Question and Answer with Rachel's English -- American English

In this video I’m going to answer some questions from you, my audience. We’ll talk about

Bu videoda siz izleyicilerimden gelen bazı soruları cevaplayacağım .

N’T contractions, what languages I speak, and lots more.

N'T kısaltmaları, konuştuğum diller ve daha pek çok şey hakkında konuşacağız.

Hey guys, thanks to everyone who posted a question on my Facebook page for this video.

Hey millet, bu video için Facebook sayfama bir soru gönderen herkese teşekkürler.

If you never saw that post on Facebook, I’m not that surprised because only about 10%

Bu gönderiyi Facebook'ta hiç görmediyseniz, o kadar şaşırmadım çünkü Rachel'ın İngiliz hayranlarının yalnızca yaklaşık %10'u

of Rachel’s English fans see any given post. The best way to make sure you’re hearing

herhangi bir gönderiyi görüyor. Rachel's English'ten tüm haberleri işittiğinizden emin olmanın en iyi yolu,

all the news from Rachel’s English is to sign up for my newsletter so you get the emails

e-postaları gelen kutunuza almak için bültenime kaydolmaktır

in your inbox. You can do that by clicking here or in the description box below.

. Bunu buraya tıklayarak veya aşağıdaki açıklama kutusuna tıklayarak yapabilirsiniz. Aslında birkaç videomda yer alan arkadaşım Staci'den gelen

We’re going to start with an email from my friend Staci, who’s actually been in

bir e-posta ile başlayacağız ,

a couple of my videos, one on knitting terms and one on how to greet Americans. If you’re

biri örgü terimleriyle, diğeri Amerikalıları nasıl selamlayacağımızı anlatıyor.

interested in those videos, you can watch them by clicking in the description below.

Bu videolarla ilgileniyorsanız, aşağıdaki açıklamaya tıklayarak onları izleyebilirsiniz.

She asks: What’s your opinion on pronouncing place names (cities, mainly), when the accent

Soruyor: O bölgede yaşayan insanların aksanı kelimenin görünüşünden farklı olduğunda yer adlarını (esas olarak şehirler) telaffuz etme konusunda ne düşünüyorsunuz

of the people living in that area is different from how the word looks? New Orleans comes

? New Orleans

to mind, or the city Bath in England. This is a great questions, and there isn’t a

ya da İngiltere'deki Bath şehri akla geliyor. Bu harika bir soru ve

right answer. That’s why she’s asking for my opinion. There will be lots of other

doğru bir cevap yok. Bu yüzden benim fikrimi soruyor.

people out there with a different opinion, and I’m sure they’ll let me know in the

Dışarıda farklı görüşlere sahip birçok insan olacak ve eminim yorumlarda bana haber vereceklerdir

comments. My opinion is, it’s ok to pronounce a place name the way that people where you

. Bence bir yer adını, yaşadığınız yerdeki insanların

live pronounce it. Not necessarily the way that the people who live there pronounce it.

telaffuz ettiği şekilde telaffuz etmekte sorun yok. Orada yaşayan insanların telaffuz ettiği şekilde olması gerekmez.

For example, if I was to say ‘Bath’, and I was to pronounce it ‘Bath’, that sounds

Örneğin, "Bath" dersem ve bunu "Bath" olarak telaffuz edersem, bu

pretty weird in American English because we have that word, ‘bath’. And we pronounce

Amerikan İngilizcesinde kulağa oldukça tuhaf gelir çünkü bizde "bath" kelimesi vardır. Ve biz

it ‘bath’. And actually, someone commented on the Facebook page that even within England

onu 'banyo' olarak telaffuz ediyoruz. Ve aslında, birisi Facebook sayfasında, İngiltere'de bile

there’s variation on how that place name is pronounced. So I think it’s ok to pronounce

bu yer adının nasıl telaffuz edildiğine dair farklılıklar olduğu yorumunu yaptı. Bu yüzden,

it the way that you’re comfortable with, the way that you hear people saying it. New

kendinizi rahat hissettiğiniz şekilde, insanların söylediğini duyduğunuz şekilde telaffuz etmekte sorun olmadığını düşünüyorum. New

Orleans. That’s how I say that word, but I’ve heard it pronounced lots of different

Orleans. Bu kelimeyi böyle söylüyorum ama birçok farklı şekilde telaffuz edildiğini duydum

ways, New Orleans, New Orleans. And my guess is, if you went there, and asked people who

, New Orleans, New Orleans. Ve tahminimce, oraya gidip

live there how they say it, there would be some variation too. Um, this is sort of related

orada yaşayan insanlara bunu nasıl söylediklerini sorarsanız, bazı farklılıklar da olacaktır. Um, bu

to a video that I did before on the word ‘burrito’. I got a lot of people commenting, saying,

daha önce 'burrito' kelimesi üzerine yaptığım bir videoyla ilgili.

