The myth of bringing your full, authentic self to work | Jodi-Ann Burey

83,183 views ・ 2021-03-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber:
0
0
7000
Çeviri: esra kurul Gözden geçirme: Emel Çırakoğlu
Şunu bir hayal edin.
Arkadaşınız sizi cumartesi günü için bir partiye davet ediyor.
Size diyor ki ″Evet, cumartesinin Cadılar Bayramı olduğunu biliyorum
00:13
So picture this.
1
13663
1249
00:15
Your friend calls to invite you to a party this Saturday.
2
15621
3500
ama bana güven, bu bir Cadılar Bayramı partisi olmayacak.
00:19
They say, "Yes, I totally understand that Saturday is Halloween,
3
19163
5333
31 Ekim, herkes şehirde olunca farklı bir güzel oluyor.
Yok, hayır, hayır.
00:24
but trust me, it's not a Halloween party.
4
24538
3375
Kostüm giymene gerek yok.
O tarz şeyler olmayacak zaten.
00:27
October 31 just happens to be the best day when everyone is in town.
5
27954
3750
Olduğun gibi gel yeter.″
Cadılar Bayramı’nda, arkadaşlarınzla partiye gitmek,
00:31
No, no, no, no.
6
31746
1500
00:33
You don't have to wear a costume.
7
33288
1666
00:34
It's not going to be like that at all.
8
34996
1875
hem de bir kostüm bulma telaşına girmenize gerek kalmadan,
00:36
Just come as you are."
9
36913
1291
hatta, bir daha asla giymeyeceğiniz bir kostüm.
00:39
A party with your friends on Halloween,
10
39413
3291
00:42
without having to go through all the trouble of finding a costume,
11
42746
3958
Kesinlikle gidiyorsunuz.
Cumartesi geldi çattı.
00:46
a costume, mind you, you'll never wear again.
12
46746
4375
En sevdiğiniz kot pantolonunuz
ve yeteri kadar şık bir üstle yola koyuluyorsunuz.
00:51
Oh, you will be there.
13
51162
2209
dürüst olmak gerekirse tüm gün sadece uzanıyordunuz.
00:53
So Saturday is here.
14
53412
1667
00:55
You head on over in your favorite faded jeans
15
55121
3041
Kapıyı tıklatıyorsunuz.
Karşınıza parlak kırmızı botlar çıkıyor.
00:58
and the stylish enough top,
16
58204
2333
01:00
quite frankly, you’ve been lounging in all day.
17
60579
2917
Arkadaşınızın Wonder Woman kostümüne ait mükemmel bir parça.
01:04
You knock on the door.
18
64162
1792
Hayret kelimesi, yüzünüzdeki bakışın vücut bulmuş hali.
01:05
Out steps these bright red boots,
19
65996
2583
01:08
the perfect accessory to your friend's Wonder Woman costume.
20
68621
4791
Eve girdiğiniz anda
çizgi film karakterleri,
01:13
Wonder is the exact description of the look on your face.
21
73454
5250
üniformalı uzmanlar
ve günümüz ünlülerinin vasat taklitleri gözünüze çarpıyor.
01:18
As you enter the house,
22
78746
1458
01:20
your eyes dart across a number of cartoon characters,
23
80246
3208
Bir cevap için arkadaşlarına bakıyorsunuz
01:23
uniformed professionals
24
83496
1875
ama onlar kostüm yarışmasının son oylarını topluyorlar.
01:25
and some unfortunate impersonations of the latest celebrities.
25
85413
4458
Kostüm yarışması.
01:29
You look to your friend for answers,
26
89913
2083
Tabii ki de size
hiç oy gelmemiş.
01:32
but they're gathering the final votes for the costume contest.
27
92038
3333
Hissediyor musunuz?
01:36
The costume contest.
28
96288
1416
Şu an hissettiğiniz şey.
