri üçüncü taraf onaylı sürdürülebilir pirinç paketleri
06:33
sustainable rice packages that hit the market a few months ago,
124
393014
4087
ürünlerimiz piyasaya birkaç ay önce çıktı
06:37
and we’re trying to get in retail locations.
125
397101
3379
ve perakende satış noktalarına ulaşmaya çalışıyoruz.
06:40
And then we’re also helping some major end users with their scope 3.
126
400480
6089
Ayrıca, bazı büyük nihai tüketicilere kapsam 3 konusunda yardımcı oluyoruz.
06:46
And I think that's going to be the future.
127
406569
2044
Bence bu gelecek olacak.
06:48
But Jessica's role in growing rice is much different than mine,
128
408613
4212
Jessica’nın pirinç yetiştiriciliğindeki rolü benimkinden çok farklı
06:52
and she's part of the next generation to come take over our family farm.
129
412825
4255
ve kendisi aile çiftliğimizi devralacak gelecek neslin bir parçası.
06:57
(Applause)
130
417080
6965
(Alkış)
07:07
Jessica Whitaker Allen: I'm a sixth generation farmer.
131
427298
2544
Jessica Whitaker Allen: Ben altıncı nesil bir çiftçiyim.
07:09
Growing up, I remember running around outside barefoot,
132
429884
3379
Çocukken dışarıda çıplak ayaklarımla koştuğumu
yılanlar, kaplumbağalar ve kurbağalar yakaladığımı,
07:13
catching as many snakes, turtles, frogs as possible,
133
433304
3837
onları evcil hayvan olarak eve getirdiğimde
07:17
and then trying to convince my parents to let me keep them inside as pets.
134
437141
3587
kalmaları için ailemi ikna etmeye çalıştığımı hatırlıyorum.
07:20
(Laughter)
135
440728
1001
07:21
Eventually, my dad bought me an aquarium,
136
441771
3462
(Kahkahalar)
Sonunda babam bana bir akvaryum satın aldı.
07:25
and we had fun with that for a little while inside
137
445275
2502
Bir süre bununla eğlendik
07:27
until a few of the snakes got lost in our house
138
447819
3545
ta ki birkaç yılan evimizde kaybolana kadar
07:31
and we never found them.
139
451406
2294
Onları hiç bulamadık.
07:33
Sorry.
140
453741
1168
Üzgünüm.
07:34
(Laughter)
141
454951
1668
(Kahkahalar)
07:36
We live and work in southeast Arkansas.
142
456661
2252
Güneydoğu Arkansas’ta yaşıyor ve çalışıyoruz.
07:38
McGehee, specifically.
143
458955
1626
Özellikle de McGehee’de.
07:40
Our town has 4,000 residents and one stoplight.
144
460581
3212
Kasabamızda 4000 kişi ve bir trafik lambası var.
07:44
The nearest airport, Starbucks, shopping mall, Whole Foods,
145
464294
3586
En yakın havaalanı, Starbucks, alışveriş merkezi, Whole Foods
07:47
is two hours away in any direction.
146
467922
2544
herhangi bir istikamete iki saat uzaklıkta.
07:51
Without places like this and farmers like us,
147
471301
3586
Böyle yerler ve bizim gibi çiftçiler olmasa
07:54
you'd be hungry, naked and sober.
148
474887
2336
aç ve açıkta kalırdınız.
07:57
(Laughter)
149
477682
1793
(Kahkahalar)
07:59
(Applause)
150
479517
6924
(Alkış)
08:07
I sometimes jokingly say that I have three,
151
487859
3003
Bazen şaka yaparak üç veya dört tane
08:10
sometimes four full-time jobs,
152
490903
2378
tam zamanlı işim olduğunu söylüyorum.
08:13
but I really have three or four full-time jobs.
153
493281
3170
Ama düşününce gerçekten de öyle.
08:17
My day job is as a conservation coordinator with Ducks Unlimited
154
497035
3920
Tam zamanlı işim, Rice Stewardship Partnership himayesindeki
08:20
under the Rice Stewardship Partnership.
155
500997
2461
Ducks Unlimited’ta muhafaza koordinatörü olarak çalışmak.
08:23
I work alongside rice farmers to protect,
156
503458
2711
Bunun yanısıra su kuşları için sulak alanları korumak,
08:26
restore and manage wetlands for waterfowl.
157
506169
3253
restore etmek ve yönetmek için pirinç çiftçileriyle birlikte çalışıyorum.
08:29
Waterfowl spend a lot of time in rice fields, by the way.
158
509422
3086
Bu arada su kuşları pirinç tarlalarında çok zaman geçirirler.
08:32
I’m also a wife, mother,
159
512884
2169
Ayrıca ben de bir eş ve anneyim.
08:35
and I do anything and everything I can for our family farm.
160
515094
3337
Aile çiftliğimiz için elimden gelen her şeyi yapıyorum.
