The business case for working with your toughest critics | Bob Langert | TED

62,798 views ・ 2019-11-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Furkan Zonturoğlu Gözden geçirme: Nevaz Mescioğlu
00:13
Who remembers this infamous Styrofoam container?
0
13500
4143
Bu kötü şöhretli strafor kutuyu kimler hatırlıyor?
00:17
(Applause)
1
17667
2559
(Alkışlar)
00:20
Well, it sure changed me, it changed my company,
2
20250
3309
Pekâlâ şüphesiz ki bu kutu beni ve şirketimi değiştirdi
00:23
and it started a revelatory journey
3
23583
1935
ve rakiplerinizin nasıl en iyi müttefikleriniz olabileceğini gösteren
00:25
about how adversaries can be your best allies.
4
25542
4226
bir serüven başlattı.
00:29
You know, back in the late '80s,
5
29792
1559
Biliyorsunuz ki seksenlerin sonunda bu büyük Big Mac kutusu
00:31
this Big Mac clamshell was the symbol of a garbage crisis.
6
31375
5143
bir çöp krizinin sembolüydü.
00:36
People were really angry.
7
36542
1976
İnsanlar çok kızgındı bu duruma.
00:38
For example, thousands of students,
8
38542
2226
Örneğin dünya etrafından binlerce genç öğrenci
00:40
young students around the globe were sending letters, blaming McDonald's,
9
40792
3767
mektuplar gönderip McDonald's'ı suçluyordu.
00:44
because we were using millions of these at that time.
10
44583
3851
Çünkü o zamanlar bunlardan milyonlarca adet kullanıyorduk.
00:48
Now, no one at McDonald's knew anything about environmentally friendly packaging,
11
48458
4060
Tabii ki ben de dahil McDonald's'taki hiç kimse
çevre dostu paketleme hakkında bir şey bilmiyordu.
00:52
including me.
12
52542
1476
00:54
The last 10 years,
13
54042
1267
Son 10 yılda ise lojistikten ve kamyon şoförlerinden sorumluydum.
00:55
I was in charge of logistics and truck drivers.
14
55333
3018
00:58
Then out of nowhere, my boss comes to me
15
58375
1976
Sonra birdenbire patronum yanıma geldi
01:00
and says, "Hey, we want you to save this clamshell for the company
16
60375
5226
ve "Hey, senden bu kutuyu şirket için korumanı
01:05
and lead the effort to reduce waste within McDonald's."
17
65625
3292
ve McDonald's'taki çöpü azaltma çabasına önderlik etmeni istiyoruz." dedi.
01:10
I looked at him and I asked him,
18
70167
2059
Ona baktım ve şunu sordum,
01:12
"What is polystyrene?"
19
72250
1458
"Polistiren nedir?"
01:15
But it all sounded intriguing to me
20
75875
2143
Fakat bu tamamıyla bana ilgi çekici geldi
çünkü beni geçmişime götürüyordu.
01:18
because it brought me back to my roots.
21
78042
2750
01:25
You see, I grew up in the late '60s, early '70s,
22
85875
2934
Göreceğiniz üzere altmışların sonunda, yetmişlerin başında,
01:28
in a time of huge social upheaval in the United States.
23
88833
3667
Amerika'da büyük bir ayaklanmanın olduğu bir dönemde büyüdüm.
01:33
And I was really in tune with the protests, the sit-ins,
24
93333
3101
Protestolarla, oturma eylemleriyle,
01:36
the anti-Vietnam sentiment,
25
96458
1726
Vietnam karşıtlığı hissiyle gerçekten iç içeydim
01:38
and I really felt there was a need to question authority.
26
98208
3667
ve otoriteyi sorgulama gereği olduğunu çokça hissettim.
01:42
But as I went into university,
27
102958
2518
Fakat üniversiteye gittiğimde anladım ki hayatımı bu şekilde kazanamazdım.
01:45
I realized that I'm not going to make a living doing this.
28
105500
4226
01:49
And that whole movement had subsided,
29
109750
2518
O bütün zihniyet durulmuş,
01:52
and my activist spirit went dormant.
30
112292
3392
aktivist ruhum sönmüştü.
01:55
And I needed to make a living,
31
115708
1476
Bir geçim kaynağı bulmalıydım,
01:57
so I got involved in the business world.
32
117208
1959
ben de iş dünyasına atıldım.
01:59
So, now these students against pollution,
33
119958
2685
Şu McDonald's'a protesto mektubu gönderen çevre kirliliği karşıtı öğrenciler,
02:02
who were sending those protest letters to McDonald's,
34
122667
3226
02:05
they reminded me of myself 20 years ago.
35
125917
4059
bana yirmi yıl önceki kendimi hatırlattı.
02:10
They're questioning authority.
36
130000
2018
Otoriteyi sorguluyorlar.
Ama artık patron benim.
02:12
But now, I'm the man.
37
132042
2476
02:14
(Laughter)
38
134542
1851
(Gülüşmeler)
02:16
I'm the corporate suit.
39
136417
1541
Kurumsal takım elbiseyim.
02:19
I'm the one representing authority.
40
139042
2333
Otoriteyi temsil eden kişiyim.
02:22
And this new thing was emerging
41
142250
1809
Başta kurumsal sosyal sorumluluk,
02:24
called corporate social responsibility,
42
144083
2351
sonrasında ise kurumsal sürdürülebilirlik denilen bu yeni şey ortaya çıkıyordu
02:26
later corporate sustainability,
43
146458
2476
02:28
and now I had a chance to make a difference.
44
148958
3000
ve artık bir farklılık yaratmak için bir fırsatım vardı.
02:33
So the beginning of this journey
45
153042
1934
Bu serüvenin başlangıcı
02:35
started when McDonald's agreed to a partnership
46
155000
3434
McDonald's'ın ABD Çevre Savunma Fonu ile ortaklığa varmasıyla oldu.
02:38
with the Environmental Defense Fund.
47
158458
2310
02:40
They were an NGO
48
160792
1517
ÇSF, "veletleri dava edin" felsefesiyle kurulmuş
02:42
that was founded with the principle of "sue the bastards."
49
162333
4417
bir sivil toplum örgütüydü.
02:47
So I'm thinking,
50
167708
1893
Bu yüzden benim ve ekibimin hakkında ne düşündüklerini merak ediyordum.
02:49
what are they thinking about me and my team?
51
169625
2809
02:52
When I first met Richard Denison,
52
172458
2476
Richard Denison ile ilk tanıştığımda
02:54
he's the senior scientist for EDF,
53
174958
3393
kendisi ÇSF'de kıdemli bir bilim insanıydı,
02:58
I was very apprehensive.
54
178375
1768
çok endişeliydim.
03:00
I thought he's a tree-hugger,
55
180167
1892
Onun bir çevreci olduğunu
03:02
and I'm thinking he thinks all I care about is the money.
56
182083
3351
ve tüm umurumda olan şeyin para olduğunu düşündüğünü düşünüyordum.
03:05
So we wanted the EDF team to give us real-world solutions.
57
185458
5393
Konumuza dönecek olursak ÇSF ekibinden bize gerçekçi çözümler üretmesini istedik.
03:10
So we did the logical thing.
58
190875
1875
Ve de mantıklı olan şeyi yaptık.
03:13
We had them flip burgers in our restaurants.
59
193750
3393
Onlara restoranlarımızda flip hamburger yaptırdık.
03:17
So you have to imagine Richard,
60
197167
2017
Hayal edin ki Richard,
03:19
who, by the way, is a PhD in physics,
61
199208
2810
aynı zamanda fizik alanında doktora da yapmıştı,
sıra ona gelmişti, bir çeyrek pounder hazırlamaya çalışıyordu.
03:22
and there he is, he's trying to dress a quarter-pounder,
62
202042
2767
03:24
and you're supposed to have two squirts of ketchup, one mustard,
63
204833
3018
Normalde içine iki damla ketçap, bir damla hardal, üç turşu
03:27
three pickles and an onion, go on to the next one,
64
207875
2393
ve soğan koyarsınız, diğerine geçersiniz, çok hızlı olmalısınız.
03:30
you've got to be so fast.
65
210292
1267
03:31
And you know what? He couldn't get it right all day long.
66
211583
2726
Ve biliyor musunuz tüm gün boyunca doğru düzgün yapamadı.
03:34
And he was frustrated.
67
214333
1601
Hüsrana uğramıştı.
03:35
And I was so impressed,
68
215958
2893
Ben ise çok etkilenmiştim çünkü yaptığımız işi anlamaya çalışıyordu.
03:38
because he was trying to understand our business.
69
218875
3750
03:43
Now, the EDF team,
70
223583
1268
Sonrasında ÇSF ekibi düşündü ki yeniden kullanılabilir malzemeler
03:44
they thought reusables were the holy grail for our business.
71
224875
4893
işimizdeki zirve noktasıydı.
03:49
Me and my team thought, reusables?
72
229792
2976
Ben ve ekibim düşündük ki yeniden kullanılabilir malzemeler mi?
03:52
Too much space, they'd make a mess,
73
232792
1809
Çok yer kaplayacak, dağınıklık olacak, bizi yavaşlatacaktı.
