Community-powered criminal justice reform | Raj Jayadev

42,681 views ・ 2019-10-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Ivana Korom Reviewer: Krystian Aparta
0
0
7000
Çeviri: Yusuf Kerem Sağlam Gözden geçirme: Sara Ozturk
00:12
This is my favorite protest shirt.
1
12984
2267
Bu en sevdiğim protesto tişörtüm.
00:15
It says, "Protect your people."
2
15897
2206
Üzerinde "İnsanlarınızı koruyun" yazıyor.
00:18
We made it in the basement of our community center.
3
18127
2920
Bunu toplum merkezimizin bodrumunda yaptık.
00:21
I've worn it at rallies,
4
21420
2324
Bunu mitinglerde, protestolarda, eylemlerde
00:23
at protests and marches,
5
23768
3032
00:26
at candlelight vigils
6
26824
1817
sevdiklerini polis şiddeti yüzünden
00:28
with families who have lost loved ones to police violence.
7
28665
3254
kaybedenlerin mum ışığı nöbetlerinde giydim.
00:32
I've seen how this ethic of community organizing
8
32674
3714
Toplum organizasyon etiğinin tutuklanma sürecini nasıl değiştirdiğini,
00:36
has been able to change arresting practices,
9
36412
2896
ofis memurlarını nasıl sorumlu tutabildiğini
00:39
hold individual officers accountable
10
39332
3102
ve ailelere hayatlarının en karanlık
00:42
and allow families to feel strong and supported
11
42458
3357
anlarında ne kadar güçlü ve iyi hissettirebildiğini gördüm.
00:45
in the darkest moments of their lives.
12
45839
2169
00:49
But when a family would come to our center
13
49022
2690
Ama bir aile, merkezimize geldiğinde
00:51
and say, "My loved one got arrested, what can we do?"
14
51736
4135
ve "Sevdiğim biri tutuklandı, ne yapabiliriz?" diye sorduğunda
00:55
we didn't know how to translate
15
55895
2016
sokaklarda gördüğümüz toplumsal organizasyonun gücünü
00:57
the power of community organizing that we saw on the streets
16
57935
3658
mahkemelere nasıl taşıyacağımızı bilemedik.
01:01
into the courts.
17
61617
1150
01:03
We figured we're not lawyers,
18
63652
1672
Avukat olmadığımızı ve mahkemelerin
01:05
and so that's not our arena to make change.
19
65348
2933
bir şeyleri değiştirebileceğimiz alanlar olmadığını fark ettik.
01:09
And so despite our belief in collective action,
20
69017
3167
Bu yüzden kolektif eyleme olan inancımıza rağmen
01:12
we would allow people that we cared about
21
72208
2992
önemsediğimiz insanların
mahkemelere tek başlarına gitmelerine izin verir olduk.
01:15
to go to court alone.
22
75224
2023
01:18
Nine out of ten times -- and this is true nationally --
23
78335
4135
Doğal olarak her on seferden dokuzunda,
o insanlar kendileri için avukat tutmayı karşılayamıyorlardı
01:22
they couldn't afford their own attorney,
24
82494
1916
01:24
and so they'd have a public defender, who is doing heroic work,
25
84434
3873
bu nedenle kahramanca işler çıkaran ancak yeterli kaynaklara sahip olmayan
01:28
but was often under-resourced
26
88331
2795
ve çok fazla davanın yükü altında ezilen
01:31
and stretched bare with too many cases.
27
91150
2729
kamu avukatlarını tutuyorlardı.
01:33
They would face prosecutors aiming for high conviction rates,
28
93903
3928
Yüksek dava kazanma oranları hedefleyen savcılarla,
01:37
mandatory minimum sentences
29
97855
2373
zorunlu minimum cezalarla
01:40
and racial bias baked into every stage of the process.
30
100252
3872
ve sürecin her aşamasına kazınmış ırksal ön yargılarla karşılaşıyorlardı.