08:38
The last one doesn't pay the bills,
161
518473
1710
Sonuncusu faturaları ödemiyor
08:40
but it's hard to say no to my dad.
162
520183
2252
ama babama hayır demek zor.
08:42
So when he sent me an email about a grant he was interested in
163
522435
4338
Bu yüzden, bana bir yıldan biraz daha uzun bir süre önce
ilgilendiği bir hibeyle ilgili e-posta gönderdiğinde, işe başladım.
08:46
a little over a year ago, I got to work.
164
526814
2253
08:49
My dad releases the butterflies and I have to catch them.
165
529442
3921
Babam kelebekleri serbest bırakır, bense onları yakalamak zorundayım.
08:53
I have to figure out how to do what's going on,
166
533363
3461
Aklında ne varsa
08:56
whatever is in his mind.
167
536824
1544
ve aklından ne geçiyorsa bulmalıyım.
08:58
He's the thinker, I'm the doer.
168
538368
1835
O düşünür, ben eyleme geçiririm.
09:01
This grant specifically was the USDA's partnerships
169
541412
3504
Bu hibe özellikle ABD Tarım Bakanlığının iklim açısından
09:04
for climate-smart commodities.
170
544957
2002
akıllı ürünler için ortaklıklarıydı.
09:07
I submitted a proposal on behalf of our farm,
171
547001
2544
Ben çiftliğimiz adına bir teklif sundum
09:09
and it was successfully selected.
172
549587
2419
başarılı oldu ve seçildi.
09:12
We are going to work with farmers in southeast Arkansas
173
552006
3879
Güneydoğu Arkansas’taki çiftçilere
09:15
to educate them about the benefits of growing sustainable rice.
174
555885
4213
sürdürülebilir pirinç yetiştirmenin faydaları hakkında eğitim vereceğiz.
09:20
We're going to work with veterans, immigrants,
175
560765
2836
Gaziler, göçmenler, sınırlı kaynakları olan
09:23
limited-resource and socially disadvantaged farmers.
176
563643
3879
ve sosyal açıdan dezavantajlı çiftçilerle çalışacağız.
09:27
Farmers that aren't so different from my family just a few generations ago.
177
567563
3796
Onlar, birkaç nesil önce ailemden pek de farklı olmayan çiftçiler.
09:31
We will then implement pay-for-practices
178
571859
2670
Daha sonra alternatif ıslatma ve kurutma, toprağı koruyucu bitkiler
09:34
such as alternate wetting and drying, cover crop, no till and low till.
179
574529
4713
saban ya da pulluk kullanmadan tarım gibi ödemeli uygulamalar uygulayacağız.
09:39
We will then help them learn about
180
579867
2503
Daha sonra, seragazı etkisini öğrenmelerine
09:42
and document their greenhouse gas benefits.
181
582412
3837
ve seragazı kazanımlarını belgelemelerine yardımcı olacağız.
09:46
Monitor, measure, report and verify them.
182
586290
2962
İzleme, ölçme, raporlama ve doğrulama.
09:49
Then market and sell that rice, at a premium,
183
589293
3129
Ardından, sürdürülebilir pirinç üretmenin faydalarını anlamalarına
09:52
to help them realize the benefits of producing sustainable rice.
184
592463
4296
yardımcı olmak için bu pirinci yüksek fiyatla pazarlayıp satacağız.
09:56
The economic advantage.
185
596759
1669
Ekonomik avantaj.
09:58
I'm a farmer, but not in the way you might think.
186
598761
2461
Ben bir çiftçiyim ama muhtemelen düşündüğünüz gibi değil.
10:01
I don’t drive the tractors, and I don’t plant the rice.
187
601556
3461
Traktör kullanmıyorum ya da pirinç ekmiyorum.
10:05
But I know how to take what my dad has learned
188
605059
2169
Fakat babamın bilgi birikimini ve uygulamalarını
10:07
and what he is doing and share that with others.
189
607228
2461
başkalarıyla nasıl paylaşacağımı biliyorum.
10:09
I know how to interpret the data
190
609689
2043
Verileri analiz ederek
10:11
and see the reduction in inputs
191
611732
2169
hem ekonomik hem de çevresel etkileri olan
10:13
that has both an economic and an environmental impact.
192
613901
4046
girdi azaltımını görmeyi biliyorum.
10:17
I don't know if that alone is enough to stop climate change,
193
617989
2919
İklim değişikliğini durdurmak için bunun tek başına yeterli olup olmadığını
10:20
but I'm surrounded by farmers that are doing everything they can
194
620950
3086
bilmiyorum ancak daha sürdürülebilir olmak adına
ellerinden gelen her şeyi yapan çiftçiler tanıyorum.
10:24
to be more sustainable.
195
624036
1836
10:25
I think my brother and I will take over the farm someday
196
625872
2627
Babam izin verirse
kardeşim ve ben bir gün çiftliği devralacağız.
10:28
if my dad lets us.
197
628541
1335
10:30
And hopefully when my son is old enough,
198
630543
3587
Dilerim, oğlum yeterince büyüdüğünde
10:34
I'll take him out on the farm and show him what I do.
199
634130
3128
çiftliğe götürüp ona neler yaptığımı gösterebilirim.
10:37
I'll tell him he can go do whatever he wants to do,
200
637300
2460
Ona ne isterse yapabileceğini söyleyeceğim.
10:39
and hopefully one day I'll see him back on the farm,
201
639802
2836
Ve umarım bir gün onu yedinci nesil olarak
10:42
the seventh generation.
202
642680
1668
bu çiftlikte görürüm.
10:45
But for that to happen,
203
645016
1543
Ancak bunun gerçekleşmesi için
10:46
we need a sustainable farming industry,
204
646601
2544
öncüleri ve yeniliklere, değişime açık olanları
10:49
one that rewards trailblazers and early adopters
205
649187
3295
cezalandırmak yerine ödüllendiren
sürdürülebilir bir tarım endüstrisine ihtiyacımız var.
10:52
instead of penalizing them.
206
652482
1793
10:54
Farmers like my family
207
654317
1209
Ailem gibi sürdürülebilir pirinç üretiminin
10:55
who are on the front lines of sustainable rice production.
208
655568
2920
ön saflarında olan çiftçilere.
10:59
JW: So Jessica mentioned alternate wetting and drying.
209
659280
2878
JW: Jessica alternatif ıslatma ve kurutmadan bahsetti.
11:02
And I think in my haste, I left it out.
210
662200
3503
Sanırım aceleyle bundan söz etmeyi unuttum.
11:05
So let me tell you what it is.
211
665745
2335
Hemen kısaca değineyim.
11:08
It is when we flood a rice field continuously, like my dad taught us,
212
668080
4380
Babamın bize öğrettiği gibi bir pirinç tarlasını sürekli olarak
su altından tuttuğumuzda üzerine 10 cm su koymuş oluruz.
11:12
we put four inches of water on it.
213
672460
1710
11:14
We have an evaporation rate of about a quarter inch a day,
214
674170
3420
Bunun günde yaklaşık yarım cm buharlaşma oranı var
11:17
so we have about 16 days of available water.
215
677590
3003
böylece yaklaşık 16 gün kullanılabilir suya sahip oluyoruz.
11:20
Rice is an anaerobic crop.
216
680635
1543
Pirinç anaerobik bir üründür.
11:22
It's grown in flooded conditions.
217
682220
1584
Sulak koşullarda yetişir.
11:23
When the soil starts to dry,
218
683846
2294
Toprak kurumaya başladığında,
11:26
the microbial community goes dormant,
219
686182
2336
mikrobiyal topluluk uykuya döner
11:28
and the field stops emitting methane emissions.
220
688559
2878
ve tarla metan emisyonları yaymayı durdurur.
11:31
Let me tell you why that's important.
221
691437
1794
Peki bu, neden önemlidir?
11:33
There are 400 million acres of rice grown globally.
222
693231
2419
Dünya çapında 1.6 milyar dönüm pirinç yetiştiriliyor.
11:35
It is the largest emitter of methane gas.
223
695691
1961
En büyük metan gazı salıcısından söz ediyoruz.
11:37
It is the largest user of irrigation water,
224
697652
2210
Sulama suyunu son derece fazla tüketir.
11:39
and our methods, if used, can reduce greenhouse gas by 50 percent,
225
699862
4088
Yöntemlerimizle sera gazı salınımı ve su kullanımını % 50 azaltabilir,
11:43
reduce water use by 50 percent,
226
703991
2169
dünyadaki açları beslemek için
11:46
increase yields to feed a hungry world.
227
706160
2503
verimi artırabiliriz.
11:49
(Applause)
228
709163
6882
(Alkış)
11:58
JWA: If our protocols were adopted more widely,
229
718923
3295
JWA: Protokollerimiz daha geniş kapsamlı bir şekilde benimsenmiş olsaydı
12:02
can you imagine the benefits?
230
722260
1918
bunun katkılarını düşünebiliyor musunuz?
12:04
If you take care of the planet, it will take care of you.
231
724971
2794
Gezegenimize gereken önemi verirsek o da bize gereken hassasiyeti gösterecek.
12:07
That's true for farmers and for all of us.
232
727765
2669
Bu, çiftçiler ve hepimiz için geçerlidir.
12:10
Farmers take care of consumers,
233
730476
1585
Çiftçiler tüketicilerin
hepinizin ihtiyaçlarını karşılıyor hem de her gün.
12:12
take care of all of you every single day.
234
732103
2586
Sizin de onları gözetme ve destekleme zamanınız geldi.
12:14
It's time for you to start taking care of farmers.
235
734730
2378
12:17
Thank you.
236
737108
1168
Teşekkür ederim.
12:18
JW: Thank you.
237
738317
1126
JW: Teşekkür ederim.
12:19
(Applause and cheers)
238
739485
5255
(Alkış ve tezahürat)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7