The story of a parent's transition and a son's redemption | Paula Stone and Jonathan Williams

76,646 views ・ 2019-01-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Paula Stone Williams: So, I was the CEO of a large, religious nonprofit,
0
13031
4823
Paula Stone Williams: Büyük, kâr amacı gütmeyen dini bir kuruluşun CEO'suydum,
00:17
spoke at some of the largest churches in America,
1
17878
4344
Amerika'nın en büyük kiliselerinde konuşmalar yaptım,
00:22
was on television in 70 different markets,
2
22246
3454
70'ten faklı piyasada televizyona çıktım
00:25
but more than anything else,
3
25724
2740
ama hepsinden daha çok
00:28
I just wanted to be a good parent.
4
28488
2666
iyi bir ebeveyn olmak istiyordum.
00:31
I told all three of my children,
5
31577
1707
Üç çoçuğuma da şunu derdim,
00:33
"When the going gets tough,
6
33308
1929
"Yolculuk zorlaştığında
00:35
you have to choose the road less traveled,
7
35261
3090
daha az gidilen yolu seçmen gerek,
00:38
the narrow path."
8
38375
1294
dar olan yolu."
00:39
I had no idea how difficult that was going to become.
9
39693
5072
Bunun ne kadar zor olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.
00:45
I knew from the time I was three or four years of age
10
45432
2477
Üç veya dört yaşımdan beri
00:47
that I was transgender.
11
47933
1584
transseksüel olduğumu biliyordum.
00:50
I knew if I came out, I would lose everything.
12
50395
3951
Cinsel kimliğimi açıklarsam her şeyi kaybedeceğimi de biliyordum.
00:54
But the call toward authenticity is sacred
13
54370
3887
Özgünlüğe giden yol kutsaldır
00:58
and for the greater good,
14
58281
1983
ve herkesin iyiliği için
01:00
and it asks you to trust that the truth not only sets you free,
15
60288
4437
gerçeğin sadece sizi değil
01:04
it will set everyone free.
16
64749
2859
herkesi özgür kılacağına güvenmenizi ister.
01:08
I decided to stake my life on it.
17
68018
2404
Hayatımı bu amaca adamaya karar verdim.
01:10
So I came out.
18
70891
1229
Bu yüzden açıkladım.
01:12
Turns out, if you spend most of your life
19
72692
2313
Görünen o ki hayatınızın çoğunu
01:15
working in the conservative religious world,
20
75029
2262
muhafazakâr, dini dünyada çalışarak geçirirseniz
01:17
coming out as transgender is not all that great for your career.
21
77315
4098
transseksüel olarak açılmanız kariyeriniz için hiç de iyi değil.
01:21
(Laughter)
22
81437
1601
(Kahkahalar)
01:24
Who knew?
23
84080
1150
Kim bilebilirdi ki?
01:25
(Laughter)
24
85254
1511
(Kahkahalar)
01:28
Within seven days, I lost every single one of my jobs.
25
88120
5006
Yedi gün içinde işlerimin her birini kaybettim.
01:33
My family was supportive but struggling.
26
93572
3073
Ailem destekliyor fakat mücadelede ediyordu.
01:36
Most of my friends and coworkers had rejected me;
27
96669
2525
Arkadaşlarımın çoğu ve iş ortaklarım beni kabullenmedi;
01:39
the rest were confused.
28
99218
1819
diğerlerinin ise kafası karışıktı.
01:41
One friend said, "You really messed with me."
29
101473
3539
Arkadaşımın biri dedi ki "Benimle gerçekten dalga geçtin."
01:45
I said, "Yeah, well, get in line."
30
105503
2634
Ben de "Evet. Sıraya gir" dedim.
01:48
They said, "You were my only example of an alpha male who was gentle."
31
108161
5450
Dediler ki "Benim tanıdığım tek nazik alfa erkektin."
01:53
And I thought, "Oh. You're right."
