5 MOST USEFUL English expressions that you didn't learn at school!

Okulda öğrenmediğiniz EN ÇOK KULLANILAN 5 İngilizce İfade!

1,595,005 views

2017-06-17 ・ Learn English with Papa Teach Me


New videos

5 MOST USEFUL English expressions that you didn't learn at school!

Okulda öğrenmediğiniz EN ÇOK KULLANILAN 5 İngilizce İfade!

1,595,005 views ・ 2017-06-17

Learn English with Papa Teach Me


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
You've been studying english a long time you know you're good, but then you visit an english-speaking country, and you're like
0
30
6180
Uzun zamandır İngilizce çalışıyorsunuz,
İyi olduğunuzu biliyorsunuz
Sonra İngilizce konuşulan bir ülkeyi ziyaret ediyorsunuz ve şöyle oluyorsunuz:
00:06
I know my english is good. Why don't I understand you and you I don't understand you you in the back
1
6210
6120
-İngilizcemin iyi olduğunu biliyorum,
..Seni neden anlamıyorum?..
..seni de..
..seni de anlamıyorum..
..Arkadaki, seni de anlamıyorum..
00:12
I don't understand you. Well. We have a Few English expressions
2
12330
3239
Pekala, muhtemelen okulda öğrenmediğiniz..
00:15
Which you probably didn't learn in school, but we use all the time
3
15570
3809
..ama bizim her zaman kullandığımız birçok İngilizce ifademiz var.
00:19
So here are five really useful really common English expressions
4
19660
4279
İşte gerçekten çok kullanılan, gerçekten yaygın olan 5 İngilizce ifade
00:26
Number one is not fast not bothered. What does it mean you?
5
26170
4160
Bir numara:
Ne demek bu??
00:33
[want] to go for dinner and your friend says where shall we go for dinner Italian food Thai food
6
33700
5629
Akşam yemeğine gitmek istiyorsun ve..
arkadaşın da diyor ki: "Yemeğe nereye gidelim?"
İtalyan yemeği mi, Tay yemeği mi?
00:39
What kind of food and you want to say?
7
39430
2629
Ne tür bir yemek?
ve sen de demek istiyorsun ki:
00:43
Everything sounds great. This is good. This is good. This is good. [I] have no preference you could say
8
43030
5479
-Hepsi kulağa harika geliyor.
Bu da iyi bu da iyi bu da iyi.
Bir tercihim yok.
Diyebilirsiniz ki:
00:49
I'm not fast usually we contract it - not [fast]
9
49539
4250
I'm Not fussed
Genelde "Not fussed" şeklinde kısaltıyoruz.
Söylenişi:
00:55
pronunciation that sounds like it bust bust
10
55120
3020
Bu "T" gibi söyleniyor.
FasT
00:58
Not facet no and eat the tea
11
58660
2959
FasSED değil,
olmaz.
T'yi de yutuyoruz
01:01
so not fast not fast where do you want to go not fast or
12
61620
5369
yani "No' fast"
-Nereye gitmek istersin?
-Not fassed.
Veya
01:08
Not bothered not bothered not fast. This is a super common way to say I have no preference
13
68680
6470
"Not bothered
(Türkçe'de: "Bana uyar, farketmez" gibi bir şey)
Bu tercihim yok demenin süper yaygın bir ifadesidir.
01:15
Whatever you suggest. I'm happy with it and personally [I] am terrible at making [decisions]
14
75759
5900
Önereceğin her şeyden memnun olurum.
Ve şahsen ben karar vermekte berbatımdır. Bu yüzden bu ifadeyi her seferinde kullanırım.
01:21
So I use that expression all the time where do you want to go? I'm not first? What do you want to do today [Ali]?
15
81659
6450
Nereye gitmek istersin ?
I'm not fussed.
Bugün ne yapmak istersin Aly?
01:28
I'm not bothered. You're really not helpful
16
88689
2750
Not bothered.
Gerçekten hiç yardımcı olmuyorsun.
01:32
Hmm. This is basically every conversation
17
92020
2720
Şimdiye kadar arkadaşlarımla olan her konuşmamızın temeli böyle.
01:34
I ever have with my friends number two fair enough pronunciation be careful of that end R
18
94740
6029
2 numaraa:
Telaffuzu
Sondaki R’ye dikkat edin
01:40
Remember British English has linking R
19
100869
2569
Hatırlayın, İngiliz İngilizcesi’nde bağlanan R vardır.
