How to Discover Your Authentic Self -- at Any Age | Bevy Smith | TED

Çeviri: Aybike Öner Gözden geçirme: Eren Gokce

I am a late bloomer.

Ben geç açılmış biriyim.

In fact, a friend of mine you may have heard of --

Hatta bu arkadaşımın adını duymuşsunuzdur--

Chris Rock --

Chris Rock --

he once called me the most late-blooming mofo he’d ever met.

bir keresinde bana tanıdığı en geç açılmış şerefsiz demişti.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Now, some people might consider that snide,

Bazı insanlar bunu küçümseyici bulabilir,

but I revel in it.

ama ben zevk alıyorum.

I’m 55,

55 yaşındayım

and I’m here in this curvy body as someone who has done the work,

ve burada kıvrımlı vücudumla bütün işini halletmiş,

lived the life

hayatını yaşamış,

walked the walk in these very high heels --

yolunu bu topuklularla yürümüş --

(Laughter)

(Kahkahalar)

and therefore is qualified to testify in the church

ve yani nitelikli birisi olarak kilisede tanıklık edebilirim ve

and in the court of law

mahkemede kanıt sunabilirim ki

that it does, in fact, get greater later.

evet, gerçekten, sonra daha da iyi oluyorsunuz.

(Applause and cheers)

(Alkış ve tezahürat)

Now coming to this realization wasn’t easy.

Bu gerçeğin farkına varmak kolay olmadı.

At the age of 38, I was a very successful fashion advertising executive,

38 yaşındayken çok başarılı bir moda reklamı yöneticisiydim

and I was really living what most people considered a dream life.

ve gerçekten de çoğu insanın hayal ettiği bir hayat yaşıyordum.

I was jet-setting to fashion shows;

Yüksek sosyete defilelerde bulunuyordum;

I was receiving free designer clothes;

tasarım kıyafetleri bedava alıyordum;

I was double-kissing my way across the globe.

dünyanın dört bir yanını öpücüklerle dolaşıyordum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

I was.

Öyleydim.

And, you know, it was everything that I ever wanted it to be,

Ve bilirsiniz, olmasını istediğim her şeye sahiptim

and then one day I realized I was only pretending to be happy.

ve sonra bir gün sadece mutluymuş gibi davrandığımı fark ettim.

But I couldn’t blow up my good life in my prime earning years, right?

Ama güzel hayatımı en iyi kazandığım yıllarda mahvedemezdim, değil mi?

Wrong.

Yanlış.

Which leads me to lessons my mother Lolly taught me.

Bu da beni annem Lolly’nin bana öğrettiği derslere götürdü.

Lolly’s number one lesson:

Lolly’nin bir numaralı dersi:

don’t settle.

Azla yetinme.

Don’t settle.

Azla yetinme.

Now I’m aware that my well-paying, glamorous career

Şimdi iyi maaşlı, göz alıcı kariyerimin çoğu

is not exactly the humdrum, “I hate my job” stereotype

insanın yetinmekle eş tuttuğu “işimden nefret ediyorum” klişesindeki

that most people equate with settling.

gibi can sıkıcı olmadığının farkındayım.

But it was a settle for me,

Ama benim için yeterliydi,

because when I actually did quit my job at the age of 38,

çünkü 38 yaşında işimden gerçekten ayrıldığımda,

it was with the intention that every day be a great adventure.

her günün büyük bir macera olması niyetiyle ayrılmıştım.

Now sometimes it was a very scary adventure,

Bazen bu çok korkunç bir maceraydı,

like being broke from the age of 40 to 45.

40 yaşından 45 yaşına kadar beş parasız kalmak gibi.

But even still, I wouldn’t trade that for the safe and settled version,

Ama yine de bunu güvenli ve yeterli bir versiyona değişmezdim,

because if I had, I would not be here with y’all today.

çünkü öyle olsaydı bugün burada sizlerle birlikte olamazdım.

(Applause and cheers)

(Alkış ve tezahürat)

Yeah.

Evet.

