The critical role librarians play in the opioid crisis | Chera Kowalski

46,583 views ・ 2018-06-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: berat güven Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
When you walk into your neighborhood public library,
0
12760
2856
Semtindeki halk kütüphanesine gittiğinde
00:15
you expect the librarian to help you find your next favorite book
1
15640
3616
kütüphaneciden sıradaki favori kitabını veya ilgilendiğin
00:19
or some accurate information on a topic at interest.
2
19280
3656
bir konuda daha net bilgiler bulmada yardım beklersin.
00:22
You don't probably expect the librarian
3
22960
2296
Muhtemelen, ondan elinde Narcan'la
00:25
to come running out from behind the reference desk with Narcan,
4
25280
3656
masanın arkasından koşup eroin veya fentanil aşırı doz
00:28
ready to revive someone overdosing on heroin or fentanyl.
5
28960
4440
şokuna giren birini hayata döndürmesini beklemezsin.
00:34
But this is happening at some libraries.
6
34520
2736
Ama bazı kütüphanelerde olan bu.
00:37
Public libraries have always been about community support
7
37280
3296
Halk kütüphaneleri, iş arayanlara yardımdan, seçmen hakları için
00:40
with all kinds of services and programs
8
40600
2216
kaynak bulmaya, çocuklara ve hatta gençlere
00:42
from assisting with job seeking efforts
9
42840
2336
bedava yemek sağlamaya kadar
00:45
to locating resources for voter rights
10
45200
2656
her türden hizmet ve program ile
00:47
to providing free meals to kids and teens even.
11
47880
3296
her zaman topluma destek sağlayan yerler olmuştur.
00:51
But what we think of as community support takes on new urgency
12
51200
3936
Ama toplumsal destek olarak düşündüğümüz şeylere bu afyon (opioid)
00:55
when you're in the middle of an opioid and overdose crisis.
13
55160
3200
ve aşırı doz krizi ortasında yeni bir acil durum eklendi.
00:59
I work at the McPherson Square Library of the Free Library of Philadelphia.
14
59240
4096
Free Library of Philadelphia, McPherson Square Kütüphanesinde çalışıyorum.
01:03
It's located in Kensington,
15
63360
1856
Yeri Kensington'da
01:05
one of the lowest income communities in Philadelphia,
16
65240
3296
ve burası Philadelphia'nın en yoksul bölgelerinden biri.
01:08
with a long history of being isolated from resources and opportunity.
17
68560
4520
Tarih boyunca kaynaklar ve fırsatlardan uzak kalmış izole bir yer.
01:13
And because of that,
18
73720
1216
Ve bu nedenle de
01:14
it has been the center to the city's drug trade and drug use for decades.
19
74960
4880
uzun yıllardır şehrin uyuşturucu ticareti ve kullanımının merkezi.
01:20
And so inside the neighborhood,
20
80920
1696
Bu semtteki kütüphanemiz
01:22
our library is nestled inside of a park,
21
82640
3056
bir parkın içinde inşa edilmiş
01:25
which has unfortunately garnered a reputation
22
85720
2336
ve bu park özellikle eroin olmak üzere,
01:28
for being a place to find and use drugs,
23
88080
2776
uyuşturucunun bulunabildiği
01:30
especially heroin,
24
90880
1616
ve açıkta kullanıldığı bir yer
01:32
out in the open,
25
92520
1816
olarak ün kazanmıştır
01:34
putting us and the community in direct contact
26
94360
4296
ve bu nedenle bölge insanları her gün uyuşturucu ticareti
01:38
with the drug trade and use on a daily basis.
27
98680
2736
ve kullanımı ile doğrudan temas hâlindedir.
01:41
And so inside the library,
28
101440
1656
Kütüphanenin içinde bile
01:43
it is routine to see people visibly intoxicated on opioids:
29
103120
3576
afyon etkisi altındaki gözleri kapanan, yavaşça sallanan
01:46
eyes closing, body swaying slowly.
30
106720
3056
kişiler görmek olağan bir durumdur.
01:49
It is routine for me to ask them if they are OK,
31
109800
3016
Onlara iyi olup olmadıklarını sormak sürekli yaptığım şeydir
01:52
but at the same time remind them
32
112840
1576
ama ayrıca, eğer gözlerini açık
01:54
if they can't keep their eyes open,
33
114440
1696
tutamıyorlarsa gitmek zorunda
01:56
they have to go.
34
116160
1536
olduklarını söylemek de.
01:57
It is routine for our volunteer, Teddy,
35
117720
3376
Gönüllü elemanımız Teddy
02:01
to pick up dozens of discarded needles on our property and throughout the park.
36
121120
5320
her gün bina içinde ve parkta düzinelerce atılmış enjektör toplar.
02:07
And it is normal for kids to come into the library
37
127280
2936
Ve çocukların bana veya koruma görevlimiz Sterling'e gelip
02:10
to tell me or our guard, Sterling,
38
130240
2896
dışarıda birinin kullandığını
02:13
that someone is outside using,
39
133160
2176
söylemeleri normal bir şey,
02:15
which typically means finding someone injecting on our front steps,
40
135360
4056
genelde bizim ön merdivenlerde, banklarda veya binanın yakınında
02:19
benches
41
139440
1216
biri kendine
02:20
or near the building,
42
140680
1256
enjeksiyon yapıyordur
02:21
then asking them to move along because kids see them.
43
141960
3040
ve çocuklar görmesin diye ondan uzaklaşmasını isteriz.
02:25
And it is normal for the community
44
145680
2096
Ve semt sakinlerinin
02:27
to see people in various states of intoxication and withdrawal,
45
147800
3976
uyuşturucu etkisi veya yoksunluğun çeşitli derecelerini,
02:31
to see people buying and selling,
46
151800
2536
uyuşturucu alışverişini
02:34
and to see people act and react violently.
47
154360
2720
ve insanların şiddet davranışlarını görmeleri normaldir.
02:38
I'm not sharing this to sensationalize Kensington.
48
158160
3936
Bunları Kensington'la ilgili sansasyon yaratmak için anlatmıyorum.
02:42
I'm sharing this because this is the reality of a community
49
162120
3520
Bunlar, ilerlemek için sürekli mücadele eden bir topluluğun gerçeği,
02:46
that is constantly striving to move forward,
50
166920
3296
yani yapısal ırkçılık, kentsel ayrımcılık
02:50
but due to factors like structural racism,
51
170240
2456
yoksulluğun döngüsel yapısı
02:52
urban segregation,
52
172720
1496
ve travmaları yüzünden
02:54
the cyclical nature of poverty,
53
174240
2336
eğitim, sağlık hizmetleri
02:56
of trauma --
54
176600
1296
iş olanakları
02:57
the community has inequitable access
55
177920
2376
ve daha başka şeylere
03:00
to education, health care, employment and more.
56
180320
3240
eşit erişim bulamayan bir toplumun.
03:04
And this is also what it's like when the drug trade and use
57
184960
3296
Ayrıca uyuşturucu ticareti ve kullanımının semtteki yaşamın
03:08
affects every aspect of life in the neighborhood.
58
188280
2840
bütün yönlerini nasıl etkilediğini gösteren bir fotoğraf.
03:12
And the opioid epidemic has only amplified that stress.
59
192000
3360
Opioid salgını bu sorunları daha da büyütüyor.
03:16
When I was hired by the Free Library in 2013,
60
196440
3296
2013'de, Free Library'de işe alındığımda
03:19
I specifically chose to work at McPherson
61
199760
3056
McPherson'da çalışmayı özellikle kendim seçtim
03:22
because I understand what it's like to grow up in an environment
62
202840
3056
çünkü madde kullanımının günlük hayatı nasıl değiştirdiğini
03:25
where substance use disorder shapes the everyday,
63
205920
3176
gördüğüm bir ortamda büyümüştüm
03:29
and I wanted to use those personal experiences
64
209120
2696
ve bu kişisel deneyimlerimi işyerinde çalışırken
03:31
as a guide for my work.
65
211840
1440
kullanmak istiyordum.
Bu konuya geçmeden önce
03:34
But before I get to that,
66
214120
1376
03:35
I want to share what it was like
67
215520
1656
bu uyuşturucu salgınının
03:37
to witness this epidemic grow in Kensington.
68
217200
2320
Kensigton'u sarmasına şahit olmak nasıldı, onu paylaşayım.
03:41
Like many other communities, we were just not prepared.
69
221080
3296
Diğer topluluklar gibi buna hazırlıksız yakalandık.
03:44
We began to take notice of IDs we were seeing:
70
224400
2536
Kimliklerde önce yakınlardaki veya yukarı bölgelerdeki
03:46
addresses from nearby and upstate counties
71
226960
2856
ilçelere ait adresler görmeye başladık
03:49
and then slowly out-of-state ones.
72
229840
2336
sonra başka eyaletlere ait adresler.
03:52
People from Arkansas, Ohio, South Carolina, Alabama
73
232200
4176
İnsanlar Arkansas, Ohio, Güney Karolina ve Alabama'dan buraya,
03:56
coming to Philadelphia for cheap heroin.
74
236400
2360
Philadelphia'ya ucuz eroin için geliyordu.
04:00
People began to linger longer and longer in our public restroom,
75
240000
4016
Halka açık tuvaletimizde gittikçe daha fazla zaman harcamaya başladılar
04:04
causing us to pay more attention to the restroom
76
244040
2376
bu da bizi tuvaletlere asıl işimizden daha fazla
04:06
than to our daily responsibilities
77
246440
2216
dikkat etmeye zorladı
04:08
because it was an accessible place to use drugs just purchased.
78
248680
3400
çünkü tuvaletler az önce satın alınan uyuşturucu kullanımı için uygun bir yerdi.
04:12
One day our toilet clogged so badly in the restroom,
79
252840
3776
Bir seferinde, tuvaletler öyle kötü tıkandı ki
04:16
we were forced to close our library for two days
80
256640
2816
kütüphaneyi iki günlüğüne kapatmak zorunda kaldık,
04:19
because the culprit of the clog was discarded needles.
81
259480
2760
tıkanmaya sebep olan sorun tuvalete atılan enjektörlerdi.
04:22
For a while prior to that incident,
82
262880
2176
Bu olaydan bir süre önce
04:25
we had been asking for a sharps container for the restroom,
83
265080
3175
bizden tuvaletlerde keskin ve delici atık kutusu isteniyordu
04:28
and after that,
84
268279
1216
bu olaydan sonra
04:29
the library administration quickly approved installing one
85
269519
3137
yönetim hemen kameralarla beraber
04:32
along with hiring bathroom monitors.
86
272680
2160
bir atık kutusu monte ettirdi.
04:36
And as the weather warmed,
87
276880
1456
Havalar ısındıkça,
04:38
we struggled to respond.
88
278360
1616
baş etmekte zorlanmaya başladık.
04:40
People began camping out in the park for days, weeks.
89
280000
3976
İnsanlar parkta, günlerce haftalarca kamp yapmaya başladı.
04:44
You could walk outside on a sunny, warm day
90
284000
2416
Güneşli sıcak bir günde dışarı çıktığınızda
04:46
to find multiple groups of people in various states of intoxication
91
286440
5176
pek çok grubun uyuşturucu etkisi altında olduğu ve çocukların
04:51
and children playing in between them.
92
291640
1800
onların aralarında oynadığını görüyordunuz.
04:54
The amount of needles collected by Teddy on a monthly basis skyrocketed
93
294120
5376
Teddy'nin aylık topladığı enjektör sayısı hızla arttı
04:59
from 100 to 300 to 500 to 800,
94
299520
4296
100'den 300'e, 500'den 800'e
05:03
to over 1,000,
95
303840
1440
ve 1000'in üzerine.
05:06
with many found on our front steps and the playground.
96
306120
3400
Çoğu bizim ön merdivenlerde ve oyun alanındaydı.
05:11
Then there were the overdoses.
97
311040
2880
Ve aşırı dozdan şoka girenler vardı.
05:14
So many occurred outside in the park,
98
314640
3656
Parkta pek çoğuna şahit olduk
05:18
some inside the library.
99
318320
2200
bazılarına da kütüphanenin içinde.
05:21
Sterling, our guard, would spend his time walking in and out of the building
100
321160
4616
Koruma görevlimiz Sterling bütün vaktini bir içeri bir dışarı giderek
05:25
and throughout the park,
101
325800
1256
kütüphanedeki ve parktaki herkesi
05:27
constantly making sure everyone was safe,
102
327080
3216
kontrol ederek geçiriyordu
05:30
because at times,
103
330320
1856
çünkü zaman zaman
05:32
our fear of having someone overdose and die came close.
104
332200
3320
birinin aşırı dozdan şoka girip ölme ihtimali yaklaşıyordu.
05:36
One overdose in particular occurred after school,
105
336680
2696
Bu aşırı doz şoklarından biri okuldan sonra oldu
05:39
so the library was full of kids, noise and commotion.
106
339400
3376
yani kütüphane çocukla doluydu ve patırtı yapıyorlardı.
05:42
And in all of that,
107
342800
1496
Bu patırtının arasında
05:44
we heard the thud from inside the public restroom.
108
344320
2480
tuvaletden küt diye bir ses geldi.
05:47
When we opened the door, we found a man on the floor, unresponsive.
109
347520
3176
Kapıyı açtığımızda yerde tepkisiz hâlde yatan bir adam gördük.
05:50
He was pulled out in plain sight of everyone --
110
350720
2216
Herkesin, çocuklar, gençler, büyükler
05:52
kids, teens, adults, families.
111
352960
2816
ailelerin bakışları altında, adamı çıkardık.
05:55
Someone on staff called 911,
112
355800
1976
Bir çalışanımız 911'i aradı
05:57
someone else escorted the kids and teens downstairs,
113
357800
2936
bir başkası çocukları ve gençleri alt kata indirdi,
06:00
somebody went to flag down the ambulance in the park.
114
360760
2920
biri parka, ambulansı karşılamaya gitti.
06:04
And the rest of us --
115
364480
1776
Geri kalanlarımız ise
06:06
we just waited.
116
366280
1856
öylece bekledik.
06:08
This had become our overdose drill
117
368160
2096
Bu bizim aşırı doz tatbikatımız oldu
06:10
because at the time, it was all we could do.
118
370280
2856
çünkü o zaman tek yapabileceğimiz buydu.
06:13
So we waited and we watched this man lose air --
119
373160
2976
Yani bekledik ve adamın nefessiz kalıp, katılaşmasını
06:16
seize up.
120
376160
1696
izledik,
06:17
He was dying.
121
377880
1320
adam ölüyordu.
06:19
I don't know how many of you have witnessed an overdose on opioids,
122
379960
3776
Aranızda kaçınız bir eroin aşırı doz şoku gördü bilmem,
06:23
but it's horrific
123
383760
1456
korkunç bir şey
06:25
because you know the gasping for air,
124
385240
2616
nefes almak için çabalarlar
06:27
the loss of color in someone's face,
125
387880
2376
yüzlerinin rengi değişir
06:30
is a timer running down on the chances of this person surviving.
126
390280
3600
ve böyle birinin hayatta kalması dakikalara bağlıdır.
06:35
But luckily for this man,
127
395360
1376
Ama bu adam şanslıydı
06:36
the ambulance arrived
128
396760
1416
ambulans geldi
06:38
and he received a dose of naloxone through injection.
129
398200
3480
ve bir doz naloxone enjekte ettiler.
06:42
And I remember he jolted like he was electrocuted,
130
402600
3216
Elektrik çarpmış gibi sarsıldı
06:45
and he pulled the needle out,
131
405850
1436
enjektörü çekip attı
06:47
and he told the paramedics to back off.
132
407316
1854
sağlıkçılara geri çekilin deyip
06:50
And then he stood up, and he walked out.
133
410400
2280
ayağa kalktı ve yürüyüp gitti.
06:54
And we --
134
414080
1216
Ve biz..
06:55
we went back to work
135
415320
1616
biz geri işimize döndük
06:56
because people were still asking for time on the computers,
136
416960
3176
çünkü insanlar bizden hâlâ bilgisayarda süre istiyordu
07:00
kids still needed help with their homework
137
420160
2176
ve çocuklar ev ödevlerinde yardım
07:02
and this was our job --
138
422360
1216
bizin görevimiz oydu-
07:03
our purpose.
139
423600
1200
bizim amacımız.
07:07
I think that incident stays with me because of the waiting.
140
427040
4616
Bu bekleme yüzünden olay bende iz bıraktı
07:11
It made me feel helpless.
141
431680
1560
kendimi aciz, çaresiz hissettim.
07:13
And it was that feeling of helplessness that reminded me so well of my childhood.
142
433880
4656
Bu çaresizlik duygusu bana çocukluğumu yeniden hatırlattı.
07:18
Before I was born, both of my parents began using heroin.
143
438560
3360
Annemle babam ben daha doğmadan önce eroine başlamışlar.
07:22
It made our lives chaotic and unstable:
144
442640
2216
Madde bütün hayatımızı alt üst ediyordu
07:24
promises being made and constantly broken,
145
444880
2456
sürekli verilen ve tutulmayan sözler,
07:27
their fighting, the weight of their secret --
146
447360
2216
kavgalar, bu sırrın ağırlığı--
07:29
the weight of our secret kept so much so-called "normal" out of our lives.
147
449600
4800
bu sırrı gizlemek öyle zordu ki bizim "normal"imiz bu olmuştu.
07:35
Every time we'd be dropped off at our grandparent's house,
148
455760
2736
Bizi ne zaman büyük annemlere bıraksalar
07:38
I'd be stuck on the thought that I was never going to see them again.
149
458520
3256
onları bir daha göremeyeceğim düşüncesi beynime saplanıp kalıyordu.
07:41
Every time we'd be left in a car, at a house, at a store,
150
461800
3576
Bizi ne zaman arabada, evde, bir mağazada yalnız bıraksalar
07:45
I'd cry.
151
465400
1576
ağlıyordum.
07:47
And every time I saw those El tracks --
152
467000
2576
Bir arabanın arka koltuğundan ne zaman şu tramvaylardan
07:49
the same ones I take to work now to McPherson --
153
469600
3216
birini görsem- McPherson'a gelirken
07:52
from the backseat of a car,
154
472840
1816
bindiğime benzeyen-
07:54
I'd be angry,
155
474680
1496
öfkeye kapılıyordum
07:56
because even kids know
156
476200
2176
çünkü bir çocuk olsan bile
07:58
when their parents are trying to score drugs.
157
478400
2280
annenle babanın uyuşturucu peşinde olduğunu biliryordun.
08:02
There was so little I could do to control what was going on around me,
158
482040
3640
Etrafımda olan biten bütün bu şeyleri değiştirecek gücüm yoktu
08:06
that that feeling of helplessness was overwhelming.
159
486760
2576
ve o duygu, o çaresizlik duygusu çok boğucuydu.
08:09
I struggled in school, struggled to read,
160
489360
2856
Okulda mücadele ettim, okumaya çalıştım.
08:12
I was prone to anger and depression.
161
492240
2016
Öfke ve depresyona yatkındım.
08:14
When I was 11 years old, I started smoking,
162
494280
2336
11 yaşında sigara içmeye başladım
08:16
which shortly after led to my own experiences with drugs and alcohol.
163
496640
3840
ve hemen sonra da kendi uyuşturucu ve alkol maceram başladı.
08:21
I convinced myself that my parents' past would be my future.
164
501280
3720
Kendi hayatımın da annem ve babamınki gibi olacağına inanmıştım.
08:26
But eventually both of my parents entered recovery
165
506120
2696
Fakat annemle babam nihayet opioid bağımlılığından
08:28
and maintained recovery from opioid use.
166
508840
2176
tedavi olmayı başarmışlardı.
08:31
And their strength and their commitment
167
511040
2536
Onların bu azim ve kararlılığı
08:33
provided support and stability for me and my siblings,
168
513600
3656
bana ve kardeşlerime de destek ve kararlılık getirdi
08:37
and it was those personal experiences that brought me to McPherson.
169
517280
4496
beni McPherson'a getiren bu kişisel deneyimlerimdi.
