Are We the Last Generation — or the First Sustainable One? | Hannah Ritchie | TED

169,610 views ・ 2023-09-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Selin Tüfekçi Gözden geçirme: Eren Gokce
Çocuklarımıza onların iklim değişikliğinden
00:04
It's become strangely normal
0
4251
1626
00:05
to tell our kids that they're going to die from climate change.
1
5877
3045
öleceklerini söylemek tuhaf bir şekilde normal hâle geldi.
00:08
If sea-level rise doesn’t get them, then a wildfire will,
2
8964
2919
Eğer deniz seviyesinin yükselmesi onları etkilemezse, büyük bir yangın,
00:11
or a global famine, or crop failures.
3
11925
2669
küresel bir kıtlık ya da mahsul kıtlığı kötü etkileyecek.
00:14
Maybe a fatal heat wave,
4
14594
1669
Belki ölümcül bir
00:16
the insect apocalypse
5
16304
1335
sıcak hava dalgası, böcek istilası
00:17
or the fishless oceans.
6
17639
1919
ya da balıksız okyanuslar.
00:19
These are the headlines
7
19558
1209
Hepimize anlatılan,
00:20
we've all been told will be the end of humanity.
8
20767
2419
insanlığın sonu olacak başlıklar bunlar.
00:24
So we shouldn't be surprised, then,
9
24020
1710
Sonrasında o genç insanların
00:25
that young people today feel crippled with anxiety.
10
25730
2711
bugün anksiyete yüzünden sorun yaşamalarına şaşırmamalıyız.
00:28
A large international survey asked 10,000 young people
11
28441
2837
Büyük, uluslararası bir anket 10.000 genç insana
00:31
about their attitudes to climate change.
12
31319
2670
iklim değişikliğiyle ilgili düşüncelerini sordu.
00:34
More than half said they think humanity’s doomed;
13
34030
2836
Yarısından fazlası, insanlığın sonunun geldiğini;
00:36
three-quarters find the future frightening;
14
36908
2628
dörtte üçü geleceği ürkütücü bulduğunu
00:39
and more than one in three are hesitant to have children of their own.
15
39578
4087
ve üç kişiden biri çocuk sahibi olma konusunda tereddütlü olduğunu söyledi.
00:43
Young people today truly feel like they could be the last generation.
16
43665
3837
Genç kişiler bugün gerçekten son kuşak olacaklarmış gibi hissediyor.
00:47
In fact, prominent activist groups actually take on this very name.
17
47544
3503
Aslında, seçkin aktivist gruplar da gerçekten bu ismi benimsiyor.
00:51
Now I get this feeling,
18
51715
1668
Şimdi anlıyorum,
00:53
I've been there.
19
53425
1459
ben de bunları yaşadım.
00:54
I used to feel like humanity was doomed,
20
54884
2378
İnsanlığın sonu gelmiş gibi hissederdim
00:57
and despite having multiple environmental degrees,
21
57304
2877
ve birçok çevresel derecem olmasına rağmen,
01:00
I felt completely helpless to do anything about it.
22
60223
3045
bu konuda bir şey yapma konusunda kendimi tamamen çaresiz hissettim.
01:03
But I'm a data scientist,
23
63977
1543
Fakat ben bir veri bilimcisiyim
01:05
and after years poring over the data on how far humanity's come
24
65562
4046
ve yıllarca insanlığın ne kadar ileriye gittiğini ve bir şeylerin
01:09
and how quickly things are now moving,
25
69608
1960
nasıl bu kadar hızlı ilerlediğine odaklandıktan sonra,
01:11
my perspective on this has changed.
26
71568
2294
bu konudaki bakış açım değişti.
01:13
I think we've got this framing upside down.
27
73862
2878
Bu düzeni tersine çevirdiğimizi düşünüyorum.
01:16
Far from being the last generation,
28
76740
2002
Son nesil olmanın ötesinde,
01:18
I think we will be the first generation:
29
78783
1961
bence biz ilk nesil olacağız:
01:20
the first generation to be sustainable.
30
80785
2586
Sürdürülebilir olan ilk nesil.
01:23
When we think about sustainability,
31
83747
1751
Sürdürülebilirlik üzerine düşündüğümüzde,
01:25
we might imagine humans have only become unsustainable in the very recent past,
32
85540
4171
insanların yalnızca çok yakın geçmişte sürdürülemez hâle geldiğini,
01:29
that our ancestors lived in perfect balance with nature
33
89753
3003
atalarımızın doğayla mükemmel dengede yaşadığını
ve bu dengenin yalnızca son zamanlarda bozulduğunu farz edebiliriz.
01:32
and only recently has that been knocked off.
34
92797
2545
01:35
Unfortunately, this is not true.
35
95675
2127
Maalesef, bu doğru değil.