So you know how when you like, buck the system

Biliyorsunuz ki sisteme karşı geldiğinizde

and go against the status quo,

ve mevcut duruma karşı çıktığınızda,

it makes people really uncomfortable?

bu insanları cidden nasıl rahatsız eder?

And invariably, people will ask,

Ve devamlı olarak soracaklar,

“Where do you get your confidence?”

“Bu özgüven nereden geliyor?”

(Laughter)

(Kahkahalar)

Now some people mean it as a compliment,

Bazı insanlar bunu bir iltifat olarak söyler,

but very often it’s shady ...

ama çoğu zaman şaibelidir...

(Laughter)

(Kahkahalar)

and it's a silent judgment.

ve sessiz bir yargılamadır.

And to those people,

Ve bu insanlara,

I respond with a quote from this Brooklyn poet you may have heard of,

Brooklyn’li bir şairden duyduğunuz bir alıntıyla yanıt veriyorum,

Jay-Z.

Jay-Z.

(Laughter)

(Kahkahalar)

“She get it from her mama.”

“O annesine çekmiş.”

I am she,

O benim,

and my mama is the epitome of a grown-ass woman:

ve annem de yetişkin bir kadının timsali:

someone who has always been very comfortable in her skin.

Kendi bedeninde her zaman çok rahat olan biri.

In 1965, my mom was 37 years old.

1965 yılında annem 37 yaşındaydı.

She already had one child,

Zaten bir çocuğu vardı,

my big brother, Gerry,

ağabeyim Gerry

and she married my dad, but she kept her maiden name.

ve babamla evlenmişti ama kızlık soyadını korumuştu.

And then she had my sister Stephanie and I back-to-back,

Sonra kız kardeşim Stephanie ve ben arka arkaya olduk,

but she continued to work

ama çalışmaya devam etti,

because she refused to be beholden to my dad for money.

çünkü para konusunda babama bağlı olmayı reddetti.

And I bet my mom was the only woman in our neighborhood

Ve eminim ki annem haftada bir yemek yapan

who cooked once a week.

mahallemizdeki tek kadındı.

She made Sunday dinner.

Pazar günü yemeği yapardı.

It was an extravaganza,

Bir fantezi gibiydi,

but that’s all she did.

ama tek yaptığı buydu.

She cooked one day a week.

Haftada bir gün pişirirdi.

My mom is just amazing.

Annem inanılmazdır.

And she also had this ability of talking to her children about real life

Ayrıca çocuklarıyla gerçek hayat hakkında konuşma yeteneğine de sahipti

and making sure that we understood the virtues of going your own way,

ve kendi yolunda gitmenin erdemlerini anladığımızdan emin olurdu,

which is why I believe today at the age of 94,

bu yüzden inanıyorum ki bugün 94 yaşında

and a recent widow,

ve yeni dul olarak,

my mom is still carving out ways

annem mutluluk versiyonunu bulmak, belirlemek ve

to find and determine and define her own version of happiness.

tanımlamak için hâlâ yolunu şekillendirmeye çalışıyor.

She cooks for herself.

Kendisine yemek pişirir.

She maintains her home exactly as she sees fit.

Evini tam olarak uygun gördüğü gibi korur.

She enjoys champagne and R-rated films.

Şampanya ve müstehcen filmlerden hoşlanır.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause)

(Alkış)

My mom has managed to maintain her glamour,

Annem cazibesini korumayı başardı,

her sex appeal,

çekiciliğini,

you know, her independence.

ve bir de bağımsızlığını.

And I really hope some of that rubs off on me.

Ve umarım bunun bir kısmı bana da geçer.

You know, recently I’ve been thinking about one of the best lessons

Son zamanlarda annemin bana öğrettiği

that my mom ever taught me,

en iyi derslerden biri olan

which is the literal beauty in aging.

yaşlanmanın gerçek güzelliği hakkında düşünüyordum.

Now, we all know that Black don’t crack, right?

Siyahilerin yaşlanmadığını biliyoruz, değil mi?

OK...

Peki...

Black don’t crack.

Siyahiler yaşlanmaz.

So at the age of 50, my mom could have easily passed for the age of 35.

Yani annem 50 yaşındayken 35 yaşında gibi görünebilirdi.

And you know, that’s back during the time when people --

Ve bilirsiniz, o zamanlar insanlar --

women were really coy about their age.

kadınlar yaşları konusunda utanırlardı.

“Oh, a lady never tells her age.”

“Bir hanımefendi asla yaşını söylemez.”

My mom never subscribed to that.

Annem buna hiç inanmadı.

She was always proud of her age.

Her zaman yaşıyla gurur duyardı.

As a matter of fact,

Aslına bakarsanız,

she believes you may not tell your age,

şöyle inanırdı, yaşınızı söylemeseniz de

but your hands and your neck will.

elleriniz ve boynunuz söyleyecektir.

(Laughter)

(Kahkahalar)

So make peace with aging,

Bu yüzden yaşlanmayla barışın

or prepare for an entire wardrobe of gloves and turtlenecks.

ya da eldiven ve boğazlı kazaklardan oluşan bir gardıroba hazır olun.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Yeah, my mom has always done these wonderful things like that,

Evet, annem her zaman böyle harika şeyler yaptı,

but I wish she could rub off on everyone

ama keşke herkese bulaşabilseydi,

because I feel like now I’m looking at even 20-somethings

çünkü şu anda görüyorum ki 20′li yaşlardaki gençler

who have a fear of aging.

yaşlanma korkusu yaşıyor.

I watch them on social media,

Onları sosyal medyada izliyorum,

like, you know, compulsively practiclng the latest 10-second dance craze,

en son 10 saniyelik dans çılgınlığına takıntılı bir şekilde çalışıyorlar

and it feels like their angsty

ve sanki öfkeli bir şekilde

and asking, “Is that all there is?”

“Hepsi bu kadar mı?” diye soruyorlar.

And I just want to yell,

Ve bende bağırarak,

“Yes, that is all there is if all you’re going to do is settle

“Evet hepsi bu kadar, eğer tek yapacağın,

for dancing to someone else’s TikTok beat!”

başkasının TikTok sesiyle dans etmekse!”

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause and cheers)

(Alkış ve tezahürat)

Settling is very insidious.

Yetinmek çok sinsidir.

It keeps us dancing on this string,

Bizi bu ipin üzerinde dans ettirir,

waiting for this elusive, better day to miraculously appear.

mucizevi bir şekilde ortaya çıkması için daha iyi bir günü bekletir.

Now thanks to Lolly’s tutelage, that’s not my story.

Lolly’nin öğretileri sayesinde artık benim hikâyem bu değil.

In fact, I take each day as it comes

Aslında her günü geldiği gibi kabul ediyor

but I try to make it better than the last.

ancak bir öncekinden iyisine çabalıyorum.

So, you know, I’m single ...

Yani, biliyorsunuz, bekârım...

but I’m always ready to mingle.

ama her zaman kaynaşmaya hazırım.

(Laughter)

(Kahkahalar)

I’m an entrepreneur,

Ben bir girişimciyim,

but I keep multiple revenue streams.

ama birden fazla gelir kaynağım var.

I’m a solo traveler,

Ben yalnız bir gezginim,

which means I’ve done the sepia version of “Eat, Pray, Love” on six continents.

yani “Ye, Dua Et, Sev “in yanık tenli versiyonunu altı kıtada yaptım.

Because I don’t settle.

Çünkü azla yetinmedim.

What that means is that I also don’t second-guess my decisions,

Bu aynı zamanda kararlarımı ikinci kez sorgulamadığım anlamına da geliyor,

and I’m also not worried about my future

ayrıca geleceğim için de endişelenmiyorum

because I’m firmly rooted in the present.

çünkü ana sıkı sıkıya bağlıyım.

Settling is a really sinister thing.

Yetinmek gerçekten uğursuz bir şeydir.

It will keep you up at night tossing and turning,

Sizi geceleri uyutmaz ve dönüp durmanıza neden olur,

trying to figure out why

nedenini anlamaya çalışır

and trying to answer that age-old question of “Is that all there is?”

ve o asırlık “Hepsi bu mu?” sorusuna cevap arar.

Personally, I don’t have time for that,

Şahsen benim buna ayıracak vaktim yok,

because the only time I want to be kept up all night long tossing and turning

çünkü bütün gece boyunca dönüp durmak istediğim tek zaman,

is when I’m in the company of a fine-ass man.

iyi bir erkekle birlikte olduğum zamandır.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause and cheers)

(Alkış ve tezahürat)

That's it.

Bu kadar.

(Applause)

(Alkış)

I wish I could tell you guys

Keşke size tüm bu değerli

that I learned all these valuable lessons from Lolly

dersleri Lolly’den öğrendiğimi ve bana aşılandığını

and they were instilled in me and it was great,

ve bunun harika olduğunu söyleyebilseydim,

but alas, I am a late bloomer in all regards.

ama ne yazık ki ben her konuda geç açılan biriyim.

So I had to learn a couple of lessons from the era of Bitchy Bevy.

Bu yüzden cadaloz Bevy döneminden birkaç ders öğrenmem gerekti.

What kind of person has 10 assistants in five years?

Ne tür bir insanın beş yılda 10 asistanı olur?

Bitchy Bevy, that’s who.

Cadaloz Bevy, işte onun.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Now I didn’t start out my career with a toxic attitude.

Kariyerime toksik bir tutumla başlamadım.

No, initially I was really happy to be in the fashion industry.

Hayır, başta moda sektöründe olmaktan gerçekten mutluydum.

You know, but then I began to compare my trajectory to others,

Ancak daha sonra kendi gidişatımı başkalarıyla kıyaslamaya başladım

and I also began to feel burned out

ve kendimi tükenmiş hissetmeye başladım

because I was burdened by these personas that I had created

çünkü yarattığım ve kariyerimde ilerlememe yardımcı olacağı

that were allegedly going to help me progress in my career.

iddia edilen bu kişiliklerin yükü altındaydım.

I made a couple of mistakes.

Birkaç hata yaptım.

One, I thought that being snarky was a good career move.

İlk, iğneleyici tavrı iyi bir kariyer hamlesi olarak gördüm.

It wasn’t.

Değildi.

I also thought I look good in the color brown.

Kahverenginin bana yakıştığını sanırdım.

I actually don’t.

Yakışmıyormuş.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Yeah.

Evet.

(Laughter)

(Kahkahalar)

And, you know, I just --

Ve yani, sadece--

in my dream montage,

hayal kurgumda,

I wanted to get away from Bitchy Bevy.

Cadaloz Bevy’den uzaklaşmak istedim.

I wanted to get away from the color brown.

Kahverengiden uzaklaşmak istedim.

And so in the movie version of my life,

Ve hayatımın sinema versiyonunda,

as soon as I quit my job,

işimden ayrılır ayrılmaz,

I’m a yoga guru.

bir yoga gurusu oluyorum.

I’m extremely limber and very happy.

Son derece esnek ve çok mutluyum.

Come to think of it though, guys,

Düşündüm de, arkadaşlar,

I’m actually limber and happy right now.

aslında şu anda esnek ve mutluyum.

But I would be lying --

Yalan söylemiş olurum--

and I believe it is against international law

ve TED konuşması sırasında yalan söylemek

to lie during a TED Talk --

uluslararası hukuka aykırıydı sanırım--

(Laughter)

(Kahkahalar)

so I’m not going to do that.

bu yüzden söylemeyeceğim.

And as a matter of fact, my insecurities popped back up as late as last year.

Aslına bakarsanız, güvensizliğim geçen yılın sonlarına doğru tekrar ortaya çıktı.

I was minding my business, as one does, perusing social media,

Herkesin yaptığı gibi kendi işime bakıyor, sosyal medyayı inceliyordum

and I saw people excelling in a space

ve insanların alanda mükemmelleştiğini gördüm,

where I, you know, traditionally had a lot of success.

geleneksel olarak çok başarılı olduğum bir yer.

So I’m looking at it and I’m like,

Şöyle bir baktım ve dedim ki,

“Well, why the hell they ain’t call me for that job?”

“Peki, neden beni bu iş için çağırmadılar?”

