My $500 house in Detroit -- and the neighbors who helped me rebuild it | Drew Philp

55,926 views ・ 2018-04-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Gözden geçirme: Ramazan Şen
2009 yılında Detroit’te elektriği, su tesisatı,
penceresi olmayan ve çöp dolu bir evi
00:12
In 2009, I bought a house in Detroit for 500 dollars.
0
12743
4269
500 dolara satın aldım.
İlk katta yaklaşık 4 ton çöp vardı ve çöpün epeyce bir kısmı
00:17
It had no windows, no plumbing, no electricity
1
17891
3761
pistonlu testere ile parçalanmış
00:21
and it was filled with trash.
2
21676
1441
bir Dodge Karavandı.
00:24
The first floor held nearly 10,000 pounds of garbage,
3
24344
3953
(Gülüşmeler)
Yaklaşık iki sene boyunca soğukta yaşadım,
00:28
and that included the better part of a Dodge Caravan,
4
28321
2843
çok kez silah sesleriyle yataktan fırladım,
00:31
cut into chunks with a reciprocating saw.
5
31188
2278
vahşi köpek sürülerinin saldırısına uğradım
00:33
(Laughter)
6
33490
1195
00:34
I lived nearly two years without heat,
7
34709
2170
ve terk edilmiş bir okulu yıkarlarken
00:36
woke up out of a dead sleep multiple times to gunshots,
8
36903
3484
oradan bir mutfak dolabı söktüm.
00:40
was attacked by a pack of wild dogs
9
40411
4036
00:44
and ripped my kitchen cabinets from an abandoned school
10
44471
3676
Detroitle ilgili bu tür şeyleri tabii ki duyuyorsunuz.
Hiç eksiği yok, bunlar gerçek.
00:48
as they were actively tearing that school down.
11
48171
2924
Fakat başka bir Detroit daha var.
00:52
This, of course, is the Detroit that your hear about.
12
52626
3057
Daha umutlu,
yenilikçi
00:55
Make no mistake, it's real.
13
55707
1609
ve kendini yeniden keşfetmek isteyenn
şehirlere bazı cevaplar sunabilecek olan başka bir Detroit daha var.
00:58
But there's another Detroit, too.
14
58929
1808
01:00
Another Detroit that's more hopeful,
15
60761
2068
Ancak bu cevaplar, iyi bir gelişme için düşünülen
01:02
more innovative,
16
62853
1291
01:04
and may just provide some of the answers
17
64168
2151
geleneksel yöntemlerden farklı.
01:06
to cities struggling to reinvent themselves everywhere.
18
66343
2949
Sanrım Detroit'in gerçek gücünün özeti;
01:10
These answers, however, do not necessarily adhere to conventional wisdom
19
70045
4832
radikal komşuluk.
01:14
about good development.
20
74901
1403
Orada yaşayana kadar bunu görememiştim.
01:17
I think Detroit's real strength boils down to two words:
21
77472
4236
Yaklaşık on yıl önce
01:21
radical neighborliness.
22
81732
2118
parasız ve işsiz hâlde, hiç arkadaşımın olmadığı
01:24
And I wasn't able to see it myself until I lived there.
23
84529
2758
herkesin kaçıyor gibi göründüğü Detroit’e taşındım.
01:28
About a decade ago,
24
88684
1151
2000-2010 yılları arasında
01:29
I moved to Detroit with no friends, no job and no money,
25
89859
3523
şehrin nüfusunun %25'i şehri terk etmişti.
01:33
at a time when it seemed like everyone else was moving out.
26
93406
3191
Buna ilk okul çağındaki çocukların yarısı da dâhildi.
01:36
Between 2000 and 2010,
27
96621
2731
Altmış yıllık bir gerilemenin sonucuydu.
01:39
25 percent of the city's population left.
28
99376
2711
İki milyon kişi için inşa edilen bir şehir 800.000 kişiye gerilemişti.
01:42
This included about half of the elementary-aged children.
29
102111
3017
Genelde bilinmeyen şey ise insanların çok uzağa gitmemesiydi.
01:46
This was after six decades of decline.
30
106128
2214
01:48
A city built for almost two million was down to less than 800,000.
31
108718
4387
Detroit metropolitan bölgesi nüfusu
70'lerden beri az çok aynı kalmıştı.
01:54
What you usually don't hear is that people didn't go very far.
32
114212
3492
360 kilometre karelik şehir gerilerken
01:58
The population of the Detroit metro area itself
33
118826
3299
şehri terk edenlerin çoğu çok çok banliyölere taşınmış
02:02
has largely remained steady since the '70s.
34
122149
2425
ve geride tahmini 100 kilometrekarelik terk edilmiş bir bölge bırakmışlardı,
02:05
Most people who left Detroit just went to the suburbs,
35
125047
2946
02:08
while the 139 square miles of the city deteriorated,
36
128017
3631
yani yaklaşık San Fransisco kadar.
02:12
leaving some estimates as high as 40 square miles of abandoned land --
37
132804
5150
Muğlak ve yavan “sanayisizleşme” kelimesini bir yana
02:17
about the size of San Francisco.
38
137978
1897
Detroit’in kitlesel göçü iki yapı ile özetlenebilir;
otobanlar ve duvarlar.
02:21
Aside from platitudes such as the vague and agentless "deindustrialization,"
39
141077
4861
Otobanlar,
banliyölerdeki altyapı ve ev kredileri yoluyla sağlanan
02:25
Detroit's exodus can be summed up with two structures:
40
145962
2897
büyük devlet teşvikleriyle iki katına çıkmıştı
02:28
freeways and walls.
41
148883
1847
ve insanların istedikleri zaman şehri terk etmeleri mümkün oldu
02:31
The freeways,
42
151612
1202
02:32
coupled with massive governmental subsidies
43
152838
2557
ve yanlarında vergileri, işleri ve eğitim paralarını da götürdüler.
02:35
for the suburbs via infrastructure and home loans,
44
155419
3618
Duvarlar sadece belirli kişilerin gitmesini sağladı.
02:39
allowed people to leave the city at will,
45
159061
2592
02:41
taking with it tax base, jobs and education dollars.
46
161677
3715
Pek çok yerde,
tuğla ve beton duvarlar, şehir ve banliyöleri
02:46
The walls made sure only certain people could leave.
47
166222
2921
beyaz ve siyah olarak ayırır
ve doğrudan belediye yollarından
02:50
In multiple places,
48
170111
1150
ve mahallelerden geçerler.
02:51
brick and concrete walls separate city and suburbs,
49
171285
3699
Irkçı barınma uygulamalarının fiziksel tezahürleri şunlardı:
02:55
white and black,
50
175008
1507
02:56
running directly across municipal streets
51
176539
2397
kırmızı ile işaretleme,
(siyahilere hizmet ve kredi vermeme)
02:58
and through neighborhoods.
52
178960
1634
kısıtlayıcı sözleşmeler
03:00
They're mere physical manifestations of racist housing practices
53
180618
4017
ve bariz bir terör.
1971′de Ku Klux Klan öğrencileri taşımalarından ziyade
03:04
such as redlining,
54
184659
1159
03:05
[Denying services to people of color]
55
185842
1777
03:07
restrictive covenants
56
187643
1150
10 okul otobüsünü bombaladı.
03:09
and outright terror.
57
189972
1346
03:11
In 1971, the Ku Klux Klan bombed 10 school buses
58
191764
4104
Bütün bunlar Detroit’i Amerika’daki ırksal olarak
03:15
rather than have them transport integrated students.
59
195892
2849
en ayrılmış bölge yaptı.
Nispeten mavi yakalı bir ailenin oğlu olarak
03:19
All these have made Detroit the most racially segregated metro area
60
199772
4056
Michigan'da küçük bir kasabada büyüdüm.
Ve üniversiteden sonra,
03:23
in the United States.
61
203852
1377
muhtemelen safça
yardım etmek için bir şey yapmak istedim.
03:26
I grew up in a small town in Michigan,
62
206735
1942
03:28
the son of a relatively blue-collar family.
63
208701
2111
O sırada eyaletten ayrılan üniversite mezunlarının
03:31
And after university, I wanted to do something --
64
211294
2523
neredeyse yüzde 50′sinden biri olmak istemedim ve
03:33
probably naïvely --
65
213841
1151
süslü üniversite eğitimimi
03:35
to help.
66
215016
1150
03:36
I didn't want to be one of the almost 50 percent of college graduates
67
216594
3437
evde olumlu bir şeyler yapmak için kullanabileceğimi düşündüm.
Detroit’te yaşayan Grace Lee Boggs adındaki
03:40
leaving the state at the time,
68
220055
1931
03:42
and I thought I might use my fancy college education at home
69
222010
3419
büyük Amerikan filozofu okuyordum
ve unutamadığım bir şey söyledi.
03:45
for something positive.
70
225453
1407
03:47
I'd been reading this great American philosopher named Grace Lee Boggs
71
227741
3835
“Yaptığım en radikal şey olduğum yerde kalmaktı.″
03:51
who happened to live in Detroit,
72
231600
1755
03:53
and she said something I can't forget.
73
233379
2731
Bu duvarlara ve otoyollara fiziksel bir protesto yaparken
03:56
"The most radical thing that I ever did was to stay put."
74
236847
3881
bir ev almanın beni şehre kalıcı olarak bağladığını düşündüm.
Hibe ve krediler herkes için uygun olmadığından,
04:02
I thought buying a house might indelibly tie me to the city
75
242355
3905
ben de onlarsız yapacaktım ve
04:06
while acting as a physical protest to these walls and freeways.
76
246284
3134
çocukluğumda hüküm süren şehre karşı kişisel savaşımı
04:10
Because grants and loans weren't available to everyone,
77
250084
2572
otomatik aletlerle yapacaktım.
04:12
I decided I was going to do this without them
78
252680
2310
Sonunda Poletown adlı bir mahallede terk edilmiş bir ev buldum.
04:15
and that I would wage my personal fight
79
255014
1883
04:16
against the city that had loomed over my childhood with power tools.
80
256921
3417
Kıyamet gelmiş gibi duruyordu.
Mahalle bir çayırın ortasındaydı.
04:21
I eventually found an abandoned house in a neighborhood called Poletown.
81
261284
3565
Koca bir alanda, bel yüksekliğindeki çimlerin arasına dağılmış
04:25
It looked like the apocalypse had descended.
82
265730
2104
birkaç dökük, terk edilmiş yapı ve
04:28
The neighborhood was prairie land.
83
268585
1683
bakımlı evleri olan birkaç cesur sakin.
04:30
A huge, open expanse of waist-high grass
84
270292
2761
Şehir merkezindeki beyzbol stadyumundan bisikletle
04:33
cluttered only by a handful of crippled, abandoned structures
85
273077
3771
04:36
and a few brave holdouts with well-kept homes.
86
276872
2150
sadece 15 dakikada varılan mahalle oldukça kırsaldı.
04:40
Just a 15-minute bike ride from the baseball stadium downtown,
87
280960
4127
Geriye kalan evler, yağmurda kalan karton kutular gibi görünüyordu;
bunlar tamamen açık iskeletleri ve erimiş sundurmalarıyla
04:45
the neighborhood was positively rural.
88
285111
2536
iki katlı garabetlerdi.
04:48
What houses were left looked like cardboard boxes left in the rain;
89
288921
3563
Hatırladığım en çarpıcı şeylerden biri, artık kimse tarafından umursanmayan,
04:52
two-story monstrosities with wide-open shells
90
292508
2993
yıkık dökük çitlerde unutulan
04:55
and melted porches.
91
295525
1373
gül agaçlarıydı.
04:57
One of the most striking things I remember were the rosebushes,
92
297348
3567
Bu, doğa şartlarından korumam ve
05:00
forgotten and running wild over tumbled-down fences,
93
300939
3227
daha fazla çürümesini önlemem gereken evimdi.
05:04
no longer cared for by anyone.
94
304190
1929
Onu nihayetine eyaletten bir açık arttırmada satın aldım.
05:07
This was my house on the day I boarded it up
95
307565
2934
Komşuluğun öldüğünü düşünmüştüm.
Bir çeşit öncüydüm.
05:10
to protect it from the elements and further decay.
96
310523
2364
05:13
I eventually purchased it from the county in a live auction.
97
313344
3273
Bu kadar yanılacağımı düşünmezdim.
05:16
I'd assumed the neighborhood was dead.
98
316641
1811
Hiçbir şekilde öncü değildim ve bunun ne kadar kırıcı olduğunu
05:18
That I was some kind of pioneer.
99
318476
2725
anlamaya başlayacaktım.
Öğrendiğim ilk şeylerden biri, olan şeyi tekrar yazmak yerine
05:22
Well, I couldn't have been more wrong.
