Learning English—Resume and Cover Letter | How to: Resume and Cover Letter | Can vs Can’t in English

You found a job that you’re dying to get.

Almak için can attığınız bir iş buldunuz.

When’s the last time you took a look at your resume?

Özgeçmişinize en son ne zaman baktınız?

Maybe you don’t even have one yet.

Belki de henüz bir tane bile yok.

And what about a cover letter?

Peki ya bir ön yazı?

The strength of these two materials will determine whether or not you get an interview.

Bu iki malzemenin gücü, bir röportaj alıp almayacağınızı belirleyecektir.

In this video, I’m going to interview two employers

Bu videoda,

who have done a lot of hiring and we’ll figure out the best possible way for you to present yourself

çok sayıda işe alım yapmış iki işverenle röportaj yapacağım ve perspektifli bir işverene özgeçmişinizi sunmanın mümkün olan en iyi yolunu bulacağız

with a resume to a perspective employer.

.

For my non-native English students out there, we’ll also have an English lesson at the end of this video

Anadili İngilizce olmayan öğrencilerim için, bu videonun sonunda

on the word ‘can’t’, and how it’s sometimes pronounced like ‘can’, and how that’s confusing.

"can't" kelimesi ve bunun bazen "can" gibi telaffuz edilmesi ve bunun ne kadar kafa karıştırıcı olduğu üzerine bir İngilizce dersimiz olacak.

This actually happens in one of the interviews and we’ll study that as an example.

Bu aslında röportajlardan birinde oluyor ve bunu örnek olarak inceleyeceğiz.

Let’s talk resumes.

Özgeçmişleri konuşalım.

You might be surprised to hear that the content of your resume comes second to readability.

Özgeçmişinizin içeriğinin okunabilirlikten sonra geldiğini duyunca şaşırabilirsiniz.

That’s right.

Bu doğru.

The format is actually more important than what you say, because a good format:  someone will read that.

Biçim aslında ne söylediğinizden daha önemlidir çünkü iyi bir biçim: birisi bunu okuyacaktır.

A bad format:  someone might not even read that, so it doesn’t matter what it says.

Kötü bir biçim: birisi bunu okumayabilir, dolayısıyla ne yazdığı önemli değildir.

Cindy was the executive director of a non- profit in New York City.

Cindy, New York'ta kâr amacı gütmeyen bir kuruluşun yönetici müdürüydü .

That nonprofit got a huge grant that required greatly expanding her workforce,

Bu kar amacı gütmeyen kuruluş, işgücünü büyük ölçüde genişletmeyi gerektiren büyük bir hibe aldı

and across her career, she has evaluated literally thousands of resumes.

ve kariyeri boyunca, kelimenin tam anlamıyla binlerce özgeçmişi değerlendirdi.

Let’s see what she says about formatting.

Biçimlendirme hakkında ne söylediğini görelim.

Generally speaking, I would say,

Genel olarak,

what I look for in a resume or a CV is that it's super easy to read, and very clear, and not cluttered.

bir özgeçmişte veya özgeçmişte aradığım şeyin, okumanın çok kolay, çok net ve karmaşık olmaması olduğunu söyleyebilirim.

>> So, formatting. >> Formatting...

>> Yani biçimlendirme. >> Biçimlendirme...

Matters a ton because if I can't even read it then, it's hard to figure out what I'm looking for.

Çok önemli çünkü o zaman okuyamasam bile ne aradığımı anlamam zor.

I also asked a local small business owner, Steve about this.

Yerel bir küçük işletme sahibi olan Steve'e de bunu sordum.

Steve, I know you did some hiring recently.

Steve, son zamanlarda bazı işe alımlar yaptığını biliyorum.

What about resumes, stood out for you, when you decided to put someone in the interview pile,

Peki ya özgeçmişler, sizin için öne çıkan, birisini mülakat yığınına koymaya karar verdiğinizde,

what was it about the resume?

özgeçmişle ilgili neydi?

Probably the biggest thing then I look at is for uniformity within that resume.

Muhtemelen baktığım en büyük şey, bu özgeçmiş içindeki tekdüzeliktir.

So, for both of these people their first response has nothing to do with content.

