Should we get rid of pregnancy? | Ada, Ep. 3

Çeviri: Sena Nur Çakır Gözden geçirme: Eren Gokce

What if we changed one of the most fundamental building blocks of life

Ya hayatın en temel yapı taşlarından birini daha erişilebilir hâle

to make it more accessible?

getirmek için değiştirseydik?

What would happen if we got rid of birth?

Doğumdan kurtulursak ne olur?

(Phone ringing)

(Telefon çalıyor)

Hi, grandma.

Merhaba büyükanne.

Hello, sunshine!

Merhaba, tatlım!

Oh, did you mean to video call?

Görüntülü konuşmak mı istedin?

Eh? Video call? When are you going to visit me?

He? Görüntülü konuşma? Beni ne zaman ziyaret edeceksin?

I don't know how much time I have left.

Ne kadar zamanım kaldığını bilmiyorum.

Eh yeah, none of us do, grandma. None of us do.

Evet, hiçbirimiz bilmiyoruz büyükanne. Hiçbirimiz.

Ah. Did I tell you? Your cousin is pregnant!

Ah. Sana söyledim mi? Kuzenin hamile!

Oh, wow. That’s great. Uh, should you be telling me that?

Oh, vay canına. Bu harika. Bunu bana söylemeli misin?

Huh? What do you mean?

Hah? Ne demek istiyorsun?

Nevermind. What’s new with you?

Boşver. Sen de ne var ne yok?

What’s new with me? I just told you.

Bende mi? Az önce söyledim.

She’s only three years older than you, you know.

O senden sadece üç yaş büyük, biliyorsun.

Something to think about.

Bir düşün istersen.

Grandma, I’m 22. I have plenty of time.

Büyükanne, ben 22 yaşındayım. Daha zamanım var.

Less than you think! That’s all I’m saying.

Düşündüğünden daha az! Tek söyleyeceğim bu.

Mhm. Alright, I have to get back to work.

Mhm. Pekâlâ, işe geri dönmeliyim.

Okay, sunshine. I love you to pieces.

Tamam, tatlım. Seni çok seviyorum.

I love you too.

Ben de seni seviyorum.

Oh! Sorry, I didn’t realize you were waiting for me.

Ah! Üzgünüm, beni beklediğinin farkında değildim.

Hmph.

Hm.

How am I supposed to plan for something I can’t even imagine?

Hayal bile edemediğim bir şeyi nasıl planlayabilirim?

That I don’t even know if I want?

İstediğimi bile bilmediğim?

Well, I may not know whether or not I want kids,

Çocuk isteyip istemediğimi bilemeyebilirim,

but I definitely don't want to be pregnant.

ama kesinlikle hamile kalmak istemiyorum.

Like, if you listen to the way people casually describe pregnancy and birth!

Mesela, insanların hamileliği ve doğumu tarif etme şeklini dinleseniz bir!

“Oh, nothing out of the ordinary, just puked every day for months!”

“Ah, sıra dışı bir şey yok, aylarca her gün kustum!”

“It was a routine delivery, just the standard tearing of the genitals!”

“Rutin bir doğumdu, sadece cinsel organların standart yırtılması!”

“With modern medicine, hardly anyone dies!”

“Modern tıpta neredeyse hiç kimse ölmez!”

How is everyone just shrugging and saying, “that’s the way it is”?

Nasıl oluyor da herkes omuz silkiyor ve “işte böyle” diyor?

Like, excuse me, am I the only one who thinks this activity is not suitable

Affedersiniz de, bu faaliyetin siviller için uygun olmadığını düşünen

for civilians?

tek kişi ben miyim?

Even the best case is a year of major inconvenience

En iyi durumda bile hamile kalmak ve iyileşmek

between being pregnant and recovering.

arasında büyük bir rahatsızlık söz konusudur.

It's so unfair.

Bu haksızlık.

Well, it's not my fault she's out to lunch.

Öğle yemeğine çıkması benim suçum değil.

Oh! Hello...

Ah! Merhaba...

Huh. “The Artificial Womb” by Wilhelmina Heliotrope.

Huh. Wilhelmina Heliotrope’dan “Yapay Rahim”.

I didn’t realize her original papers were still here.

Orijinal belgelerinin hâlâ burada olduğunu bilmiyordum.

(Reading) “Pregnancy has caused so much suffering.

(Okuyor) “Hamilelik çok fazla acıya neden oldu.

What if we could bypass it completely?

Ya tamamen es geçebilseydik?

What if we could grow humans just as well outside the body

Ya insanları içimizde olduğu kadar bedenin dışında da

as inside?”

yetiştirebilseydik?”

Yes, exactly!

Evet, tam olarak bu!

(Reading) “This may be the stuff of science fiction for now,

(Okuyor) “Bu şimdilik bilim kurgu konusu olabilir,

but with sustained interest and effort,

ancak sürekli ilgi ve çabayla

It doesn’t have to be forever.”

sonsuza kadar sürmek zorunda değil.”

Well, that's a future I want to live in.

Bu içinde yaşamak istediğim bir gelecek.

There’s a womb center in every town, and anyone can use it free of charge.

Her kasabada bir rahim merkezi olur ve herkes ücretsiz olarak kullanabilir.

Oh, I guess I still have to get the eggs out of my body.

Oh, sanırım hâlâ yumurtaları vücudumdan çıkarmak zorundayım.

I really only want to go through that once.

Bunu gerçekten sadece bir kez yaşamak istiyorum.

But I'm still not sure if I want kids or how many,

Ama hâlâ çocuk isteyip istemediğimden veya kaç tane istediğimden emin değilim,

so I get a bunch extracted to be safe.

bu yüzden güvende olmak için biraz çıkarttırıyorum.

And then I go about my business for however long I want.

Ve sonra istediğim kadar uzun süre kendi işime bakıyorum.

Nobody raises an eyebrow or asks nosy questions.

Kimse ayıplamaz veya meraklı sorular sormaz.

Even though grandma can still butt in.

Büyükannem hâlâ burnunu sokabilse de.

Hello? Hi!

Merhaba? Selamlar!

When I’m ready— when I’m really ready, not just when it’s the least worst time—

Hazır olduğumda - gerçekten hazır, sadece en az kötü zaman olduğunda değil-,

one of these artificial wombs starts growing the fetus.

bu yapay rahimlerden biri fetüsü büyütmeye başlar.

In the meantime, I volunteer to be infected with the Zika virus

Bu arada, bir aşı denemesi için

Zika virüsü ile enfekte olmaya gönüllü oluyorum.

for a vaccine trial.

Then it's time to pick up my baby.

Sonra bebeğimi alma zamanı geliyor.

Oh, I hope you named her after me!

Umarım ona benim adımı vermişsindir!

You know, the hardest part is after the baby's born, right?

Biliyorsun, en zor kısım bebek doğduktan sonra, değil mi?

Well, at least I’m not recovering from a major ordeal at the same time.

En azından aynı zamanda büyük bir çileyle daha uğraşmıyorum.

And we'll split the work.

Ve işi böleceğiz.

I wouldn’t count on it.

Buna güvenmezdim.

You think pregnancy is the only reason mothers do more than their share?

Annelerin üstlerine düşenden fazlasını yapmasının tek nedeni hamilelik mi sence?

Think again.

Tekrar düşün.

Ama artık herkes yapay bir rahim kullanarak bebek sahibi olabildiğine göre,

But now that anyone can make a baby using an artificial womb,

maybe people stop seeing everything child-related as women’s work.

belki insanlar çocukla ilgili her şeyi kadınların işi olarak görmeyi bırakır.

Oh, I don't know.

Oh, bilmiyorum.

(Reading) “The artificial womb is my greatest dream,

(Okuyor) “Yapay rahim benim en büyük hayalim, ancak

but we face daunting social problems this technology won’t solve.”

bu teknolojinin çözemeyeceği ürkütücü sosyal sorunlarla karşı karşıyayız.

Oh, not you too!

Oh, sen de mi?

(Reading) “There are already powerful voices arguing that we should

(Okuyor) “Fetüslere ve hatta embriyolara insan gibi

treat fetuses and even embryos as people.

davranmamız gerektiğini savunan güçlü sesler zaten var.

Based on these arguments, women have even been charged with murder

Bu argümanlara dayanarak, kadınlar düşük yaptıktan sonra

cinayetle bile suçlandı.

after miscarrying.

Will they use the invention of artificial wombs

Yapay rahimlerin icadını kürtajın yasaklanmasını

to justify outlawing abortion entirely?”

haklı çıkarmak için kullanacaklar mı?”

Uh, what?

Ah, ne?

So they would argue no one needs an abortion if they can transfer the fetus

Yani fetusu yapay bir rahime aktarabilirlerse

to an artificial womb instead?

kimsenin kürtaja ihtiyacı olmadığını iddia edecekler mi?

But... say I get pregnant by accident.

Ama... tesadüfen hamile kaldım diyelim.

An abortion would prioritize my health and safety.

Kürtaj sağlığıma ve güvenliğime öncelik verir.

A transfer to an artificial womb prioritizes the fetus's health,

Yapay bir rahme geçiş fetüsün sağlığına öncelik verir ve bu da onu

making it way more invasive for me.

benim için çok daha invazif hâle getirir.

And I didn't actually want another kid.

Ve aslında başka bir çocuk istemiyordum.

(Wilhelmina) “Not to mention, a single fertility clinic can house

(Wilhelmina) “Tek bir doğum kliniğinin yüz binlerce embriyoya

hundreds of thousands of embryos.

ev sahipliği yapabileceğinden bahsetmiyorum bile.

If they’re all considered people— well.”

Hepsi insan olarak kabul edilirse...”

Wait, so I don’t get to choose whether my stored embryos

Bekle, böylece depolanan embriyolarımın bebeğe dönüşüp

are grown into babies anymore?

dönüşmeyeceğini artık seçemeyeceğim?

But I intentionally made extras! Everyone does!

Ama kasıtlı olarak ekstralar yaptım! Herkes yapar!

It will take the womb center a thousand years just to grow the embryos

Rahim merkezinin zaten depoladığı

it already has in storage.

embriyoları büyütmesi binlerce yıl alacak.

No one new will be able to use an artificial womb.

Yeni hiç kimse yapay bir rahim kullanamaz.

Unless we increase the number of them by several orders of magnitude.

Tabii bunların sayısını ehemmiyetlerine göre birkaç kat artırmazsak.

And even then we still have to figure out how to support billions of new babies.

Ve o zaman bile hâlâ milyarlarca yeni bebeğe nasıl destek olacağımızı bulmalıyız

Wait... artificial wombs don’t actually make it easier to justify

Bekle. Yapay rahimler aslında embriyolara insanların sahip olduğu tüm hakların

granting embryos all the rights of people.

verilmesini meşrulaştırmayı kolaylaştırmıyor.

They make it even more clear what a disaster that would be.

Bunun ne kadar felaket olacağını daha da netleştiriyorlar.

It forces us to clearly define a moral status for embryos and fetuses

Bizi embriyolar ve fetüsler için onları koruyan, ancak

that protects them,

ne pahasına olursa olsun

but doesn’t prioritize them at all costs.

onları öncelemeyen bir ahlaki statü tanımlamaya zorluyor.

By the time my daughter grows up,

Kızım büyüdüğünde,

artificial wombs are once again widely and freely available,

yapay rahimler bir kez daha yaygın ve serbestçe kullanılabilir olacak

and I don’t have to worry about her suffering through pregnancy, birth,

ve hamilelik, doğum ve doğum sonrası iyileşme yoluyla

acı çekmesi konusunda endişelenmem gerekmiyor.

and postpartum recovery.

Aha!

Aha!

What happens when she wants to experience pregnancy, eh?

Hamileliği yaşamak istediğinde ne olur, ha?

What! After everything we went through to make sure her generation

Ne! Onun neslinin yapay rahimleri kullanmakta özgür olacağından

would be free to use artificial wombs?

emin olmak için yaşadığımız onca şeyden sonra?

You disapprove?

Onaylamıyor musun?

Well, no, not exactly. I just— she doesn’t understand.

Şey, hayır, tam olarak değil. Ben sadece... O anlamıyor.

You want her to learn from your experience. Ha!

Deneyiminden öğrenmesini istiyorsun. Ha!

Uh-huh, I see where you’re going with this.

Uh-huh, bununla ne kastettiğini anlıyorum.

No, I can accept this.

Hayır, bunu kabul edebilirim.

She should make her own choice. Just like me.

Kendi seçimini yapmalı. Tıpkı benim gibi.

Haha!

Haha!

(Reading) “If we end up with less choice because of this technological progress,

(Okuyor) “Bu teknolojik ilerleme nedeniyle daha az seçeneğe sahip olursak,

it isn’t progress at all.”

bu hiç ilerleme sayılmaz.”

But we can’t make progress If we stuff these ideas away in a box

Ama bu fikirleri göz ardı edip ortaya çıkardıkları soruları

and ignore the questions they raise.

görmezden gelirsek ilerleme kaydedemeyiz.

Getting the world ready for artificial wombs would also help lots of people now.

Dünyayı yapay rahimlere hazırlamak artık birçok insana da yardımcı olacaktır.

And then, maybe... maybe I’d actually be able to imagine

Ve sonra, belki... belki de ebeveyn olmanın iyi yanlarını

the good parts of becoming a parent as vividly as the obstacles.

kötü yanları kadar canlı bir şekilde hayal edebilirim.

Ada? What are you doing in my office?

Ada mı? Ofisimde ne yapıyorsun?

Are you... going through my things?

Eşyalarımı mı karıştırıyorsun?

Your things? Aren’t they Wilhelmina’s?

Eşyalarınız mı? Onlar Wilhelmina’nın değil mi?

I—I mean, Dr. Heliotrope’s?

Demek istediğim, Dr. Heliotrope’ın?

That's it. Out!

İşte bu kadar. Dışarı!

Are you... firing me?

Beni kovuyor musun?

Okay, I’ll take that as a maybe?

Tamam, bunu bir belki olarak kabul edeceğim?

Well, I think people should see your work.

Bence insanlar çalışmalarını görmeli.

We're as ready for it as we'll ever be.

Her zamanki gibi hazırız.

Hey, grandma! You wanted me to visit? How’s tomorrow?

Hey, büyükanne! Ziyaret etmemi mi istedin? Yarın nasıl?