03:54
they would slow us down.
74
234625
1809
03:56
But we didn't reject the idea.
75
236458
1976
Ama bu bu fikirlerini reddetmedik.
03:58
We went to the restaurant they chose outside DC, we went to the back room.
76
238458
5143
DC dışında seçtikleri bir restorana gittik, arka odasına girdik.
04:03
The dishwasher wasn't working properly,
77
243625
1934
Bulaşık makinesi düzgün çalışmıyordu,
04:05
it's spitting out dirty dishes.
78
245583
1810
kirli tabakları etrafa saçıyordu.
04:07
The kitchen area is dirty and grimy.
79
247417
2726
Mutfak bölgesi kirli ve kötüydü.
04:10
And compared to their experience at McDonald's
80
250167
2184
Onların McDonald's'taki deneyimlerine nazaran temiz ve düzenliydi,
04:12
that's clean and organized,
81
252375
1351
04:13
they could see the stark difference.
82
253750
2768
bariz farkı görebiliyorlardı.
04:16
We also sat in a restaurant at McDonald's, all day long,
83
256542
2976
Ayrıca tüm gün boyunca McDonald's'taki bir restoranda oturduk
04:19
and watched the customers eating in.
84
259542
2976
ve müşterilerin yemek yiyişlerini seyrettik.
04:22
Their behavior.
85
262542
1434
Davranışlarını izledik.
04:24
Ends up that many customers left with the food,
86
264000
2684
Görünen oydu ki çoğu müşteri yiyeceğini ve içeceğini alıp gidiyordu.
04:26
they left with the beverage.
87
266708
1685
04:28
And EDF came to their own conclusion
88
268417
2851
ÇŞF, yeniden kullanılabilir malzemelerin bize uygun olmadığı kanısına vardı.
04:31
that reusables wouldn't work for us.
89
271292
2892
04:34
But they did have a lot of ideas that did work.
90
274208
3560
Fakat onların işe yarar bir sürü fikri vardı.
04:37
And we never would have thought of them by ourselves,
91
277792
2976
ÇSF ekibi olmadan kendi kendimize o fikirleri asla düşünemezdik.
04:40
without the EDF team.
92
280792
1892
04:42
My favorite was switching from the white carry-out bag
93
282708
4226
Benim favori fikrim beyaz torbadan kahverengi torbaya geçmekti.
04:46
to the brown bag.
94
286958
1625
04:54
We had been using the white bag.
95
294292
2934
Beyaz torbayı kullanıyorduk.
04:57
It's virgin material,
96
297250
1934
El değmemiş bir madde.
04:59
it's made from chlorine bleaching chemicals,
97
299208
3351
Klor içerikli ağartıcı kimyasallardan yapılıyor.
05:02
and they said, use an unbleached bag,
98
302583
2518
Onlar dediler ki ağırtılmamış, kimyasal barındırmayan torbalar kullanın.
05:05
no chemicals.
99
305125
1375
05:07
It's made from recycled content,
100
307667
1809
Bu torba geri dönüştürülebilir maddelerden yapılıyor,
05:09
mostly recycled shipping corrugated boxes.
101
309500
2601
genellikle karton kolilerden.
05:12
Ends up that the bag is stronger, the fiber is stronger,
102
312125
3643
Velhasıl, torba daha sağlam oluyor, yapısı daha sağlam oluyor
05:15
it didn't cost us more money.
103
315792
1684
ve bize çok masraf ettirmiyordu.
05:17
It was win-win.
104
317500
1542
Tam bir kazan-kazan durumuydu.
05:24
Another idea they had
105
324875
2101
Düşündükleri başka bir fikir ise peçetelerimizi iki buçuk cm küçültebilir
05:27
was that we could reduce our napkin by one inch.
106
327000
3643
05:30
And make it from recycled office paper.
107
330667
2583
ve onları geri dönüştürülmüş ofis kağıtlarından yapabilirdik.
05:34
I'm thinking, one inch, no big deal.
108
334833
2726
Düşünüyordum da iki buçuk cm pek de bir şey değildi.
05:37
We did it, it reduced waste by three million pounds a year.
109
337583
4101
Bunu yaptık ve yıllık yaklaşık bin 400 tonluk israftan kaçınıldı.
05:41
Sixteen thousand trees saved.
110
341708
2476
16 bin ağaç kurtarıldı.
05:44
(Applause)
111
344208
4143
(Alkışlar)
05:48
What was really cool is we changed that bright white napkin,
112
348375
3851
En güzel kısmı ise parlak, beyaz peçeteleri değiştirmemiz oldu.
05:52
because the recycled content became gray and speckled.
113
352250
3934
Geri dönüştürülebilir malzemeden dolayı gri ve benekli olmuştu.
05:56
And we made that look, you know,
114
356208
2226
Bu stil, müşterilerimiz arasında moda hâline gelmişti.
05:58
in tune, in vogue with customers.
115
358458
2334
06:02
So, I came to really enjoy
116
362667
3809
Zaman geçtikçe ÇSF ekibiyle çalıştığım zamanlardan keyif almaya başladım.
06:06
the time working with the EDF team.
117
366500
2851
06:09
We had many dinners, late-night discussions,
118
369375
2184
Birçok akşam yemeği yedik, fikir alışverişi yaptık, maça gittik.
06:11
we went to a ball game together.
119
371583
2060
06:13
We became friends.
120
373667
2000
Arkadaş olduk.
06:16
And that's when I learned a life lesson.
121
376667
2226
İşte o zaman bir hayat dersi öğrendim.
06:18
That these NGO crusaders,
122
378917
2934
Şu sivil toplum örgütü işçileri,
06:21
they're really no different than me.
123
381875
1768
onların benden hiçbir farkı yoktu.
06:23
They care, they have passion,
124
383667
2392
İnsanları umursuyorlar, tutkuları var,
06:26
we're just not different.
125
386083
2101
birbirimizden farksızız.
06:28
So, we had a six-month partnership
126
388208
2018
Sonuç olarak altı ay süren
ve 42 bölümlük bir atık azaltma, yeniden kullanmak
06:30
that ended up producing a 42-point waste reduction action plan.
127
390250
4434
ve geri dönüşüm için yapılan bir planla sonuçlanan bir ortaklık yaşadık.
06:34
To reduce, reuse, recycle.
128
394708
2643
06:37
We measured it during the decade of the '90s,
129
397375
2101
90'lar boyunca ölçtük
06:39
and over 10 years we reduced 300 million pounds of waste.
130
399500
5750
ve on yılda yaklaşık yüz kırk bin ton değerinde israfı azaltmıştık.
06:46
Now, if you're wondering about that polystyrene clamshell,
131
406667
3351
Pekâlâ eğer şu polisitren kutuyu merak ediyorsanız söyleyeyim,
06:50
yeah, we ditched it.
132
410042
1809
evet, ondan kurtulmuştuk.
06:51
And luckily, I still had a job.
133
411875
3101
Çok şükür, hâlâ bir işim vardı.
06:55
And this partnership was so successful
134
415000
4393
Bu ortaklık o kadar başarılıydı ki
06:59
that we went on to recycle the idea to work with critics.
135
419417
4934
eleştirmenler eşliğinde çalışma fikrini tekrarladık.
07:04
Collaborate with them on solutions that could work
136
424375
2351
Toplumda ve iş ortamında
07:06
for society and for business.
137
426750
2625
işe yarayabilecek fikirler üstünde birlikte çalıştık.
07:10
But could this idea of collaborating
138
430917
3184
Ama bu iş birliği fikri acaba
07:14
work with the most contrarian folks?
139
434125
3184
aşırı muhalif gruplar arasında yürüyebiliyor muydu?
07:17
And on issues that are, you know, not within our direct control.
140
437333
3851
Ayrıca biliyorsunuz, bazı direkt olarak elimizde olmayan sorunlar var.
07:21
Like animal rights.
141
441208
1709
Hayvan hakları gibi.
Hayvan hakları, bariz olarak, etleri için hayvanların kullanılmasını istemiyor.
07:24
Now, animal rights,
142
444042
1267
07:25
obviously they don't want animals used for meat.
143
445333
2893
07:28
McDonald's, probably the biggest purchaser of meat
144
448250
2601
McDonald's büyük ihtimalle yiyecek hizmeti endüstrisinin en büyük et alımcısı.
07:30
in the food service industry.
145
450875
1434
07:32
So there's a natural conflict there.
146
452333
2560
Burada doğal bir çatışma var.
07:34
But I thought it would be best
147
454917
1517
Fakat yapılabilecek en iyi şeyin
07:36
to go visit and learn from the most vociferous and vigilant critics
148
456458
4851
o zamanki en gürültülü ve en aktif eleştirmenlerine gidip
onlardan bir şeyler öğrenmek olacağını düşündüm
07:41
we had at that time,
149
461333
1768
07:43
which were Henry Spira, head of Animal Rights International,
150
463125
3893
ki onlar, Uluslararası Hayvan Hakları'nın yöneticisi Henry Spira
07:47
and Peter Singer,
151
467042
1601
ve hayvan haklarının modern tezi olarak görülen
07:48
who wrote the book "Animal Liberation,"
152
468667
2017
07:50
which is considered the modern treatise about animal rights.
153
470708
3542
"Hayvan Özgürleşmesi" kitabının yazarı Peter Singer'dı.
07:55
You know, I read Peter's book to prepare,
154
475208
1976
Hazırlanmak için Peter'ın kitabını okuyordum.
07:57
I tried to get into his mindset,
155
477208
2018
Zihniyetini anlamaya çalışıyordum
07:59
and I have to admit, it was tough,
156
479250
1643
ve kabul etmeliyim ki çok katıydı.
08:00
I'm not becoming a vegan,
157
480917
2059
Vegan olmuyordum, şirketim oraya doğru yönelmiyordu.
08:03
my company wasn't going that way.
158
483000
2518
08:05
But I really thought we could learn a lot.
159
485542
2351
Fakat cidden düşündüm ki buradan çok şey öğrenebilirdik.
08:07
And so I set up a breakfast meeting in New York City.
160
487917
2976
Bu yüzden de New York'ta bir kahvaltı buluşması ayarladım.
08:10
And I remember sitting down, getting ready,
161
490917
2226
Masaya oturuşumu, hazırlanışımı hatırlıyorum
08:13
and I decided I'm not going to order my favorite,
162
493167
2392
ve favori kahvaltımı istememeye karar vermiştim,
08:15
which is you know, bacon and sausage and eggs.
163
495583
2351
pastırma, sosis ve yumurta.
08:17
(Laughter)
164
497958
2143
(Gülüşmeler)
08:20
And I'm just going to stick to the pastries.
165
500125
2559
Sadece hamur işleriyle yetinecektim.
08:22
But I have to admit,
166
502708
1268
Fakat itiraf etmek gerekirse düşmanca bir tartışmanın olmasını bekliyordum.
08:24
I was waiting for the adversarial discussion to happen.
167
504000
3309
08:27
And it never did.
168
507333
1935
Ama hiç olmadı.
08:29
Henry and Peter were just gracious,
169
509292
2726
Henry ve Peter sadece nezaket doluydu,
08:32
they were caring, they were smart, they asked good questions.
170
512042
3517
bizi umursuyorlardı, oldukça akıllıydılar, iyi sorular soruyorlardı.
08:35
I told them about how working on animal welfare
171
515583
2560
Onlara, hayvan hakları üzerinde çalışmanın
McDonald's için ne kadar zor olduğunu söyledim
08:38
is very tough for McDonald's
172
518167
1392
08:39
because our direct suppliers, they only make meat patties.
173
519583
3893
çünkü tedarikçilerimiz sadece köfte üretir.
08:43
The animals are three or four steps removed from our influence.
174
523500
4059
Hayvanlar nüfuz alanımızdan üç veya dört basamak uzaktır.
08:47
And they were very empathetic.
175
527583
2268
Çok empatiklerdi.
08:49
And while we were so directly opposed
176
529875
2768
Kurumlarımızın görevleri bakımından birbirimize direkt olarak karşı çıkarken
08:52
in terms of the missions of our organizations,
177
532667
2767
08:55
I felt that I had learned a lot.
178
535458
1810
hissettim ki çok şey öğrenmiştim.
08:57
And best of all, they gave me a terrific recommendation.
179
537292
3684
En iyisi de bana muazzam bir tavsiye vermeleriydi.
09:01
And that is, they said,
180
541000
1351
O da şuydu, bana "Dr. Temple Grandin ile birlikte çalışmalısın." dediler.
09:02
"You should work with Dr. Temple Grandin."
181
542375
3018
09:05
Now, I didn't know her at the time.
182
545417
2684
O zamanlar onu tanımıyordum.
Size bir şey söyleyeyim,
09:08
But I tell you,
183
548125
1268
09:09
she's the most renowned expert, then and now, on animal behavior.
184
549417
5226
kendisi hayvan davranışları alanında önceden ve şu anki en ünlü uzmandır.
09:14
And she knows how animals move and how they should react in facilities.
185
554667
4166
Hayvanların hareketlerini ve tesislerde nasıl davranmaları gerektiğini biliyor.
09:19
So I end up meeting her,
186
559708
1518
Sonuç olarak onunla buluştum
09:21
and she's the very best type of critic,
187
561250
3226
ve kendisi en iyi türden bir eleştirmendi.
09:24
in a sense that she just loves the animals,
188
564500
2226
Bir bakıma sadece hayvanları seviyor, onları korumak istiyordu
09:26
wants to protect them,
189
566750
1268
fakat aynı zamanda et endüstrisi gerçeğini de kavrayabiliyordu.
09:28
but she also understands the reality of the meat business.
190
568042
3684
09:31
And I'll always remember,
191
571750
1268
Her zaman hatırlayacağım, hayatımda hiç mezbahaya gitmemiştim
09:33
I had never been to a slaughterhouse in my life,
192
573042
2976
ve böylece ilk kez onunla birlikte gitmiş olacaktım.
09:36
and so I go with her for my first trip.
193
576042
2434
09:38
I didn't know what to expect.
194
578500
2018
Ne ummalıyım bilmiyordum.
09:40
And we find that the animal handlers have electric prods in their hands,
195
580542
5434
Gördük ki hayvan bakıcılarının ellerinde elektrikli sopalar vardı
09:46
and are basically zapping almost every animal in the facility.
196
586000
5268
ve basitçe tesisteki neredeyse bütün hayvanları şokluyorlardı.
09:51
We're both appalled, she's jumping up and down,
197
591292
3017
İkimiz de dehteşe düşmüştük, o yukarı ve aşağı zıplıyordu,
09:54
you'd have to know her,
198
594333
1268
onu görmeliydiniz.
09:55
she's saying, "This can't be, this isn't right,
199
595625
2191
"Olamaz, bu doğru değil,
09:57
we could use flags, we could use plastic bags,
200
597840
2143
bayrakları, plastik torbaları kullanabiliriz,
doğal davranışları için ağılları yeniden tasarlayabiliriz." diyordu.
10:00
we could redesign the corrals for natural behavior."
201
600007
3076
10:04
Well I set up Temple with our suppliers
202
604125
2101
Sonrasında standartları ve prensipleri ayarlamak için
10:06
to set up standards and guidelines.
203
606250
3059
Temple ve tedarikçilerimizi bir araya getirdim.
10:09
And ways to measure her ideas of implementing animal welfare.
204
609333
3893
Hayvan refahı sağlama fikirlerini gerçekleştirmek için.
10:13
We did this for the next two to five years.
205
613250
2559
Bunu gelecek iki ile beş yıllık süre içerisinde yaptık.
10:15
And it all got integrated, it all got enforced.
206
615833
3143
Hepsi birbirine entegre oldu, güçlendi.
Bu arada, McDonald's'ın tedarikçilerinden ikisi iflas etti
10:19
By the way, two of McDonald's suppliers lost business
207
619000
2559
10:21
because they didn't meet our standards.
208
621583
1858
çünkü standartlarımızı karşılayamadılar.
10:23
And best of all,
209
623465
1261
En iyisi, bütün bu standartlar en sonunda tüm endüstriye yayılmıştı.
10:24
all these standards ended up scaling to the entire industry.
210
624750
4226
10:29
And no more zapping of those animals.
211
629000
3226
Artık hayvanları şoklamak yoktu.
10:32
Now, what about issues that we're blamed for elsewhere?
212
632250
4601
Peki, başka alanlarda suçlandığımız konulara ne oldu?
10:36
Like deforestation.
213
636875
2184
Ormansızlaştırma gibi.
10:39
You know, on that issue, I always thought,
214
639083
2018
Bu sorun hakkında hep düşünürdüm ki
10:41
policy makers and government, that's their role.
215
641125
2976
siyasetçiler ve hükûmet, bu onların görevi.
Hiç bize yansıyacağını düşünmemiştim.
10:44
Never thought it would end up in my lap.
216
644125
2851
10:47
But I remember in early April 2006,
217
647000
2559
Fakat hatırlıyorum, 2006 yılı Nisan ayının başlarında
10:49
I opened up my Blackberry,
218
649583
2518
Blackberry'mi açmıştım ve İngiltere'de düzinelerce ortaya çıkmış,
10:52
and I'm reading about Greenpeace campaigners
219
652125
3893
tavuk gibi giyinip McDonald's'ta kahvaltı eden
10:56
showing up in the UK by the dozens,
220
656042
4142
ve kendilerini masa ve sandalyelere zincirleyen
11:00
dressed as chickens,
221
660208
1976
11:02
having breakfast at McDonald's
222
662208
2268
11:04
and chaining themselves to the chairs and tables.
223
664500
3101
Greenpeace katılımcılarını okuyordum.
11:07
So they got a lot of attention,
224
667625
1893
Ben de dahil birçok kişinin dikkatini çekmişlerdi.
11:09
including mine.
225
669542
1851
11:11
And I was wondering if the report that they had just released,
226
671417
2934
Daha yeni yayınladıkları
"Eating Up the Amazon" adlı raporu merak ediyordum.
11:14
it was called "Eating Up the Amazon."
227
674375
2393
11:16
And by the way, soy is a key ingredient for chicken feed,
228
676792
3392
Bu arada soya, tavuk yemi için anahtar bileşendir
11:20
and that's the connection to McDonald's.
229
680208
2518
ve işte McDonald's ile olan bağı buydu.
11:22
So I called my trusted friends at the World Wildlife Fund,
230
682750
3143
Sonra, Dünya Vahşi Yaşamı Koruma Vakfı'ndaki güvenilir dostlarımı aradım.
11:25
I called Conservation International,
231
685917
2476
Conversation International'ı aradım.
11:28
and I soon learned that the Greenpeace report was accurate.
232
688417
5101
Kısa süre sonra öğrendim ki Greenpeace raporu doğru söylüyordu.
11:33
So I gathered internal support,
233
693542
1726
Sonra içimden destek aldım
11:35
and I'll always remember, next day, after that campaign,
234
695292
3226
ve hep hatırlayacağım, ertesi gün, kampanya sonrası onları aradım
11:38
I called them up,
235
698542
1267
11:39
and I said, "We agree with you."
236
699833
2334
ve "Size katılıyoruz." dedim,
11:43
And I said, "How about working together?"
237
703083
3268
"Birlikte çalışmaya ne dersiniz?"
11:46
So three days later,
238
706375
2643
Üç gün sonra,
11:49
miraculously, four people from McDonald's,
239
709042
2184
mucizevi bir şekilde, McDonald's'tan dört kişi,
11:51
four people from Greenpeace,
240
711250
1476
Greenpeace'den dört kişi
11:52
we're meeting in the London Heathrow airport.
241
712750
2768
Londra Heathrow Havaalanı'nda görüşüyorduk.
11:55
And I have to say, the first hour was shaky,
242
715542
2934
Söylemem gerek ki ilk dört saat öyle böyleydi,
11:58
it wasn't a whole lot of trust in the room.
243
718500
2351
aramızda pek güven yoktu.
12:00
But it seemed like everything came together,
244
720875
3184
Fakat öyle görünüyordu ki taşlar yerine oturuyordu
12:04
because each of us wanted to save the Amazon.
245
724083
4476
çünkü her birimiz Amazon'u kurtarmak istiyorduk.
12:08
And during our discussions,
246
728583
1351
Görüşmemiz sırasında, hiç sanmıyorum,
12:09
you couldn't really tell, I don't think,
247
729958
2268
12:12
who was from Greenpeace and who was from McDonald's.
248
732250
3917
kimin Greenpeace'den ve kimin McDonald's'tan olduğunu söyleyemezdiniz.
12:17
So one of the best things we did
249
737458
2101
Yaptığımız en iyi şeylerden biri onlarla birlikte Greenpeace uçağında,
12:19
is we traveled with them for nine days on a trip through the Amazon,
250
739583
4851
Greenpeace botunda, Amazon'u dokuz gün boyunca gezmemiz oldu.
12:24
on the Greenpeace airplane, on the Greenpeace boat.
251
744458
3601
12:28
And I'll always remember,
252
748083
2518
Ve hep hatırlayacağım,
12:30
imagine traveling hundreds of miles west of Manaus,
253
750625
3351
Manaus'un, Amazon'un başkentinin, yüzlerce km batısına seyahat ettiğinizi düşünün.
12:34
the capital city of the Amazon.
254
754000
2643
12:36
And it's so pristine beauty,
255
756667
1934
Çok saf bir güzellikte ki bir tane bile insan yapımı yapı yok,
12:38
there's no man-made structures, there's no roads,
256
758625
2726
yol yok, tek bir tane kablo, tek bir tane ev yok.
12:41
not one wire, not one house.
257
761375
2101
12:43
You would travel east of Manaus
258
763500
2309
Manaus'un doğusuna seyahat ettiğinizdeyse bariz yağmur ormanı yıkımını görürsünüz.
12:45
and you would see the blatant rainforest destruction.
259
765833
3625
12:50
So this very unlikely collaboration produced outstanding results.
260
770542
6267
Velhasıl, bu pek olması beklenmeyen iş birliği olağanüstü sonuçlar üretmişti.
12:56
By working together,
261
776833
1268
Beraber çalışarak
12:58
we recruited over a dozen other retailers and suppliers
262
778125
4018
aynı sebep için bir düzineden fazla perakendeci ve tedarikçi topladık.
13:02
for the same cause.
263
782167
2017
13:04
And by the way, within three months,
264
784208
2476
Bu arada üç ay içinde
13:06
a moratorium on these clear-cutting practices
265
786708
3101
orman tıraşlama uygulamaları üzerine
endüstri tarafından bir moratoryum duyuruldu.
13:09
was announced by the industry.
266
789833
2435
13:12
And Greenpeace themselves declared it as a spectacular drop in deforestation
267
792292
5059
Ve Greenpeace'in kendisi bunu
ormansızlaşmada muhteşem bir azalış olarak açıkladı
13:17
and it's been in effect ever since.
268
797375
2125
ve o zamandan beri hâlâ etkisini sürdürmekte.
13:20
Now, you think these types of collaborations that I've described
269
800917
3059
Anlattığım bütün bu iş birliği türlerinin
bugün olağan olacağını düşünüyorsunuz.
13:24
would be commonplace today.
270
804000
2351
13:26
But they're not.
271
806375
1393
Ama öyle değiller.
13:27
When organizations are battered,
272
807792
2476
Şirketler hırpalandığında
13:30
the common response is to deny and push back,
273
810292
3767
genel yanıt reddetmek ve ertelemektir.
13:34
put out some sort of lame statement
274
814083
2060
Bazı yavan türde sözler söylenir
13:36
and no progress is made at all.
275
816167
2726
ve hiçbir aşama kaydedilmez.
13:38
I say the alternative is really powerful.
276
818917
2851
Bence alternatif çözüm gerçekten kuvvetli.
13:41
I mean, it's not going to fix every problem,
277
821792
2226
Demek istediğim, her sorunu çözmeyecek,
13:44
and there's more to do for sure,
278
824042
1851
tabii ki daha yapılacak bir sürü şey olacak
13:45
but this idea of working with critics
279
825917
2559
fakat bu eleştirmenlerle çalışma fikri
13:48
and trying to do more good for society
280
828500
2684
ve toplum için daha çok iyilik yapma çabası
13:51
that actually is good for business,
281
831208
1976
iş için aslında iyi bir şey.
13:53
believe me, it's possible.
282
833208
2560
İnanın bana, mümkün.
13:55
But it starts with the idea
283
835792
1934
Fakat bu, eleştirmenlerinizin
13:57
that you need to assume the best intentions of your critics.
284
837750
5143
en iyi niyette olduklarını varsayma düşüncesi ile başlar.
14:02
Just like you have the best intentions.
285
842917
2851
Tıpkı sizin en iyi niyette olmanız gibi.
14:05
And then secondly,
286
845792
1392
Sonra ikinci olarak,
14:07
you need to look past a lot of these tactics.
287
847208
2310
geçmişteki birçok taktiğe bakmanız gerekiyor.
14:09
I admit, I did not like a lot of the tactics
288
849542
3809
Kabul ediyorum, şirketimde kullanılan taktiklerin çoğunu sevmiyordum.
14:13
used on my company.
289
853375
1726
14:15
But instead, focus on what the truth is,
290
855125
3143
Fakat bunun yerine, gerçek olan neyse ona odaklanın.
14:18
what's the right thing to do,
291
858292
1559
Yapılması doğru olan ne ise ona,
14:19
what's the science, what's the facts.
292
859875
3059
bilim ne diyorsa ona, bilimsel yasalar ne diyorsa ona.
14:22
And lastly, you know, I would say,
293
862958
2268
Son olarak söyleyeceğim şu,
14:25
give the critics the keys.
294
865250
2434
anahtarları eleştirmenlere verin.
14:27
Show them the back room.
295
867708
2101
Onlara arka odayı gösterin.
14:29
Bring them there, don't hide the details,
296
869833
1976
Götürün onları oraya, detayları saklamayın
14:31
because if you want allies and support,
297
871833
2518
çünkü eğer müttefik ve destek istiyorsanız
14:34
you need to be open and transparent.
298
874375
2417
açık ve şeffaf olmalısınız.
14:38
Now, whether you're a corporate suit,
299
878208
2851
İster bir kurumsal takım elbise
14:41
whether you're a tree-hugger,
300
881083
1935
ister bir çevreci olun,
14:43
I say the next time you're criticized,
301
883042
2767
Diyeceğim şu, bir dahaki sefer eleştirildiğinizde
14:45
reach out, listen, learn.
302
885833
2476
elinizi uzatın, dinleyin, öğrenin.
14:48
You'll become better, your organization will become better,
303
888333
3268
Daha iyi olacaksınız, şirketiniz daha iyi olacak
14:51
and you might make some good friends along the way.
304
891625
3434
ve belki de bu sırada iyi arkadaşlar da edineceksiniz.
14:55
Thank you.
305
895083
1268
Teşekkürler.
(Alkışlar)
14:56
(Applause)
306
896375
2333
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7