Dolayısıyla, bu iki kişi için de ilk yanıtlarının içerikle hiçbir ilgisi yoktur. Biriyle ilgilenip ilgilenmedikleri

They want a format that allows them to easily skim to make a quick determination about

konusunda hızlı bir karar vermek için kolayca gözden geçirmelerine izin veren bir format istiyorlar

whether or not they are interested in someone.

.

If they can’t do that quickly, they won’t bother with the resume.

Bunu hızlı bir şekilde yapamazlarsa, özgeçmişle uğraşmazlar.

It automatically goes to the ‘no’ pile. We want to make sure yours is in the ‘yes’ pile.

Otomatik olarak 'hayır' yığınına gider. Sizinkinin "evet" yığınında olduğundan emin olmak istiyoruz.

Both Cindy and Steve went on to mention, there’s no need for color on the resume,

Hem Cindy hem de Steve, özgeçmişte renge gerek olmadığını

and don’t put your picture on it, unless that's required.

ve gerekli olmadıkça üzerine resminizi koymayın, bahsetmeye devam ettiler.

The kind of resume you'll write depends on where you are in your career,

Yazacağınız özgeçmiş türü, kariyerinizin neresinde olduğunuza bağlıdır

and there are lots of examples to find online.

ve internette bulabileceğiniz pek çok örnek vardır.

Take a look at the work experience on this resume.

Bu özgeçmişteki iş deneyimine bir göz atın.

It’s consistent.

Tutarlı.

The position is in bold with the location and dates below in italics.

Pozisyon, aşağıda italik olarak konum ve tarihler ile kalın harflerle yazılmıştır.

It’s the same for both positions, and there are bullet points beneath.

Her iki pozisyon için de aynı ve altında madde işaretleri var.

Someone can take a look at this and quickly get the content.

Birisi buna bir göz atabilir ve içeriği hızlıca alabilir.

So what about the content?

Peki ya içerik?

Listen to what Cindy has to say about this.

Cindy'nin bu konuda söyleyeceklerini dinle.

When you're applying for specific roles, it is helpful to tweak your resume

Belirli roller için başvururken, özgeçmişinizi değiştirmek

and use similar language and bullets from the job description on your resume.

ve özgeçmişinizdeki iş tanımındaki benzer dili ve madde işaretlerini kullanmak yararlı olacaktır.

As long as it's accurate and true, but if the job description says that you have edited videos,

Doğru ve gerçek olduğu sürece, ancak iş tanımı videoları düzenlediğinizi söylüyorsa,

you know, that you've got specific type of software editing, or

bilirsiniz, belirli türde bir yazılım düzenlemeniz vardır veya

whatever the verbs are they are using to describe what they're looking for,

aradıklarını açıklamak için kullandıkları fiiller her neyse. ,

if you've done those things, it is worth tweaking your resume so that it

Bunları yaptıysanız, özgeçmişinizi

mirrors the job description as much as you can.

iş tanımını olabildiğince yansıtacak şekilde değiştirmeye değer.

That's a great point. Bring in the verbs specifically.

Bu harika bir nokta. Fiilleri özel olarak getirin.

Yes, like, because there are some cultural things there. Because an organization might use the word

Evet, çünkü orada bazı kültürel şeyler var. Örneğin bir kuruluş

'drive' for example and it connects to the organization's culture, and you see that

'dürtü' kelimesini kullanabilir ve bu, kuruluşun kültürüyle bağlantılı olabilir ve

through their job description, you can incorporate that into your resume and your cover letter to use

iş tanımları aracılığıyla bunu özgeçmişinize ve kapak mektubunuza dahil ederek

similar language to show that you, one, are perceptive, but also that you are...

sizin, biri olduğunuzu göstermek için benzer bir dil kullanabilirsiniz. , anlayışlı, ama aynı zamanda siz...

Would connect with that culture well.

Bu kültürle iyi bağlantı kurarsınız.

What a great idea.

Ne kadar güzel bir fikir.

Have the job description in front of you and tweak your resume for that exact job.

İş tanımını önünüzde tutun ve özgeçmişinizi tam olarak bu iş için değiştirin.

Look for the action words, the verbs.

Eylem sözcüklerini, fiilleri arayın.

Is this something you can truthfully put into your resume? Do it.

