How to say the time in English

Hi. I'm Rebecca from www.engvid.com.

Merhaba. Ben www.engvid.com'dan.Rebecca

In this lesson, we're going to learn how to tell time in English.

Bu derste, ingilizce zamanlarının nasıl söyleniceğini öğrenmeye gidiyoruz

Okay?

Tamam?

So, for example, if someone tells you: "I'll meet you at ten to ten", what does that mean?

Yani, örneğin, birisi size söylerse: "Ben on ile on arasında buluşalım ", bu ne anlama geliyor?

What is "ten to ten"?

"On ila on" nedir?

We're going to find out.

Öğreneceğiz.

Okay?

Tamam?

Let's go.

Hadi gidelim.

All right, so here's the clock that I've drawn.

Pekala, işte çizdiğim saat.

Excuse my drawing, but what time does it say?

Afedersiniz, ama saat kaç?

Okay.

Tamam.

So, let's examine the clock.

O zaman saati inceleyelim.

So, this is called the hour hand - it shows the hour; and this is called the minute hand.

Yani, bu saat el denir - gösterir saat; ve bu dakika el denir.

Okay?

Tamam?

The shorter hand is the hour hand, and the longer hand is the minute hand.

Daha kısa el saat eldir ve uzun el, dakika elidir.

All right.

Tamam.

And right now the hour hand is pointed to 2, and this is pointed to 12, so that means

Ve şu anda saat ibresi işaret ediyor 2, ve bu 12'ye işaret edilir, bu demektir ki

it is 2 o'clock.

saat 2.

All right?

Tamam?

So, as we go around, it would be 1 o'clock, 2 o'clock, 3 o'clock, 4 o'clock, 5 o'clock,

Yani, gideceğimiz zaman, saat 1 olur. Saat 2, saat 3, saat 4, saat 5,

6 o'clock, 7 o'clock, 8 o'clock, 9 o'clock, 10 o'clock, 11 o'clock, and 12 o'clock.

Saat 6, saat 7, saat 8, saat 9, Saat 10, saat 11 ve saat 12.

Now, if you just say: "12 o'clock"...

Şimdi, eğer sadece say: "Saat 12" ...

If you don't know what it's like outside - is it dark?

Ne olduğunu bilmiyorsan dışarıdaki gibi - karanlık mı?

Is it 12 o'clock at night?

Saat gece 12 mi?

Is it 12 o'clock in the afternoon?

Saat 12 mi öğleden sonra?

So, sometimes when it's 12, we just say: "Twelve noon" or "Midnight".

Yani, bazen 12 olduğunda, biz sadece say: "On iki öğlen" veya "Gece yarısı".

Okay?

Tamam?

If it's night, we say: "Midnight".

Eğer gece ise der ki: "Geceyarısı".

But we'll get to that.

Ama biz buna ulaşacağız.

Now, there are many things you need to know in order to be able to say the time or express

Şimdi, bilmeniz gereken çok şey var zamanı veya ifadeyi söyleyebilmek

time correctly.

doğru zaman.

All right?

Tamam?

So, let's go through what they are.

Yani, hadi gidelim Onlar ne.

So, as I said, first of all, if it's a complete hour, on the hour, then just say the hour-the

Yani, dediğim gibi, her şeyden önce, eğer tamamsa saat, saatte, sadece saat deyin

number-plus "o'clock".

sayı artı "o'clock".

All right?

Tamam?

That's the expression.

Bu ifade.

2 o'clock, 3 o'clock.

Saat 2 yönünde, saat 3.

Right?

Sağ?

Now, then let's start going by five-minute intervals around the clock and see what happens.

Şimdi, sonra beş dakika geçmeye başlayalım. saatin etrafında aralıklarla ve ne olduğunu görmek.

So, here we would say: "Two oh five".

Yani, burada yapardık der ki: "İkide beş".

Say it after me: "Two oh five".

Benden sonra söyle: "İki oh beş".

Good.

İyi.

The next one: "Two ten".

Bir sonraki: "İki on".

Okay?

Tamam?

That would be here.

Bu burada olurdu.

"Two ten".

"İki on".

Then here: "Two fifteen, two twenty, twenty-five, two thirty, two thirty-five, two forty, two

Sonra burada: "İki on beş, iki yirmi, yirmi beş, iki otuz, iki otuz beş, iki kırk iki

forty-five, two fifty, two fifty-five".

kırk beş, iki elli iki elli beş ".

Okay?

Tamam?

So, we're going by five-minute intervals right now.

Yani, beş dakika geçiyoruz aralıklar şimdi.

And it could be something in between; it could be "two twelve", or it could be "two twenty-three",

Ve aralarında bir şey olabilir; olabilir "iki on iki" ya da "iki yirmi üç" olabilir

but usually people round off to those...

ama genellikle insanlar Onlara tamamlayın ...

These numbers, here.

Bu numaralar, burada.

Okay?

Tamam?

So, one way that you can tell the time, and I think it's the easiest, as long as you know

Yani, zamanı anlayabilmenin bir yolu ve ben bildiğin kadar kolay olduğunu düşünüyorum

these basic numbers up to 59, but certainly the numbers by five, is just to say that:

bu temel rakamlar 59'a kadar ama kesinlikle sayıları beş, sadece söylemek gerekirse:

-"Two oh five."

- "İkide beş."

-"What's the time?"

-"Saat kaç?"

-"It's two fifteen.

- "Bu iki on beş.

It's two fifty.

Bu iki elli.

It's two forty."

İki kırk. "

Okay?

Tamam?

"Two forty-five", and so on.

"İki kırk beş", vb.

That's the easy way, and you can say that, but you might hear people using another expression

Bu kolay bir yol ve bunu söyleyebilirsin ama başka bir ifade kullanarak insanların sesini duyabilirsiniz

or a few other expressions as well, so let me explain those to you.

ya da birkaç başka ifade de Bu yüzden size bunları açıklayayım.

So, as I said, this you can call: "Two fifteen" or: "Quarter past two".

Yani, dediğim gibi, bunu arayabilirsin: "İki on beş" veya "İkiyi çeyrek geçiyor".

So, why are we saying that?

Öyleyse neden söylüyorsun?

Because in this method what we're doing is we're dividing the clock into quarters.

Çünkü bu yöntemde yaptığımız şey saati çeyrekliklere böleriz.

Okay?

Tamam?

Like this and like this.

Bunun gibi ve böyle.

So, when it's 2:15, it's a quarter past two or a quarter after two - after two o'clock,

Yani, saat 2:15, ikiyi çeyrek geçiyor. ya da ikiden çeyrek geçiyor - ikiden sonra,

but we don't have to say: "after two o'clock", we can just say at that point: "It's a quarter

ama şunu söylememiz gerekmiyor: "ikiden sonra", sadece şu noktada diyebiliriz: "Bu bir çeyrek var

past two.

geçen iki.

It's a quarter after two."

İkiden çeyrek geçiyor. "

Okay?

Tamam?

Then, when it comes to 2:30, we could say: "It's two thirty", or we could say: "It's

O zaman, saat 2: 30'a geldiğinde şunu söyleyebiliriz: "Bu iki otuz" ya da şöyle diyebiliriz: "Bu

half", right?

yarısı ", değil mi?

Half from the 12 to the 6: "It's half past two"; that's how we express that.

12'den 6'ya kadar olan yarısı: "Bu yarısı son iki "; bunu böyle ifade ederiz.

And at 2:45, we can also say: "It's a quarter to three.

Ve 2:45 de şunu söyleyebiliriz: "Üçe çeyrek var.

Quarter to".

Çeyrek".

Now, anything after the 6...

Şimdi, 6'dan sonra bir şey ...

You see this other arrow, here?

Bu diğer oku görüyor musun?

From here to the 12, we have to say something "to".

Buradan 12'ye, biz "to" bir şey söylemek zorunda.

"Quarter to twelve.

"Onikiye çeyrek var.

Quarter to three."

Üçe çeyrek kala."

Okay?

Tamam?

It would be quarter to three if it was 2:45.

Bu çeyrek olurdu Üç, eğer 2:45 idi.

All right?

Tamam?

Or: "Twenty-five minutes to three".

Veya: "Yirmi beş üç dakikaya kadar.

You could say that, but those you'll probably just hear people saying: "Two thirty-five,

Bunu söyleyebilirsin ama muhtemelen sadece insanlara şunu söyleyin: "İki otuz beş,

two forty", and so on.

iki kırk ", vb.

But on these quarter and half, people do use these other expressions.

Ama bu çeyrekte ve yarısında, insanlar Bu diğer ifadeleri kullanın.

Okay?

Tamam?

So, again: "Quarter past two.

Yani, yine: "İkiyi geçen çeyrek.

Half past two.

İki buçuk.

Quarter to three."

Üçe çeyrek kala."

Okay?

Tamam?

Now, remember when I said: "Ten to ten"?

Şimdi, ne zaman hatırla dedi ki: "On ila on"?

So that was 10 minutes to 10...

Yani 10 dakika 10 oldu ...

10 minutes to 10 o'clock.

10 dakika 10'a.

All right?

Tamam?

10 minutes before 10 o'clock.

Saat 10'dan 10 dakika önce.

So, when people say: "Ten to ten" - 10 minutes to 10.

Yani, insanlar dediğinde: "On on "- 10 dakika 10.

It's not used very often, but sometimes people just use it in short.

Çok sık kullanılmaz, ama bazen insanlar sadece kısaca kullanırlar.

Okay?

Tamam?

All right.

Tamam.

Let's look at a couple of other things you might see when talking about the time.

Bir kaç başka şeye bakalım zaman hakkında konuşurken görebilir.

So, when we're going from 12 midnight to about 11:59 in the afternoon, that period of time

Yani, 12'den gece yarısına kadar gidiyoruz Öğleden sonra saat 11:59

is referred to as "am - ante meridiem", but don't worry about what it stands for; people

"am - ante meridiem" olarak adlandırılır, ancak Bunun ne anlama geldiği konusunda endişelenmeyin; insanlar

just say "am" and "pm".

sadece "ben" ve "pm" deyin.

Ante meridiem and post meridiem.

Ante meridiem ve meridiem sonrası.

Don't worry about those.

Onlar için endişelenme.

Just say "am" if it's from midnight to the afternoon; and after 12 o'clock in the afternoon-12

Sadece gece yarısından başlıyorsa "ben" deyin öğleden sonra; öğleden sonra saat 12'den sonra

noon-to 11:59 at night, we call that time "pm".

öğlen vakti 11:59 Biz bu saat "pm" diyoruz.

So, if someone says: "I'll meet you at 4pm", when is that?

Yani, birisi şöyle diyor: "Tanışacağım saat 4'te ", bu ne zaman?"

That's over here - 4 o'clock in the afternoon.

Bu burada bitti - 4 öğleden sonra saat.

If someone says: "I'll meet you at 10am", that means over here.

Birisi şöyle diyor: "Seninle tanışacağım saat 10'da ", bu burada demektir.

Right?

Sağ?

10 o'clock in the morning.

Sabah saat 10'da.

All right?

Tamam?

I know it's a lot to take in.

İçeri girmek için çok şey olduğunu biliyorum.

If you're a little bit unsure, you can study this for a while, and then let's do a little

Biraz emin değilseniz, ders çalışabilirsiniz. Bir süreliğine, sonra biraz yapalım

bit of a review.

Bir inceleme biraz.

Okay, so are you ready to tell the time?

Tamam, hazır mısın? zamanı söylemek için?

Here we go.

İşte başlıyoruz.

The first one.

İlki.

So, what's the easy way we could say this?

Peki, kolay yolu nedir bunu söyleyebilir miyiz?

"Six fifty".

"Altı elli".

Okay?

Tamam?

Remember to say "fifty".

"Elli" demeyi unutma.

"Fifty", short; not "fifteen".

"Elli", kısa; "onbeş" değil.

Okay?

Tamam?

Because that would mean something else, and somebody would get the wrong idea.

Çünkü bu başka bir şey anlamına gelir ve birileri yanlış fikir alır.

"Fifteen" and "fifty".

"On beş" ve "elli".

"Six fifty" or "Ten to seven".

"Altı elli" veya "Ondan yediye".

Good.

İyi.

"Three forty-five" or "Quarter to four".

"Üç kırk beş" ya da "03:45".

"Five twenty" or: "Twenty past five", "twenty after five".

"Beş yirmi" veya: "Yirmi geçiyor beş "," yirmi beş sonra ".

"Seven fifty".

"Yedi elli".

Again, "fifty".

Yine, "elli".

Or, how would we say it?

Ya da nasıl söylerdik?

"Ten to eight".

"Ondan sekize".

Good.

İyi.

"Nine fifteen".

"Dokuz on beş".

Okay?

Tamam?

Now it's longer.

Şimdi daha uzun.

"Nine fifteen" or: "Quarter past nine", "Quarter after nine".

"Dokuz on beş" veya: "Çeyrek geçmiş dokuz "," dokuzdan sonra çeyrek ".

Over here.

Buraya.

"Eight oh five".

"Sekiz oh beş".

Usually we don't say it, but you could say: "Five past eight".

Genellikle söyleme, ama sen şöyle diyebilir: "Sekiz beş geçe".

Now, here, this is 10:10, which means 10 minutes past 10 o'clock.

Şimdi, işte bu 10:10. Saat 10'dan 10 dakika geçiyor.

But this one we would say either: "Nine fifty" or "Ten to ten".

Ama biz de şunu söyleyebiliriz: "Dokuz elli" veya "On ila on".

"Ten to ten", okay?

"On ila on", tamam mı?

Good.

İyi.

This one: "Five thirty", right?

Bu: "Beş otuz", değil mi?

Or, what's the other way to say that?

Ya da, diğer şey nedir? Bunu söylemek için bir yol var mı?

"Half past five".

"Beş buçuk".

And: "One forty" or "Twenty minutes to two o'clock".

Ve: "Bir kırk" veya "Yirmi" Saat ikide "

All right?

Tamam?

So, I know there are some variations, but learn to say the one which is easier for you,

Yani, bazı varyasyonlar olduğunu biliyorum, ama Senin için kolay olanı söylemeyi öğren,

but learn to also understand all of the other options.

ama aynı zamanda anlamaya da diğer tüm seçenekler.

Okay?

Tamam?

And to really master this, please do the quiz at www.engvid.com, and also don't forget to

Ve bunu gerçekten ustalaştırmak için, lütfen testi yapın www.engvid.com adresinde ve ayrıca unutma

subscribe to my YouTube channel.

YouTube kanalıma abone olun.

Thanks very much for watching.

İzlediğiniz için çok teşekkürler.

Bye for now.

Şimdilik hoşçakal.