What's a BURRITO? American English Pronunciation

I recently did a Word of the Week on the word 'burrito'. And I had some people ask me, what

Geçenlerde 'burrito' kelimesi üzerine Haftanın Sözü yaptım . Ve bazı insanlar bana sordu,

is a burrito? So today, we're going to eat one.

burrito nedir? O yüzden bugün bir tane yiyeceğiz. Hadi

Let's go eat our burritos!

gidip burritolarımızı yiyelim!

First, a quick stop to pick up laundry.

İlk olarak, çamaşırları almak için hızlı bir duraklama.

>> You don't do your laundry at all anymore?

>> Artık çamaşırlarınızı hiç yıkamıyor musunuz?

>> I don't because I don't have a washer/dryer in my building. [2x]

>> Binamda çamaşır/kurutma makinesi olmadığı için kullanmıyorum . [2x]

Let's take a look at this sentence. Can you hear how Lynne doesn't pronounce the T in

Bu cümleye bir göz atalım. Lynne'in

'don't' as a True T? Often with these N'T contractions like don't, can't, and won't,

'don't' kelimesindeki T'yi True T olarak nasıl telaffuz etmediğini duyabiliyor musunuz? Don't, can't ve will't gibi N'T kasılmalarında genellikle

that's the case. Instead, we mix the N and Stop T to make a nasally Stop sound: nn, nn.

durum böyledir. Bunun yerine, burundan bir Stop sesi çıkarmak için N ve Stop T'yi karıştırıyoruz: nn, nn.

Don't, won't, can't. nnn. Don't.

Yapma, yapma, yapamam. nnn. yapma

I don't [3x]. I don't because I don't have a washer/dryer in my building.

[3x] yapmıyorum. Binamda çamaşır/kurutma makinesi olmadığı için kullanmıyorum.

Lynne takes all of these less important words: because, I, don't, have, and a, and says them

Lynne tüm bu daha az önemli sözcükleri alıyor: çünkü, ben, yok, sahip değilim ve a ve

very quickly, all linked together.

çok hızlı bir şekilde, hepsi birbirine bağlı olarak söylüyor.

because I don't have a [6x]

çünkü bende [6x] yok Anlam açısından önemli

This is what we do with the words that aren't as important to the meaning, the function

olmayan kelimelerle yaptığımız şey bu , fonksiyon

words. The nouns 'washer' and 'dryer' are stressed, so they're longer and more clear.

kelimeleri. 'Yıkayıcı' ve 'kurutucu' isimleri vurgulanmıştır, dolayısıyla daha uzun ve daha nettirler.

washer/dryer [3x]

yıkayıcı/kurutucu [3x]

In this sentence, the words 'washer' and 'dryer' take about 50% longer to say than all of the

Bu cümlede, 'yıkayıcı' ve 'kurutucu' sözcüklerini söylemek, 'çünkü bir makinem yok' sözcüklerinin hepsinden yaklaşık %50 daha uzun sürüyor

words 'because I don't have a'. So always remember, function words will generally be

. Bu nedenle, her zaman hatırlayın, işlev sözcükleri, bir

very fast, even if there are a lot of them to- gether. With content words, take a bit more time.

arada çok sayıda olsa bile, genellikle çok hızlı olacaktır . İçerik sözleriyle biraz daha zaman ayırın. Binamda

I don't because I don't have a washer/dryer in my building. [3x]

çamaşır/kurutma makinesi olmadığı için kullanmıyorum . [3x]

>> That's true. >> So.

>> Bu doğru. >> Yani.

>> Thank you. There it is. Bye. Have a good day. >> Bye!

>> teşekkür ederim. İşte burada. Hoşçakal. İyi günler. >> Güle güle!

>> That's a huge burrito, Beads. >> It's huge! So big. I think I'm going to

>> Bu çok büyük bir burito, Boncuk. >> Çok büyük! Çok büyük. Sanırım

eat half now and half later. >> That's very smart.

yarısını şimdi, yarısını sonra yiyeceğim. >> Bu çok akıllıca.

>> I think so.

>> Sanırım öyle.

I think I'm gonna eat: what are the stressed syllables there? da-DA-da-da-da-DA. 'Think'

Sanırım yemek yiyeceğim: oradaki vurgulu heceler neler? da-DA-da-da-da-DA. 'Düşün'

and 'eat' are just a bit longer. 'Going to' is reduced to 'gonna'. Also, do you notice

ve 'ye' biraz daha uzun. 'Gidecek', 'olacak'a indirgenmiştir. Ayrıca, '

the Stop T in 'eat'? it's not 'eat', with a released, True T. Eat, eat. You must stop

ye'de Stop T'yi fark ettiniz mi? "ye" değil, serbest bırakılan True T. Ye, ye.

the air to make the stop T. Otherwise it sounds like 'eaaaa'. Too long, and the voice comes

T'yi durdurmak için havayı durdurmalısınız. Aksi takdirde 'eaaaa' gibi ses çıkarır. Çok uzun ve sesin

down in pitch. We don't want that. It will be a little more abrupt and straighter in

perdesi alçalıyor. Bunu istemiyoruz. Havayı durdurduğunuzda, yemek yediğinizde, perdede biraz daha ani ve daha düz olacak

pitch when you stop the air, eat, eat. That's how we hear it as a Stop T.

. Stop T olarak böyle duyuyoruz.

I think I'm gonna eat [3x] half now and half later.

Sanırım [3x] yarısını şimdi, yarısını sonra yiyeceğim.

I think I'm gonna eat half now and half later. >> That's very smart.

Sanırım yarısını şimdi, yarısını sonra yiyeceğim. >> Bu çok akıllıca.

>> I think so.

>> Sanırım öyle.

>> Now people were asking, what is a burrito? So, as you can see, it's a big flour tortilla

>> Şimdi insanlar soruyordu, burito nedir? Gördüğünüz gibi,

with good things inside. >> What did you get?

içinde iyi şeyler olan büyük bir un tortillası. >> Ne aldın?

>> I got a beef burrito. >> I got just the vegetable. I've been feeling

>> Bir dana börek aldım. >> Ben sadece sebzeyi aldım.

vegetarian lately. But I think I'm going to be like you and cut mine in half.

Son zamanlarda kendimi vejetaryen hissediyorum. Ama sanırım senin gibi olacağım ve benimkini ikiye böleceğim.

>> I think that's a good plan. >> Right at the beginning.

>> Bence bu iyi bir plan. >> Tam başında.

>> Mm. Yummy. So it looks like this has rice, beans, guacamole, and I think sour cream and

>> Mm. Lezzetli. Görünüşe göre bunda pirinç, fasulye, guacamole ve sanırım ekşi krema ve

lettuce. You know what, the peas must be in the rice.

marul var. Biliyor musun, bezelye pirincin içinde olmalı .

>> Probably, yeah. >> Yeah. I think you're right.

>> Muhtemelen, evet. >> Evet. Bence haklısın.

>> Mm. That is very good guacamole. >> Guacamole is made with, the main ingredient

>> Mm. Bu çok iyi bir guacamole. >> Guacamole ile yapılır, ana maddesi

is avocado. It looks like they also have cilantro, tomato, probably some lime juice, don't you think?

avokadodur. Görünüşe göre kişniş, domates ve muhtemelen biraz limon suyu da var, sence de öyle değil mi?

Did you hear how I combined the T with the Y sound of YOU to make the CH sound? Lots

CH sesini elde etmek için T'yi Y sesiyle nasıl birleştirdiğimi duydunuz mu? Anadili İngilizce olan pek çok

of native speakers will do this when the word 'you' is preceded by the T. Don-chew. [2x]

kişi, 'siz' kelimesinden önce T. Don-chew geldiğinde bunu yapacaktır. [2x]

Listen again.

Tekrar dinleyin.

>> Don't you think? [3x] >> Yes, probably.

>> Sizce de öyle değil mi? [3x] >> Evet, muhtemelen.

>> And... >> Onion.

>> Ve... >> Soğan.

>> Onion. >> I'm going to zoom the guacamole directly

>> Soğan. >> Guacamole'u doğrudan

to the camera.

kameraya yakınlaştıracağım.

>> So, when I posted my video about burrito, I got a couple comments about 'Well, that's

>> Burrito ile ilgili videomu yayınladığımda, İspanyolca'dan ödünç aldığımız için 'Aslında bu şekilde telaffuz edilmiyor' hakkında birkaç yorum aldım

not how it's actually pronounced', because we do borrow it from Spanish. And of course,

. Ve tabii ki,

in Spanish, they might roll their R, and they certainly don't make a Flap T like we do.

İspanyolca'da R'lerini yuvarlayabilirler ve kesinlikle bizim yaptığımız gibi Flap T yapmazlar.

>> Yeah. >> And I thought it was a really interesting

>> Evet. >> İnternette gerçekleşen gerçekten ilginç bir tartışma olduğunu düşündüm

discussion that happened online. When one language absorbs the word of another language,

. Bir dil başka bir dilin kelimesini özümsediğinde,

is it ok to, in our case, Americanize it, use your own speech habits, or is that an

bizim durumumuzda onu Amerikanlaştırmanız, kendi konuşma alışkanlıklarınızı kullanmanız doğru mu yoksa bu bir

insult, is that wrong? I mean, I think it's really a matter of opinion.

hakaret mi, yanlış mı? Demek istediğim, bence bu gerçekten bir fikir meselesi.

>> Um, yeah, I think it's a matter of opinion. Sometimes I think that when you try... In

>> Um, evet, bence bu bir fikir meselesi. Bazen şunu düşünüyorum, denediğinizde...

my experience, when I've tried to pronounce words as if they were in the other language,

Kendi deneyimlerime göre, kelimeleri başka bir dildeymiş gibi,

like an Italian word, or a Spanish word, sometimes other Americans think it's funny.

İtalyanca bir kelime veya İspanyolca bir kelime gibi telaffuz etmeye çalıştığımda, bazen diğer Amerikalılar bunun komik olduğunu düşünüyor.

>> It's true. >> Yeah, they think that I'm, they make fun

>> Bu doğru. >> Evet, öyle olduğumu düşünüyorlar,

of me a little bit. >> Right. Well, Lynne has studied a lot of

benimle biraz dalga geçiyorlar. >> Doğru. Pekala, Lynne çok fazla

foreign language, as have I, both being singers of, you know, Italian, French, German, etc.

yabancı dil çalıştı, tıpkı benim gibi, her ikisi de İtalyanca, Fransızca, Almanca vb

So it comes more naturally probably, to us, to pronounce things in their native language.

.

But, you're very right. It's not uncommon to say 'Bach', for example, and have someone

Ama çok haklısın. Örneğin, 'Bach' demeniz ve birinin

think you're being a little snooty. >> Yeah. A little bit pretentious.

sizin biraz kibirli olduğunuzu düşünmesi alışılmadık bir durum değildir. >> Evet. Biraz iddialı.

>> Right. That's a good word. Because the truth is, in American English, it is burrito.

>> Doğru. Bu iyi bir kelime. Çünkü gerçek şu ki, Amerikan İngilizcesinde burrito.

>> Yes! >> And a lot of people eat burritos. It's

>> Evet! >> Ve birçok insan burrito yer.

not like, I mean, it's almost as ubiquitous as the hamburger. Not quite, but, it's getting

Demek istediğim, neredeyse hamburger kadar her yerde bulunan bir şey değil . Tam olarak değil, ama

there. >> Yes. It's a common food that Americans

oraya geliyor. >> Evet. Amerikalıların

eat often. >> Well, yeah. I appreciate your perspective.

sık sık yediği yaygın bir besindir. >> Şey, evet. Bakış açını takdir ediyorum.

>> Thank you. >> And I appreciate all the conversation about

>> teşekkür ederim. >> Facebook'ta o kelimenin telaffuzuyla ilgili tüm konuşmayı takdir ediyorum

the pronunciation of that word that happened on Facebook.

.

>> Yeah. >> Ok, we're going to finish our burritos.

>> Evet. >> Tamam, burritolarımızı bitireceğiz.

>> That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

>> İşte bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .