Want to Speak English Confidently?...FRIENDS can help you!

Do you wait until the last minute to buy  gifts? Joey and Chandler do. Today we’re  

Hediye almak için son dakikaya kadar bekler misiniz ? Joey ve Chandler biliyor. Bugün

taking a scene from Friends and  we’re doing a full pronunciation  

Friends'ten bir sahne alıyoruz ve tam bir telaffuz

analysis. What are the characteristics of  American English? You're going to improve  

analizi yapıyoruz. Amerikan İngilizcesinin özellikleri nelerdir?

your listening comprehension and your English  pronunciation too. Here's the scene we’ll study.

Dinlediğini anlama becerini ve İngilizce telaffuzunu da geliştireceksin. İşte inceleyeceğimiz sahne.

Hi.

MERHABA.

Hey, anyone hear from Phoebe yet?

Hey, Phoebe'den haber alan var mı?

No, nothing.

Hayır, hiçbir şey.

I hope she’s okay.

Umarım iyidir.

Yeah. I know exactly what she’s going through.

Evet. Neler yaşadığını çok iyi biliyorum.

How do you know exactly what she’s going through?

Neler yaşadığını tam olarak nereden biliyorsun?

She told us.

Bize söyledi.

So what you got there Monica?

Orada ne buldun Monica?

Just some stuff for the party.

Sadece parti için bazı şeyler.

Hey, what are you guys doing here? Aren’t  you supposed to be Christmas shopping?

Hey, siz burada ne arıyorsunuz? Noel alışverişi yapıyor olman gerekmiyor mu?

You guys haven’t gotten your presents yet?  

Siz hala hediyelerinizi almadınız mı?

Tomorrow is Christmas Eve,  what are you going to do?

Yarın Noel Arifesi, ne yapacaksın? Böyle şeyler söylemek için

Don’t you have to be Claymation  to say stuff like that?

Claymation olmanız gerekmiyor mu ?

And now let’s do the full analysis.

Ve şimdi tam analizi yapalım.

Be sure to download my Sounds  of American English Cheat Sheet,  

Sounds of American English Hile Sayfamı indirdiğinizden emin olun,

it’s free. It’s an illustrated reference  guide for you for all the American English  

ücretsizdir. Bilmeniz

sounds including the phonetic symbols you need  to know. Link here and in the video description.

gereken fonetik semboller de dahil olmak üzere tüm Amerikan İngilizcesi sesleri için resimli bir başvuru kılavuzudur . Link burada ve video açıklamasında.

Hi.

MERHABA.

Hey, anyone hear from Phoebe yet?

Hey, Phoebe'den haber alan var mı?

So, two common American greetings.  Hey is more common and I talked  

Yani, iki ortak Amerikan selamı. Hey daha yaygındır ve bundan

about that in the video that we did two weeks ago,  

iki hafta önce çektiğimiz videoda,

another scene from this Friends episode.  Hi, hi, up down shape of stress. Hi.

bu Friends bölümünden başka bir sahnede bahsetmiştim. Merhaba, merhaba, yukarı aşağı stres şekli. MERHABA.

Hi.

MERHABA.

Hey.

Hey.

Hey, hey. And then hey, a more common  greeting, hey, also up down shape of stress.

Merhaba. Ve sonra, hey, daha yaygın bir selamlama, hey, aynı zamanda stresin aşağı yukarı şekli.

Hey

Hey

Hey, anyone hear from Phoebe yet?

Hey, Phoebe'den haber alan var mı?

So, this is a yes no question. So out pitch  is going up towards the end. That’s common  

Yani, bu bir evet hayır sorusudur. Yani saha sonlara doğru yükseliyor. Bu,

for yes no questions. So, we have a couple  stressed syllables, let’s listen for them.

evet hayır soruları için yaygın   bir durumdur. Yani, birkaç vurgulu hecemiz var , onları dinleyelim.

Anyone hear from Phoebe yet?

Phoebe'den haber alan var mı?

Anyone hear from. So, we start higher and we come  low. Anyone. A little bit of up down on here from.  

Kimden haber alırsan al. Bu nedenle, daha yüksekten başlar ve daha düşük geliriz. Herhangi biri. Buradan biraz yukarıdan aşağıya.

So, anyone and here. Anyone, three  syllable word with first syllable stress.

Yani, herkes ve burada. Herkes, ilk hece vurgusu olan üç heceli kelime.

Anyone hear from Phoebe yet?

Phoebe'den haber alan var mı?

Phoebe yet? So, then we backed up. So, Phoebe,  also stressed but rather than going up down,  

Phoebe geldi mi? Sonra geri çekildik. Yani, Phoebe de stresli ama aşağı inmek yerine

the stress here goes down up. Phoebe  yet? Because we’re heading up,  

buradaki stres artıyor. Phoebe henüz? Çünkü yukarı gidiyoruz,

because of it being a yes no question. Phoebe yet?

evet hayır sorusu olduğu için. Phoebe geldi mi?

Phoebe yet?

Phoebe geldi mi?

Phoebe yet? And we have a stop T there, he doesn’t  release that air stop T yet just an abrupt stop.  

Phoebe geldi mi? Ve orada bir stop T'miz var, hava stop T'yi serbest bırakmıyor, ancak ani bir duruş yapıyor.

That is the most the most common pronunciation  of an ending T at the end of a thought group.  

Bu, bir düşünce grubunun sonundaki bir T'nin en yaygın telaffuzudur.

Let’s look at our linking and things that are  happening with the pronunciation in this phrase.

Bağlantımıza ve bu ifadenin telaffuzuyla ilgili olaylara bakalım.

Anyone hear from Phoebe yet?

Phoebe'den haber alan var mı? Kanal üyeliği aracılığıyla Youtube'daki destekçilerime

I want to pop in to give a huge thanks  to my supporters here on Youtube via the  

kocaman bir teşekkür etmek istiyorum

channel membership. When you join, you  get badges to make your comments pop,  

. Katıldığınızda, yorumlarınızı öne çıkaracak rozetler alırsınız,

you get access to emoji and the  top level also gets free audio  

emojilere erişim elde edersiniz ve ayrıca en üst seviye

lessons every month. Thank you so much for  your support. Click join to learn more.

her ay ücretsiz sesli dersler alır. Desteğiniz için çok teşekkür ederim . Daha fazla bilgi edinmek için katıl'ı tıklayın.

Anyone hear from Phoebe yet?

Phoebe'den haber alan var mı?

Anyone hear from. Anyone hear from. So, do you  hear how I’m saying this. I’m not saying from.  

Kimden haber alırsan al. Kimden haber alırsan al. Bunu nasıl söylediğimi duyuyor musunuz? dan demiyorum

I’m saying from, from. That’s exactly how Ross  said it so this word reduces. We change from  

den, den diyorum. Ross tam olarak böyle söyledi, bu yüzden bu kelime azalır.

the uh as in butter vowel. From, to the  schwa. From, from, from. The schwa gets  

Tereyağı sesli harfinde olduğu gibi  uh'dan değişiriz. schwa'ya. Kimden, kimden, kimden. Schwa

absorbed by that M so you can think of there  being no vowel there. From, from, hear from.

bu M tarafından emilir, böylece orada sesli harf olmadığını düşünebilirsiniz. Kimden, kimden, kimden haber alın.

Anyone hear from--

Herhangi biri--

The word ‘hear’, if you look this up in a  dictionary, you’ll see it’s got the ih as  

'Duy' kelimesini bir sözlükte ararsanız , sit sesli harfinde ih as'a sahip olduğunu görürsünüz

in sit vowel, but when that vowel is  followed by schwa R like it is here,  

, ancak bu ünlü burada olduğu gibi schwa R tarafından takip edildiğinde,

it changes, it becomes a vowel more like the  E vowel. So it’s not e but he-ee, hear, hear.

değişir, daha çok E sesli harfi gibi bir sesli harf haline gelir . Yani e değil ama he-ee, duy, duy.

