Karen Eber: How your brain responds to stories -- and why they're crucial for leaders | TED

212,764 views ・ 2021-02-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber: Ivana Korom Reviewer: Joanna Pietrulewicz
0
0
7000
Çeviri: ece cengiztekin Gözden geçirme: Ramazan Şen
Maria iş yerinde asansöre bindi.
Düğmeye basmak için uzandığında telefonu elinden kayıp düştü.
Telefon yerde sekti ve
00:13
Maria walked into the elevator at work.
1
13708
3226
00:16
She went to press the button when her phone fell out of her hand.
2
16958
3643
asansörle zemin arasındaki o küçük aralıktan aşağıya düştü.
00:20
It bounced on the floor and --
3
20625
4434
Ve farketti ki sadece telefonu değil
içinde ehliyeti, kredi kartı
00:25
went straight down that little opening between the elevator and the floor.
4
25083
4518
ve tüm hayatı olan cüzdanı da gitmişti.
00:29
And she realized it wasn't just her phone,
5
29625
2851
Güvenlik görevlisi Ray ile konuşmak için Danışma’ya gitti.
00:32
it was her phone wallet that had her driver's license,
6
32500
2524
Ray onu gördüğüne gerçekten çok sevindi.
Maria, her gün durup ona merhaba diyen
00:35
her credit card, her whole life.
7
35048
2761
00:37
She went to the front desk to talk to Ray, the security guard.
8
37833
3393
birkaç kişiden biri.
Aslında o doğumgünü,
00:41
Ray was really happy to see her.
9
41250
2101
00:43
Maria is one of the few people
10
43375
2309
en sevdiğin yemeği, son seyahatini hatırlayan insanlardan.
00:45
that actually stops and says hello to him each day.
11
45708
2893
Tuhaf olduğundan değil,
insanları gerçekten sever ve görüldüklerini hissetmelerinden hoşlanır.
00:48
In fact, she's one of these people that knows your birthday
12
48625
2851
00:51
and your favorite food, and your last vacation,
13
51500
3018
Ray’e neler olduğunu anlattı
ve Ray ona telefonunu ordan çıkarmanın
00:54
not because she's weird,
14
54542
1892
00:56
she just genuinely likes people and likes them to feel seen.
15
56458
4435
en az 500 dolara mal olacağını söyledi
ve Maria masasına geri dönerken o fiyat teklifi almaya gitti.
01:00
She tells Ray what happened,
16
60917
1517
20 dakika sonra aradı ve dedi ki, “Maria,
01:02
and he said it's going to cost at least 500 dollars
17
62458
2393
01:04
to get her phone back
18
64875
1268
01:06
and he goes to get a quote while she goes back to her desk.
19
66167
3976
asansörün muayene belgesine bakıyordum.
01:10
Twenty minutes later, he calls her and he says, "Maria,
20
70167
4934
Aslında önümüzdeki ay yıllık muayenesi yapılacakmış
Bugün gidip arayacağım
01:15
I was looking at the inspection certificate in the elevator.
21
75125
3601
ve telefonunu oradan alabileceğiz ve sana hiçbir maliyeti olmayacak.
01:18
It's actually due for its annual inspection next month.
22
78750
3559
Bunun olduğu gün,
Charles Schwab’ın CEO’su Walter Bettinger hakkında bir makale okudum.
01:22
I'm going to go ahead and call that in today
23
82333
2060
01:24
and we'll be able to get your phone back and it won't cost you anything."
24
84417
3476
Tüm notlarının A olduğu üniversite kariyerini,
01:27
The same day this happened,
25
87917
2184
100 çekmeyi umduğu son sınavına girdiğini ve
01:30
I read an article about the CEO of Charles Schwab, Walter Bettinger.
26
90125
4726
Profesörün tek bir soru sorduğunu anlatıyor:
01:34
He's describing his straight-A career at university
27
94875
3184
“Bu odayı temizleyen kişinin adı ne?”
01:38
going in to his last exam expecting to ace it,
28
98083
3351
Ve sınavdan kalıyor.
01:41
when the professor gives one question:
29
101458
3226
Onu görmüştü ama onunla daha önce tanışmamıştı
01:44
"What is the name of the person that cleans this room?"
30
104708
2750
Adı Dottie’ydi ve o gün hayatındaki
01:48
And he failed the exam.
31
108833
1685
tüm Dottie’leri tanıyacağına yemin etti.
01:50
He had seen her, but he had never met her before.
32
110542
3142
Çünkü Walter ve Maria insanların görüldüklerini
hissetmeleri için onlara yardımcı olmanın gücünü anlıyorlar
01:53
Her name was Dottie and he made a vow that day
33
113708
3018
özellikle bir lider olarak.
01:56
to always know the Dotties in his life
34
116750
2476
Bu hikayeyi General Electric’te çalışırken kullandım.
01:59
because both Walter and Maria
35
119250
1601
02:00
understand this power of helping people feel seen,
36
120875
2768
150 ülkede 90.000 çalışanı olan bir işletmenin kültürünü
02:03
especially as a leader.
37
123667
1500
02:06
I used that story back when I worked at General Electric.
38
126667
3684
şekillendirmekten sorumluydum.
Ve hikâyelerin insanlarla bağlantı kurmanın
02:10
I was responsible for shaping culture in a business of 90,000 employees
39
130375
4809
ve onların düşünmelerini sağlamanın
harika bir yolu olduğunu farkettim.
“Bu durumda ben ne yapardım?
02:15
in 150 countries.
40
135208
2143
02:17
And I found that stories were such a great way
41
137375
2434
Dottie’yi tanır mıydım?
veya hayatımda tanımam gereken Dottie’ler kimler?”
02:19
to connect with people
42
139833
1560
02:21
and have them think,
43
141417
1726
İnsanların cinsiyeti, kuşağı
02:23
"What would I do in this situation?
44
143167
2476
veya memleketi ne olursa olsun,
02:25
Would I have known Dottie
45
145667
1392
02:27
or who are the Dotties I need to know in my life?"
46
147083
3310
hikâyelerin yankı uyandırdığını ve işe yaradığını gördüm.
Ancak liderlerle yaptığım çalışmalarda,
02:30
I found that no matter people's gender or their generation
47
150417
3017
onların hikâye anlatmaya alerjileri olduğunu da gördüm.
02:33
or their geography in the world,
48
153458
2018
Nereden bulacaklarını bilmiyorlar,
02:35
the stories resonated and worked.
49
155500
2851
nasıl anlatacaklarını bilmiyorlar
02:38
But in my work with leaders,
50
158375
1351
veya veri sunmaları gerektiğini
02:39
I've also found they tend to be allergic to telling stories.
51
159750
3393
ve hikâye anlatmak için yerleri olmadığını düşünüyorlar.
02:43
They're not sure where to find them,
52
163167
1767
Ve bugün odaklanmak istediğim yer burası.
02:44
or they're not sure how to tell them,
53
164958
2018
Hikâye anlatmak ve veri sunmak aslında
02:47
or they think they have to present data
54
167000
1976
02:49
and that there's just not room to tell a story.
55
169000
3184
iki ayrı konu değil, birlikte duygusal güçlü bir şarkı oluşturabilirler
02:52
And that's where I want to focus today.
56
172208
2768
ve bu sizi bilgiye farklı bir şekilde ulaştırır.
02:55
Because storytelling and data is actually not this either-or.
57
175000
3726
Nasıl olduğunu anlamak için
önce bir hikâyeyi ve verileri dinlerken
02:58
It's an "and," they actually create this power ballad
58
178750
2893
nörolojik olarak ne olduğunu anlamamız gerekir.
03:01
that connects you to information differently.
59
181667
2851
Bir dersteyken veya bir toplantıdayken,
03:04
To understand how,
60
184542
1476
03:06
we have to first understand what happens neurologically
61
186042
2601
beyninizin iki küçük bölümü aktive olur.
03:08
when you're listening to a story and data.
62
188667
3309
Wernicke ve Broca bölgesi.
Burası bilgiyi işlediğiniz yer
03:12
So as you're in a lecture or you're in a meeting,
63
192000
2809
ve aynı zamanda duyduktan hemen sonra
03:14
two small parts of your brain are activated,
64
194833
2435
yüzde 50′sini unutmaya meyilli olmanızın nedeni de bu.
03:17
Wernicke and Broca's area.
65
197292
1934
Bir hikâye dinlediğinizde,
03:19
This is where you're processing information,
66
199250
2268
tüm beyniniz harekete geçmeye başlar.
03:21
and it's also why you tend to forget 50 percent of it
67
201542
2851
Duyularınız ve duygularınız devreye girdikçe
03:24
right after you hear it.
68
204417
2434
03:26
When you listen to a story,
69
206875
1934
loblarınızın her biri harekete geçer.
03:28
your entire brain starts to light up.