01:46
And so, facing those odds,
31
106100
2071
Bu yüzden bu ülkedeki
01:48
stripped away from the power of community,
32
108195
3222
bu ihtimallerle yüzleşen, toplumun gücünden uzaklaştırılmış
01:51
unsure how to navigate the courts,
33
111441
2516
ve mahkemede ne yapması gerektiğini bilmeyen,
01:53
over 90 percent of people that face a criminal charge in this country
34
113981
3798
hakkında cezai iddianame bulunan insanların %90'ı
01:57
will take a plea deal.
35
117803
1466
uzlaşma anlaşması kabul ediyor.
02:00
Meaning, they'll never have their fabled day in court
36
120096
3421
Bu, şu anlama geliyor; dizi ve filmlerde gördüğümüz şekilde
02:03
that we talk about in television shows and in movies.
37
123541
3333
mahkemede efsanevi bir gün geçiremeyecekler.
02:07
And this is the untold part of the story of mass incarceration in America --
38
127807
5945
İşte bu, Amerika'daki kitleleri hapsetme hikâyesinin anlatılmayan kısmı --
02:13
how we became the largest jailer in the world.
39
133776
3148
ve nasıl dünyada en çok insan hapseden ülke olduğumuzun.
02:17
Over two million people currently incarcerated in this country.
40
137623
3682
Bu ülkede şu anda hapsedilmiş 2 milyondan fazla insan var.
02:21
And projections that say
41
141726
1595
Oranlar gösteriyor ki
02:23
one out of three black men will see the inside of a prison cell
42
143345
4017
her üç siyahi erkekten biri hayatlarının bir noktasında
02:27
at some point in their life on this trajectory.
43
147386
3159
hapishane hücresini görecek.
02:32
But we have a solution.
44
152546
1533
Ama bunun bir çözümü var.
02:34
We decided to be irreverent to this idea
45
154928
3056
Mahkemeleri sadece avukatların etkileyebileceği düşüncesine
02:38
that only lawyers can impact the courts.
46
158008
3094
hürmet etmemeye karar verdik.
02:41
And to penetrate the judicial system
47
161587
2403
Toplumsal organizasyonun gücünü, aklını ve becerilerini kullanarak
02:44
with the power, intellect and ingenuity of community organizing.
48
164014
5483
yargı sistemine girmeye karar verdik.
02:50
We call the approach "participatory defense."
49
170569
2934
Bu anlayışa "katılımcı savunma" diyoruz.
02:54
It's a methodology for families and communities
50
174286
2881
Hakkında suçlama bulunan sevdikleri olan aileler ve toplulukların
02:57
whose loved ones are facing charges,
51
177191
2292
nasıl bu davaların sonuçlarını etkileyebilecekleri,
02:59
and how they could impact the outcome of those cases
52
179507
2803
ve mahkemelerdeki güç yapısını nasıl değiştirebilecekleri
03:02
and transform the landscape of power in the courts.
53
182334
3398
üzerine bir metodoloji.
03:06
How it works is,
54
186859
1166
Hakkında suçlama olan yakınlara sahip ailelerin,
03:08
families whose loved ones are facing criminal charges
55
188049
2730
03:10
will come to a weekly meeting,
56
190803
2135
yarısı destek grubundan diğer yarısı da stratejik planlamadan oluşan
03:12
and it's half support group,
57
192962
1798
03:14
half strategic planning session.
58
194784
2133
haftalık toplantılara gelmeleri ile işliyor.
03:17
And they'll build a community
59
197823
1846
Aksi takdirde izole ve yalnız başlarına olacakları
03:19
out of what otherwise would be an isolating and lonely experience.
60
199693
4240
bir deneyimden kendilerine bir topluluk oluşturuyorlar.
03:24
And they'll sit in a circle,
61
204755
2310
Yuvarlak düzende oturuyorlar
03:27
and write the names of their loved ones on a board,
62
207089
2658
ve sevdikleri ve destek olmaya çalıştıkları kişilerin
03:29
who they're there to support.
63
209771
1849
isimlerini bir tahtaya yazıyorlar.
03:31
And collectively,
64
211644
1210
Topluca, davalarının sonucunu değiştirecek
03:32
the group will find out ways to tangibly and tactfully
65
212878
4136
somut ve taktiksel yollar buluyorlar.
03:37
impact the outcome of that case.
66
217038
1994
03:39
They'll review police reports to find out inconsistencies;
67
219569
3921
Tutarsızlıkları görmek için polis raporlarını inceliyorlar,
03:43
they'll find areas that require
68
223514
2157
üzerinde daha fazla araştırma yapılması gereken noktaları buluyorlar
03:45
more investigation by the defense attorney;
69
225695
2518
03:48
and they'll go to court with each other,
70
228237
1919
ve duygusal destek vermek için mahkemeye beraber gidiyorlar.
03:50
for the emotional support
71
230180
1984
03:52
but also so that the judge knows that the person standing before them
72
232188
4381
Ayrıca hakimin, önünde duran o kişinin iyiliği
03:56
is part of a larger community
73
236593
1693
ve başarısı için çalışmış
03:58
that is invested in their well-being and success.
74
238310
2879
daha büyük bir topluluğun parçası olduğunu anlaması için.
04:02
And the results have been remarkable.
75
242538
1968
Sonuçlar kayda değer.
04:05
We've seen charges get dismissed,
76
245506
2992
Reddedilen suçlamalar,
04:08
sentences significantly reduced,
77
248522
2825
önemli ölçüde azalan cezalar
04:11
acquittals won at trial
78
251371
1871
ve çıkarılan beraat kararları gördük.
04:14
and, sometimes, it has been literally lifesaving.
79
254561
3267
Bazen bunlar hayat kurtarıcı bile oldu,
04:18
Like in the case of Ramon Vasquez.
80
258450
2334
Ramon Vasquez örneğinde de olduğu gibi.
04:21
Father of two, family man, truck driver
81
261235
5525
İki çocuk babası, aile adamı, kamyon şöförü
04:26
and someone who was wrongfully charged with a gang-related murder
82
266784
3247
ve masum olmasına rağmen çete cinayetiyle yanlış bir şekilde
04:30
he was totally innocent of,
83
270055
1793
suçlanan biriydi
04:31
but was facing a life sentence.
84
271872
2067
ve müebbet hapis cezasıyla karşı karşıyaydı.
04:35
Ramon's family came to those meetings
85
275172
2191
Ramoun'un ailesi, tutuklanmasından
04:37
shortly after his arrest and his detention,
86
277387
2888
ve gözaltına alınmasından kısa bir süre sonra
04:40
and they worked the model.
87
280299
1667
bu toplantılara geldiler.
04:42
And through their hard work,
88
282268
1516
Sıkı çalışmaları sayesinde
04:43
they found major contradictions in the case,
89
283808
2571
davada büyük çelişkiler ve açıklar buldular.
04:47
gaping holes in the investigation.
90
287121
2532
04:49
And were able to disprove dangerous assumptions by the detectives.
91
289677
4603
Dedektiflerin, evinde buldukları kırmızı şapkanın bir şekilde onu çetelere
04:54
Like that the red hat that they found when they raided his home
92
294836
3829
bağladığını düşünmeleri gibi tehlikeli varsayımlarını çürütmeyi başardılar.
04:58
somehow affiliated him to a gang lifestyle.
93
298689
3413
05:03
Through their photos and their records,
94
303149
2849
Fotoğraflar ve videolar sayesinde
05:06
they were able to prove that the red hat was from his son's Little League team
95
306022
4617
kırmızı şapkanın Ramon'un koçluğunu yaptığı oğlunun küçükler ligi takımına
05:10
that Ramon coached on the weekends.
96
310663
2245
ait olduğunu kanıtladılar.
05:14
And they produced independent information
97
314107
2136
Telefon kayıtları ve mağaza fişleri sayesinde Ramon'un
05:16
that proved that Ramon was on the other side of town
98
316267
2842
05:19
at the time of the alleged incident,
99
319133
2349
işlediği iddia edilen suç sırasında
05:21
through their phone records
100
321506
1397
şehrin diğer tarafında
05:22
and receipts from the stores that they attended.
101
322927
2563
olduğunu kanıtlayan bağımsız bilgileri topladılar.
05:26
After seven long months of hard work from the family,
102
326593
3643
Ailenin 7 ay süren sıkı çalışması
05:30
Ramon staying strong inside jail,
103
330260
3031
ve Ramon'un hapiste güçlü kalmasıyla
05:33
they were able to get the charge dismissed.
104
333315
2934
suçlamaları düşürmeyi başardılar.
05:37
And they brought Ramon home
105
337053
1659
Ramon'u en başından beri
05:38
to live the life that he should have been living all along.
106
338736
3119
yaşaması gereken hayatı yaşaması için eve getirdiler.
05:42
And with each new case,
107
342260
1373
Her yeni davayla birlikte
05:43
the families identified new ways to flex the knowledge of the community
108
343657
4444
aileler, toplumun bilgisini dava sistemi üzerinde etkisi olması için
05:48
to have impact on the court system.
109
348125
2333
kullanabilecekleri yeni yollar buldular.
05:51
We would go to a lot of sentencing hearings.
110
351506
2817
Çok fazla cezaların belirlendiği duruşmalara gittik.
05:54
And when we would leave the sentencing hearing,
111
354347
2347
Duruşmadan çıktıktan sonra ve birinin yakını
05:56
on the walk back to the parking lot
112
356718
1899
az önce hapse gönderildikten sonra
05:58
after someone's loved one just got sent to prison,
113
358641
3333
otoparka yürürken en çok duyduğumuz cümleler
06:01
the most common refrain we would hear
114
361998
2635
"Yargıçtan nefret ediyorum"
06:04
wasn't so much, "I hate that judge,"
115
364657
3126
veya "Keşke başka bir avukatımız olsaydı"
06:07
or "I wish we had a new lawyer."
116
367807
2452
gibi cümleler değildi.
06:11
What they would say was,
117
371268
2119
"Keşke onu bizim tanıdığımız kadar
06:13
"I wish they knew him like we know him."
118
373411
2666
tanıyor olsalardı" diyorlar.
06:17
And so we developed tools and vehicles
119
377188
2746
Bu yüzden aileler için sevdikleri kişinin
06:19
for families to tell the fuller story of their loved one
120
379958
3000
hikayesini tam haliyle anlatabilmeleri ve bir dosyadan daha iyi
06:22
so they would be understood as more than just a case file.
121
382982
2901
anlaşılabilmeleri için yeni araçlar ve yollar geliştirdik.
06:26
They started making what we call social biography packets,
122
386360
3246
Aileler, bizim deyişimizle adı sosyal biyografi paketleri olan
06:29
which is families making a compilation of photos and certificates and letters
123
389630
4547
geçmiş zorluklarını, başarılarını
06:34
that show past challenges and hardships and accomplishments,
124
394201
3729
ve gelecekteki imkanları ile beklentilerini gösteren
06:37
and future prospects and opportunities.
125
397954
2600
fotoğraflar, sertifikalar ve mektupları derledikleri
06:41
And the social biography [packets] were working so well in the courts,
126
401025
4357
paketler hazırlamaya başladılar.
06:45
that we evolved it into social biography videos.
127
405406
3319
06:48
Ten-minute mini documentaries,
128
408749
2317
On dakikalık kısa belgesellerle
06:51
which were interviews of people in their homes,
129
411090
2700
evdeki insanlarla, kilisedeki insanlarla
06:53
and at their churches and at their workplace,
130
413814
2419
ve iş yerlerindeki insanlarla röportaj yaparak
06:56
explaining who the person was in the backdrop of their lives.
131
416257
3233
o kişilerin hayatlarının arka planında kim olduklarını anlatıyorlar.
07:00
And it was a way for us to dissolve the walls of the court temporarily.
132
420578
5111
Bu bize geçici olarak mahkeme duvarlarını yok etmenin yolunu gösteriyordu.
07:06
And through the power of video,
133
426221
2198
Videonun gücüyle
07:08
bring the judge out of the court and into the community,
134
428443
4391
hakim, mahkemeden çıkıp komitenin içine giriyor
07:12
so that they would be able to understand the fuller context of someone's life
135
432858
4230
böylece kaderini belirleyeceği kişinin
07:17
that they're deciding the fate of.
136
437112
2555
hayatını bütünüyle algılıyor.
07:21
One of the first social biography projects that came out of our camp
137
441046
4110
Kampımızdan çıkan ilk biyografi projelerinden birisi
07:25
was by Carnell.
138
445180
1150
Carnell içindi.
07:26
He had come to the meetings
139
446665
1293
Toplantılara katıldı
07:27
because he had pled to a low-level drug charge.
140
447982
2579
çünkü düşük seviyeli bir uyuşturucu suçlamasında savunma yapıyordu.
07:30
And after years of sobriety,
141
450585
1818
Birkaç yıllık ayıklıktan sonra
07:32
got arrested for this one drug possession charge.
142
452427
2729
uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandı.
07:35
But he was facing a five-year prison sentence
143
455180
2326
Fakat California'nın hüküm verme şemalarından dolayı
07:37
because of the sentencing schemes in California.
144
457530
2833
beş yıllık hapis cezasıyla karşı karşıyaydı.
07:40
We knew him primarily as a dad.
145
460974
2206
Biz onu öncelikle bir baba olarak tanıyorduk.
07:43
He'd bring his daughters to the meetings
146
463204
1920
Kızlarını toplantılara getirir
07:45
and then play with them at the park across the street.
147
465148
3088
daha sonrasında ise karşıdaki parkta onlarla oyun oynardı.
07:48
And he said, "Look, I could do the time,
148
468260
2143
Dedi ki ''Bak cezamı çekebilirim
07:50
but if I go in, they're going to take my girls."
149
470427
2885
fakat içeri girersem kızlarımı alırlar.''
07:54
And so we gave him a camera
150
474927
1737
Böylece ona kamera verip
07:56
and said, "Just take pictures of what's like being a father."
151
476688
3265
''Baba olmanın nasıl bir şey olduğuyla alakalı çekimler yap.'' dedik.
08:00
And so he took pictures of making breakfast for his daughters
152
480758
4158
Böylece kızlarına kahvaltı hazırlarken,
08:04
and taking them to school,
153
484940
1516
onları okula götürürken,
08:06
taking them to after-school programs and doing homework.
154
486480
2746
etütlere götürürken ve onlarla ödev yaparken çekimler yaptı.
08:09
And it became this photo essay
155
489863
2087
Bu fotoğraf çalışması
08:11
that he turned in to his lawyer who used it at the sentencing hearing.
156
491974
3412
avukatı tarafından ceza duruşmasında kullanıldı.
08:16
And that judge, who originally indicated a five-year prison sentence,
157
496077
4198
Aslında beş yıl hapis cezası isteyen bu hakim
08:20
understood Carnell in a whole new way.
158
500299
2467
Carnell'i tamamen başka bir yoldan tanıdı.
08:23
And he converted that five-year prison sentence
159
503466
3373
Beş yıllık hapis cezasını
08:26
into a six-month outpatient program,
160
506863
3189
altı aylık bir ayakta tedavi programına çevirdi.
08:30
so that Carnell could be with his daughters.
161
510076
2563
Bu şekilde Carnell kızlarıyla kalabildi.
08:32
His girls would have a father in their life.
162
512663
2111
Kızları ise hayatlarında bir babaya sahip olabildi.
08:34
And Carnell could get the treatment that he was actually seeking.
163
514798
3683
Bu şekilde Carnell gerçekten aradığı bu tedaviye erişebildi.
08:39
We have one ceremony of sorts
164
519688
3413
Katılımcı savunmalarda kullandığımız
08:43
that we use in participatory defense.
165
523125
2436
bir çeşit törenimiz var.
08:45
And I told you earlier that when families come to the meetings,
166
525585
2985
Size daha önce söylediğim gibi aileler toplantılara katıldığı zaman
08:48
they write the names of their loved ones on the board.
167
528594
2539
sevdiklerinin isimlerini tahtaya yazıyorlar.
08:51
Those are names that we all get to know, week in, week out,
168
531157
2786
Bu isimler haftalar boyu bize anlatılan
08:53
through the stories of the family,
169
533967
1666
hikayelerle tanıdığımız insanlar
08:55
and we're rooting for and praying for and hoping for.
170
535657
3238
ve onları yüreklendiriyor, onlar için dua ediyor ve ümit ediyoruz.
08:59
And when we win a case,
171
539466
1532
Bir duruşma kazandığımızda
09:01
when we get a sentence reduced, or a charge dropped,
172
541022
3936
bir ceza indirimi aldırdığımızda, suçlamayı düşürdüğümüzde
09:04
or we win an acquittal,
173
544982
2040
ya da birisini beraat ettirdiğimizde
09:07
that person, who's been a name on the board,
174
547046
2499
ismi tahtada yazılı olan o kişi toplantılara katılıyor.
09:09
comes to the meeting.
175
549569
1400
09:11
And when their name comes up,
176
551776
2341
İsimleri çıka geldiğinde
09:14
they're given an eraser,
177
554141
1833
onlara bir silgi veriliyor,
09:15
and they walk over to the board
178
555998
2270
tahtaya doğru yürüyorlar
09:18
and they erase their name.
179
558292
1733
ve kendi isimlerini siliyorlar.
09:20
And it sounds simple, but it is a spiritual experience.
180
560799
3724
Kulağa basit gelse de manevi bir deneyim.
09:25
And people are applauding, and they're crying.
181
565420
3293
İnsanlar alkışlıyor ve ağlıyorlar.
09:29
And for the families that are just starting that journey
182
569277
2626
Bu yolculuğa yeni başlamış olan aileler
09:31
and are sitting in the back of the room,
183
571927
2245
ve odanın arkasında oturanlar için
09:34
for them to know that there's a finish line,
184
574196
2191
günün birinde sevdiklerini
09:36
that one day, they too might be able to bring their loved one home,
185
576411
3563
evlerine döndürüp isimlerini sildirebilecekleri
09:39
that they could erase the name,
186
579998
2285
bir bitiş çizgisinin var olduğunu bilmek
09:42
is profoundly inspiring.
187
582307
2056
içtenlikle ilham verici.
09:46
We're training organizations all over the country now
188
586466
2484
Katılımcı savunma için
09:48
in participatory defense.
189
588974
1748
ülkenin tamamında organizasyonu eğitiyoruz.
09:50
And we have a national network of over 20 cities.
190
590746
2935
Yirmi şehirden fazlasında ulusal bir ağımız var.
09:54
And it's a church in Pennsylvania,
191
594032
2587
Pennsylvania'da bir kilise,
09:56
it's a parents' association in Tennessee,
192
596643
3245
Tennessee'de ebeveynler derneği,
09:59
it's a youth center in Los Angeles.
193
599912
2222
Los Angeles'ta gençlik merkezi.
10:02
And the latest city that we just added to the national network
194
602614
3356
Philadelphia, ulusal ağımıza eklediğimiz son şehir.
10:05
to grow and deepen this practice
195
605994
2152
ve bu çalışmayı daha da büyütüp derinleştiriyor.
10:08
is Philadelphia.
196
608170
1325
10:10
They literally just started their first weekly participatory defense meeting
197
610066
4145
Geçen hafta
ilk katılımcı savunma toplantılarına başladılar.
10:14
last week.
198
614235
1150
10:16
And the person that we brought from California to Philadelphia
199
616465
4651
Tanıklığını paylaşıp komitenin, ülke çapındaki azmi sayesinde
10:21
to share their testimony, to inspire them to know what's possible,
200
621140
4175
nelerin mümkün olduğunu bilmelerine ilham vermesi için
10:25
was Ramon Vasquez,
201
625339
1317
California'dan Philadelphia'ya getirdiğimiz kişi
10:27
who went from sitting in a jail in Santa Clara County, California,
202
627673
3753
Ramon Vasquez, California Santa Clara County'de hapisten çıkmıştı.
10:31
to inspiring a community about what's possible
203
631450
2230
10:33
through the perseverance of community across the country.
204
633704
3905
10:39
And with all the hubs, we still use one metric that we invented.
205
639145
5198
Bütün bunların arasından hala kullandığımız bir metrik var.
10:44
It's called time saved.
206
644676
1215
Buna zamandan tasarruf deniyor.
10:45
It's a saying that we actually still say at weekly meetings.
207
645915
2940
Haftalık toplantılarda hala söylediğimiz bir atasözü var.