32
113958
2614
Ben de "Ah. Haklısın" dedim.
01:57
I was an alpha male.
33
117108
2264
Ben bir alfa erkektim.
01:59
And I was gentle.
34
119396
1765
Ve naziktim.
02:01
And if it was hard for him,
35
121715
2350
Onun için bu çok zorsa
02:04
how much more difficult was it for my own son?
36
124089
3559
öz oğlum için bu ne kadar zor olurdu?
02:09
Jonathan Williams: Estrangement was not an option.
37
129130
2373
Jonathan Williams: Uzaklaşmak bir seçenek değildi.
02:11
It was Father's Day and my girls brought me craft beer
38
131527
3040
Babalar günüydü ve kızım bana craft birayla
02:14
and a homemade jar of pickles, which, in my estimation,
39
134591
2608
ev yapımı bir kavanoz turşu verdi ki bu bana göre
02:17
is the perfect Father's Day gift.
40
137223
1804
harika bir babalar günü hediyesiydi.
02:19
(Laughter)
41
139051
1151
(Kahkahalar)
02:20
But the question remained:
42
140226
1839
Ancak bir sorun vardı:
02:22
Do I call my own father?
43
142089
1485
Babamı aramalı mıydım?
02:24
To call him, and I continue down this spiral of denial,
44
144134
2802
Onu aramak ve bu inkâr döngüsüne devam etmek,
02:26
pretending that my dad was still --
45
146960
1725
babam hâlâ...
02:28
well, my dad.
46
148709
2166
...babammış gibi davranmak.
02:31
To not call was to acknowledge that everything had changed.
47
151335
3947
Aramamak ise her şeyin değiştiğini kabullenmekti.
02:35
It meant that I was in for years of pain and mourning and sadness,
48
155306
5054
Demek istediğim yıllarca acı, yas ve üzüntü içindeydim
02:40
but ultimately, hope for reconciliation.
49
160384
2939
ama eninde sonunda kabullenmeyi bekliyordum.
02:44
There's no playbook for when one's father of 30 plus years decides to transition
50
164465
3913
30 küsur yıllık babanızın cinsiyet değişimiyle ilgili
ne yapacağınızı anlatan bir kitap yok.
02:48
to the female gender.
51
168402
1645
02:50
But my dad did teach me one thing.
52
170071
2195
Fakat babam bana bir şey öğretmişti.
02:52
He said the road to redemption always comes from choosing the narrow path.
53
172290
3792
Kefaret yolunun daima dar patikayı seçmekten geçtiğini söylerdi.
02:56
And so I decided not to call that day,
54
176906
1982
Bu yüzden o gün aramamaya karar verdim.
02:58
and a few months later, Paula flew out and met me at a hotel in New York,
55
178912
3629
Ve bir kaç ay sonra Paula bir otelde eşim ve benimle tanışmak için
03:02
my wife and I.
56
182565
1377
New York'a geldi.
03:04
I knocked on the door, and this woman answered.
57
184315
2315
Kapıyı çaldım ve bir kadın açtı.
03:06
It definitely wasn't my dad.
58
186654
2106
Kesinlikle babam değildi.
03:09
"It's good to see you," she said.
59
189839
1643
"Seni görmek çok güzel." dedi.
03:11
It didn't sound like my dad, either.
60
191834
1821
Babamın sesi gibi de değildi?
03:14
We went to lunch, and the waiter came to take our order.
61
194376
2630
Öğlen yemeğe çıktık ve garson siparişlerimizi almaya geldi.
"Önce hanımlardan başlayalım." dedi.
03:17
He said, "Let's start with the ladies,"
62
197030
1860
03:18
but there was only one lady at the table and it was my wife,
63
198890
2840
Fakat masada bir tane kadın vardı ve o da benim eşimdi
03:21
and -- oh my God, there are two women at the table.
64
201730
2483
ve... Tanrım, masada iki kadın var.