And I have this, like, angst,

Ve bir pişmanlık oluştu,

and then I realize they didn’t call me for that job

sonra fark ettim ki beni o iş için çağırmadılar,

because you already said you didn’t want that job.

çünkü sen zaten o işi istemediğini söylemiştin.

You told the universe you weren’t into working like that.

Evrene bu şekilde çalışmak istemediğini söyledin.

You don’t want a job --

İş istemiyorum--

I really don’t.

Gerçekten.

(Laughter)

(Kahkahalar)

I’m not into it.

İlgilenmiyorum.

So...

İşte...

that’s why it happened.

bu yüzden oldu.

And what I realize is that intellectually I had grown and evolved,

Ve fark ettim ki zihnen büyümüş ve gelişmiştim,

but emotionally ...

ama duygusal olarak...

I was Tom Petty

Tom Petty’ydim

and I was living in “Petticoat Junction.”

ve “Petticoat Junction”da yaşıyordum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

I told y’all that brown doesn’t look good on me;

Hepinize kahverenginin bana yakışmadığını söylemiştim;

petty looks even worse.

Petty daha kötü görünüyor.

It’s not my shade.

Benim rengim değil.

And so what I wound up having to do was really get a grip.

Bu yüzden kendimi toparlamak zorunda kaldım.

I had to assess a few things about myself,

Kendimle ilgili birkaç şeyi değerlendirmem gerekti,

and I decided to do a little self-help ritual called ...

küçük bir kişisel gelişim ritüeli yapmaya karar verdim, adı ise...

“Take a note, give a note.”

“Bir not al, bir not ver.”

It’s easy.

Çok kolay.

When you see someone having something that you believe you deserve,

Hak ettiğine inandığın bir şeye sahip olan birini gördüğünde,

you take a note.

not alıyorsun.

You ask yourself a few questions.

Kendine birkaç soru soruyorsun.

Is it something that you really want?

Bu gerçekten istediğin şey mi?

Perhaps that person is better suited than you are for that.

Belki de o kişi buna sizden daha uygundur.

Does the universe --

Evren buna--

is the universe conspiring for you to have that?

sahip olmanız için size komplo mu kuruyor?

Really kind of try and be honest with who you are

Gerçekten kim olduğunuz konusunda dürüst olmaya çalışın

and where you’re at in life.

ve hayatta nerede olduğunuzla.

Once you do that, you take a deep breath --

Bunu yaptıktan sonra derin bir nefes alın --

(Inhales)

(Nefes alır)

and you say, “Their wins have nothing to do with my worthiness.”

“Onların başarıları benim değerimi belirlemez.” diyorsunuz.

And then you’re ready to give a note.

Ve sonra bir not vermeye hazır oluyorsunuz.

You go on social media,

Sosyal medyaya giriyorsunuz

and you say congratulations.

ve tebrik ediyorsunuz.

Or my personal favorite,

Ya da benim favorim,

you pick up the phone, like it’s the 20th century,

20. yüzyıldaymışız gibi telefonu açarsınız

and you say, “Congratulations,

ve şöyle dersiniz, “Tebrikler,

kudos, you did that, Al!

bravo, başardın Al!

You go, girl!”

Yürü be kızım!”

You do all the things.

Hepsini yapıyorsunuz.

Instantly you feel like a better human being

Anında kendinizi daha iyi biri gibi hissedersiniz,

because you have actually extended grace.

çünkü gerçekten nezaket göstermişsinizdir.

You’ve extended grace.

Nezaket göstermişsinizdir.

You’ve extended grace to someone else.

Bir başkasına nezaket gösterdiniz.

And I believe that when you remove malice from your heart,

Ve inanıyorum ki kalbinizden kötülüğü çıkardığınızda,

not only do you feel better, you look better.

sadece daha iyi hissetmez, daha iyi görünürsünüz.

I think you lose your frown lines and your wrinkles lessen

Kaş çatma çizgilerini kaybediyorsun ve kırışıklıkların azalıyor bence

and your age spots disappear.

ve yaşlılık lekeleriniz kayboluyor.

I believe it’s better than Botox,

Botokstan daha iyi olduğuna inanıyorum,

extending grace.

nezaket göstermek.

