How to Design a School for the Future | Punya Mishra | TED

66,872 views ・ 2023-06-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eray KESAT Gözden geçirme: esra kurul
00:03
This is a story about failure, my failure.
0
3792
3170
Bu bir başarısızlık öyküsü, benim başarısızlığım.
00:07
And though the story has some kind of a happy ending,
1
7003
2545
Hikayenin bir bakıma mutlu sona ermesine rağmen
00:09
it's not your typical story where failure is a stepping stone to success.
2
9589
4296
başarısızlığın başarıya giden yoldaki bir basamak olduğu tipik öykülerden değil.
00:13
It almost feels like failure is celebrated a lot these days.
3
13927
3462
Bugünlerde başarısızlık adeta kutlanıyor gibi.
00:17
For instance, you hear slogans like "Fail forward, fail better, fail faster."
4
17430
4672
″Başarısız ol, iyice başarısız ol, hızlıca başarısız ol.″ gibi sloganlar duyuyoruz.
00:22
And to be honest, these slogans drive me crazy.
5
22143
2586
Açıkçası, bu sloganlar beni delirtiyor.
00:24
I mean, who wants to fail?
6
24729
1418
Kim başarısız olmak ister ki?
00:26
Failure is not fun.
7
26147
1669
Başarısızlık eğlenceli değildir.
00:27
And I would know because, you know, I'm sort of a poster child for failure.
8
27816
4171
Olsa bilirdim çünkü anlarsınız ya, başarısızlığın afiş yüzü çocuğu gibiyim.
00:31
In fact, when one of my friends was writing a book about the topic,
9
31987
3211
Aslında, bir arkadaşım konu hakkında kitap yazarken
00:35
he reached out to me to write a chapter for his book.
10
35198
3712
bir bölümünü de ben yazayım diye beni aradı.
00:38
But I'm also an educational designer,
11
38910
1794
Ayrıca bir eğitim tasarımcısıyım,
00:40
so I see failure in terms of systems and values.
12
40704
3003
o yüzden başarısızlığı sistem ve değer yönünden ele alıyorum
00:43
That failure is often a misalignment of values or bad design.
13
43748
4547
Başarısızlık genellikle değerlerin ya da kötü tasarımın bir sapmasıdır.
00:48
But I'm getting ahead of myself.
14
48336
2044
Ama vakitsiz ötüyorum.
00:50
Let me take you back to this point of my failure.
15
50422
3253
Haydi sizi başarısızlığımın bu noktasına götüreyim.
00:53
So I want to take you back to my undergraduate days,
16
53717
2460
Sizi lisans günlerime götürmek istiyorum,
00:56
my freshman year in engineering.
17
56177
1710
mühendislikteki ilk seneme.
00:57
I'm sitting in a physics class.
18
57929
1794
Fizik sınıfında oturuyorum.
00:59
I'm looking forward to learning.
19
59764
2086
Öğrenmeye can atıyorum.
01:01
And in my notes I'm writing little limericks and poems
20
61891
3295
Not defterime de espriler ve şiirler yazıyorum
01:05
about quantum states.
21
65228
1585
kuantum durumu hakkında.
01:06
That tells you something about who I was when I was that age.
22
66813
3504
O yaştayken kim olduğum hakkında bu size ipucu vermiştir.
01:10
I loved physics and math,
23
70317
1334
Fizik-matematik seviyordum,
01:11
but I also loved art and literature and poetry and film.
24
71651
3170
ama ayrıca sanat ve edebiyatı, şiir ve filmi de seviyordum.
01:14
And I was excited and engaged to be in this engineering school.
25
74821
4296
Mühendislik okulunda olduğum için heyecanlı ve meşguldüm.
01:19
Sadly, that was not the case.
26
79117
1793
Maalesef, olay bu değildi.
01:20
Sadly, those next four years,
27
80910
1711
Maalesef, önümdeki dört sene,
01:22
were possibly the worst four years of my life.
28
82621
3294
muhtemelen hayatımın en kötü dört senesiydi.
01:25
Creativity and imagination was not encouraged.
29
85957
2878
Yaratıcılık ve hayal gücü teşvik edilmiyordu.
01:28
All we had was lectures upon lectures and tests and tests and tests.
30
88877
5046
Sadece ders üstüne ders ve test üstüne test yapıyorlardı.
01:33
There was no scope for understanding.
31
93965
2044
Anlamak için kapsam yoktu.
01:36
There was no space for having fun with the ideas.
32
96051
3378
Fikirlerle eğlenmeniz için yer yoktu.
