English Pronunciation: S'mores! American English & Culture

A classic American summer treat: s'mores. >> Delicious!

Klasik bir Amerikan yaz ziyafeti: s'mores. >> Lezzetli!

Now, I got this information on the internet, so I'm not sure how true it is. But I saw

Şimdi, bu bilgiyi internetten aldım, bu yüzden ne kadar doğru olduğundan emin değilim. Ama

a couple different sources that said s'mores came to be in the early 1900s, maybe originated

1900'lerin başlarında, belki de

by the girl scouts. S'mores comes from the words some more. It's been shortened -- s'mores.

izci kızlardan kaynaklandığını söyleyen birkaç farklı kaynak gördüm. S'mores kelimesinden biraz daha geliyor. Kısaltıldı - s'mores.

So, we pronounce this first with the S sound, ss. Then into the M consonant sound: sm-,

Yani, bunu önce S sesi, ss ile telaffuz ediyoruz . Sonra M ünsüz sesine: sm-,

sm-. Next can either be the 'aw' as in 'law' vowel or the 'oh' as in 'no' diphthong, followed

sm-. Ardından, 'hukuk' sesli harfindeki gibi 'aw' veya 'no' diphthong'daki gibi 'oh' olabilir,

by the R. Smo-, smor-, s'mores. The final sound is the Z sound. It's plural here, the

ardından R. Smo-, smor-, s'mores gelir. Son ses Z sesidir. Burada

S, and it's pronounced as a Z because the sound before is a voiced sound. S'mores.

S harfi çoğul ve Z olarak okunuyor çünkü önceki ses sesli bir ses. S'mores.

The ingredients one needs: marshmallows, graham crackers, and, the key ingredient, chocolate bars.

Bir kişinin ihtiyaç duyduğu malzemeler: marshmallow, graham krakerleri ve ana bileşen, çikolata çubukları. Fark ettin mi

Did you notice? The word THE occurred twice in that clip. Once it was pronounced

? THE kelimesi o klipte iki kez geçti. Bir kez

with the 'ee' as in 'she' vowel, and once with the schwa vowel. "The ingredients one

'she' ünlüsünde olduğu gibi 'ee' ile, bir kez de schwa sesli harfiyle telaffuz edildi. "

needs ... the key ingredient, chocolate bars." The rule is: when the next word begins with

İhtiyaç duyulan malzemeler... anahtar bileşen, çikolata." Kural şudur: Bir sonraki kelime

a vowel sound, the word THE is pronounced with the 'ee' as in 'she' vowel, as in, 'the

bir sesli harfle başladığında, THE kelimesi 'he' sesli harfinde olduğu gibi 'ee' ile, 'içerikler'de olduğu gibi telaffuz edilir

ingredients.' The, the, the ingredients. When the next word begins with a consonant sound,

. Malzemeler. Bir sonraki kelime ünsüz bir sesle başladığında,

it is pronounced with the schwa vowel. The key, the key, the the. So, the difference: the, the.

schwa ünlüsü ile telaffuz edilir. Anahtar, anahtar, anahtar. Yani, fark: the, the.

The ingredients one needs: marshmallows, graham crackers, and, the key ingredient, chocolate bars.

Bir kişinin ihtiyaç duyduğu malzemeler: marshmallow, graham krakerleri ve ana bileşen, çikolata çubukları.

We're lucky to have a fire pit in our back yard. An open flame or hot

Arka bahçemizde ateş çukuru olduğu için şanslıyız. Açık alev veya sıcak

coals: key to roasting marshmallows. >> Hold on, I have a poker! ... Yeah.

kömürler: marshmallowları kızartmanın anahtarı. >> Bekle, bir pokerim var! ... Evet.

First, I like to prep my graham cracker. So, break it in half. Then, I like to go with

İlk olarak, graham krakerimi hazırlamayı seviyorum. Yani ikiye bölün. Sonra,

a whole half of a chocolate bar. Some people just do three squares, I really need six.

bir çikolatanın yarısı ile gitmeyi seviyorum. Bazı insanlar sadece üç kare yapar, gerçekten altı kareye ihtiyacım var.

And now for the marshmallows. Put them on the stick, and stick them in the fire.

Ve şimdi şekerlemeler için. Onları çubuğa koyun ve ateşe atın.

And now, with the top graham, we squeeze the marshmallow so we can pull out the stick.

Ve şimdi üst graham ile marshmallow'u sıkıyoruz, böylece çubuğu çekebiliyoruz.

Can you see it?

Bunu görebiliyor musun?

Now hopefully, if you've done it right, the marshmallows will start to melt the chocolate. YUM!

Şimdi umarım, doğru yaptıysanız şekerlemeler çikolatayı eritmeye başlar. Nefis!

>> It's a very sticky, but delicious, treat.

>> Çok yapışkan ama lezzetli bir ikramdır.

>> It really is. You can't eat this in fine company. Luckily, I'm not in fine company.

>> Gerçekten öyle. Bunu iyi bir şirkette yiyemezsin . Neyse ki, iyi bir şirkette değilim.

>> You say as you pan to me. >> You just happened to be next Clara. No offense.

>> Bana kaydırırken söylüyorsun. >> Sıradaki Clara oldun. Alınma.

>> This is so good.

>> Bu çok iyi.

>> Is this your first s'more? Ooo, give me a review, would you? How are you enjoying

>> Bu senin ilk devamın mı? Ooo, bana bir inceleme yap, olur mu?

your first s'more experience? Charlotte is from the Netherlands.

İlk s'more deneyiminizden nasıl keyif alıyorsunuz? Charlotte, Hollandalı.

>> It's delicious. >> What's your favorite part?

>> Çok lezzetli. >> En sevdiğiniz kısım hangisi?

>> The chocolate and the s'more and then the cookies ...

>> Çikolata ve s'more ve ardından kurabiyeler ...

>> So basically, everything. >> That's the joy of s'more.

>> Yani temelde her şey. >> S'more'un neşesi bu.

>> It is. >> All of it together.

>> Öyle. >> Hepsi bir arada.

>> See, sometimes I put the piece of chocolate in the gr-- in the marshmallow, and then I

>>Bazen çikolata parçasını marshmallowun içine koyuyorum ve sonra

stick that in the fire. But you have to be careful ...

ateşe atıyorum. Ama dikkatli olmalısın...

>> How does that not fall off? >> Well, if you spear the stick through the

>> Bu nasıl düşmez? >> Çubuğu

marshmallow and the chocolate, and make sure the chocolate is deeply embedded inside the

marshmallow'a ve çikolataya batırırsanız ve çikolatanın marshmallow'un içine iyice gömüldüğünden emin olursanız

marshmallow ... >> Can you show me this technique?

... >> Bana bu tekniği gösterir misiniz?

>> I can ... ok. So I split the marshmallow. It is a bit sticky.

>> Yapabilirim ... tamam. Bu yüzden marshmallow'u böldüm. Biraz yapışkan.

>> I'm having problems focusing because it's so ...

>> Odaklanmakta sorun yaşıyorum çünkü çok ...

>> It is rather dark. >> ... low in the light.

>> Oldukça karanlık. >> ... ışık az.

>> And then, I'll put the piece of chocolate right in there. Maybe double it up. Try to

>> Ve sonra çikolata parçasını tam oraya koyacağım. Belki ikiye katlar.

close this up a little bit. And then, spear it right through with the stick. And then,

Bunu biraz kapatmaya çalış. Ve sonra, sopayla tam olarak mızraklayın. Ve sonra,

you just have to roast it while keeping the chocolate end up so it doesn't melt or fall out.

erimemesi veya düşmemesi için çikolatayı uçta tutarken kızartmanız yeterlidir.

>> Wow.

>> vay.

>> So Lindsay, tell me about your variation. >> That you put, instead of a chocolate -- slab

>> Lindsay, bana varyasyonundan bahset. >> Çikolata yerine koyduğun şey --

of chocolate, which is delicious, but you can also make it with a Reese's peanut butter

çikolata levhası, ki bu çok lezzetli, ama bunu Reese'in fıstık ezmeli kabıyla da yapabilirsin

cup. And it's peanut buttery and chocolaty. >> And chocolaty. That sounds really good.

. Ve fıstık ezmeli ve çikolatalı. >> Ve çikolata. Kulağa gerçekten iyi geliyor.

>> It's really really good. >> So who gets the peanut butter?

>> Gerçekten çok iyi. >> Peki fıstık ezmesini kim alıyor?

>> Charlotte, did you put peanut butter on that? Wow. Ok. I want to, I want you to taste

>> Charlotte, üzerine fıstık ezmesi sürdün mü ? Vay. Tamam. İstiyorum,

this and let me know how it is. >> Ok.

bunu tatmanızı ve nasıl olduğunu bana bildirmenizi istiyorum. >> Tamam.

>> What do you think? Better with or without peanut butter?

>> Ne düşünüyorsun? Fıstık ezmeli mi yoksa ezmeli mi daha iyi ?

>> It's interesting. You really have to love chocolate and peanut butter together.

>> Bu ilginç. Çikolata ve fıstık ezmesini birlikte gerçekten sevmelisiniz.

>> Do you? >> I do.

>> öyle mi? >> yaparım.

>> So is this better than without peanut butter? >> I wouldn't say it's better. >> Just different.

>> Yani bu fıstık ezmesi olmadan daha mı iyi? >> Daha iyi olduğunu söyleyemem. >> Sadece farklı.

>> Just different. But also very good.

>> Sadece farklı. Ama aynı zamanda çok iyi. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.