Sorry For My Bad English

What's up guys, I'm Ethan, your RealLife  English fluency coach and I have a question:  

Naber millet, ben Ethan, RealLife İngilizce akıcılık koçunuz ve bir sorum var:

why is it that so many English as a foreign  language speakers feel the need to apologize  

neden yabancı dil olarak İngilizce konuşan bu kadar çok kişi İngilizce konuşurken özür dileme ihtiyacı hissediyor

when they speak English? Or as I've seen countless  times on the internet and even in the comments on  

? Ya da internette ve hatta kanalımızda yazarken yapılan yorumlarda sayısız kez gördüğüm gibi

our channel when they're writing. Now this "sorry  for my English" has become kind of a phenomenon  

. Şimdi bu " İngilizcem için üzgünüm" bir tür fenomen haline geldi

so much so that it's even become a meme on  the internet and urban dictionary even has  

öyle ki internette bir mem haline geldi ve şehir sözlüğünde

an entry on the subject. For many people  this has just become something customary  

konuyla ilgili bir giriş bile var. Birçok insan için bu, yeni biriyle tanıştığınızda söylediğiniz alışılmış bir şey haline geldi

that you say when you meet someone new. People  will say something like "hi, nice to meet you,  

. İnsanlar "Merhaba, tanıştığımıza memnun oldum,

my name is such and such and I'm from such  and such. Sorry, my English is not so good."  

benim adım falan ve falan filandanım. Üzgünüm, İngilizcem o kadar iyi değil."

This is one of my biggest pet peeves. You  should not do this and in this video we're  

Bu benim en büyük evcil hayvan huylarımdan biri. Bunu yapmamalısınız ve bu videoda

going to look at why people tend to apologize for  their English, what you can do to break this bad  

insanların neden İngilizceleri için özür dileme eğiliminde olduklarına , bu kötü alışkanlığı kırmak için neler yapabileceğinize

habit and most importantly how you can become a  confident English speaker. So if you watch until  

ve en önemlisi nasıl kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabileceğinize bakacağız. Bu yüzden sonuna kadar izlerseniz

the end you're going to learn all about foreign  language anxiety, why confidence beats grammar,  

, yabancı dil kaygısı, kendine güvenin dil bilgisini neden yendiği,

what's the difference between good perfectionism  and bad perfectionism and, finally, how to make  

iyi mükemmeliyetçilik ile kötü mükemmeliyetçilik arasındaki farkın ne olduğu ve son olarak

the most out of your mistakes. But quickly before  we get started, I want to let you know that if you  

hatalarınızdan en iyi şekilde nasıl yararlanabileceğiniz hakkında her şeyi öğreneceksiniz. Ancak başlamadan hemen önce,

are new here every single week we make videos  just like this one to help you to understand  

burada yeniyseniz,

fast speaking english, to be understood by anyone  and to connect to the world. Just like our friend  

hızlı İngilizce konuşmayı anlamanıza, herkes tarafından anlaşılmanıza ve dünyayla bağlantı kurmanıza yardımcı olmak için her hafta buna benzer videolar çektiğimizi bilmenizi isterim. Tıpkı

Nicholas who says that for him our channel is  the best one on youtube. So join us and take your  

kendisi için kanalımızın youtube'daki en iyisi olduğunu söyleyen arkadaşımız Nicholas gibi. Öyleyse bize katılın ve

English to the next level. It's really simple,  just hit that subscribe button and the bell  

İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşıyın. Çok basit, abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile basmanız yeterlidir

down below and you won't miss a single one of our  new lessons. Now let's jump into today's lesson.

; yeni derslerimizin hiçbirini kaçırmazsınız . Şimdi bugünkü dersimize geçelim.

Now, there's a specific type of anxiety  linked to speaking a foreign language.  

Şimdi, bir yabancı dili konuşmakla bağlantılı belirli bir kaygı türü vardır.