Anyone hear from--

Kimden haber aldıysanız--

Anyone hear from, anyone  hear from, anyone hear from.  

Kimden haber aldınız, kimden  haber aldınız , kimden haber aldınız?

See if you can copy that  smoothness. Anyone hear from.

Bu pürüzsüzlüğü kopyalayıp kopyalayamayacağınıza bakın . Kimden haber alırsan al.

Anyone hear from--

Phoebe'den haber alan var mı

Phoebe yet?

?

Phoebe yet? So, the ph makes the F  sound, Phoebe. And both the stressed  

Phoebe geldi mi? Ph, F sesini verir, Phoebe. Ve bu addaki hem vurgulu hem de

and the unstressed syllables in this name  have the same vowel, that is the E vowel.

vurgusuz heceler aynı sesli harfe sahiptir, yani E sesli harfidir.

Phoebe, Phoebe, Phoebe yet?

Phoebe, Phoebe, Phoebe henüz?

Phoebe yet?

Phoebe geldi mi?

No, nothing.

Hayır, hiçbir şey.

No, nothing. Uhuuhuh. If we slow that down,  you would really hear that shape of stress,  

Hayır, hiçbir şey. Uhuuhuh. Bunu yavaşlatırsak, bu stres şeklini gerçekten duyarsınız,

no, nothing. So two up down shapes  of stress, we have the oh diphthong,  

hayır, hiçbir şey. Yani stresin iki yukarı şekli , elimizde oh diphthong var,

she makes a little bit relaxed, it’s not  no but more like no, no, no, no, nothing.

biraz rahatlıyor, hayır  değil ama daha çok hayır, hayır, hayır, hayır, hiçbir şey.

No, nothing.

Hayır, hiçbir şey.

Now here, the O, the letter O makes the uh as in  butter vowel. So, even though it looks like n-o,  

Şimdi burada, O harfi, tereyağı sesli harfinde olduğu gibi uh yapar . Yani, n-o,

n-o, the pronunciation would be the same,  that is not true. No, nothing. Now, t-h-i-n-g,  

n-o gibi görünse de telaffuz aynı olacaktır, bu doğru değildir. Hayır, hiçbir şey. Şimdi, t-h-i-n-g,   bunu

she does not make that an NG ending, she  doesn’t say nothing, she says nothing,  

bir NG sonu yapmaz, hiçbir şey söylemez, hiçbir şey söylemez,

nothing. So, making the NG ending just  an N ending, ih as in sit n and nothing.

hiçbir şey. Yani, NG bitişini sadece bir N bitişi yapmak, ih sit n'deki gibi ve hiçbir şey.

Nothing.

Hiç bir şey.

I hope she’s okay.

Umarım iyidir.

Okay, so Monica’s response. Four words,  two of them as stressed. Which do you  

Tamam, Monica'nın yanıtı. Dört kelime, ikisi vurgulu olarak. Sizce hangisi

think are longer and up down shape of  stress or a down up shape of stress?

daha uzun ve yukarı aşağı stres şekli mi yoksa aşağı yukarı stres şekli mi?

I hope she’s okay.

Umarım iyidir.

I hope she’s. Uhuhuh. Definitely hear that pitch  change. I hope she’s. And then we have okay. Also  

Umarım öyledir. Uhuhuh. Perde değişimini kesinlikle duyun . Umarım öyledir. Ve sonra iyiyiz. Ayrıca

an up down shape of stress there. So, we have hope  and K. Now, the word I, that’s the I diphthong.  

stresin aşağı yukarı bir şekli var. Yani, umudumuz ve K'miz var. Şimdi, I kelimesi, bu I diphthong'dur.

It’s unstressed here, I don’t really hear  her pronouncing both of those sounds, I.

Burada vurgusuz, bu iki sesi de telaffuz ettiğini gerçekten duymuyorum, I.

I hope she’s.

Umarım duymuştur.

It’s more like a, a, I hope,  I hope, I hope she’s okay.  

Daha çok a, a, umarım, umarım, umarım iyidir.

So, ,aybe more like the ah as in father said  very, very quickly. I hope, I hope she’s okay.

Yani, belki daha çok, babamın çok çok hızlı bir şekilde söylediği ah'a benziyor . Umarım, umarım iyidir.

I hope she’s okay.

Umarım iyidir.

Hope she’s. So, let’s talk about  our p. This is a stop consonant,  

Umarım öyledir. Öyleyse, p'miz hakkında konuşalım . Bu bir dur ünsüz,

hope. A stop consonant is a stop of air and  a release. But it’s really common in stop  

umut. Durdurma ünsüzü, havanın durması ve serbest bırakılmasıdır. Ancak, bitiş ünsüzlerinde, bir

consonants not to make the release when  the next sound is a consonant. Here the  

sonraki ses bir ünsüz olduğunda salınımın yapılmaması gerçekten yaygın bir durumdur. Burada

next sound is the sh consonant. So it’s not  hope she’s. But it’s just hope she’s, hope,  

sonraki ses, sh ünsüzüdür. Yani umut değil. Ama bu sadece umarım, umarım,

my lips come together for the P but I skip  the release rather than that escape of air,  

dudaklarım P için birleşiyor ama o hava kaçışındansa salıvermeyi atlıyorum,

we go right into the sh consonant, hope she’s.  But there is that little tiny lift break, that’s  

doğruca sh ünsüzüne geçiyoruz, umarım odur. Ama o küçük kaldırma molası var, bu,

the stop of the stop consonant as my lips come  together. Hope she’s. I hope she’s, I hope she’s.

dudaklarım birleştiğinde dur ünsüzünün durduğu yerdir . Umarım öyledir. Umarım öyledir, umarım öyledir.

I hope she’s --

Umarım o --

I hope she’s okay.

Umarım iyidir.

Okay, okay. This is a word that  can have first syllable stress,  

Tamam tamam. Bu, ilk hece vurgusu olabilen bir kelimedir,

okay. Or second syllable stress,  okay. She’s doing second.

tamam. Veya ikinci hece vurgusu, tamam. İkinci yapıyor. o

she’s okay.

iyi

Yeah, I know exactly what she’s going through.

Evet, neler yaşadığını tam olarak biliyorum.

Yeah, yeah. Up down shape of stress

Evet evet. Yukarı aşağı stres şekli

Yeah, --

Evet, --

I know exactly what she’s going through.

Onun neler yaşadığını tam olarak biliyorum.

Yeah, I know exactly. So, more stress on  our verb. I know exactly on our adverb.

Evet, kesinlikle biliyorum. Yani, fiilimiz üzerinde daha fazla stres var . Zarfımızı tam olarak biliyorum.

I know exactly --

Tam olarak biliyorum -

I know exactly what she’s going through.

onun neler yaşadığını tam olarak biliyorum.

Going through, what she’s going through, then  one more stressed syllable on the verb going.  

Geçiyor, içinden geçiyor, ardından gitmek fiilinde bir vurgulu hece daha.

So everything links together  smoothly even the word yeah,  

Yani her şey birbirine sorunsuz bir şekilde bağlanır, hatta evet kelimesi bile

links right into the I, he doesn’t  do a break there, yeah, yeah I know.

doğrudan Ben'e bağlanır, orada bir boşluk bırakmaz, evet, evet biliyorum.

Yeah, I know exactly what she’s going through.

Evet, neler yaşadığını tam olarak biliyorum.

Maybe you noticed this, maybe you  already know it but this word is  

Belki bunu fark ettiniz, belki zaten biliyorsunuzdur ama bu kelime,

pronounced the exact same way as this word.  N consonant, O diphthong. Know. Yeah I know.

bu kelimeyle tamamen aynı şekilde telaffuz edilmektedir. N ünsüz, O diftong. Bilmek. Evet biliyorum.

Yeah, I know --

Evet,

exactly what she’s going through.

tam olarak neler yaşadığını biliyorum.

Exactly. Now this is an interesting word.  We have the letter X. That always makes two  

Kesinlikle. Şimdi bu ilginç bir kelime. X harfine sahibiz. Bu her zaman iki

sounds. In this case egz, G and Z, exactly. Then  we have a K, the letter C makes K, t-l-y. So,  

ses çıkarır. Bu durumda örneğin, G ve Z, tam olarak. O zaman bir K'miz var, C harfi K, t-l-y yapar. Yani,

when t comes between two consonants, it’s really  common in American Englsih to drop it and that’s  

iki ünsüz arasına t geldiği zaman, Amerikan İngilizcesinde onu bırakmak gerçekten yaygındır ve

what he does, he does not say exactly. You  will find very few people pronouncing it that  

onun yaptığı da budur, tam olarak söylemez. Bunu  bu şekilde telaffuz eden çok az kişi bulacaksınız

way. Exactly, exactly with no T is a much more  common pronunciation. Exactly, I know exactly.

. Kesinlikle, tam olarak T olmaması çok daha yaygın bir telaffuzdur. Kesinlikle, kesinlikle biliyorum.

I know exactly.

Tam olarak biliyorum.

I know exactly what she’s going through.

Neler yaşadığını çok iyi biliyorum.

Exactly what she’s, what she’s, what she’s, what she’s.

Tam olarak ne olduğu, ne olduğu, ne olduğu, ne olduğu.

Do you notice I’m not saying what she’s?  It’s a very quick stop. It’s an unstressed word  

Onun ne olduğunu söylemediğimi fark ettin mi? Bu çok hızlı bir durak. Bu,

said very quickly. What she’s, what she’s,  what she’s, what, what. I’m debating, do I  

çok çabuk söylenen vurgusuz bir kelimedir. O ne, o ne,  o ne , ne, ne. Tartışıyorum,

want to write that with a schwa, what, what or  uh as in butter, what, what. Let’s listen again.

bunu bir schwa ile yazmak istiyor muyum, ne, ne ya da uh tereyağında olduğu gibi, ne, ne. Tekrar dinleyelim.

I know exactly what she’s --

Onun ne olduğunu tam olarak biliyorum --

I think I’m going to write it with the  schwa, I think it’s just, there’s not much  

sanırım schwa ile yazacağım , sanırım sadece,

of a vowel there but what, what, what, what  she’s, what she’s. What she’s, what she’s.

orada pek sesli harf yok ama ne, ne, ne, ne o, ne o. O ne, o ne.

what she’s --

o -

going through.

içinden geçiyor.

Going through, going through. So one  peak of stress and the rest of the  

geçiyor, geçiyor. Yani vurgunun bir zirvesi ve cümlenin geri kalanı tonlama

sentence just comes as the intonation drops  off. Now, Rachel up here took an IG ending,  

düşerken gelir . Şimdi, buradaki Rachel bir IG sonu aldı ve

ing ending and made it an IN ending. He's  doing that too, rather than saying going,  

onu bir IN sonu yaptı. Bunu da yapıyor, git demek yerine,

he’s saying goin’, goin’. Unstressed syllable  as it as in sit and going through, going, going,  

gidiyor, gidiyor diyor. Vurgusuz hece otur ve geçiyor, gidiyor, gidiyor,

going through. Through, this word can be tricky,  we have an unvoiced th with an R. now the tongue  

geçiyor gibi. Bu kelime yanıltıcı olabilir, bir R ile sessiz bir th'ye sahibiz. şimdi dil   buradan

does have to come through, the teeth here. But  it’s just the very tip. Make sure there’s not  

geçmek zorunda, dişler burada. Ancak bu sadece ipucu.

tension so the air can just flow really freely.  Going through, going through, th, th, th, through.

Havanın gerçekten serbestçe akabilmesi için gerilim olmadığından emin olun. Geçiyor, geçiyor, th, th, th, içinden.

going through.

geçiyor.

And all of these letters o-u-g-h just  make the ooh vowel. Going through.

Ve tüm bu o-u-g-h harfleri sadece ooh sesli harfini oluşturur. geçiyor.

going through.

geçiyor.

How do you know --

Nerden biliyorsun --

How do you know. She’s stressing  you, we see that with a hand gesture,  

Nerden biliyorsun. Seni strese sokuyor, bunu bir el hareketiyle görüyoruz,

how do, how do you know. A little bit  of stress on our question word. That’s  

nasıl yaparsın, nasıl anlarsın. Soru kelimemize biraz vurgu yapalım. Bu

really typical to have the question  word be stressed. How do you know?

soru kelimesinin vurgulanması gerçekten tipik bir durumdur . Nereden biliyorsunuz?

How do you know --

Nerden biliyorsun --

How do you know, how do you know. So  do and more said a little bit more  

Nerden biliyorsun, nasıl biliyorsun. Öyleyse yapın ve daha fazlasını biraz daha

quickly but all of this really links together  smoothly. How do you know, how do you know.

hızlı bir şekilde söyleyin, ancak tüm bunlar gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanır. Nereden biliyorsun, nasıl biliyorsun?

How do you know --

Exactly what she’s going through?

Tam olarak ne yaşadığını nereden biliyorsun?

Know exactly. So, we have the oh diphthong,  

Tam olarak bilmek. Yani,

the ih as in sit vowel. Know exactly. It can help  you think a w glide consonant between the two to  

sit ünlüsünde olduğu gibi oh diphthong'umuz,   ih'imiz var. Tam olarak bilmek. Bu, ikisi arasında akıcı bir ünsüz harf düşünmenize yardımcı olabilir

help you link those smoothly. Know exactly.  Now, wait. Is she saying the T in exactly?

bunları sorunsuz bir şekilde bağlamanıza yardımcı olabilir. Tam olarak bilmek. Şimdi bekle. T harfini tam olarak mı söylüyor?

Exactly --

Kesinlikle --

Exactly, exactly, no, she doesn’t. Like  I said, that’s really uncommon. I only  

Kesinlikle, kesinlikle, hayır, bilmiyor. Dediğim gibi, bu gerçekten alışılmadık bir durum.

know one person our of everybody  I know who says that T. Exactly.

Herkesten sadece   bir kişi tanıyorum Bunu kimin söylediğini biliyorum T. Kesinlikle.

Exactly --

Kesinlikle --

What she’s going through.

Neler yaşadığını.

Exactly what she’s going through? Exactly.  

Tam olarak ne yaşıyor? Kesinlikle.

Stress on the middle syllable there. How do  you know exactly what she’s going through?

Orta hecede vurgu var. Tam olarak neler yaşadığını nasıl anlarsınız?

How do you know exactly what she’s going through?

Neler yaşadığını tam olarak nereden biliyorsun?

Exactly what she’s going through. So, what  she’s again unstressed said quickly stop T,  

Tam olarak neler yaşadığını. Yani, tekrar vurgulamadığı şey, T'yi hızlı bir şekilde durdur,

what she’s, what she’s, what  she’s, what she’s going through.

ne olduğunu, ne olduğunu, ne olduğunu, neler yaşadığını söyledi.

exactly what she’s going through?

tam olarak ne yaşıyor?