03:24
And my dad ordered something like lettuce,
65
204237
2006
Babam yeşil salata gibi bir şey sipariş etti,
03:26
and I was like, I have fries on my plate.
66
206267
1953
benim tabağımda patates kızartması vardı.
03:28
Did my dad like fries? I don't remember.
67
208244
2660
Babam patates kızartması sever miydi? Hatırlamıyorum.
03:31
I think he liked them.
68
211367
2133
Sanırım severdi.
03:33
But she wasn't eating them.
69
213524
1547
Ama onlardan yemiyordu.
03:37
Here's this woman who knew everything about me,
70
217000
2923
Buradaki kadın benim hakkımda her şeyi biliyor
03:39
and I knew nothing about her.
71
219947
1728
ve ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
03:42
I don't even remember saying goodbye.
72
222830
2200
Hoşça kal dediğimi bile hatırlamıyorum.
03:46
PSW: All I could think about that day
73
226721
1782
PSW: O gün tek düşünebildiğim,
03:48
was that it was late September in New York,
74
228527
2056
New York'ta Eylül ayının sonu
03:50
and I was wearing white jeans.
75
230607
2763
ve beyaz bir kot pantolon giyiyor olduğum.
03:53
(Laughter)
76
233394
1104
(Kahkahalar)
03:54
You don't wear white after Labor Day in New York.
77
234522
3087
New York'ta İşçi Bayramı sonrası beyaz giymiyorsunuz.
03:58
There was a knock at the door,
78
238675
1463
Kapı çalmıştı
04:00
and all I could think about was, here I stand in my wrong jeans.
79
240162
3789
ve tek düşünebildiğim burada yanlış kot pantolonla duruyor olduğumdu.
04:03
And then I saw these big, blue eyes I love so much,
80
243975
2419
Sonra da çok sevdiğim o büyük, mavi gözleri gördüm
04:06
and they were staring back at me in disbelief.
81
246418
2570
ve bana şüpheyle bakıyorlardı.
04:09
And I thought, "Oh, this is not going to be easy."
82
249012
4104
Bende "Bu hiç kolay olmayacak." diye düşündüm.
04:13
When one person in a family transitions,
83
253660
3044
Bir ailede cinsiyet değiştiren bir kişi olduğunda
04:16
the entire family transitions whether they want to or not.
84
256728
3708
bütün aile istesin ya da istemesin değişim geçiriyor.
04:21
Now, for those on the fringes it was easy.
85
261083
2231
Bu marjinaller için oldukça kolaydı.
04:23
The liberals said, "Oh, wonderful!
86
263702
1829
Liberallar "Harika!
04:25
She's found her truth, how delightful."
87
265555
2279
Kendini buldu, nasıl da mutlu." dedi.
04:27
And the conservatives said, "That's messed up, I'm out of here."
88
267858
3086
Muhafazakârlar "Bu saçmalık, gidelim." dediler.
04:30
(Laughter)
89
270968
1126
(Kahkahalar)
04:32
But for my family, neither extreme was going to work.
90
272118
3910
Ailem için bu aşırılıklar hiçbir işe yaramayacaktı.
04:36
Their anger, their hurt,
91
276052
3051
Onların öfkesi, onların kızgınlığı,
04:39
their love and loyalty --
92
279127
2699
onların sevgisi ve sadakati...
04:41
all of it had to be brought on to the road of trials.
93
281850
3999
Bütün hepsi bu yargılama sürecinden geçmek zorundaydı.
04:47
JW: Was it all a lie?
94
287333
1220
JW: Her şey yalan mıydı?
04:48
Every game of catch in the front yard, the Mets season tickets --
95
288913
3120
Ön bahçedeki her yakalamaç oyunu, Mets takımının sezonluk biletleri
04:52
was that with my dad or was that with her?
96
292057
3323
babamla mıydı yoksa onunla mıydı?