So much so that they've actually come up with a  name for this. It's called xenoglossophobia. Now  

O kadar ki aslında buna bir isim buldular. Buna yabancı düşmanlığı denir. Şimdi

try saying that three times fast. Now foreign  language anxiety or xenoglossophobia is defined  

bunu üç kez hızlıca söylemeyi deneyin. Artık yabancı dil kaygısı veya yabancı dil düşmanlığı   ikinci veya yabancı bir dili öğrenirken veya kullanırken yaşanan

as the feeling of unease, worry, nervousness and  apprehension experienced in learning or using a  

huzursuzluk, endişe, sinirlilik ve endişe duygusu olarak tanımlanmaktadır

second or foreign language. Now, this is actually  the subject of several different academic research  

. Şimdi, bu aslında birkaç farklı akademik

studies. Now, in my opinion, when you're speaking  your native language, you probably feel pretty  

araştırmanın konusudur. Şimdi, bence, ana dilinizi konuşurken muhtemelen kendinize oldukça

confident, right? You and the person that you're  speaking to are on an equal playing field,  

güveniyorsunuz, değil mi? Siz ve konuştuğunuz kişi eşit bir oyun alanındasınız,

this means that both of you have kind of the  same knowledge that you're bringing to the table,  

bu, ikinizin de bir şekilde  aynı bilgiye sahip olduğunuz anlamına gelir ,

so you don't really feel like that person  has some sort of advantage over you. Now,  

bu nedenle o kişinin biraz bilgisi varmış gibi hissetmezsiniz sana karşı bir çeşit avantaj. Şimdi,

probably as opposed to when you speak English,  you're not constantly monitoring what you're  

muhtemelen İngilizce konuştuğunuz zamankinin aksine, ana dilinizde konuşurken ne söylediğinizi sürekli olarak izlemiyorsunuz

saying when you're speaking your native  language. You probably don't even think  

. Muhtemelen

about it most the time, but when you speak  English, you might experience self-doubt  

çoğu zaman bunun hakkında düşünmezsiniz, ancak İngilizce konuştuğunuzda,

frustration and self-consciousness, especially  when the person you're talking to is a native  

özellikle de konuştuğunuz kişi anadili İngilizce olan

speaker or a more experienced learner. So this  could be what in psychology is referred to as fear  

veya daha deneyimli bir öğrenciyse, kendinizden şüphe duyabilir, hüsrana uğrayabilir ve utangaçlık yaşayabilirsiniz. Yani bu, psikolojide olumsuz değerlendirilme korkusu olarak adlandırılan şey olabilir

of negative evaluation. So when you're apologizing  for your English, basically it's probably because  

. Dolayısıyla, İngilizceniz için özür dilerken, temelde bunun nedeni diğer kişi üzerinde

you think that you're not making a good impression  on that other person, so you preemptively  

iyi bir izlenim bırakmadığınızı düşünmenizdir , bu nedenle

apologize in hopes of making a better impression,  but the problem here is that it probably will have  

daha iyi bir izlenim bırakma umuduyla önleyici olarak özür dilersiniz, ancak buradaki sorun muhtemelen

the opposite effect. Just think about it, you're  talking to someone, they don't know you at all  

tersi bir etkiye   sahip olacaktır. Bir düşünün, biriyle konuşuyorsunuz, sizi hiç tanımıyorlar

and basically the first thing out of your mouth  is "sorry for my bad English." So what is that  

ve temelde ağzınızdan çıkan ilk şey "kötü İngilizcem için özür dilerim" oluyor. Peki o

person going to think? They're going to think that  they have to expect you to make a lot of mistakes,  

kişi ne düşünecek? Sizden pek çok hata yapmanızı beklemeleri gerektiğini,   sizi

they have to expect that they won't understand  you, however if you don't say anything, then they  

anlamamalarını beklemeleri gerektiğini düşünecekler , ancak hiçbir şey söylemezseniz, o zaman

might not even notice your mistakes as much as  you are. I think you'll find that most people are  

hatalarınızı eskisi kadar fark etmeyebilirler. senin gibi. Bence çoğu insanın

pretty friendly and they want to help you to be  understood and to communicate yourself. Now, for  

oldukça arkadaş canlısı olduğunu ve anlaşılmanıza ve kendi kendinize iletişim kurmanıza yardımcı olmak istediklerini göreceksiniz. Şimdi,

most learners, grammar is actually associated with  performance anxiety. Basically meaning that you're  

çoğu öğrenci için dilbilgisi aslında performans kaygısıyla ilişkilidir. Temel olarak,

afraid of making mistakes. And another really big  source of this anxiety is pronunciation, but the  

hata yapmaktan korktuğunuz anlamına gelir. Ve bu kaygının gerçekten büyük bir başka kaynağı da telaffuzdur, ancak

important thing to keep in mind is that confidence  beats grammar or pronunciation every time.  

akılda tutulması gereken önemli şey, özgüvenin her zaman gramer veya telaffuzdan daha üstün olduğudur.

So you know you're not going to be perfect when  you have that conversation in English. You're  

Yani o konuşmayı İngilizce yaptığınızda mükemmel olmayacağınızı bilirsiniz.

going to make mistakes, so instead of focusing  on apologizing for your English and trying  

Hatalar yapacaksın, bu yüzden İngilizcen için özür dilemeye ve

to be perfect, why don't you instead put that  focus on actually trying to be more confident?  

mükemmel olmaya çalışmak yerine, neden daha güvenli olmaya odaklanmıyorsun?

Now, you do this by being present and in the  moment, by flowing naturally with a conversation  

Şimdi, bunu mevcut olarak ve anda olarak, bir konuşmayla doğal bir şekilde akarak

and of course by practice, practice, practice.  Think about it, if you play any sport you're not  

ve tabii ki pratik, pratik, pratik yaparak yaparsınız. Bir düşünün, eğer herhangi bir spor yapıyorsanız, önce

going to go out to the big competition without  having done some practice, some training first,  

biraz antrenman yapmadan, önce biraz antrenman yapmadan büyük müsabakalara gitmeyeceksiniz,

right? Well, it's the same with your English.  You should be doing some different training  

değil mi? Senin İngilizcenle aynı şey.

before you actually are going out and having that  conversation, which for you really is like that  

Gerçekten dışarı çıkıp o sohbeti yapmadan önce farklı bir antrenman yapıyor olmalısınız ki bu sizin için gerçekten

big competition or running that marathon,  maybe. So you could do this, for example,  

büyük bir rekabet veya o maraton koşusu gibi olabilir . Yani bunu yapabilirsiniz, örneğin,

by while you're home alone you could stand in  front of the mirror, you could record yourself  

evde yalnızken aynanın önünde durabilir, kendinizi kaydedebilir

and listen back and try to catch your own mistakes  and work on ironing those out, work on correcting  

ve tekrar dinleyebilir ve kendi hatalarınızı yakalamaya çalışabilir ve

those. Something else you could do is, if you're  alone again, maybe driving in your car on your  

bunları düzeltmeye, düzeltmeye  çalışabilirsiniz. . Yapabileceğiniz başka bir şey de, eğer yine yalnızsanız, belki işe giderken arabanızla gidiyorsanız

way to work, you could talk with yourself about  some sorts of different subjects, you can pick a  

, kendi kendinize bazı farklı konular hakkında konuşabilir,

different topic every day, for example. And  what this is going to do is that when you  

örneğin her gün farklı bir konu seçebilirsiniz. Ve bunun yapacağı şey şu ki,

actually get to the moment where you're having to  perform, where you have to have that conversation  

performans göstermeniz gereken, o konuşmayı yapmanız gereken ana geldiğinizde, çeşitli farklı konularda İngilizce

you already feel pretty comfortable talking  about a variety of different subjects in English.  

konuşurken kendinizi zaten oldukça rahat hissediyorsunuz . Hatalar yapmanıza

If you feel comfortable speaking English despite  making mistakes, then you're going to have more  

rağmen İngilizce konuşmakta kendinizi rahat hissediyorsanız, stresli olduğunuz zamandan daha fazla

and better conversations in English than if you're  stressed. And obviously the person that you're  

ve daha iyi İngilizce konuşmalar yapacaksınız . Ve açıkçası, konuştuğunuz kişi de

speaking to is going to feel a whole lot more  comfortable too. And all this practice obviously  

çok daha rahat hissedecek. Ve tüm bu alıştırmalar,

is how you're going to become a better speaker, so  you're making less of those mistakes. Now, again,  

nasıl daha iyi bir konuşmacı olacağınızla ilgili, dolayısıyla bu hataları daha az yapıyorsunuz. Şimdi,

when you're home this is the perfect opportunity  for you to study grammar, to study pronunciation  

evdeyken bu dilbilgisi çalışmanız, telaffuz çalışmanız

and to really focus on getting rid of those  mistakes that you might be making a lot.  

ve gerçekten sık sık yapıyor olabileceğiniz hatalardan kurtulmaya odaklanmanız için mükemmel bir fırsattır.

But the moment is not when you're out there at  a bar or over skype having conversation with a  

Ancak an, bir barda veya skype üzerinden

native speaker or with another learner and you're  practicing. That's when you're actually putting  

anadili İngilizce olan veya başka bir öğrenciyle sohbet ettiğiniz ve pratik yaptığınız an değildir. İşte o zaman

into practice everything that you've done at home.  All that work that you've done beforehand. But  

evde yaptığınız her şeyi fiilen uygulamaya başlarsınız. Önceden yaptığınız tüm işler. Ancak   bu kadar

don't fall into this trap that so many people fall  into of thinking that they need to study and study  

çok insanın

and study before they can actually go out there  and have a conversation. Really ideally you should  

gerçekten oraya gidip sohbet edebilmeleri için önce çalışmaları ve çalışmaları   ve çalışmaları gerektiğini düşünerek düştüğü bu tuzağa düşmeyin . Gerçekten ideal olarak ilk

start speaking from day one, but I know if you're  watching this and you're actually understanding  

günden itibaren konuşmaya başlamanız gerekir, ancak biliyorum ki bunu izliyorsanız ve gerçekten ne

what I'm saying, that's not going to be possible  for you, but that means that you really just  

dediğimi anlıyorsanız, bu sizin için mümkün olmayacaktır, ancak bu gerçekten

need to get started as soon as possible. And, of  course, being able to actually understand people  

anlamanız gerektiği anlamına gelir en kısa sürede başladı. Ve elbette, sizinle konuştuklarında insanları gerçekten anlayabilmek,

when they speak to you is going to be huge for  your confidence when you have the opportunity to  

have those different conversations. And a really  great way that we have for you to work on your  

bu farklı konuşmaları yapma fırsatınız olduğunda kendinize olan güveniniz için çok büyük olacaktır. Ve dinleme becerileriniz üzerinde çalışmanız için sahip olduğumuz gerçekten harika bir yol,

listening skills is with our real life native  immersion course. So you'll be listening to  

gerçek hayattaki ana dili yoğunlaştırma kursumuzdur. Böylece

real English conversations about a variety of  topics between me and the other fluency coaches.  

benimle diğer akıcılık koçları arasında çeşitli konularda gerçek İngilizce konuşmalar dinleyeceksiniz.

So you can try that absolutely free with our power  learning mini course. So if you want to learn more  

Böylece, güç öğrenme mini kursumuzla bunu tamamen ücretsiz olarak deneyebilirsiniz . Bu nedenle, daha fazla bilgi   edinmek

and sign up for that it's really simple, click  up here or down description below. And this,  

ve bunun için kaydolmak istiyorsanız, bu gerçekten basit, burayı tıklayın veya aşağıdaki açıklamayı tıklayın. Ve bu,

of course, leads us to how being a perfectionist  can either be a good thing or a bad thing.

elbette bizi mükemmeliyetçi olmanın iyi veya kötü bir şey olabileceğine götürüyor.

Now, how do you think that being perfectionist  can be a good thing or bad thing In learning  

Şimdi, mükemmeliyetçi olmanın başka bir dil öğrenirken ve konuşurken nasıl iyi veya kötü bir şey olabileceğini düşünüyorsunuz

and speaking another language? Why don't you  let me know down in the comments below? Now,  

? Neden aşağıdaki yorumlarda beni bilgilendirmiyorsunuz? Şimdi,

we can kind of think of perfectionism  as a spectrum. On the one end you have  

mükemmeliyetçiliği bir çeşit spektrum olarak düşünebiliriz. Bir yanda

total carelessness and on the other end total  perfectionism. Now total carelessness means  

tam bir umursamazlık, diğer yanda tam bir mükemmeliyetçilik var. Şimdi tam bir dikkatsizlik,

that you don't have a care in the world about  making mistakes and obviously this is not a  

dünyada hata yapmakla ilgilenmediğiniz anlamına gelir ve açıkçası bu

good thing because it replaces your willingness  to kind of make progress, but I do believe that  

iyi bir şey değildir çünkü bir şekilde ilerleme kaydetme isteğinizin yerini alır, ancak

it's actually better than the alternative as  long as the other person can understand you.  

bunun aslında alternatiften daha iyi olduğuna inanıyorum. diğer kişinin seni anlayabileceği şekilde.

Now total perfectionism on the other hand means  that you are really obsessed with not making any  

Öte yandan tam mükemmeliyetçilik, herhangi bir hata yapmamak konusunda gerçekten takıntılı olduğunuz

mistake and when you do make a mistake it's a  crisis to you. Or maybe even worse than this  

ve bir hata yaptığınızda bunun sizin için bir kriz olduğu anlamına gelir. Ya da belki bundan daha da kötüsü, henüz yeterince iyi olmadığınızı düşündüğünüz için bu hataları yapma korkusuyla

you aren't even willing to go and put yourself  out there and have a conversation with someone  

gidip kendinizi ortaya koyup birisiyle sohbet etmeye bile istekli değilsiniz

for fear of making these mistakes, because you  just think that you're not good enough yet.  

.

Now between these two extremes there's a  sweet spot and that's where you care and  

Şimdi, bu iki uç nokta arasında tatlı bir nokta vardır ve bu noktayı önemsersiniz ve

pay attention to your performance but without  being overly obsessed with the end result.You  

performansınıza dikkat edersiniz, ancak sonuca aşırı takıntılı olmazsınız.

need to learn to look at mistakes as a  natural part of learning the language,  

Hatalara dili öğrenmenin doğal bir parçası olarak bakmayı öğrenmeniz gerekir ,

especially if you're a beginner or intermediate  learner. And as long as you are continuing to  

özellikle eğer Yeni başlayan veya orta düzeyde öğrenen biriyseniz. Ve her zaman

focus more on that progress on getting better  all the time, then you will notice huge changes  

daha iyi olmaya yönelik bu ilerlemeye daha fazla odaklanmaya devam ettiğiniz sürece ,

in your ability to speak confidently. And that's  a fact, but maybe you're shy or you're introverted  

kendinize güvenerek konuşma becerinizde büyük değişiklikler olduğunu fark edeceksiniz. Ve bu bir gerçektir, ancak belki utangaçsınız veya içine kapanıksınız

and this is actually getting in the way much  more of your ability to speak English than  

ve bu aslında İngilizce konuşma yeteneğinizi mükemmeliyetçilikten çok daha fazla engelliyor

perfectionism is. If that's the case for you, then  I made a video talking all about that subject that  

. Sizin için durum buysa,         Size çok yardımcı olabileceğini düşündüğüm bu konuyla ilgili bir video hazırladım

I think can help you a lot. So you'll find that  clicking up here or down the description below.

. Dolayısıyla, burayı  yukarı veya aşağıdaki açıklamayı tıklayarak göreceksiniz.

Whether it's a grammar slip up an awkward choice  of words or just mispronouncing something,  

İster dilbilgisi hatası, garip bir kelime seçimi veya sadece bir şeyi yanlış telaffuz etme,

the way that you learn from the mistakes  is actually noticing that you made them.  

hatalardan öğrenme şekliniz, aslında onları yaptığınızı fark etmektir.

Now, sometimes it's hard to do this either because  you're not aware of it, but many times just by  

Şimdi, bazen bunu yapmak da farkında olmadığınız için zor olabilir , ancak çoğu zaman

paying attention to the environment you'll be able  to catch these. For example, maybe someone didn't  

çevreye dikkat ederek bunları yakalayabilirsiniz. Örneğin, belki birisi

understand, they didn't really get the point of  what you were saying or maybe you're seeing them  

anlamadı, söylediklerinizi gerçekten anlamadı veya belki de onların

making some sort of weird facial expression, so  that might mean that you said something the wrong  

garip bir yüz ifadesi yaptığını görüyorsunuz, yani bu, bir şeyi yanlış şekilde söylediğiniz anlamına gelebilir

way or that they really just didn't catch what you  were saying. Now, again, when you make a mistake,  

veya söylediklerinizi gerçekten anlamadıklarını . Şimdi, yine, bir hata yaptığınızda

do not beat yourself up about it. Simply take a  mental note or you could actually write it down  

bu konuda kendinizi hırpalamayın. Basitçe bir zihinsel not alın veya bunu gerçekten not edin

or use a note-taking app on your phone and then  later, when you're home and kind of that quiet  

veya telefonunuzda bir not alma uygulaması kullanın ve daha sonra, evdeyken ve o sessiz

environment, then you can reflect on these and  you can correct your mistakes, or something even  

ortamdayken, bunlar üzerinde derinlemesine düşünebilir ve hatalarınızı düzeltebilirsiniz , ya da

better you can do is actually getting a teacher  who can help you to really focus on what are the  

yapabileceğiniz daha da iyi bir şey,

mistakes that you're often making and correct  these in a safe and constructive environment.  

sıklıkla yaptığınız   hataların neler olduğuna gerçekten odaklanmanıza ve bunları güvenli ve yapıcı bir ortamda düzeltmenize yardımcı olabilecek bir öğretmen bulmaktır.

So here's an example, imagine that you're in  a crowded bar and you're having a conversation  

İşte bir örnek, kalabalık bir barda olduğunuzu ve biriyle sohbet ettiğinizi

with someone and you couldn't understand what they  said either because maybe they used some word that  

ve ne dediklerini anlayamadığınızı veya belki de bilmediğiniz bir kelime kullandığını

you didn't know or just because you couldn't  actually hear them. And you quickly blurt out,  

veya anlamadığınızı hayal edin. onları gerçekten duymuyorum. Ve hemen ağzından kaçırırsın,

you quickly say "what?" Now, you actually probably  know that that's not the most appropriate way to  

hemen "ne?" dersin. Şimdi, aslında muhtemelen bunun birinden kendini tekrar etmesini istemenin en uygun yolu olmadığını biliyorsundur,

ask someone to repeat themselves, but because  of the stress of the moment, it just came out  

ama o anın stresinden dolayı, öylece ortaya çıktı

and that's absolutely okay, just take a mental  note of it as I said, and then when you get home,  

ve bu kesinlikle sorun değil, sadece dediğim gibi zihnine not al ve sonra eve gittiğinde,

you could actually research, you know,  what is the actual thing that I should say  

aslında söylemem gereken asıl şeyin ne olduğunu araştırabilirsin

or you can actually practice saying this  again in the mirror or something like that,  

veya bunu  aynada  tekrar söyleme alıştırması yapabilirsin

or ask your teacher, or do a Google search on  appropriate alternatives later. Such as "sorry",  

veya öğretmenine sorabilir veya Google'da bir arama yapabilirsin. sonra uygun alternatifler "Üzgünüm",

"excuse me", "pardon" or "could you say that  again?" All right so you've almost made it to  

"özür dilerim", "özür dilerim" veya "bunu tekrar söyleyebilir misiniz ?" Pekala, neredeyse

the end of this video but I quickly want to resume  everything that we've learned, the main takeaways  

bu videonun sonuna geldiniz, ancak bu videodan öğrendiğimiz her şeye, ana çıkarımlara   hemen devam etmek istiyorum

from this video. So first off, don't apologize  for your English. Remember that confidence beats  

. Bu yüzden öncelikle İngilizceniz için özür dilemeyin. Güvenin

grammar every time. If you're going to be a  perfectionist, then be a good perfectionist.  

her seferinde grameri yendiğini unutmayın. Mükemmeliyetçi olacaksanız, iyi bir mükemmeliyetçi olun.

Don't beat yourself up about your mistakes and  actually learn to accept your mistakes. And  

Hatalarınız için kendinizi hırpalamayın ve aslında hatalarınızı kabul etmeyi öğrenin. Ve

even more importantly than this be proactive about  learning from those mistakes. And now that you've  

bundan daha da önemlisi, bu hatalardan ders alma konusunda proaktif olun. Ve artık

actually made it to the end of this video, I want  you to make a promise to me. I want you to never  

bu videonun sonuna geldiğinize göre bana bir söz vermenizi istiyorum. Bir daha asla

ever ever again say "sorry for my bad English" or  any alternative of this. You've worked really hard  

"kötü İngilizcem için özür dilerim" veya bunun başka bir alternatifini söylememenizi istiyorum. Şu anda hangi seviyede olursanız olun, bulunduğunuz yere ulaşmak için gerçekten çok çalıştınız

to get where you are at whatever level you're at  now and you should be proud of all that hard work  

ve

that you've put in and that you're continuing to  put in by watching videos like this, by studying,  

bunun gibi videolar izleyerek ortaya koyduğunuz ve koymaya devam ettiğiniz tüm bu sıkı çalışmayla gurur duymalısınız. çalışarak,

by putting yourself out there in uncomfortable  situations and having conversations in English  

kendinizi rahatsız durumlara sokarak ve

with other people. It's an awkward and strange  experience, so actually enjoy it, enjoy the ride,  

diğer insanlarla  İngilizce konuşarak. Garip bir deneyim, bu yüzden gerçekten keyfini çıkarın, yolculuğun keyfini çıkarın,

enjoy the journey and now it's time to go beyond  the classroom and live your English. Ah yeah!

yolculuğun keyfini çıkarın ve şimdi sınıfın ötesine geçip İngilizcenizi yaşama zamanı. Ah evet!