6 Exercises to Feel More CONFIDENT When Speaking English

All right, so take a look at these two speakers.  Which of the two do you think is more confident?  

Pekala, bu iki konuşmacıya bir bakın. Sizce ikisinden hangisi daha özgüvenli?

Now, it doesn't take a genius to know that this  person looks and probably also feels a lot more  

Şimdi, bu kişinin diğerinden çok daha fazla göründüğünü ve muhtemelen kendini daha

confident than the other one. But how exactly  did they get there? What exactly makes this  

güvende hissettiğini bilmek için dahi olmaya gerek yok. Peki oraya tam olarak nasıl ulaştılar? Bu

person more confident, while this person seems  more insecure? Well, being a confident English  

kişi daha güvensiz görünürken, bu kişiyi daha güvenli yapan şey tam olarak nedir? Kendine güvenen bir İngilizce

speaker or speaker of any language, for that  matter, involves so much more than just the words  

konuşan veya herhangi bir dili konuşan biri olmak, bu nedenle, ağzınızdan çıkan kelimelerden çok daha fazlasını içerir

that come out of your mouth. In fact, the majority  of your perceived confidence actually comes from  

. Aslında, algılanan güveninizin büyük bir kısmı aslında

your non-verbals. Now, non-verbal communication  really has to do with things like eye contact,  

sözlü olmayanlarınızdan gelir. Şimdi, sözel olmayan iletişim gerçekten göz teması,

facial expressions, gestures that you make with  your hands and other parts of your body and,  

yüz ifadeleri, ellerinizle ve vücudunuzun diğer bölümleriyle yaptığınız jestler ve

of course, your posture, how you hold yourself. So  today I'm going to give you six practical tips and  

tabii ki duruşunuz, kendinizi nasıl tuttuğunuz gibi şeylerle ilgilidir. O yüzden bugün size,

exercises that will help you to instantly increase  your confidence without speaking a single word.

tek bir kelime bile konuşmadan özgüveninizi anında artırmanıza yardımcı olacak altı pratik ipucu ve alıştırma vereceğim.

All right so it goes without saying that if you  do not feel very confident speaking your native  

Pekala, söylemeye gerek yok, eğer kendi ana dilinizi konuşurken kendinize pek güvenmiyorsanız

language, then you're probably not going to feel  very confident when it comes to speaking English  

, o zaman muhtemelen konu İngilizce konuşurken de kendinize pek güvenmeyeceksiniz,

either, right? So all of the tips that I'm going  to give you today will help you to speak English  

değil mi? Bugün size vereceğim tüm ipuçları İngilizceyi daha güvenli konuşmanıza yardımcı olacak

more confidently, yes, but more importantly  they're going to help you feel more confident as a  

, evet, ama daha da önemlisi, hangi dili konuşursanız konuşun bir kişi olarak kendinize daha fazla güvenmenize yardımcı olacak

person no matter what language you're speaking. In  fact, like just through my own personal experience  

. Aslında, tıpkı kendi kişisel dil öğrenme deneyimimde olduğu gibi

of learning languages, in my 20s when I was  more dedicated to it I used to go to language  

, 20'li yaşlarımda kendimi buna daha fazla adadığımda dil

exchanges. And I've always been shy throughout  my life, so this was, you know, at first a very  

değişimlerine giderdim. Ve hayatım boyunca her zaman utangaç oldum , yani bu, bilirsiniz, ilk başta çok

terrifying experience, but I found that when I  started doing it more and more, I could actually  

korkunç bir deneyimdi, ancak bunu gittikçe daha fazla yapmaya başladığımda, aslında kendimden

feel, you know, a lot more confident. And then  when I actually went into situations where I was  

çok daha fazla emin olabileceğimi fark ettim. . Ve sonra, anadilim olan İngilizce konuştuğum durumlara gerçekten girdiğimde

speaking English, my native tongue, then I also  felt more confident. So let's look at some body  

, o zaman kendimi daha güvende hissettim. O halde,

language changes that if you make them, will  make other people perceive you as being more  

yaptığınız takdirde diğer insanların sizi daha güvenli olarak algılamasını sağlayacak

confident and will make you feel more confident  yourself. So try to distribute your weight evenly  

ve kendinizi daha güvende hissetmenizi sağlayacak bazı vücut dil değişikliklerine bakalım . Bu nedenle, ağırlığınızı

between both feet, which means avoid when you  can putting too much of your weight to one side.  

her iki ayağınız arasında eşit olarak dağıtmaya çalışın; bu, ağırlığınızı bir tarafa çok fazla yükleyebileceğiniz durumlardan kaçının.

Or maybe tucking one leg behind the other.  You can kind of imagine as if the Earth were  

Ya da belki bir bacağını diğerinin arkasına sokmak. Sanki Dünya

like pulling you down, you really want to have  your feet grounded. So practice standing tall,  

sizi aşağı çekiyormuş gibi hayal edebilirsiniz, gerçekten ayaklarınızın yere basmasını istiyorsunuz. Bu yüzden dik durma alıştırması yapın, dik durun

stand up straight, straighten your back, hold  your head up high so really make yourself as  

, sırtınızı düzeltin, başınızı dik tutun, böylece parmak uçlarınızın üzerinde

tall as you can without seeming like you're going  onto your tippy toes. Let your shoulders relaxed.  

duruyormuş gibi görünmeden kendinizi gerçekten olabildiğince uzun tutun . Omuzlarınızı gevşetin.

A lot of times when you try to stand up tall,  our shoulders will naturally sort of go up and  

Çoğu zaman dik durmaya çalıştığınızda, omuzlarımız doğal olarak bir şekilde yukarı kalkar ve

be tense with our neck, so make sure to have them  lowered. You can do this by actually rolling them  

boynumuzla birlikte gergin olur, bu nedenle onları indirdiğinizden emin olun . Bunu,

backwards and forwards so they're relaxed, as  long as you're not surrounded by people in that  

o anda etrafınız insanlarla çevrili olmadığı ve

moment but something good to practice at home. Breathing is also really important for being  

evde pratik yapmak için iyi bir şey olduğu sürece rahat olmaları için onları ileri geri döndürerek yapabilirsiniz. Nefes almak, topraklanmak için de gerçekten önemlidir

grounded, so actually practice your breathing  and if you're in a situation, maybe where you're  

, bu nedenle gerçekten nefes alıştırması yapın ve bir durumdaysanız, belki de

feeling stressed, you can use this really to make  yourself more present. So breathe deeply from the  

stresli hissediyorsanız, bunu gerçekten kendinizi daha fazla mevcut kılmak için kullanabilirsiniz. Diyaframdan derin nefes alın

diaphragm, so like your stomach should sort  of open up a little bit, your ribs should also  

, yani mideniz biraz açılmalı, kaburgalarınız da

expand out, you don't want to have your breathing  be too shallow, so it shouldn't be from high up in  

genişlemeli, nefesinizin çok sığ olmasını istemezsiniz, bu yüzden yukarıdan olmamalı

your chest. Another negative thing that this  does is if you're not breathing deep enough,  

göğsün. Bunun yaptığı başka bir olumsuz şey de, yeterince derin nefes almıyorsanız

your voice tends to sound more nasally. Eye contact is also really important,  

sesiniz daha burundan gelir. Göz teması da gerçekten önemlidir,

you don't want to stare someone down to the point  that, you know, it's awkward or you seem creepy.

birini tuhaf veya ürkütücü görünecek kadar aşağılamak istemezsiniz.