I do.

Ciddiyim.

(Applause)

(Alkış)

Yeah.

Evet.

No, but let me get back to the note thing.

Hayır, ama not olayına geri döneyim.

So one of my favorite notes is from Willie Shakespeare.

En sevdiğim sözlerden biri Willie Shakespeare’e aittir.

“To thine own self be true.”

“Olduğun gibi görün.”

Now we’ve all read self-help books,

Kişisel gelişim kitapları okumuşuzdur

and the first line of defense is always “Be your most authentic self.”

ve ilk savunma satırı her zaman “En özgün benliğiniz olun“dur.

And I believe in that.

Ve ben buna inanıyorum.

I believe that nobody can be you but you,

Sizden başka kimsenin siz olamayacağına inanıyorum,

so you might as well show up and show out.

bu yüzden ortaya çıkıp kendinizi gösterebilirsiniz.

But here’s the quandary that the bard never put forth.

Ama işte ozanın asla ortaya koymadığı bir çelişki.

What if you don’t really know who you are because you suppressed your inner self?

Ya içinizdeki benliği bastırdığınız için gerçekten kim olduğunuzu bilmiyorsanız?

You’ve suppressed the core of you.

Özünüzü bastırdınız.

You’ve suppressed the best parts of you

En iyi yanlarınızı bastırdınız

because you took on these other identities and these personas

çünkü hayatınızı daha iyi hâle getirmek için başka

in an effort to make your life better.

kimliklere ve kişiliklere büründünüz.

Because, you know, we all buy into some things

Çünkü, hani, hepimiz bazı şeylere inanırız,

about what we’re supposed to be doing and who we’re supposed to be.

ne yapmamız ve kim olmamız gerektiği hakkında.

So what if you squelch that?

Peki ya bunu susturursan?

Because I know I had to excavate to dig up a Little Brown Bevy.

Küçük Esmer Bevy’yi bulmam için kazmam gerektiğini biliyordum.

But the way I found her was with three questions.

Ama onu bulmamın yolu üç sorudan geçiyordu.

Who am I at my core?

Özümde ben kimim?

How am I being perceived?

Nasıl tanınıyorum?

How would I like to be perceived?

Nasıl tanınmak isterim?

Who am I at my core?

Özümde ben kimim?

At my core I’m looking to authentically connect with people.

Özümde insanlarla gerçek anlamda bağlantı kurmak var.

I don't like a cursory, you know, interaction,

Gelişigüzel iletişimlerden hoşlanmıyorum

and I do not believe in networking.

ve ağ kurmaya inanmıyorum.

I like an authentic connection.

Hakiki ilişki seviyorum.

I’m also curious and I’m adventurous

Aynı zamanda meraklı ve maceraperestim

and I’m kind

ve kibarım

and I’ve got big dreams.

ve büyük hayallerim var.

How am I being perceived?

Nasıl tanınıyorum?

Well, y’all know the nickname, Bitchy Bevy ...

Hepiniz lakabımı biliyorsunuz, Cadaloz Bevy...

so, duh.

e tabii.

But here’s the problem.

Ama sorun şu.

There’s a lot of power in that persona,

Bu kişilikte çok fazla güç var

and I actually really enjoyed it for a time, you know,

ve aslında bir süre bundan gerçekten hoşlandım, yani,

because you can make a lot of money being a bitch,

çünkü sürtük olarak çok para kazanabilirsiniz,

especially in fashion.

özellikle moda dalında.

(Laughter)

(Kahkahalar)

But it’s also incredibly lonely and isolating,

Ama aynı zamanda inanılmaz yalnız ve izole edici

and I didn’t want to live that life anymore.

ve artık bu hayatı yaşamak istemiyordum.

And so I decided to change my life.

Hayatımı değiştirme kararı aldım.

And I left all of that alone.

Ve her şeyi ardımda bıraktım.

I really did, like, just change my spirit.

Gerçekten ruhumu değiştirdim.

And leaving fashion obviously helped.

Modayı bırakmanın da yardımı oldu.

And when I did that,

Ve bunu yaptığımda,

all of a sudden, I let Little Brown Bevy out to play.

aniden Küçük Esmer Bevy’nin oynamasına izin verdim.

Little Brown Bevy.

Küçük Esmer Bevy.

I love her so much.

Onu çok seviyorum.

Little Brown Bevy is a nerdy girl,

Küçük Esmer Bevy inek bir kız

and so I let my nerdy pursuits come out to play.

ve inek ilgi alanlarımın ortaya çıkmasına izin verdim.

I must have joined every museum on Museum Mile in New York City.

New York’taki Museum Mile’daki her müzeye katılmış olmalıyım.

I began to travel the world

Dünyayı dolaşmaya başladım,

just to look at architecture I had always dreamed of.

sırf hep hayalini kurduğum mimariye bakmak için.

I learned how to be alone without being lonely.

Yalnız hissetmeden yalnız kalmayı öğrendim.

My spirit shifted.

Ruhum değişti.

I became a better person.

Daha iyi bir insan oldum.

You can ask people --

İnsanlara sorun--

I became a better person.

Daha iyi bir insan oldum.

And now I get to stand here in front of you guys

Ve şimdi burada sizlerin önünde duruyorum,

with no bravado,

kabadayılık yapmadan,

with nothing to prove,

kanıtlama olmadan.

I tell you, with nothing to prove.

Size söylüyorum, kanıtlama olmadan.

I’m not trying to prove nothing to y’all.

Size hiçbir şey kanıtlamaya çalışmıyorum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause)

(Alkış)

(Cheers and applause)

(Tezahürat ve alkış)

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause and cheers)

(Alkış ve tezahürat)

I have an open heart.

Açık bir kalbim var.

And I can’t even believe

Ve ben bile inanamıyorum

that Little Brown Bevy from 150th Street and Eighth Avenue,

150. Cadde ve Sekizinci Bulvar’dan, Harlem’in kırsal

from the hamlet of Harlem,

kesiminden, Küçük Esmer Bevy,

is now an award-winning radio and TV host,

şimdi ödüllü bir radyo ve TV sunucusu,

an author,

bir yazar,

an actress,

bir aktris,

a creative consultant.

bir yaratıcılık danışmanı.

I would do all those things for free.

Bunların hepsini bedavaya yaparım.

But here’s the thing.

Ama şöyle bir şey var.

I ain’t cheap, and I’m definitely not free,

Ucuz değilim ve kesinlikle beleş de değilim,

so don't get any ideas.

o yüzden başka fikirlere kapılmayın.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause)

(Alkış)

But I am here in this “Mama I made it” moment

Ama bu “Anne ben başardım” anında,

as someone who can show up as her most Bevyest self

en Bevy hâliyle ortaya çıkabilen biri olarak buradayım,

because I’ve done the work.

çünkü ne gerekiyorsa yaptım.

Yeah, my most Bevyest self.

Evet, en Bevy hâlimle.

So, you know, I’m going to show up --

Yani, şimdi, sahneye çıkacağım --

some of you’ve met me --

bazılarınız beni biliyorsunuz--

you know I’m vibrant and boisterous, AKA loud.

enerjik ve şamatacı, namı değer sesli olduğumu.

OK, you know that I’m going to show up,

Tamam, sahneye çıkacağımı biliyorsunuz

and I’ve got a pep in my high heel, red-bottom step.

ve kırmızı tabanlı topuklularımda güç var.

I do have heaving cleavage.

Derin bir dekolteyle.

(Laughter)

(Kahkahalar)

And I’ve got a tell-it-like-it-is approach to life

Ve hayata dobra bir yaklaşımım var,

that’s always dosed with a ladle of love.

her zaman bir kepçe sevgiyle dozlanmış.

It took me 55 years to get here.

Buraya gelmem 55 yılımı aldı.

So, Chris Rock, you’re right.

Yani Chris Rock, haklıydın.

I’m a late bloomer.

Ben geç açıldım.

And that’s OK.

Ve bu sorun değil.

Because I’m right on time,

Çünkü tam zamanında geldim,

Because it gets greater later.

çünkü sonradan güzelleşiyor.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause and cheers)

(Alkış ve tezahürat)