100
322223
1887
05:24
I was in no way a pioneer,
101
324554
1496
koroya eşlik etmekti.
05:26
and would come to understand how offensive that is.
102
326074
2467
Çünkü komşuluk ölmemişti.
05:29
One of the first things I learned was to add my voice to the chorus,
103
329844
3738
Sadece orada yaşamadan görülmesi
zor bir hâle gelmişti.
05:33
not overwrite what was already happening.
104
333606
1975
Poletown inanılmaz derecede becerikli, inanılmaz derecede zeki
05:36
(Voice breaking) Because the neighborhood hadn't died.
105
336127
2572
ve inanılmaz derecede esnek bir topluluğa ev sahipliği yaptı.
05:38
It had just transformed in a way that was difficult to see
106
338723
2780
05:41
if you didn't live there.
107
341527
1318
Radikal komşuluğun gücünü İlk defa orada tecrübe ettim.
05:43
Poletown was home to an incredibly resourceful,
108
343274
2546
05:45
incredibly intelligent and incredibly resilient community.
109
345844
3695
Taşınmadan önce evimde çalıştığım yıl boyunca,
Paul Weertz adlı asi ve erdemli bir çiftçi tarafından kurulan
05:50
It was there I first experienced the power of radical neighborliness.
110
350499
4701
Poletown’da bulunan minik bir toplulukta yaşadım.
05:55
During the year I worked on my house before moving in,
111
355985
2524
Paul, Detroit devlet okulunda
05:58
I lived in a microcommunity inside Poletown,
112
358533
2468
hamile ve ebeveyn anne adaylarını eğiten bir öğretmendi
06:01
founded by a wild and virtuous farmer named Paul Weertz.
113
361025
3716
ve onun fikri genç kadınlara ilk önce bitki ve hayvan yetiştirerek
çocuklarını büyütmelerini öğretmekti.
06:05
Paul was a teacher in a Detroit public school
114
365522
2510
Hamile çocukların ulusal ortalama mezuniyet oranı yaklaşık yüzde 40 iken
06:08
for pregnant and parenting mothers,
115
368056
1779
06:09
and his idea was to teach the young women to raise their children
116
369859
3069
Catherine Ferguson Akademisi’nde Paul’un hüneri sayesinde
06:12
by first raising plants and animals.
117
372952
1723
genellikle 90′ın üzerinde idi.
06:15
While the national average graduation rate for pregnant teens is about 40 percent,
118
375785
4266
Paul, bu yeniliklerin çoğunu, Poletown’da 30 yılı aşkın süredir
06:20
at Catherine Ferguson Academy it was often above 90,
119
380075
3185
hizmet ettiği mahallesine getirdi ve
terkedildikleri zaman evleri satın aldı.
06:23
in part due to Paul's ingenuity.
120
383284
1797
06:25
Paul brought much of this innovation to his block in Poletown,
121
385716
2994
Arkadaşlarını oraya gelmeleri, komşularını da kalmaları için ikna etti ve
06:28
which he'd stewarded for more than 30 years,
122
388734
2558
evlerini satın almak veya tamir etmek isteyenlere yardımcı oldu.
06:31
purchasing houses when they were abandoned,
123
391316
2488
Diğer bölgelerde sadece bir veya iki ev kalmışken
06:33
convincing his friends to move in and neighbors to stay
124
393828
3097
06:36
and helping those who wanted to buy their own and fix them up.
125
396949
3253
Pual’un bulunduğu bölgede bütün evler yaşıyordu.
İşte bu, topluluğun gücünün,
06:40
In a neighborhood where many blocks now only hold one or two houses,
126
400886
3897
bir yerde kalmanın ve
kişinin kendi başına kendi çevresine sahip çıkmasının,
06:44
all the homes on Paul's block stand.
127
404807
2228
inanılmaz bir kanıtıdır.
06:47
It's an incredible testament to the power of community,
128
407059
2572
Burası siyah doktorların yanında beyaz hippilerin yaşadığı,
06:49
to staying in one place
129
409655
1319
06:50
and to taking ownership of one's own surroundings --
130
410998
2688
onların yanında Macaristanlı göçmen annelerin
06:53
of simply doing it yourself.
131
413710
1917
veya Belize ormanlarından gelen yetenekli yazarların yaşadığı,
06:56
It's the kind of place where black doctors live next to white hipsters
132
416244
3941
Detroit’in sadece siyah beyaz olmadığını ve
yüreklendirildiğinde çeşitliliğin canlanabileceğini gösteren bir yer.
07:00
next to immigrant mothers from Hungary
133
420209
1811
Her yıl komşular bölgedeki çiftlik hayvanları için balya otu toplayarak
07:02
or talented writers from the jungles of Belize,
134
422044
2793
07:04
showing me Detroit wasn't just black and white,
135
424861
2235
küçük bir grup insanın bir araya geldiğinde bir işi
07:07
and diversity could flourish when it's encouraged.
136
427120
2722
nasıl yapabildiklerini ve fantastik ama pratik fikirlerin nasıl
07:10
Each year, neighbors assemble to bale hay for the farm animals on the block,
137
430466
4296
ortaya çıktığını bana öğrettiler.
07:14
teaching me just how much a small group of people can get done
138
434786
3206
Paul’un sitesinin dışındaki evler çöp olup
07:18
when they work together,
139
438016
1691
07:19
and the magnetism of fantastical yet practical ideas.
140
439731
4402
harabeye dönüşürken radikal komşuluk sayesinde
07:24
Radical neighborliness is every house behind Paul's block burning down,
141
444929
4393
Paul’ün bölgesinde düzinelerce meyve ağacı ve
arı kovanıyla çevrelenen, herkesin isteyeceği
07:29
and instead of letting it fill up with trash and despair,
142
449346
3232
kocaman bir hobi bahçe yarattı
07:32
Paul and the surrounding community creating a giant circular garden
143
452602
3327
ve zorluklarımızın birer kazanca dönüşebileceğini görmeme yardımcı oldu.
07:35
ringed with dozens of fruit trees, beehives and garden plots
144
455953
3654
Burası, sakinlerinin yenilenebilir enerji ve şehir çiftçiliğini tecrübe ettiği,
07:39
for anyone that wants one,
145
459631
1802
yetenek ve keşiflerini başkalarına sunduğu,
07:41
helping me see that our challenges can often be assets.
146
461457
3079
çözüm bulması için devlete yalvarmak zorunda olmadığımızı
07:45
It's where residents are experimenting with renewable energy and urban farming
147
465044
4326
sergileyen bir yer.
Kendimizle başlayabiliriz.
07:49
and offering their skills and discoveries to others,
148
469394
2873
Burası, Amerika’nın
en saldırgan ve tehlikeli şehirlerinden birinde
07:52
illustrating we don't necessarily have to beg the government
149
472291
2858
komşularımdan birinin, işe gitmem gerektiğinde duş alabileyim diye
07:55
to provide solutions.
150
475173
1253
07:56
We can start ourselves.
151
476450
1356
ön kapısını kilitlemediği bir yer.
07:58
It's where, for months,
152
478344
1218
07:59
one of my neighbors left her front door unlocked
153
479586
2413
Çünkü böyle bir imkanım yoktu.
Kendi evimdeki yapıyı ayakta tutan kirişi
08:02
in one of the most violent and dangerous cities in America
154
482023
2768
08:04
so I could have a shower whenever I needed to go to work,
155
484815
3002
kaldırmam gerekiyordu.
Bu kirişi, sokağın sonundaki tek bir duvarı bile sağlam kalmayan
08:07
as I didn't yet have one.
156
487841
1464
terk edilmiş bir geri dönüşüm fabrikasından kesmiştim.
08:10
It was when it came time to raise the beam on my own house
157
490416
2715
Bir düzine Poletown sakini kirişi kaldırmama yardım için geldi.
08:13
that holds the structure aloft --
158
493155
1595
08:14
a beam that I cut out of an abandoned recycling factory down the street
159
494774
3403
Radikal komşuluk, çevreye ve insanlığa saygılı biçimde yeniden inşa edilen
08:18
when not a single wall was left standing --
160
498201
2258
08:20
a dozen residents of Poletown showed up to help lift it, Amish style.
161
500483
3305
evlerde ve toplumlarda oluşan bir dünya görüşünün içinde
büyüyen bir zigottur.
