Stop Saying "It's Raining Cats and Dogs!"

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- Now usually my "Stop saying..." videos

- Şimdi genellikle "Söylemeyi bırak..." videolarım,

are just like, hey, here are some other ways

hey, işte

to say this thing, which might sound better,

bu şeyi söylemenin başka yolları var, kulağa daha iyi gelebilir

but today is different.

ama bugün farklı.

Today I want to talk to you about an expression in English

Bugün size

that your teacher definitely taught you.

öğretmeninizin size kesinlikle öğrettiği bir İngilizce ifadeden bahsetmek istiyorum.

- Feels like it's gonna rain like dogs and cats later.

- Sonra köpekler ve kediler gibi yağmur yağacakmış gibi geliyor.

- You've probably seen in your English textbooks...

- Muhtemelen İngilizce ders kitaplarınızda görmüşsünüzdür...

- It's raining dogs and cats, do we normally

- Kedi ve köpek yağmuru yağıyor, normalde

say it like that?

böyle mi deriz?

- No, it should be cats and dogs.

- Hayır, kediler ve köpekler olmalı.

- He's got it the wrong way around.

- Yanlış anlamış.

- Maybe you saw in movies or on TV.

- Belki filmlerde ya da televizyonda görmüşsünüzdür.

- It's raining cats and dogs.

- Bardaktan boşalırcasına yağıyor.

- Oh, it's raining cats and dogs.

- Ah, kedi köpek yağmuru yağıyor.

- It's raining cats and dogs out there.

- Dışarıda kedi ve köpek yağmuru var.

- I said it's raining cats and dogs.

- Kedi köpek yağmuru var dedim.

- Yes, I heard you.

- Evet, seni duydum.

- But in real life, no one uses it, like no one.

- Ama gerçek hayatta kimse onu kullanmaz, hiç kimse gibi.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

Before we begin, my ebook is available.

Başlamadan önce e-kitabım hazır.

There are worksheets on my favorite lessons

including this one, you can find that on my Patreon,

Bu da dahil olmak üzere en sevdiğim derslerle ilgili çalışma sayfaları var, bunu Patreon'umda bulabilirsiniz,

the link is in the description.

bağlantı açıklamada.

The point of today's video isn't just to say,

Bugünün videosunun amacı sadece şunu söylemek değil,

hey, we don't say, it's raining cats and dogs,

hey, yağmur yağıyor, bu

which we don't by the way, I've never said it in my life.

arada söylemeyiz, hayatımda hiç söylemedim.

But anywho, the point of today's video

Ama her neyse, bugünkü videonun amacı

is to help you learn English better,

İngilizceyi daha iyi öğrenmenize

and become a better student.

ve daha iyi bir öğrenci olmanıza yardımcı olmaktır.

Learning isn't just remembering a list of facts and words

Öğrenmek sadece bir gerçekler ve kelimeler

or expressions, no, learning is about taking a lesson

veya ifadeler listesini hatırlamak değildir, hayır, öğrenmek bir ders almak

and applying it to your life in a meaningful way.

ve onu hayatınıza anlamlı bir şekilde uygulamaktır.

So, this is what we're going to do.

Yani, yapacağımız şey bu.

After each section of this lesson, I want you to take

Bu dersin her bölümünden sonra sizden

just one word or one expression, and think about a time

sadece bir kelime veya bir ifade almanızı ve

in your life where you've seen or experienced that.

hayatınızda bunu gördüğünüz veya deneyimlediğiniz bir zamanı düşünmenizi istiyorum.

Or maybe a time in the future that you might use it.

Ya da belki gelecekte onu kullanabileceğin bir zaman.

If you think you're never going to use this word

Bu kelimeyi

or this expression, forget it, it's rubbish.

veya bu ifadeyi asla kullanmayacağınızı düşünüyorsanız, boşverin, bu saçmalık.

It's not worth remembering, but if you think that this idiom

Hatırlamaya değmez ama bu deyimin

is useful to you, make a note, put it in the comments,

işinize yaradığını düşünüyorsanız not alın, yorumlara yazın,

use it in conversation with a friend,

bir arkadaşınızla sohbette kullanın,

post it in your Instagram stories.

Instagram hikayelerinizde paylaşın.

If you do, tag me, @PapaTeachMe, I'll repost it

Yaparsan, beni etiketle, @PapaTeachMe, yeniden yayınlayacağım

and show everyone how cool you are.

ve herkese ne kadar havalı olduğunu göstereceğim.

Look at you with your amazing English skills.

Kendine inanılmaz İngilizce becerilerinle bak.

Okay, so first, we do have more

Tamam, ilk olarak,

poetic expressions and idioms about rain,

yağmur hakkında

like cats and dogs.

kediler ve köpekler gibi daha şiirsel ifadelerimiz ve deyimlerimiz var.

But once we actually say it like this,

Ama gerçekten böyle söylediğimizde,

I was walking outside, the weather was fine,

dışarıda yürüyordum, hava güzeldi

and then the heavens just opened.

ve sonra gökler açıldı. Yağmur

When you want to say, it just started raining very heavily,

çok şiddetli yağmaya başladı deyince

we say the heavens opened.

gökler açıldı deriz.

Less poetic, but still dramatic is this one,

Daha az şiirsel ama yine de dramatik olan bu,

dude, it's like it's raining sideways.

ahbap, sanki yandan yağmur yağıyor.

Literally, I don't know about your country but in England

Kelimenin tam anlamıyla, ülkenizi bilmiyorum ama İngiltere'de

when it's freezing cold and windy, it rains sideways.

dondurucu soğuk ve rüzgarlı olduğunda yanlara doğru yağmur yağar.

Or when the rain starts, stops, starts stops,

Ya da yağmur başladığında, durduğunda, durduğunda,

we say it's raining, on and off,

yağmur yağıyor diyoruz, ara ara, yağmur yağıyor diyoruz

on starting off stopping.

.

That's the most English type of weather.

Bu, en İngiliz hava durumu türüdür.

Every day, it rains on and off.

Her gün yağmur yağar ve durur.

Also, we have very useful expressions,

Ayrıca

which include the word rain, but don't actually mean rain.

yağmur kelimesini içeren ama aslında yağmur anlamına gelmeyen çok kullanışlı ifadelerimiz var.

First a verb, this is to pour,

İlk önce bir fiil, bu dökmek

and we use the verb pour to mean heavy rain.

ve şiddetli yağmur anlamında dökmek fiilini kullanıyoruz.

For example, it's pouring outside, it's raining a lot,

Mesela dışarıda yağmur yağıyor, çok yağmur yağıyor,

got that?

anladın mı?

Cool.

Serin.

So with that in mind,

Yani bunu göz önünde bulundurarak,

when a lot of things good or bad

iyi ya da kötü pek çok şey

doesn't matter, happen in a very short space of time,

önemli değilken, çok kısa bir süre içinde oluyor, yağmur

we say when it rains, it pours.

yağdığında sağanak yağar diyoruz.

For example,

Örneğin,

on Monday, you lose your job, and then the next day,

Pazartesi günü işinizi kaybedersiniz ve ertesi gün

I can't draw a cat, but that's a cat.

kedi çizemem ama bu bir kedidir.

Tuesday your cat dies.

Salı kediniz ölür.

And then the next day, you get sick, you get a cold,

Ve ertesi gün hastalanırsın, nezle olursun,

all of these bad things in a short space of time.

tüm bu kötü şeyler kısa sürede olur.

That is when you would say,

İşte o zaman

when it rains, it pours.

yağmur yağar, yağar diyeceksiniz.

In other words, life doesn't give you good or bad things

Diğer bir deyişle, hayat size normal bir şekilde iyi ya da kötü şeyler vermez

in a normal way.

.

Over time, it gives you lots of things all at once,

Zamanla, çok fazla yağmur gibi , size aynı anda birçok şey verir

like a lot of rain.

.

But like I said, it doesn't have to be just bad things,

Ama dediğim gibi, sadece kötü şeyler olmak zorunda değil, aynı anda

it could be a lot of good things at the same time.

pek çok iyi şey olabilir.

You have been trying to get a job for months,

Aylardır iş bulmaya çalışıyorsunuz,

and you went on interviews, you applied to lots of places,

mülakatlara girdiniz, bir sürü yere başvurdunuz,

everywhere told you, no, nah.

her yer size hayır, hayır dedi.

But then in the same week,

Ama aynı hafta içinde

someone offers you a job, and then,

biri size iş teklif ediyor ve ardından,

like a load of other job offers come as well.

diğer bir sürü iş teklifi gibi, o da geliyor.

So again, it can be bad things, it can be good things,

Yani yine, kötü şeyler olabilir, iyi şeyler olabilir

but all all of a sudden, at the same time.

ama birdenbire aynı anda.

Again, you could say, wow, okay.

Yine, vay canına, tamam diyebilirsiniz.

When it rains, it pours.

Yağmur yağdığında, yağar. Öğrenme becerilerinizi

This is where you improve your learning skills.

geliştirdiğiniz yer burasıdır .

Take this expression.

Bu ifadeyi al.

Think of a time in your life where something

Hayatınızda

like this has happened.

buna benzer bir şeyin olduğu bir zamanı düşünün.

There was nothing for a long time, and then all of a sudden,

Uzun bir süre hiçbir şey yoktu ve sonra birdenbire, kısa bir süre içinde

lots of good things or lots of bad things,

pek çok iyi ya da pek çok kötü şey

all in a short space of time happen to you.

başınıza geldi.

Pause the video, write about that experience

Videoyu durdurun, o deneyimi

in the comments.

yorumlara yazın.

While you do that, please like this video.

Bunu yaparken lütfen bu videoyu beğenin.

When you're done, continue watching this video,

Bitirdiğinizde,

until you notice another expression, another idiom.

başka bir ifade, başka bir deyim fark edene kadar bu videoyu izlemeye devam edin.

Another word that you think, mmh, yes, I like this one,

Düşündüğünüz başka bir kelime, mmh, evet, bunu beğendim,

I'm going to use this one in the future

bunu gelecekte kullanacağım

and do the same thing.

ve aynı şeyi yapacağım.

Trust me, it will stay in your head,

İnanın kafanızda kalacak,

you'll learn much better this way.

bu şekilde çok daha iyi öğreneceksiniz.

Anyway, sorry, sorry, the topic of today is rain, right?

Neyse pardon pardon bugünün konusu yağmur değil mi?

So, when it's raining, how can you describe it?

Peki, yağmur yağdığında onu nasıl tarif edebilirsiniz?

What do we usually say?

Genellikle ne deriz?

In general, in real life, most commonly, we'd just say this,

Genel olarak, gerçek hayatta, en yaygın olarak şunu söylerdik,

wow, it's really raining out, or wow, it's so rainy out.

vay canına, gerçekten yağmur yağıyor ya da vay, hava çok yağmurlu.

Rain is a verb and a noun, but rainy, that's the adjective.

Yağmur bir fiil ve bir isimdir, ama yağmurlu, sıfat bu.

If it's a lot of rain we'd say this,

Çok yağmur yağarsa bunu söylerdik, vay

wow, it's really pouring down out there.

canına, orada gerçekten yağıyor.

So you'll notice that when we talk about weather,

Fark edeceksiniz ki, hava durumu hakkında konuşurken

we usually say the expression with, out,

genellikle with, out, kelimenin

literally meaning outside.

tam anlamıyla dışarısı anlamına gelir ifadesini kullanırız.

It's hot out, it's raining out, it's very windy out,

Dışarısı sıcak, yağmur yağıyor, hava çok rüzgarlı

and so on.

vs. Çok yağmur yağdığında

So the most common things that you will hear

en sık duyacağınız şeyler

with a lot of rain.

.

When we talk about weather, it's something is pouring down,

Hava hakkında konuştuğumuzda, bir şey yağıyor,

you learned the meaning of pour earlier.

dökmenin anlamını daha önce öğrendiniz.

In weather terms, it just means a lot of rain,

Hava şartlarında, sadece çok yağmur,

a stronger version.

daha güçlü bir versiyon anlamına gelir.

Now this is a swear word,

Şimdi bu bir küfür,

is the rain bad?

yağmur kötü mü?

May, it is pissing down.

May, sinir bozucu.

So yeah, it's stronger, it's more vulgar,

Yani evet, daha güçlü, daha kaba,

be careful where you use it.

nerede kullandığınıza dikkat edin.

Like I said earlier, usually we put

Daha önce de söylediğim gibi, genellikle

the, out at the end meaning outside,

dışarıyı söndürürüz, yani dışarısı

it's pouring down out.

yağar.

You don't need it, but sometimes you'll hear it,

Buna ihtiyacın yok ama bazen duyacaksın,

sometimes you might say it.

bazen de söyleyebilirsin.

You also have the option of putting it between the verb

Ayrıca fiil

and the preposition.

ve edat arasına koyma seçeneğiniz de vardır.

You don't need the it.

Ona ihtiyacın yok.

It means the same thing, with or without,

Var ya da yok, aynı anlama geliyor

and no one cares if you put it there.

ve oraya koymanız kimsenin umurunda değil.

Other options include, it's chucking it down,

Diğer seçenekler arasında, onu aşağıya atıyor,

that's also very common,

bu da çok yaygın

or it's tipping it down.

veya onu aşağı atıyor.

Oh my God, it's bucketing it down.

Aman Tanrım, onu kovalıyor.

May, it is throwing it down out there,

May, onu oraya fırlatıyor

or wow, it's really coming down out there.

ya da vay canına, gerçekten oraya geliyor.

And all of those expressions just mean a lot of rain.

Ve tüm bu ifadeler sadece çok fazla yağmur anlamına geliyor.

Oh, there's another really common expression

Oh,

with the word rain but doesn't mean rain.

yağmur kelimesiyle ilgili gerçekten yaygın başka bir ifade var ama yağmur demek değil.

You go to bed feeling really terrible,

Yatağa çok kötü hissederek gidiyorsun,

your nose is just prrrr,

burnun kaşınıyor,

your head is just...

kafan sadece...

(metal hitting)

(metale çarpıyor)

and you feel so sick.

ve kendini çok hasta hissediyorsun.

But then, after a good sleep you feel great again.

Ama sonra, iyi bir uykudan sonra kendinizi yeniden harika hissedersiniz.

I was feeling really bad last night but today

Dün gece kendimi çok kötü hissediyordum ama bugün

I'm right as rain.

yağmur kadar haklıyım.

Now in textbooks, in dictionaries, you will see this as,

Şimdi ders kitaplarında, sözlüklerde bunu

as rights as rain, but to be honest in conversation,

hak olarak yağmur olarak göreceksiniz ama dürüst olmak gerekirse

most people drop the as and we just say, I'm right as rain.

çoğu insan as'ı bırakıyor ve biz sadece yağmur kadar haklıyım diyoruz.

I feel right as rain, this is rights as rain.

Yağmur kadar doğru hissediyorum, bu yağmur kadar doğru.

It doesn't have to be your feeling,

Bu senin duygun olmak zorunda değil,

it could also be a situation.

bir durum da olabilir.

For example, when two friends are fighting,

Örneğin, iki arkadaş kavga ederken

and then the next day, they talk and they're okay again,

ertesi gün konuşurlar ve yine iyileşirler,

now they're right as rain.

şimdi yağmur gibi haklılar.

We had an argument yesterday, but today,

Dün tartıştık ama bugün

everything's right as rain.

her şey yolunda.

Again, try to use this expression.

Yine, bu ifadeyi kullanmayı deneyin.

When have you had a situation that was really bad,

Ne zaman gerçekten kötü bir durum yaşadınız ,

and then got better and you were completely fine again?

sonra düzeldi ve tekrar tamamen iyi oldunuz?

Use that expression in your own example

Bu ifadeyi kendi yaşamınızla ilgili kendi örneğinizde kullanın

relevant to your life.

.

Write it in the comments, put it in your Instagram stories,

Yorumlara yazın, Instagram hikayelerinize koyun,

whatever, I know I just did this, sorry, Brazilians.

neyse, az önce yaptığımı biliyorum, kusura bakmayın Brezilyalılar.

Again, I'm so sorry, back to weather stuff.

Tekrar, çok üzgünüm, hava durumuna dönelim.

How can we describe rain when it's just starting

Yeni başlayan

or it's just a little bit?

ya da çok az olan yağmuru nasıl tarif edebiliriz? Biraz yağmur yağdığını

We have a few options when we want to say

söylemek istediğimizde birkaç seçeneğimiz var

it's just a little bit of rain.

.

Like, it's trying to rain,

Mesela yağmur yağmaya çalışıyor,

it's not much.

çok değil.

I like that expression because it sounds sarcastic.

Bu ifadeyi seviyorum çünkü kulağa alaycı geliyor.

Also, we say this, it's spitting just a little bit.

Bir de şunu söylüyoruz, azıcık tükürüyor.

To spit means...

Tükürmek demek...

(spitting)

(tükürmek)

That thing.

O şey.

So yeah, again, we're saying that the clouds

Yani evet, yine bulutların

are spitting just a little bit of rain.

biraz yağmur yağdırdığını söylüyoruz.

Have you noticed that there's no down preposition here?

Burada aşağı edat olmadığını fark ettiniz mi?

When you say the rain is coming down, is pouring down,

Yağmur yağıyor, yağıyor dediğiniz zaman

there's that feeling of a lot but we don't use down here,

o his çok oluyor ama biz burada aşağıyı kullanmıyoruz

because it's not a lot, just a little bit.

çünkü çok değil, birazcık.

So it's trying to rain, it's spitting a bit.

Yani yağmur yağmaya çalışıyor, biraz tükürüyor.

It's drizzling, the verb to drizzle.

Çiseliyor, çiselemek fiili.

Have you ever made a cake?

Hiç kek yaptın mı?

I can't hear your answer, but, when you make a cake

Cevabınızı duyamıyorum, ama bir pasta yaptığınızda

and you have the icing, when you put the icing on top,

ve kremanız olduğunda, kremayı üstüne koyduğunuzda,

that verb is to drizzle, to do this with the icing.

bu fiil çiselemek, bunu krema ile yapmaktır.

So, to drizzle, also for rain.

Yani, yağmur için de çiselemek için.

This situation, you're walking in the street,

Bu durumda, sokakta yürüyorsun,

the sun is shining, everything's happy,

güneş parlıyor, her şey mutlu,

but then it starts to rain and you don't have your umbrella.

ama sonra yağmur yağmaya başlıyor ve şemsiyen yok.

We have an expression for this situation.

Bu durum için bir ifademiz var.

What is it?

Nedir?

What do you think?

Have a guess, I'll give you two seconds.

Ne düşünüyorsun?

Bir tahminde bulunun, size iki saniye vereceğim.

(Clock ticking)

(Saat tıkır tıkır)

I got caught in the rain.

Yağmura yakalandım.

So we're using the verb to catch in a passive

Yani,

like the weather tricked you.

hava durumu sizi kandırdı gibi bir pasifliği yakalamak için fiili kullanıyoruz.

Like Haha, you got wet, you got wet.

Haha gibi, ıslandın, ıslandın.

Which brings us to the next point.

Bu da bizi bir sonraki noktaya getiriyor. Örneğin

When you get caught in the rain for example,

yağmura yakalandığınızda

and now water is everywhere.

ve artık her yerde su varken.

On your clothes, in your hair, lucky you just everywhere.

Kıyafetlerinde, saçlarında, her yerde şanslısın.

The three most common ways to say I have water on me,

Üzerimde su var demenin en yaygın üç yolu,

the most common I'm wet.

en yaygını da ıslakım.

That's the standard way of saying, there is water on me.

Üzerimde su var demenin standart yolu bu.

I'm very wet, I'm soaked,

Çok ıslandım, sırılsıklam oldum

or I'm soaking.

ya da sırılsıklam.

An optional, I'm soaking wet.

İsteğe bağlı, ıslanıyorum.

Or an extreme version, I'm drenched.

Ya da aşırı bir versiyon, sırılsıklam oldum.

We don't change this to I'm drenching, no, I don't know why.

Bunu sırılsıklam ediyorum diye değiştirmiyoruz, hayır, neden bilmiyorum.

Anyway, when was the last time that you were wet,

Her neyse, en son ne zaman ıslandın,

soaking wet or drenched and why?

sırılsıklam ıslandın ya da sırılsıklam oldun ve neden?

Wait, wait, wait, there's another expression that we use

Bekle, bekle, bekle, yağmurla kullandığımız bir tabir daha var ki

with rain, which also doesn't have anything

bunun da

to do with the weather.

havayla alakası yok.

When you have plans with someone,

Biriyle planlarınız olduğunda

and then you want to either cancel them or delay them,

ve sonra onları iptal etmek veya ertelemek istediğinizde,

you say this,

bunu dersiniz,

hey, are we still meeting today?

hey, bugün hala görüşüyor muyuz?

Ah, I'm sorry, I have to work today,

Ah, üzgünüm, bugün çalışmak zorundayım,

I have to take a rain check.

yağmur kontrolü yapmam gerekiyor.

Now I've taught this expression a few times,

Şimdi bu ifadeyi birkaç kez öğrettim,

you can click right there to watch a whole video

about canceling and rescheduling plans.

planların iptal edilmesi ve yeniden planlanmasıyla ilgili bir videonun tamamını izlemek için hemen oraya tıklayabilirsiniz.

But this expression to take a rain check,

Ama bu ifade yağmur kontrolü yapmak içindir,

or you could simply just say,

ya da basitçe,

hey, I'm rain check.

hey, ben yağmur kontrolüyüm diyebilirsiniz.

That's enough, we both know that you want to delay

Bu kadar yeter, ikimiz de

the event, the meeting until later.

etkinliği, toplantıyı daha sonraya ertelemek istediğini biliyoruz.

And it's not specific about time, so you could respond

Ve zamanla ilgili belirli değil , bu yüzden şöyle yanıt verebilirsiniz

like this, can we take a rain check on today?

, bugün yağmur kontrolü yapabilir miyiz?

Next week, I'll have more time.

Gelecek hafta, daha fazla zamanım olacak.

See?

Görmek?

Super easy.

Süper kolay.

So try to use that in your next conversation

where you have to delay or cancel plans.

Planları ertelemeniz veya iptal etmeniz gereken bir sonraki konuşmanızda bunu kullanmayı deneyin.

Duh, sorry, I did it, again.

Üzgünüm, yine yaptım.

This is a lesson about the weather

Bu hava durumuyla ilgili bir ders

and I'm talking about canceling plans, stupid teacher.

ve ben planları iptal etmekten bahsediyorum aptal öğretmen.

How can we describe the clouds before the rain

Yağmurdan önceki bulutları

or just rubbish gray clouds?

veya çöp grisi bulutları nasıl tarif edebiliriz?

The general word to describe, it's just cloudy.

Açıklanacak genel kelime , sadece bulutlu.

There's no rain, but no sun.

Yağmur yok ama güneş yok.

Just gray skies,

Sadece gri gökyüzü

we say, it's overcast.

diyoruz, hava bulutlu.

Again, this just means it's gray, it's cloudy.

Yine, bu sadece havanın gri olduğu, bulutlu olduğu anlamına gelir.

The sky isn't blue or fun.

Gökyüzü mavi ya da eğlenceli değil.

And this is fine for formal or informal conversations,

Ve bu, resmi veya gayri resmi konuşmalar için iyidir,

but for casual conversations,

ancak gündelik konuşmalar için

we prefer to talk about the mood of the sky.

gökyüzünün ruh hali hakkında konuşmayı tercih ederiz.

It's gray, it's depressing and...

Gri, iç karartıcı ve...

It's so gloomy.

Çok kasvetli.

It looks so miserable out.

Dışarısı çok sefil görünüyor.

It's miserable, and again, we can add that preposition out.

Bu sefil ve yine, bu edatı ekleyebiliriz. Kelimenin

Literally outside or and my favorite one,

tam anlamıyla dışarıda veya en sevdiğim

those clouds definitely don't look happy.

bulutlar kesinlikle mutlu görünmüyor.

So thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

By the way, you just watched a whole video about rain,

Bu arada, az önce yağmurla ilgili bir video,

English expressions about rain.

yağmurla ilgili İngilizce ifadeler izlediniz.

Never trust me again.

Bana bir daha asla güvenme.

I'll see you next time though.

Yine de bir dahaki sefere görüşürüz.

(upbeat music)

(iyimser müzik)