70
208833
3435
Ben düşen ve bir gümbürtüyle yere çarpan bir telefondan bahsederken,
03:32
Each of your lobes will light up
71
212292
2309
oksipital ve şakak loblarınız sanki o düşen telefonu görüyormuşsunuz
03:34
as your senses and your emotions are engaged.
72
214625
2976
ve bir gümbürtüyle çarptığını
03:37
As I talk about a phone falling and hitting the ground with a thud
73
217625
3684
duyuyormuşsunuz gibi hareketlenir.
03:41
your occipital and your temporal lobes are lighting up
74
221333
2935
Nöral eşleşme diye bir terim var;
buna göre, dinleyici olarak,
03:44
as though you are actually seeing that falling phone
75
224292
2851
beyniniz hikâye anlatıcısı kadar
03:47
and hearing it hit with a thud.
76
227167
2041
hareketlenir.
03:50
There's this term, neural coupling,
77
230125
2184
Bu aktiviteyi, sanki bunları gerçekten
03:52
which says, as the listener,
78
232333
2101
yaşıyormuşsunuz gibi yansıtır.
03:54
your brain will light up exactly as mine
79
234458
3685
Hikâye anlatıcılığı size bu yapay gerçekliği verir.
03:58
as the storyteller.
80
238167
1851
04:00
It mirrors this activity
81
240042
1809
Size karda yürümekten
04:01
as though you are actually experiencing these things.
82
241875
4143
ve her adımda
ayakkabılarımın altında çatırdayan kardan
04:06
Storytelling gives you this artificial reality.
83
246042
3142
ve yanaklarıma düşen büyük, ıslak kar tanelerinden bahsetsem,
04:09
If I talked to you about, like, walking through the snow
84
249208
2976
beyniniz şimdi karda yürüyormuşsunuz
04:12
and with each step,
85
252208
1310
04:13
the snow is crunching under my shoes,
86
253542
2726
ve bunları yaşıyormuşsunuz gibi hareketlenir.
04:16
and big, wet flakes are falling on my cheeks,
87
256292
4142
Bir aksiyon filminde oturup
hareket etmemenizin nedeni budur,
04:20
your brains are now lighting up
88
260458
1477
04:21
as though you are walking through the snow and experiencing these things.
89
261959
4017
ancak sanki ekrandaki yıldız sizmişsiniz gibi kalbiniz atar
çünkü bu sinirsel bağlantı,
04:26
It's why you can sit in an action movie
90
266000
2143
beyninizi sanki o aktiviteyi yapıyormuşsunuz gibi hareketlendirir.
04:28
and not be moving,
91
268167
1267
04:29
but your heart is racing as though you're the star on-screen
92
269458
3226
Hikâyeleri dinledikçe,
04:32
because this neural coupling has your brain lighting up
93
272708
2768
hikâye anlatıcısına karşı otomatik olarak empati duyarsınız.
04:35
as though you are having that activity.
94
275500
2625
Ne kadar çok empati duyarsanız,
beyninizde o kadar oksitosin serbest bırakılır.
04:39
As you listen to stories,
95
279167
1892
04:41
you automatically gain empathy for the storyteller.
96
281083
3851
Oksitosin iyi hissettme kimyasalıdır
04:44
The more empathy you experience,
97
284958
2268
ve ne kadar oksitosin varsa
konuşmacıyı o kadar güvenilir görürsünüz.
04:47
the more oxytocin is released in your brain.
98
287250
3101
04:50
Oxytocin is the feel-good chemical
99
290375
2518
Hikâye anlatmanın bir lider için bu kadar önemli bir beceri olmasının nedeni budur
04:52
and the more oxytocin you have,
100
292917
2351
çünkü hikâye anlatmak
04:55
the more trustworthy you actually view the speaker.
101
295292
3517
insanların size daha fazla güvenmesini sağlar.
04:58
This is why storytelling is such a critical skill for a leader
102
298833
3268
Bilgi almaya başladığınızda, farklı bazı şeyler olur.
05:02
because the very act of telling a story
103
302125
2684
Anlaşılması gereken bazı yanlış yorumlamalar var.
05:04
makes people trust you more.
104
304833
2560
Birincisi, davranışlarımızı bilgi almak değiştirmez,
05:07
As you begin to listen to data, some different things happen.
105
307417
3517
duygular değiştirir.
05:10
There are some misconceptions to understand.
106
310958
2851
Bilgi almak davranışlarımızı değiştirseydi,
her gün sekiz saat uyuyup egzersiz yapar, diş ipi kullanır,
05:13
And the first is that data doesn't change our behavior,
107
313833
3435
8 bardak su içerdik.