04:56
I remember this one time,
97
296503
1579
Bir keresinde hatırlıyorum,
04:58
my dad took me on a bike ride through Heckscher Park
98
298106
2460
babam beni bisiklet sürüşüne Heckscher park'a götürüp
05:00
to teach me about sex.
99
300590
1662
seks konusunu anlatmıştı.
05:02
He explained the parts of the body that I now know he wished weren't hers.
100
302276
4278
Şimdi biliyorum ki onun vücudunda olmasını istemediği bölümleri anlatmıştı.
05:08
Had my father ever even existed?
101
308308
2249
Babam hiç var olmuş muydu?
05:11
Now, grief --
102
311508
1198
Acı...
05:12
grief is without rules.
103
312730
1407
Acı kuralsızdır.
05:15
Grief borrows your car without asking,
104
315332
2008
Size sormadan arabanızı ödünç alır,
05:17
wrecks it
105
317364
1156
onu parçalar
05:18
and then doesn't apologize.
106
318544
1744
ve sonra özür dilemez.
05:20
And I was a wreck.
107
320312
1316
Ve ben yıkılmıştım.
05:22
This was heavy.
108
322018
1150
Çok ağırdı.
05:23
I retreated into myself.
109
323192
1202
Kendi köşeme çekildim.
05:24
I was angry.
110
324418
1256
Kızgındım.
05:25
I felt betrayed.
111
325698
2040
İhanete uğramış gibiydim.
05:27
And I guess I should have known
112
327762
1477
Ve beni Mets fanı olmak için cesaretlendirdiğin gerçeğinden
05:29
by the fact that you encouraged me to be a Mets fan
113
329263
2383
beni hayatın büyük hayal kırıklıklarına hazırladığını anlamalıydım.
05:31
that you were preparing me for life's really big disappointments.
114
331670
3098
(Kahkahalar)
05:34
(Laughter)
115
334792
1050
05:35
That's true.
116
335866
1150
Bu doğru.
05:37
And yet, there were the games of catch,
117
337678
2078
Yine de yakalamaç oyunları,
05:39
and there were the season tickets
118
339780
1592
sezonluk maç biletleri
ve Long Island'ın en iyi çörekçisinde her Cumartesi pastırmalı, yumurtalı
05:41
and bacon, egg and cheese sandwiches every Saturday
119
341396
2412
05:43
from the best bagel place on Long Island.
120
343832
1977
ve peynirli sandviçler vardı.
05:45
My father lived this life he didn't want to live,
121
345833
2300
Babam yaşamayı istemeden bu hayatı yaşamıştı
05:48
but he lived it so that I could have a dad.
122
348157
3421
fakat bir babam olabilmesi için bunu yaşadı.
05:52
I stopped wondering if my dad had ever existed.
123
352545
2738
Babam hiç var olmuş muydu diye düşünmekten vazgeçtim.
05:55
He had existed -- willfully, consciously, intentionally --
124
355991
5102
O kasten, isteyerek, bile bile
06:01
each and every day of my growing up.
125
361117
2243
büyüdüğüm her an ve her günde yanımdaydı.
06:03
For that, I was thankful.
126
363993
1424
Bunun için minnettarım.
06:06
Paula's body was hers now and her transformation was complete,
127
366506
3642
Paula'nın vücudu artık onundu ve onun dönüşümü tamamlanmıştı
fakat benim dönüşümüm daha yeni başlıyordu.
06:10
but my transformation was just beginning.
128
370172
2362
06:12
I had another trial, another journey, another choice to heed my father's advice
129
372558
4136
Başka bir yol, başka bir yolculuk, babamın tavsiyesine uymak ayrı bir seçenek
06:16
and continue down that narrow path.
130
376718
2731
ve bu dar yolda devam ediyorum.
06:21
PSW: So most days I believe there is a God.
131
381088
3354
PSW: Bu yüzden çoğu gün Tanrı'nın varlığına inanırım.
06:24
Tuesdays and Thursdays can be tough,
132
384466
2350
Salı ve Perşembe günleri zor olabilir
06:26
and any day that you're on the New Jersey Turnpike.