10:48
And what we say when a family comes in a meeting for the first time is:
208
648879
3682
Yeni bir aile toplantıya ilk defa geldiğinde şunu söyleriz:
10:52
if you do nothing,
209
652585
2302
Hiçbir şey yapmazsanız sistem, duruşmayı beklerken
10:54
the system is designed to give your loved one time served.
210
654911
3210
sevdiklerinizin hapiste yatması için dizayn edildi.
10:58
That's the language the system uses to quantify time of incarceration.
211
658681
4412
Bu sistemin hapis cezasını ölçmek için kullandığı bir dildir.
11:04
But if you engage, if you participate,
212
664070
3737
Fakat eğer bağlanır, katkı sağlarsanız
11:07
you can turn time served into time saved.
213
667831
3227
hapiste yatılan dönemi zamandan tasarrufa çevirebilirsiniz.
11:12
That's them home with you, living the life they should be living.
214
672061
3388
Onlar evlerinde sizinle yaşamaları gereken hayatları yaşamalılar.
11:16
So, Carnell, for example, would represent five years of time saved.
215
676166
3852
Örneğin Carnell beş yıllık bir zaman tasarrufundan yararlandı.
11:21
So when we totaled our time saved numbers
216
681277
2761
Farklı katılımcı savunma merkezlerinde
11:24
from all the different participatory defense hubs,
217
684062
2499
toplantılarda ve mahkemelerde yapılan işler üzerinden
11:26
through the work in the meetings and at court
218
686585
2849
sosyal biyografi videoları ve paketlerinden
11:29
and making social biography videos and packets,
219
689458
2660
tasarruf edilen zamanı toplarsak
11:33
we had 4,218 years of time saved from incarceration.
220
693387
5499
4.218 yıllık hapis cezası zamanından tasarruf ettik.
11:40
That is parents' and children's lives.
221
700601
3142
Bu ebeveynlerin ve çocukların hayatları.
11:44
Young people going to college instead of prison.
222
704212
2730
Genç insanlar üniversite yerine hapislere gidiyor.
11:46
We're ending generational cycles of suffering.
223
706966
3183
Bizler jenerasyonlar boyunca dönüp duran çileyi sona erdiriyoruz.
11:51
And when you consider in my home state of California,
224
711042
4392
Eyaletim olan California'yı göz önünde bulundurursak
11:56
it costs 60,000 dollars to house someone in the California prison system,
225
716430
5202
California hapis sisteminde birini barındırmak 60 bin dolara mal oluyor.
12:02
that means that these families are saving their states
226
722585
3662
Bu demek oluyor ki aileler, eyaletlerini
12:07
a ton of money.
227
727363
1233
tonlarca dolar masraftan kurtarıyor.
12:08
I'm not a mathematician, I haven't done the numbers,
228
728990
2856
Ben matematikçi değilim ve hesaplamaları yapmadım
12:11
but that is money and resources that could be reallocated
229
731870
3337
fakat bu para ve kaynaklar ruh sağlığı merkezlerine
12:15
to mental health services,
230
735231
2285
rehabilitasyon merkezlerine, eğitime yeniden tahsis edilebilir.
12:17
to drug treatment programs, to education.
231
737540
2944
12:22
And we're now wearing this shirt in courts
232
742016
3576
Şu anda bu tişörtü
ülkenin dört bir yanında mahkemelerde giyiyoruz.
12:26
all across the country.
233
746593
1404
12:28
And people are wearing this shirt
234
748347
1739
Mahkeme salonlarındaki
12:30
because they want the immediacy of protecting their people
235
750110
4213
insanlarda bu tişörtü giyiyor
çünkü insanlarını korumada doğrudanlık istiyorlar.
12:34
in the courtroom.
236
754347
1150
12:36
But what we're telling them is,
237
756407
1545
Fakat bizim onlara söylediğimiz şey,
12:37
as practitioners, they're building a new field,
238
757976
3749
uygulayıcılar olarak yeni bir alan inşa ettikleri,
ülkenin sonsuza kadar adalete bakış akışını değiştirecek
12:41
a new movement
239
761749
1802
12:43
that is going to forever change the way justice is understood in this country.
240
763575
4047
yeni bir akım oluşturdukları.
12:48
Thank you.
241
768683
1151
Teşekkürler.
12:49
(Applause)
242
769858
3554
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7