05:17
emotions do.
108
317292
1333
Ama aslında kararlarımızı böyle vermiyoruz.
05:19
If data changed our behavior,
109
319500
1518
05:21
we would all sleep eight hours and exercise and floss daily
110
321042
3476
Sinirbilimciler karar vermek üzerine çalıştılar,
05:24
and drink eight glasses of water.
111
324542
1976
amigdalamızda başlıyor.
05:26
But that's not how we actually decide.
112
326542
3351
Burası duyguları deneyimleme becerisine sahip olduğumuz
05:29
Neuroscientists have studied decision-making,
113
329917
2601
duygusal merkez üssümüz.
Burada, bilinçaltı bir seviyede karar vermeye başlıyoruz
05:32
and it starts in our amygdala.
114
332542
2684
05:35
This is our emotional epicenter
115
335250
1809
Zevk peşinde koşmak
05:37
where we have the ability to experience emotions
116
337083
2893
veya riskten kaçınmak için seçimler yaparız,
05:40
and it's here at a subconscious level where we begin to decide.
117
340000
4851
bunların hepsi daha biz farkına varmadan olur.
Farkına varmaya başladığımız anda,
05:44
We make choices to pursue pleasure
118
344875
2309
konu bilinç düzeyine geldiğinde,
05:47
or to avoid risk,
119
347208
1643
makulleştirmeye ve mantığa uygun hâle getirmeye başlarız,
05:48
all before we become aware of it.
120
348875
2976
bu yüzden kararları mantık çerçevesinde verdiğimizi düşünürüz,
05:51
At the point we become aware,
121
351875
2684
05:54
where it comes to the conscious level,
122
354583
1810
ancak kararların zaten bilinçaltımızda verildiğini fark etmeyiz.
05:56
we start to apply rationalization and logic,
123
356417
2851
05:59
which is why we think we're making these rationally-based decisions,
124
359292
3517
Bir sinirbilimci olan Antonio Damasio,
amigdalalarında hasar olan hastaları incelemeye başlamış.
06:02
not realizing that they were already decided in our subconscious.
125
362833
4042
Her yönden işlevleri tam çalışıyor
06:07
Antonio Damasio is a neuroscientist
126
367958
2310
ancak duygusal deneyimler yaşayamıyorlar.
06:10
that started to study patients that had damage to their amygdala.
127
370292
4601
Ve sonuç olarak karar alamıyorlar.
06:14
Fully functioning in every way,
128
374917
1809
“Şu taraftan mı gitsem bu taraftan mı” gibi
06:16
except they could not experience emotions.
129
376750
3393
basit bir şeyi bile yapamıyorlar
06:20
And as a result, they could not make decisions.
130
380167
3642
çünkü duyguları deneyimleyemiyorlar.
06:23
Something as simple as "do I go this way or this way"
131
383833
4101
Bu insanlar amigdalaları zarar görmeden önce
çok başarılı olan insanlardı.
06:27
they were incapable of doing,
132
387958
1476
Şimdi hiçbir projelerini tamamlayamıyorlar
06:29
because they could not experience emotions.
133
389458
3101
ve kariyerleri büyük bir darbe aldı
06:32
These were people that were wildly successful
134
392583
2518
çünkü karar vermek için duygusal deneyim yaşayamıyorlar.
06:35
before they had the damage to their amygdala
135
395125
2268
06:37
and now they couldn't complete any of their projects
136
397417
2642
Veri ile ilgili başka bir yanlış kanı.
06:40
and their careers took big hits,
137
400083
1726
06:41
all because they couldn't experience emotions where we decide.
138
401833
3875
Veri hiç bir zaman apaçık ortada değildir.
Beynimiz tahmin etmeyi sever
06:47
Another data misconception.
139
407250
3018
ve tahmin ederek
gördüklerimiz veya duyduklarımız arasındaki boşlukları
06:50
Data never speaks for itself.
140
410292
3726
kendi bilgimiz, tecrübemiz
ve önyargılarımızla dolduruyoruz.
06:54
Our brains love to anticipate
141
414042
1976
Bu, benim bilgi anlayışımın sizinkinden
06:56
and as we anticipate,
142
416042
1267
06:57
we fill in the gaps on what we're seeing or hearing
143
417333
2560
ve sizinkinden farklı olacağı anlamına geliyor,
06:59
with our own knowledge and experience
144
419917
2101
çünkü eğer bize rehberlik edecek bir yol yoksa
07:02
and our own bias.