01:38
If we're nostalgic for sustainable paths to rewind back to,
36
98136
3295
Eğer geri dönülebilecek sürdürülebilir yollara özlem besliyorsak,
01:41
there is none.
37
101473
1126
böyle bir yol yok.
01:43
The world has never been sustainable.
38
103266
2461
Dünya hiç sürdürülebilir olmadı.
01:46
Now I get that that's a controversial statement,
39
106478
2252
Şimdi bunun tartışmalı bir konu olduğunu anlıyorum,
01:48
so let me explain why.
40
108772
1376
sebebini açıklayayım.
01:50
When we think about the definition of sustainability,
41
110190
2544
Sürdürülebilirliğin tanımı hakkında düşündüğümüzde,
01:52
we might imagine something like this:
42
112776
2460
şöyle bir şey hayal ediyor olabiliriz:
01:55
"having a low environmental impact to protect future generations."
43
115278
3921
“Gelecek nesilleri korumak için düşük bir çevresel etkiye sahip olmak.”
01:59
And it's true, by this definition,
44
119240
2169
Ve bu doğru, bu tanım sayesinde
02:01
many of our ancestors were sustainable.
45
121451
2294
atalarımızın çoğu sürdürülebilirdi.
02:03
They did have a low environmental impact.
46
123787
2711
Düşük çevresel etkiye sahiplerdi.
02:06
But the reason they had a low environmental impact
47
126498
2502
Ancak düşük çevresel etkiye sahip olmalarının sebebi,
02:09
is because the populations were tiny.
48
129042
2336
nüfusların küçük olmasıydı.
02:11
And the reason their populations were tiny
49
131711
2211
Ve nüfuslarının küçük olma sebebi,
02:13
is because half of children died before reaching puberty.
50
133963
3587
çocuklarının yarısının ergenlik çağına ulaşmadan ölmesiydi.
02:18
Half of children died.
51
138093
1668
Çocukların yarısı öldü.
02:20
That, then, raises the question:
52
140512
1710
Bu, o zaman şu soruyu gündeme getirir:
02:22
Is that what we really think sustainability is?
53
142222
2711
Gerçekten sürdürülebilirliğin bu olduğunu mu düşünüyoruz?
02:24
Is that the world we want to maintain and preserve,
54
144974
2420
Devam ettirmek ve korumak istediğimiz,
02:27
one where half of our children die?
55
147394
2335
çocuklarımızın yarısının öldüğü dünya bu mu?
02:30
Hope your answer to that is no.
56
150522
1793
Umarım buna cevabınız hayırdır.
02:32
If we care about human suffering,
57
152357
1626
Eğer insanların acı çekmesini umursuyorsak,
02:33
we need to add another dimension to this.
58
153983
2503
buna başka bir boyut eklememiz gerekiyor.
02:36
We need to also provide a good life for everyone today.
59
156486
3045
Ayrıca bugün herkes için iyi bir hayat sağlamamız gerekiyor.
02:40
Now that gives our definition two halves.
60
160198
2544
Bu, bize tanımımızın iki yarısını verir.
02:42
If we fail on either half, we have failed to be sustainable.
61
162784
3879
Eğer her iki yarımda da başarısız olursak, sürdürülebilir olmayı başaramayız.
02:46
That's where our ancestors were never sustainable.
62
166705
2377
Burası, atalarımızın hiç sürdürülebilir olamadığı yerdir.
02:49
They never achieved the first half of the equation.
63
169124
2544
Eşitliğin ilk yarısını hiç başaramadılar.
02:52
And over the last few centuries,
64
172544
1585
Son birkaç yüzyılda,
02:54
the world has made amazing progress on the first half.
65
174129
2961
dünyamız bu ilk yarıda muhteşem bir ilerleme kaydetti.
02:57
As we've shown at Our World in Data,
66
177132
1793
Our World in Data’da gösterdiğimiz gibi,
02:58
child mortality is now down to four percent.
67
178925
2127
çocuk ölüm oranı artık yüzde dörde kadar düştü.
03:01
Extreme poverty used to be the default, now less than one in 10 people live there.
68
181094
5005
Aşırı yoksulluk olağan bir durumdu, artık 10 kişiden birinden daha azı öyle yaşıyor.
03:06
Literacy and education used to be rare;
69
186141
2252
Okuryazarlık ve eğitim nadirdi;
03:08
now, most children in the world get the opportunity to go to school.
70
188393
3545
şimdi, dünyadaki çocukların çoğu okula gitme fırsatına sahip.
03:12
But the world as it is today is still unacceptable.
71
192522
3045
Ancak günümüzdeki dünya hâlâ kabul edilebilir değil.
03:15
It's unacceptable that millions of children die every year,
72
195608
2837
Her yıl milyonlarca çocuğun ölmesi, yüz milyonlarcasının günde iki dolardan
03:18
that hundreds of millions live on less than two dollars a day,
73
198486
3504
daha az parayla geçinmesi, ki bu inanılmaz derecede
03:21
which is an incredibly low poverty line.