Now, Monica does not make this goin’,  

Şimdi, Monica bunu yapmıyor,

she makes it going with an ng consonant.  So, when we have an ng consonant, ih as  

bir ng ünsüzle devam ettiriyor. Yani, bir ng ünsüzümüz olduğunda, ih   oturmada olduğu gibi

in sit ng. This NG sound actually changes the  vowel sound. So, it actually sounds more like  

. Bu NG sesi aslında ünlü sesi değiştirir. Yani, aslında

e, going, going, rather than e, e.  So if we change the NG to an N,  

e, e yerine   e, gidiyor, gidiyor gibi geliyor. Yani NG'yi N olarak değiştirirsek,

then the vowel stays ih as in sit, it doesn’t  change goin. But if we don’t, then the vowel  

o zaman sesli harf ih'de olduğu gibi sit'te kalır, gidişte değişmez. Ancak bunu yapmazsak,

does change even though the dictionary won’t say  this. The American habit is to make ih as in sit  

sözlük bunu söylemese de sesli harf değişir . Amerikan alışkanlığı, sit

vowel NG actually becomes E vowel NG going  going, going, going through, going through.

sesli harfi NG'nin aslında E sesli harfi NG'ye dönüştüğü gibi ih yapmaktır .

Going through --

Geçmek --

Again, through, tricky word, unvoiced  th, bring the tongue tip lightly through,  

Yine, içinden, hileli kelime, ötümsüz th, dil ucunu hafifçe getir,

r consonant, ooh vowel, going through.

r ünsüz, ooh sesli harf, içinden geçiyor.

Going through --

Geçiyor --

She told us.

Bize anlattı.

Okay, his response, three words, one  of them is stressed, which is it?

Tamam, yanıtı, üç kelime, biri vurgulu, hangisi?

She told us.

Bize söyledi.

She told us. Pretty clear there, dadada.  It’s like what you want to make a gesture  

Bize söyledi. Orada oldukça açık, dadada. Bu, üzerine bir hareket   yapmak istediğiniz şeye benzer

on. Dadada. She told us. She told us. Higher  pitch, change in pitch a little longer. She  

. Babada. Bize söyledi. Bize söyledi. Daha yüksek perde, perdede biraz daha uzun süre değişiklik yapın.

told us. Now this word does start with a true  T. The rule is a t is a true T if it starts a  

Bize söyledi. Şimdi bu kelime gerçek bir T ile başlıyor. Kural şudur: t, vurgulu bir heceyle başlıyorsa gerçek T'dir

stressed syllable. So here it does. Told us. Let’s  look at the word told in IPA. We have T consonant,  

. Yani burada öyle. Anlat bize. IPA'da söylenen kelimeye bakalım. T ünsüzümüz var,

O diphthong L-D. Now, this is a dark L because  it comes after a dipthong And this L does change  

O diphthong L-D. Şimdi, bu koyu L'dir çünkü bir ünlüden sonra gelir ve bu L ikili

the diphthong, it’s to, told but it’s told. It’s  almost like one sound. You can maybe think of it  

ünlüyü değiştirir, söylenmiştir ama söylenmiştir. Neredeyse tek bir ses gibi. Bunu

as an awe as in law, that’s just a little bit  darker so the tongue shifts back a little bit,  

hukukta olduğu gibi bir huşu olarak düşünebilirsiniz, bu sadece biraz daha koyu olduğundan dil biraz geriye kayar,

it lifts a little bit, lips round a  little bit, uhl, uhl, uhl, told. She  

biraz yukarı kalkar, dudaklar biraz yuvarlanır, uhl, uhl, uhl, söylendi.

told us.And the D links into the u as in  butter vowel, told us [flap], told us.

Bize anlattı. Ve D, tereyağı ünlüsünde olduğu gibi u'ya bağlanır , dedi bize [flap], bize anlattı.

Told us.

Anlat bize.

Told us, told us. And a little bit a stronger  T and a stronger D because he’s stressing this  

Bize anlattı, bize anlattı. Ve biraz daha güçlü T ve daha güçlü D çünkü bu

word. She told us. So, usually when we say I  know exactly what she’s going through. That's  

kelimeyi vurguluyor. Bize söyledi. Bu nedenle, genellikle onun neler yaşadığını tam olarak bildiğimi söylediğimizde. Bunun

because we have also gone through that. We  have experienced that or experienced something  

nedeni   çünkü biz de bunu yaşadık. Bunu yaşadık veya benzer bir şey yaşadık

similar. So, gone through means to experience  something. And Joey has not experienced what Phoebe  

. Yani, içinden geçmek bir şeyi deneyimlemek anlamına gelir . Ve Joey, Phoebe'nin

is experiencing. In this Episode, Phoebe is maybe  going to meet her father for the first time. This  

yaşadıklarını deneyimlemedi. Bu Bölümde Phoebe belki de babasıyla ilk kez tanışacak. Bu

has not happened to Joey. So, when Joey says I  know exactly what she’s going through, it makes it  

Joey'in başına gelmedi. Joey, onun neler yaşadığını tam olarak bildiğimi söylediğinde, sanki

sound like the same thing happened to him. Monica  calls him out on that. Of course, he doesn’t know  

aynı şey onun başına gelmiş gibi geliyor. Monica ona bu konuda seslenir. Tabii ki

that but then he says, well I know that because  she told us that. It’s not how we would normally  

bunu bilmiyor ama sonra "Bunu bize o söylediği için biliyorum" diyor. Normalde

use exactly what she’s going through.which  is why it’s a joke and everyone laughs.

onun yaşadıklarını tam olarak böyle kullanmazdık. Bu yüzden bu bir şaka ve herkes gülüyor.

She told us.

Bize söyledi.

So what have you got there, Monica?

Orada ne buldun, Monica?

Okay, Chandler comes in, he’s  speaking fast, it’s a little unclear.  

Tamam, Chandler geliyor, hızlı konuşuyor, biraz anlaşılmaz.

So what have you got there. So  we have some stress on what.  

Peki orada ne var? Yani ne konusunda biraz stresimiz var.

In a question, the question word is usually going  to be stressed just like here with how. So what do  

Bir soruda, soru kelimesi genellikle burada nasıl ile olduğu gibi vurgulanır. Peki

you got there, Monica? So, Monica tagged on at  the end, it is stressed but because he’s making  

elinde ne var Monica? Yani, sonunda Monica devam etti , vurgulu ama

his intonation go up, the stress goes down  up instead of up down like it normally does.

tonlamasını yükselttiği için vurgu normalde yaptığı gibi yukarı aşağı yerine yukarı aşağı iniyor.

So what have you got there, Monica?

Orada ne buldun, Monica?

Okay, this is so unclear. So the word so is  not pronounced so with the O diphthong so  

Tamam, bu çok belirsiz. Yani so kelimesi O diftonuyla so diye telaffuz edilmez

but it’s su. It's just the S sound, so what,  so what. Maybe you would write that S schwa.  

ama su'dur. Bu sadece S sesi, ne olmuş yani,  ne olmuş yani. Belki o S schwa'yı yazarsın.

The w consonant for what but then  really not the rest of that word,  

w ne için ünsüz ama o kelimenin geri kalanı gerçekten değil,

so-ya, so-whya. Is more like what I’m hearing

so-ya, so-whya. Daha çok benim işittiğime benziyor

So what have you got --

Peki sende ne var --

So what have you becomes to my ears  so-wuh and maybe uh? Let’s listen again.

Peki kulaklarımda ne oluyor so-wuh ve belki uh? Tekrar dinleyelim.

So what have you got --

Peki elinizde ne var --

Yeah, So-ya, so, so-ya-su, so-ya. So I’m going  to write that with the Y consonant and the schwa.  

Evet, So-ya, yani, so-ya-su, so-ya. Bunu Y ünsüz ve schwa ile yazacağım.

So-ya, so-ya, so-ya. So what have you got there.  So what have you got there. So what have you  

So-ya, so-ya, so-ya. Peki orada ne var? Peki orada ne var? Peki sende   olan şey

becomes so-ya, so-ya. The word have dropped  totally and the vowel in all of these three  

so-ya, so-ya olur. Kelime tamamen azaldı ve bu üç kelimedeki sesli harf

words reduced to the schwa, so-ya, so-ya, so what  have you got there, so what have you got there.

schwa, so-ya, so-ya'ya indirgendi, yani orada ne var, öyleyse orada ne var.

So what have you got there --

Elinizde ne var --

All leading up to the longer word, the  more clear word, got. But that’s a stop T,  

Hepsi daha uzun kelimeye, yani daha net kelimeye kadar varıyor. Ancak bu bir durak T,

it’s not fully pronounced. Got there, got  there. That stop of air. That is the T there.  

tam olarak telaffuz edilmiyor. Orada vardı . O hava durağı. Oradaki T.

The letter O, ah as in father,  got, got, got there, got there.

O, ah harfi, babadaki gibi, gitti, geldi, oraya gitti, oraya gitti.

So what have you got there --

Peki orada ne var --

So what have you got there, Monica?

Peki orada ne var Monica?

So what have you got there, Monica? There begins  with a voiced th, it’s not stressed. You can get  

Orada ne buldun, Monica? Sesli bir th ile başlar, vurgulu değildir.

by with not bringing your tongue tip through. You  can just touch the backs of the teeth [flap] with  

Dilinizin ucunu çıkarmadan idare edebilirsiniz. Bunu gerçekleştirmek için zaman ayırmak yerine dilinizle dişlerin arka kısımlarına [flap] dokunabilirsiniz

your tongue rather than taking the time to  bring that through. [flap] there, there,  

. [flap] orada, orada,

there, there. You’ll see it in IPA. Unvoiced  th, eh as in bed schwa R but the schwa R  

orada, orada. IPA'da göreceksiniz. Sessiz th, eh, yatakta schwa R'de olduğu gibi, ancak schwa R

does affect this vowel just like the dark L  affects to oh diphthong, the R or the schwa  

bu sesli harfi etkiler, tıpkı koyu L 'nin oh diphthong'u etkilemesi gibi, R veya schwa

R affects to eh vowel, not as much jaw drop  not the but the eh, there, eh, eh, eh, there.

R eh sesli harfi etkiler, çene düşmesi  the değil ama eh, orada , eh, eh, eh, orada.

So what have you got there, Monica?

Orada ne buldun, Monica?

This is one where you’ll really  have to ignore what you see,  

Bu, gördüğünüzü,

what the black and white text is and just  go with what you hear and just try to  

siyah beyaz metnin ne olduğunu gerçekten görmezden gelmeniz ve duyduklarınızla devam etmeniz ve

imitate that and have to simplify your mouth  movements so much to match his reductions,  

onu taklit etmeye çalışmanız ve onun indirgemelerine uyacak şekilde ağız  hareketlerinizi o kadar basitleştirmeniz gerekecek

to get through this sentence with the  same pacing, the same rhythm as Chandler

ki   bu cümleyi Chandler'la aynı hızda, aynı ritimde bitirin

So what have you got there, Monica?

Peki orada ne var Monica?

Just some stuff for the party.

Sadece parti için bazı şeyler.

Just some stuff for the party. Just some.  Stress on our first word. Just some stuff  

Sadece parti için bazı şeyler. Sadece biraz. İlk kelimemizi vurgulayın.

for the party. She’s making her stress  go up, we have three stressed syllables.  

Parti için   bazı şeyler. Vurgusunu artırıyor, üç vurgulu hecemiz var.

Now, even though the word just is  stressed, the T is dropped. That’s  

Şimdi, kelime sadece vurgulanmış olsa da T kaldırılmıştır. Bu,

really common between two consonants even  in the stressed word like, exactly where  

iki ünsüz arasında olduğu için T'yi tam olarak bıraktığımız gibi vurgulu kelimede bile

we drop that T because it comes between two  consonants. Just some, just some, just some.

iki ünsüz arasında gerçekten yaygındır. Sadece biraz, sadece biraz, sadece biraz.

Just some

Sadece biraz

Just some stuff for the party.

Parti için biraz malzeme.

Also notice, it’s not some, it’s not stressed.  Some but it’s some, some, I would write that  

Ayrıca dikkat edin, biraz değil, stresli değil. Bazıları ama bazıları, bazıları, bunu

with a schwa, I’m going to say that quickly, also  by the way, there’s not two S sounds here. Just  

bir schwa ile yazardım, hızlıca söyleyeceğim, ayrıca bu arada, burada iki S sesi yok.

think of one S sound to link, just some, just  some, just some. Just some becomes just some.

Bağlanacak bir S sesi düşünün, sadece biraz, sadece biraz, sadece biraz. Sadece bazı sadece bazı olur.

Just some --

Sadece biraz --

Just some stuff for the party.

Parti için sadece bazı şeyler.

Just some stuff for the. Now here again,  just like just some, when we drop the T,  

için sadece bazı şeyler. Şimdi yine burada, tıpkı bazılarında olduğu gibi, T'yi bıraktığımızda

we had two S’s. We have stuff for, two F’s,  we’re going to link that with a single F.  

iki S'miz oldu. Elimizde for, iki F var, bunu tek bir F ile bağlayacağız.

Stuff for, stuff for, stuff for. So we have the  uh as in butter in stuff and in the word for,  

Stuff for, stuff for, stuff for. Yani, şeylerde tereyağında olduğu gibi ve for kelimesinde olduğu gibi,   bu

that reduces to schwa R so it’s not for but it’s  for, for. For the. These two words become for the,  

schwa R'ye indirgenir, yani for değil ama for , for. İçin. Bu iki kelime, için, için

for the, for the. And remember, this is a voiced  th so you don’t need to bring your tongue tip  

, için olur. Ve unutmayın, bu sesli bir sestir, dolayısıyla vurgusuz olduğu için dilinizin ucunu  geçirmeniz gerekmez

through because it’s unstressed. For the, for  the, for the. Stuff for the, stuff for the.

. için, için , için. için şeyler, için şeyler. Parti için

Stuff for the --

şeyler -- Parti için

Stuff for the party.

şeyler.

Party, party. Do you hear a true  T in that word? Party. I don’t.  

Parti parti. Bu kelimede gerçek bir T duyuyor musunuz ? Parti. Yapmıyorum.

That’s because the T after an R before a vowel  or diphthong is a flap T and that sounds like  

Bunun nedeni, bir sesli harf veya iki sesli harften önceki bir R'den sonraki T'nin bir flep T olması ve bunun

the American D between two vowels in English.  Party [flap], flap of the tongue. Party. Party.

İngilizce'de iki sesli harf arasındaki Amerikan D'ye benzemesidir. Parti [kanat], dil çırpma. Parti. Parti.

Party.

Parti.

So, everything links together really smoothly,  we have some reductions, we have a flap T.

Yani, her şey gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlı, bazı indirimlerimiz var, bir flep T'miz var.

Just some stuff for the party.

Sadece parti için bazı şeyler.

Hey, what are you guys doing here?

Hey, siz burada ne arıyorsunuz?

Hey, what are you guys doing here? Two stress  words are question words. What and do. The  

Hey, siz burada ne arıyorsunuz? İki vurgu kelimesi soru sözcükleridir. Ne ve yapmak.

other word said really, really quickly.  Instead of hey, it’s more like hey, hey.

Diğer   kelime gerçekten çok hızlı bir şekilde söylendi. Hey yerine, daha çok hey, hey gibi.

Hey, what do you guys --

Hey, siz ne yapıyorsunuz --

You almost don’t even hear it. Hey, hey,  hey. I do hear it. I wrote it when I was  

Neredeyse duymuyorsunuz bile. Hey hey hey. duyuyorum.

sriting out the transcript but it’s so subtle,  so fast. Hey, hey, hey, hey. What are you guys

Transkripti yazarken yazdım ama çok ince, çok hızlı. Hey hey hey hey. Siz nesiniz

Hey, what are you guys --

Hey, siz nesiniz --

Hey, what are you guys. So we have the  word R, this is going to reduce to schwa r  

Hey, siz nesiniz çocuklar. Yani R kelimemiz var, bu schwar'a indirgenecek

and the T comes between two vowels so that  becomes a flap T. What are, what are. The  

ve T iki sesli harfin arasına gelir, böylece bir flep T olur. Nedir, nedir.

word you said really quickly attached to the word  are, attached to the word guys. What are you guys.

Söylediğiniz   kelime  gerçekten hızlı bir şekilde kelimeye eklenir , çocuklar kelimesine eklenir. Siz nesiniz?

What are you guys --

Siz nesiniz --

What are you guys. what are you guys,  what are you guys. Can you do that that  

Siz nesiniz çocuklar. siz nesiniz, siz nesiniz? Bunu  bu kadar

quickly? It’s like you throw your arm  up and on what and then you just let  

çabuk yapabilir misin? Bu, kolunuzu yukarı ve neyin üzerine atmanız ve ardından

the rest of the words fly out quickly.  What are you guys, what are you guys.

kelimelerin geri kalanının hızla ağzınızdan çıkmasına izin vermeniz gibidir. Siz nesiniz çocuklar, siz nesiniz?

What are you guys --

Sizler nesiniz --

None of those are stressed. We do not want  to say what are you guys, uh, uh. We don’t  

Bunların hiçbiri stresli değil. Sizin ne olduğunuzu söylemek istemiyoruz, uh, uh.

want that up down shape of the voice, we don’t  want to length. It’s fast. What are you guys.

Sesin o aşağı şeklini istemiyoruz, uzatmak istemiyoruz. Hızlı. Siz nesiniz?

What are you guys --

Siz ne yapıyorsunuz --

Doing here?

Doing here. Doing here. Now again, we an ING  ending he does not change it. So think of it  

Burada ne yapıyorsunuz?

burada yapıyor burada yapıyor Şimdi yine biz bir ING bitişini değiştirmiyoruz. Yani bunu

as ending in eng, doing, doing, doing here.  Doing here. Alright this is interesting. Now  

eng, yapıyor, yapıyor, burada yapıyor olarak düşünün. burada yapıyor Tamam, bu ilginç. Şimdi

we have the word here also with the ih  as in sit this time followed by schwa R  

burada ayrıca ih as in sit ve ardından schwa R   ile kelimemiz var,

so this was ih as in sit followed by ng changes  to the E. That happens in this combination too.  

yani bu ih as in sit ve ardından E'ye ng değişiklikleri geliyordu. Bu, bu kombinasyonda da olur.

Ih as in sit followed by schwa R becomes  more like an e vowel. Doing here, doing here.

Ih in sit ve ardından schwa R olduğu gibi, daha çok bir e sesli harfi gibi olur. Burada yapmak, burada yapmak.

Doing here?

Burada mı yapıyorsun?

Aren’t you supposed to be Christmas shopping?

Noel alışverişi yapman gerekmiyor muydu?

Aren’t you supposed to be Christmas shopping?  So, the word aren’t, I basically don’t hear that,  

Noel alışverişi yapman gerekmiyor muydu? Yani, kelime değil, temelde bunu duymuyorum,

it’s so mumbled. You can just think that tiny  little throat sound. Aren’t you supposed to be.

çok mırıldandı. O küçücük gırtlak sesini düşünebilirsiniz. olman gerekmiyor mu?

Aren’t you supposed to be --

Olman gerekmiyor mu --

Supposed to be. So we have the word supposed  feels like two syllables with second  

Olman gerekiyor. Yani sözde kelimemiz ikinci hece vurgusuyla iki heceliymiş gibi hissettiriyor

syllable stress. Supposed. But actually, we  drop the first vowel so it becomes just one  

. Sözde. Ama aslında, ilk sesli harfi atıyoruz, böylece

syllable beginning with an SP cluster. Spo,  spo and it is stressed. Now, supposed to.  

bir SP kümesiyle başlayan tek bir hece oluyor. Spo, spo ve stresli. Şimdi, olması gerekiyordu.

There is a shortcut we do with this, let’s write  out what the all the sounds would be. Supposed to.  

Bununla yaptığımız bir kısayol var, tüm seslerin ne olacağını yazalım. olması gerekiyordu.

Because the word to is pretty much always going to  reduce. Supposed to. But that’s not what he says.

Çünkü to kelimesi hemen hemen her zaman azalacaktır. olması gerekiyordu. Ama söylediği bu değil.

You supposed to --

Yapmanız gerekiyordu --

Supposed to. He says supposed to  not spouzd to. So, what happens?  

Yapmanız gerekiyordu. Eşleşmemesi gerektiğini söylüyor . Peki ne olur?

Basically, supposed to, we drop  the ZD, we make it instead an S.  

Temelde, olması gerektiği gibi, ZD'yi düşürürüz, onun yerine S yaparız.

Supposed to, supposed to. And that’s how we  pronounce supposed to, supposed to, supposed to

Yapılması gerekiyordu, yapılması gerekiyordu. Ve biz  bu şekilde, olması gereken, olması gereken, olması gereken

You supposed to --

Sen yapman gereken --

Er,er ,er. Are you, are you spo. Are  you supposed to, are you supposed to.  

Er,er ,er şeklinde telaffuz ederiz. Sen misin, sen misin? Yapmanız gerekiyor mu, yapmanız gerekiyor mu?

Aren’t you supposed to be. So we have  two really quick unstressed syllables  

olman gerekmiyor mu? Yani iki gerçekten hızlı vurgusuz hecemiz

then one stressed syllable, supposed  then two more unstressed. To be, to be.  

sonra bir vurgulu hecemiz, varsayılan sonra iki tane daha vurgusuz hecemiz var. Olmak, olmak.

Aren’t you supposed to be. Aren’t you  supposed to be. Aren’t you supposed to be.

olman gerekmiyor mu? Öyle olmanız gerekmiyor mu? olman gerekmiyor mu?

Aren’t you supposed to be.

olman gerekmiyor mu?

Christmas shopping?

Noel alışverişi?

It’s a yes no question so he’s making his  intonation go up so now it’s changing so  

Bu bir evet-hayır sorusu olduğu için tonlamasını yükseltiyor ve şimdi tonlaması değişiyor, böylece

that our stressed syllables are going  down and up. Christmas shopping?  

vurgulanan hecelerimiz alçalıyor ve yükseliyor. Noel alışverişi?

And those are our stressed syllables. Christmas,  Christ-mas. Do you notice we dropped that T?  

Ve bunlar bizim vurgulu hecelerimiz. Noel, Noel-mas. O T'yi düşürdüğümüzü fark ettin mi?

That’s because it comes between  two consonants. Christmas shopping?

Bunun nedeni, iki sessiz harfin arasına gelmesidir. Noel alışverişi?

Christmas shopping?

Noel alışverişi?

So, we’re linking an S to an SH. I think  you could get away with dropping this  

Yani, bir S'yi bir SH'ye bağlıyoruz. Bence bunu bırakarak kurtulabilirsiniz

but I think he does do it very lightly  and very quickly. Christmas shopping?

ama bence o bunu çok hafif ve çok hızlı bir şekilde yapıyor. Noel alışverişi?

Christmas shopping?

Noel alışverişi?

Shopping? Shopping? I’m hearing  in instead of ing. That means  

Alışveriş? Alışveriş? In yerine in duyuyorum. Bu,

he dropped the NG sound and turned it  into an n sound. Shoppin, shoppin’?

NG sesini bırakıp n sesine çevirdiği anlamına gelir. Alışveriş mi, alışveriş mi?

Shopping?

Alışveriş?

You guys haven’t gotten your presents yet?

Siz hala hediyelerinizi almadınız mı?

You guys haven’t gotten your presents yet? I  can’t hardly make my voice that high right now?  

Siz hala hediyelerinizi almadınız mı? Şu anda sesimi o kadar yüksek çıkaramıyorum? Daha

A higher pitch shows more energy,  

yüksek perde daha fazla enerji,

a little bit of tension, she cannot believe  that they haven’t done Christmas shopping yet.

biraz gerginlik gösterir. Henüz Noel alışverişi yapmadıklarına inanamaz.

You guys haven’t gotten your presents yet?

Siz hala hediyelerinizi almadınız mı?

So again, this is a yes no question and  her intonation is going up at the end.  

Yani yine, bu bir evet hayır sorusu ve sonunda tonlaması yükseliyor.

You guys, you guys haven’t gotten, a little  bit on gotten, your presents yet and then  

Siz çocuklar, hediyelerinizi henüz alamadınız, biraz aldınız ve sonra

it’s going up so most of our stress is  on the word presents. Pre, presents yet?

artıyor, bu nedenle stresimizin çoğu hediyeler kelimesi üzerinde. Pre, hediyeler geldi mi?

You guys haven’t gotten your presents yet?

Siz hala hediyelerinizi almadınız mı?

And she does do a really light release of that t.

Ve o t'yi gerçekten hafif bir şekilde serbest bırakıyor.

Your presents yet?

Hediyelerin geldi mi?

So we have a s, ending s followed by y just like  in the word this, I’m sorry, in the phrase this  

Yani iki hafta önce burada incelediğimiz sahnede geçen bu yıl ifadesindeki bu, özür dilerim kelimesindeki gibi bir s, s ve ardından y'ye sahibiz

year which was in the scene we studied two weeks  ago here. This year, linked with sort of an sh  

. Bu yıl, bu yıl bir tür ş

sound this year. I’m hearing presents yet linking  with a little bit of an sh or maybe even a CH  

sesiyle bağlantılı. Hediyeler duyuyorum, ancak biraz sh veya belki de

sound which is written with the T and then the sh  sound which makes sense because we got a t here.  

T ile yazılan bir CH sesiyle ve ardından sh sesiyle bağlantılı, bu mantıklı çünkü burada bir t var. Bu bağlantıda

So, a little bit of a sound  change happening on that link

küçük bir ses değişikliği oluyor.

Your presents yet?

Hediyeleriniz geldi mi?

You guys haven’t gotten. Okay, so  we have a couple stops here, haven’t  

Siz alamadınız. Tamam, burada birkaç durağımız var, henüz

gotten, got’n. So when we have t schwa  n like we do at the end of this word.  

gelmedi, var. Yani t schwa n'ye sahip olduğumuzda, bu kelimenin sonunda yaptığımız gibi.

Even though the sound before is a vowel and  a t between two vowels is usually a flap T,  

Önceki ses bir sesli harf ve iki sesli harf arasındaki t genellikle bir flep T olmasına rağmen,

there is an exception. When we have T schwa  N, that T is a stop T. So, it’s not gotten,  

bir istisna vardır. T schwa N'ye sahip olduğumuzda , bu T bir stop T'dir. Yani, elde edilmedi,

it’s not gotten but it’s gotten, gotten, gotten.  That’s going to be the most common pronunciation.  

elde edilmedi ama alındı, alındı, alındı. Bu en yaygın telaffuz olacak.

Haven’t gotten, haven’t gotten.

Almadım, almadım.

Haven’t gotten --

Your presents yet?

Henüz -- Hediyelerini almadın mı?

Haven’t gotten your, haven’t gotten your, your,  your, your. The word your becomes your reduces  

Seninkini almadım, senin, senin, senin, seninkileri almadım. Senin kelimesi senin haline gelir

said quickly, you don’t need to try to make a  vowel there at all, just Y sound R sound, your .

hızlı bir şekilde söylendiğinde, orada bir  sesli harf yapmaya çalışmana gerek yok , sadece Y sesi R sesi, senin .

Haven’t gotten your --

Hediyelerinizi henüz almadınız mı

presents yet?

?

Also notice in the word presents, this  letter s makes a z sound. Pres, pres,  

Ayrıca kelimede dikkat edin, bu s harfi z sesi verir. Pres, pres,

presents. And it might help you to think of  this as being an I, I’m not sure, it’s a schwa.  

sunar. Ve bunu bir ben olarak düşünmenize yardımcı olabilir, emin değilim, bu bir schwa.

So, don’t do ents but ents,  ents, presents. Presents yet?

Yani, şeyler yapmayın ama hediyeler, hediyeler, hediyeler. Hediyeler geldi mi?

Presents yet?

Hediyeler geldi mi?

Tomorrow is Christmas Eve.

Yarın Noel Arifesi.

Tomorrow is Christmas Eve. Three stressed  syllables there. Tomorrow is Christmas  

Yarın Noel Arifesi. Burada üç vurgulu hece var. Yarın Noel

Eve. All with that up down shape of stress,  more length. Notice this word is not tomorrow  

Arifesi. Hepsi bu yukarı aşağı stres şekliyle, daha fazla uzunluk. Bu kelimenin yarın değil, yarın olduğuna dikkat edin

but it’s to. Always make that a schwa. To, to,  tomorrow. Tomorrow is Christmas. Dropped T,  

. Bunu her zaman bir schwa yap. Yarın için. Yarın Noel. Düşen T,

Christmas Eve, Christmas Eve.  Everything linked together.

Noel Arifesi, Noel Arifesi. Her şey birbirine bağlı.

Tomorrow is Christmas Eve.

Yarın Noel Arifesi.

What are you going to do?

Ne yapacaksın?

What are you going to do? Okay, so  again like I said, the question word  

Ne yapacaksın? Tamam, yine  dediğim gibi, soru sözcüğü

is stressed. What are you going to do? And  then our verb is stressed. The other words  

vurgulanmıştır. Ne yapacaksın? Ve sonra fiilimiz vurgulanır. Diğer kelimeler

said quickly, it is not what are  you going to do. Oh my goodness,  

hızlıca söylendi, ne yapacağınız bu değil . Aman tanrım,

no, that is all syllables, all words  stressed but it’s what are you gonna.

hayır, bunların hepsi heceler, vurgulanan tüm kelimeler ama ne yapacaksın?

What are you going to --

Ne yapacaksın --

What are you going to. These  words are all lower in pitch,  

Ne yapacaksın? Bu sözcüklerin tümü daha alçak tondadır,

they’re just coming down from  the what, leading up to the do,  

sadece ne den aşağıya inerler , do'ya kadar giderler,

the word are reduces, what are, what are, what  are. And that’s a flap T linking. Water, water

reduction, what are, what are, what are kelimeleri. Ve bu bir kanat T bağlantısı. Su, su

What are you going to --

Ne yapacaksın --

What are you going to. So the word you said  really quickly, she doesn’t reduce the vowel,  

Ne yapacaksın. Yani gerçekten hızlı bir şekilde söylediğiniz kelime, sesli harfini azaltmıyor,

it could be ya. What are ya but she says what are  you, what are you, what are you. Going to, gonna.  

bu ya olabilir. Sen nesin ama ne sen , nesin, nesin diyor. Gidecek, olacak.

What are you gonna. What are you gonna do?

Ne yapacaksın? Ne yapacaksın?

What are you going to do?

Ne yapacaksın? Böyle şeyler söylemek için

Don’t you have to be Claymation  to say stuff like that?

Claymation olmanız gerekmiyor mu ?

So, her pitch is high, she’s panicked about  Christmas Eve. Chandler makes a joke about  

Yani, perdesi yüksek, Noel Arifesi konusunda paniğe kapılmış durumda. Chandler, Claymation hakkında bir şaka yapar

Claymation. What is Claymation? It’s this way  of making video that uses stop motion. You have  

. Claymation nedir? Bu, stop motion kullanan video oluşturmanın bir yoludur.

a figurine, you move it slightly, you take  a picture of it, you move it slightly again,  

Bir heykelciğiniz var, hafifçe hareket ettiriyorsunuz, fotoğrafını çekiyorsunuz, tekrar hafifçe hareket ettiriyorsunuz,

you take another picture of it. And we have some  very famous popular Christmas specials, you’re  

başka bir fotoğrafını çekiyorsunuz. Ve çok ünlü bazı popüler Noel spesiyallerimiz var,

probably seen some of them that use Claymation  and in the Christmas special, there’s always  

muhtemelen Claymation kullanan bazılarını görmüşsünüzdür ve Noel özelinde her zaman

something intense happening, we have to save the  day and so that’s why he is making fun of her,  

yoğun bir şeyler olur, günü kurtarmak zorundayız ve bu yüzden o onunla dalga geçiyor, Bunun gibi

don’t you have to be Claymation to say stuff  llike that, her panic about Christmas Eve.

şeyler söylemek için Claymation olmanız gerekmiyor mu , Noel arifesi konusundaki paniği. Böyle şeyler söylemek için

Don’t you have to be Claymation  to say stuff like that?

Claymation olmanız gerekmiyor mu ?

Don’t you have to be. Don’t you have  to be. So we have stress on don’t  

Olmak zorunda değil misin? olmak zorunda değil misin? Bu nedenle, yapmama konusunda stresimiz var

and no more stress until Claymation. So you have  to be. We don’t really have longer syllables,  

ve Claymation'a kadar artık stresimiz yok. Yani olmak zorundasın. Gerçekten daha uzun hecelerimiz yok,

we don’t really have it up down or  down up but all feeling unstressed

gerçekten yukarı veya aşağı hecelerimiz yok ama hepimiz stressiz hissediyor

Don’t you have to be --

Olmak zorunda değil misiniz --

Don’t you. It’s pretty common for an ending T  to mix with a beginning Y to make a CH sound  

Siz değil misiniz? Sondaki bir T'nin başındaki Y ile karışarak bir CH sesi   oluşturması oldukça yaygındır

and that’s what’s happening here.  Don’t you, don’t you, don’t you.

ve burada olan da budur. Yapma, yapma, yapma.

Don’t you have to be --

Olmak zorunda değil misin --

Except he’s not saying you, is he?  He’s saying yu. He does reduce the  

Ama seni söylemiyor, değil mi? yu diyor.

vowel to the schwa. Don’t  you, don’t you, don’t you.

Ünlüleri schwa'ya indirgiyor. Yapma, yapma, yapma.

Don’t you have to be --

Olmak zorunda değil misin --

Don’t you have. Don’t you have. We’re dropping  the H. Don’t you have to be, don’t you have to.  

Olmadın mı? sende yok mu H'yi düşürüyoruz. Olmanız gerekmiyor mu?

Pretty confusing but we go right from  the schwa into the ah smooth transition  

Oldukça kafa karıştırıcı ama schwa'dan doğrudan ah yumuşak geçişe gidiyoruz

and then we have the V consonant.  Don’t you have. Don’t you have to.

ve sonra V ünsüzünü elde ediyoruz. sende yok mu zorunda değil misin?

Don’t you --

Değil mi --

Then the word to reduces. It’s T schwa, Don’t  you have to be. Now, V followed by T have to,  

O zaman to sözcüğü azalır. Bu T schwa, Olmak zorunda değil misin? Şimdi, V'nin ardından T have to,

often becomes haf-to. So you can make that an  f. Don’t you have to be. Don’t you have to be.

genellikle haf-to olur. Yani bunu bir f yapabilirsiniz. Olmak zorunda değil misin? Olmak zorunda değil misin?

Don’t you have to be --

Olmak zorunda değil misin --

Claymation.

Claymation.

Claymation. Clay. Up down, clay-mation. So he  

Kilimasyon. Kil. Yukarı aşağı, kil yapımı. Yani bir

sort of stressing clay. Clay. Even  though the most stressed syllable is  

nevi kili zorluyor. Kil. En vurgulu hece

may, mation. Claymation. And he’s making  this one go up because it’s a rhetorical  

may, mat olsa da. Kilimasyon. Ve bunu öne çıkarıyor çünkü bu retorik bir

yes no question. He doesn’t actually expect  her to answer it but it is a yes no question.

soru... evet hayır. Aslında cevap vermesini beklemiyor ama bu bir evet hayır sorusu.

Claymation --

Claymation --

to say stuff like that.

bunun gibi şeyler söylemek için.

Claymation, claymation to say  stuff like that. Say. Again,  

Claymation, bunun gibi şeyler söylemek için claymation. Söylemek. Yine

stress but it’s more of a down up  because of it being a yes no question

stres, ancak böyle şeyler söylemek evet hayır sorusu olduğu için bu daha çok aşağı yönlüdür

Claymation to say stuff like that.

.

Claymation to say, claymation to say.  

Kilimasyon demek, kilmasyon demek. Yapmak

To, hmm, no it’s not to. It’s more of a d schwa  claymation to, mation to, claymation to say.

için, hmm, hayır değil. Daha çok bir d schwa kilmation to, mation to, claymation demek.

Claymation to say --

Söyleyecek iddia --

The t-I-o-n ending here ma-tion  is sh schwa n. Claymation.

Burada biten t-I-o-n ma-tion sh schwa n'dir. Kilimasyon.

Claymation --

Claymation --

Claymation to say stuff like that.

Claymation, bunun gibi şeyler söylemek için.

To say stuff like that. To say  stuff like that. And again,  

Böyle şeyler söylemek için. Bunun gibi şeyler söylemek için. Ve yine

a little bit of stress on that  but it’s more of a down up.

bu konuda biraz stres ama daha çok düşüş var.

to say stuff like that.

böyle şeyler söylemek için

And maybe a super light release  of a true T there. That, that.

Ve belki orada gerçek bir T'nin çok hafif bir salınımı olabilir. Bu, bu.

That --

Bu --

Let’s listen to the whole  conversation one more time

Sohbetin tamamını bir kez daha dinleyelim

Hi.

.

Hey, anyone hear from Phoebe yet?

Hey, Phoebe'den haber alan var mı?

No, nothing.

I hope she’s okay.

Hayır, hiçbir şey.

Umarım iyidir.

Yeah. I know exactly what she’s going through.

Evet. Neler yaşadığını çok iyi biliyorum.

How do you know exactly what she’s going through?

Neler yaşadığını tam olarak nereden biliyorsun?

She told us.

Bize söyledi.

So what you got there Monica?

Orada ne buldun Monica?

Just some stuff for the party.

Sadece parti için bazı şeyler.

Hey, what are you guys doing here? Aren’t  you supposed to be Christmas shopping?

Hey, siz burada ne arıyorsunuz? Noel alışverişi yapıyor olman gerekmiyor mu?

You guys haven’t gotten your presents  yet? Tomorrow is Christmas Eve,  

Hediyelerinizi henüz almadınız mı ? Yarın Noel Arifesi,

what are you going to do?

ne yapacaksın? Böyle şeyler söylemek için

Don’t you have to be Claymation  to say stuff like that?

Claymation olmanız gerekmiyor mu ?

Thank you so much for studying with me. Be  sure to subscribe with notifications on so  

Benimle çalıştığınız için çok teşekkür ederim.

you know about each new lesson and keep  your learning now with this video. I love  

Her yeni dersten haberdar olmak ve bu video ile öğrenmeye devam etmek için bildirimleri açık olarak abone olmayı unutmayın.

being your English teacher, that’s it and  thanks so much for using Rachel’s English.

İngilizce öğretmeniniz olmayı seviyorum, hepsi bu ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.