01:43
So that end [R] sound links into the next word fair enough fair enough
20
103600
5540
Yani sondaki R sesi bir sonraki kelimeye bağlanır.
01:49
Say with me fair enough, when do we use it we want to say that's acceptable. That's okay
21
109780
6619
Benimle birlikte söyleyin
Bunu ne zaman kullanırız??
Şunu demek istediğimizde,
“Kabul edilebilir”
“Sorun değil”
01:56
I accept that that's a that's fine
22
116399
2040
“Kabul ediyorum”
“Olur ya”
02:02
It's your birthday party, but one friend cannot come why because they're working. I mean it's bad, but
23
122530
7160
Doğum günü partiniz var ama bir arkadaşınız gelemiyor
Niye,
Çünkü çalışıyorlar
Yani kötü bir şey ama..
02:11
You're not going to be angry your friend from working they have to work so your response is going to be
24
131440
5630
Çalışıyor diye arkadaşınıza kızmayacaksınız
Çalışmak zorundalar
Yani cevabınız “That’s fair enough” olacak
02:17
That's that's fair enough. You have to work. I understand hmM now
25
137530
4850
-Çalışmak zorundasın, anlıyorum...
02:22
The whole sentence is that's fair enough, but most commonly we lose that
26
142380
4619
Tam cümle “That’s fair enough”
Fakat en yaygın olanı,
bunu yok ederiz.
02:27
You have to work fair enough
27
147880
2089
02:30
So in [arguments]. This is a great way to stop an argument when you don't want to continue arguing
28
150610
6619
Tartışmalarda.
Tartışmaya devam etmek istemiyorsan tartışmayı durdurmanın en güzel yolu budur.
02:40
Maybe you and another person have different opinions on religion politics
29
160360
4190
Belki senin ve başka bir insanın din hakkında, politika hakkında, her ne ise, farklı görüşleri vardır.
02:44
Whatever you want to stop the argument for example. I'll learn [trub]
30
164770
5089
Tartışmayı bitirmek istiyorsunuz.
Örneğin:
-Trump’ı seviyorum!
02:50
very simply you can say
31
170680
2000
Çok basitçe diyebilirsiniz ki:
02:53
You love tripp fair enough fair enough
32
173410
2419
Trump’ı mı seviy... Fair enou-fair enough
02:56
This stops an argument because you're saying okay your that's your opinion. This is my opinion
33
176560
5059
Bu bir tartışmayı bitirir çünkü diyorsun ki:
Tamam o senin fikrin, bu benim fikrim
03:02
You're not going to change my [mind]. I'm not going to change your mind. Let's stop done
34
182680
4460
sen benim fikrimi değiştirmeyeceksin, ben de seninkini değiştirmeyeceğim,
Bitirelim.
Bitti.
03:08
The next one is to say I suppose so commonly we lose the eye
35
188590
4550
Sıradaki: “I suppose so”
Genelde I’ı yok ederiz.
03:13
[we] just say suppose so but in conversation
36
193330
3589
Sadece ‘suppose so’ deriz.
Ama bir diyalog halindeyken hızlı konuşuruz.
03:16
We speak fast so it sounds like suppose, so yeah suppose, so but what does it mean?
37
196920
6000
Bu yüzden 'spoğ so gibi' duyulur.
Peki ama anlamı ne?
03:23
One reason is when you agree to do something and you're saying hmM. I?
38
203440
4009
Bir anlamı, bir şeyi yapmayı kabul ediyorsunuz ve şunu dersiniz:
“Hmm, bence bir sakıncası yok”
03:28
Don't see why not why not, okay fine?
39
208239
2870
“Neden olmasın ki, peki, tamam”
03:31
for example
40
211870
2000
Örneğin:
03:35
Perhaps a young boy is saying to his mum. Can we get some ice cream and the mum wants to say?
41
215050
5330
Belki bu genç adam annesine diyordur ki:
-Dondurma alabilir miyiiz!?
Anne de demek istiyor ki:
03:40
Okay, [I] why not sure
42
220989
2120
-Olur neden olmasın, tabi
03:45
Yeah, [I] suppose so so maybe she doesn't completely want to but she's also saying I don't see a reason
43
225730
7819
Yani belki de tam istemiyordur
Ama aynı zamanda diyor ki:
Olmaması için bir neden görmüyorum.
03:53
Why not?
44
233560
2000
03:59
Remember you agree with something so it could be someone says something
45
239440
4549
Hatırlayın, biriyle aynı fikirdesiniz.
Mesela birisi diyor ki:
04:03
Oh, I think he's a zombie [and] you want to say hmm. Yeah, I think that's true. I think you're right you could say
46
243989
7290
-Ay bence o bir zombi!
Sen de demek isiyorsun ki:
-Aynen bence de, bence haklısın.
Diyebilirsiniz ki:
04:12
Hmm. Yeah, I suppose so looks pretty zombie remember the pronunciation the you we usually drop it sounds more like
47
252489
7940
-Hmm evet I suppose so.
Telaffuzunu unutmayın.
“U” genelde düşüyor. Daha çok “spoğz” gibi oluyor.
04:20
[Bows]
48
260979
1021
04:22
spose
49
262000
1200
04:23
Suppose, so next one I'm afraid
50
263200
2250
Sıradaki:
04:26
Blah blah blah remember that I'm afraid means I'm scared yeah
51
266060
5030
nokta nokta nokta
I’m afraid’in “korkuyorum” demek olduğunu hatırlayın.
04:31
But in another context you can use it to say in a polite way, I'm sorry, but Bla Bla
52
271460
6199
Ama başka bir bağlamda, nazik bir şekilde söylemek için kullanabilirsiniz.
Üzgünüm ama..nokta nokta
04:37
So it could be to refuse something it could be to give information. Which is maybe bad news
53
277820
5390
Yani, bir şeyi reddetmek olabilir
Bir şey hakkında bilgilendirmek olabilir, kötü bir haber gibi mesela
04:45
if
54
285920
1440
04:47
Someone invites you to something can you come to my party, but you want to say ah I'm so sorry I can't
55
287360
6559
Birisi sizi bir şeye davet ediyor
-Partime gelebilir misin?
Ama siz demek istiyorsunuz ki:
-Çok üzgünüm, gelemem.
04:54
then you could say this ah
56
294530
2000
O zaman şöyle söyleyebilirsiniz:
04:58
I'm afraid I can't the pronunciation
57
298190
2809
-Ah, I’m afraid, I can’t
Telaffuzu:
05:01
We've got the schwa afraid afraid I'm afraid I'm afraid I
58
301220
5870
Burada “schwa” var. (Türkçe'deki ı harfi)
05:07
can't
59
307850
1350
05:09
pronunciation should be very careful ah
60
309200
2000
Telaffuzu çok dikkatli olmalı.
05:11
stay with me ah
61
311930
1770
Benimle birlikte söyleyin
05:13
can't I'm
62
313700
1470
05:15
Afraid I can't I'm afraid I can't
63
315170
2809
05:18
Remember of course in this context. I'm afraid means. I'm sorry not I'm scared [now]
64
318500
5720
Unutmayın bu bağlamda "I’m afraid", "üzgünüm" anlamına gelir, "korkuyorum" değil.
05:24
[with] missing a word here. I'm
65
324800
2000
Şimdi burada bir kelimeyi atlıyoruz.
05:27
Afraid that I can't but typically we don't usually put [to] that
66
327710
4250
I’m afraid “that” I can’t
Ama genelde that koymayız.
05:32
We just [say] I'm afraid I can't I'm afraid he can't she can't
67
332540
4880
Sadece “ I’m afraid I can’t” deriz.
Im afraid he can’t
She can’t
05:37
Or much more simple and more versatile. I'm afraid not. I'm sorry [no]
68
337910
5450
Ya da çok daha basit ve çok yönlüsü:
“I’m afraid not”
“Üzgünüm, hayır.”
05:43
Do you want to come out tonight? I'm afraid not are you feeling Super British now?
69
343700
5209
-Akşam gelmek ister misin?
“I’m afraid not”
Artık kendinizi süper İngiliz hissediyor musunuz?
05:48
Well, you should after this fifth expression which is this
70
348920
3199
Beşinci ifadeden sonra artık hissetmelisiniz. O da şu:
05:52
May as well or might as well this expression is super super common. You definitely need to learn it
71
352640
6440
Bu ifade acccaayip yaygın.
Bunu kesinlikle öğrenmeniz lazım
05:59
So what does it mean? How do we use it ah?
72
359150
2599
Peki anlamı ne, nasıl kullanırız
06:04
You arrive at a party and the party is rubbish. There's like one person
73
364940
4700
Bir partiye gittiniz ve parti çok saçma
Sevmediğiniz bir kişi orada, müzik de saçma
06:09
you don't like and the music is rubbish, and you're thinking oh if
74
369640
3989
Siz de şöyle düşünüyorsunuz:
06:14
I had stayed at home that would have been better than here or at least no different. No more or less
75
374150
7879
“Evde kalmak burda olmaktan daha iyiydi”
Ya da en azından eğlence bakımından, az ya da çok, bir farklılık olmazdı.
06:22
level of fun
76
382550
1770
06:24
Then you can say this
77
384320
2000
O zaman şunu söyleyebilirsiniz:
06:28
[ah] [I] might as well have stayed at home
78
388260
2279
“I might as well have stayed at home” (Evde kalsaydım bari)
06:31
pronunciation
79
391300
1500
Telaffuzu: T’yi yutun.
06:32
Eat the tea. I might as [well] might as well say with me might as well. I might as well
80
392800
7489
Benimle birlikte söyleyin
06:41
Grammar have stayed we've got present perfect that is because it's a past action
81
401230
5510
Cümle yapısı:
Have stayed
Present Perfect kullanıyoruz.
Sebebi, geçmiş bir eylem olması.
06:47
to stay at home that will be a past action so have stayed and
82
407350
5570
Evde kalmak. Bu geçmiş bir eylem olur.
Yani, have stayed.
06:53
Remember of course you can say I may as well may as well have stayed at home
83
413710
5059
Ve tabi ki “I may as well” de diyebileceğinizi unutmayın.
May as well have stayed at home.
06:59
This also could [be] a response to a suggestion when you want to say well
84
419290
5239
Bu aynı zamanda bir öneriye yanıt olabilir.
-Peki, yapacak daha iyi bir şey olmadığına göre.. demek isterseniz,
07:04
There's nothing better to do then you can also use this
85
424600
4220
O zaman da bunu kullanabilirsiniz.
07:11
Should we just shall we go home?
86
431680
2000
-Eve g.. eve gidelim mi?
07:15
He can say yeah might as well now. This is the short version. [what's] the long version?
87
435940
5690
O da diyebilir ki:
Yeah, might as well
Bu kısa haliydi. Uzun hali nasıl?
07:24
We might as well go home
88
444010
2000
We might as well go home (eve gidelim bari)
07:26
So notice in the previous example. We said I might as well have stayed at home
89
446440
5450
Bir önceki örneğe dikkat edin,
demiştik ki:
I might as well have stayed at home
07:32
Have stayed because it's a past action which was better
90
452440
4100
Have stayed, çünkü o daha iyi olan geçmiş bir eylem.
07:37
This action is a future action
91
457390
2660
Bu eylem gelecek eylem.
07:40
Might as well go home in the future
92
460690
2570
(Eve gidelim bari)
Gelecekte
07:43
There's no house might as well go
93
463810
2780
Burada “have” olmaz.
07:47
Home and that verb will not change whether it's he she it doesn't matter. It's always in the infinitive
94
467050
7549
Ve “he,she,it” de olsa bu fiil değişmez.
Hiç farketmez
Her zaman mastar olacak.
07:55
Now I did just say use it when there is nothing better to do. I don't mean wow
95
475600
6380
Az önce “ yapacak daha iyi bir şey olmadığında kullanın” dedim.
“Oha bundan daha iyi bir şey olamaz!” anlamında söylemedim.
08:02
There is nothing better to do I don't mean it like that. I mean it like this
96
482010
5429
Bu anlamda söylemedim.
Şöyle demek istedim:
08:08
Well nothing better to do [I] can't think of anything
97
488770
3859
-Puff, eh, yapacak daha iyi bir şey olmadığına göre... Aklıma bir şey gelmiyor.
08:13
Like [that] so so be careful. How you use it try [to] use those expressions in the comments and in your real life
98
493300
6739
Böyle yani :D
Yani nasıl kullandığınıza dikkat edin
Bu ifadeleri yorumlara yazarak ve gerçek hayatınızda kullanmaya çalışın
08:20
That's how you're going to learn I'll see you in the next class. See you later
99
500500
4489
İşte öğrenmenizin yolu bu
Bir daha ki derste görüşürüz, hoşçakalın
08:26
you
100
506390
2000
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7