133
386840
2581
ve New Jersey Turnpike'ta herhangi bir günde.
Gerçekten, biliyor muydunuz?
06:29
I mean, really, you know?
134
389445
1303
06:30
(Laughter)
135
390772
971
(Kahkahalar)
06:31
It's hard to believe in God when your soul is in the wrong body.
136
391767
3643
Ruhunuz yanlış bir bedendeyken Tanrı'ya inanmak zor.
06:35
Still, somehow I ended up in ministry.
137
395869
2787
Bir şekilde kendimi papazlık mesleğinde buldum.
06:38
When I lost all my jobs, it was nothing personal.
138
398680
2664
Tüm işlerimi kaybettiğimde hiçbir şey kişisel sebepten değildi.
06:41
It's what religious tribes do.
139
401368
2580
Dini toplulukların yaptığı da budur.
06:43
They believe an enemy is necessary for the tribe to survive,
140
403972
3386
Topluluğu hayatta tutmak için bir düşmanın olması gerektiğine inanır,
06:47
so where no enemy exists,
141
407382
2024
bu yüzden de var olmayan
06:49
they create one.
142
409430
1791
bir tane yaratırlar.
06:51
Right now, sexual minorities are the enemy;
143
411245
2277
Şu an cinsel azınlıklar düşman;
06:53
my departure was swift and sure.
144
413546
2469
benim ayrılışım da hızlı ve netti.
06:56
I was surprised when my son left his job teaching in West Philadelphia
145
416760
4566
Oğlumun papaz olabilmek için
Batı Philadelphia'daki eğitmenlik işini bırakmasına şaşırmıştım.
07:01
to go into the ministry.
146
421350
1678
07:03
I did not see that one coming.
147
423052
2101
Bunun olacağını görememiştim.
07:06
And now I wondered:
148
426145
1481
Merak ediyordum:
07:08
What would he do?
149
428226
1305
O ne yapacaktı?
07:10
I didn't have to wait that long to find an answer.
150
430172
2823
Cevabı öğrenmek için fazla beklemek zorunda kalmadım.
07:13
Six months after that first visit,
151
433392
2757
İlk ziyaretten altı ay sonra
07:16
he invited me back to New York.
152
436173
2360
beni New York'a davet etti.
07:19
JW: The designers of the Brooklyn Bridge,
153
439371
1953
JW: Brooklyn Köprüsü tasarımcıları
07:21
they had their share of bad luck.
154
441348
1606
kötü şanslarından paylarını aldılar.
07:23
John Roebling, he died shortly after the bridge's construction began.
155
443460
3430
John Roebling, köprü inşaatı başladıktan kısa bir süre sonra öldü.
07:26
His son Washington took over,
156
446914
1389
Oğlu Washington işi devraldı
07:28
but he suffered from decompression sickness.
157
448327
2327
ancak o da dekompresyon rahatsızlığı yaşadı.
07:30
His wife Emily became the surrogate executive engineer
158
450678
3002
Karısı Emily, köprünün tamamlanmasını denetleyen
07:33
who oversaw the bridge's completion.
159
453704
1968
vekil idari mühendis oldu.
07:36
Father and son,
160
456227
1473
Baba ve oğul
07:37
John and Washington,
161
457724
1700
-John ve Washington-
07:39
done in by their work.
162
459448
1697
işlerinin başında tükendiler.
07:41
It was this sunny day in May
163
461672
1522
Mayıs ayı güneşli bir günde
07:43
and my father and I sat in the shadow of that Brooklyn Bridge.
164
463218
3016
babam ve ben Brooklyn köprüsü gölgesinde oturuyorduk.
Hayatımızı Roebling'lerin izinden giderek
07:47
Would our lives follow the Roeblings' --
165
467016
1961
07:49
father and son, done in by our work?
166
469001
2948
-baba ve oğul- işimiz başında tüketecek miyiz?
07:52
My father thought that her friends in church
167
472751
2431
Babam kilisedeki arkadaşlarının
07:55
would carry her through her transition,
168
475206
2173
onun dönüşümünü kabullenebileceğine inandı
07:57
and they did not.
169
477403
1634
ama onlar kabullenmediler.
07:59
They ditched her and they clung to me.
170
479497
1840
Onu çukura ittiler ve bana tutundular.
08:01
I was the pastor of a new church in Brooklyn.
171
481361
2144
Brooklyn'de yeni bir kilisenin papazıydım.
08:03
This wonderful group of forward-thinking people,
172
483529
2598
İleri görüşlü insanlardan oluşan bu harika grup
08:06
and yet, we were financially tied to really conservative churches.
173
486151
3484
yine mali olarak gerçekten muhafazakâr kiliselere bağlıydı.
08:10
To hold space for Paula meant jeopardizing our own church's livelihood.
174
490016
4642
Paula'yı aramıza almak kilisenin gelirini riske atmak anlamına geliyordu.
08:15
I sort of straddled the line between these warring worlds.
175
495081
3880
Bu dünyalar savaşında iki sınır arasında kalmıştım.
08:18
So I said to my dad,
176
498985
1188
Bu yüzden babama dedim ki
08:20
"Dad, I still live and work in your old world.
177
500197
2459
''Baba, hâlâ senin eski dünyanda yaşıyor ve çalışıyorum.
08:22
Is it possible that you might extend an olive branch for my sake?"
178
502680
3620
Amacıma ulaşmak için senin bir zeytin dalı uzatman mümkün mü?''
08:27
And her response was impassioned.
179
507325
3201
Ve tepkisi sert oldu.
08:32
You said to me, "Do you have any idea what it feels like
180
512010
3856
Bana dedi ki "En sonunda en yakın arkadaşlarına kendini açıklamanın
08:35
to finally show yourself to your true friends
181
515890
2184
ve seni hiç kabullenmemelerinin
08:38
and have them completely reject you?
182
518098
2484
nasıl bir his olduğu hakkında fikrin var mı?
08:40
To ask you to live a lie?
183
520606
1485
Bir yalanı yaşamak için mi?
08:42
Do you know what that feels like?"
184
522115
1961
Bunun nasıl bir his olduğunu biliyor musun?''
08:45
And I didn't know what that felt like.
185
525105
2318
Nasıl bir his olduğunu bilmiyordum.
08:48
But I knew I had a decision to make.
186
528721
2015
Fakat bir karar almam gerektiğini biliyordum.
08:51
It was the decision to continue down that narrow path through nights,
187
531354
3715
Geceleri o dar patikada yürümeye devam etmeye karar verdim
08:55
but for the first time,
188
535093
1956
ancak ilk defa
08:57
I caught a glimpse of light.
189
537073
1651
bir ışık yakaladım.
08:59
I cannot ask my father to be anything other than her true self.
190
539880
4594
Onun kendisinden başka hiçbir şey olmasını isteyemezdim.
09:06
(Applause)
191
546259
3371
(Alkışlar)
09:12
PSW: So as we sat by the river that day,
192
552494
2827
PSW: O gün nehir kenarında otururken
09:15
Jonathan talked about his pain, his suffering, his grief, his confusion.
193
555345
5323
Jonathan acısından, ızdırabından, kederinden, şaşkınlığından bahsetti.
09:21
He brought all of himself to that conversation,
194
561210
3857
Onun bu sohbette kendiyle iligili söyledikleri
09:26
and it tore at me
195
566956
1886
beni içten parçalamıştı,
09:31
to be the cause of such pain.
196
571346
2910
bu kadar acıya sebep olmak.
09:36
But as he talked, there was something redemptive going on,
197
576566
3714
Ama o konuşmaya devam ederken sözlerinde bir çıkış yolu vardı,
09:40
full of tension but possibility,
198
580304
2947
gerginlikle ama imkânlarla dolu,
09:43
grounded in that narrow path.
199
583275
2813
o dar patika içerisinde.
09:47
He said, "This is always going to be hard.
200
587169
4191
Dedi ki "Bu her zaman zor olacak.
09:51
It always will be.
201
591384
1347
Her zaman olduğu gibi.
09:52
But Dad,
202
592755
1175
Ama baba,
09:54
I love you."
203
594739
1454
seni seviyorum."
09:56
My son is the best of me and more.
204
596954
3997
Oğlum benden daha iyidir.
10:00
He's bold and strong,
205
600975
2539
Cesur ve güçlü,
10:03
sensitive and thoughtful.
206
603538
2795
duyarlı ve düşünceli.
10:06
I guess you could say,
207
606781
1862
Sanırım şunu diyebilirsiniz,
10:10
he's an alpha male who's gentle.
208
610087
2618
O nazik bir alfa erkeği.
10:14
JW: It was time for my daughters to meet their -- Paula.
209
614703
3276
JW: Sıra kızlarımı Paula ile tanıştırmaya gelmişti.
10:18
We went back to my apartment,
210
618003
1393
Daireme geri döndük,
10:19
and my daughters were coloring at the dining room table,
211
619420
2653
kızlarım yemek masasında boyama yapıyorlardı
10:22
and there was this awkward silence.
212
622097
1685
ve masada garip bir sessizlik oldu.
10:23
And finally, my youngest asked a single, confident question.
213
623806
3855
Nihayetinde küçük kızım tek bir net soru sordu:
10:28
"So, Grandpa, do you have a penis?"
214
628241
3245
"Büyükbaba, senin penisin var mı?"
10:31
(Laughter)
215
631510
2652
(Kahkahalar)
10:34
And after the tension abated and the laughter subsided,
216
634186
2572
Gerginliğin azalmasından sonra gülüşmeler de azaldı,
10:36
my girls took their grandpa back into their room
217
636782
3097
kızlarım büyükbabasını kendi odalarına götürdü
10:39
and showed her their new toys,
218
639903
1433
yeni oyuncaklarını gösterdiler
10:41
and they christened her with a new name.
219
641360
1932
ve ona yeni bir isim koydular.
10:43
They called her "GrandPaula."
220
643316
2021
Ona "Büyük Paula" dediler.
10:45
(Laughter)
221
645361
2503
(Kahkahalar)
10:49
PSW: So this past summer, I had all five of my granddaughters at my home,
222
649629
3927
PSW: Geçtiğimiz yaz beş torunumun hepsiyle
10:53
there in the foothills of the Rocky Mountains.
223
653580
2549
Rocky dağlarının eteklerindeki evimde birlikteydik.
10:56
We went swimming in the cool waters of the river
224
656153
2252
Küçük kasabamızın içinde akan nehrin soğuk sularında
10:58
that flows through our little town.
225
658429
1670
yüzmeye gittik.
11:00
And one day, one of Jonathan's girls said to me,
226
660123
2264
Ve bir gün Jonathan'ın kızlarından biri bana
11:02
"GrandPaula, can we go tubing on the river?"
227
662411
3551
"Grand Paula, nehirde tubing yapmaya gidebilir miyiz?"
11:06
And I said, "Well, you know,
228
666303
1462
Ben de dedim ki: "Biliyorsun,
11:07
I'd really wait until your daddy gets here for that.
229
667789
2494
bunun için baban buraya gelene kadar bekleyeceğim.
11:10
That feels to me like that ought to be his call."
230
670307
2343
Bu kararı onun vermesi gerektiğini düşünüyorum."
11:12
And she said, "Oh, but GrandPaula,
231
672674
4006
Ve o da bana, "Grand Paula,
11:16
he'll exactly make the same decision you would.
232
676704
2649
zaten o da senin aldığın kararın aynısını alacak.
11:19
He's a lot like you, you know."
233
679377
2386
O da aynı senin gibi."
11:21
(Laughter)
234
681787
1544
(Kahkahalar)
11:23
And I thought, yeah, he is a lot like me,
235
683355
4288
Evet. Sanırım o da benim gibi,
11:28
both of us determined to find the narrow path
236
688489
3234
ikimizde dar patika yolu bulmak
11:31
and follow it through the long, dark night,
237
691747
4072
ve şafağın ışığına giden yol boyunca uzun, karanlık gecede
11:35
all the way to the light of dawn.
238
695843
2808
yolu izlemeye kararlıyız.
11:39
JW: Have you ever noticed that a child who is secure,
239
699711
2504
JW: Güvende olduğunu bilen çocuğun,
sevildiğini bilen bir çocuğun
11:42
a child who knows love,
240
702239
1252
11:43
that child will dance?
241
703515
1788
dans ettiğini hiç fark ettiniz mi?
11:45
They wave their arms,
242
705815
1716
Kollarını sallarlar,
11:47
they kick their legs to music that only they can hear.
243
707555
2834
sadece kendi duyabildikleri bu müzikle tepinirler.
11:50
It's the music of a child who is safe and unharmed
244
710413
3614
İşte bu müzik...
güven içinde ve tamamen sevilen bir çocuğun müziği.
11:54
and wholly loved.
245
714051
2620
11:57
The day after my children met their GrandPaula,
246
717419
2259
Çocuklarım Grand Paula ile tanıştıktan sonraki gün
11:59
she took them to go get doughnuts,
247
719702
1652
onları donat almaya götürdü
12:01
and I watched as they walked down the street,
248
721378
2132
ve caddede yürürken onları izledim
12:03
and my girls took my father's arms,
249
723534
1687
ve kızlarım babamın kollarından tutmuş
12:05
and they danced.
250
725245
1962
ve dans ediyorlardı.
12:07
My father's arms swung wildly.
251
727606
2329
Babamın kolları sertçe sallanıyordu.
12:11
You bought them one too many doughnuts, because you always do --
252
731012
3092
Sen onlara birden fazla donat aldın çünkü bunu hep yaparsın...
12:14
(Laughter)
253
734128
1039
(Kahkahalar)
12:15
I watched my older daughter take a bite of her doughnut,
254
735191
2654
Büyük kızımın donattan büyük bir ısırık alışını
12:17
and she unleashed two jumps and a twirl.
255
737869
2401
ve ardından iki zıplayış ve bir dönüşünü izledim.
12:20
It was perfect.
256
740294
1319
Harikaydı.
12:22
That narrow path,
257
742931
1414
Bu dar patika,
12:24
it always has its share of burdens and challenges.
258
744369
2519
daima kendi sorumluluk ve zorluklarına sahip.
12:27
But I was certain that we were going to see this through to redemption.
259
747659
4249
Fakat bunu kurtuluşa kadar yaşayacağımızdan emindim.
12:32
I looked at my dad
260
752770
1150
Babama baktım,
12:33
and I looked at my girls who were dancing and eating their doughnuts,
261
753944
3989
Donat yiyen ve dans eden kızlarıma baktım
12:37
and I said aloud to no one in particular,
262
757957
2348
ve yüksek sesle dikkat çekmeden dedim ki
12:40
I said, "This ...
263
760329
1388
"Bu...
12:42
this is how God sees my dad."
264
762503
2003
Bu Tanrı'nın babamı yaratış şekliydi."
12:46
My father was literally born again.
265
766033
2126
Babam yeniden doğmuştu.
12:49
And by choosing the narrow path of redemption,
266
769059
3093
Ve kurtuluşa giden bu dar patikayı seçerek
12:52
I was born again with her.
267
772176
1651
ben de onunla yeniden doğdum.
12:54
Thank you.
268
774234
1150
Teşekkürler.
12:55
(Applause and cheers)
269
775912
6603
(Alkışlar ve Tezahüratlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7