145
422042
1892
07:03
Which means my understanding of data is going to differ from yours,
146
423958
3143
hepimiz kendi yorumumuzu yapacağız.
Şimdi bilginin kötü, hikâyenin iyi olduğunu söylemiyorum.
07:07
and it's going to differ from yours,
147
427125
1893
07:09
because we're all going to have our own interpretation
148
429042
2934
İkisi de kilit bir rol oynuyor.
07:12
if there isn't a way to guide us through.
149
432000
3351
Ve nasıl olduğunu anlamak için,
harika bir hikâyenin ne olduğunu görmelisiniz.
07:15
Now I'm not suggesting that data is bad and story is good.
150
435375
3851
Şu üç soruya cevap verecektir:
07:19
They both play a key role.
151
439250
2268
Birincisi:
07:21
And to understand how,
152
441542
1267
İçerik nedir?
07:22
you have to see what makes a great story.
153
442833
2685
Yani nerede geçiyor, kimler var,
07:25
It's going to answer three questions.
154
445542
2601
neden önemsemeliyim?
07:28
The first is:
155
448167
1684
Çatışma nedir?
07:29
What is the context?
156
449875
1934
Her şeyin değiştiği o an nedir?
07:31
Meaning, what's the setting, who is involved,
157
451833
2601
Ve sonuç nedir?
07:34
why should I even care?
158
454458
2476
07:36
What is the conflict,
159
456958
1976
Neresi farklı, ana düşüncesi nedir?
07:38
where is that moment where everything changes?
160
458958
3060
İyi bir hikâyenin ayrıca üç özelliği vardır:
07:42
And what is the outcome?
161
462042
1666
İlki, gerilim yaratıp sonra bırakmasıdır.
07:44
Where is it different, what is the takeaway?
162
464542
3392
Beynimiz tahmin etmeyi sevdiğinden,
07:47
A good story also has three attributes,
163
467958
3018
harika bir hikâye sizde merak uyandırarak gerilim yaratır:
07:51
the first being it is going to build and release tension.
164
471000
3809
“Bunun sonu nereye varacak?”
07:54
So because our brains love to anticipate,
165
474833
2435
“Sonra ne oluyor?” değil mi?
07:57
a great story builds tension by making you wonder:
166
477292
3517
İyi bir hikâye sizi çeker, dikkatinizi tutar.
08:00
"Where is she going with this?"
167
480833
2560
Ve beklenmedik bir şeyi paylaşarak onu serbest bırakır
08:03
"What's happening next," right?
168
483417
2059
ve bunu hikâye boyunca tekrar tekrar yapar.
08:05
A good story keeps you, keeps your attention going.
169
485500
3559
Harika bir hikâye aynı zamanda bir fikir oluşturur.
08:09
And it releases it by sharing something unexpected
170
489083
2893
Göremediğiniz bir şeyi görmenize yardımcı olur,
08:12
and it does this over and over throughout the story.
171
492000
3726
sizi değiştirir,
08:15
A great story also builds an idea.
172
495750
2893
çünkü hikâyeler sizi gerçekten değiştirir.
08:18
It helps you see something that you can no longer unsee,
173
498667
3934
Ve harika bir hikâye değerleri aktarır.
Stanford, organizasyon kültürünü şekillendirmenin
08:22
leaving you changed,
174
502625
1268
08:23
because stories actually do leave you changed.
175
503917
3392
en iyi yollarından biri hakkında yaptığı araştırmada
hikâye anlatıcılığı çıktı.
08:27
And a great story communicates value.
176
507333
2851
Çünkü bu, neye değer verdiğinizi ve teşvik ettiğinizi
08:30
Stanford has done research on one of the best ways
177
510208
2560
ya da neye değer vermediğinizi ve neyi teşvik etmediğinizi gösterir.
08:32
to shape organizational culture,
178
512792
1976
08:34
and it is storytelling,
179
514792
1267
Duygusal şarkınızı yazmaya başladığınızda,
08:36
because it's going to demonstrate what you value and encourage
180
516083
3518
çoğu insan işe verilerle başlamak ister.
08:39
or what you don't value and what you discourage.
181
519625
3000
Kazmak isterler
çünkü çoğu zaman veri yığınlarımız vardır.
08:43
As you start to write your power ballad,
182
523917
2892
Ama bunu yaparken yaptığımız yaygın bir hata var.
08:46
most people want to start with the data.
183
526833
2393
Bir CEO ile çalışıyordum.
08:49
They want to dig in,
184
529250
1268
08:50
because we often have piles of data.
185
530542
2517
Yıllık şirket toplantısına hazırlanmak için bana geldi
08:53
But there's a common mistake we make when we do that.
186
533083
3209
ve elinde 45 dakikalık bir sunum için
08:57
I was working with a CEO.
187
537292
2142
45 veri slaydı vardı.
08:59
She came to me to prepare for her annual company-wide meeting
188
539458
3476
Unutulmayacak sıkıcı bir konuşmanın tarifi.
09:02
and she had 45 slides of data
189
542958
2518
Ve çoğu insanın yaptığı da bu,
09:05
for a 45-minute presentation.
190
545500
2976
tüm bu bilgilerle donanmış bir şekilde geliyorlar
ve büyük resim olmadan
09:08
A recipe for a boring, unmemorable talk.
191
548500
3268
ayıklamaya çalışıyorlar
09:11
And this is what most people do,
192
551792
2059
ve sonra yollarını kaybediyorlar.
09:13
they come armed with all of this data
193
553875
2018
Verileri bir kenara koyduk ve ona sordum,
09:15
and they try to sort their way through
194
555917
2059
“Çözmeye çalıştığın mesele ne?”
09:18
without a big picture
195
558000
1893
09:19
and then they lose their way.
196
559917
2601
Sonucunda, insanların ne düşünmesini, nasıl farklı hissetmesini
09:22
We actually put the data aside and I asked her,
197
562542
2601
neyi farklı yapmasını istiyorsun?
Verinin ve hikâye anlatıcılığının başladığı yer burasıdır.
09:25
"What's the problem you're trying to solve?
198
565167
2642
09:27
What do you want people to think and feel different
199
567833
2435
Hem hikâyede hem de verilerde
yol göstermek için bir çerçeve oluşturursunuz.
09:30
and what do you want people to do different at the end of this?"
200
570292
3142
09:33
That is where you start with data and storytelling.
201
573458
2393
Onun durumunda,
şirketinin yeni pazarlara girebilmesini,
09:35
You come up with this framework to guide the way through
202
575875
3309
rekabetçi kalmasını istiyor.
Burs için yarışan jimnastikçi kızı
09:39
both the story and the data.
203
579208
2351
09:41
In her case,
204
581583
1268
hakkında bir hikâye anlatarak bitirdi
09:42
she wants her company to be able to break into new markets,
205
582875
2809
ve onun rekabet edebilmek için artan zorluk seviyelerinde
09:45
to remain competitive.
206
585708
1685
yeni rutinler öğrenmek zorunda kaldığını anlattı.
09:47
She ended up telling a story about her daughter,
207
587417
2351
09:49
who's a gymnast who's competing for a scholarship,
208
589792
2934
Bu sizin seçiminiz.
Veriler hakkında mı hikâye anlatıyorsunuz
09:52
and she had to learn new routines with increasing difficulty
209
592750
2851
yoksa verileri güçlendirmek için çıkarımlar yaptığınız
09:55
to be competitive.
210
595625
2018
paralel bir hikâye mi anlatıyorsunuz?
09:57
This is one of your choices.
211
597667
2101
09:59
Do you tell a story about the data itself
212
599792
2767
Bu şarkıya başladığınızda,
10:02
or do you tell a parallel story,
213
602583
1643
verilerin ve hikâye anlatımının melodisi ve uyumu,
10:04
where you pull out points from the story to reinforce the data?
214
604250
3708
uzun zaman sizinle kalacak şekilde bir araya geliyor.
10:09
As you begin this ballad,
215
609250
1976
10:11
this melody and harmony of data and storytelling come together
216
611250
4101
Briana bir üniversite danışmanıydı.
10:15
in a way that will stay with you long after.
217
615375
2792
Otizmli öğrencilerin büyük bir bölümünün
10:19
Briana was a college adviser.
218
619958
4143
mezun olmadığını fark ettikten sonra
üniversite başkanlığına bunu sunması istendi.
10:24
And she was asked to present to her university leadership
219
624125
3018
Bana geldi çünkü yöneticileri sürekli ona
“Verileri sun, verilere odaklan” dedi.
10:27
when she realized that a large population of their students with autism
220
627167
3809
Ama üniversite yetkilileri verileri zaten almıştır diye düşündü.
10:31
were not graduating.
221
631000
2018
10:33
She came to me because her leaders kept saying,
222
633042
2351
Bağlantı kurmalarına nasıl yardım edeceğini bulmaya çalıştı.
10:35
"Present the data, focus on the data,"
223
635417
2184
Bu yüzden Michelle hakkındaki hikâyeyi anlatması için birlikte çalıştık.
10:37
but she felt like university officials already had the data.
224
637625
3893
Michelle, üniversiteye gitme hayalleri olan
10:41
She was trying to figure out how to help them connect with it.
225
641542
3142
ve lisede tüm notları A olan bir öğrenciydi.
10:44
So we worked together to help her tell the story about Michelle.
226
644708
4435
Michelle aynı zamanda otizmi olan
ve üniversitedeki değişiklikleri nasıl yönetebileceğinden
10:49
Michelle was a straight-A student in high school
227
649167
2309
10:51
who had these dreams of going to university.
228
651500
3309
korkan bir öğrenciydi.
10:54
Michelle was also a student with autism
229
654833
2268
En büyük korkuları,
danışmanıyla yaptığı ilk telefon görüşmesinde
10:57
who was terrified about how she would be able to navigate
230
657125
3226
karşılaştığı sorularla gerçek oldu:
11:00
the changes of university.
231
660375
2434
“Kendini beş yıl sonra nerede görüyorsun?”
11:02
Her worst fears came true on her first phone call
232
662833
2393
“Kariyer hedeflerin nelerdir?”
11:05
with her adviser,
233
665250
1309
11:06
when he asked her questions like,
234
666583
2435
Bunlar herkes için zor olan sorular.
11:09
"Where do you see yourself in five years?"
235
669042
2059
Fakat otizmli bir kişinin
11:11
and "What are your career aspirations?"
236
671125
3684
sözlü olarak cevap vermek zorunda olması?
11:14
Questions that are hard for anybody.
237
674833
3226
Felç edici.
Telefonu kapattı, okulu bırakmaya hazırdı,
11:18
But for a person with autism
238
678083
2518
ta ki ailesi onunla oturup
11:20
to have to respond to verbally?
239
680625
2434
danışmanına bir e-posta yazmasına yardım edene kadar.
11:23
Paralyzing.
240
683083
1250
Ona otizmli bir öğrenci olduğunu söyledi
11:25
She got off the phone, was ready to drop out,
241
685083
2268
ve bunu paylaşmak onun için gerçekten zordu
11:27
until her parents sat down with her
242
687375
1934
11:29
and helped her write an email to her adviser.
243
689333
2893
çünkü bunu paylaştığında damgalanacakmış gibi geliyordu.
11:32
She told him that she was a student with autism,
244
692250
2851
Yazılı iletişim kurmayı tercih ettiğini,
11:35
which was really hard for her to share
245
695125
2559
sorularını önceden gönderebilirse
11:37
because she felt like there was a stigma associated just by sharing that.
246
697708
4435
farklı bir konuşma yapmak için telefona çıkmadan önce
kendisine cevapları gönderebileceğini söyledi.
11:42
She told him that she preferred to communicate in writing,
247
702167
2767
11:44
if he could send her questions in advance,
248
704958
2726
Danışmanı ona uydu
ve birkaç hafta içinde,
11:47
she would be able to send replies back to him
249
707708
2143
aralarında pek çok ortak nokta buldular,
11:49
before they got on the phone to have a different conversation.
250
709875
3643
Japon anime sevgisi gibi.
11:53
He followed her lead
251
713542
1601
Üç dönem sonra,
Michelle üniversitede tüm notları A olan bir öğrenci oldu.
11:55
and within a few weeks,
252
715167
1267
11:56
they found all of these things they have in common,
253
716458
2435
11:58
like a love for Japanese anime.
254
718917
1916
Bu noktada Briana, otizmli öğrencilerin
12:01
After three semesters,
255
721750
1518
yüzde 20′sinden daha azının mezun olduğu bazı verileri
12:03
Michelle is a straight-A student thriving in the university.
256
723292
3958
paylaşmaya başladı.
Ve bunun sebebi dersleri becerememeleri değil.
12:08
At this point, Briana starts to share some of the data
257
728333
2810
Üniversitede nasıl yol alacaklarını
12:11
that less than 20 percent of the students with autism
258
731167
3351
çözememeleri.
12:14
are graduating.
259
734542
1601
Tam da bir danışmanın yardım etmesi gereken şey budur.
12:16
And it's not because they can't handle the coursework.
260
736167
3017
Ömür boyunca bir kişinin
12:19
It's because they can't figure out
261
739208
1643
12:20
how to navigate the university,
262
740875
1809
üniversite diplomasıyla para kazanma potansiyeli
12:22
the very thing an adviser is supposed to be able to help you do.
263
742708
3375
lise diplomasına göre
bir milyon dolar daha fazla.
12:27
That over the course of a lifetime
264
747167
1851
Bu büyük bir miktar.
Ancak ailesinden bağımsız yaşayabilmek isteyen
12:29
the earning potential of someone with a college degree
265
749042
3684
otizmli bir kişi için
12:32
over a high school degree
266
752750
1268
bu hayatı değiştiren bir olay.
12:34
is a million dollars.
267
754042
1601
12:35
Which is a big amount.
268
755667
1642
Şöyle bitirdi:
12:37
But for a person with autism
269
757333
1393
“Bütün tutkumuzun ve amacımızın
12:38
that wants to be able to live independent from their family
270
758750
2893
insanların ellerinden gelenin en iyisini yapmasına,
12:41
it's life changing.
271
761667
1625
başarılı olmasına yardım etmek olduğunu söylüyoruz.
12:44
She closed with,
272
764125
1518
Ancak bu basmakalıp yaklaşımı uygulayarak
12:45
"We say our whole passion and purpose
273
765667
3059
ve insanların bu çatlaklardan düşmesine izin vererek
12:48
is to help people be their best,
274
768750
1851
elimizden gelenin en iyisini yapmıyoruz.
12:50
to help them be successful.
275
770625
1768
Daha iyisini yapabiliriz ve yapmalıyız.
12:52
But we're hardly giving our best service
276
772417
2059
Dışarıda daha çok Michelle var,
12:54
by applying this one-size-fits-all approach
277
774500
2143
biliyorum çünkü Michelle benim kızım.”
12:56
and just letting people fall through the cracks.
278
776667
2476
Ve o anda, insanların ağzı açık kaldı.
12:59
We can and we should do better.
279
779167
1809
13:01
There are more Michelles out there,
280
781000
1768
Hatta biri gözyaşlarını sildi,
13:02
and I know because Michelle is my daughter."
281
782792
2291
çünkü yapmıştı,
bilgiyi insanlara farklı bir yoldan aktarmıştı.
13:06
And in that moment, the jaws in the room went --
282
786583
3726
Göremedikleri bir şeyi görmelerine yardımcı olmuştu.
13:10
And someone even wiped away tears,
283
790333
1685
Bunu sadece verilerle yapabilir miydi?
13:12
because she had done it,
284
792042
1267
13:13
she had connected them to information differently,
285
793333
2893
Belki, ama mesele şu ki, verilere zaten sahiplerdi.
13:16
she helped them see something they couldn't unsee.
286
796250
2934
Bu sefer verileri gözden kaçırmamak için bir sebepleri yoktu.
13:19
Could she have done that with data alone?
287
799208
3351
Bu, hikâye anlatmanın ve verilerin gücüdür.
13:22
Maybe, but the things is, they already had the data.
288
802583
2768
13:25
They didn't have a reason not to overlook the data this time.
289
805375
3833
Fikir üretmeye yardımcı olmak,
göremediğiniz şeyleri görmenize yardımcı olmak için
13:30
That is the power of storytelling and data.
290
810208
3935
bu şekilde bir araya gelirler.
Değerli olanı iletmeye yardımcı olmak
13:34
That together, they come together in this way
291
814167
2684
ve hepimizin karar verdiği duygusal yoldan yararlanmaya yardımcı olmak için.
13:36
to help build ideas,
292
816875
1268
13:38
to help you see things you can't unsee.
293
818167
2601
Hepiniz ilerlerken,
13:40
To help communicate what's valued
294
820792
2142
lider olarak tutkuyu ve amacı şekillendirirken
13:42
and to help tap into that emotional way that we all decide.
295
822958
3976
sadece verileri kullanmayın.
Hikâyeleri kullanın.
13:46
As you all move forward,
296
826958
1518
Ve mükemmel hikayeyi beklemeyin.
13:48
shaping the passion and purpose of others as leaders,
297
828500
3434
Hikâyenizi alın ve mükemmel hâle getirin.
13:51
don't just use data.
298
831958
1518
Teşekkürler
(Alkışlar)
13:53
Use stories.
299
833500
1559
13:55
And don't wait for the perfect story.
300
835083
1935
13:57
Take your story and make it perfect.
301
837042
2476
13:59
Thank you.
302
839542
1267
14:00
(Applause)
303
840833
1625
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7