Bu gerçekten özgeçmişinize koyabileceğiniz bir şey mi? Yap.

And I was surprised to hear this:

Ve şunu duyunca şaşırdım:

Places that are big companies for entry-level or maybe even mid-level jobs where they're hiring a lot of one job,

Giriş seviyesi ve hatta belki orta seviye işler için büyük şirketler olan ve bir çok işi

or a lot of similar jobs, a lot of those companies use a HR software and will scan resumes,

veya birçok benzer işi işe aldıkları yerler, bu şirketlerin çoğu bir İK kullanıyor yazılımı ve özgeçmişleri tarayacak

and I look for keywords.

ve anahtar kelimeleri arıyorum.

And so that is why the matching the resume to the job description.

Özgeçmişin iş tanımıyla eşleştirilmesinin nedeni de budur .

I have not personally actually used any of those kind of softwares,

Şahsen bu tür yazılımların hiçbirini kullanmadım,

I just know that they're used at some of the bigger places.

sadece bazı büyük yerlerde kullanıldığını biliyorum .

And so that matching is also really important.

Ve böylece eşleştirme de gerçekten önemlidir.

That's amazing. So the first look at your resume isn't even from a human.

Bu harika. Yani özgeçmişinize ilk bakış bir insandan bile değil.

In some cases it might not even be a human that does the first evaluation of your resume,

Bazı durumlarda özgeçmişinizin ilk değerlendirmesini yapan kişi bir insan bile olmayabilir,

so the words you chose to put in are so important.

bu nedenle koymayı seçtiğiniz kelimeler çok önemlidir.

Steve has some additional advice.

Steve'in bazı ek tavsiyeleri var.

When I'm looking at the actual resume, I'm going to go down through and see what responsibilities you had.

Gerçek özgeçmişe baktığımda, aşağı inip hangi sorumluluklarınız olduğunu göreceğim.

And has that responsibility increased over the years? Have you...

Ve bu sorumluluk yıllar geçtikçe arttı mı ? Siz...

Have you advanced in your career through that process?

Bu süreçte kariyerinizde ilerlediniz mi?

Responsibilities and growth are big points that employers look at,

Sorumluluklar ve büyüme, işverenlerin baktığı önemli noktalardır,

so really think about what you’ve done at your jobs.

bu yüzden işlerinizde neler yaptığınızı gerçekten düşünün.

If at all possible, find the job description of the jobs you’ve held in the past and currently hold.

Mümkünse, geçmişte yaptığınız ve şu anda yaptığınız işlerin iş tanımını bulun.

That will give you a great starting point for listing the roles and responsibilities you had at the job

Bu, nasıl tanımlayacağınızdan emin değilseniz işte sahip olduğunuz rolleri ve sorumlulukları listelemek için size harika bir başlangıç ​​noktası sağlayacaktır

if you’re not sure how to describe them.

.

What about the order of your sections?

Bölümlerinizin sıralaması nasıl?

Should education come before or after your work experience? Let’s hear what Cindy has to say.

Eğitim, iş deneyiminizden önce mi yoksa sonra mı gelmeli? Cindy'nin ne söyleyeceğini duyalım.

What about moving specific things to the top that is,

Belirli şeyleri en üste taşımaya ne dersiniz, yani,

that would be more relevant to that specific job, that kind of thing, like...

bu o belirli işle daha alakalı olur , bu tür şeyler, mesela... Yani evet, bence bu

I mean yes, I think that's... I think that's useful, people look at resumes very, very, quickly. I think the

... Bence bu faydalı, insanlar özgeçmişlere çok bakıyor , çok çabuk. Bence

most important piece is that it's easy to read and easy to find. I think the further you are in professional career,

en önemli parçası, okuması ve bulması kolay olması. Bence profesyonel kariyerde ne kadar ileri giderseniz

typically, you move education to the bottom, unless you are applying for roles where it requires phd,

, doktora gerektiren pozisyonlara başvurmuyorsanız, belki, belki en üste koymuyorsanız, eğitimi en alta

perhaps, maybe  put that on the top.

taşırsınız.

I do think it's worth like making sure that the things that you have in your resume are relevant

Özgeçmişinizde bulunan şeylerin işin aradığı şeyle alakalı olduğundan emin olmaya değer olduğunu düşünüyorum

to what the job is looking, but ultimately, you just want it clean.

, ancak nihayetinde, sadece temiz olmasını istiyorsunuz.

Again, clean. Easy to read – the most important thing about your resume.

Yine temiz. Okuması kolay - özgeçmişinizle ilgili en önemli şey.

So you’re starting to write your resume.  What should you keep in mind?

Demek özgeçmişinizi yazmaya başlıyorsunuz. Neleri aklınızda tutmalısınız?

So Cindy, what advice would you give to somebody who's just starting writing their first resume?

Cindy, ilk özgeçmişini yazmaya yeni başlayan birine ne tavsiye edersin? Bu

So I would, I actually think it's useful to get a template,

yüzden, aslında bir şablon almanın yararlı olduğunu düşünüyorum

because it's helpful to figure out how you even want to get started.

çünkü nasıl başlamak istediğinizi anlamanıza bile yardımcı olur.

So templates are helpful. The second is to just write out all the jobs you've had

Yani şablonlar yardımcı olur. İkincisi, sahip olduğunuz tüm işleri

and what your key responsibilities. If you have your job descriptions,

ve temel sorumluluklarınızı yazmaktır. İş tanımlarınız varsa,

those are really helpful to help pull bullets from a job description that you can pull onto a resume.

bunlar bir özgeçmişe çekebileceğiniz bir iş tanımından madde işaretleri çıkarmaya yardımcı olmak için gerçekten yararlıdır.

And then is to review all of your bullets for actionability.

Ve sonra, eyleme geçirilebilirlik açısından tüm madde işaretlerinizi gözden geçirmektir.

So they are all you know starting with an action word,

Dolayısıyla, bir eylem sözcüğüyle başlayarak bildiğiniz tek şey bunlar

and they are including as much as possible something specific and measurable.

ve mümkün olduğunca belirli ve ölçülebilir bir şey içeriyorlar.

So for example, fundraised 1 million dollars in,

Örneğin,

you know, fiscal year, or year, or whatever that is, like wherever you can add very clear metrics.

mali yılda veya yılda veya her neyse, çok net ölçümler ekleyebileceğiniz her yerde 1 milyon dolar bağış topladı.

And that they are actionable and if they are not... If it's not a meaningful bullet, then take it out.

Ve dava edilebilir olduklarını ve eğer değillerse... Anlamlı bir mermi değilse, çıkarın onu.

Be clear, be specific.  Rather than saying ‘responsible for fundraising’, say ‘Raised over $1,000,000 a year’.

Açık olun, spesifik olun. "Bağış toplamaktan sorumlu" demek yerine "Yılda 1.000.000 doların üzerinde para topladı" deyin.

What if you have no work experience, or none in the field you want to move into?

Ya hiç iş deneyiminiz yoksa ya da ilerlemek istediğiniz alanda hiç deneyiminiz yoksa?

What would you say, the job requires a resume, so what do you, what do you do with that?

Ne dersiniz, iş özgeçmiş ister, peki siz bununla ne yaparsınız?

You want to put your, all of your work experience on there, anyway. Majority of it.

Zaten tüm iş tecrübeni oraya koymak istiyorsun. Çoğunluğu.

And you want to try to figure out what are the transferrable skills from those jobs

Ve bu işlerden geçmeye çalıştığınız şeye aktarılabilir becerilerin neler olduğunu anlamaya çalışmak istiyorsunuz

to what you're trying to move to. So again, I would look at the job description

. Bu yüzden tekrar, aradığınız rolün iş tanımına bakar

of the role that you're looking for and figure out what are the things on there that you've done in some way,

ve orada bir şekilde yaptığınız,

that connect in some way, and do your best to put those bullets underneath the jobs that you've held.

bir şekilde bağlantı kuran şeylerin neler olduğunu bulur ve bunları ortaya koymak için elinizden gelenin en iyisini yapardım. yaptığınız işlerin altında mermiler.

So if you've done a customer service job and you want to move into any job.

Yani bir müşteri hizmetleri işi yaptıysanız ve herhangi bir işe geçmek istiyorsanız.

Right? Customer service is really important.

Sağ? Müşteri hizmetleri gerçekten önemlidir.

So being able to do it, if it's a job that requires that you are detail-oriented, I'm sure, you know,

Yani bunu yapabilmek, eğer detay odaklı olmanızı gerektiren bir işse, eminim bilirsiniz,

but in a totally different capacity, like that's something that you could know.

ama tamamen farklı bir kapasitede, sanki bu sizin bilebileceğiniz bir şey.

So it's figuring out what those transferable skills are, and then use your cover letter to explain

Dolayısıyla, bu aktarılabilir becerilerin ne olduğunu bulmak ve ardından

why you are moving from wanting to get into a new profession or career

neden daha önce yaptığınızdan farklı olan yeni bir mesleğe veya kariyere girmek istemekten vazgeçtiğinizi açıklamak için ön yazınızı kullanın

that is different from what you were doing it before.

.

Be savvy about connecting experience you have with the job you want,

even if you don’t have direct experience in that actual kind of job.

Gerçek bir işte doğrudan deneyiminiz olmasa bile, sahip olduğunuz deneyimi istediğiniz işle ilişkilendirme konusunda anlayışlı olun.

Now, Cindy mentioned cover letters, another really important part to landing a job interview,

Şimdi, Cindy bir iş görüşmesine gitmenin gerçekten önemli bir parçası olan ön yazılardan bahsetti

and we’ll go over cover letters in the next video.

ve bir sonraki videoda ön yazıların üzerinden geçeceğiz.

I asked both Cindy and Steve about ‘bad’ resumes. What not to do. We’ve talked about resume ‘do’s’,

Hem Cindy hem de Steve'e 'kötü' özgeçmişleri sordum. Ne yapılmamalı? Özgeçmiş "yapılacaklar" hakkında konuştuk,

what about some resume ‘don’t’s’.

peki ya bazı özgeçmişler "yapılmayacaklar" hakkında konuştuk.

Have you done any of these?

Bunlardan herhangi birini yaptın mı?

What are the worst resumes that you've seen and why?

Gördüğün en kötü özgeçmişler hangileri ve neden?

I think just recently, one of the worst resumes I saw was no dates associated with their times,

Sanırım son zamanlarda gördüğüm en kötü özgeçmişlerden biri, eğer bir organizasyondaysalar, zamanlarıyla ilgili tarihlerin olmamasıydı

if they were at an organization.

.

So they completely left those out.

Böylece bunları tamamen dışarıda bıraktılar.

And was just surprised to even see that somebody wouldn't put in how long they've been at an organization.

Ve birinin bir organizasyonda ne kadar süredir çalıştığını belirtmediğini görünce bile şaşırdım.

And that one immediately went to the 'no' pile.

Ve bu hemen 'hayır' yığınına gitti.

I've seen ones that that aren't consistent, they'll have you know, their job position, or their description, their title

Tutarlı olmayanlar gördüm, bilmenizi isterler, iş pozisyonları veya açıklamaları, unvanları

would be above the company that they worked with and then the line down, it would be below it.

birlikte çalıştıkları şirketin üstünde olur ve ardından satır aşağı, onun altında olur.

So some simple things like proofreading. Consistent proofreading, easy to read.

Düzeltme gibi bazı basit şeyler. Tutarlı redaksiyon, okunması kolay.

And they're usually things that have like somebody's name in the biggest font possible,

Ve bunlar genellikle birinin adı gibi mümkün olan en büyük yazı tipinde,

in various colors, or like something about it that is trying to stand out so much that it just doesn't land very well.

çeşitli renklerde veya o kadar çok öne çıkmaya çalışan ve pek iyi durmayan bir şeye sahip şeylerdir.

Write your best resume.

En iyi özgeçmişinizi yazın. Bence

I think you know what to do now.

artık ne yapacağını biliyorsun. Tutarlı biçimlendirme ile

Keep it clean, simple, and easy to read with consistent formatting.

temiz, basit ve okunması kolay tutun .

Use action words, verbs, and be really specific about what you’ve done at each job.

Eylem sözcükleri, fiiller kullanın ve her işte ne yaptığınız konusunda gerçekten net olun.

Have the job description for the job you want in front of you

Önünüzde istediğiniz iş için iş tanımını yapın

and pull out some of those verbs to have in your resume. Have past job descriptions with you as well,

ve özgeçmişinizde olması için bu fiillerden bazılarını çıkarın. Geçmiş iş tanımlarını da yanınızda bulundurun,

but if they’re not available, take a minute away from the resume to write up what you did at each job you’ve held

ancak mevcut değilse, madde işaretleri eklerken referans olarak kullanmak üzere tuttuğunuz her işte ne yaptığınızı yazmak için özgeçmişinizden bir dakika ayırın.

to use as a reference when you’re adding bullet points to jobs on your resume.

özgeçmişinizdeki işler. Biçimlendirmenin tam istediğiniz gibi görünmesini sağlamak için

Think about submitting it as a PDF rather than a word document

onu bir kelime belgesi yerine PDF olarak göndermeyi düşünün

to ensure the formatting will look just the way you want it to.

. Bir

In the next video, we’ll go over another very important document,

sonraki videoda,

one you often have to submit when applying for a job, a cover letter.

bir işe başvururken sıklıkla göndermeniz gereken çok önemli başka bir belgenin, ön yazının üzerinden geçeceğiz.

After that, we’ll move into the job interview do’s and don’t’s.

Bundan sonra, iş görüşmesinde yapılması ve yapılmaması gerekenlere geçeceğiz.

For my non-native students, we’re going to get your English lesson in just a minute.

Anadili olmayan öğrencilerim için, İngilizce dersinizi bir dakika içinde alacağız.

If you haven’t already, be sure to click the subscribe button and the bell for notifications.

Henüz yapmadıysanız, abone ol düğmesine ve bildirimler için zile tıklamayı unutmayın.

I make new videos on the English language and American culture every Tuesday

Her salı İngiliz dili ve Amerikan kültürü üzerine yeni videolar çekiyorum

and have over 600 videos on my channel to date,

ve bugüne kadar kanalımda

focusing on listening comprehension and accent reduction. While you’re waiting for next week’s video,

dinlediğini anlama ve aksan azaltmaya odaklanan 600'den fazla video var. Gelecek haftanın videosunu beklerken, bu "başlangıç ​​oynatma listesine"

a great next step would be to check out this “get started playlist.”

göz atmak harika bir sonraki adım olacaktır .

Now, here’s your English lesson.

Şimdi, işte İngilizce dersiniz.

Let’s take a look at something Cindy said in the interview. There will be no subtitles for this sentence.

Cindy'nin röportajda söylediği bir şeye bakalım. Bu cümle için altyazı olmayacak.

Let’s focus on just the first half of that sentence.

Cümlenin sadece ilk yarısına odaklanalım.

Cuz if I can’t even read it--

Çünkü okuyamıyorsam bile--

Can you tell what she’s saying there?

Orada ne dediğini anlayabilir misin?

Did you recognize the reduction of ‘cuz’?

'Cuz'un azalmasını fark ettiniz mi?

That's the word 'because' reducing.

Bu 'çünkü' kelimesi azalıyor.

Cuz--

Cuz--

Cuz if I can’t even read it--

Çünkü okuyamıyorsam bile--

Really what I want you to notice is the word ‘can’t’.

Gerçekten fark etmeni istediğim şey 'yapamam' kelimesi.

She didn’t actually say ‘can’t’.

Aslında 'yapamam' demedi.

She said ‘can’, but she meant ‘can’t’, and as a native speaker, I heard it as ‘can’t’.

'Yapabilirim' dedi ama 'yapamam' demek istedi ve anadili olarak bunu 'yapamam' olarak duydum.

But she did say ‘can’, and if you’re a non-native speaker, that could be really confusing.

Ama "yapabilirim" dedi ve ana dili İngilizce olmayan biriyseniz, bu gerçekten kafa karıştırıcı olabilir.

Cuz if I can’t even read it--

Çünkü okuyamıyorsam bile--

With N’T contractions, we almost never say a True T, ttt, can’t. Don’t. Won’t. Doesn’t.

N'T kasılmalarıyla, neredeyse hiçbir zaman True T, ttt, can't demeyiz. yapma. Alışkanlık. değil

We often make a Stop T, abruptly stopping the air,

Sıklıkla T Durdururuz,

in this case, in the nose since the sound before is the nasal consonant N.

bu durumda burunda havayı aniden durdururuz çünkü önceki ses burundan gelen ünsüz N'dir.

Can’t, Don’t, nn, nn.

Can't, Don't, nn, nn.

But what i’ve noticed is that sometimes in N’T contractions,

Ama fark ettiğim şey, bazen N'T kısaltmalarında,

native speakers drop the T altogether when the next word begins with a vowel or diphthong.

anadili İngilizce olan kişiler bir sonraki kelime bir sesli harf veya iki sesli harfle başladığında T'yi tamamen bırakıyorlar.

There’s not even a stop to signify the T.  So ‘can’t even’ becomes ‘can even’. Can't even.

T'yi belirtmek için bir durak bile yoktur. Yani "can't even", "can't even" olur. bile olamaz.

The N smoothly glides into the EE vowel with no break, no stop, no T sound.

N, kesintisiz, kesintisiz, T sesi olmadan EE sesli harfine sorunsuz bir şekilde kayar.

So what’s the difference between ‘can’ and ‘can’t’ if the T is completely dropped?

Öyleyse, T tamamen bırakılırsa "yapabilirim" ve "yapamam" arasındaki fark nedir?

The vowel.

Sesli harf.

In these cases, ‘can’ and ‘can’t’, they're helping verbs.

Bu durumlarda 'can' ve 'can't' yardımcı fiillerdir.

The main verb in Cindy’s sentence was ‘read’ – ‘cuz if I can’t even read it’.

Cindy'nin cümlesindeki ana fiil "oku" idi - "çünkü okuyamıyorsam bile".

‘Read’ is the main verb. So if ‘can’ was a helping verb here, it would've been reduced.

'Oku' ana fiildir. Yani 'can' burada bir yardımcı fiil olsaydı, azaltılırdı. Sesli

The vowel changed to the schwa:  can, can, can.

harf schwa olarak değiştirildi:  can, can, can.

I can't even read it. Can't, can't.

Onu okuyamıyorum bile. Yapamam, yapamam.

But it sounded stressed in her sentence, can,

Ama cümlesinde can, yani

that is longer, clearer, with the up-down shape and the full vowel.

daha uzun, daha net, yukarı-aşağı şeklinde ve tam sesli harfle vurgulu geliyordu.

Can, can.

Yapabilir, yapabilir.

Because of that, we know what she means is can't.

Bu nedenle, ne demek istediğini biliyoruz.

We know it’s ‘can’t’ but without the T.

"Yapamam" olduğunu biliyoruz ama T olmadan.

‘cuz if I can’t even read it.’ Can't--

"çünkü okuyamıyorsam bile." Yapamam--

It’s terrible, I know, and I’m sorry.  I apologize for this way of speaking!

Bu korkunç, biliyorum ve üzgünüm. Bu konuşma şekli için özür dilerim!

But this is what happens in American English.

Ama Amerikan İngilizcesinde olan budur.

Let’s look at a few more examples:

Birkaç örneğe daha bakalım:

I can’t always get another one.

Her zaman başka bir tane alamam.

'Can't always' will sound like this: can always.

'Her zaman olamaz' kulağa şu şekilde gelir: her zaman olabilir.

I can always get another one.

Her zaman başka bir tane alabilirim.

But if I want to say: I can get another one, then I would say: I can always get another one.

Ama şunu söylemek istersem: Bir tane daha alabilirim, o zaman derim ki: Her zaman bir tane daha alabilirim.

Can, can.

Yapabilir, yapabilir.

So can't becomes can and can becomes knn.

Böylece can can olur ve can knn olur.

I can’t always get another one.

Her zaman başka bir tane alamam.

I can always get another one.

Her zaman başka bir tane alabilirim.

One more sentence.

Bir cümle daha.

I can’t ask her that.

Bunu ona soramam.

I can’t ask her-- I can’t ask her--

Ona soramam-- Ona soramam--

Or, I can ask her that.

Veya ona bunu sorabilirim.

I can, can, can.

Yapabilirim, yapabilirim, yapabilirim.

I can ask her that.

Bunu ona sorabilirim.

I hope this tip can help you sometime when you’re feeling confused about what a person means.

Umarım bu ipucu, bir kişinin ne anlama geldiği konusunda kafanız karıştığında size yardımcı olabilir. Hepsi

That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler