Learning English – Spoken English Pronunciation of the Most Common English Words

Today you’re studying the pronunciation of the 100 most common words in American English.

Bugün Amerikan İngilizcesinde en sık kullanılan 100 kelimenin telaffuzunu çalışıyorsunuz.

This is video 2 in the series. If you didn’t see video one, click here to watch it now.

Bu serinin 2. videosudur. Birinci videoyu görmediyseniz, hemen izlemek için buraya tıklayın.

It is important to understand what we’re doing here with studying reductions.

Burada indirimleri inceleyerek ne yaptığımızı anlamak önemlidir.

We’re starting today with number 11, the word ‘it’. This word doesn’t reduce

Bugün 11 numara ile başlıyoruz, kelime 'it'. Bu kelime

in a sentence, we don’t drop or change a sound, but it said very quickly. And the pronunciation

bir cümlede azalmaz, sesi düşürmeyiz veya değiştirmeyiz ama çok çabuk söylenir. Ve

of the T depends on the next word. If it begins with a consonant, this T is a Stop T: it,

T'nin telaffuzu bir sonraki kelimeye bağlıdır. Bir ünsüzle başlıyorsa, bu T bir Durdur T'dir: o,

it, it. It won’t be. It, it won't. Very fast, it. If the next word begins with a vowel

o, o. olmayacak. Olmayacak. Çok hızlı. Bir sonraki kelime bir ünlü

or diphthong, then this T is a Flap T, linking the two words together. It always, it always,

veya iki sesli harfle başlıyorsa, bu T, iki kelimeyi birbirine bağlayan bir Flap T'dir . Her zaman, her zaman, o her zaman

it it it it, it always, it always. Said very quickly. It always. Nothing too crazy here,

, her zaman, her zaman. Çok çabuk söyledi. Her zaman. Burada çok çılgınca bir şey yok,

just say the word quickly. Not IT, but it.

sadece kelimeyi hızlıca söyle. BT değil, ama o.

Number 12, one of my all-time favorite reductions: For. We almost never say it this way. We say

12 numara, tüm zamanların en sevdiğim indirgemelerinden biri: İçin. Neredeyse hiç bu şekilde söylemiyoruz.

‘fer’. Isn’t that funny? I had a student once who lived in America and was married

Fer' diyoruz. Bu komik değil mi? Bir zamanlar Amerika'da yaşayan ve

to an American. She told her husband how she was learning about this reduction. And his

bir Amerikalı ile evli bir öğrencim vardı. Kocasına bu indirimi nasıl öğrendiğini anlattı. Ve

response was, “that’s ridiculous". We don’t do that, we don't pronounce that fer.

cevabı "bu çok saçma" oldu. Biz bunu yapmayız, o fer'i telaffuz etmeyiz

Then later, he did it, as he was speaking naturally, and she pointed it out. Most Americans

. yaptığımız

aren’t even aware of these crazy reductions that we do. So, to make this reduction drop

bu çılgınca indirgemelerin farkındayız . Yani, bu indirgemeyi yapmak için

the vowel, ff-rr, fer fer. Say the word very quickly, low in pitch. Fer fer. This is for

sesli harfleri bırakın, ff-rr, fer fer. Kelimeyi çok hızlı bir şekilde, perdesi alçak sesle söyleyin. Fer fer. Bu

work. Fer. I made a longer video with more examples on the reduction of the word ‘for’,

iş için. Fer. Daha uzun yaptım. " for" kelimesinin azaltılmasıyla ilgili daha fazla örnek içeren video,

check it out if you want more detail here. I got it for my birthday. For for. What’s

daha fazla ayrıntı istiyorsanız buraya göz atın. Bunu doğum günüm için aldım. Ne için. Ne için.

for dinner? For. In conversation, fer not ‘for’.

Yemekte ne var? Ne için. Sohbette, " için" değil.

Number 13: Not. Now, this word, in conversation, will very often be contracted n’t. Didn’t,

Sayı 13: Hayır. Şimdi, bu kelime konuşmada sıklıkla n't olarak kısaltılacaktır. Yapmadım,

doesn’t, can’t, shouldn’t, won’t, and so on. Notice I’m not releasing the

yapmadım, yapamam, yapmamalıyım, yapmayacağım vb. orada T'yi serbest bırakmak

T there, didn’t, but didn’t.didn’t. It’s an abrupt stop of air in the N to signify the T: didn’t,

, yapmadı, ama yapmadı. T'yi belirtmek için N'de havanın aniden durması: yapmadı,

didn’t, shouldn’t, nt nt, nt, shouldn’t couldn’t, couldn’t. If we don’t use

yapmadı, yapmamalı, nt nt, nt, should Yapamadık, yapamadık.

a contraction, then we’re often stressing it: I do NOT want to see her right now. In

Bir kısaltma kullanmazsak, o zaman sık sık şunu vurgularız: Onu şu anda görmek İSTEMİYORUM.

these cases, we’ll probably do a Stop T. Not. I do NOT want to see her right now. Not,

Bu durumlarda, muhtemelen bir Stop T yaparız . Onu şu anda görmek İSTEMİYORUM. Hayır,

stop the air, and then keep going. I do Not wanna. Not

havayı durdur ve sonra devam et. İstemiyorum.

Number 14: on. This word doesn’t reduce. We don’t change any sounds like we did with

14 Numara değil: açık. Bu kelime azalmaz. 'for' ile yaptığımız gibi hiçbir sesi değiştirmiyoruz

‘for’. But, it is unstressed. You don’t want to say ON in a sentence, but rather,

. Ancak baskısızdır. Bir cümlede AÇIK demek istemezsiniz, bunun yerine

‘on’. On on. “Put it on the table.” On. When it’s unstressed, that gives good

'açık' demek istersiniz. açık "Masanın üstüne koy." Açık. Vurgusuz olduğunda, bu

contrast to the longer, clearer stressed words ‘put’ and ‘table’, and this contrast

daha uzun, daha net vurgulu "put" ve "table" sözcükleri ile iyi bir tezat oluşturur ve bu karşıtlık

is very important in American English. It's better than each word being longer and clearer.

Amerikan İngilizcesinde çok önemlidir. Her kelimenin daha uzun ve net olmasından daha iyidir.

What would it sound like if ‘it, on, the’, were also stressed? Put it on the table. Put

"O, on, the" vurgusu da olsaydı kulağa nasıl gelirdi ? Masanın üzerine koy.

it on the table. Put it on the table. No, that’s not how we speak. Put it on the table. Put it on the table.

Masanın üzerine koy. Masanın üzerine koy. Hayır, biz böyle konuşmuyoruz. Masanın üzerine koy. Masanın üzerine koy.

That’s how we speak. Not ON, but on. Try that with me now. Low in volume, low in pitch,

Biz böyle konuşuyoruz. AÇIK değil, açık. Bunu şimdi benimle dene. Düşük ses, düşük perde,

not very clear. On, on. Put it on the table.

çok net değil. Açık, açık. Masanın üzerine koy.

Number 15, the fifteenth most common word in English: with. There are two ways you can

15 numara, İngilizce'deki en yaygın on beşinci kelime : with.

pronounce this word: with a voiced TH, with, with, with or an unvoiced TH, with, with.

Bu kelimeyi telaffuz etmenin iki yolu vardır: sesli TH ile, with, with, with veya sessiz TH, with, with.

I don’t use the voiced TH. I think it sounds a little old-fashioned. I would stick with

Seslendirilen TH'yi kullanmıyorum. Bence biraz eski moda geliyor.

the unvoiced TH, with, with. Just like ‘on’, this word doesn’t reduce. None of the sounds

Seslendirilmemiş TH, with, with ile devam ederdim. Tıpkı 'on' gibi, bu kelime azalmaz. Seslerin hiçbiri

change. But, it is unstressed. It will usually be pronounced like this: with, rather than

değişmiyor. Ancak baskısızdır. Genellikle şu şekilde telaffuz edilir: İLE yerine

WITH. “It’s with the other one” with the, with the, with the, with the, with the. Low in pitch.

İLE. "diğeriyle" ile , ile, ile, ile, ile. Düşük perde.

Notice I’m just making one TH to connect these two unstressed words, with the, with

Dikkat edin, bu iki vurgusuz kelimeyi the ile,

the, with the. It's the unvoiced TH. With the, with the other one. It’s with the other

the ile, ile birleştirmek için sadece bir TH yapıyorum. Sessiz TH. Onunla, diğeriyle. Diğeriyle birlikte

one.

.

Number 16, he. Oh yes, this one reduces. Can I just say, we are already at 16, and we still

16 numara, o. Oh evet, bu azalır. Şunu söyleyebilir miyim, zaten 16 yaşındayız ve hala

haven’t seen one word that is stressed, that's a content word. Wow. When are we going

vurgulanan tek bir kelime görmedik, bu içerikli bir kelime. Vay. Onu ne zaman

to see it, and what is it going to be? I can’t wait to find out. But, back to 16, he. Fully

göreceğiz ve ne olacak? Öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Ama 16'ya geri döndü, o. Tam olarak

pronounced, ‘he’, it's the H consonant and EE as in SHE vowel. But very often we

telaffuz edilen 'he', H ünsüzüdür ve SHE sesli harfinde olduğu gibi EE'dir. Ancak çoğu zaman

drop the H, and have just the EE sound. What does he want? What does ee ee ee ee. We drop

H'yi bırakırız ve sadece EE sesine sahip oluruz. Ne istiyor? ne anlama geliyor?

the H and we connect it to the word before: does he?, does he? What does he want? What

H'yi bırakıyoruz ve onu önceki kelimeye bağlıyoruz: değil mi?, değil mi? Ne istiyor?

would that sentence sound like if every word stressed? What does he want? What does he

Her kelime vurgulansaydı bu cümle kulağa nasıl gelirdi ? Ne istiyor? Ne

want? What does he want? No, that’s not natural English. What does he want? I have

istiyor? Ne istiyor? Hayır, bu doğal İngilizce değil. Ne istiyor?

a video on dropping the H reductions. Click here or in the description below to see that

H indirimlerini düşürmeyle ilgili bir videom var. Bu

video and to get more examples.

videoyu görmek ve daha fazla örnek almak için buraya veya aşağıdaki açıklamaya tıklayın.

Seventeen. As. Yep, this word reduces. It’s not pronounced AS in a sentence. That’s

17. Gibi. Evet, bu kelime azalır. Cümlede AS olarak okunmaz. Bu

stressed. This word is usually not stressed. The vowel changes to the schwa and it becomes

stresli. Bu kelime genellikle vurgulanmaz. Sesli harf schwa'ya dönüşür ve

‘uhz’. AS, uhz. He’s as tall as me. Uhz—uhztalluhz. Uhztalluhz. Not AS, uhz,

'uhz' olur. A.Ş. O benim kadar uzun. Uhz-uhztalluhz. Uhztalluhz. AS değil, uhz,

uhz. He's as tall as me. I have a video that goes over this reduction too. Click here or

uhz. O benim kadar uzun. Bu azalmayı anlatan bir videom da var.

in the description below to see that and more examples.

Bunu ve daha fazla örneği görmek için burayı veya aşağıdaki açıklamayı tıklayın .

Eighteen. You. Another word that reduces. This word can be reduced to ‘yuh’. What

18. Sen. azaltan bir diğer kelimedir. Bu kelime 'yuh'a indirgenebilir. Ne

are you doing? What are you. Yuh, yuh, yuh. You never have to do reductions, and you could

yapıyorsun? Sen nesin. Yuh, yuh, yuh. Hiçbir zaman küçültme yapmak zorunda kalmazsınız ve

definitely say “What are you doing?”, you, you, you. I’m not reducing that, I’m

kesinlikle “Ne yapıyorsun?” diyebilirsiniz, sen, sen, sen. Bunu azaltmıyorum,

not changing the vowel, but I am still making it unstressed. ‘you’ instead of YOU. This

ünlüyü değiştirmiyorum ama yine de vurgusuz yapıyorum. SEN yerine 'sen'. Bu

word will usually be unstressed. That means, don’t pronounce it ‘you’, which is stressed.

kelime genellikle vurgusuz olacaktır. Bu, vurgulanan 'sen' olarak telaffuz etme anlamına gelir.

Pronounce it you. Or reduced you.

sende telaffuz et Ya da seni azalttı.

Nineteen. Do. Our first content word. Content words are nouns, verbs, adjectives, and adverbs.

19. Yapmak. İlk içerik kelimemiz. İçerik sözcükleri isimler, fiiller, sıfatlar ve zarflardır.

They're usually stressed in a sentence. Our first stressed word! Sort of. Actually, this

Genellikle bir cümlede vurgulanırlar. İlk vurgulu kelimemiz! bir nevi. Aslında, bu

word can reduce. It depends on how it’s being used in a sentence. In a question, where

kelime azaltabilir. Bir cümlede nasıl kullanıldığına bağlıdır.

there’s another verb, we often reduce it. For example, what do you think? ‘Think’

Başka bir fiilin olduğu bir soruda, genellikle onu azaltırız. Örneğin, ne düşünüyorsun? 'Düşün'

is another verb. Did you notice how I pronounced ‘do’? What do you? What to, what to, what

başka bir fiildir. 'Yap' kelimesini nasıl telaffuz ettiğimi fark ettin mi ? Sen ne? Ne yapmalı, ne yapmalı, ne

to do do. D plus schwa. Reducing DO like this is nice, natural English. I do have a video,

yapmalı. D artı schwa. DO'yu bu şekilde azaltmak güzel, doğal bir İngilizce. Bir videom var,

there I’m stressing it, I do have a video because it’s a statement, not a question,

orada vurguluyorum, bir videom var çünkü bu bir soru değil, bir açıklama,

I do have a video on the DO reduction. Click here or in the description below to see that

DO azaltma hakkında bir videom var. O videoyu görmek için buraya veya aşağıdaki açıklamaya tıklayın

video.

.

Twenty. The word At. Preposition, function word, and yes, it reduces. In conversation,

Yirmi. At kelimesi. Edat, işlev kelimesi ve evet, azaltır. Konuşmada,

we often pronounce this word ‘ut’, with a schwa, instead of AT, with the AA as in

genellikle bu 'ut' kelimesini AT yerine schwa ile, BAT sesli harfinde olduğu gibi AA ile telaffuz ederiz

BAT vowel. The T is a Flap T if the next word begins with a vowel or diphthong, and a Stop

. Bir sonraki kelime bir ünlü veya iki sesli harfle başlıyorsa T, Flap T'dir ve bir

T if the next word begins with a consonant. If you’re not sure what a Stop or Flap T

sonraki kelime bir ünsüzle başlıyorsa Durdur T'dir. Stop veya Flap T'nin ne olduğundan emin değilseniz

is, I do have a video on that, click here or in the comments below. Sample sentence:

, bununla ilgili bir videom var, buraya veya aşağıdaki yorumlara tıklayın. Örnek cümle: O

She’s at school. Ut. AT becomes ‘ut’. She’s at school.

okulda. Ut. AT 'ut' olur. O okuldadır.

So now we’re twenty words in, and still all our words are usually unstressed or might

Yani şimdi yirmi kelimeye sahibiz ve hala tüm kelimelerimiz genellikle vurgusuzdur veya

reduce. We’ll have to keep looking for our first stressed all the time word.

azalabilir. Her zaman ilk stresli kelimemizi aramaya devam etmemiz gerekecek. Hepsi

That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .