Sasha Sarago: The (de)colonizing of beauty | TED

93,512 views ・ 2021-09-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber:
0
0
7000
Çeviri: Oguzhan Bozkurt Gözden geçirme: Yiğit Yıldırım
Bugün sizlerle güzellik algısının kadınlara, ve özellikle
Aborijin kadınlara gelince yanılması hakkında konuşmak istiyorum.
00:13
Today, I would like to talk to you about beauty
1
13636
3280
00:16
and how we've got it all wrong when it comes to our perceptions of women,
2
16956
5160
Fakat bundan önce, bulunduğum toprağın geleneklerini muhafaza eden
Eora milletinin Gadigal topluluğunu tanımış olmak istiyorum.
00:22
particularly Aboriginal women.
3
22156
2840
00:24
But before I do, I would like to acknowledge the traditional custodians
4
24996
4800
Geçmişte ve şuanda yaşayan ve gelecekte yaşayacak tüm yaşlılara
00:29
of the land in which I stand upon:
5
29836
2520
00:32
the Gadigal people of the Eora Nation.
6
32396
3280
saygılarımı; bize yön verip koruyan atalarımıza şükranlarımı sunuyorum.
00:35
I pay my respects to the elders past, present and emerging
7
35716
5280
Yıl 1990′dı ve ben çok heyecanlıydım.
00:41
and give thanks to our ancestors who guide and protect us.
8
41036
4280
Korkunç ergenlik evresine girmeden hemen önce ilk doğum günü partime gittim.
00:47
It was 1990, and I was pumped.
9
47916
4240
Refakatçi veya ispiyoncu,şımarık bir kız kardeş peşimize takılmadan.
00:52
I was off to my first birthday party,
10
52196
2360
00:54
just before I hit the terrible teens.
11
54596
2680
Tatlı bir kombin giyiyordum ve elimde hediye vardı.
00:57
No chaperone,
12
57836
1560
00:59
and no bratty sister to tag along so she could snitch.
13
59396
3920
Hoşlandığım tatlı çocuğun gelmesini umuyordum.
01:03
I had my cute little outfit on,
14
63836
2280
Ve bu tatlı çocuğun bana bir soru sormasını umuyordum.
01:06
gift in hand,
15
66156
1520
01:07
and I was hoping that this little cutie that I liked would show up.
16
67676
3760
Hepiniz kalbinizi göğsünüzden koparan bu soruyu biliyorsunuz:
01:12
And I was hoping that this little cutie would ask me this one question.
17
72156
4520
Kız arkadaşım olmak ister misin?
O yaşta erkek arkadaş edinmek gibi bir vazifem olmamasına rağmen.
01:17
You know that question that makes your heart beat right out your chest --
18
77316
4680
Bunun bir anlamı yoktu çünkü o zamanlar tüm mevzu içimizdeki kıpırtıydı.
01:22
Do you want to be my girlfriend? --
19
82036
3320
01:25
even though I had no business having a boyfriend at that age.
20
85396
4000
Bu soru bana hiç sorulmadı.
01:29
But it didn’t matter,
21
89436
1440
Fakat bana sorulan soru şu oldu: Hangi millettensin?
01:30
because back then, it was all about the rush.
22
90916
3360
Ve tüm gururlu Aborijin çocukları gibi “Aborijinim.” diye belirttim.
01:35
I never did get asked that question.
23
95196
2080
01:37
But the question I did get asked was:
24
97756
2840
01:40
What’s your background?
25
100636
1680
Odadakilerin tepkisine göre Aborijin olmak belli ki ayıp birşeydi.
01:42
And like any proud Aboriginal child would declare,
26
102836
4320
01:47
“I’m Aboriginal.”
27
107196
1560
Ve gencecik 11 yaşımda, en iyi arkadaşımın yetişkin kız kardeşi bana
01:49
Given the reaction of the room,
28
109796
2400
01:52
being Aboriginal was clearly a dirty word.
29
112236
3840
Aborijin olamayacak kadar güzel olduğumu söyledi.
01:56
And at the tender age of 11,
30
116596
2160
01:58
I was told by my best friend’s adult sister
31
118796
3960
Tam bu sırada ağzım kurudu, kanım köpürdü ve sel gibi hisseden gözyaşlarımı
02:02
that I was too pretty to be Aboriginal.
32
122796
3080
tutmak için çok direttim.