But you should really avoid looking down  at the ground, looking at your feet,  

Ancak yere bakmaktan, ayaklarınıza bakmaktan, dikkatiniz dağılmış

looking off in the distance like you're  distracted. One way you can practice this  

gibi uzağa bakmaktan gerçekten kaçınmalısınız . Bunu pratik etmenin bir yolu

is actually when you're walking on the  street and you meet someone's eyes try  

aslında sokakta yürürken birisiyle göz göze geldiğinizde

not to be the first person that breaks eye  contact. Wait for them to break it first.  

göz temasını kesen ilk kişi olmamaya çalışmaktır . Önce kırmalarını bekleyin.

This can feel like really awkward at first,  but if you practice it, you'll get better and  

Bu ilk başta gerçekten garip gelebilir, ancak pratik yaparsanız, bu

better at it and then when you're actually in a  situation where you're talking to someone, you  

konuda gittikçe daha iyi hale gelirsiniz ve daha sonra gerçekten bir bir durumda olduğunuzda,   onu tutarken

won't feel as awkward holding their eye contact.  If you're sitting, usually it's best to actually  

garip hissetmezsiniz. onların göz teması. Oturuyorsanız, genellikle

relax a bit in your chair, so lean back, don't  like slouch down into your chair, but actually  

sandalyenizde biraz rahatlamak en iyisidir, bu nedenle arkanıza yaslanın, sandalyenize eğilmekten hoşlanmayın, aslında sandalyenin

use the back of it, spread yourself out. Avoid  crossing your legs, if you do cross your legs,  

arkasını kullanın ve kendinizi yayın. Bacak bacak üstüne atmaktan kaçının, bacak bacak üstüne atıyorsanız

do it in a more open way. And if you're, like,  sitting on a sofa, for example, you can actually  

bunu daha açık bir şekilde yapın. Ve örneğin, bir kanepede oturuyorsanız, gerçekten

lean back on it and drape your arm across it, like  even, maybe, behind the person that you're talking  

kanepeye yaslanabilir ve kolunuzu kanepenin üzerinden geçirebilirsiniz, hatta, belki, konuştuğunuz kişinin arkasında

to, as long as it's a close enough relationship,  as you're looking at them and talking to them.

, bir koltuk olduğu sürece. onlara bakarken ve onlarla konuşurken yeterince yakın ilişki.

Number two, practice power poses. So social psychologist Amy Cuddy has this really  

İki numara, güç pozları uygulayın. Sosyal psikolog Amy Cuddy'nin,

famous Ted Talk, that later turns into a book,  all about how our body language affects our mood,  

beden dilimizin ruh halimizi,

our emotions and ultimately how confident  we feel. So she discusses how having more  

duygularımızı ve nihayetinde ne kadar kendimize güvendiğimizi nasıl etkilediği hakkında daha sonra bir kitaba dönüşen bu gerçekten ünlü Ted Konuşması var . Bu yüzden, daha fazla

open body language makes us feel more powerful,  more confident, but when we feel more insecure,  

açık beden diline sahip olmanın bizi nasıl daha güçlü , daha güvenli hissettirdiğini tartışıyor, ancak   kendimizi daha güvensiz hissettiğimizde

what we tend to do is close up our body  language, you know. Maybe crossing our arms,  

yapma eğiliminde olduğumuz şey, bilirsiniz, beden dilimizi kapatmaktır. Belki kollarımızı kavuşturup

getting really small in our chair. So Amy Cuddy  teaches us that if we do power poses, this can  

sandalyemizde gerçekten küçülüyoruz. Böylece Amy Cuddy bize, güçlü pozlar verirsek bunun

actually help us to feel more confident. So this  generally is taking some sort of pose that is more  

aslında kendimize daha fazla güvenmemize yardımcı olabileceğini öğretiyor. Yani bu genellikle daha

open and makes us feel more powerful. This could  be having your hands up, your arms up in the air,  

açık ve bizi daha güçlü hissettiren bir tür poz almaktır. Bu, ellerinizi havada,

could be having your hands on your hips. Now,  obviously not all these you could do while you're  

ellerinizi kalçalarınızda tutmak olabilir. Şimdi, diğer insanlarla konuşurken tüm bunları yapamayacağınız açıktır

talking other people, because you're not going  to be, like, talking to someone like this. But  

, çünkü biriyle bu şekilde konuşmayacaksınız. Ancak

some of them you could do, for example, before you  have a high pressure situation. So maybe if you're  

bazılarını, örneğin, yüksek bir baskı durumu yaşamadan önce yapabilirsiniz. Yani belki   İngilizce

going to a social event where you'll be speaking  English, or if you're speaking even your native  

konuşacağınız sosyal bir etkinliğe gidiyorsanız veya kendi anadilinizi bile konuşuyorsanız

language, but you're nervous about it, or if you  are going in for a job interview, for example,  

, ancak bu konuda gerginseniz veya bir iş görüşmesine gidiyorsanız, örneğin,

then right before the job interview you could  go to the bathroom, close yourself in there and  

o zaman iş görüşmesinden hemen önce tuvalete gidebilir, kendinizi oraya kapatabilir ve

stand for at least two minutes with your hands  up in the air, with your feet firmly grounded  

elleriniz havada, ayaklarınız yere sıkıca basmış

and wide on the floor. And if you do this, it's  actually going to change your brain chemistry as  

ve genişçe yerde en az iki dakika ayakta durabilirsiniz. Ve bunu yaparsanız, onun açıkladığı gibi aslında beyin kimyanızı değiştirecek

she explains. In fact, this is so effective that  for a little bit of behind the scenes information,  

. Aslında bu o kadar etkilidir ki, biraz sahne arkası bilgisi için

we do this in preparation before recording any  podcast, because it helps us just to feel more  

bunu herhangi bir  podcast'i kaydetmeden önce hazırlık olarak yaparız , çünkü bu podcast'te

present and more confident about whatever we're  talking about in that podcast. So how does this  

konuştuğumuz şey hakkında daha   mevcut ve daha güvenli hissetmemize yardımcı olur. . Peki bu

actually work? So Amy Cuddy points us to some  scientific studies that show that when we feel  

aslında nasıl çalışıyor? Amy Cuddy bizi, kendimizi

more stressed, the level of cortisol, which is  also known as the stress hormone, increases in  

daha stresli hissettiğimizde, stres hormonu olarak da bilinen kortizol seviyesinin beynimizde arttığını

our brain, but by doing these power poses that we  discussed or doing anything that makes you feel  

, ancak tartıştığımız bu güç pozlarını yaparak veya herhangi bir şeyi yaparak arttığını gösteren bazı bilimsel araştırmalara işaret ediyor.

more confident, in general, helps to lower the  stress level. So you can imagine, you know, if  

genel olarak kendinizi daha güvenli hissetmenizi sağlar, stres düzeyinizi düşürmenize yardımcı olur . Yani,

you're in one of these situations, especially if  you are someone like me that's shy or introverted,  

bu durumlardan birinin içindeyseniz, özellikle benim gibi utangaç veya içine kapanık biriyseniz,

it can cause a high level of stress. Maybe even  you begin to like sweat or something like that,  

bu yüksek düzeyde strese neden olabilir. Belki siz bile terlemeyi veya buna benzer bir şeyi sevmeye başlarsınız,

a really physical response right to that stress,  but if you do these power poses beforehand,  

bu strese karşı gerçekten fiziksel bir tepkidir, ancak bu güç pozlarını önceden yaparsanız,

then it can help you to feel a bit more at ease.  Maybe you'll still be a little bit stressed,  

o zaman biraz daha rahat hissetmenize yardımcı olabilir. Belki hala biraz stresli olacaksınız,

but less so than if you had not done this. And a  really amazing thing about body language is it can  

ancak bunu yapmamış olmanıza göre daha az. Ve beden diliyle ilgili gerçekten harika bir şey de,

help you bring up more presence to your speech.  So oftentimes, it's not just what we're saying,  

konuşmanıza daha fazla önem vermenize yardımcı olabilmesidir. Çoğu zaman önemli olan sadece ne söylediğimiz değil,

but actually how we're saying it. So, for  example, if you're speaking to someone and  

aslında nasıl söylediğimizdir. Örneğin, biriyle konuşuyorsanız ve

your arms are crossed, that might make them think  one thing, but if you are speaking to them and you  

kollarınızı kavuşturmuşsanız, bu onun bir şey düşünmesine neden olabilir, ancak onunla konuşuyorsanız ve

have your hands on your hips, for example, that  makes you seem like someone who is confident,  

örneğin elleriniz kalçanızdaysa, bu sizi şu gibi gösterir: kendine güvenen,

who is powerful, who knows what they're talking  about, who feels comfortable with who they are  

güçlü, ne hakkında konuştuğunu bilen, kim olduğu konusunda kendini rahat hisseden biri, bu yüzden

so you know just pay attention to this. Even if  you're like watching TV or if you're watching  

buna dikkat edin. TV seyrediyor olsanız veya

people you're people watching on the street and  see what kind of body language are they having and  

insanları izliyor olsanız bile, sokakta izleyen insanlarsınız ve nasıl bir vücut diline sahip olduklarını görün ve

how does that make your perception of them change.  So the exercise here is pretty simple and you can  

bu, onlar hakkındaki algınızı nasıl değiştiriyor? Yani buradaki alıştırma oldukça basit ve

even try it out right now if you're somewhere  where people can't see you. It's actually doing  

insanların sizi göremediği bir yerdeyseniz hemen şimdi deneyebilirsiniz. Aslında

one of these power poses for just a couple minutes  and paying attention to how you feel before  

sadece birkaç dakikalığına bu güç pozlarından birini yapıyor ve öncesinde ve sonrasında nasıl hissettiğinize dikkat ediyor

and after. So check out, these are some of the  different power poses that you can do. And either  

. Bakın, bunlar yapabileceğiniz farklı güç pozlarından bazıları. Ve ya

or close yourself up somewhere or even if you're  watching this alone right now in your bedroom,  

veya kendinizi bir yere kapatın veya bunu  şu anda yatak odanızda,   ofisinizde tek başınıza izliyorsanız bile

in your office, then give it a go and see  how it makes you feel. Two minutes at least. 

, bir deneyin ve sizde nasıl hissettirdiğini görün. En az iki dakika.

If you are someone who is prone to shyness  or anxiety, you should not expect that you  

Utangaç veya kaygılı biriyseniz, bunun gibi

can just turn things around by watching a  YouTube video like this. One and then going  

bir YouTube videosu izleyerek işleri tersine çevirmeyi beklememelisiniz . Bir ve ardından

to an event that is crowded with strangers or to  a high pressure situation like a job interview.  

yabancılarla dolu bir etkinliğe veya iş görüşmesi gibi yüksek baskı içeren bir duruma gitmek.

Well the good news is that there are some ways  that you can practice first, even at home alone,  

İyi haber şu ki, önce evde tek başınıza,

in low pressure situations, that will help you  to master some of the principles of confident  

düşük baskı koşullarında pratik yapabileceğiniz, kendinden emin vücut dilinin bazı ilkelerinde uzmanlaşmanıza yardımcı olacak bazı yollar var

body language. And if you're the type of person  who really suffers from anxiety, well you can  

. Ve eğer gerçekten kaygıdan muzdarip biriyseniz,

kind of build your way up by first practicing  alone and then you can maybe do it with people  

önce tek başınıza pratik yaparak yolunuzu geliştirebilirsiniz ve sonra bunu

who you feel close to, who don't judge you, like  friends and family, before you actually go out  

yakın hissettiğiniz, sizi yargılamayan insanlarla yapabilirsiniz. arkadaşlar ve aile gibi, gerçekten

into the wild and try this out with strangers. Okay, so if you want to practice this first,  

vahşi doğaya çıkıp bunu yabancılarla denemeden önce. Tamam, önce bunu uygulamak istiyorsan

you should try speaking in front of the mirror.  You can even film yourself and then watch it  

aynanın karşısında konuşmayı denemelisin. Hatta kendinizi filme alıp ardından

back. Really try to focus in on the details of  your body language, pay special attention to  

tekrar izleyebilirsiniz. Gerçekten beden dilinizin ayrıntılarına odaklanmaya çalışın ,

what you do with your facial expressions, with  your hands, with your arms and your shoulders,  

yüz ifadelerinizle, ellerinizle, kollarınız ve omuzlarınızla ne yaptığınıza,

your general posture and any other body language  that might make you seem anxious or nervous. And  

genel duruşunuza ve sizi endişeli gösterebilecek diğer tüm vücut dillerine özellikle dikkat edin. veya gergin. Ve

then, when you do this, you can become more  mindful about correcting any ticks that you  

bunu yaptığınızda,

might have when you're nervous. And, of course,  if you're trying to build up your confidence,  

gergin olduğunuzda sahip olabileceğiniz tikleri düzeltme konusunda daha dikkatli olabilirsiniz. Ve tabii ki, özgüveninizi geliştirmeye çalışıyorsanız,

it is fantastic, if you are practicing at home  alone but eventually you're going to have to get  

evde tek başınıza pratik yapıyorsanız ama sonunda

out there and practice with real people, right?  And sometimes it can be really difficult to find  

dışarı çıkıp gerçek insanlarla pratik yapmanız gerekecekse, bu harikadır, değil mi? Ve bazen,

good situations in which to do this, especially if  you're wanting to do it in your target language,  

özellikle bunu İngilizce gibi hedef dilinizde yapmak istiyorsanız, bunu yapabileceğiniz iyi durumlar bulmak gerçekten zor olabilir

like English. So we have a really fantastic  way that you can do this for free, anytime,  

. Bu yüzden, internet bağlantınızın olduğu her yerde, istediğiniz zaman,   bunu ücretsiz olarak yapabileceğiniz harika bir yöntemimiz var

anywhere that you have an internet connection. And  that's with the RealLife App. And the really great  

. Ve bu, RealLife Uygulaması ile olur. Ve buradaki gerçekten harika

thing here is that you can connect with people  from all around the world who are just like you,  

şey, dünyanın her yerinden  tıpkı sizin gibi

in the same boat, trying to learn a language and  maybe feeling not so comfortable communicating  

aynı gemide olan, bir dil öğrenmeye çalışan ve belki de henüz o dilde iletişim kurmak konusunda pek rahat hissetmeyen   insanlarla bağlantı kurabilmenizdir

in it yet. alright, so you can give it  a try, download it for free right now  

. pekala, deneyebilirsin, hemen şimdi ücretsiz olarak indirebilirsin   en

in your favorite app store or just click  up here or down in the description below.

sevdiğin uygulama mağazasından veya aşağıdaki açıklamada yukarıyı veya aşağıyı tıklaman yeterli.

Number four, practice mindful listening. So depending on who you're talking to,  

Dördüncüsü, dikkatli dinleme alıştırması yapın. Bu nedenle, kiminle konuştuğunuza bağlı olarak,

it can feel quite awkward when you're in a  conversation with someone and they don't really  

birisiyle sohbet ettiğinizde ve o kişinin

seem to be listening to you. Maybe they're  pretending to be listening, maybe they're  

sizi gerçekten   dinlemiyormuş gibi görünmesi oldukça garip gelebilir. Belki dinliyormuş gibi yapıyorlar, belki de

double tasking and so you know that they're not  really fully listening. You can be someone who  

çifte görev yapıyorlar ve bu yüzden gerçekten tam olarak dinlemediklerini biliyorsunuz.

really connects to people by practicing active  listening. And basically what this means is that  

Aktif dinleme pratiği yaparak insanlarla gerçekten bağ kuran biri olabilirsiniz . Ve temel olarak bunun anlamı,

you give your undivided attention to the other  person, really truly listening to what they're  

bölünmemiş dikkatinizi diğer kişiye vermeniz , söylediklerini gerçekten gerçekten dinlemenizdir

saying. There is a quote that I really love that  paints a picture of this perfectly, that says:  

. Bunun resmini mükemmel bir şekilde çizen, gerçekten sevdiğim bir alıntı var:

"You have two ears and one mouth, use them  proportionally." So this means that we should  

"İki kulağınız ve bir ağzınız var, bunları orantılı olarak kullanın." Yani bu, konuştuğumuzun iki katı kadar dinlememiz gerektiği anlamına gelir

listen twice as much as we speak. And everyone  loves to talk, and they love to talk especially  

. Ve herkes konuşmayı sever ve özellikle

about themselves, about the things that they  do great. Give other people the opportunity to  

kendileri hakkında, harika yaptıkları şeyler hakkında konuşmayı severler . Diğer insanlara

speak more and really listen and use your body  language as well to show that you are listening.

daha fazla konuşma ve gerçekten dinleme fırsatı verin ve dinlediğinizi göstermek için beden dilinizi de kullanın.

All right, so how do you actually do this?  So one thing that you can do is actually  

Pekala, peki bunu gerçekten nasıl yapıyorsun? Yani yapabileceğiniz bir şey aslında

use your body language as I said so. There are  different ways you can do this. In most western  

beden dilinizi söylediğim gibi kullanmaktır. Bunu yapmanın farklı yolları vardır. Çoğu batı

cultures English-speaking countries, nodding your  head looks like this, right? Do it tactfully,  

kültüründe İngilizce konuşulan ülkelerde başınızı sallamak buna benzer, değil mi? Bunu nazik bir şekilde yapın,

which means, you know, don't do it too much, you  don't want to just be like this the whole time,  

yani, bilirsiniz, çok fazla yapmayın, sürekli böyle olmak istemezsiniz,

because the person's going to think  that there's something wrong, maybe,  

çünkü kişi boynunuzda belki bir sorun olduğunu düşünecektir

with your neck. But you can do it, you know, every  once in a while to show that you're following,  

. Ama bunu arada bir takip ettiğinizi,

that you're listening, that you understand  what they're saying. You can also use some  

dinlediğinizi, ne dediklerini anladığınızı göstermek için yapabilirsiniz.

different noises to do this. So in  English it would be things like:

Bunu yapmak için bazı   farklı sesler de kullanabilirsiniz. Yani İngilizce'de şöyle şeyler olurdu:

So all those kind of things show that you know  you're following what they're saying and even  

Yani tüm bu tür şeyler, onların söylediklerini takip ettiğinizi bildiğinizi ve hatta

that you're finding it interesting. You don't  need to maintain eye contact 100%, but it's  

onu ilginç bulduğunuzu gösterir. Göz temasını %100 sürdürmeniz gerekmez, ancak bir noktaya değinirken

especially important that you maintain eye contact  when you're making a point. Usually when someone  

göz temasını sürdürmeniz özellikle önemlidir . Genellikle

else is talking I tend to find it helpful to look  them in the eye the entire time, when I'm talking  

başka biri konuşurken sürekli gözlerine bakmayı faydalı buluyorum , ancak konuşurken

though, oftentimes if I'm looking in the eye maybe  I can't fully get my thoughts together and so,  

çoğu zaman gözlerine bakıyorsam düşüncelerimi tam olarak toparlayamıyorum ve bu yüzden ,

you know, I might, for a moment, break that eye  contact look and kind of think about putting my  

bilirsiniz, bir an için o göz teması bakışını bozabilir ve

thoughts together. But, you know, when you're  listening, a great way to show that you're  

düşüncelerimi bir araya getirmeyi düşünebilirim. Ama, bilirsiniz, dinlerken, dinlediğinizi göstermenin harika bir yolu,

listening is by, you know, not looking like you're  distracted, looking over there at someone else,  

bilirsiniz, dikkatiniz dağılmış gibi görünmemek, başka birine bakmaktır,

but that you're really present with that person.  It goes without saying, if you're maintaining  

ama gerçekten orada olduğunuzu o kişi. Söylemeye gerek yok, eğer

eye contact also don't be looking down at your  feet, this is something people tend to do when  

göz teması kuruyorsanız ayaklarınıza da bakmayın. Bu, insanların kendilerini

they're feeling shy or feeling anxious, but,  you know, really try to keep your head up,  

utangaç hissettiklerinde veya endişeli hissettiklerinde yapma eğiliminde oldukları bir şeydir, ancak, bilirsiniz, gerçekten duygularınızı korumaya çalışın. baş yukarıda,

try to keep that straight posture and make sure  that you're fully present listening to them. So  

bu düz duruşu korumaya çalışın ve onları tamamen dinlediğinizden  emin olun. Yani

this means actually and this is where meditation  comes in handy, but this means actually not  

bu aslında şu anlama gelir ve burası meditasyonun işe yaradığı yerdir, ancak bu aslında

letting yourself get distracted by other thoughts.  Most people when they're in a conversation,  

başka düşüncelerle dikkatinizin dağılmasına izin vermemek anlamına gelir. Çoğu insan bir sohbette

listening to someone else, they're not truly  listening, they're actually formulating their  

başka birini dinlerken, gerçekten dinlemiyorlar, aslında

head "How am I going to respond to this, what  can I say to impress the other person?", so you  

kafalarında "Buna nasıl cevap vereceğim, diğer kişiyi etkilemek için ne söyleyebilirim?" , bu yüzden bu

don't need to worry about this, just get in the  habit of when those thoughts pop into your head,  

bu konuda endişelenmenize gerek yok, sadece bu  düşünceler kafanıza geldiğinde

to actually say, you know, "Okay, pay attention,  pay attention." Don't need to think about that,  

gerçekten "Tamam, dikkat edin, dikkat edin" demeyi alışkanlık haline getirin. Bunu düşünmenize gerek yok,

once it comes time for you to speak, if they ask  you a question or something, it will come. You  

konuşma vaktiniz geldiğinde, size bir soru veya başka bir şey sorarlarsa, gelecektir. Onlar konuşurken

don't need to worry about formulating your  response while they're talking. Be sure to  

yanıtınızı formüle etme konusunda endişelenmenize gerek yok .

mute your devices, mute your phone or anything  else that could have a notification. You know,  

Cihazlarınızın, telefonunuzun veya bildirim olabilecek başka herhangi bir şeyin sesini kapattığınızdan emin olun . Bilirsiniz,

nothing's worse than when you're talking to  someone and they seem more interested in the  

hiçbir şey birisiyle konuşurken sizin söyleyeceklerinizden çok

vibrating or the chime on their phone  than they are in what you have to say.

telefonundaki titreşim veya zil sesiyle ilgilenmesinden daha kötü olamaz .

Number five, be the master of your emotions. So being non-reactive is about keeping your  

Beş numara, duygularının efendisi ol. Yani tepkisiz olmak

emotions in check, in other words, it's about not  letting your emotions control you. Now this is  

duygularınızı kontrol altında tutmakla, başka bir deyişle duygularınızın sizi kontrol etmesine izin vermemekle ilgilidir. Şimdi bunu

really difficult to do, but I assure you it is  well worth the effort. Now don't get me wrong,  

yapmak   gerçekten zor, ama sizi temin ederim bu çabaya değer. Şimdi beni yanlış anlamayın,

it's really important that you show your emotions,  but when you let your negative emotions, such as  

duygularınızı göstermeniz gerçekten önemlidir, ancak

stress or anxiety really take hold of you, then  it can make the conversation really uncomfortable  

stres veya endişe gibi olumsuz duygularınızın sizi gerçekten ele geçirmesine izin verdiğinizde, bu sohbeti

both for you and the person that you're speaking  to. So by remaining calm and non-reactive, you  

hem sizin hem de karşınızdaki kişi için gerçekten rahatsız edici hale getirebilir. konuştuğunuz kişi . Bu nedenle, sakin ve tepkisiz kalarak,   etrafınızda olup

show that you're not pressured by what's happening  around you and others will feel much more at ease  

bitenler tarafından baskı altında olmadığınızı gösterirsiniz ve diğer kişiler

conversing with you or being in your presence. All right, so now let's look at some techniques  

sizinle sohbet ederken veya yanınızdayken çok daha rahat hissedecektir. Pekala, şimdi

for being non-reactive. So first of all, let's  look at a situation where you're sitting. So if  

reaktif olmamak için bazı tekniklere bakalım. Her şeyden önce, oturduğunuz bir duruma bakalım. Yani

you are sitting, for example, in a job interview.  This could actually happen for some people when  

örneğin bir iş görüşmesinde oturuyorsanız. Bu aslında bazı insanlar için

they're standing, as well, you don't want to  fidget. Now fidgeting is when you are either  

ayakta dururken de olabilir, kıpırdamak istemezsiniz. Şimdi kıpır kıpır olmak, ya

playing with, you know, something on your body  or playing with an object even. So we all know  

vücudunuzdaki bir şeyle, bilirsiniz veya hatta bir nesneyle oynadığınız zamandır. Yani

someone probably who, for example, if they have a  pen in their hand, they're just gonna be the whole  

hepimiz, örneğin elinde bir kalem varsa,

time clicking that pen, right? Like crazy. So  that's one type of fidgeting, it's different ways  

sürekli o kaleme tıklayan birini tanıyoruz, değil mi? Deli gibi. Yani bu bir kıpırdanma türüdür,

of like letting your anxiety come out physically  which other people can notice and it can make  

kaygınızın fiziksel olarak ortaya çıkmasına izin vermenin farklı yollarıdır ki diğer insanlar bunu fark edebilir ve bu size,

you feel like, you know, if I'm speaking with you  and you're fidgeting, it can seem like you're not  

bilirsiniz, eğer ben sizinle konuşuyorsam ve siz kıpırdanıyormuş gibi görünebilir

very comfortable around me, which might make me  feel comfortable, right? Avoid bouncing your leg,  

yanımda pek rahat değilsin gibi, bu da beni rahat hissettirebilir, değil mi? Bacağınızı zıplatmaktan kaçının   ki

which really is a type of fidgeting. And if you're  sitting at a table, it's good to have your hands  

bu gerçekten bir kıpırdanma türüdür. Ve bir masada oturuyorsanız, ellerinizin

in view, but also avoid like tapping the table  with your fingers or with your nails, maybe,  

görüş açısında olması iyidir, ancak aynı zamanda

if you have long nails. Also avoid touching your  face or maybe you have long hair, avoid playing  

uzun tırnaklarınız varsa parmaklarınızla veya tırnaklarınızla masaya vurmaktan da kaçının. Ayrıca yüzünüze veya saçınız uzunsa dokunmaktan kaçının,

with your hair, twirling it. As I said, you  know, if you're sitting at a table, it's good  

saçınızla oynamaktan, kıvırmaktan kaçının. Dediğim gibi, bilirsiniz, bir masada oturuyorsanız,

to show your hands, but even if you're standing,  don't hide your hands in your pocket. It's always  

ellerinizi göstermek iyidir, ancak ayakta bile olsanız, ellerinizi cebinize saklamayın. Ellerinizin olması her zaman

better if you have your hands, if you're using  them to gesture, that shows a lot of confidence  

daha iyidir, onları jest yapmak için kullanıyorsanız, bu çok fazla özgüven

and open body language. Avoid crossing your arms,  which is a much more closed type of body language,  

ve açık vücut dili gösterir. Çok daha kapalı bir vücut dili olan kollarınızı kavuşturmaktan kaçının,

if you must cross your arms, then do it in a way  where your hands are still visible. And if you're  

kollarınızı kavuşturmanız gerekiyorsa, bunu ellerinizin hala görülebileceği şekilde yapın. Ve eğer

really feeling anxious, avoid this coming out  in a physical way, instead, try to anchor onto  

gerçekten endişeli hissediyorsanız, bunun fiziksel olarak ortaya çıkmasından kaçının , bunun yerine

something. And a really great anchor is always the  breath. So just try to make yourself more present  

bir şeye  çıpalanmaya çalışın. Ve gerçekten harika bir çapa her zaman nefestir. Bu yüzden, dikkatinizi vererek, kontrol ederek değil, nefes alıp vermenize dikkat ederek kendinizi daha fazla mevcut kılmaya çalışın

by paying attention, not controlling, but paying  attention to your inhale and your exhale and this  

ve bu,

should really help you to calm down a bit and feel  more present. You also don't need to feel super  

biraz sakinleşmenize ve kendinizi daha mevcut hissetmenize gerçekten yardımcı olacaktır . Ayrıca hemen konuşmak için aşırı  baskı hissetmenize de gerek yok

pressured to speak right away. So, for example,  someone asks you a question, you can take a moment  

. Yani, örneğin birisi size bir soru sorarsa,

to think and to gather yourself. And to like  really lower your anxiety before responding. So if  

düşünmek ve kendinizi toplamak için bir dakikanızı ayırabilirsiniz. Beğenmek yanıt vermeden önce kaygınızı gerçekten azaltır. Dolayısıyla,

you're in a high pressure situation, for example,  at a job interview, then you might want to, you  

örneğin bir iş görüşmesinde yüksek baskı altındaysanız, o zaman,

know, just take a breath. You can kind of like,  you know, look up look not directly at the person  

bilirsiniz, sadece bir nefes almak isteyebilirsiniz. Bir nevi beğenebilir, bilirsiniz, bir an için doğrudan kişiye değil yukarıya bakabilir

for a moment and kind of gather your thoughts  and then respond. There's nothing at all wrong  

ve bir nevi düşüncelerinizi toplayabilir ve sonra yanıt verebilirsiniz.

with making the person wait just a little bit. And just before we move into today's last tip,  

Kişiyi biraz bekletmekte yanlış bir şey yoktur. Ve bugünün son ipucuna geçmeden hemen önce,

I want to let you know that if you are new  to RealLife English, well every single week  

RealLife English'te yeniyseniz her hafta   size

we bring you a new video like this one that  helps you not only to improve your English,  

bunun gibi yalnızca İngilizcenizi geliştirmekle kalmayıp

but also to improve your life. Just like we're  saying today that being more confident not only is  

aynı zamanda hayatını iyileştirmek için. Tıpkı bugün kendimize daha fazla güvenmenin

going to help you speak English better, but it's  going to help you connect better with other people  

İngilizceyi daha iyi konuşmanıza yardımcı olmasının yanı sıra diğer insanlarla daha iyi bağlantı kurmanıza

and ultimately just feel better in your life. So  be sure to hit that subscribe button and the bell  

ve nihayetinde hayatınızda daha iyi hissetmenize yardımcı olacağını söylediğimiz gibi. Bu nedenle, abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile   bastığınızdan emin olun,

down below so that every single week we can help  you go from being a lost insecure English learner,  

böylece her hafta kaybolmuş, güvensiz İngilizce öğrenen biri olmaktan,

feeling like a natural and confident English  speaker that, you know, you have all this  

doğal ve kendinden emin bir İngilizce konuşan kişi gibi hissetmenize yardımcı olabiliriz.

potential to be, so we look forward to seeing  you every single week here at RealLife English.

olmak için sizi her hafta RealLife English'te görmeyi dört gözle bekliyoruz.

Number six Embrace vulnerability. So it is just impossible to gain confidence if  

Altı numaralı Embrace güvenlik açığı. Bu nedenle, başta kırılganlığınız yoksa güven kazanmanız imkansızdır

you do not first have vulnerability, many people  actually see confidence as the sort of set trait  

. Pek çok kişi aslında güveni doğuştan sahip olduğumuz belirli bir özellik olarak görür ve

that we have at birth, which is not at all true.  Confidence actually comes out of vulnerability.  

bu hiç de doğru değildir. Güven aslında kırılganlıktan doğar.

In fact Mark Manson, who is the author of this  really fantastic book I read a couple years ago,  

Aslında, birkaç yıl önce okuduğum bu gerçekten harika kitabın yazarı olan Mark Manson,

called the subtle art of not giving a f***, says  that "True confidence is being more invested in  

incelikli umursamama sanatı olarak adlandırılır ve şöyle der : "Gerçek güven, kendinizle ilgili algınıza güveninizden daha fazla yatırım yapmaktır.

your perception of yourself, than in someone  else's perceptions of you." So in other words,  

başka birinin sizinle ilgili algıları." Başka bir deyişle,

vulnerability comes out of accepting and embracing  who you are, even if other people don't accept it  

diğer insanlar bunu kabul etmese veya sevmese bile, savunmasızlık kim olduğunuzu kabul edip benimsemekten kaynaklanır

or don't like it. In fact, it probably sounds  really cliché, but if you don't first like  

. Aslında, muhtemelen çok klişe gelebilir, ancak önce

yourself, how can you ever expect other people to  like you? Now there's no one better to look to for  

kendinizi beğenmezseniz, diğer insanların sizi sevmesini nasıl bekleyebilirsiniz? Artık

advice on vulnerability than Brené Brown, who is a  social scientist. Now she says that "vulnerability  

savunmasızlık konusunda bir sosyal bilimci olan Brené Brown'dan daha iyi tavsiye isteyebileceğiniz kimse yok . Şimdi, "kırılganlığın

leads to courage, which leads to confidence,  so actually courage is much more important than  

cesarete, bu da güvene yol açtığını  söylüyor, yani aslında cesaret, güvenden çok daha önemlidir

confidence." You know, the people who we view  as just naturally confident, are so not because  

." Bilirsiniz, doğal olarak özgüvenli olarak gördüğümüz insanlar,

of a natural personality trait that they have,  but because over and over and over again they've  

sahip oldukları doğal kişilik özelliklerinden dolayı değil, tekrar tekrar rahatlık alanlarından

made the courageous choice to step out of their  comfort zone. So if you want to be perceived as  

çıkmak için cesur bir seçim yaptıkları için öyledirler . Bu nedenle   daha özgüvenli biri olarak algılanmak istiyorsanız

being more confident, then there's no shortcut,  you have to actually embrace your vulnerability  

, o zaman kestirme bir yol yoktur, savunmasızlığınızı gerçekten kucaklamalısınız

and make those decisions every time you can to  be courageous and step out of your comfort zone  

ve bu kararları her fırsatta cesur olmak ve konfor alanınızdan çıkmak   için almalısınız

too. So the exercise to master this tip actually  has to do with putting yourself in uncomfortable  

. Bu nedenle, bu ipucunda ustalaşma alıştırması aslında kendinizi biraz korkutabilecek rahatsız edici durumlara sokmakla ilgilidir

situations that might even make you a bit scared.  A fantastic way that you can do this is actually  

. Bunu yapmanın harika bir yolu aslında

making a list of the things that you fear. In  fact, author Tim Ferriss has an exercise called  

korktuğunuz şeylerin bir listesini yapmaktır. Aslında, yazar Tim Ferriss'in

"fear setting" that helps you to do exactly this.  And he actually attributes a lot of his success to  

tam da bunu yapmanıza yardımcı olan   "korku ayarı" adlı bir alıştırması var. Ve aslında başarısının çoğunu

doing this a few times a year. So let's look at  the steps to do this exercise. So you start off  

bunu yılda birkaç kez yapmasına bağlıyor. Bu alıştırmayı yapmak için adımlara bakalım. Böylece,

thinking about something that you fear and then  writing on the phrase "what if I..." and then the  

korktuğunuz bir şeyi düşünerek başlarsınız ve ardından "ya eğer ben..." ifadesini ve ardından

thing that you fear. Then you try to define the  worst things that could happen in that situation,  

korktuğunuz  şeyi yazarsınız. Ardından, bu durumda olabilecek en kötü şeyleri,

ways you can prevent those things and if those  worse things came to pass, how could you repair  

bunları önlemenin yollarını ve bu daha kötü şeyler olursa onları nasıl düzeltebileceğinizi tanımlamaya çalışırsınız

them. And if you're someone who really likes  these kind of exercises, there's another really  

. Ve bu tür egzersizleri gerçekten seven biriyseniz, Gabrielle Oettingen adlı

great and simple one called WOOP, who comes from a  professor of psychology named Gabrielle Oettingen.  

bir psikoloji profesöründen gelen WOOP adında gerçekten harika ve basit bir egzersiz daha var .

And I actually had the pleasure of interviewing  her back at the beginning of this year, so I  

Ve aslında bu yılın başında onunla röportaj yapma zevkini tattım, bu yüzden

highly recommend that you check out my interview  with her, where you can learn this exercise. 

bu alıştırmayı öğrenebileceğiniz onunla yaptığım röportaja göz atmanızı önemle tavsiye ederim.

So just in finishing talking about this tip,  courage does not need to be this huge act,  

Dolayısıyla, bu ipucu hakkında konuşmayı bitirirken, cesaretin bu kadar büyük bir eylem,

this huge change that you're making. It can just  be doing something small that gets you out of your  

yaptığınız bu büyük değişiklik olması gerekmez. Sizi konfor alanınızdan çıkaran küçük bir şey yapıyor olabilir

comfort zone. In fact true vulnerability really  is if you're someone who is shy or introverted  

. Aslında gerçek kırılganlık, benim gibi utangaç veya içine kapanık biriyseniz

like myself, just going up to someone and saying,  you know, "hi, I'm really nervous to come up and  

, sadece birinin yanına gidip, " Merhaba, gelip size yaklaşmak için gerçekten gerginim

approach you, but I just thought that you'd be  an interesting person to speak to", you know,  

, ama sadece şunu düşündüm" demenizdir. konuşmak için ilginç bir insan olurdun", bilirsiniz,

this could be if you're dating, if you're,  you know, looking to meet someone and going  

bu, çıkıyorsanız,  bilirsiniz, biriyle tanışmak istiyorsanız ve

up and just saying that you think cute or that  they're handsome or beautiful. Or it can just be,  

yukarı çıkıp sadece sevimli bulduğunuzu veya onların 'olduğunu' söylemeniz olabilir. yakışıklı ya da güzel. Ya da sadece,

you know, if you're looking for, you're at a  networking event and you're looking to meet other  

bilirsiniz, bir ağ oluşturma etkinliğindesiniz ve

people who have a similar interest to you, going  up to a small group and introducing yourself.  

sizinle benzer ilgi alanlarına sahip diğer insanlarla tanışmak, küçük bir gruba çıkmak ve kendinizi tanıtmak olabilir.

It's a small thing, but for many of us it just  seems like something that can be quite scary,  

Bu küçük bir şey, ancak çoğumuz için oldukça korkutucu olabilecek bir şey gibi görünüyor,

but really, if you just get yourself out  there, if you just push yourself a little bit,  

ama gerçekten, kendinizi oraya götürürseniz, kendinizi biraz zorlarsanız,

you'll see that is much easier than you, know,  you're building it up to be in your mind. And,  

bunun olduğundan çok daha kolay olduğunu göreceksiniz. siz, bilirsiniz, onu zihninizde olacak şekilde inşa ediyorsunuz. Ve

you know, even if you are nervous about going  up to someone and starting a conversation,  

bilirsiniz, birinin yanına gidip bir sohbet başlatma konusunda gergin olsanız bile

the fact that you were brave enough to take the  initiative and go and introduce yourself will make  

inisiyatif alacak ve gidip kendinizi tanıtacak kadar cesur olmanız,

people see you as a confident person. And a caveat  here since we're talking about English learning,  

insanların sizi kendine güvenen biri olarak görmesini sağlayacaktır. Ve İngilizce öğrenmekten bahsettiğimiz için burada bir uyarı,

never apologize for your English, you know. You're  a learner, you've put a lot of hard work into it,  

İngilizceniz için asla özür dilemeyin. Şu anda hangi seviyede olursanız olun, bir öğrencisiniz, bunun için çok sıkı çalıştınız

whatever level you are currently at and that's  something that you should be proud of. So  

ve bu gurur duymanız gereken bir şey. Yani

instead of saying, you know, I'm sorry for my bad  English, or sorry that my English isn't very good,  

kötü İngilizcem için özür dilerim veya İngilizcem çok iyi olmadığı için özür dilerim   demek yerine,

you can actually say, you know, that I'm still  learning English, my English isn't at the level  

aslında, bilirsiniz, hala İngilizce öğreniyorum, İngilizcem pek iyi durumda değil diyebilirsiniz

that I want to be, but you know, I'm really  committed to it. You can even say that I don't  

olmak istediğim seviye, ama bilirsiniz, kendimi buna gerçekten adadım. Hatta

have a lot of experience speaking English yet  and I'm a bit nervous, you know. Someone who  

henüz İngilizce konuşma konusunda çok fazla deneyimim olmadığını ve biraz gergin olduğumu bile söyleyebilirsin.

can admit that their English still is not at the  level that they want it to be or that they are  

İngilizcesinin hala olmasını istediği seviyede olmadığını veya

nervous about communicating another language. Now  that is confidence. So put yourself out there in  

başka bir dilde iletişim kurma konusunda gergin olduğunu kabul edebilen biri. İşte bu güvendir. Bu yüzden, kendinizi

more situations that give you just a little bit of  fear and you're really going to see that over time  

size biraz korku veren daha fazla durumla karşı karşıya bırakın ve gerçekten zamanla

by doing more and more of this you can start  to build up to doing bigger and bigger things  

bundan daha fazlasını yaparak  sizi daha büyük ve daha büyük şeyler yapmak için geliştirmeye başlayabileceğinizi  göreceksiniz.

that make you more scared and you are going to  become so much more confident than you are today.

daha fazla korkarsanız bugün olduğunuzdan çok daha fazla kendinize güvenirsiniz.

And I just wanted to give a disclaimer in  this video that there is no magic pill for  

Ve bu videoda güven için sihirli bir hap olmadığına dair bir feragatname vermek istedim

confidence. I'd be lying if I said I don't still  not feel confident sometimes when I'm in a new  

. Bazen yeni bir

situation or when I go to a crowded place.  As someone who is both shy and introverted,  

duruma girdiğimde veya kalabalık bir yere gittiğimde kendime hala güven duymuyorum desem yalan olur. Hem utangaç hem de içine kapanık biri olarak   yeni durumlarda

it's completely normal to feel uncomfortable in  new situations. So basically what I wanted to  

rahatsızlık duymanız tamamen normaldir . Yani temel olarak size önermek istediğim şey,

suggest to you is that you try out the different  things that we've been learning about in this  

bu videoda öğrendiğimiz farklı şeyleri denemeniz

video and don't think that you have to make some  huge change in your life, you don't have to become  

ve hayatınızda büyük bir değişiklik yapmanız gerektiğini düşünmemeniz, yapmak zorunda olmadığınızdır.

someone who you're not, but just try to do to  get into situations where you feel uncomfortable,  

olmadığınız biri olun, ancak kendinizi rahat hissetmediğiniz durumlara girmek,

to push yourself out of your comfort zone and just  try to get a little bit better every single time. 

kendinizi konfor alanınızdan çıkarmak ve her seferinde biraz daha iyi olmaya çalışmak için yapmaya çalışın.

All right, and there you have it, that's six ways  that you can improve your confidence speaking  

Pekala, işte burada,

English or in anything else that's important to  you in life just by using your body and your mind.  

İngilizce konuşurken veya hayatta sizin için önemli olan başka herhangi bir şeyde sadece bedeninizi ve zihninizi kullanarak özgüveninizi geliştirmenin altı yolu var.

So I want to hear from you, which of these tips  did you find the most surprising and which one  

Bu yüzden, bu ipuçlarından hangisini en şaşırtıcı buldunuz ve

are you going to try out first? So let me know  down in the comments below and why don't you  

önce hangisini  deneyeceksiniz? Öyleyse aşağıdaki yorumlarda bana bildirin ve neden

see what your fellow learner said too. So to wrap  up, let's look at something really fascinating so  

öğrenci arkadaşınızın da ne söylediğine bakmıyorsunuz? Sonuç olarak ,

according to psychologists Albert Moravian who has  done extensive research on body language. He says  

vücut dili üzerine kapsamlı araştırmalar yapmış olan psikolog Albert Moravian'a göre gerçekten büyüleyici bir şeye bakalım.

that communication is 55% non-verbal, 38% vocal  and only 7% words. So by harnessing the power  

İletişimin %55'inin sözsüz, %38'inin sesli ve yalnızca %7'sinin sözlerle olduğunu söylüyor. Dolayısıyla,

of body language, you will feel more confident  and secure next time you get the opportunity to  

beden dilinin gücünden yararlanarak, bir dahaki sefere

speak with someone in English. Be it on our app  or be it out in a situation in the real world.  

biriyle İngilizce konuşma fırsatı bulduğunuzda kendinizi daha güvende hissedeceksiniz. İster uygulamamızda, ister gerçek dünyadaki bir durumda.

The most effective communicators in the world  don't just use words to get their message across,  

Dünyanın en etkili iletişimcileri, mesajlarını iletmek için sadece kelimeleri kullanmazlar,

they also use their voice and especially they  use their body. So if you're wanting to be a more  

aynı zamanda seslerini ve özellikle bedenlerini kullanırlar. Dolayısıyla, daha   etkili bir İletişimci olmak istiyorsanız

effective Communicator, then you can do the same. Alright so now it's time to get off your computer  

, aynısını yapabilirsiniz. Pekala, şimdi bilgisayarınızı

or your phone or wherever you're watching this,  go out into the real world and actually put some  

veya telefonunuzu veya bunu her nerede izliyorsanız izleyin, gerçek dünyaya çıkmanın ve

of this into practice. It's not enough just  to watch a video and hope that you absorb it  

bunların bir kısmını gerçekten uygulamaya koymanın zamanı geldi. Bir videoyu izleyip özümseyip

and magically become more confident. I  believe in you, you can do it. Aw yeah!

sihirli bir şekilde kendinize daha fazla güvenmenizi ummak yeterli değildir. Sana inanıyorum, yapabilirsin. Ah evet!