STOP Translating In Your Head: 13 Minute TRAINING!

If you're translating in your head, then you  know that's a frustrating way to speak English.  

Kafanızda çeviri yapıyorsanız, bunun İngilizce konuşmanın sinir bozucu bir yolu olduğunu bilirsiniz.

But the good news is, there  are concrete things you can do  

Ancak iyi haber şu ki,

and practice to stop translating in your head  and start thinking in English. In this video,  

kafanızda çeviri yapmayı bırakıp İngilizce düşünmeye başlamak için yapabileceğiniz ve pratik yapabileceğiniz somut şeyler var. Bu videoda

we're going to use the holiday of Valentine's  day, and we're going to give you tips and  

Sevgililer Günü tatilini değerlendireceğiz ve size

strategies to start thinking in English, stop  translating in your head, and increase fluency  

İngilizce düşünmeye başlamanız, kafanızda çeviri yapmayı bırakmanız ve

speaking English. As always, if you like  this video, or you learned something new,  

İngilizce konuşma akıcılığınızı artırmanız için ipuçları ve stratejiler vereceğiz. Her zaman olduğu gibi, bu videoyu beğendiyseniz veya yeni bir şey öğrendiyseniz

please like and subscribe with notifications. And  come back here next Tuesday for our next video.

lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun. Ve bir sonraki videomuz için önümüzdeki Salı günü buraya gelin.

Today, we're going to take you through two  steps in training your mind to think in English.  

Bugün, zihninizi İngilizce düşünmek üzere eğitmek için iki adımdan geçeceğiz.

The first step is simple. Naming objects  in English. Just one word descriptions.  

İlk adım basittir. Nesneleri İngilizce olarak adlandırma. Tek kelimelik açıklamalar.

Then you'll see short videos that you'll describe  in sentences, in your head, in English only. And  

Daha sonra kafanızda, cümlelerle  tarif edeceğiniz, yalnızca İngilizce olan kısa videolar göreceksiniz. Ve

as we go, we're going to go over how to keep  your mind in English. So clear your mind, take a  

devam ederken, zihninizi nasıl İngilizce tutabileceğinizi ele alacağız . Zihninizi boşaltın,

breath, you'll see an image with an outline of an  object for a couple of seconds. There's plenty of  

nefes alın, birkaç saniyeliğine bir nesnenin ana hatlarını içeren bir görüntü göreceksiniz .

time to name the object if you know it in English,  just say it in your head. If you don't know it,  

Nesneyi İngilizce olarak biliyorsanız adlandırmak için bolca vaktiniz vardır, sadece kafanızdan söyleyin. Bilmiyorsanız

no worries, we're going to go over everything at  the end of the video. It's a simple exercise, but  

merak etmeyin, videonun sonunda her şeyin üzerinden geçeceğiz . Bu basit bir alıştırmadır, ancak

when you put yourself in the English mindset, and  let your mind go to English first, it builds that  

kendinizi İngiliz zihniyetine soktuğunuzda ve önce zihninizin İngilizceye gitmesine izin verdiğinizde, bu,

habit of your mind to think in English when you  need it in conversation. So you'll see a photo,  

zihninizde konuşma sırasında ihtiyaç duyduğunuzda İngilizce düşünme alışkanlığını geliştirir. Bir fotoğraf göreceksiniz

and there will be different objects circled in  it. You'll see each one for three seconds. Relax  

ve içinde daire içine alınmış farklı nesneler olacak . Her birini üç saniye boyunca göreceksiniz. Rahatlayın

and put your mind in the English mindset. Think  of the English word. If you don't know it, just  

ve zihninizi İngiliz zihniyetine koyun. İngilizce kelimeyi düşünün. Bilmiyorsanız,   bir

wait for the next slide. Let me show you what I  mean. See the picture, think the word in English.

sonraki slaydı bekleyin. Size ne demek istediğimi göstereyim. Resme bakın, kelimeyi İngilizce düşünün.

When you saw this, did you think strawberry?  Or maybe you even know this would be called a  

Bunu görünce çilek mi sandınız? Ya da belki buna

chocolate covered strawberry. What's  circled here? Did you think bowl?  