08:25
Radical neighborliness is a zygote that grows into a worldview
162
505970
3173
Bu, hükumetlerimiz dünyayı yeniden kurmayı reddettiğinde,
08:29
that ends up in homes and communities rebuilt in ways that respect humanity
163
509167
4229
bunu hep birlikte yapabilecek gücümüzün olduğunu fark etmektir.
08:33
and the environment.
164
513420
1352
Bunlar Detroit hakkında daha önce duymadığınız şeyler.
08:34
It's realizing we have the power to create the world anew together
165
514796
3347
Detroit, bir yandan harabe pornosu
08:38
and to do it ourselves when our governments refuse.
166
518167
2710
diğer yandan hippi kahve dükkanları
ve şehri kurtaran milyarderler arasında kalan bir yer.
08:42
This is the Detroit that you don't hear much about.
167
522015
2390
Yeniden inşa etmenin bir üçüncü yolu var
08:45
The Detroit between the ruin porn on one hand
168
525271
3294
ve bu, geçmişteki hataları tekrar etmeyi reddetmektir.
08:48
and the hipster coffee shops
169
528589
1743
08:50
and billionaires saving the city on the other.
170
530356
2590
Evimi inşa ederken
aradığımı bilmediğim bir şeyi buldum;
08:53
There's a third way to rebuild,
171
533520
1655
y kuşağının ve
08:55
and it declines to make the same mistakes of the past.
172
535199
2823
tekrar şehre taşınan insanların aradığı bir şey.
Radikal komşuluk, gerçek topluluk için, hafızaya ve tarihe bağlı,
08:59
While building my house,
173
539285
1151
09:00
I found something I didn't know I was looking for --
174
540460
2433
09:02
what a lot of millennials
175
542917
1205
yıllar içinde inşa edilen
09:04
and people who are moving back to cities are looking for.
176
544146
2711
ve yeri doldurulamaz olan karşılıklı güven ve samimiyet için başka bir kelimedir.
09:07
Radical neighborliness is just another word for true community,
177
547195
3784
Ve şimdi, duymuş olabileceğiniz gibi,
09:11
the kind bound by memory and history,
178
551003
2137
Detroit bir rönesans yaşıyor
09:13
mutual trust and familiarity built over years and irreplaceable.
179
553164
4348
ve kendisini umutsuzluk küllerinden çekiyor,
ayrıca kaçanların çocukları ve torunları geri dönüyor,
09:18
And now, as you may have heard,
180
558028
2226
09:20
Detroit is having a renaissance
181
560278
2176
ki doğru olan da bu.
09:22
and pulling itself up from the ashes of despair,
182
562478
2785
Doğru olmayan şey ise bu rönesansın Detroitlilerin çoğuna,
09:25
and the children and grandchildren of those who fled are returning,
183
565287
3618
hatta şehrin merkezi bölgelerinde yaşamayan
09:28
which is true.
184
568929
1150
küçük bir kısmından daha fazlasına ulaşıyor olmasıdır.
09:31
What isn't true is that this renaissance is reaching most Detroiters,
185
571198
3540
Bunlar nesillerdir Detroit’te bulunan ve çoğunlukla
09:34
or even more than a small fraction of them
186
574762
2020
siyahi insanlardır.
09:36
that don't live in the central areas of the city.
187
576806
2387
Sadece 2016′da,
geçen yıl,
09:39
These are the kind of people that have been in Detroit for generations
188
579869
3286
Detroit’teki altı evden birinde
sular kesildi.
09:43
and are mostly black.
189
583179
1289
09:44
In 2016 alone,
190
584891
1472
09:46
just last year,
191
586387
1150
Affedersiniz.
09:48
(Voice breaking) one in six houses in Detroit
192
588965
2415
Birleşmiş Milletler bunun insan hakları ihlali olduğunu dile getirdi.
09:51
had their water shut off.
193
591404
1310
Ve 2005′ten bu yana her üç evden biri
09:55
Excuse me.
194
595057
1150
09:58
The United Nations has called this a violation of human rights.
195
598622
3472
-lütfen bunu iyice düşünün-
New York, Buffalo’dakine eş değer olan bir nüfusun
10:03
And since 2005, one in three houses --
196
603134
3408
evlerine el konmuştur.
10:06
think about this, please --
197
606566
1436
10:09
one in every three houses has been foreclosed in the city,
198
609824
3565
(Burun çekme)
El konan bu her üç evden biri kişisel sorumluluk krizi değil,
10:13
representing a population about the size of Buffalo, New York.
199
613413
3556
bir sistem hatasıdır.
10:17
(Sniffles)
200
617649
1150
Ben de dâhil, pek çok Detroitli,
10:19
One in three houses foreclosed is not a crisis of personal responsibility;
201
619513
4910
ayrılığın rönesans sayesinde
10:24
it is systemic.
202
624447
1150
şehre geri dönmesinden endişeleniyor.
10:26
Many Detroiters, myself included,
203
626640
2700
10:29
are worried segregation is now returning to the city itself
204
629364
3689
On yıl önce,
Detroit’te bir yere gitmek ve tamamen beyaz insanlardan oluşan
10:33
on the coattails of this renaissance.
205
633077
1972
bir kalabalığın içinde olmak mümkün değildi.
Şimdi, sıkıntılı bir şekilde de olsa bu mümkün.
10:38
Ten years ago,
206
638142
1198
10:39
it was not possible to go anywhere in Detroit
207
639364
2287
Bu, geleneksel ekonomik canlanma için ödediğimiz bir bedeldir.
10:41
and be in a crowd completely made of white people.
208
641675
3606
10:45
Now, troublingly, that is possible.
209
645305
2899
Bizler toplumu ikiye parçalayarak
10:48
This is the price that we're paying for conventional economic resurgence.
210
648940
5826
iki farklı Detroit, iki sınıfı zümre yaratıyoruz.
Tüm para ve ödenekler için,
yapılan tüm sokak lambaları için,
10:54
We're creating two Detroits, two classes of citizens,
211
654790
3711
yeni stadyumlar ve çekici reklamlar için,
10:58
cracking the community apart.
212
658525
1761
ve pozitif tepki almak için,
dünyanın en büyük kaynakları olan
11:00
For all the money and subsidies,
213
660725
1648
11:02
for all the streetlights installed,
214
662397
1667
11:04
the dollars for new stadiums and slick advertisements
215
664088
2845
Büyük Göller’de yaşayan
11:06
and positive buzz,
216
666957
1408
on binlerce insanın suyunu kesiyoruz.
11:08
we're shutting off water to tens of thousands of people
217
668389
4463
Ayrıştırma her zaman adaletsizlik anlamına gelmektedir.
11:12
living right on the Great Lakes,
218
672876
1748
Bu, hepimiz için fahiş bir hatadır.
11:14
the world's largest source of it.
219
674648
1930
Ekonomik gelişme toplum pahasına geldiğinde,
11:17
Separate has always meant unequal.
220
677636
2204
kaybedenler sadece evlerini kaybedenler
11:20
This is a grave mistake for all of us.
221
680896
2150
veya suya erişimi engellenen kişiler olmuyor,
aynı zamanda bu, insanlığımızdan küçük parçalar da koparıyor.
11:24
When economic development comes at the cost of community,
222
684132
2709
11:26
it's not just those who have lost their homes
223
686865
2187
11:29
or access to water who are harmed,
224
689076
1937
Hiçbirimiz tamamen özgür olamayız,
11:31
but it breaks little pieces of our own humanity as well.
225
691037
3672
hiçbirimiz tamamen rahat olamayız,
ta ki komşularımız da rahat ve özgür olana dek.
Bu topluluğa dâhil olan bizler için bu,
11:38
None of us can truly be free,
226
698276
1916
topluluğun tekrar yok olmasına istemeden bile olsa
11:40
none of us can truly be comfortable,
227
700216
2136
katkıda bulunmadığımıza
11:42
until our neighbors are, too.
228
702376
1732
ve bu sorunlar üzerinde yıllardır çalışan
11:44
For those of us coming in,
229
704888
1826
liderlerin izinden gittiğimizden emin olmamız gerektiği anlamına geliyor.
11:46
it means we must make sure we aren't inadvertently contributing
230
706738
2995
Detroit’te bu, ortalama vatandaşların, suya erişimi olmayan insanlar için
11:49
to the destruction of community again,
231
709757
2209
11:51
and to follow the lead
232
711990
1151
kendilerini su deposu ve su kanalı yapmaya görevlendirmeleri anlamına gelir.
11:53
of those who have been working on these problems for years.
233
713165
2991
Veya su kesme kamyonlarını engellemek için
11:56
In Detroit, that means average citizens deputizing themselves
234
716180
4002
sivil itaatsizliğe katılan rahipler ve öğretmenler.
12:00
to create water stations and deliveries for those who have lost access to it.
235
720206
3677
Teşkilatlar, belde halkı için el konan evlerini geri alıyor ve
sosyal medya ve gönüllülerin çalıştığı yardım hatlarıyla
12:04
Or clergy and teachers engaging in civil disobedience
236
724366
2759
zorla yaptırılan satışlar konusunda yanlış bilgilendirmelerle mücadele ediyor.
12:07
to block water shutoff trucks.
237
727149
1747
12:09
It's organizations buying back foreclosed homes for their inhabitants
238
729420
3866
Benim için bu, terk edilmiş evlerinin çatısını yükseltmeleri için
12:13
or fighting misinformation on forced sales through social media
239
733310
3342
diğerlerine yardım etmek veya
gitgide şehirlere taşınan ayrıcalıklı insanlarla birlikte
12:16
and volunteer-run hotlines.
240
736676
1828
buradaki insanları eğitmek,
12:19
For me, it means helping others to raise the beams
241
739231
2634
mevcut topluluğa baskı uygulamaktan ziyade
12:21
on their own formerly abandoned houses,
242
741889
2218
var olanı yükseltip desteklemek demektir.
12:24
or helping to educate those with privilege,
243
744131
2187
Her şey bir grup komşunun
12:26
now increasingly moving into cities,
244
746342
1984
kapatılmış evi
12:28
how we might come in and support
245
748350
2129
satın almak istemesiyle başlar.
12:30
rather than stress existing communities.
246
750503
2275
Ve bu, sizin için, hepimiz için,
12:32
It's chipping in when a small group of neighbors decides
247
752802
2870
kendi topluluklarımızda oynayacağımız rolü bulmak demektir.
12:35
to buy back a foreclosed home
248
755696
1797
12:37
and return the deeds to the occupants.
249
757517
2154
Hayatını, yaşamak istediğiniz bir dünyanın yansıması olarak yaşamak anlamına geliyor.
12:40
And for you, for all of us,
250
760352
2605
12:42
it means finding a role to play in our own communities.
251
762981
3110
Bu, sorunları en iyi bilen - sorunları yaşayan insanlara-
12:46
It means living your life as a reflection of the world that you want to live in.
252
766777
4531
ve çözümleri olan insanlara
güvenmek demektir.
Üçüncü bir yolun mümkün olduğunu biliyorum çünkü bunu yaşadım.
12:51
It means trusting those who know the problems best --
253
771332
3417
12:54
the people who live them --
254
774773
1528
Şu an, Poletown adlı
12:56
with solutions.
255
776325
1157
12:58
I know a third way is possible because I have lived it.
256
778919
3504
dünyanın en çok çamur atılan şehirlerinden birinde bulunan
bir mahallede yaşıyorum.
13:02
I live it right now
257
782845
4353
Eğer bunu Detroit’te yapabiliyorsak
bunu yaşadığınız yerde de yapabilirsiniz.
13:07
in a neighborhood called Poletown
258
787222
1572
Son on yılda evimi inşa ederken
13:08
in one of the most maligned cities in the world.
259
788818
2368
öğrendiğim şey,
13:11
If we can do it in Detroit,
260
791640
1539
kablo döşemek, tesisat yapmak veya marangozluk değil,
13:13
you can do it wherever you're from, too.
261
793203
1908
-evet, bunları da öğrendim-
13:16
What I've learned over the last decade,
262
796094
1912
asıl değişimin, gerçek değişimin
13:18
building my house,
263
798030
1903
13:19
wasn't so much about wiring or plumbing or carpentry --
264
799957
2987
toplulukla ve komşuluğun
esas manada ne anlama geldiğini öğrenmekle başladığı oldu.
13:22
although I did learn these things --
265
802968
2654
13:25
is that true change, real change,
266
805646
2995
Bu, en azından terk edilmiş bir evi değiştirmeyi başardı.
13:28
starts first with community,
267
808665
1807
Teşekkür ederim.
13:30
with a radical sense of what it means to be a neighbor.
268
810496
3209
(Alkışlar)
13:34
It turned at least one abandoned house into a home.
269
814681
2952
13:38
Thank you.
270
818234
1151
13:39
(Applause)
271
819409
3344
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7