74
201990
2669
düşük bir yoksulluk sınırı, kabul edilemez.
03:24
But pick almost any metric of human wellbeing,
75
204701
2377
Fakat insan sağlığına ilişkin hemen hemen her ölçüyü ele alın,
03:27
and you'll find that the world has become a much better place.
76
207078
3128
dünyanın çok daha iyi bir yere geldiğini fark edeceksiniz.
03:30
But that progress has come at a cost.
77
210790
2211
Ancak bu gelişmenin bir bedeli oldu.
03:33
It's come at a cost to the environment.
78
213042
2461
Çevreye bir bedeli oldu.
03:35
We burn wood and fossil fuels for energy.
79
215545
2461
Enerji için ağaç ve fosil yakıt yakıyoruz.
03:38
We expanded farmlands at the cost of forests,
80
218006
2753
Ormanlar pahasına ekilebilir arazileri genişlettik
03:40
and our insatiable appetite for meat
81
220759
1918
ve et için doymak bilmeyen iştahımız,
03:42
means we now use half of the world's habitable land for farming.
82
222677
3253
dünyadaki yaşanabilir toprakların yarısını tarım için kullandığımız anlamına geliyor.
03:45
We kill billions of animals every year.
83
225972
2836
Her yıl milyarlarca hayvan öldürüyoruz.
03:48
These are the trends that make us feel doomed.
84
228850
2210
Sonumuz gelmiş gibi hissettiren son gelişmeler bunlar.
03:51
We see these lines rising, and we assume they might never stop.
85
231060
4171
Bu çizgilerin yükseldiğini görüyoruz ve hiç durmayacağını varsayıyoruz.
03:55
But more recent data tells us a slightly different story.
86
235273
3128
Ancak daha yeni veriler bize daha farklı bir hikâye anlatıyor.
03:58
A more hopeful story, that we can turn things around.
87
238443
2753
İşleri tersine çevirebileceğimiz daha umutlu bir hikâye.
04:01
This is per-capita CO2 emissions in the UK since 1750.
88
241905
4796
Bunlar, Birleşik Krallık’ta 1750′den beri kişi başına düşen CO2 emisyonları.
04:07
Over the last few decades, emissions in the UK have halved.
89
247160
3587
Son birkaç on yılda, Birleşik Krallık’taki emisyonlar yarıya düştü.
04:10
That means that my carbon footprint today
90
250789
2127
Bu, bugün benim karbon ayak izimin, büyükbaba ve büyükannemin
04:12
is less than half that of my grandparents' when they were my age.
91
252957
3504
benim yaşımdaki hâllerinin yarısından daha az olması demek.
04:16
That's despite the fact I live a much more extravagant lifestyle,
92
256503
3169
Bu, benim daha savurgan bir hayat tarzımın olmasına rağmen,
04:19
or, as they'd put it,
93
259714
1126
ya da onların deyimiyle,
04:20
"You youngsters just don't know how good you've got it these days."
94
260882
3211
“Siz gençler bugünlerde ne kadar iyi yaşadığınızın farkında değilsiniz.”
04:24
(Laughter)
95
264135
1001
(Kahkahalar)
04:25
Now, you might think the UK's cheating here.
96
265178
2210
Birleşik Krallık’ın hile yaptığını düşünebilirsiniz.
04:27
It used to be this industrial powerhouse,
97
267388
2420
Bu eskiden endüstriyel bir santraldi,
04:29
now it gets China, India and Bangladesh to produce its stuff for it.
98
269808
3795
şimdi Çin, Hindistan ve Bangladeş’in kendi ürünlerini üretmesini sağlıyor.
04:33
Maybe it's just offshored all these emissions.
99
273603
2961
Belki de sadece bütün bu emisyonları kıyıdan uzaklaştırmıştır.
04:36
There's a bit of truth to this --
100
276564
1794
Burada biraz doğruluk payı var --
04:38
when we adjust for trade, emissions in the UK are higher --
101
278399
3712
sadece ticaret için olduğunda, Birleşik Krallık’taki emisyonlar daha yüksek --
04:42
but we still see this dramatic decline over the last few decades.
102
282153
3754
ancak son birkaç on yıldır hâlâ bu çarpıcı düşüşü görüyoruz.
04:45
Offshoring is a bit of the story, but it's not the entire story.
103
285949
3795
Offshoring hikâyenin ufak bir kısmı, fakat bütünü değil.
04:50
At the same time, the UK has increased its GDP.
104
290495
3170
Aynı zamanda, Birleşik Krallık GSYİH’sini yükseltti.
04:53
GDP has gone up, while emissions have come down.
105
293706
3170
Emisyonlar düşerken, GSYİH yükseldi.
04:56
And it's not the only country to achieve this.
106
296918
2169
Ve bunu başaran tek ülke Birleşik Krallık değil.
04:59
You will see the same for the US, for Germany,
107
299128
2795
ABD, Almanya, Fransa, İspanya, Portekiz
05:01
France, Spain, Portugal.
108
301965
1918
için de aynı şeyi göreceksiniz.
05:03
A long list of countries have increased GDP
109
303883
2962
Emisyonlarını düşürürken GSYİH’i yükselten ülkelerin
05:06
while reducing their emissions.
110
306845
1835
uzun bir listesi.
05:08
And again, this is not just because they've offshored them.
111
308721
3379
Ve tekrar, bu yalnızca onları kıyıdan uzağa gönderdikleri için değil.
05:12
The notion that economic growth
112
312892
1669
Ekonomik gelişmenin
05:14
has to be incompatible with reducing our environmental impact
113
314602
2962
çevresel etkimizi azaltmakla bağdaşmaması gerektiği fikri
05:17
is simply wrong.
114
317564
1293
tamamen yanlış.
05:19
Now rich countries are reducing their emissions,
115
319774
2294
Şimdi zengin ülkeler emisyonlarını azaltıyorlar, fakat düşük ve
05:22
but low- and middle-income countries are increasing theirs.
116
322110
2794
orta gelirli ülkeler kendilerininkini artırıyorlar.
05:24
What does this mean at a global level?
117
324946
2169
Genel düzeyde bu ne demek?
05:27
Well, total CO2 emissions are now beginning to flatline,
118
327115
3962
Pekâlâ, toplam CO2 emisyonları tükenmeye başlıyor,
05:31
but actually, emissions per person already peaked a decade ago.
119
331119
3837
ama aslında, kişi başına düşen emisyon on yıl önce zaten zirveye ulaşmıştı.
05:34
That means the emissions of the average person in the world today
120
334998
3086
Bu, bugün dünyadaki ortalama bir insanın emisyonlarının zirveye ulaştığı
05:38
have peaked, and are now falling.
121
338084
1585
ve şimdi düştüğü anlamına geliyor.
05:39
And we will see a peak in total CO2 emissions soon.
122
339669
2628
Biz de yakında toplam CO2 emisyonlarında bir zirve göreceğiz.
Peki, bu neden oluyor?
05:43
Now, why is this happening?
123
343006
1418
05:44
A big driver has been technological change.
124
344465
2586
Büyük bir etken, teknolojik değişimdir.
05:47
Here, we see coal production in the UK since 1700.
125
347093
3253
Burada, Birleşik Krallık’ta 1700′den beri kömür üretimini görüyoruz.
05:50
Now the UK was the birthplace of industrial coal,
126
350722
2502
Birleşik Krallık, endüstriyel kömürün çıkış yeriydi,
05:53
and it has now died there.
127
353266
1543
ve orada yok oldu.
05:55
When I was born,
128
355310
1167
Doğduğumda,
05:56
more than half of the UK's electricity was coming from coal.
129
356519
2961
Birleşik Krallık’ın yarısının elektriği kömürden geliyordu.
05:59
This is now less than two percent.
130
359522
2252
Bu artık yüzde ikiden daha az.
06:01
And it’s dying in many other countries too.
131
361816
2211
Çoğu diğer ülkede de bitiyor.
06:04
You will see the same for the US, Germany, Denmark, Spain,
132
364068
3712
ABD, Almanya, Danimarka, İspanya,
06:07
Portugal, Greece, Ireland.
133
367780
2086
Portekiz, Yunanistan, İrlanda’da aynısını göreceksiniz.
06:09
In many countries in the world, coal is dying.
134
369866
3003
Dünyanın çoğu ülkesinde, kömür tükeniyor.
06:13
Taking its place are renewables, where costs are plummeting.
135
373536
3545
Onun yerini, maliyetlerin düştüğü yenilenebilir enerji alıyor.
06:17
The cost of solar has fallen by 99.8 percent since 1970,
136
377373
4630
Güneş enerjisi maliyeti 1970′lerden beri yüzde 99,8 oranında azaldı,
06:22
fallen by 90 percent in the last decade alone.
137
382045
2878
yalnızca son on yılda yüzde 90 oranında düştü.
06:25
And if you're worried that it looks like this price trend is leveling off,
138
385381
3712
Ve eğer bu fiyat eğiliminin düzeliyor gibi görünmesinden endişeliyseniz,
06:29
don't be.
139
389093
1168
endişelenmeyin.
06:30
When we zoom in, we see that the price of solar continues to fall.
140
390303
3670
Yakınlaştırdığımızda güneş enerjisi fiyatının düştüğünü görüyoruz.
06:34
And the same is true for wind.
141
394015
1960
Aynısı rüzgâr için de geçerli.
06:36
Go back a decade,
142
396017
1418
On yıl geriye dönelim,
06:37
and solar and wind were among the most expensive energy technologies we had.
143
397435
4129
güneş ve rüzgâr sahip olduğumuz en pahalı enerji teknolojileri arasındaydı.
06:41
That is why the world was not making progress,
144
401606
2252
Dünyanın gelişim kaydetmemesinin sebebi bu,
06:43
that is why countries were not deploying them --
145
403858
2294
ülkelerin onları kullanmama sebebi bu --
06:46
they were far too expensive.
146
406152
1585
çok pahalı olmalarıydı.
06:47
But just ten years on, and that script has flipped.
147
407779
2919
Ancak yalnızca on yıl sonra, o senaryo tersine döndü.
06:50
In many countries in the world, solar and wind are now the cheapest.
148
410740
3921
Dünyadaki çoğu ülkede, güneş ve rüzgâr enerjisi artık en ucuz olanlar.
06:55
Now if we're going to have renewables, we're going to need energy storage.
149
415203
3587
Eğer yenilenebilir enerjimiz olacaksa, enerji deposuna da ihtiyacımız olacak.
06:58
But there's good news there too.
150
418790
1751
İyi haberlerimiz de var.
07:00
The price of batteries has fallen by 98 percent since 1990.
151
420541
4046
Akü fiyatları 1990′dan beri yüzde 98 oranında düştü.
07:05
If you take the battery you'd find in a Tesla today,
152
425088
2711
Bugün Tesla’da bulabileceğiniz bir akü,
07:07
go back to 1990, it would have cost one million dollars.
153
427840
4046
1990′da bir milyon dolara mal olurdu.
07:11
It now costs just 12,000.
154
431928
2002
Şimdi sadece 12.000 dolar.
07:14
That’s completely transformed the world of energy storage
155
434472
2753
Bu enerji depolama ve ulaşım dünyasını
07:17
and completely transformed the world of transport.
156
437266
2753
tamamen değiştirdi.
07:20
Global sales of petrol and diesel cars have already peaked --
157
440436
3212
Benzinli ve dizel araçların küresel satışı çoktan zirveye ulaştı --
07:23
they peaked in 2017, and they are now falling.
158
443690
3128
2017′de zirveye çıktılar ve şimdi düşüyorlar.
07:27
Taking their place are electric cars,
159
447193
2211
Yerlerini yalnızca birkaç yıl içinde
07:29
where, in a space of just a few years, sales are going through the roof.
160
449404
3753
satışları tavan yapan elektrikli arabalar alıyor.
07:34
And from energy and transport to the food we eat,
161
454325
2628
Ve enerji ve ulaşımdan yediğimiz yemeğe kadar,
07:36
you might imagine that global deforestation
162
456995
2085
küresel ormansızlaştırmanın en yüksek seviyesinde olduğunu
07:39
is at its highest level ever.
163
459122
1668
hayal edebilirsiniz.
07:40
But actually, global deforestation peaked decades ago
164
460832
2919
Ama aslında, küresel ormansızlaştırma on yıllar önce zirveye ulaştı
07:43
and is now falling.
165
463751
1794
ve şimdi ise düşüyor.
07:45
But actually, it's better than that,
166
465586
1961
Ama aslında, bundan daha iyi,
07:47
because many countries are now regrowing their old forests,
167
467588
3254
çünkü çoğu ülke eski ormanlarını yeniden büyütüyor,
07:50
such that the net decline is even more impressive.
168
470842
3253
öyle ki nihai azalma daha da etkileyici.
07:54
Now, why is this happening?
169
474929
1543
Şimdi, bu neden oluyor?
07:56
A big driver has been increases in crop yields.
170
476514
2836
Mahsul verimindeki artışlar büyük bir faktör oldu.
07:59
For all of our agricultural history, crop yields were low and stagnant.
171
479392
4296
Tüm tarım tarihimiz boyunca, mahsul verimleri düşük ve cansızdı.
08:03
Farmers had basically no opportunities to increase them.
172
483730
3670
Çiftçilerin verimleri yükseltmek için hiç imkânları yoktu.
08:07
Over the last century,
173
487442
1334
Son yüzyılda,
08:08
across many countries and many different crop types,
174
488818
2669
birçok ülke ve farklı mahsul türünde,
08:11
crop yields have skyrocketed.
175
491529
1919
mahsul verimi birdenbire arttı.
08:13
Here, we see it for the US, for corn,
176
493781
1835
İşte, ABD’de, tahılda
08:15
where yields have grown sixfold, from two tonnes to 12 tonnes.
177
495616
3921
verimin altı katı arttığını, iki tondan 12 tona kadar çıktığını görüyoruz.
08:20
Now what this means is we can grow a lot more food
178
500121
2544
Bu da, daha az topraktan daha fazla besin yetiştirebileceğimiz
08:22
from a lot less land.
179
502665
1418
anlamına geliyor.
08:24
The amount of land used to produce corn in the US
180
504083
2336
ABDde tahıl üretmek için kullanılan toprak miktarı
08:26
has not increased in over a century,
181
506461
2502
yüzyıl içinde artmamış,
08:29
but look at the change in corn production.
182
509005
2377
fakat tahıl üretimindeki değişikliğe bir bakın.
08:32
My main point here is that in the past,
183
512717
2294
Asıl bahsettiğim,
08:35
human progress had to come at the cost of the environment.
184
515011
3420
geçmişte insanlığın gelişmesinin çevreye mal olması gerektiğiydi.
08:38
If we wanted energy,
185
518473
1459
Eğer enerji istiyorsak,
08:39
we had to burn wood or we had to burn fossil fuels.
186
519932
3003
ağaç ya da fosil yakıt yakmalıydık.
08:43
If we wanted to grow more food,
187
523269
1502
Daha fazla yiyecek istiyorsak,
08:44
we had to expand farmland,
188
524771
1584
çoğunlukla ormanlar pahasına
08:46
often at the cost of forests.
189
526355
1961
ekilebilir arazileri genişletmek zorundaydık.
08:48
But technology and innovation
190
528983
1627
Fakat teknoloji ve yenilik
08:50
means we're very quickly decoupling these impacts,
191
530651
2503
bu etkilerden hemen ayrıldığımız anlamına geliyor,
08:53
such that this conflict is no longer true.
192
533196
2794
öyle ki bu çatışma artık doğru değil.
08:57
Let's then think about the world that we can have.
193
537116
2670
O zaman sahip olabileceğimiz dünyayı düşünelim.
08:59
We need to achieve the first half of our equation.
194
539827
3921
Eşitliğimizin ilk yarısını başarmalıyız.
09:03
We need to end global poverty.
195
543790
2002
Küresel yoksulluğu bitirmeliyiz.
09:05
And here, I'm not talking about raising everyone
196
545792
2377
Ve burada, herkesi günde iki dolar yoksulluk sınırı üzerine
09:08
above a two-dollar-a-day poverty line.
197
548169
1919
çıkarmaktan bahsetmiyorum.
09:10
That is simply not good enough.
198
550088
1710
Bu yeterince iyi değil.
09:11
We need to provide everyone with a good, comfortable life.
199
551839
2962
Herkese iyi, rahat bir yaşam sağlamalıyız.
09:15
No child should die from a cause that’s preventable.
200
555676
3587
Hiçbir çocuk önlenebilir bir sebepten ölmemeli.
09:19
Every child should get the opportunity to go to school and get an education.
201
559305
4171
Her çocuk okula gitme ve eğitim alma fırsatına sahip olmalı.
09:24
At the same time, we need to peak and reduce our CO2 emissions;
202
564435
3504
Aynı zamanda, CO2 emisyonlarımızı tüketmeli ve azaltmalıyız;
09:27
we need to move away from fossil fuels;
203
567980
2419
fosil yakıtlardan uzaklaşmalıyız;
09:30
and we need to end deforestation,
204
570399
1627
aynı zamanda sekiz, dokuz, on milyar insanı beslerken
09:32
while feeding eight, nine, ten billion people, at the same time.
205
572068
4046
ormanları yok etmeyi bırakmalıyız.
09:36
How do we do that?
206
576697
1252
Bunu nasıl yapıyoruz?
09:37
How do we become the First Generation?
207
577990
2044
Nasıl İlk Nesil oluyoruz?
09:40
First, our low-carbon technologies need to become the default.
208
580827
3878
İlk olarak, düşük karbon teknolojimiz varsayılan olmalıdır.
09:44
There's two ways to do this.
209
584747
1794
Bunu yapmanın iki yolu var.
09:46
The first is to make sure that they are affordable,
210
586541
2627
İlki, ekonomik olduğuna,
09:49
to make sure that they are the cheapest option.
211
589210
2210
en ucuz seçenek olduğuna emin olmaktır.
09:51
Solar and wind are already cheaper than coal,
212
591921
2669
Güneş ve rüzgâr zaten kömürden daha ucuz,
09:54
electric cars will soon be cheaper than gasoline,
213
594632
2878
elektrikli arabalar yakında benzinlilerden daha ucuz olacak
09:57
and alternative proteins need to be cheaper than meat.
214
597510
3211
ve alternatif proteinler etten daha ucuz olmalı.
10:00
The other way to do this
215
600763
1460
Bunu yapmanın bir diğer yolu ise,
10:02
is to make sure these technologies are better.
216
602265
2544
bu teknolojilerin daha iyi olduğundan emin olmaktır.
10:04
Environmental products have often been promoted as this happy gimmick,
217
604809
3837
Çevresel ürünler genellikle uyumlu aletler olarak tanıtılmıştır,
10:08
but they need to go mainstream,
218
608646
1877
ancak yaygınlaşmaları gerekiyor,
10:10
and for that, they need to be better than the high-carbon alternatives.