‘You can’t pronounce it that way, it’s wrong. There’s no American pronunciation

'Bunu böyle telaffuz edemezsin, yanlış' diye yorum yapan birçok insan var.

of that Spanish word. So, difference of opinions. But, Staci, thanks for asking, and that’s

Bu İspanyolca kelimenin Amerikan telaffuzu yok. Yani görüş farklılığı. Ama Staci, sorduğun için teşekkürler ve o

mine. Let’s keep going.

benim. Hadi devam et.

Next question: It’s said a language changes and modifies itself during time. In your opinion,

Sıradaki soru: Bir dilin zaman içinde değiştiği ve kendini değiştirdiği söyleniyor. Sizce

is the way of speaking American English changing? Interesting question. Yes, I think in small

Amerikan İngilizcesi konuşma şekli değişiyor mu? İlginç soru. Evet, küçük

and subtle ways. I think the core isn’t changing much, or it’s changing very slowly.

ve ince yollarla düşünüyorum. Bence çekirdek çok değişmiyor ya da çok yavaş değişiyor.

So what you’re learning on my channel is probably going to be true for a very long

Yani benim kanalımda öğrendikleriniz, tüm hayatınız boyunca olmasa da muhtemelen çok uzun bir süre için doğru olacak

time, if not your full lifetime. But there are ways in which we use language that are

. Ancak değişen dili kullanma biçimlerimiz var

changing. For example, over the past few years, there has been a fad of taking two words and

. Örneğin, son birkaç yılda, iki kelimeyi alıp

combining them to make one word. For example, ‘frenemy’: the words ‘friend’ and

bir kelime yapmak için birleştirme modası geçti. Örneğin, 'çılgınlık': 'dost' ve

‘enemy’ put together. What is a frenemy? That would be someone in your social circle

'düşman' kelimelerinin bir araya gelmesi. çılgınlık nedir? Bu, sosyal çevrenizde

that you might be outwardly nice to, that you don’t like very much, and that doesn’t

dıştan iyi olabileceğiniz, pek hoşlanmadığınız ve

really like you. The media is really doing this with celebrity couples, like Brangelina,

sizden gerçekten hoşlanmayan biri olabilir. Medya bunu gerçekten Brangelina,

Brad Pitt and Angelina Jolie. Maybe you’ve heard that or something like this before.

Brad Pitt ve Angelina Jolie gibi ünlü çiftlerle yapıyor. Belki bunu veya buna benzer bir şeyi daha önce duymuşsunuzdur.

The next question is about American culture: “can you please explain about engagement

Sıradaki soru Amerikan kültürü ile ilgili: “Nişan yüzüklerini anlatır mısınız lütfen?

rings”. Some of you may know, recently I got engaged, and I posted a video about that

” Bazılarınız biliyor olabilir, yakın zamanda nişanlandım ve bununla ilgili bir videoyu

on Facebook and YouTube. An engagement ring is generally a diamond, but it can be anything,

Facebook ve YouTube'da yayınladım. Bir nişan yüzüğü genellikle bir elmastır, ancak herhangi bir şey olabilir

and it’s usually set in gold, white gold, or platinum. But, a good friend of mine was

ve genellikle altın, beyaz altın veya platin olarak ayarlanır. Ama geçenlerde yakın bir arkadaşıma

recently given a very beautiful wood engagement ring. Generally men will propose with this

çok güzel bir ahşap nişan yüzüğü verildi. Genellikle erkekler bu yüzükle evlenme teklif eder

ring, and the women wear it for the whole engagement period, and then often beyond that

ve kadınlar tüm nişan süresi boyunca ve daha sonra da sıklıkla takarlar

as well. Men do not wear engagement rings. Then on the wedding day the couple exchanges

. Erkekler alyans takmaz. Daha sonra düğün gününde çift,

wedding rings or wedding bands. And generally, the woman will wear this with her engagement

alyans veya alyans değiştirir. Ve genellikle kadın bunu nişan yüzüğüyle birlikte takar

ring. The wedding ring goes on first, then the engagement ring second. So, again, these

. Önce alyans, sonra nişan yüzüğü takılır. Yani, yine, bunlar

can be made of a variety of metals. And for both men and women, it’s worn on the ring

çeşitli metallerden yapılabilir. Hem erkekler hem de kadınlar için

finger of the left hand. There are all generalizations, but that’s usually how it works.

sol elin yüzük parmağına takılır. Tüm genellemeler var, ancak genellikle böyle çalışır.

Next question: If we are visiting New York, can we visit you , or see you somewhere, MY

Sonraki soru: New York'u ziyaret ediyorsak, sizi ziyaret edebilir miyiz veya bir yerde görüşebilir miyiz,

DREAM IS TO MEET YOU !!!! I do go to New York a lot, but I actually don’t live there anymore.

HAYALİM SİZİNLE TANIŞMAK !!!! New York'a çok giderim ama aslında artık orada yaşamıyorum.

I moved in January, down here to Philadelphia because David has a great job down here. And,

Ocak ayında Philadelphia'ya taşındım çünkü David'in burada harika bir işi var. Ve

to answer your questions, sometimes I meet up with fans in person. I think it would be

sorularınızı yanıtlamak için bazen hayranlarla yüz yüze buluşuyorum.

great to travel a little more so that I could meet fans in other countries, have meet-ups,

Diğer ülkelerdeki hayranlarla tanışmak, belki buluşmalar yapmak için biraz daha seyahat etsem harika olur diye düşünüyorum

maybe. Um, but I just need to find out a way to make that financially possible, but that

. Um, ama bunu finansal olarak mümkün kılmanın bir yolunu bulmam gerekiyor, ama bu

would be incredibly fun for me because I do love to meet you guys.

benim için inanılmaz derecede eğlenceli olurdu çünkü sizinle tanışmayı çok seviyorum çocuklar.

Here’s a pronunciation question: do I hurt her and I heard her sound the same? I hurt

İşte bir telaffuz sorusu: Onu incitiyor muyum ve sesini aynı mı duydum?

her, I hurt her feelings. I heard her, I heard her say that. They do sound the same, don’t

Onu incittim, duygularını incittim. Onu duydum, bunu söylediğini duydum. Kulağa aynı geliyorlar, değil mi?

they. Because when we drop the H in ‘her’, which we often do, look at what we have. All

Çünkü sık sık yaptığımız gibi 'her'deki H'yi bıraktığımızda elimizde ne olduğuna bir bakın.

the sounds are the same except T and D. But T after an R before a vowel, like ‘party’,

T ve D dışında tüm sesler aynıdır. Ancak 'parti' gibi bir sesli harften önceki R harfinden sonra T kanat

is flapped. Which sounds just like a D sound in the same situation. So now these two phrases

çırpılır. Aynı durumda bir D sesi gibi geliyor . Yani şimdi bu iki cümle

sound the same. I made a video on homophone phrases a while ago that goes over this concept

aynı geliyor. Bir süre önce eşsesli ifadeler üzerine bir video yaptım ve

of phrases like this sounding the same. Check it out here or in the description below.

bunun gibi kulağa aynı gelen ifadeler kavramını ele aldım. Buradan veya aşağıdaki açıklamadan kontrol edin.

What languages do you speak other than English? I used to speak Spanish, it’s been really

İngilizce dışında hangi dilleri konuşuyorsunuz? Eskiden İspanyolca konuşurdum, gerçekten çok

a long time. I studied it in college and went abroad for a semester, I lived in the Dominican

uzun zaman oldu. Üniversitede okudum ve bir dönem yurt dışına gittim, Dominik Cumhuriyeti'nde yaşadım

Republic. I spoke ok Spanish, I could get by. I don’t remember much of it anymore,

. Tamam İspanyolca konuştum, idare edebilirdim . Artık çoğunu hatırlamıyorum

and that was 15 years ago. I haven’t used Spanish much since then. More recently, I

ve bu 15 yıl önceydi. O zamandan beri İspanyolcayı pek kullanmadım. Daha yakın bir zamanda

lived in Germany, and that was for six months, so I’m a little bit better at speaking German,

Almanya'da yaşadım ve bu altı ay sürdü, bu yüzden Almanca konuşmakta biraz daha iyiyim

but it’s been, now, 6 years since I lived there. So unfortunately that’s slipping

ama şimdi orada yaşamayalı 6 yıl oldu . Yani ne yazık ki bu

too. In grad school and just after, when I was studying opera, I also studied Italian

da kayıyor. Yüksek lisansta ve hemen sonrasında opera okurken İtalyanca

and French. But it was more for the pronunciation than to be conversational in that language.

ve Fransızca da çalıştım. Ama o dilde konuşkan olmaktan çok telaffuz içindi.

I think I can order food and drink in French but that’s about it.

Sanırım Fransızca yiyecek ve içecek sipariş edebilirim ama hepsi bu.

I got a few questions about N’T contractions: ain’t, aren’t, weren’t. Nn, nn. Do you

N'T kasılmalarıyla ilgili birkaç sorum var: değil, değil, değil. nn, nn.

hear how those are all ending a weird nasal sound, ain’t, nn, nn, nn. I’m not saying

Bunların hepsinin nasıl garip bir burun sesiyle bittiğini duyuyor musun , değil mi, nn, nn, nn.

TT at the end, I’m making an abrupt, pinched sound in my nose. I made a video about this

Sonunda TT demiyorum, burnumda ani, kıstırılmış bir ses çıkarıyorum. Bu

sound and these N’T contractions, and I have another video, an interview with newscaster

ses ve bu N'T kasılmaları hakkında bir video yaptım ve başka bir videom var, haber spikeri Rehema Ellis ile yaptığım bir röportajda

Rehema Ellis, which has a lot of real life examples of N’T contractions in it. So be

, içinde N'T kasılmalarının gerçek hayattan pek çok örneği var. O yüzden

sure to check out those two videos.

bu iki videoyu mutlaka izleyin.

Question: What is your feeling when you realize new interesting pronunciation in your own

Soru: Kendi dilinizde yeni ilginç telaffuzlar fark ettiğinizde ne hissediyorsunuz

language? This happens all the time. Sometimes it’s a pronunciation thing, sometimes it’s

? Bu her zaman olur. Bazen bir telaffuz meselesidir, bazen

just how we use the language. But generally, I get a rush from it, it’s very exciting.

sadece dili nasıl kullandığımızdır. Ama genel olarak, ondan heyecan duyuyorum, çok heyecan verici.

Most of us don’t notice anything about how we speak or use our own native language, I

Çoğumuz kendi ana dilimizi nasıl konuştuğumuza veya kullandığımıza dair hiçbir şey fark etmiyoruz,

know I didn’t before I started making this channel, so it’s really fun to have this

biliyorum ki bu kanalı yapmaya başlamadan önce fark etmemiştim , bu yüzden bu projeye sahip olmak gerçekten eğlenceli

project, which sort of orients my mind towards that. I notice a lot more. So I get excited

, bu da beni bir şekilde buna yönlendiriyor. Daha fazlasını fark ediyorum. Bu yüzden heyecanlanıyorum

and I think, I want to tell my audience that! For example, when I was walking around New

ve düşünüyorum ki, izleyicilerime bunu söylemek istiyorum! Örneğin

York last weekend, I passed someone who said “I’m dating myself”. Usually when we

geçen hafta sonu New York'ta dolaşırken "Kendimle çıkıyorum" diyen birinin yanından geçtim. Genellikle

say I’m dating … we’re talking about a boyfriend or girlfriend. I’m dating David.

çıkıyorum dediğimizde… bir erkek arkadaş veya kız arkadaştan bahsediyoruz. David'le çıkıyorum.

What does it mean: I’m dating myself? She meant she was putting a date to herself, she

Bu ne anlama geliyor: Kendimle çıkıyorum? Kendine bir tarih koyduğunu,

was making her age known. She recognized a costume from the 1970s, this was Halloween,

yaşını belli ettiğini kastediyordu. 1970'lerden bir kostümü tanıdı, bu Cadılar Bayramı'ydı

and by doing that she was dating herself because she was recognizing herself as someone who

ve bunu yaparak kendisiyle çıkıyordu çünkü kendini

knew what that was. Someone who grew up in the 70s or before the 70s. So she was dating

bunun ne olduğunu bilen biri olarak görüyordu. 70'lerde veya 70'lerden önce büyümüş biri. Yani

herself, she was putting an age or an age range on herself. I smiled to myself because

kendi kendisiyle çıkıyordu, kendine bir yaş ya da yaş aralığı koyuyordu. Kendi kendime gülümsedim çünkü

even as a native speaker, when you hear someone say I’m dating myself’ out of context,

anadili İngilizce olan biri olarak bile, birinin bağlamın dışında kendimle çıktığımı söylediğini duyduğunda,

it’s pretty funny.

bu oldukça komik.

Last question: I find it hard to pause my sentences reasonably because I need to think

Son soru: Konuşurken düşünmeye ihtiyacım olduğu için cümlelerimi mantıklı bir şekilde duraklatmayı zor buluyorum

while speaking . Are there any tricks? This is what’s really hard about going from a

. Herhangi bir hile var mı?

studying situation to a real life situation. I tell people you can practice even this.

Çalışma durumundan gerçek yaşam durumuna geçmenin gerçekten zor olan yanı budur. İnsanlara bunu bile uygulayabileceğinizi söylüyorum.

When you’re alone, just practice talking out loud. Try it even just 10 or 15 minutes

Yalnızken yüksek sesle konuşma alıştırması yap . Günde sadece 10 veya 15 dakika bile olsa deneyin

a day. It’s surprising how even that can help build confidence and fluency. How to

. Bunun bile güven ve akıcılık oluşturmaya nasıl yardımcı olabileceği şaşırtıcı.

do this? Write down a few topics, like “What’s up?” or “What are you doing?” Prompts

Bu nasıl yapılır? "Naber?" gibi birkaç konu yazın. veya "Ne yapıyorsun?"

that you see happening in conversations on TV or in movies. So write them down, and then

TV'deki veya filmlerdeki konuşmalarda olduğunu gördüğünüz istemler . Öyleyse onları yazın ve sonra

take that paper and answer them. Speak as long as you can on one topic, and when you

o kağıdı alın ve cevaplayın. Bir konuda konuşabildiğiniz kadar uzun konuşun ve

run out of things to say, move on to the next one. You could also just current events, something

söyleyecekleriniz bittiğinde bir sonrakine geçin .

you read in the paper that day. The point is just to practice speaking, and you don’t

O gün gazetede okuduğunuz güncel olaylar da olabilir. Amaç sadece konuşma pratiği yapmak ve

have to worry about the pauses you’re making. The more you worry about them, the more tense

yaptığınız duraklamalar için endişelenmenize gerek yok. Onlar hakkında ne kadar endişelenirsen, o kadar gergin

you’ll become, and the more they will happen. And, just remember that native speakers also

olursun ve o kadar çok olurlar. Ayrıca, anadili İngilizce olanların da

pause sometimes when we need to think of something, so it’s ok. So write down prompts, and practice

bazen bir şey düşünmemiz gerektiğinde duraksadığını unutmayın, bu yüzden sorun değil. Bu nedenle istemleri yazın ve

on your own. That way you don’t need to worry about, Am I doing this right? You can

kendi başınıza pratik yapın. Bu şekilde endişelenmenize gerek yok , Bunu doğru mu yapıyorum?

just focus on hearing something, responding to it, thinking what to say and speaking at

Bir şeyi duymaya, ona yanıt vermeye , ne söyleyeceğinizi düşünmeye ve

the same time. And just the practice of that, daily, will help.

aynı anda konuşmaya odaklanabilirsiniz. Ve sadece bunun günlük olarak uygulanması yardımcı olacaktır.

Guys, I’m so sorry I can’t answer everyone’s questions, that would probably make a video

Arkadaşlar, herkesin sorularına cevap veremediğim için çok üzgünüm , bu muhtemelen iki saatlik bir video olur ki

that would be two hours long, which seems a bit much But thanks again, for everyone

bu biraz fazla görünüyor. Yine de

who suggested a question. If you missed my last Q and A video, you can see it here, and

soru öneren herkese teşekkürler. Son soru-cevap videomu kaçırdıysanız buradan izleyebilirsiniz ve

don’t forget to sign up for that mailing list! That’s it, and thanks so much for

mail listesine kayıt olmayı unutmayın ! Hepsi bu kadar ve

using Rachel’s English.

Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.