01:38
You, of course,
29
98204
2125
Sadece size söyleneni yaptığınız için
01:40
receive no votes.
30
100371
2000
dışlanan biri olmanın verdiği üzüntü, kaygı ve şaşkınlık.
01:43
Do you feel that?
31
103204
2459
01:45
That feeling that you have right now?
32
105663
1833
Kendiniz olmanız söylendiği için.
01:47
The anxiety, the upset and bewilderment
33
107496
3000
Bana işe özgün kişiliğimle, kendim olarak gelmemi
01:50
as to how you came to be the odd one out
34
110538
2500
söyledikleri zaman aynı böyle hissediyorum.
01:53
for just doing what you were told.
35
113079
1709
01:54
To come as you are.
36
114829
2000
01:56
That's exactly how I feel
37
116871
2667
Diyorlar ki ″Ten rengi farklı insanların farklı hissetmelerini istemiyoruz″.
01:59
when I am told to bring my full, authentic self to work.
38
119579
5209
Diyorlar ki ″Düşünce tarzlarımıza yeni bir perspektif sunabilecek,
02:06
"We want people of color to feel like they belong here," they say.
39
126538
5000
tutkulu insanlar arıyoruz″.
″Farklılığımız bizim gücümüz.″ diyorlar.
02:11
"We're looking for passionate people who can bring a fresh perspective
40
131579
3542
02:15
to challenge our way of thinking," they say.
41
135163
3708
″Olduğun gibi gel.″
02:18
"Our diversity is our strength," they say.
42
138913
4166
diyorlar.
İşe alım uzmanları, müdürler, yöneticiler ve CEO’lar
02:23
"Come just as you are,"
43
143871
2042
ve sektörde seçim yapma hakkına sahip olan herkes...
02:27
they say.
44
147079
1250
Çok fazla şey diyorlar.
02:29
Recruiters, managers, executives, CEOs --
45
149329
3917
Belki de iyi bir sebep için...
02:33
all those responsible for making decisions.
46
153288
2916
Benim gibi ağır ve kasıtlı bir şekilde
02:36
They say quite a lot.
47
156871
2833
iş hayatında yetersiz görülen insanların,
02:40
And perhaps for good reason.
48
160788
2708
bu profesyonellik adıyla tabir edilen
02:43
It's long been the expectation for people like me
49
163538
3208
fıkranın içerisine, yanlış şekilde lanse edilen beyaz kültür normlarına
02:46
who have been grossly, often intentionally,
50
166788
3666
02:50
underrepresented at work
51
170496
1833
ve kurumsal ve sosyal gücü elinde tutan insanların
02:52
to contort ourselves into this caricature of what some call professionalism,
52
172371
5833
standartlarına kıvrılmaları
oldum olası bir beklenti olmuştur.
02:59
and what we call a distorted elaboration of white cultural norms
53
179204
5417
Bu profesyonelliktir.
Kendi özgün kişiliğimizle işe gelebileceğimizin söylenmesi
03:04
and the standards that meet the comforts
54
184663
1958
03:06
of those who hold social and institutional power.
55
186663
2916
bu yerin maskelerimizi çıkarabileceğimiz bir yer olabileceğinin göstergesidir.
03:09
That's professionalism.
56
189621
1542
03:12
The invitation to bring our full, authentic selves to work
57
192246
3833
Kişiliğimizin böldüğümüz parçalarını geri birleştirebilir ve
03:16
signals that this place could be the place to safely shed the guise.
58
196121
6042
farklılıklarımızın birer kusur değil de birer nitelik olarak görülebileceğine
inanabilirdik.
03:22
We could collect the parts of ourselves we've compartmentalized
59
202204
3584
Bu gerçekten yola çıkılarak
03:25
and trust that our differences will be seen as assets,
60
205829
3875
enerjilerini kendilerini saklamaya yormak zorunda olmayan insanlar
03:29
not liabilities.
61
209746
1375
iş yerleriyle daha bütün
olabildikleri fikrine ulaşılınabilir.
03:31
Seeded in this call for authenticity
62
211871
2292
Herkesin beklentisi, daha fazla kendimiz olabildiğimiz zaman
03:34
is this idea that those who don't have to spend all their energy
63
214204
3250
03:37
hiding parts of themselves
64
217496
1417
03:38
could find more fulfillment at work.
65
218954
1959
belki de, ufak bir ihtimal diğerleri de ortama uyum sağlayabilir.
03:42
The expectation is that the more we could just be ourselves,
66
222038
4833
Umduğumuz şey, en kısa zamanda
03:46
perhaps, just maybe, others will follow suit.
67
226913
4250
bütün bu topluluğun kültürü değişip
daha kucaklayıcı ve farklılıkları kabullenecek bir hal alması.
03:52
The hope is that soon enough
68
232121
2333
03:54
the culture of the entire organization will shift,
69
234496
3875
Benim sahip olduğum farklılıklar gibi.
Mesela ben işe kendim olarak gidiyorum,
03:58
becoming more inclusive and welcoming of difference.
70
238413
3791
kabarık kıvırcık saçlarımla, aile fotoğraflarımla,
04:02
My type of difference.
71
242913
1583
sahip olduğum engel için kolaylaştırıcı önlemlerle, sorularım, tepkilerimle,
04:05
So I show up to work as I am,
72
245454
4167
04:09
with my Afro, my family photos,
73
249663
2875
kendi düşüncelerim, yaşadıklarımla şekillenmiş ve karakterime
oturmuş bütün kişiliklerimle.
04:12
my disability accommodation needs, my questions, my pushback,
74
252579
4917
İşimi layığıyla yapabilmek için sahip olduğum özgün kişiliğimle
04:17
my perspective, grounded in the lived experience
75
257538
2875
iş yerine ayak basıyorum.
04:20
of all my identities.
76
260454
1875
Ama ne zaman iş zorlayıcı görevlere,
04:23
I show up with this full, authentic self
77
263121
3750
04:26
to perform my job with excellence.
78
266913
2833
terfilere, eşit ödeneklere, tanınmaya,
mentörlere, sponsorlara gelse
04:31
But when the time comes for the stretch projects,
79
271371
3583
ben göz ardı ediliyorum.
04:34
the promotion, equal pay, recognition,
80
274996
3500
″Daha çok takım oyuncusu olmaya özen göstermelisin.″ diyorlar.
04:38
mentors, sponsors ...
81
278538
1625
04:41
I'm overlooked.
82
281704
1250
″Tutumun seninle çalışmayı hiç kolaylaştırmıyor.″ diyorlar.
04:46
"You need to work on being more of a team player," they say.
83
286288
4708
″Diğerlerinin yanında daha rahat hissetmelerine yardımcı ol.″ diyorlar.
04:52
"Your approach makes it difficult to work with you," they say.
84
292788
5666
″Irkçılık konusunu açman iş yerindeki
05:00
"Try to help others feel more comfortable around you," they say.
85
300079
5000
ilişkilerini zedelemene sebep oluyor.″
diyorlar.
Terfi, mentör, oy; hiçbiri yok.
05:06
"You are hurting your relationships at work
86
306454
2750
05:09
when you talk about racism,"
87
309246
1958
Kostümümüz olmadan bir kostüm yarışmasına
05:11
they say.
88
311954
1292
katılıp kazanmayı bekleyemeyiz.
05:14
No promotion, no mentor, no votes.
89
314204
3625
05:17
We cannot compete in the costume contest
90
317871
3625
İşe kendimiz olarak gelme çağrısı
05:21
without a costume
91
321538
1666
farklı ırktaki insanlara hak edilmedik dezavantajlar veriyor.
05:23
and expect to win.
92
323246
1375
05:26
The call to brave work with more authenticity
93
326788
3666
Halihazırda ne zaman biteceği
belli olmayan bir önyargı savaşı içinde olanlara...
05:30
undeservedly disadvantages people of color.
94
330496
3167
Şüphesiz ki bu iş kültürü
05:34
Those of us who are already burdened
95
334621
2250
05:36
with the task of chronically battling bias.
96
336913
4208
bizlere fiziksel ve psikolojik şekilde mâl olmak üzere düzenlenmiştir.
05:41
With precision, the work to shift culture
97
341163
3583
Eğer olduğumuz kişi, onları dediği kadar bizleri zor birer insan yapıyorsa
05:44
is designed to cost us our own mental and physical health.
98
344788
4625
bizlere yönelik bu özgünlük çağrısı işlerimizi riske atıyor.
05:50
If who we are makes us as difficult as they say,
99
350454
4917
Aslında olay şu ki:
05:55
then this demand for our authenticity compromises our careers.
100
355413
5750
bir kişi veya bir grup insan, olduğumuz kişi olarak,
şirket kültürünü değiştiremeyiz.
06:02
Listen, the fact is this:
101
362621
2167
06:04
one person, or even a few people coming just as we are,
102
364829
5584
″Uyum sağlamanın″ yer edinmiş anlamlarının getirileri ve bu değişim nasıl olabilir?
06:10
cannot change company culture.
103
370454
1875
Hangi değişim, manidar biçimde farklılığın değerini öne sürerek aynı zamanda
06:13
How would change happen alongside rewards for coded definitions of "fit"?
104
373663
6291
bu değeri sürekli kanıtlamak zorunda olmadan var olmasını sağlayabilir?
06:20
What difference would it make to allege a value for diversity
105
380996
4292
Neyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz.
06:25
without sustaining evidence of that value in any meaningful way?
106
385329
4667
Özgünlük; ırkıçılığı, yaş ayrımcılığını,
06:31
We know what we're up against.
107
391579
3000
engelli ayrımcılığını, cinsiyetçiliği, homofobiyi, yabancı düşmanlığını
06:36
Authenticity has become a palatable proxy
108
396079
3792
ve bunun gibi profesyonel yaşamlarımızda yer edinmiş yargılara son verme isteğimizi
06:39
to mask the pressing need to end the racism, ageism,
109
399913
5333
örtbas etmek için mükemmel bir aracı haline gelmiştir.
06:45
ableism, sexism, homophobia, xenophobia and the like
110
405288
4791
Bu önyargı ve gücün oluşturduğu sistemlerin incelenmemesindeki sorumsuzluk
06:50
that run rampant throughout our professional lives.
111
410121
3792
özgünlüğe olan çağrıyı başarısız kılar.
06:54
Without accountability to examine these systems of bias and power,
112
414954
5500
Kimin odada olduğu, masada kimin oturduğu,
07:00
the call for authenticity fails.
113
420496
3125
ve kimin konuşup dinlenildiğini sorgulayamaz.
07:05
It fails to question who is in the room,
114
425829
2834
Irkçılığın; kimin odada olduğu, masaya oturduğu ve dinlenildiği
07:09
who sits at that table and who gets to be heard.
115
429746
4000
hakkındaki tercihleri nasıl etkilediği
07:15
It fails to demand that we reveal the truth
116
435163
4458
gerçeğini talep etmeyi başaramaz.
07:19
about how racism impacts decisions about who's in the room,
117
439663
6333
Irkçılığa maruz kalanların başına gelen ise şu; odada olduğumuz halde,
07:26
who sits at that table and who gets to be heard.
118
446038
4166
masada otururken,
kesin şekilde konuştuğumuzu belirtirken,
07:31
What many people of color find is that even when we are in the room,
119
451996
4833
07:36
sitting at that table,
120
456871
2333
çok az insan dinlemeye kalkıyor.
07:39
stating firmly, “I am speaking,”
121
459246
3750
Artık öyle hissettirmeye başlıyor ki sanki vücutlarımız odada isteniyor da
07:44
very few people are actually listening.
122
464496
2375
seslerimiz değil.
07:48
It starts to feel like our bodies are wanted in the room,
123
468038
4625
Nasıl hissettirdiğini gayet iyi biliyorum.
Birkaç yıl önce
07:52
but not our voices.
124
472704
1667
kıdemli önderlikle ilgili bir beyin fırtınası toplantısının
bitiminde bir yöneticiyle beraber plansız bir denetime tabi tutuldum.
07:56
Look, I know what that's like.
125
476704
2417
07:59
A couple of years ago,
126
479163
1791
08:00
at the end of the senior leadership brainstorming meeting,
127
480996
3125
Katılımımın projeyi nasıl
öne çıkardığıyla ilgili çok hevesli bir tutum sergilemişti.
08:04
I was called into an unscheduled check-in with an executive.
128
484163
3958
Bu sebepten dolayı, bir sonraki
08:08
She sounded enthusiastic
129
488913
2250
toplantılarda biraz daha
08:11
about how my contributions helped move the project forward,
130
491204
3042
uyumlu olup diğerlerine bir şans vermemi
08:14
so it surprised me when she then suggested
131
494288
4166
istemesi beni şaşırtmıştı.
08:18
that in future meetings,
132
498496
1417
Eğer bir görüşüm varsa bu görüşümü
08:19
I should try to be more agreeable
133
499954
3584
mail yoluyla kendilerine iletmemi önerdi.
08:23
to help give others a win.
134
503579
1959
Dürüst olmak gerekirse şok olmuştum.
08:26
If I did have feedback,
135
506913
1833
08:28
she advised that I send it over email instead.
136
508788
3541
Benim açımdan ise kattıklarımın bir anlam ifade ettiğini sanıyordum,
masadaki yerimin yaptığımız işin başarısı için olan öneminin
08:34
Honestly, I was taken aback.
137
514204
2375
kanıtlandığını düşünüyordum.
08:36
Like, here I was feeling like my contributions mattered,
138
516621
3833
Heyecanlı bir hafiflik hissetmiştim,
08:40
that my seat at that table had proved pivotal
139
520496
3083
meslektaşlarımın yanında bir ön koşul olmadan fikirlerimi belirtebildiğim için.
08:43
to the success of our work together.
140
523621
2125
Yaptığım iş heyecan doluydu.
08:46
Excitedly, I felt a lightness,
141
526412
2625
Böylelikle genelde kendi oluşturduğum tedbirlerin dışına çıkmıştım.
08:49
ideating alongside my colleagues without reserve.
142
529079
3958
Fikirlerimi saklamayı bırakmıştım.
Kendimi nasıl ifade etmem hakkındaki sıkı normlar hakkında daha az endişeleniyordum.
08:53
The work was riveting.
143
533079
2625
08:55
So I opted outside of my usual guardedness.
144
535746
3458
Hayatımda ilk defa, birçoğumuzun giymek zorunda olduğu
08:59
I stopped hiding my opinions.
145
539246
1750
09:01
I worried less about those constricted norms
146
541037
2417
09:03
of how I should express myself.
147
543496
2083
o kostümü çıkarabileceğimi düşünmüştüm.
09:06
For the first time, I felt like --
148
546912
2500
Bunun, şüphesiz bir hata olduğu kesin.
09:09
Like I could take off that costume
149
549454
3125
09:12
so many of us have to wear.
150
552621
2000
Bana yaptığı konuşmanın sonunda ona dürüst olmaya çalıştım.
Dedim ki, ″Önerilerin beyaz olmayanların, özellikle siyahi kadınların iş hayatında
09:16
Clearly, that was a mistake.
151
556579
3292
09:20
At the end of her comments, I tried to keep it real with her.
152
560787
2875
karşılaştıkları muamelelerin hepsini yansıtan nitelikteler.
09:23
I said, "Your advice is consistent
153
563704
3583
Onun cevabı ise bu üç aşamalı tepkiye tıpatıp uyar nitelikteydi.
09:27
with the way women of color,
154
567329
1750
09:29
Black women especially, are treated at work."
155
569121
4041
Bu üç aşamalı tepkiye İSMSY deniyor;
09:34
Her response fit perfectly into this three-step framework
156
574621
4291
inkar et, saldır ve mağduru suçlu yap.
09:38
I've now come to know as DARVO:
157
578954
2625
İSMSY’ye şöyle bir örnek verebiliriz;
09:42
deny, attack, reverse the victim with the offender.
158
582537
5667
(Hazırlanıyor)
″Jodi-Ann bununla senin etnik kökeninin hiçbir alakası yok.″
09:49
DARVO sounds like this.
159
589204
1917
İnkar ediş.
″Sadece fazla duyarlı ve öfkeli davranıyorsun″
09:51
(Clears throat)
160
591162
1250
09:53
"Jodi-Ann, this has nothing to do with your race."
161
593704
2875
Saldırı.
″Eğer her sana dönüt verdiğimde ırkçılık kartını oynayacaksan
09:57
Deny.
162
597537
1250
09:59
"You're just being too sensitive and angry."
163
599329
3917
birlikte çalışmamız bir hayli zor olacak gibi görünüyor.
10:03
Attack.
164
603287
1375
Ben sadece buradaki başarını düşünüyorum. Sadece seni desteklemeye çalışıyorum.″
10:05
"You know, if you're going to play the race card
165
605454
2292
10:07
every time I try to give you feedback,
166
607787
2000
10:09
it's going to make it really hard for us to work together.
167
609829
3250
Peki şimdi mağdur kim?
Beni hatalı hissettirmeye,
10:13
I just want you to be successful here.
168
613121
2166
kendimi sorgulatıp psikolojik olarak manipüle etmeye çalışması boşaydı.
10:15
I'm just trying to support you."
169
615329
1583
10:18
Who's the victim now?
170
618412
1584
10:20
Her attempts to gaslight me,
171
620996
2291
O zaman bile, o anda,
deneyimimin eşsiz olmadığını biliyorum.
10:23
to psychologically manipulate me
172
623329
2125
10:25
into questioning my own reality
173
625496
2083
Çok fazla siyahi ve diğer renkteki insanlar için
10:27
was futile.
174
627621
1250
10:29
Even then, in that moment,
175
629537
1750
engelli insanlar,
10:31
I knew that my experience was not unique.
176
631329
3083
belirli bir cinsiyet içinde olmayan insanlar, işitme engelliler,
10:35
For too many Black women and other people of color,
177
635454
3583
LGBTQIA+ yönelimli bireyler
ve aramızda şirket web sitesinde
10:39
people living with disabilities,
178
639079
1958
“bizimle çalışın” bölümünde sürekli
10:41
nonbinary people, deaf people,
179
641079
3083
10:44
LGBTQIA+ people
180
644204
2542
öne çıkan diğerleri,
10:46
and others among us
181
646787
2250
bu acı gerçeği yakından biliyoruz.
10:49
that are constantly featured on the "Come work with us" section
182
649079
4000
Özgün olmak, halihazırda baskın kültürün parçası olanlara ayrıcalık tanır.
10:53
on company websites,
183
653121
2125
10:55
we know this harsh reality intimately.
184
655287
3167
Kendin olmak çok daha kolay
10:59
Being authentic privileges those already part of the dominant culture.
185
659912
5375
kendin olduğun her yerde.
Tıpkı ilk halimiz gibi ilerlemek,
11:06
It is much easier to be who you are
186
666454
2958
11:09
when who you are is all around you.
187
669454
2375
tek olan, farklı olan veya birkaçından biri
çok riskli olabilir.
11:13
Coming just as we are when we're the first,
188
673204
4375
11:17
the only, the different or one of the few
189
677621
3208
Bu yüzden kostüm giyeriz.
11:20
can prove too risky.
190
680871
2791
Gerçek yanlarımızı saklıyoruz.
Röportajlar için saçlarımızı düzleştiririz.
11:25
So we wear the costume.
191
685579
2750
Zevk almadığımız hobiler ediniriz.
11:29
We keep the truer parts of ourselves hidden.
192
689954
2375
Yönergelerimizi isteğe bağlı öneriler olarak yeniden ifade ediyoruz.
11:32
We straighten our curly hair for interviews.
193
692371
2958
11:35
We pick up hobbies we do not enjoy.
194
695371
3833
Polis şiddeti yerine hava durumundan bahsedeceğiz.
Breonna Taylor için yas tutuyoruz.
11:39
We restate our directives as optional suggestions.
195
699246
4541
Amirimizin yaptığı ırkçı yorumları görmezden geliriz,
11:43
We talk about the weather instead of police brutality.
196
703829
3250
Yanlış telaffuz edilen isimlerimizi düzeltmeyi bırakıyoruz.
11:47
We mourn for Breonna Taylor alone.
197
707121
3041
Daha az sorular soruyoruz.
Susmayı ve gülümsemeyi öğreniyoruz.
11:51
We ignore the racist comments our supervisor makes,
198
711079
2667
11:53
we stop correcting our mispronounced names.
199
713787
3000
Hikayelerimizin bir kısmını es geçiyoruz.
11:56
We ask fewer questions.
200
716829
1417
Kendi parçalarımızı siliyoruz.
11:58
We learn to say nothing and smile.
201
718287
3292
Tarihlerimiz ve şu anki gerçeklik,
bunu başarı için en iyi kısım olarak gösteriyor.
12:03
We omit parts of our stories.
202
723412
2250
12:05
We erase parts of ourselves.
203
725704
2542
12:08
Our histories and present reality
204
728287
2334
12:10
show this to be the best path for success.
205
730662
4292
Ama şimdi toplumumuz yeni bir dönüm noktasına ulaşıyor.
Eşitsizlikler,
ırkçılık ve bağnazlık,
12:18
But now our society is reaching a new tipping point.
206
738829
4708
daha az yere sahip.
12:24
Inequities,
207
744662
1334
Sessizlikleri sürdürmek zorlaşıyor.
12:26
racism and bigotry
208
746037
2625
12:28
are finding fewer places to cower.
209
748704
3042
Irksal adalet için en radikal kolektif düşlerimiz
12:32
Silences are becoming harder to keep.
210
752996
3791
yeni olanaklara ulaşıyor.
Bu yüzden,
12:38
Our most radical collective imaginations for racial justice
211
758496
4500
bu nakarata dahil edilmekten mahrum bırakılan ve reddedilmeye
12:43
are reaching new possibilities.
212
763037
2042
12:45
And so I'm asking
213
765787
2250
devam eden biz insanlar,
bu işe bütün benliğimizi adarız,
12:48
that we, the people who have and continue to be denied inclusion
214
768079
5542
olduğumuz kişi için kendimize yer açma çalışması, nefes almak için.
12:53
in that refrain,
215
773662
1834
12:55
dedicate the authentic fullness of who we are to that work,
216
775537
4834
Ama bir anlığına,
13:01
the work of making space everywhere for who we are -- to breathe.
217
781412
6250
geri kalanı anlatmam için
o işten uzaklaşayım.
13:09
But just for a moment,
218
789454
1750
Siyahi insanların daha fazla özgün olmalarına gerek yok.
13:12
let me step away from that work
219
792912
3125
13:16
to tell the rest of you this.
220
796079
2083
O yüzden, hayır,
13:19
Black people do not need to be any more authentic.
221
799662
4625
bu engelli siyahi göçmen kadın,
bütün, özgün çalışmalarını işe getirmeyecek.
13:25
So no,
222
805662
2042
13:27
this Black disabled immigrant woman
223
807746
4041
Ama size şunu istiyor,
13:31
will not be bringing her full, authentic self to work.
224
811829
4083
makam gücüne sahip olanlarınız,
beyaz rengin koruması altında olanlar
13:37
But she is asking that you,
225
817996
2375
ve kazanmadığınız diğer toplumsal ayrıcalıklar,
13:41
those of you with the power of your positions
226
821829
3375
bunun yerine risk alın.
13:45
and the protection of your whiteness
227
825246
2875
Bu harekette değişim için bir fırsat var,
13:48
and other societal privileges you did not earn,
228
828162
3709
sizin değişim yazmanız için.
13:51
to take on that risk instead.
229
831912
1834
Kalpleriniz ve zihinleriniz değil.
13:55
There's an opportunity in this movement for change
230
835496
2875
Ne söylediğinizin ve nasıl muamele edildiğimiz
13:58
for you to do just that -- change.
231
838412
2875
arasındaki boşlukları kapatın.
14:02
Not your hearts and minds.
232
842912
2417
Kararlarınızı değiştirin.
14:05
Close the gap between what you say
233
845371
4250
Herkes için işe alım ve performans yönetiminde
ırksal ve kültürel farklılıklar arasında
14:09
and how we're treated.
234
849662
1709
etkili bir şekilde çalışmayı temel bir yetkinlik haline getirin.
14:12
Change your decisions.
235
852412
2042
14:14
Make working effectively across racial and cultural differences
236
854496
3625
İyi ürün tasarımını, en yetersiz hizmet alan
14:18
a core competency in hiring and performance management for everyone.
237
858162
5167
insanları merkeze alan tasarım olarak tanımlayın.
Irksal cinsiyete dayalı ücret farkını kapatın,
14:24
Define good product design
238
864579
2625
önce Latin kadınlarla başlayarak.
14:27
as one that centers the most underserved people.
239
867246
3541
Irksal çatışmayı eşitlik ve adaletle yönetmek için
14:31
Close the racial gender pay gap,
240
871996
2625
duyarlı insan sistemleri oluşturun.
14:34
starting first with Latinx women.
241
874662
2542
Bunlar kültürü değiştiren kararlar değil,
14:38
Build responsive people systems
242
878371
2166
14:40
to manage racial conflict with equity and justice.
243
880579
3792
daha ziyade bugün ne yapabileceğinin
yaygın olanaklarının küçük örnekleri,
14:46
These aren't the decisions that shift culture,
244
886121
3583
14:49
but rather a tiny sample of the expansive possibilities
245
889746
4250
bir sonraki toplantınızda
ırksal eşitlik umudunu gerçekleştirmek için.
14:54
of what you can actually do today,
246
894037
4500
Tam, özgün benliğimle olduğum gibi gelmemi benim için güvenli hale getirmek için
14:58
in your next meeting,
247
898579
1667
15:00
to realize the hope for racial equity.
248
900287
2792
işi yapıyorsun.
15:03
You do the work to make it safe for me to come just as I am
249
903871
4916
İş senin işin, benim değil.
Parti sizin partiniz, benim değil.
15:08
with my full, authentic self.
250
908829
3000
Kuralları ve ödülleri siz belirlersiniz.
15:11
That's your job, not mine.
251
911871
2458
Soruyorum size,
15:14
It's your party, not mine.
252
914371
2583
yarışmanızı kazanmak için ne gerekiyor?
15:17
You set the rules and rewards.
253
917787
2209
Teşekkür ederim.
15:20
So I'm asking you,
254
920912
1542
15:23
what will it take to win in your contest?
255
923371
3708
15:28
Thank you.
256
928204
1208
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7