219
610565
3503
ve bunun için, yüksek karbonlu alternatiflerden daha iyi olmalılar.
10:14
Now my brother recently got an electric car.
220
614902
2503
Pekâlâ, erkek kardeşim geçenlerde elektrikli bir araba aldı.
10:17
He didn't get an electric car
221
617446
1419
Elektrikli arabayı
10:18
because he really cares about the environment.
222
618906
2169
çevreyi çok önemsediği için almadı.
10:21
He does not want to be the next Greta Thunberg.
223
621117
2252
Sıradaki Greta Thunberg olmak istemiyor.
10:23
And he definitely does not want to be like me.
224
623369
2503
Ve kesinlikle benim gibi olmak istemiyor.
10:25
(Laughter)
225
625913
2044
(Kahkahalar)
10:27
He got an electric car because the design and the driving experience
226
627999
3295
Elektrikli bir araba aldı, çünkü tasarımı ve sürüş deneyimi
10:31
were far better than the petrol alternatives.
227
631294
2711
benzinli alternatiflerinden daha iyiydi.
10:34
That is how we make low-carbon technologies the default.
228
634046
3045
Bu, düşük karbon teknolojisini varsayılan yapma yöntemimiz.
10:37
We need to reframe the way we talk about sustainability
229
637967
2920
Genelde fedakârlık olarak tanıtılan sürdürülebilirliği konuşma şeklimizi
10:40
as often promoted as a sacrifice.
230
640887
2335
yeniden şekillendirmeliyiz.
10:43
Environmental messaging is often built on scarcity.
231
643264
2878
Çevresel ileti sistemi çoğunlukla kıtlık üzerine kurulu.
10:46
It’s about reducing our lives back to the bare minimum
232
646184
2627
Yaşamımızı en aza indirgemekle ilgili
10:48
and no more.
233
648853
1168
ve asla daha fazlasına değil.
10:50
But this is not a vision that inspires anyone.
234
650021
2586
Fakat bu herkesi etkileyen bir bakış açısı değil.
10:52
This is not the future we want to build.
235
652648
2545
Kurmak istediğimiz gelecek bu değil.
10:55
We need to reframe sustainability as an opportunity,
236
655193
2502
Sürdürülebilirliği bir fırsat olarak yeni bir çerçeveye oturtmamız lazım,
10:57
because it is an opportunity.
237
657737
1918
çünkü bu bir fırsat.
Bu, ister şehirlere, ülkelere enerji vermek olsun,
11:00
It's an opportunity to provide clean, abundant energy for everyone,
238
660072
3671
11:03
whether that's powering cities or countries,
239
663743
2252
ister kırsal toplumların ilk defa birbirleriyle bağlantı kurması olsun,
11:06
or getting rural communities connected for the very first time.
240
666037
3628
herkes için temiz, verimli bir enerji sağlamak için bir fırsat.
11:10
It’s about not being at the whims of fossil-fuel markets
241
670291
2794
Bu, fosil yakıt piyasalarının geçici hevesine kapılmak
ya da diktatörler komşu ülkeleri işgal ettiğinde
11:13
or having millions plunged into fuel poverty
242
673127
2294
11:15
when dictators invade neighboring countries.
243
675421
2461
milyonlarca kişinin yakıt kıtlığı yaşamamasıyla ilgili değil.
11:18
It's about breathing clean air.
244
678466
2002
Bu, temiz hava solumakla ilgili.
11:20
Here, we see the decline in harmful air pollution in the US,
245
680509
3295
Burada, ABD’de 2005′ten 2021′e kadar olan
11:23
from 2005 to 2021.
246
683804
3129
zararlı hava kirliliğinin azalışını görüyoruz.
11:27
Stopping people from dying is not a sacrifice.
247
687725
3045
İnsanları ölümden kurtarmak fedakârlık değil.
11:32
Finally, it's a way to rethink the way we live our lives,
248
692146
2961
Sonunda bu, hayatlarımızı yaşama şeklimizi yeniden düşünmenin yolu,
11:35
the way we design our cities and our communities.
249
695149
3212
şehirlerimizi ve topluluklarımızı planlamanın yolu.
11:38
Here, we see Copenhagen, with bikes on the road,
250
698361
2878
Burada Kopenhag’ı görüyoruz, yolda bisikletlerle
11:41
or Amsterdam,
251
701239
1292
veya üst üste bisiklet park yeri görebileceğiniz
11:42
where you have layer upon layer of bike rack.
252
702531
2920
Amsterdam.
11:45
Now I'm not saying this is how our cities have to look.
253
705451
2628
Şehirlerimizin bu şekilde görünmesi gerektiğini söylemiyorum.
11:48
We can design them in any way we want.
254
708079
2252
Onları istediğimiz şekilde tasarlayabiliriz.
11:50
What I'm saying is that sustainability gives us the shelf
255
710373
3003
Söylemek istediğim şey, sürdürülebilirlik bize
bir şeyleri yapma şeklimizi tekrar düşünme fırsatı veriyor.
11:53
to rethink the way we do things.
256
713417
2127
11:56
Finally, we need to rethink the way we use data.
257
716128
3254
Sonuç olarak, veriyi kullanma şeklimizi yeniden düşünmemiz gerek.
11:59
As a data scientist, I take this very seriously.
258
719423
3128
Bir veri bilimcisi olarak, bunu çok ciddiye alıyorum.
12:02
The environmentalists have done an amazing job
259
722593
2211
Çevre gönüllüleri dünyaya bu problemlere karşı farkındalık kazandırarak
12:04
of waking the world up to these problems.
260
724845
2253
harika bir iş başardılar.
12:07
Those charts of rising CO2 and rising temperature
261
727139
3087
Artan CO2 ve sıcaklık grafikleri
kesinlikle çok önemli.
12:10
have been absolutely critical.
262
730226
1668
12:11
They're why I'm on the stage today,
263
731936
1877
Bugün bu sahnede olma sebebim onlar,
12:13
they're why I got involved in this in the first place.
264
733813
2586
ilk başta buna dahil olma sebebim onlar.
12:17
But there's a limit.
265
737024
1377
Ancak bir sınır var.
12:18
When that's all we see, we become paralyzed.
266
738442
2586
Gördüğümüz tek şey bu olduğunda, şaşkına dönüyoruz.
12:21
We see these lines rising,
267
741028
1335
Çizgilerin yükseldiğini görüyoruz
12:22
and we assume that they might never stop.
268
742405
2252
ve hiç durmayacaklarını sanıyoruz.
12:24
We assume that no progress has been made,
269
744657
2002
Hiç gelişme olmadığını,
12:26
that nothing good is happening.
270
746659
2210
hiç güzel bir şey olmadığını düşünüyoruz.
12:28
But as we've just seen, this couldn't be further from the truth.
271
748869
3212
Ancak gördüğümüz gibi, gerçekler bundan çok uzakta.
12:32
We need to use data to inspire,
272
752123
2127
İlham vermek için veriyi kullanmamız,
12:34
to show what the problems are,
273
754292
1584
sorunun ne olduğunu,
12:35
also what the solutions are,
274
755876
1627
çözümlerin neler olduğunu göstermemiz
12:37
and we need to show real signs of progress
275
757545
2002
ve ülkelerden, kişilerden, firmalardan
12:39
from countries, individuals, companies.
276
759588
2336
gelişimin gerçek işaretlerini göstermemiz gerekiyor.
12:43
Historically, our sustainability equation went like this.
277
763050
3796
Tarih boyunca, sürdürülebilirlik dengemiz şöyle ilerledi.
12:46
It was one or the other.
278
766887
1585
O ya da diğeri olarak.
12:48
You could not have both at the same time.
279
768514
2586
İkisine aynı anda sahip olamazdınız.
12:51
We can be the first generation that does achieve both.
280
771142
3378
İkisini de başaran ilk nesil olabiliriz.
12:54
Now the emphasis here is on "can."
281
774854
2085
Vurgu “yapabilirsin”de.
12:56
None of this is inevitable.
282
776939
1794
Bunların hiçbiri kaçınılmaz değil.
12:58
It's not even inevitable
283
778774
1210
Hatta bu fırsata sahip olmamız
12:59
that we'd have this opportunity in the first place.
284
779984
2544
kaçınılmaz bir şey değil.
13:02
We're only here because of the relentless work
285
782570
2335
Biz sadece dünyayı daha iyi bir yer yapmaya kararlı
13:04
of environmentalists, activists, scientists, engineers,
286
784905
4171
çevrecilerin, aktivistlerin, bilim insanlarının, mühendislerin,
13:09
entrepreneurs, communicators,
287
789076
2086
girişimcilerin, anlatıcıların
13:11
determined to make the world a better place.
288
791203
2962
kararlı çalışmaları sebebiyle buradayız.
13:14
They have brought us here, and we need to take that forward.
289
794165
3461
Bizi buraya getirdiler ve bunu ileriye götürmemiz gerekiyor.
13:17
We need to do it bigger,
290
797626
1252
Daha büyük
13:18
and we need to do it much, much faster.
291
798878
2085
ve daha da fazla, daha hızlı yapmalıyız.
13:21
But we do have the opportunity
292
801630
2002
Fakat sürdürülebilir bir dünya inşa eden
13:23
to be the first generation that builds a sustainable world.
293
803674
2878
ilk nesil olma fırsatına sahibiz.
13:26
Let's take it.
294
806594
1168
Bunu kullanalım.
13:27
Thank you.
295
807762
1167
Teşekkürler.
13:28
(Cheers and applause)
296
808971
6965
(Tezahürat ve alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7