08:41
Choosing to be a librarian
170
521800
1656
Bir kütüphaneci olmayı seçmek
08:43
and choosing to be at McPherson
171
523480
1736
ve McPherson'da çalışmayı seçmek
08:45
was me letting go of that feeling of helplessness
172
525240
2775
bu çaresizlik duygusunu bırakıp
08:48
and finding ways to be supportive to others.
173
528039
2640
diğer insanlara yardım etme yollarını aramaktı.
08:51
And one way to provide support
174
531280
2056
Yardım eme yollarından biri de
08:53
was learning how to administer Narcan.
175
533360
2240
nasıl Narcan uygulanacağını öğrenmekti.
08:56
Public libraries respond to the needs of their communities,
176
536640
3616
Halk Kütüphaneleri insanların ihtiyaçlarına cevap verir
09:00
and not knowing how to utilize Narcan
177
540280
2056
ve Narcan'ın nasıl uygulanacağını bilmemek
09:02
was a disservice to the needs of our community.
178
542360
3496
halkın ihtiyaçlarına kayıtsız kalmaktır.
09:05
We were on the frontlines
179
545880
1456
Bizler en ön cephedeydik
09:07
and desperately needed access to this lifesaving tool.
180
547360
2960
ve hayat kurtaran bu uygulamaya çok ihtiyacımız vardı.
09:11
So finally in late February of 2017,
181
551400
3216
Nihayet, Şubat 2017'de
09:14
after much advocating,
182
554640
2216
uzun görüşmelerden sonra,
09:16
we finally received training from Prevention Point Philadelphia
183
556880
3576
Philadelphia Önleme Merkezi'nde eğitimini aldık
09:20
and about a month of so later,
184
560480
1456
ve yaklaşık bir ay sonra
09:21
I utilized Narcan for the first time to save someone's life.
185
561960
2880
birinin hayatını kurtarmak için ilk kez Narcan uyguladım.
09:25
It was after school again,
186
565560
1256
Yine okul sonrasıydı
09:26
and Teddy came into the library
187
566840
1496
Teddy içeri girdi ve ön tarafta
09:28
and said someone was overdosing on a front bench.
188
568360
2536
bankta birinin aşırı doz şokuna girdiğini söyledi.
09:30
Someone on staff called 911 again,
189
570920
1656
Yine bir çalışan 911'i aradı
09:32
and I grabbed the Narcan kit.
190
572600
1736
ve ben Narcan kitini kaptım.
09:34
The woman was barely in her 20s and barely breathing.
191
574360
3656
Daha 20 yaşlarında bir kadındı, güçlükle nefes alıyordu.
09:38
Her friend was frantically slapping her in the face
192
578040
2616
Arkadaşı onu hayata döndürme umuduyla
09:40
in hopes of reviving her.
193
580680
1320
deli gibi tokatlıyordu.
09:42
I administered the Narcan nasally,
194
582680
2056
Nazal yoldan (burundan) Narcan uyguladım
09:44
and thankfully she came to.
195
584760
1520
ve şükürler olsun kendine geldi.
09:46
But before the ambulance arrived,
196
586800
1696
Ama ambulans gelene kadar
09:48
she and her friend ran off.
197
588520
1720
arkadaşıyla kaçıp gitti.
09:51
And when I finally turned around,
198
591160
2296
Kafamı kaldırdığımda
09:53
I saw the kids --
199
593480
1816
çocukları gördüm,
09:55
kids that come into the library on a daily basis,
200
595320
2496
her gün kütüphaneye gelen çocukları
09:57
some that I have known for years --
201
597840
2616
bazılarını yıllardır tanıyordum,
10:00
standing on the steps of the building.
202
600480
2216
binanın merdivenlerinde dikiliyorlardı
10:02
They saw everything.
203
602720
1616
ve her şeyi görmüşlerdi.
10:04
And they didn't seem like they were visibly upset or in shock,
204
604360
3520
Ama üzülmüş veya şoka girmiş gibi bir hâlleri de yoktu
10:08
and so I walked into the building,
205
608600
1656
ve dönüp binaya girdim
10:10
right into our workroom, and I cried.
206
610280
2496
dosdoğru odaya gittim ve ağladım.