çikolata kaplı çilek denileceğini bile biliyorsunuzdur. Burada yuvarlak içine alınmış olan nedir? Kase mi düşündün?

And do you know this word? Did you think  of stem? If you ever see something and  

Ve bu kelimeyi biliyor musun? Kökü düşündünüz mü ? Bir şey görürseniz ve

you don't know what the word is, see if you  can think of a word that describes it, like  

kelimenin ne olduğunu bilmiyorsanız, onu tanımlayan

small or green, or even a related word like  plant, but just try to keep your mind in English.  

küçük veya yeşil gibi bir kelime veya hatta bitki gibi ilgili bir kelime düşünüp düşünemeyeceğinize bakın , ancak zihninizi İngilizce tutmaya çalışın. .

At the end, we'll go over the words so you'll  learn them if you don't already know them. So here  

Sonunda, kelimeleri henüz bilmiyorsanız öğrenebilmeniz için kelimelerin üzerinden geçeceğiz . Burada   daire

are a few more images with circled objects. Take a  breath, ready? You're going to think in English.

içine alınmış nesneler içeren birkaç resim daha var. Bir nefes alın, hazır mısınız? İngilizce düşüneceksin.

Is your mind going in English? One of the  things I like about this exercise is that  

Aklın İngilizce mi gidiyor? Bu egzersizin sevdiğim yönlerinden biri,

you can do it anytime, anywhere, because  it's all in your head. You can be at work,  

onu istediğiniz zaman, istediğiniz yerde yapabilmenizdir, çünkü hepsi kafanızın içindedir. İşyerinde olabilirsiniz,

take 30 seconds to name things around you in  English, or to think through sentences, describing  

30 saniyenizi ayırarak çevrenizdeki şeyleri İngilizce olarak adlandırabilir veya cümlelerle düşünerek

your environment or what you'll do next. Thinking  in English is effective English practice.  

çevrenizi veya bundan sonra ne yapacağınızı belirleyebilirsiniz. İngilizce düşünmek, etkili bir İngilizce pratiğidir. Videonun sonunda bu resimlerle

We'll go over some possible answers for  those pictures at the end of the video.

ilgili bazı olası yanıtları ele alacağız .

Now we're going to watch some video clips, then  you'll have 10 seconds in your head to describe  

Şimdi bazı video klipler izleyeceğiz, ardından gördüklerinizi İngilizce olarak anlatmak için kafanızda 10 saniyeniz olacak

what you've seen in English. If that's too much  for you, just name objects, actions, adjectives.  

. Bu sizin için çok fazlaysa, yalnızca nesneleri, eylemleri, sıfatları adlandırın. Size,

Let me show you an example of  the kind of clip you'll see.

göreceğiniz türden bir klip örneği göstereyim.

How do I look? Oh, um, I don't care.  

Nasıl görünüyorum? Umurumda değil.

These are all from the Friends, Valentine's  episode from season one. So you might think

Bunların hepsi, birinci sezondaki Friends, Valentine bölümünden.

Joey's holding a knife, or maybe you can go  deeper, Joey is looking at his reflection in  

Joey'nin bıçak tuttuğunu düşünebilirsiniz veya daha derine inebilirsiniz, Joey bıçaktaki yansımasına bakıyor

a knife, or Joey's worried about how he looks.  Maybe you describe his clothing. He's wearing  

veya Joey nasıl göründüğü konusunda endişeleniyor. Belki onun giyimini tanımlarsın.

a turtleneck and a jacket, or maybe you describe  this setting, they're in a restaurant, it's busy.  

Balıkçı yaka ve ceket giyiyor ya da belki bu ortamı tarif ediyorsun, onlar bir restorandalar, orası meşgul.

And if you feel overwhelmed, just make it simple.  Don't try to think a sentence, just think a word,  

Ve bunalmış hissediyorsanız, basitleştirin. Bir cümle düşünmeye çalışmayın, sadece

like plate, knife, or a very simple sentence,  like, there's a plate, or there are two people.

tabak, bıçak gibi bir kelime veya tabak var veya iki kişi var gibi çok basit bir cümle düşünün.

So you'll see the scene, then you'll have 10  seconds to describe in English what you saw.  

Sahneyi göreceksiniz, ardından ne gördüğünüzü İngilizce olarak anlatmak için 10 saniyeniz olacak.

You can just think it in your head.  Here are five scenes in a row.  

Sadece kafanızda düşünebilirsiniz. İşte arka arkaya beş sahne.

There are no wrong answers. Just think  in English, whatever comes to mind.

Yanlış cevap yok. Aklınıza ne gelirse sadece İngilizce düşünün.

How do we end up with these  jerks? We're good people. 

Bu pisliklerle nasıl başa çıkacağız ? Biz iyi insanlarız.

I don't know, maybe we're  like some kind of magnets. 

Bilmiyorum, belki de bir çeşit mıknatıs gibiyizdir. Öyle

I know I am, that's why I  can't wear a digital watch.

olduğumu biliyorum, bu yüzden dijital saat takamıyorum.

And here we have the last of Paulo's garapa. Wait, Rachel isn't that almost pure--

Ve burada Paulo'nun garapasının sonuncusu var. Bekle, Rachel o kadar saf değil--

Hello, funny valentine. Hi, just Janice. 

Merhaba, komik sevgililer günü. Merhaba, sadece Janice.

Hello, Joey, our little matchmaker. I could  just kiss you all over, and I'm gonna!

Merhaba, küçük çöpçatanımız Joey. Seni baştan öpebilirdim ve öpeceğim!

It's all right, it's all right, you don't have to  explain. This isn't the first boyfriend bonfire  

Sorun yok, sorun yok, açıklamak zorunda değilsin . Bu, kontrolden çıktığını gördüğümüz ilk erkek arkadaş şenlik ateşi değil

that we've seen get out of control.

. Bu

You're our third call tonight.

geceki üçüncü aramamızsın.

What did you think? Did you put  together sentences in English?  

Ne sandın? İngilizce cümleleri bir araya getirdiniz mi?

Let's go back over each scene and i’ll describe  things that you may have said. But remember,  

Her sahneye geri dönelim ve söylemiş olabileceğiniz şeyleri açıklayacağım. Ancak

there are no wrong answers here. If you thought  of anything in English, that's excellent!

burada yanlış yanıt olmadığını unutmayın. İngilizce herhangi bir şey düşündüyseniz, bu harika!

How do we end up with these  jerks? We're good people. 

Bu pisliklerle nasıl başa çıkacağız ? Biz iyi insanlarız.

I don't know, maybe we're  like some kind of magnets. 

Bilmiyorum, belki de bir çeşit mıknatıs gibiyizdir. Öyle

I know I am, that's why I  can't wear a digital watch.  

olduğumu biliyorum, bu yüzden dijital saat takamıyorum.

Monica opens the refrigerator. She takes out  salad dressing. They're making salad. Rachel  

Monica buzdolabını açar. Salata sosu çıkarıyor. Salata yapıyorlar. Rachel

is peeling a carrot. Phoebe's drinking beer.  Her hair is curly. They're in the kitchen.

bir havucu soyuyor. Phoebe bira içiyor. Saçları kıvırcık. Mutfaktalar.

Here's the next clip.

İşte bir sonraki klip.

And here we have the last of Paulo's garapa. Wait, Rachel isn't that almost pure--

Ve burada Paulo'nun garapasının sonuncusu var. Bekle, Rachel o kadar saf değil--

Rachel has a bottle of garapa. She pours  it into a fire. There's a small fire in a  

Rachel'ın bir şişe garapası var. Ateşe döküyor. Sehpanın üzerindeki çöp tenekesinde küçük bir ateş var

trash can on the coffee table. They all  jump back when the flames get higher.

. Alevler yükseldiğinde hepsi geri sıçrar.

Here's the next clip.

İşte bir sonraki klip.

Hello, funny valentine. Hi, just Janice. 

Merhaba, komik sevgililer günü. Merhaba, sadece Janice.

Hello, Joey, our little matchmaker. I could  just kiss you all over, and I'm gonna!

Merhaba, küçük çöpçatanımız Joey. Seni baştan öpebilirdim ve öpeceğim!

They're in the coffee shop. Joey's  sitting on the arm of the orange couch.  

Kahve dükkanındalar. Joey, turuncu kanepenin kolunda oturuyor.

Janice walks in and kisses Chandler  on the cheek. She's wearing a red  

Janice içeri girer ve Chandler'ı yanağından öper. Kırmızı   bir

jacket. She kisses joey all over the face.  Chandler is smiling.

ceket giyiyor. Joey'i yüzünün her yerinden öpüyor. Chandler gülümsüyor.

Here's the next clip.

İşte bir sonraki klip.

There at a restaurant. The chef is cooking at the  table he flips some food into the air and Ross  

Orada bir restoranda. Aşçı masada yemek pişirirken havaya biraz yiyecek fırlatır ve Ross

catches it in his mouth. It's hot so he spits it  out. Everyone claps for him. Here's our last clip.

onu ağzına alır. Hava sıcak olduğu için tükürür. Herkes onu alkışlıyor. İşte son klibimiz.

It's all right, it's all right, you don't have to  explain. This isn't the first boyfriend bonfire  

Sorun yok, sorun yok, açıklamak zorunda değilsin . Bu, kontrolden çıktığını gördüğümüz ilk erkek arkadaş şenlik ateşi değil

that we've seen get out of control.

. Bu

You're our third call tonight.

geceki üçüncü aramamızsın.

Some firefighters are at the apartment.  They're in full uniform with hats. Monica  

Bazı itfaiyeciler dairede. Şapkalarla tam üniforma içindeler. Monica

and Rachel are a little embarrassed. One of the  firefighters is holding a clipboard and pen.  

ve Rachel biraz utanmışlardır. İtfaiyecilerden biri elinde bir pano ve kalem tutuyor.

Phoebe's sitting on the couch. Of course, there are a hundred different sentences  

Phoebe kanepede oturuyor. Elbette

you can come up with for any of these scenes. If  you find you really needed a word that you didn't  

bu sahnelerden herhangi biri için kurabileceğiniz yüzlerce farklı cümle vardır. İngilizce bilmediğiniz bir kelimeye gerçekten ihtiyacınız olduğunu fark ederseniz

know in English, then go ahead and look it up,  watch the video again, and think your sentence  

, devam edin ve ona bakın, videoyu tekrar izleyin ve

with the new word. Do it again tomorrow, and  the next day. I bet you won't forget that word.

yeni kelimeyle cümlenizi düşünün. Yarın ve ertesi gün tekrar yapın. Bahse girerim bu kelimeyi unutmayacaksın.

Let's go on now to the photos.

Şimdi fotoğraflara geçelim.

A box of chocolates. This along with roses  is the most classic valentine's day gift. You  

Çikolata kutusu. Bu, güllerle birlikte en klasik sevgililer günü hediyesidir.

might have even said a heart-shaped box. Okay,  it's making me very hungry looking at this.

Kalp şeklinde bir kutu bile söylemiş olabilirsiniz. Tamam, buna bakmak beni çok acıktırıyor.

Here, roses, the other classic gift. Petal,  cake, wow, that's a really pretty cake.  

İşte güller, diğer klasik hediye. Petal, pasta, vay canına, bu gerçekten çok güzel bir pasta.

Frosting. Or you might hear it called icing.  But icing is a little different. It's usually  

Buzlanma. Ya da buzlanma dendiğini duyabilirsiniz. Ama buzlanma biraz farklı. Genellikle

thinner and stiffer, whereas frosting is usually  fluffy like this. Cake stand. Straws. Candy,  

daha ince ve daha serttir, oysa şekerleme genellikle bu şekilde kabarıktır. Kek standı. kamışlar. Candy,

or maybe you said heart. Jar. This kind of  jar is a mason jar. Wrapper with a silent W.  

ya da belki kalp dedin. Kavanoz. Bu tür bir kavanoz, bir mason kavanozdur. Sessiz bir W ile sarıcı.

Here, I was trying to get you to think the color  pink, but maybe you said background, or wall.  

Burada size pembe rengi düşündürmeye çalışıyordum ama belki arka plan veya duvar dediniz.

If any of these slides were hard, hopefully this  one was easier for you. Blue, green, orange,  

Bu slaytlardan herhangi biri zorsa, umarız bu sizin için daha kolay olmuştur. Mavi, yeşil, turuncu,

purple, yellow. Do you know this kind  of bird in English? Flamingo. Feather.  

mor, sarı. Bu tür kuşları İngilizce biliyor musunuz? Flamingo. Tüy.

For this, maybe you said heart, or maybe you said  engraving, lock, fence. Cookies. Now these cookies  

Bunun için belki kalp dediniz, belki işleme, kilit, çit dediniz. Kurabiye. Şimdi bu çerezlerin

have icing. Thinner, harder, different from the  frosting on the cake. Mmm. I'd eat that cookie.

kreması var. Daha ince, daha sert, pastanın üzerindeki kremadan farklı. Mmm. O kurabiyeyi yerdim.

Doily. This is a paper doily, and  they're popular for making valentines or  

Bardak altlığı peçete. Bu bir kağıt bardak altlığıdır ve başkalarıyla paylaşmak için sevgililer günü veya kart yapmak için popülerdir

cards to share with others. But this  is a real doily. This one was made by  

. Ancak bu gerçek bir bardak altlığı peçetesidir. Bu,

one of my ancestors, a great, great  grandmother, or maybe a great, great aunt,  

atalarımdan biri, büyük, büyük bir büyükanne veya belki de büyük, büyük bir teyze tarafından

probably a hundred to 120 years ago. But  they're used to decorate flat surfaces,  

muhtemelen yüz ila 120 yıl önce yapıldı. Ancak düz yüzeyleri süslemek için kullanılırlar,

like you might put a lamp or something on top of  a doily that's on a table. It's pretty, isn't it?

örneğin masanın üzerindeki bardak altlığının üzerine bir lamba veya başka bir şey koyabilirsiniz . Güzel, değil mi?

Mug. Handle. Whipped cream. If you've seen  my video on ED endings, then you know why we  

Saldırıp soymak. Halletmek. Krem şanti. ED ekleriyle ilgili videomu gördüyseniz,

drop the ED ending in the pronunciation, and just  say whipped cream, even though it's spelled with  

ED ekiyle yazılmasına rağmen neden ED ekini telaffuzdan çıkardığımızı ve sadece krem ​​şanti dediğimizi bilirsiniz

an ED ending. If you haven't seen it and you want  to know why, then click here for that video.

. Görmediyseniz ve nedenini öğrenmek istiyorsanız o video için burayı tıklayın.

The more you train your mind to think in English,  the faster you're going to be able to express  

Zihninizi İngilizce düşünmeye ne kadar çok eğitirseniz, kendinizi o kadar hızlı İngilizce ifade edebileceksiniz

yourself in English. And that's going to  make you more confident speaking English,  

. Ve bu, İngilizce konuşma konusunda kendinize daha fazla güvenmenizi,

engaging in conversation. If you haven't already  seen it, check out this video that goes over  

sohbete katılmanızı sağlayacaktır. Henüz izlemediyseniz, İngilizce düşünmenizi sağlamak için

other tips, things you can do every day to  get you thinking in English more and more.  

her gün yapabileceğiniz diğer ipuçlarını ele alan bu videoyu izleyin .

If you've seen that one, then keep learning now  with this video. I also have a bunch of courses  

Bunu gördüyseniz, şimdi bu videoyla öğrenmeye devam edin . Ayrıca

in my online school Rachel's English Academy where  you can train to take your English communication  

çevrimiçi okulum Rachel's English Academy'de, İngilizce iletişim becerilerinizi bir sonraki seviyeye taşımak için eğitim alabileceğiniz bir dizi kursum var

skills to the next level. Check it out at  rachelsenglishacademy.com and don't forget to  

. rachelsenglishacademy.com adresinden göz atın ve

subscribe. I make new videos every Tuesday. That's  it and thanks so much for using Rachel's English.

abone olmayı unutmayın. Her Salı yeni videolar çekiyorum. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.