01:39
And these poems I was writing, they were, I'm sure, not great poetry,
33
99471
3545
Yazdığım tüm şiirler, elbette harika şiir sanatı değildi
01:43
but they were meaningful to me.
34
103058
2377
ama benim için anlamlıydılar.
01:45
They were a way for me to explore and play with ideas,
35
105477
3170
Fikirleri keşfetmek ve onlarla oynamak için bir yoldu benim için,
01:48
something that was squelched very early on.
36
108647
2836
çok erkenden bastırılmış bir şeydi.
01:51
And so this went on for four years, and I finally graduated.
37
111483
3461
Bu dört yıl sürdü ve sonunda mezun oldum.
01:54
But I never genuinely became an engineer.
38
114944
2878
Ama hiç hakikaten bir mühendis olmadım.
01:57
I felt I was worthless, that I had failed.
39
117822
2711
Değersiz hissettim, başarısız olduğumu hissettim
02:00
And what was sad was it was not a one-shot failure.
40
120533
2837
Üzücü olansa bu tek seferlik bir başarısızlık değildi.
02:03
It was every day, every month,
41
123370
2627
Dört uzun yıl boyunca her gün, her ay,
02:06
semester after semester for four long years.
42
126039
3420
sömestr ardına sömestrdı.
02:10
And at this point, I saw a poster for a program in visual communications,
43
130418
4129
Bu noktada, görsel iletişimde bir program için bir poster gördüm
02:14
and on a whim I decided to apply.
44
134589
2336
ve bir hevesle hemen başvurmaya karar verdim
02:16
Clearly, I was not going to be an engineer or a scientist,
45
136966
2712
Açıkçası, bir mühendis veya bir bilim adamı olmayacaktım,
02:19
so maybe, maybe I could make educational film
46
139719
3003
yani belki, belki eğitsel film yapabilirdim
02:22
because I had grown up inspired by people like Carl Sagan and Jacob Bronowski.
47
142764
4463
çünkü Carl Sagan ve Jacob Bronowski gibi insanlardan ilham alarak büyümüştüm.
02:27
Long story short, I got into the program, and almost overnight my life changed.
48
147268
4755
Uzun lafın kısası, programa yazıldım, ve neredeyse tek gecede hayatım değişti.
02:32
The system and structure and culture of the institution were very different.
49
152982
4255
Enstitünün sistemi, yapısı ve kültürü çok farklıydı.
02:37
Creativity was encouraged.
50
157237
1835
Yaratıcılık teşvik ediliyordu.
02:39
Flexibility and playing with ideas was supported.
51
159072
3462
Esneklik ve fikirlerle oynama destekleniyordu.
02:42
So even these things that I --
52
162534
1501
Yani bu şeyler bile benim --
02:44
these haphazard things that I had been interested in,
53
164035
2544
öylesine ilgilendiğim bu şeyler,
02:46
dabbling with art and science and poetry,
54
166579
2002
sanatla, bilimle ve şiirle ilgilenmek,
02:48
somehow were meaningful all of a sudden.
55
168623
2503
nasıl olduysa bir anda değere binmişti.
02:51
And it was also there that I was introduced to the idea of design,
56
171167
3462
Tasarım fikriyle orada tanışmıştım,
02:54
something I didn't know much about, but I felt very much at home in.
57
174671
4129
hakkında pek bilgim olan bir şey değildi ama kendimi evde gibi hissetmiştim.
02:58
For four years in engineering,
58
178842
1459
Mühendislikte dört sene,
03:00
I had never felt that I had become an engineer.
59
180343
2294
hiç mühendis olduğumu hissetmedim.
03:02
I had never felt like I belonged.
60
182679
1835
Hiç kendimi ait hissetmedim.
03:04
But somehow this design seemed to give me a purpose and meaning.
61
184556
3920
Ama nasıl olduysa tasarım bana bir amaç ve anlam katmış gibiydi.
03:08
And what was amazing was how quick that change was.
62
188518
3629
İnanılmaz olan şey, değişimin ne kadar hızlı olduğuydu.
03:12
You know, in May of that year,
63
192147
1668
Hani, o senenin mayısında,
03:13
I was feeling worthless, as if I was a failure.
64
193815
2628
kendimi değersiz, başarısız olmuş hissediyordum.
03:16
And by September of that same year, I had found a purpose.
65
196443
3253
Aynı senenin eylülünde, bir amaç bulmuştum.
03:19
I had found a community.
66
199696
1334
Bir camia bulmuştum.
03:21
I had found a field that I could live within.
67
201030
2336
İçerisinde yaşayabileceğim bir saha bulmuştum.
03:23
So even today, I call myself an educational designer.
68
203366
4004
Bugün bile kendime eğitsel tasarımcı derim.
03:27
And what that made me realize
69
207370
1794
Bunun farkına varmamı sağladığı
03:29
is that my success or failure depended on a variety of systems and values
70
209205
5172
başarının veya başarısızlığın çeşitli sistem ve değerlere bağlı olduğu
03:34
that were often hidden from me.
71
214419
2127
çoğu zaman benden saklanan şeyler.
03:36
And this lens of design then allowed me at look at the world
72
216588
2919
Bu tasarım lensi, benim dünyaya
03:39
as something that had been made up.
73
219549
1752
uydurulmuş gibi bakmamı sağladı.
03:41
And that made me question what are the other things that we have made up.
74
221342
3462
Bu, başka neleri uydurduğumuzu sorgulattı.
03:44
Well, one of the biggest things we have made up is this idea of school.
75
224804
3337
Pek tabii, uydurduğumuz en büyük şeylerden biri okul fikri.
03:48
There is nothing natural about schools and universities.
76
228183
3211
Okullar ve üniversiteler hakkında doğal hiçbir şey yok
03:51
You know, there's nothing natural
77
231436
1626
Yani, doğal değil hiçbiri,
03:53
about credit hours and multiple choice exams and so on.
78
233062
3879
toplam kredi saatleri ve çoktan seçmeli sınavlar vs.
03:58
But underlying them are certain key values
79
238568
2461
Ama altlarında anahtar değerler yatıyor
04:01
about what is worth learning and what is not.
80
241029
2836
ne öğrenmeye değer ve değmez gibisinden.
04:03
So this has led me to the work that I do today.
81
243865
2878
Bu yüzden bu beni bugün yaptığım işe yönlendirdi.
04:06
To design learner-centered, just and equitable systems
82
246743
4046
Öğrenci merkezli yaptığımız varsayımları sorgulayan
04:10
that question these assumptions that we have made
83
250789
2293
öğrenmenin nasıl olacağını belirleyen
04:13
about how learning should and can happen.
84
253124
2252
adil sistemler tasarlamak.
04:16
Now, how does that work?
85
256294
1251
Şimdi, bu nasıl işliyor?
04:17
So let me give you a story.
86
257587
1335
Size bir hikaye anlatayım.
04:18
A few years back,
87
258963
1335
Bir kaç sene önce,
04:20
a local school district reached out to us
88
260340
2419
mahalledeki bir okul bize ulaştı,
04:22
to help them design a school for the future.
89
262801
2627
gelecek için okul tasarlamasına yardımcı olmamızı istedi.
04:25
Now that's a tall order. What does that even mean?
90
265470
2419
Bu yapılması olanaksız bir iş, Bu ne demek?
04:27
How did we go about doing it?
91
267931
1501
Bunu nasıl yaptık?
04:29
Well, first we created a design team:
92
269474
2711
Öncelik bir tasarım ekibi kurduk:
04:32
an eclectic collection of teachers, administrators,
93
272227
4212
seçme öğretmen ve yöneticilerden,
04:36
parents, members of the community.
94
276439
2836
ebeveynlerden, halktan oluşuyordu.
04:39
And then we set out to listen.
95
279818
2252
Sonra dinlemeye koyulduk.
04:42
So we talked to the chambers of commerce.
96
282070
2043
Sonra ticaret odasıyla konuştuk.
04:44
We created focus groups. We talked to parent groups.
97
284113
4004
Hedef grubu oluşturduk. Ebeveyn gruplarıyla konuştuk.
04:48
And most importantly, all through this,
98
288117
1919
En önemlisi tüm bunları yaparken
04:50
we kept asking ourselves: Who is at the table, and who is not?
99
290036
4087
kendimize sormaya devam ettik: Masada kim var, kim yok?
04:54
And how could we bring those who were not into the conversation?
100
294165
3462
Olmayanları nasıl bu konuşmaya dahil edebiliriz?
04:57
For instance, one group that we never talk to
101
297669
2878
Örneğin, hiç konuşmadığımız ya da nadiren
05:00
or very rarely talk to are children,
102
300588
2127
konuştuğumuz bir grup: çocuklar,
05:02
which is very strange given that they are the ones
103
302757
2377
enteresandır ki bu okullarda
05:05
who are going to actually be in these schools.
104
305176
2419
asıl olacak olanlar onlar.
05:07
So we talked to kids, lots of them.
105
307637
2211
Biz de çocuklarla konuştuk, çoğuyla.
05:09
We in fact followed them for a day.
106
309889
2294
Aslında onları bir günlüğüne takip ettik.
05:12
You know, sitting in their classes, listening to lectures, doing worksheets,
107
312225
3587
Sınıfta otururlarken, ders dinlerlerken, çalışma kağıtlarını yaparlarken,
05:15
eating cafeteria food and really enjoying the joy of recess.
108
315854
4379
kafeteryada yemek yerlerken ve teneffüsün tadını çıkarırlarken.
05:21
And while we were doing this and listening,
109
321234
2044
Ve bunu yaparken ve dinlerken,
05:23
we kept asking ourselves questions.
110
323278
2085
kendimize sorular sorduk.
05:25
What were we seeing? What does this mean?
111
325363
2586
Ne görüyorduk? Bu ne anlama geliyordu?
05:27
And we began to question assumptions.
112
327949
2127
Ve sanıları sorgulamaya başladık.
05:30
Like why are things a certain way?
113
330076
2878
Bazı şeyler neden olduğu gibi?
05:32
How might we create a school that actually connects with the community?
114
332954
3879
Toplulukla bağ kuran bir okul nasıl yaratabilirdik?
05:36
How might we think of technology in ways that allow for expression and creativity?
115
336875
5296
Teknolojiyi yaratıcılığı ifade edecek şekilde nasıl düşünebilirdik?
05:42
How might we create a school
116
342213
1627
Öğrencinin dürtüleriyle
05:43
which is driven by the impulses of the learner?
117
343882
3420
hareket eden bir okul nasıl yaratabilirdik?
05:47
How might we create a school
118
347343
1835
″Tek öğretmen, tek sınıf″
05:49
where we break the "one teacher, one classroom" model?
119
349220
2920
modelini bozan bir okul nasıl yaratabilirdik?
05:53
And in these conversations we developed a set of design principles,
120
353224
4421
Bu konuşmalarda bir set tasarım prensipleri geliştirdik,
05:57
a set of values that would guide our discussions and our design.
121
357687
4379
tartışmalarımıza ve tasarımımıza rehberlik eden bir set değer.
06:02
These were things that as a community, we believed in.
122
362066
2920
Bunlar halk olarak, inandığımız şeylerdi.
06:05
And it was at this point in time where things seemed to go a little slow,
123
365904
3670
Bu noktada işler biraz yavaşlamış gibiydi,
06:09
where we had so many possibilities, but yet they seemed like very few.
124
369574
4296
Çok fazla imkanımız vardı ama pek az gibi gözüküyordu.
06:13
And we wondered what the next step forward would be.
125
373870
2461
Biz de bir sonraki adımın ne olacağını merak ettik.
06:16
And there were all kinds of the usual hassles of internet failures
126
376372
3128
Her çeşit internet başarısızlıklarının klasik güçlükleri vardı
06:19
and scheduling problems.
127
379542
1668
ve programlama problemleri.
06:21
But then chance happened.
128
381252
2086
Ama sonra şans yüzümüze güldü.
06:23
We learned about this building,
129
383379
1502
Bina hakkında bir şey öğrendik,
06:24
which was somewhat unused in the school district
130
384923
2293
Okul civarında kullanılmamış bir şeydi
06:27
that they said we could play with,
131
387258
1960
bize bununla oynayabilirsiniz dediler
06:29
and suddenly the whole design team was energized.
132
389260
2878
ve bir anda tüm tasarım ekibi harekete geçmişti.
06:32
And if there's a lesson here, it is that you need to be prepared.
133
392180
3754
Bundan bir ders çıkarılacaksa hazırlıklı olmanız gerektiğidir.
06:35
And if an opportunity comes your way,
134
395975
1877
Fırsat size doğru gelirse
06:37
you grab it with both hands and don't let go.
135
397894
2753
İki elinizle kavrayın ve bırakmayın.
06:40
And that's exactly what we did.
136
400647
1751
Ve biz de bunu yaptık.
06:42
All the work we had done
137
402398
1293
Tüm yaptığımız işler,
06:43
with the focus groups and the design principles and so on
138
403691
2753
hedef gruplarıyla ve tasarım prensipleriyle vs.
06:46
came together in this school
139
406444
2377
bu okulda bir araya gelmişti
06:48
and over two years of work later,
140
408821
2002
ve yaklaşık iki senelik iş sonrası,
06:50
this school exists today.
141
410823
2044
bu okul bugün yürürlükte.
06:52
It is a school that reflects the values of the community.
142
412867
3253
Halkın değerlerini yansıtan bir okul.
06:56
It's a school that's very different from the ones that you see around you.
143
416120
4004
Çevrenizde gördüklerinizden farklı bir okul.
07:00
We had to break down, both literally and figuratively,
144
420959
3294
Duvarları yıkmamız gerekliydi, gerek sözlü gerek fiziksel olarak
07:04
a whole bunch of walls to create this space
145
424295
3003
100 ve daha fazla çocuk beraber
07:07
where 100-plus kids would learn and work together.
146
427340
3629
öğrensin ve beraber çalışsın diye yıktık.
07:11
It is a space where they're surrounded by an array of responsible adults
147
431010
5339
Sorumlu yetişkinler tarafından çevrelendikleri bir alan
07:16
who work in teams, working in small groups and large,
148
436391
3461
küçük ve büyük gruplar olmak üzere, ekip halinde bu öğrencilerin
07:19
to meet the needs of these learners.
149
439894
2336
ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyorlar.
07:22
It is a school which is open to the community,
150
442230
2919
Halka açık bir okul,
07:25
both in its demographics,
151
445149
1502
hem demografiklerinde,
07:26
as well as allowing parents and community members
152
446651
2544
hem de ebeveynler ve halktan insanların
07:29
to go in and out as and when needed.
153
449195
1919
ihtiyacı olduğunda girip çıkması için.
07:31
This is truly a special place.
154
451990
2210
Gerçekten özel bir yer.
07:34
And that doesn’t mean that we have figured everything out.
155
454200
3420
Bu her şeyi hallettiğimiz anlamına gelmiyor.
07:37
But I’m proud to say that that school is expanded.
156
457620
2878
Ama söylemekten gurur duyuyorum ki o okul büyüdü.
07:40
It went in the next year to another studio space,
157
460540
3295
Gelecek sene başka bir stüdyo alana gitti
07:43
and then now it goes all the way from K through eight.
158
463876
4088
ve şimdi K’den sekize gidiyor.
07:48
And for my team, this is truly one of our greatest successes.
159
468006
4129
Benim ekibime gelecek olursak, bu gerçekten en büyük başarılarımızdan biri.
07:52
To circle back to the beginning.
160
472176
2002
Başa geri dönecek olursak.
07:54
You know, one could argue that it was that failure that led to this success,
161
474220
3587
Hani, birisi başarıya gidenin o başarısızlık olduğunu söyleyebilir
07:57
but I think that would be missing the point.
162
477849
2085
ama önemli noktayı kaçırmış olur.
07:59
It would be missing the point
163
479976
1418
Önemli noktayı kaçırmak olur
08:01
because it ignores the pain and hurt that failure causes.
164
481436
2711
çünkü başarısızlığın neden olduğu acıyı yok saymış olur.
08:04
It ignores the agony that I went through for four long years.
165
484147
2961
Dört uzun yıl boyunca yaşadığım kederi yok sayıyor.
08:08
At that point, when I graduated from my undergraduate degree,
166
488192
3212
O noktada, lisans derecemle mezun olduğumda
08:11
I felt I had failed, I did not blame the system.
167
491404
2919
başarısız olduğumu düşündüm ve sistemi suçlamadım.
08:14
But now, when I look at it,
168
494323
1377
Ama şimdi tekrar bakınca
08:15
I realize maybe it was a system that had failed me.
169
495700
2794
beni başarısız eden belki bir sistemdir.
08:19
A system that fails a lot of our children.
170
499328
2962
Birçok çocuğumuzu başarısız eden bir sistem.
08:22
Focusing on the individual prevents us from looking deeper.
171
502331
3754
Bireye odaklanmak daha derine bakmamızı önler.
08:26
It prevents us from questioning the systems that led to the failure.
172
506127
4046
Başarısızlığa yönelten sistemleri sorgulamamızı önler.
08:30
It prevents us from questioning the values that underlie these systems.
173
510214
4421
Bu sistemlerin altında yatan değerleri sorgulamamızı önler.
08:34
We can and must do better.
174
514677
2461
Daha iyisini yapabiliriz ve yapmalıyız.
08:37
I think our children deserve better.
175
517180
1751
Çocuklarımız daha iyilerine layık.
08:38
That 18-year-old me writing poetry in physics class deserved better.
176
518973
3921
18 yaşında fizik sınıfında şiir yazan ben daha iyisine layıktım.
08:42
Thank you.
177
522935
1252
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7