02:07
By this time, my mouth is dry, my blood is boiling,
33
127316
4880
Sakince arkadaş çevreme katıldım ve utancımı gizlemek için komik olan herşeye
02:12
and I'm trying so hard to fight back what feels like an ocean of tears.
34
132236
5520
yapmacıktan gülmeye başladım.
02:18
I calmly join my circle of friends
35
138556
3200
02:21
and begin to fake laugh at whatever is funny
36
141796
5680
Bu sırada da yeni keşfettiğim kompleksimi içselleştiriyordum.
İşte bu yüzden güzellik algımızı değiştirmemiz gerekiyor.
02:27
to mask my embarrassment,
37
147516
2200
02:29
as I clutch on to my newfound complex.
38
149756
3720
Ve bunu da Aborijin kadınları, hikaye ve perspektiflerini öğrenerek yapabiliriz.
02:34
And this is why we need to change our perceptions of beauty.
39
154956
4120
Çünkü şimdi “güzellik” kırıcı geliyor.
02:39
And how we do this is by learning from Aboriginal women,
40
159596
4080
Güzellik kırıcı geliyor çünkü Aborijinliğimi silerek beyazlığa
02:43
their stories and perspectives.
41
163716
2800
02:46
Because right now, "pretty" hurts.
42
166556
3360
yakınlığımı övmeye çalışıyorsunuz.
02:50
Pretty hurts because you're trying to erase my Aboriginality,
43
170716
4920
Güzellik kırıcı çünkü Aborijinlere karşı ırkçılık, cinsel sömürü ve
02:55
to applaud my proximity to whiteness.
44
175676
2960
kültürel soykırım görevi görüyor.
02:59
Pretty hurts because aimed at an Aboriginal woman,
45
179556
4360
03:03
it is a weapon loaded in racism,
46
183956
3720
Görüyorsunuz ki bu kadının fark etmediği şey şuydu:
Aborijin olamayacak kadar güzel olduğumu söylediğinde benden
03:07
sexual exploitation
47
187716
2240
03:09
and cultural genocide.
48
189996
1680
değerli bir şeyi kopardı. Bu da kimliğimle duyduğum gururdu.
03:12
You see, what this woman didn’t realize
49
192476
2360
03:14
when she declared that I was too pretty to be Aboriginal
50
194836
5000
Gördüğünüz üzere ben dünyada hala devam eden en eski kültüre aitim,
03:19
is that she took something precious from me:
51
199836
2480
fakat o günle birlikte o mirasın yerini utanç aldı ve bu miras
03:23
pride in my identity.
52
203076
3000
03:26
You see, I belong to the oldest living culture in the world,
53
206116
4680
20 yıldır silmeye çalıştığım kirli bir lekeye döndü.
03:30
but that day, that legacy --
54
210836
3320
Ve işte bundan dolayı güzelliğe yıllardır takıntılıyım.
03:34
it was replaced with shame,
55
214196
2120
03:36
and it's been this filthy stain I've been trying to get rid of
56
216316
2960
Bu yüzden model olarak taklit etmeye çalışıp, modada farklılığı destekleyip,
03:39
for 20 years.
57
219316
1360
“Ascension” dergisini, güzellikleri yeterince temsil edilmeyen renkli kadınlar
03:41
And this is where my obsession for beauty comes from,
58
221396
4120
03:45
over the years, trying to mimic it as a model,
59
225556
3720
için çıkardım.
03:49
advocating for diversity in fashion,
60
229316
2080
03:51
to launching "Ascension" magazine to celebrate women of color,
61
231436
4840
Ardında çok acı ve travma bulunduran “güzellik” kelimesi bana,
03:56
whose beauty is still underrepresented.
62
236316
3040
yerliliğimi kullanarak güzelliğimi geri edinebileceğimi gösterdi.
04:00
With much pain and trauma behind one word,
63
240316
4680
Yerli kadınlara göre gerçek güzellik, sürdürdüğümüz geleneksel görevler,
04:05
“pretty” taught me, through my indigeneity,
64
245036
3200
04:08
I could reclaim my beauty.
65
248236
2040
akrabalık düzenleri, ülke ve su yollarına bağlantımız ve bu tarihi bilgiyi
04:11
To Indigenous women,
66
251476
1720
04:13
true beauty came from the traditional roles we upheld,
67
253236
4400
sonraki nesle aktarışımızdan geldi.
04:17
our kinship systems,
68
257676
2360
Güzelliği yansıtma şeklimiz
04:20
connection to country and the waterways
69
260076
2920
asla Avrupai güzellik ideallerine karşı değildi.
04:23
and how we pass this ancient knowledge down to the next generation.
70
263036
4480
Gördüğünüz üzere benim kültürümde güzellik tekdüze değil.
04:28
The way we express beauty
71
268276
2280
04:30
was never defined against a Eurocentric ideal of beauty.
72
270596
4320
İnce bel, pürüzsüz cilt ve narin kalçalarla ölçülmüyor.
04:35
You see, in my culture, our beauty is not monolithic.
73
275476
4120
Güzellik bundan daha derin bir mevzu.
04:40
It's not measured by a thin waistline, porcelain skin or slender hips.
74
280036
5800
O halde yerli güzelliği neye benziyor?
Çok da çetin, dik başlı ve gururlu.
04:46
It runs much deeper than that.
75
286556
2320
04:49
So what does indigenous beauty look like?
76
289516
3800
Ve yerlilerin güzelliğini somutlaştıran bir atamız da, güçlü bir Cammeraygal
04:53
Oh, it's fierce, defiant and proud.
77
293996
4040
kadını olan Barangaroo’dur.
04:58
And one ancestor who epitomizes indigenous beauty is Barangaroo,
78
298516
6320
Bilgeliği ve hürlüğüyle anılan Barangaroo, kabilesinin ana ekmek teknesi olmaktan
05:04
a powerful Cammeraygal woman.
79
304876
3240
diğer Eora kadınları gibi gurur duyuyordu.
05:08
Revered for her wisdom and independence, Barangaroo, like the Eora other women,
80
308716
6520
Hünerli ve sabırlı bir balıkçı olan Barangaroo, Sidney Limanı ve
05:15
took pride in their status as being the main food providers for their tribe.
81
315276
5600
etrafındaki suların bereketli yemek kaynağını yalnızca ihtiyacı kadar alarak
05:20
A skillful and patient fisherwoman,
82
320916
3320
kullanıyordu.
05:24
Barangaroo would access Sydney Harbour and its surrounding waters
83
324276
4640
Bu yüzden, İngiliz kolonistlerin 4.000 somonu bir günde tuttuğunu ve bunların
05:28
for its abundant food supply,
84
328956
2440
05:31
only taking what was needed.
85
331396
1920
bir kısmını kocasına ve kabilesindeki diğer erkeklere hediye ettiğini görünce
05:34
So you can just imagine how furious Barangaroo was
86
334276
4760
ne kadar öfkelendiğini tahmin edersiniz.
05:39
when she saw British colonists troll 4,000 salmon off the north shore
87
339036
5520
05:44
in just one day,
88
344556
2000
Barangaroo böylesine savurganlığın, kadınların kabilenin üzerindeki
05:46
then gifting some of this catch to her husband
89
346556
2840
kültürel hükmünü, ve dolayısıyla geleneksel yaşam adetlerini
05:49
and some of the other men from her tribe.
90
349396
3000
daha da yok ettiğini biliyordu.
05:53
Barangaroo knew such a wasteful act
91
353076
2960
05:56
would threaten the Eora women's cultural authority within the tribe,
92
356036
4800
Bu yüzden Barangaroo, kocası bile itaat etmeye karar verdiğinde İngiliz kanun
06:00
furthermore destroying their traditional way of life.
93
360876
3880
ve adetlerini, yiyecek, içecek ve toplumsal edeplerini reddetti.
06:05
So Barangaroo rejected British laws and customs,
94
365516
4960
Barangaroo ve kocası Bennelong, Vali Phillip ile yemeğe ve
06:10
their food, drink and social etiquette,
95
370476
3800
06:14
even when her husband decided to conform.
96
374316
3040
İngiliz partisine davet edildiğinde Barangaroo kimliğine sadık kaldı.
06:18
When Barangaroo and her husband Bennelong were invited to dine with Governor Phillip
97
378276
5240
Kolonist giysileri olan sıkı bir korse ve ipek katmanlı inci süslü bir elbise yerine
06:23
and the British party,
98
383556
2200
06:25
Barangaroo stayed true to who she was.
99
385796
3520
06:29
instead of wearing colonial attire --
100
389316
2840
geleneksel, beyaz ve toprak sarısı giysisi ve burnunda kemikle geldi.
06:32
a tight corset and a gown layered in silk finished with pearls --
101
392196
5720
06:37
she came sporting her traditional wares:
102
397956
2640
Barangaroo’nun gösterdiği şey yerli güzelliğinin özgünlüğüydü.
06:41
white ochre and a bone through her nose.
103
401596
3160
Saygıdeğer bir Gamilaraay yaşlısı olan Beryl Van-Oploo Teyze bir gün grup kadınla
06:45
What Barangaroo illustrated was: indigenous beauty is authentic.
104
405836
5920
bir hikayesini paylaştı. Sonrasında, “Hepimizin içinde
küçük bir Barangaroo var” dedi.
06:53
Aunty Beryl Van-Oploo, a respected Gamilaraay elder,
105
413036
4680
06:57
shared a story with a group of women one day,
106
417756
3640
Akşamın ilerleyen saatlerinde Beryl Teyze’nin sözünü düşündüm.
07:01
and she said,
107
421396
1880
07:03
"We all have a bit of Barangaroo in us."
108
423316
3400
Sözünden anladığım şey,
kültürümüz,
07:07
Later that evening, I thought about Aunty Beryl's message.
109
427796
3960
rengimiz veya kimliğimiz ne olursa olsun,
07:11
And what I received from her message was,
110
431756
2680
ruhlarımız ortak.
Bizleri birleştiren şey de o.
07:14
no matter our culture,
111
434476
1680
07:16
color or how we identify,
112
436196
3640
Gördüğünüz üzere, güzelliği yerlileştirecek olsak
anlam estetik durmaktan ilahiyata geçiyor.
07:19
spirit is what we share.
113
439876
2120
07:21
It's what connects us.
114
441996
1760
Güzellik artık ruhun dışavurumu oluyor.
07:24
You see, if we indigenize beauty,
115
444716
2680
07:27
the meaning is transformed from aesthetically pleasing
116
447436
3880
Ruh sadece bizde değil,
07:31
to a state of divinity;
117
451316
2520
07:33
beauty now becomes spirit manifested.
118
453876
3800
her şeyde vardır.
Manzarada da, elementlerde de vardır.
07:38
Not only is spirit found within us,
119
458516
3120
Arnhem Land’ın kuzeydoğusundaki Yolngu halkı’nın
07:41
it's in all things.
120
461676
1920
bir Rüya Zamanı hikayesi var.
07:43
It's in the landscapes, it's in the elements.
121
463636
4000
Ateş kadını Walu.
07:47
The Yolngu people of northeast Arnhem Land,
122
467636
3480
Anlattıklarına göre Walu her sabah küçük bir ateş yakıyor
07:51
they have a Dreamtime story:
123
471116
2360
ve şafak oluşuyor.
07:53
Walu, the Sun woman.
124
473516
2120
Sonra da vücudunu aşıboyasıyla boyuyor.
07:56
They say Walu lights a small fire each morning,
125
476436
4200
Bu esnada boyanın bazısı bulutlara dökülüyor
08:00
which creates the dawn.
126
480676
1840
ve gün doğuyor.
Sonra servi çamından meşale yapıyor
08:03
She then paints her body in red ochre.
127
483196
2600
08:05
And as she does, some of it falls onto the clouds,
128
485836
3040
ve bu ateşi gökyüzünde doğudan batıya taşıyor
08:08
creating the sunrise.
129
488916
1600
ve gün ışığı oluşuyor.
08:11
She then makes a torch from a stringybark tree
130
491236
3840
Yolculuğu biteceği zaman
08:15
and carries this fire across the sky from east to west,
131
495076
4320
gökyüzünden iniyor.
İnerken vücudundaki aşıboyasının bir kısmı bulutlara dökülüyor
08:19
creating the daylight.
132
499436
1480
08:21
And when it's time for her journey to end,
133
501476
2040
ve günbatımı oluşuyor.
08:23
she descends from the sky.
134
503556
1880
08:25
And as she does, some of the red ochre from her body falls onto the clouds,
135
505436
4800
Yerli güzelliği bu kıta boyunca görülebilir.
08:30
creating the sunset.
136
510276
1960
Her Aborijin milletinin kendi yaradılış hikayeleri var.
08:34
Indigenous beauty can be seen right across this continent,
137
514196
4720
Gerek astronomi, gerek tıp, ziraat, mimari, eğitim ve yenilik.
08:38
each Aboriginal nation with its own creation stories of how we came to be --
138
518956
7000
Ve anlaşmazlığımız olduğunda
08:45
astronomy, medicine, agriculture, architecture, education, innovation.
139
525956
6880
töre ile işleri düzene koyuyorduk. T-ö-r-e ile.
08:52
And when we had conflict,
140
532876
1840
Mevsimler, bitkiler ve hayvanlar, gündüz ve gece gibi
08:54
we had lore, l-o-r-e, to restore order.
141
534756
6120
birbirimize bağlıyız.
Biri diğer olmadan çalışmıyor,
09:01
Like the seasons, flora and fauna, night and day,
142
541716
3360
bu insanlığı birbirine bağlayan ana prensip.
09:05
we are all interconnected.
143
545076
2440
09:07
One does not work without the other --
144
547956
1960
Yıllar geçtikçe güzellik takıntım
09:10
the very principles which binds humanity together.
145
550836
3840
bana bir hakikat gösterdi.
Bu hakikat, güzelliği
09:16
Over the years, my obsession for beauty,
146
556196
3040
kendinizde göremiyorsanız güzelliği anlayamamanızdır.
09:20
it's led me to this truth:
147
560076
1680
O halde güzellik algımızı nasıl değiştirebiliriz?
09:22
you cannot appreciate beauty
148
562916
2520
09:25
if you cannot recognize it in yourself.
149
565436
2600
Kendimizle dürüst olarak,
kendimize soru sormamız lazım. “Ben kimim?“,
09:29
So how do we change our perceptions of beauty?
150
569196
3240
“Nereden geliyorum?“,
09:33
We have to get real with ourselves
151
573636
2600
“Yaşadığım dünya nasıl böyle oldu?”,
ve daha önemlisi “Bundan sonra nereye?” diye sormak zorundayız.
09:36
and start by asking: Who am I?
152
576276
2920
09:39
Where do I come from?
153
579876
1720
Keşfettikleriniz hoşunuza gitmeyebilir.
09:41
The world that I live in -- how did it come to be?
154
581636
2360
09:43
And more importantly: Where to from here?
155
583996
3600
Fakat sindirin, rahatsızlığı hissedin.
Sömürgecilik bizden
09:48
You may not like what you discover.
156
588796
2080
edinebileceğimiz hazinelerin en iyilerinden birini çaldı.
09:51
But sit with it, feel the discomfort.
157
591676
3920
Birbirimizi.
Sadece bu sene içerisinde bile patolojik, siyasi ve sosyal karışıklığa tanık olduk.
09:56
Colonization has stolen from us
158
596356
2960
09:59
one of the greatest treasures we can obtain:
159
599356
3040
10:02
each other.
160
602436
1160
Bu yüzden iyileşmek insanlığın ihtiyaç duyduğu bir antidot
10:04
This year alone, we've witnessed pathological political and social unrest.
161
604276
5640
çünkü bizi birliğe götürüyor.
Güzelliği sömürgecilikten ayırınca,
10:10
That is why healing is the antidote humanity needs
162
610716
3720
özgün kişiliklerimizle yeniden tanışıyoruz.
10:14
because it leads us to unity.
163
614476
1920
Doğum günü partisindeki o kadına ne oldu diye merak ederdim.
10:17
When we decolonize beauty,
164
617676
2800
10:20
we are reintroduced to our authentic selves.
165
620516
3000
Hani bana Aborijin olamayacak kadar güzel olduğumu söyleyen.
10:24
I used to wonder whatever happened to that woman from the birthday party,
166
624996
4480
Böylesine yıkıcı bir an girgorou’mu benimsememe yardım etti.
10:29
you know, the one that told me I was too pretty to be Aboriginal.
167
629516
3080
“Girgorou”, anneannemin dili Jirrbal’da “güzel” demek.
10:33
A moment that was so devastating helped me to embrace my girgorou.
168
633636
5720
Artık girgorou’mun Barangaroo’nunki gibi güçlü olduğunu biliyorum.
10:40
"Girgorou" means "beautiful" in Jirrbal, my grandmother's language.
169
640276
5760
Ve girgorou’m Walu’nunki gibi ebedi.
10:46
I now know that my girgorou is mighty,
170
646756
3840
Güneşin doğuşundan batışına kadar.
10:50
like Barangaroo.
171
650636
1680
10:52
And my girgorou, like Walu,
172
652316
2080
Sizler girgorou’nuzu benimsemeye hazır mısınız?
10:54
it’s everlasting,
173
654436
2360
10:56
from when that sun rises to when that sun sets.
174
656796
3560
Teşekkürler.
(Alkış)
11:01
Are you ready to embrace your girgorou?
175
661276
3680
11:05
Thank you.
176
665596
1200
11:06
(Applause)
177
666796
2000
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7