10:12
I cried partly from the shock of what just happened
207
612800
2416
Kısmen olan olayın şokundan ağlıyordum
10:15
because I never thought I'd be saving anybody's life ever,
208
615240
2800
-çünkü birinin hayatını kurtaracağım hiç aklıma gelmezdi-
10:19
but I mostly cried because of the kids.
209
619040
1880
ama asıl çocuklar için ağlıyordum.
10:21
This is their normal.
210
621520
1480
Bu onlar için normaldi.
10:24
This is the community's normal.
211
624000
1840
Bu toplum için normaldi.
10:26
This is a catastrophic normal,
212
626760
3096
Bu felaketler doğuran bir normaldi
10:29
and in that moment,
213
629880
1256
ve o anda
10:31
I was forced to confront once again that this should never be normal,
214
631160
3736
böyle bir şeyin asla normal görülmemesi gerektiğini tekrar hatırladım
10:34
and as with my childhood,
215
634920
1576
tıpkı çocukluğumdaki gibi,
10:36
when you're in it, you just accept it.
216
636520
2120
içindeysen, ortasındaysan kabulleniyorsun.
10:39
The opioid epidemic is not just about those living
217
639960
2976
Opioid belası, sadece bunu yaşayanların, kullananların
10:42
with opioid use disorder
218
642960
1696
hayatlarıyla sınırlı kalmaz
10:44
because the reach of the epidemic goes well beyond those living with this
219
644680
3456
bu uyuşturucu salgını, ona yakalananların ve ailelerinin
10:48
and their families.
220
648160
1256
çok daha ötesini etkiler.
10:49
It impacts the entire community.
221
649440
2120
Bütün toplumu etkiler.
10:52
Kensington was a community in crisis before this
222
652760
3216
Kensington halkı bundan önce de krizdeydi
10:56
for reasons that are endemic and intertwined,
223
656000
2976
ve nedenleri kendine özgü ve karmaşık şeylerdi
10:59
and anyone familiar with the neighborhood can think of why:
224
659000
3056
ve bu semti biraz bilen herkes nedenleri anlayabilir:
11:02
racial disparities,
225
662080
1416
Irklar arası eşitsizlik
11:03
failure of local and federal government to properly fund schools,
226
663520
3600
yerel ve federal hükûmetin okullara yetersiz kalan desteği
11:08
lack of economic opportunity.
227
668080
1800
ekonomik fırsatların azlığı.
11:10
And what we're trying to do at McPherson
228
670440
2776
McPherson'da yapmaya çalıştığımız şey
11:13
is find ways to support this community out of crisis.
229
673240
4000
krizde olan bu topluluğu destekleme yolları bulmaktır.
11:17
And perhaps now, because of the epidemic,
230
677880
2216
Belki de bu uyuşturucu salgını yüzünden
11:20
more people are paying attention to Kensington.
231
680120
2216
daha fazla insan Kensington'la ilgileniyordur.
11:22
But regardless of that,
232
682360
2056
Ama bunu bir tarafa bırakalım
11:24
at McPherson,
233
684440
1216
McPherson'da bizler
11:25
we will continue to do what we can with the resources we have
234
685680
3776
topluluğumuzu sağlıklı ve güvende tutma ümidiyle
11:29
and we will continue to provide whatever help we can
235
689480
2616
elimizdeki imkânlarla ne yapabilirsek yapmaya devam edecek
11:32
in hopes of keeping our community safe and healthy
236
692120
2400
ve elimizden gelen yardımı yapacağız.
11:35
because public libraries have always been more than just books.
237
695520
3600
Çünkü halk kütüphaneleri daima kitaplardan daha fazlası olmuştur.
11:40
We are physical shelter,
238
700360
2056
Bizler birer sığınak,
11:42
a classroom,
239
702440
1200
birer sınıf,
11:44
a safe haven,
240
704760
1376
güvenli bölge,
11:46
a lunch room,
241
706160
1696
yemekhane,
11:47
a resource hub
242
707880
1976
kaynak merkezi
11:49
and yes,
243
709880
1216
ve evet, hatta
11:51
even a lifeline.
244
711120
1336
cankurtaran halatıyız.
11:52
Thank you.
245
712480
1216
Teşekkürler.
11:53
(Applause)
246
713720
3520
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7